GÜNDEM - 17 Ekim 2024 Perşembe 13:55

Mersin’de ’Dünya Gıda Ve Etik Günü’ paneli

A
A
A
Mersin’de ’Dünya Gıda Ve Etik Günü’ paneli

Mersin Büyükşehir Belediyesi, Tarım ve Gıda Etiği Derneği (TARGET), TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Mersin Şubesi ve Ziraat Mühendisleri Odası tarafından, bu yıl aynı güne denk gelen ‘Dünya Gıda Günü’ ve ‘Dünya Etik Günü’ kapsamında ‘Dünya Gıda ve Etik Günü Paneli’ gerçekleştirildi.


Kongre ve Sergi Sarayında yapılan ve alanında uzman akademisyenler ile isimlerin yer aldığı panelde, gıdaya erişim ana teması başta olmak üzere pek çok önemli konu konuşuldu. Gıdaya adil ve eşit bir şekilde ulaşım konusunda dünya çapında yaşanan sıkıntılara değinilen panelde, rakamsal veriler de paylaşıldı. Panelde ayrıca, adil gıdaya erişimin en önemli başlangıcı olan ‘sürdürülebilir gıda ve tarım’ konusunda neler yapılabileceği ve nasıl bir yol izlenebileceği konusunda fikir paylaşımları yapıldı.



Daha güzel ve adil bir yaşam için gıda hakkı konuşuldu


Açılış konuşmaları ile başlayan panelin ‘özel sunumlar’ bölümünde TARGET Kurucu Üyesi Prof. Dr. Neyyire Yasemin Yalım, ‘etik neye yarar’ konu başlığında, BM Gıda Hakkı Önceki Raportörü Prof. Dr. Hilal Elver, ‘daha güzel bir yaşam ve daha güzel bir gelecek için gıda hakkı’ konu başlıklarıyla bilgiler paylaştı.


Panelin 2. oturumunda ise, ‘Toplumsal ve Kültürel Bir Değer Olarak Gıda’ bölümünde Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Prof. Dr. Erdem Denk, ‘50 bin yıllık mücadele: Gıda özgürlüğü mü, gıda güvenliği mi?’ konusuna değinirken, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nden Prof. Dr. Evrim Ölçer Özünel ise, ‘Geleceğe miras: Sürdürülebilir bir gıda kültürü oluşturmak’ konusuna değindi. Panelin ‘Temel Bir Etik Sorun Alanı Olarak Gıda Güvenliği’ başlıklı bölümünde ise TARGET 2. Başkanı R. Petek Ataman, ‘RASFF verileri üzerinden gıda güvenliği sorunu’ ve ‘Tarım ilacı kalıntısı’ konuları üzerine bilgiler paylaştı.



“Sürdürülebilir tarım ve gıda sistemini oturtmamız gerekiyor”


Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Selçuk Şahutoğlu, 2020 yılında başlayan pandemi ve devamında yaşanan süreçlerin, gıdaya erişimin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdiğini belirterek, “İşsizlik, enflasyon, tarımsal politikalar, girdi maliyetleri, bunların hepsini bir araya getirdiğinizde, gıdaya erişimin son zamanlarda zorluğunu aslında daha iyi anlıyoruz. Topraklarımız fakirleşiyor, su varlıklarımız azalıyor. Yerel tohumlar, biyolojik çeşitlilik azalıyor ve böylelikle de gıdanın güvenirliği, tarımın sürdürülebilirliği, tarım ve gıda sisteminin bizler için ne kadar elzem olduğu ön plana çıkıyor” dedi. Asıl sorunun, bencil ve sorumsuz bir tüketim olduğunu kaydeden Şahutoğlu, “Sürdürülebilir tarım ve gıda sistemini oturtmamız gerekiyor. Sürdürülebilir gıda sistemi herkes için yeterli, besleyici, güvenilir ve çeşitli gıdaya en uygun fiyata erişilebildiği, aynı zamanda da hiç kimsenin aç kalmadığı gıda güvenliğinin sağlandığı bir sistem olmalıdır” diye konuştu.


Sürdürülebilir tarım ve gıda sisteminin ekonomik, sosyal ve çevresel temellerden ödün vermeden herkes için uygulanması gerektiğini vurgulayan Şahutoğlu, “Bizler de bu düşünceyle, Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak küçük ölçekli aile işletmelerine destekler sunuyoruz. Bunu yaparken de üretimden sofraya kadar olan kısmı planlayarak, bu doğrultuda projeler geliştirerek uygulamaya çalışıyoruz. En başta üreticilerimizi; Mersin gibi tarımın zengin olduğu, deniz seviyesinden 3 bin rakıma kadar tarımın yapıldığı, 86 çeşit ürünün yetiştiği bir şehirde gıdanın önemi, aslında bizlere çok şey öğretiyor” ifadelerini kullandı.



“Adım adım ve yerli yerinde desteklerle üreticiyi desteklemeye devam edeceğiz”


Mersin’in sadece Türkiye değil, dünyada da önemli bir tarım kenti olduğunu, Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak da bu doğrultuda çalışmalar yaptıklarını söyleyen Şahutoğlu, “Üreticilerimize; bölgeye uygun fidanlar vererek destekliyoruz. Verilen fidanların yanı sıra, suya erişebilmeleri için kooperatifler marifetiyle sulama boruları dağıtıyoruz. Hasat sonrası vermiş olduğumuz makine ekipman destekleri ile de ürünlerin hem işlenebilmesi hem de katma değer sağlaması amacıyla desteklerimizi sürdürüyoruz. Sonrasında da hasat edilen ürünlerin pazarlanmasına, aynı zamanda tanıtılmasına yönelik faaliyetlerde bulunuyoruz. Ürün şenlikleri ve festivallerle hem o bölgenin hem de ürünün tanıtılması ve pazarlanması için etkinlikler düzenliyoruz. Kısacası; adım adım ve yerli yerinde desteklerle üreticiyi destekliyoruz ve desteklemeye de devam edeceğiz” şeklinde konuştu.



