ÇEVRE - 10 Eylül 2024 Salı 09:33

Kalamarların yumurtlama davranışı değişiyor

A
A
A
Kalamarların yumurtlama davranışı değişiyor

Mersin Körfezi’nde yaygın Akdeniz türü olan Loligo vulgaris denilen kalamarların yumurtlama davranışı, deniz suyundaki ısınmaya bağlı süngerler, mercanlar, deniz çayırları ve makroalgler gibi habitat oluşturan grupların azalması nedeniyle değişim gösteriyor. Akdeniz’de yumurtlamak için doğal ortam bulmakta zorlanan kalamarlar, kaya altlarına ve deniz tabanında yer alan deniz çöpleri üzerine yumurta bırakmaya başladı. Kalamarların yumurtlama ve üreme davranışlarını inceleyen Dr. Deniz Ayas ve ekibi, sualtında çektiği video ile çiftler halinde gezen kalamarların yumurta bırakmasını görüntüledi.



Mersin Üniversitesi (MEÜ) Su Ürünleri Fakültesi İşleme Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Ayas, Mersin Körfezi’nin özellikle de Erdemli, Aydıncık arasındaki bölgenin Loligo vulgaris türü kalamarlar için çok önemli bir üreme alanı olduğunu söyledi. Bu alanların doğal olarak deniz çayırları, makroalgler, süngerler, mercanlar gibi habitat oluşturucu ekosistem elemanlarının yoğun olarak dağılımının olduğu bir bölge olduğunu ifade eden Ayas, "Kalamarlar bu bölgeleri yumurtlamak için yoğun olarak seçerler. Loligo vulgaris türünün üremesi için özellikle Mersin Körfezi’nin batı tarafı önem arz etmektedir" dedi.


"Kalamarın yumurtlama ve üreme davranışlarını izliyoruz"


Mersin Körfezi’nin Loligo vulgaris denilen yaygın kalamar türü için aynı zamanda önemli bir üreme alanı olduğuna işaret eden Ayas, "İki yıldır yaptığımız çalışmalarda, özellikle ağustos, eylül aylarında Loligo vulgaris dediğimiz yaygın Akdeniz türü olan kalamarın yumurtlama ve üreme davranışlarını izliyoruz. Gözlemlerimizde özellikle üreme gruplarının ağustos eylül aylarında oluştuğunu; dörtlü, beşli çiftler halinde üreme grupları oluştuklarını tespit ettik. Doğal olarak kalamarlar, süngerler, mercanlar, deniz çayırları, makroalgler gibi bitkisel yapılar üzerine yumurtalarını ya da yumurtaların bulunduğu kapsülleri bağlayarak bir yumurtlama davranışı gösteriyor" diye konuştu.


"Kalamar stokları üzerinde ciddi azaltıcı etkisi olabileceğini değerlendiriyoruz"


Özellikle son yıllardaki sıcak hava dalgalarından kaynaklı habitat oluşturan türlerin deniz suyunun sıcaklığına bağlı olarak belli bölgelerden ortadan kalkması nedeniyle kayalık substratların (kayalık yüzeylerin) kalamarlar için zorunlu bir tercih haline geldiğine dikkat çeken Ayas, şöyle devam etti: "Yani makroalgler yaygınlığını kaybetti. Süngerlerin azaldığını görüyoruz. Ya da genel anlamda habitat oluşturan canlı gruplarının azalmasına bağlı olarak kalamarların yumurta kapsüllerini bağlama noktasında zorunlu tercihleri kayalık substratlar olmuş. Ayrıca kalamarlar eğer doğal substrat bulamıyorsa pet şişe, balık ağları, halatlar, PVC borular gibi malzemelerinin üzerine de yumurta kapsüllerini yüzeye çıkmasını engelleyecek şekilde bağlama davranış geliştirmişler. Özellikle habitat oluşturan türlerin ortadan kalkmasının kalamarların yumurtlama davranışları üzerinde temel bir değişiklik yaptığını görüyoruz. Ve yapılan bu zorunlu tercihler nedeniyle kaya substratı ya da daha suni materyallere yumurta kapsülü bağlama davranışının, üreme başarısı ya da kalamar stokları üzerinde de ciddi azaltıcı etkisi olabileceğini değerlendiriyoruz"


"Kayalıkları zorunlu bir tercih olarak seçiyorlar"


