POLİTİKA - 16 Eylül 2024 Pazartesi 16:08

Bakan Göktaş: "Narin kızımız da Sıla bebek de hepimizin evladıdır. Dava süreçlerine müdahil olacağız"

A
A
A
Bakan Göktaş: "Narin kızımız da Sıla bebek de hepimizin evladıdır. Dava süreçlerine müdahil olacağız"

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, çocukları insanlığın en değerli hazinesi olarak gördüklerini belirterek, "Bu noktada çocuklarımızın can güvenliğini tehdit eden hiçbir duruma sessiz kalmayacağımızı özellikle belirtmek isterim. Son günlerde yaşanan ve asla kabul edemeyeceğimiz iki olayla ilgili de gerekli adımları atacağız. Narin kızımız da Sıla bebek de bu milletin, hepimizin evladıdır. Bakanlık olarak her iki olayla ilgili dava süreçlerine müdahil olacak ve suçluların en ağır cezayı almasının yakından takipçisi olacağız" dedi.


Bakan Göktaş, Mersin’de Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ile Toroslar Çocuk Evleri Sitesi Hizmet Binasının açılış programına katıldı. Bakanlık olarak vatandaşların ihtiyaçlarına en hızlı ve en verimli şekilde yanıt vermek adına Mersin’deki il müdürlüğünün yeni hizmet binasını hizmete sunduklarını söyledi. Bunun yanı sıra çocukların huzur içinde büyüyebileceği, sevgi ve şefkatle donatılmış bir yuva olan çocuk evleri sitesinin de bugün açılışını gerçekleştirdiklerini belirten Bakan Mahinur Özdemir Göktaş, "Hizmete aldığımız bu projeler, şehrimize, vatandaşlarımıza ve geleceğimize yaptığımız büyük bir yatırımın simgesidir. Sunacağı hizmetlerle hem vatandaşlarımıza hem çocuklarımıza destek olacak yeni kurumlarımızın tüm Mersin için hayırlı olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.


"Kimsesizlerin kimsesi olan devletimiz, çeşitli sebeplerle anne ve babasından ayrı düşen çocuklarımızın sığınacağı yegâne güvenli limandır. Devletimizin kanatları altındaki çocuklarımız, 85 milyon vatandaşımızın ortak evladıdır" diyen Bakan Göktaş, sözlerine şöyle devam etti: "Bu anlayıştan hareketle, bakanlık olarak temel önceliğimiz, çocuklarımıza güvende yaşayabilecekleri bir aile ortamı sunmaktır. Çocuklar, hepimizin umudu, geleceğimizin teminatıdır. Onlara sağlıklı ve mutlu bir hayat sunmak, en büyük sorumluluklarımızdan biridir. Bu anlamda çocuk evleri sitemizle, çocuklarımızın gelişimlerine katkıda bulunacak, onları hayata hazırlayacak bir ortam sunuyoruz. Büyük bir özenle koruduğumuz evlatlarımızın aile sıcaklığında büyümelerini sağlayarak her birini parlak bir geleceğe hazırlıyoruz. Bugün açılışını gerçekleştireceğimiz çocuk evleri sitemizle de çocuklarımızın sosyal çevreden kopmadan büyümelerine imkân sağlıyoruz. 13-18 yaş arasında olan 50 çocuğumuza sıcak bir yuvanın kapısını aralıyoruz."



"2012 yılından bugüne kadar Mersin’deki çocuk bakım kurumlarımıza yaklaşık 521,5 milyon lira ödenek ayrıldı"


Yaklaşık 9 bin metrekareye kurulan bu güvenli alanda, çocukların sosyalleşerek sanatsal ve sportif faaliyetlerle kaliteli zaman geçirebileceklerini ifade eden Bakan Göktaş, "Bu kuruluşumuzun yanı sıra Mersin’de 25 çocuk evinde 159 çocuğumuzu, 2 çocuk evleri sitesinde 113 çocuğumuzu himaye ediyoruz. Bunun yanı sıra 1 ihtisaslaştırılmış çocuk evleri sitesinde ise 30 çocuğumuzu ağırlamaya devam ediyoruz. 2012 yılından bugüne kadar Mersin’deki çocuk bakım kurumlarımıza yaklaşık 521,5 milyon lira ödenek ayırarak milletimizin geleceğine en güçlü yatırımı yaptığımıza inanıyoruz. Ben bu anlamda bir yenisini daha eklediğimiz bu kuruluşumuzun Mersin için, Mersin’in çocukları için hayırlı olmasını diliyorum" şeklinde konuştu.