“Gıdaya erişilebilirlikten kasıt hem ekonomik hem de fiziksel erişilebilirliktir”


Birleşmiş Milletler Gıda Tarım Örgütü FAO’nun Türkiye Temsilciliği adına katılan Kıdemli Program Koordinatörü Özcan Türkoğlu, daha iyi bir yaşam ve gelecek için gıda hakkının önemini vurgulayan bir konuşma yaptı. Gıdanın 3 boyutunun; mevcut olması, erişilebilir olması ve yeterli olması olduğunu belirten Türkoğlu, “Erişilebilirlikten kasıt hem ekonomik hem de fiziksel erişilebilirlik. Ekonomik olarak siz gücünüzün yettiği ölçüde bu gıdaları satın alamıyorsanız, gıdanın varlığının da pek bir kıymeti kalmıyor. Bugün itibariyle rakamlar, biraz alarm verici düzeyde” diyerek, dünya genelinde herkesin gıdaya erişiminin ve gıdayla ilişkisinin aynı olmadığına dikkat çekti. Türkoğlu, gıdaya erişimi etkileyen sebepleri anlatırken, açlık ve kötü beslenme sarmalının nasıl yenileceği konusunda daha kapsayıcı, daha dirençli, daha etkili bir tarım gıda sistemine de vurgu yaptı.



Gıda Mühendisliği öğrencileri de panele ilgi gösterdi


Mersin Üniversitesi Gıda Mühendisliği 3. sınıf öğrencisi Eren Kirmit, panelin kendileri için çok eğitici olduğunu söyleyerek, “Gıdaya önem vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Artan nüfustan dolayı, gıdaya ulaşımımız azalıyor. Bu yüzden gıdayı ve tarım alanlarını korumalıyız. Sadece bugün değil, her gün gıda ve etik gününü anmamız gerektiğini düşünüyorum. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanımız Vahap Seçer başta olmak üzere, emeği geçen herkese teşekkür ederim” ifadelerine yer verdi.



Mersin’de ’Dünya Gıda Ve Etik Günü’ paneli

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Sıla bebeğin iddianamesi hazırlandı: Anneye ve çocuklara ağır cezalar talep edildi Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde 2 yaşındaki Sıla bebeğin, gördüğü cinsel istismar ve şiddet sonrasında kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmesiyle ilgili 5 şüpheli hakkında iki ayrı iddianame hazırlanarak ağır cezalar talep edildi. Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde 8 Eylül’de baygın halde Malkara Devlet Hastanesi’ne götürülen 2 yaşındaki Sıla Yeniçeri’nin vücudunda darp izleri ve morluklar tespit edilince durum polise ihbar edildi. Durumu ağır olan bebek, Tekirdağ Şehir Hastanesi’ne sevk edilerek beyin kanaması teşhisiyle ameliyat edildi. Fiziksel şiddet bulguları bulunan Sıla’nın DNA örnekleri incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. 30 günlük yaşam savaşını kaybetmişti Gizlilik kararı alınan soruşturmada, Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü ekipleri anne Bakiye Yeniçeri, birlikte yaşadığı Sanlı Ö. (57), komşuları Kani A. (32) ve çocukları G.A. (14) ile K.A.’yı (13) gözaltına aldı. Şüphelilerden tamamı tutuklanırken, Tekirdağ Barosu Başkanı Egemen Gürcün, adli tıp raporlarında Sıla’nın cinsel istismara uğradığının kesinleştiğini duyurdu. Malkara ilçesinde annesi tarafından bırakıldığı komşu çocukları tarafından gördüğü şiddet ve cinsel istismar sonucu 2 yaşındaki Sıla Yeniçeri hastanede gördüğü 30 günlük tedavinin ardından hayatını kaybetmişti. 2 ayrı iddianame hazırlandı Konuyla ilgili Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, anne Bakiye Y. (29), çocuklardan birinin babası olan komşu Kani A. (32) ve annenin birlikte yaşadığı Sanlı Ö. (57) hakkında hazırlanan iddianame, Tekirdağ 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Suça sürüklenen çocuklar G.K. (14) ile K.A. (13) için düzenlenen 2. iddianame de Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne iletildi. Anne için 67 yıl hapis cezası Hazırlanan iddianamede, anne Bakiye Y.’nin çocuğu Sıla ile ilgili "ihmali davranışla kasten insan öldürme", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" ve "aile hukukundan doğan yükümlülüğün ihlali" suçlarından toplam 67 yıl hapis cezasına çarptırılması istendi. Çocuklardan birinin babası olan komşu Kani A. için ise "çocuğun cinsel istismarı" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" suçlarından toplam 28 yıl 6 ay hapisle cezalandırılması talep edilirken, annenin birlikte yaşadığı Sanlı Ö. için "suçu bildirmeme ve gizleme" suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezası talep edildi. Çocuklara 66 ve 48 yıl Suça sürüklenen çocuklardan G.K.’nin, "çocuğun nitelikli cinsel istismarı" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" suçlarından toplam 66 yıl, K.A.’nın ise "nitelikli cinsel istismar" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" suçlarından 48 yıl, "kasten öldürme" suçundan ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edildi.