Yürüttükleri çalışmanın, kalamar stoklarının insan faaliyetlerinden nasıl etkilendiğini ve gelecekte nasıl bir durumla karşı karşıya kalınabileceğiyle ilgili bir ön çalışma niteliği taşıdığını vurgulayan Ayas, "Aslında temelde biz şunu görüyoruz; doğada habitat oluşturucu türlerin, diğer türlere verdiği ekosistem hizmetlerinin çok önemli olduğunu, kalamarların, eğer ortamda makroalgler, mercanlar, süngerler ve deniz çayırları gibi daha uygun yumurta kapsülünü yapıştırma substratları yoksa daha az başarılı yumurta kapsülü yapıştırma oranı olan kayalık alanlardaki yüzeyleri zorunlu bir tercih olarak seçtiğini görüyoruz. Bunun dışında deniz tabanında tabii yaygın olarak deniz çöpü var. Bunlarda bu türün diğer tercihleri oluyor. Özellikle denizcilik faaliyetinden kaynaklı ağ ve halat benzeri malzemelere kalamarlar tarafından yaygın olarak yumurta kapsülünün bağlandığını görüyoruz" dedi.


"Kalamarlar 4 veya 5 çiftten oluşan üreme grupları oluşturuyor"


Kalamarların üreme grupları içerisindeki çiftlerin davranışlarını da anlatan Ayas, "Kalamarlar 4 veya 5 çiftten oluşan üreme grupları halinde kıyı zonuna geliyorlar. Seçtikleri substrat bir kaya ise önce erkek birey bu kayanın içerisine giriyor, kontrol ediyor. Daha sonra dişi birey kontrol ediyor. Bu durum gündüz gerçekleşmekte; özellikle sabah saatlerinde gözlenmiştir. Bir yada iki gün süren bu davranışın sonunda erkeğin eşliğinde dişi yumurtalarını bırakıyor. Aslında yumurta kapsül bağlama başarısı açısından kayalık substratların daha düşük nitelikli olduğunu görüyoruz. Nedeni de şu; kayalık substrata bağlanmış çok sayıda kapsülün, kayalık substratlardan ayrılarak deniz tabanında dağıldığını, etrafa saçıldığını görüyoruz" diye konuştu.