Bakanlık olarak insanı merkeze alan bir anlayışla şekillendirdikleri sosyal politikaların yereldeki en önemli uygulayıcılarının her daim il müdürlükleri olduğunu kaydeden Bakan Göktaş, "Bugün bu anlamda resmi açılışını gerçekleştirdiğimiz il müdürlüğümüz, sosyal politikalarımızın somutlaşmış bir halidir. Daha da güçlendirdiğimiz bir altyapıya sahip olan yeni il müdürlüğü binamızla kıymetli vatandaşlarımıza hizmet sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Ben bu anlamda sosyal devlet olmanın bir gereği olan yeni binamızın Mersinliler için, şehrimiz için hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu.



"Eylül ayı için toplam 4,9 milyar lira evde bakım yardımını vatandaşlarımızın hesaplarına aktardık"


Bakanlık olarak cumhuriyet tarihinin en güçlü sosyal politika uygulamalarıyla kadın, çocuk, engelli, yaşlı, şehit yakını ve gazilere etkin hizmet modelleri sunmaya devam ettiklerini belirten Bakan Göktaş, "Aile odaklı hizmetlerimizden biri olan evde bakım yardımlarımızla, vatandaşlarımıza destek olmaya gayret ediyoruz. Bu kapsamda eylül ayı için toplam 4,9 milyar lira evde bakım yardımını vatandaşlarımızın hesaplarına aktardık. Evde bakım yardımı kapsamında her bir hak sahibine aylık 9 bin 77 lira ödeme yapıyoruz. Bugün halihazırda 550 bin vatandaşımız bu yardımdan yararlanıyor. Böylece evlerinde bakılan tam bağımlı vatandaşlarımıza ve ailelerine ekonomik destek sağlamanın ötesinde aile birliğinin korunmasına ve güçlenmesine destek oluyoruz. Bakanlık olarak engelli vatandaşlarımızın eğitim, sağlık, güvenlik, istihdam gibi temel haklarına tam erişimleri için hak temelli bir bakış açısıyla politikalarımızı sürdürmeye devam ediyoruz. Geliştirdiğimiz bütüncül ve adil sosyal hizmet modelleriyle, toplumun her bir ferdine ulaşmayı sürdüreceğiz" dedi.



"Narin kızımız da Sıla bebek de hepimizin evladıdır. Bakanlık olarak dava süreçlerine müdahil olacağız"


"En büyük zenginliğimiz olan çocuklarımızın geleceği için bütün imkanlarımızı seferber ediyoruz" diyen Bakan Göktaş, konuşmasını şöyle tamamladı:


"Onların yaşama sevinci, neşesi, gözlerindeki ışık hiç solmasın istiyoruz. Bu anlamda çocuklarımızın hayallerinin gerçekleşmesi için hayatlarının her aşamasında onların elinden tutmaya devam edeceğiz. Çünkü biz çocuklarımızı insanlığın en değerli hazinesi olarak görüyoruz. Bu noktada çocuklarımızın can güvenliğini tehdit eden hiçbir duruma sessiz kalmayacağımızı özellikle belirtmek isterim. Son günlerde yaşanan ve asla kabul edemeyeceğimiz iki olayla ilgili de gerekli adımları atacağız. Narin kızımız da Sıla bebek de bu milletin, hepimizin evladıdır. Bakanlık olarak her iki olayla ilgili dava süreçlerine müdahil olacak ve suçluların en ağır cezayı almasının yakından takipçisi olacağız."


Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan ise konuşmasında ailenin, toplum ve ülke açısından önemine vurgu yaptı. "Aile ve aileyle ilgili hususlar, beraberinde sosyal hizmetler ve sosyal hizmetlerle ilgili hususlar toplumumuzun geleceği açısından hayati öneme haiz, maneviyatı yüksek olan konulardır" diyen Vali Pehlivan, "Bu konuda ilimizde Cumhurbaşkanımızın himayelerinde bugüne kadar pek çok hizmet hayata geçmiş durumda. Bu süreçte 62 ayrı yatırım, aile ve sosyal hizmetler alanında hayata geçti. Bunlar içerisinde huzur evleri var, çocuk siteleri var, gündüzlü bakım merkezleri var, otizm merkezimiz var. Sosyal hizmet anlamında akla gelebilecek bütün sosyal hizmet merkezlerine kadar bütün yatırımlar gerçekleşmiş durumda. Biliyoruz ki devletimiz bütün vatandaş için var ve bütün hizmet başlıkları vatandaşlarımızın yaşamlarını kolaylaştırmak için var. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak koskocaman bir aileyiz. Tabii bu ailemizi, adı aile olan bir bakanlığımız tarafından, özellikle de dezavantajlı olarak ki, belki dezavantajlı kelimesinin yanında azami hassasiyetle yaklaşmamız, eğilmemiz gereken kesimlerle alakadar olan bir birimin, bir bakanlığımızın olması ayrı bir gurur vesilesi" ifadelerine yer verdi.


Konuşmaların ardından Bakan Mahinur Özdemir Göktaş ve beraberindekiler hizmet binalarının açılışını gerçekleştirerek incelemelerde bulundular.



