ÇEVRE - 18 Ekim 2024 Cuma 09:27

Silifke’de 55 mahallenin içme suyu kapasitesi arttırılıyor

A
A
A
Silifke’de 55 mahallenin içme suyu kapasitesi arttırılıyor

Mersin Büyükşehir Belediyesine bağlı Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi (MESKİ) Genel Müdürlüğünce, Silifke ilçesinde başta Uzuncaburç Mahallesi olmak üzere 55 mahallenin içme suyu kapasitesini artıracak çalışmalara devam edildiği bildirildi.


MESKİ’nin yatırım bedeli 38 milyon 307 bin lira olan yapım işi kapsamında mevcut terfi merkezi revize edilerek, muhtelif çaplarda içme suyu hattı döşenecek. Ayrıca, 200 ve 300 metreküp içme suyu deposu da inşa edilecek. Silifke ilçesinde Gökler Deresinden terfi edilen toplam 138,88 lt/sn içme suyu sayesinde Uzuncaburç Mahallesi de dâhil olmak üzere toplam 55 mahallenin içme suyu rezervi artırılmış olacak.


MESKİ’nin çalışmalarıyla Erdemli’deki mahallelerde içme suyu çalışmasından faydalanacak.



Silifke’de 55 mahallenin içme suyu kapasitesi arttırılıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun ‘Menopoz dönemini yaşam tarzı değişiklikleri ile rahat geçirmek mümkün’ Menopozun, kadınlarda adet döngülerinin kalıcı olarak sona erdiği, doğurganlığın sonlandığı doğal bir süreç olduğunu belirten Opr. Dr. Zeynep Banu Erdoğdu, “Genellikle 45-55 yaşları arasında görülür, ancak her kadında farklı yaşlarda başlayabilir. Menopoz, vücuttaki hormon seviyelerindeki değişikliklerle ilişkilidir. Bu dönemde yapılacak yaşam tarzı değişiklikleri, doktor kontrolleri ve gerekli tedavilerle bu süreci daha rahat geçirmek mümkündür” dedi. VM Medical Park Samsun Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Zeynep Banu Erdoğdu 18 Ekim Dünya Menopoz Günü dolaysıyla bilgilendirmelerde bulundu. Menopozun, kadınlarda adet döngülerinin kalıcı olarak sona erdiği, doğurganlığın sonlandığı doğal bir süreç olduğunu belirten Opr. Dr. Zeynep Banu Erdoğdu, “Genellikle 45-55 yaşları arasında görülür, ancak her kadında farklı yaşlarda başlayabilir. Menopoz, vücuttaki hormon seviyelerindeki değişikliklerle ilişkilidir. Özellikle östrojen ve progesteron hormonlarının üretiminin azalmasıyla karakterizedir. Bu süreçte yumurtlama durur ve kadın artık çocuk sahibi olamaz” dedi. Dr. Erdoğdu, menopozun üç temel aşamada incelenebileceğini söyleyerek şu bilgileri paylaştı: “Perimenopoz dönemi menopozun yaklaştığı, fakat hala adet döngüsünün devam ettiği süreçtir. Östrojen seviyelerindeki dalgalanmalar nedeniyle adet düzensizlikleri, sıcak basmaları, ruh hali değişiklikleri, gece terlemeleri ve uyku bozuklukları gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Perimenopoz birkaç yıl sürebilir. Menopoz, kadının ardışık 12 ay boyunca adet görmemesi ile resmi olarak başlamış kabul edilir. Bu dönemde yumurtlama durur, hormon seviyeleri belirgin şekilde düşer ve artık doğurganlık sona erer. Postmenopoz ise menopoz sonrası dönemi ifade eder. Vücut düşük östrojen seviyelerine alışırken, kemik erimesi (osteoporoz) ve kalp hastalığı gibi uzun vadeli sağlık riskleri bu dönemde artabilir. Bu nedenle bu süreçte düzenli doktor kontrolleri önemlidir.” Menopoz belirtileri Her kadında menopoz belirtilerinin farklı şiddette yaşanabileceğini belirten Opr. Dr. Erdoğdu, yaygın olarak görülen belirtileri şöyle sıraladı: “Sıcak basmaları ve gece terlemeleri: Ani vücut sıcaklığı artışları, özellikle gece terlemeleri yaygındır. Uyku bozuklukları: Hormonal değişiklikler uyku düzenini etkileyebilir ve uyku kalitesini düşürebilir. Ruh hali değişiklikleri: Anksiyete, depresyon, sinirlilik gibi duygusal dalgalanmalar yaşanabilir. Vajinal kuruluk: Düşen östrojen seviyeleri vajinal dokuların elastikiyetini ve nemini azaltabilir, bu da cinsel ilişki sırasında rahatsızlığa neden olabilir. Kemik yoğunluğunda azalma: Östrojen kaybı, kemik yoğunluğunu azaltarak osteoporoza yol açabilir. Saç ve cilt değişiklikleri: Saç dökülmesi ve ciltte kuruluk görülebilir.” “Doğru beslenme oldukça önemli” Menopoz sürecinde yaşanan hormonal değişikliklerin yaşam kalitesini etkileyebileceğini dile getiren Opr. Dr. Erdoğdu, “Ancak doğru bakım ve yaşam tarzı değişiklikleriyle bu belirtiler hafifletilebilir. Menopoz döneminde dengeli bir beslenme önemlidir. Kalsiyum ve D vitamini yönünden zengin gıdalar