(FKE-

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir Körfezi Bilim Kurulu ilk toplantısı yapıldı Balık ölümlerine neden olan İzmir körfezindeki kirliliğin çözümü amacıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Murat Kurum’un talimatıyla oluşturulan İzmir Körfezi Bilim Kurulu’nun 3 çalışma grubu bugün İzmir’de toplandı. Acil eylem planının Eylül ayı sonunda açıklanacağını belirten Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Fatma Varank, uzun ve orta vadeli eylem planının da kasım ayı sonunda netleşecek şekilde çalışmaların aralıksız süreceğini kaydetti. İzmir Körfezi Bilim Kurulu’nun 3 çalışma grubu ilk toplantısı bugün Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Fatma Varank başkanlığında gerçekleştirildi. İzmir İktisat Kongresi Binası’nda düzenlenen toplantıda, 35 akademisyen İzmir Körfezi Acil Eylem Planı’nı hazırlayacak. Toplantıya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, İzmir Valisi Yardımcısı Kamil Köten ve akademisyenler katıldı. “Çözümlerin bilimsel temellere dayanması büyük önem taşımaktadır” Toplantıda konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Fatma Varank, “İzmir Körfezi’nde yaşanan balık ölümleri sadece bölgesel ekosistemimizi değil, aynı zamanda ülkemizin biyolojik çeşitliliği, balıkçılık sektörü ve kıyı topluluklarımızın sürdürülebilirliği açısından da büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bugün burada toplantımızın sebebi bu tehdide karşı birlikte harekete geçme gerekliliğidir. Balık ölümleri, çevresel sorunların çok boyutlu ve karmaşık doğasını bizlere bir kez daha hatırlatmaktadır. Bu olay iklim değişikliğinden su kalitesine kentsel kirliliğin deniz ekosisteminin bozulmasına kadar birçok farklı sektörün bir araya geldiği bir krizi işaret etmektedir. Bu nedenle bu soruna karşı geliştirilecek çözümlerin bilimsel temellere dayanması ve tüm paydaşların katılımıyla uygulanması büyük bir önem taşımaktadır. Bakanımızın acil yapılması gerekenlerle ilgili yol haritası çıkarılması talimatı verdiğini hepimiz geçen toplantıda biliyoruz. Bu kapsamda ilk etapta bilim insanları ve yetkililerle birlikte İzmir Körfezi Bilim Kurulu’nun oluşturulması kararı alınmıştı. İzmir Körfezi Koordinasyon Kurulunun ilk toplantısı bakanımızın başkanlığında Bilim Kurulu üyelerimizin yanı sıra bölgedeki belediye başkanlarımız, kamu kurum ve kuruluşlarımız, ilgili STK’larımız, oda temsilcilerimizin katılımıyla 5 Eylül’de yine burada gerçekleştirilmişti. Toplantının sonucu olarak Bilim Kurulu üyeleriyle çalışma gruplarının oluşturulması ve acil eylem planının hazırlanması kararlaştırılmıştır. Eylül ayı sonuna kadar İzmir Körfeziyle ilgili acil eylem planının açıklanacağını da bu toplantıda duyurmuştur. Bugün burada İzmir Körfezi Koordinasyon Kurulu’nun ilk toplantısında alınan karar doğrultusunda Bilim Kurulu üyeleriyle çalışma gruplarını oluşturmak ve ivedi olarak eylem planı çalışmalarına başlamak üzere toplanmış bulunuyoruz” diye konuştu. “Uzun ve orta vadeli eylem planının da kasım ayı sonunda netleşecek şekilde çalışmalarımız devam edecek” Bugün ve yarın gerçekleştirilecek toplantılarda bilimsel verilerin ışığında Acil Eylem planının şekilleneceğine dikkat çeken Varank, sözlerini şöyle sürdürdü: “İzmir Körfezi’nin ekosistemini koruyacak ve bu tür olayların tekrar yaşanmasını önleyecek adımları belirleyeceğiz. Bakanlığımızın çevreyi koruma konusundaki kararlılığı tamdır ve buradan çıkacak sonuçların gelecek nesillerimize daha yaşanabilir bir çevre bırakma hedefimizde önemli bir rol oynayacağına da inanıyoruz. Söz konusu çalışmalar, iklim Değişikliği ve Doğa Temelli Çözümler Çalışma Grubu, Atık su Altyapısı ve Dereler Çalışma Grubu ile Deniz Alanlarının Değerlendirilmesi ve Ekosistemin İyileştirilmesi Çalışma Grubu başlıkları altında üç ana başlıkta devam ettirilecektir. İzmir Körfezi’yle ilgili acil eylem planının eylül ayı sonunda açıklanacak olması nedeniyle çalışma için süremizin çok kısıtlı olduğu da göz önünde bulundurularak, çok hızlı bir çalışma programının ilk iki günlük çalışma programı için biz bugün burada toplanmış bulunuyoruz. Siz değerli bilim insanlarımızın yapmış olduğu çalışmalar ve uzmanlıkları ile şekillenecek Acil Eylem Planımızın uzun ve orta vadeli eylem planı da kasım ayı sonunda netleşecek şekilde çalışmalarımız aralıksız bir şekilde hocalarımızla birlikte devam edecektir. Hazırlanacak eylem planı İzmir Körfezi’mizi gelecek nesillere sağlıklı olarak aktarmak üzere gerekli adımları içerecek ve sorumlulara yol gösterecek bir kılavuz niteliğinde olacaktır. İki günlük çalışma programının ülkemize ve İzmir’imize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.”
Diyarbakır Görme Engelliler İlk-Ortaokulunun yatılı pansiyonu yeniden hizmete açıldı Diyarbakır’da eğitim veren Ali İhsan Arslan Görme Engelliler İlk-Ortaokulunun 2017 yılında kapatılan yatılı pansiyon bölümü, yeniden açıldı. Altınokta Körler Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Akif Karakaş, Ali İhsan Arslan Görme Engelliler Okulunun 2005-2006 eğitim öğretim yılında eğitim hayatına başladığını hatırlattı. Karakaş, okulun hizmetine yatılı olarak devam ederken, 2017 yılında pansiyon bölümünün kapandığını söyledi. Yaklaşık yedi yıl yatılı bölümünün açılması için yoğun bir görüşme trafiği yürüttüklerini kaydeden Karakaş, ‘’Özellikle İl Milli Eğitim Müdürümüz Murat Küçükali’nin duyarlılığıyla süreç hızlanarak 2024-2025 eğitim öğretim yılında okulumuzun yatılı pansiyon bölümü tekrar hizmete açıldı. Özel eğitim okullarının özelde görme engelliler okullarının mutlak suretle yatılı bölümlerinin olması gerektiğini düşünüyoruz. Ali İhsan Arslan Görme Engelliler Okulumuz eğitim öğretim hayatına yatılı olarak devam ediyor. Velilere sesleniyoruz, çocuklarını eğitimden kesinlikle mahrum bırakmasınlar, okulumuza göndersinler. Okulumuzda görme engellilerin eğitim alabilmesi için tüm şartlar mevcuttur. Öğretmenlerimiz bu konuda son derece donanımlı ve görme engelli kardeşlerimizin eğitim alabilmeleri için her türlü fedakarlığı göstermektedir’’ dedi.