Bakan Göktaş: "Narin kızımız da Sıla bebek de hepimizin evladıdır. Dava süreçlerine müdahil olacağız"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Antalya’da 400 yıllık düğmeli evler ayağa kaldırılıyor Antalya’nın İbradı ilçesi Ormana ve Ürünlü mahallerinde turistlerin ilgi odağı olan tarihi "düğmeli evler" restore edilerek turizme kazandırılıyor. Mimari tarzından dolayı "düğmeli evler" olarak adlandırılan tarihi evlerin aslına uygun restore edilme çalışmaları sürüyor. Bu asırlık yapılar ustalar tarafından kanaviçe işler gibi işleniyor. Antalya’nın tarih dolu ilçesi İbradı merkez, Ormana ve Ürünlü Mahallesi’nde bulunan 300-400 yıllık düğmeli evler, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Taşınmaz Kültür Varlıklarına Yardım Sağlanmasına Dair Yönetmelik” kapsamında desteklediği proje kapsamında aslına uygun restore ediliyor. Bu yıl İbradı merkez, Ormana ve Ürünlü Mahallelerinde ikişer tane olmak üzere toplam 6 adet düğmeli ev restore edilecek. Bu evler için ise Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından toplam 7 milyon 400 bin lira hibe desteği verilecek. “Tarihi doku korunarak yapılıyor” Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün taşınmaz kültür varlıklarına yardım sağlanmasına dair yönetmelik kapsamında Antalya Röleve ve Anıtlar Müdürlüğü’nün denetiminde gerçekleşen hummalı çalışmalar, tarihi dokuyu koruyarak yapılan restorasyonları ortaya çıkarıyor. Bu projeler, sadece tarih severleri değil, aynı zamanda bölge turizmine de katkı sağlayacak şekilde tasarlanıyor. “Düğmeli evlerin özel konumu ve dünya mirası” Düğmeli evler, Antalya’nın İbradı ve Akseki ilçelerinde özel bir mimariye sahiptir. Sedir katran ağacından yapılan iskeletleri ve birbirine kenetlenen ahşaplarıyla düğmeli evler, dünyada sadece bu bölgede bulunuyor. “Bilimsel incelemeler Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nden” Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nin akademik çalışmalarına göre, düğmeli evlerin bu bölgede eşsiz olduğu tespit edilmiştir. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Akın Akyol, geleneksel düğmeli evlerin en önemli özelliğinin maharetli bir şekilde seçilmiş ve ustaca uygulanmış olan yapısal malzemeleri olduğunu söyledi. Akyol, “Bizim gördüğümüz yapılar taşlardan, harçlardan, kiremitlerden ve ihtişamlı ahşaplardan oluşuyorlar. İbradı’nın Ormana Mahallesi ve Akseki önemli bir kimliğe sahip. Literatürlerde “Düğmeli Evler” dediğiniz bir grup da bu yörelerde korunarak zamanımıza ulaşabilmiş durumda” dedi. “Literatürlerde görülmemiş. Dünyada düğmeli evler sadece bu bölgede” Düğmeli evlerin bu çerçevede ele alınması ve yapısal malzemelerinin detaylı bir şekilde incelenmesinin literatürlerde görülmediğine dikkat çeken Akyol, “Tüm dünyada düğmeli evlerin sadece Akseki ve İbradı bölgesinde bulunduğunu söyleyen Akyol, malzeme olarak araştırıldığında duvarlarda, tavanlarda, cumbalarda hangi ağaç seçimi tercih edildiğinin kendileri için önemli olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti: "Düğmeli evlere baktığımız zaman onları gösteren ağaçlar. Fakat burada yapım sisteminde taşlar, ağaçların belli bir hatıl genişliği, yapının üç kata kadar ulaşan yapım sistemlerine ait bilgi ve tecrübeyi ustalar zamanında öğrenmişler biliyorlar ve uygulamışlar. Yapacağımız bilimsel çalışmalar ile düğmeli evlerin teknik yönden de tarihini ortaya çıkarmaya çalışıyoruz” “Düğmeli evlere yeniden hayat veriyor” Bölgede restorasyon işi yapan Selami Bayram Bozkurt, restorasyon mesleğini çocuk yaşta babasından öğrendiğini ve 30 yıldır bu işi yaptığını, özellikle düğmeli evlerin restorasyon işini yatığını ve restorasyon mesleğinin babasından kalma olduğunu söyledi. Dedesi ve babasının restorasyon ustası olduğunu ve kendisinin 3. Kuşak usta olduğunu anlatan Bozkurt, “Kendim babadan kalma restorasyon ustasıyım. 3. Kuşak restorasyon ustasıyım. İşimiz eski evleri yeniye döndürebilmek, canlandırabilmek ve bir 200-300 yıl daha gidebilmesini sağlamaktır. Bu evler yaklaşık 200-300 yıllık evler. İbradı merkezde 29, Ormana mahallesinde bulunan 300 düğmeli evden 49 ve Ürünlü Mahellesinde ise 29 tane tescilli düğmeli evler bulunmaktadır. Buradaki düğmeli evlerin en düşüğü 200 yıl civarında olup, restorasyonu yapılan evler Kültür ve Turizm Bakanlığının hibe desteği ile yapılmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı evlerin durumuna ve metre karesine göre bir milyon 750 bin liradan başlayıp, 2 milyon 500 bin liraya kadar hibe desteği çıkıyor. Denetimlerini bire bir yapmaktadır. Oldukça hassas bir restorasyon yapılıyor” diye konuştu. “Kanaviçe işler gibi işliyoruz” Restorasyon çok zor bir iş olduğunu dikkat çeken Bozkurt, “Restorasyon gerçekten kolay bir iş değil. Çok ince detayları var. Yeri gelince bir