tüketmek, kemik sağlığını korumaya yardımcı olur. Ayrıca, meyve, sebze, tam tahıllar ve sağlıklı yağlar içeren bir diyet menopoz semptomlarını hafifletebilir. Düzenli fiziksel aktivite, hem kemik sağlığını korur hem de ruh halini iyileştirir. Hafif ağırlık kaldırma egzersizleri, yürüyüş ve yoga menopoz döneminde önerilen egzersizler arasındadır” ifadelerini kullandı. “Biyoeşdeğer östrojenin faydaları” Doktor tarafından önerilen östrojen veya progesteron takviyelerinin bazı kadınlar için semptomları hafifletmek amacıyla uygulanabileceğini belirten Opr. Dr. Erdoğdu, “Biyoeşdeğer östrojen, menopoz döneminde östrojen seviyelerindeki düşüşe bağlı belirtileri hafifletmek için kullanılan, vücutta doğal üretilen östrojenle kimyasal olarak birebir aynı yapıya sahip hormonlardır. Genellikle bitkisel kaynaklardan elde edilen bu östrojenler, sıcak basması, gece terlemesi ve vajinal kuruluk gibi menopoz belirtilerini hafifletmek için kullanılır. Biyoeşdeğer östrojen tedavisi, hormon dengesini yeniden sağlayarak yaşam kalitesini artırmayı hedefler, ancak bu tedavinin herkes için uygun olup olmadığı doktor tarafından değerlendirilmelidir. Ancak, hormon tedavisi herkes için uygun olmayabilir ve muhtemel yan etkiler konusunda doktorunuza danışmanız önemlidir. Menopozun duygusal etkileriyle başa çıkmak zorlayıcı olabilir. Gerekirse bir terapistten destek almak, ruh hali değişikliklerini yönetmeye yardımcı olabilir” şeklinde konuştu. “Menopoz döneminde yapılması gereken kontroller” Menopoz döneminde sağlık kontrollerinin büyük önem taşıdığına dikkat çeken Opr. Dr. Erdoğdu, açıklamasını şöyle tamamladı: “Düzenli yapılan mamografi, kemik yoğunluğu ölçümü ve jinekolojik muayeneler, muhtemel sağlık sorunlarını erken aşamada tespit etmeye yardımcı olur. Ayrıca, kalp sağlığı ve kemik sağlığına yönelik testler de bu dönemde önem kazanır. Menopoz her kadının yaşadığı doğal bir süreçtir. Bu dönemde yapılacak yaşam tarzı değişiklikleri, doktor kontrolleri ve gerekli tedavilerle bu süreci daha rahat geçirmek mümkündür.”
İstanbul Güney Kafkasya Bölgesel İşbirliği Platformu’nun 3. Toplantısı başladı Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Güney Kafkasya Bölgesel İşbirliği Platformu’nun 3. Toplantısının açılış konuşmasında,"Yakın coğrafyamızda yaşadığımız çalkantılı süreçler, savaşlar, Ortadoğu’da İsrail’in yarattığı insani felaket ve zulüm sarmalı bölgesel düzeyde diyalog ve işbirliğinin ne kadar önem arz ettiğini bir kez daha ortaya koyuyor" dedi.Güney Kafkasya Bölgesel İşbirliği Platformu’nun 3. Toplantısı İstanbul’da gerçekleştiriliyor. Toplantıya Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov katılıyor. Dışişleri Bakanı Fidan, toplantının açılışında bir konuşma yaptı.Dışişleri Bakanı Hakan Fidan konuşmasında, “Bugün, Güney Kafkasya’da kalıcı barışın temini ve işbirliği olanaklarının değerlendirilmesi amacına matuf bir istişare zemini olan 3+3 Bölgesel İşbirliği Platformu’nun 3’üncü toplantısı için bir araya gelmiş durumdayız. Azerbaycan, Ermenistan, İran ve Rusya Dışişleri bakanlarına ve heyetlerine İstanbul’a hoş geldiniz diyorum. Kısaca 3+3 Platformu olarak tanımladığımız bu mekanizmanın oluşturulması fikri, 2. Karabağ Savaşı’nda ateşkesi sağlayan 9 Kasım 2020 tarihli 3’lü bildirisinin imzalanmasını izleyen haftalarda ortaya çıktı. Temel hedefi Güney Kafkasya’yı yakından ilgilendiren tüm konuların ele alınacağı bir zemine duyulan ihtiyaca cevap vermektedir. Platformun adının 3+3 olmasına rağmen salonda maalesef bir katılımcımız eksik. Yakın komşumuz ve dostumuz Gürcistan’ın yerinin baki olduğunu ve arzu ettiği zaman bu platforma dahil olabileceğini sizlerin önünde bir kez daha ifade etmek isterim. Yakın coğrafyamızda yaşadığımız çalkantılı süreçler, savaşlar, Ortadoğu’da İsrail’in yarattığı insani felaket ve zulüm sarmalı bölgesel düzeyde diyalog ve işbirliğinin ne kadar önem arz ettiğini bir kez daha ortaya koyuyor. Güney Kafkasya’ya bakışımızın temelinde de bölgesel sahiplenme anlayışımız bulunmakta. Bölgesel sorunları en iyi, o bölgenin devletlerinin bildiğine ve onların çözebileceğine inanıyoruz. Nitekim bu vizyonumuzun tezahürü olarak toplantımızın ana neticelerine dair bir ortak bildiriyi de görüşmelerimizin sonunda kabul etmeyi öngörüyoruz” dedi.