yılda bitiyor, bezen iki yılı buluyor. Zaten eleman bulamıyoruz. Bu mesleklere heves eden de yok. Ben 3. Kuşağım. Dedemden babamdan gelen bir meslek. Ben sadece ağaç işlerini hassas bir şekilde restore ediyorum. Bunları yaparken huzurlu ve mutlu oluyorum. Bu Osmanlı mimarisi evleri hassas şekilde kanaviçe işler gibi işliyoruz. Kültür Bakanlığımızın bu yapmış olduğu hibe desteği çalışmalar ile tarihimiz kültürümüz ayakta kalıyor. Her yıl ayrılan bütçeler ile tarihimiz yeniden canlanıyor. Bizde mutlu oluyoruz” dedi. “En önemlisi çatı” Düğmeli evlerin çökmeye başlamasının en önemli nedeninin çatı olduğunu dikkat çeken restorasyon ustası Bozkurt, “Düğmeli evlerin çökmesinin en önemli sorununun başında çatı gelmektedir. Çatı evin temel direğidir. Çünkü çatısı sağlam olmazsa, kırılan kiremitlerin yerine yenisini koymazsan çatı su almaya başlar. Su alırsa çökmeye başlar. En önemli şey çatıdır. Çatıdan su almadığı müddet ev 300 değil 500 yıl ve daha fazla ayakta kalır” diye konuştu. “Ata mirası düğmeli evi restore ettiriyor” Ormana Mahallesinde babasından miras kalan düğmeli evininin restorasyonunu yaptıran İhsan Tolay, “Ormana mahallesinde rahmetli babamdan miras kalan düğmeli evin restorasyon işlerine Kültür ve Turizm Bakanlığının hibe desteği ile başladım. Buradan Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy’a çok teşekkür ediyorum. Köyümüzün düğmeli evleri ve kültürü ile çok yakından ilgileniyor. Şu an restorasyonuna başladığım babamdan kalan düğmeli ev rahmetli babam ihsan Tolay tarafından bizzat kendisi yaptırmış. Babam düğmeli ev ustasıydı. Ormana ’da bir çok düğmeli evin yapımını gerçekleştirmiştir. Marangozluk işlerine varıncaya kadar bir eve hayat veren kişilerden bir tanesiydi. Köyde babamın yapmış olduğu birçok evde el izleri vardır. Turizm Bakanlığından ev için 1 milyon 200 bin lira hibe desteği verildi. Bu süreç bir buçuk, 2 yıl kadar sürdü. Şu anda evin restorasyon işlemlerine çatıdan başlayarak hızlı bir şekilde devam ediyoruz. Yaklaşık 2, 2 buçuk ay içinde tamamlayacağız” dedi. “Düğmeli Evlerin yıkılmasının nedeni mirasçılar” Düğmeli evlerin yıkılmasının sebebinin mirasçılar arasında anlaşmazlıklar olduğunu dikkat çeken İhsan Tolay, “Ormana ‘da bulunan birçok düğmeli evlerin asıl sahipleri vefat etmiştir. Mirasçılar anlaşamadığı için düğmeli evlerin bazıları anlaşmazlıktan dolayı atıl durumda kalıyor. Bu evlerde çatıdan su almaya başladığında yıkılmaya mahkum ediliyor. Bun için atıl kalan evleri de ayağa kaldırmak için Kültür ve Turizm Bakanlığının destekleri ile Ormana’da ciddi anlamda çaba sarf ediyoruz. Bunlardan öncülerinden bir tanesi benim. Burada Devletimizin, Kültür ve Turizm Bakanlığının bize vermiş olduğu desteklerinden dolayı ne kadar teşekkür etsek azdır. Böylece asırlık tarihi düğmeli evlerimiz ayakta kalacak ve gelecek nesillere taşınacak” şeklinde konuştu.
Trabzon işitme engelli kayıp şahsın ayakkabısından başka bir ize rastlanmadı Trabzon’un Sürmene ilçesinde sele kapılarak kaybolduğu düşünülen işitme engelli şahsı arama çalışmaları sürüyor. Kayıp kişinin bulunması için arama-kurtarma ekiplerinin seferber olurken, kayıp şahsın oğlu arama çalışmalarında babasından gelecek umutlu haberi bekliyor. Kayıp şahsın oğlu Murat Demir, menfezde babasının ayakkabısının bulunduğunu söyledi. Trabzon’da önceki gün etkili olan şiddetli yağışlardan en çok etkilenen mahallerden biri olan Sürmene ilçesindeki Çavuşlu mahallesinde sel sularına kapılarak kaybolduğu düşünülen Ali Kemal Demir’i (65) arama çalışmaları sürüyor. Karadan ve denizden yürütülen arama çalışmalarında menfezden denize sürüklenebileceği tahmin edilen Demir için, balık adamlar suyun içerisini didik didik arıyor. Denizde yaklaşık 2 metreyi bulan çamur nedeniyle güçlükle sürdürülen arama çalışmalarında polis, jandarma, sahil güvenlik, itfaiye ve AFAD ekiplerince drone destekli çalışmalar sürürken, kayıp Ali Kemal Demir’in oğlu Murat Demir babasından gelecek umutlu haberi bekliyor. “Menfezin içerisinde ayakkabısını bulduk” Karada aranabilecek her yerin tarandığını, tek çarelerinin deniz kaldığını belirten Murat Demir, “Babamı karada aranabilecek her yerde arandı. Bizde aradık. Arama kurtarma da aradı. Tek çaremiz deniz kaldı. Dalgıçlar arıyor. İnşallah bulunur. Evden çıktığı saat namaz saatleri ile uyuşmuyor. Evden saat 17.00-17.30 arası çıkıyor. Çıktıktan sonra haber alamıyoruz. Sadece evden çıktığı biliyoruz. Gören, duyan hiç kimse yok. İlk günün gece saatlerinde menfezin içerisinde ayakkabısını bulduk. Onun haricinde bir iz yok. Menfezin içi didik didik arandı. Her yere bakıldı hiçbir şey yok. Burada sel her sene oluyor ama bu şekilde değildi. Çok az oluyordu. Bu sefer ki çok fenaydı. Suyun seviyesi 3 metreyi buldu. İlk defa böyle bir şey oldu” ifadelerini kullandı.