ÇEVRE - 08 Ekim 2024 Salı 13:26

Anamur Alaköprü sulama inşaatının yüzde 92’si tamamlandı

A
A
A
Anamur Alaköprü sulama inşaatının yüzde 92’si tamamlandı

Mersin’in Anamur ilçesinde yapımı süren Alaköprü Sulama inşaatı projesinin yüzde 92’sinin tamamlandığı bildirildi.


Çalışmaların devam ettiği Anamur Alaköprü sulama inşaatı hakkında açıklamalarda bulunan DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif Balta, "Proje ile mevcut Anamur sulaması ve Bozyazı sulaması ana kanallarının üst kotlarında bulunan tarıma uygun alanların sulanması ve mevcut Anamur sulamasının rehabilitasyonunu amaçlıyoruz" dedi.


Projenin ayrıntılarına da değinen Mehmet Akif Balta, “Anamur Alaköprü sulaması ikmali kapsamında 69 bin 815 dekar cazibeli, 13 bin 785 dekar pompajlı olmak üzere toplamda 83 bin 600 dekar tarımsal alanın sulaması yapılacaktır. 2024 yılı içerisinde 4 bin 368 metre çelik boru, şantiye sahasında hazır hale getirilmiştir. Bugüne kadar boruların yüzde 80’i döşenmiştir. Çalışmaların tamamlandığı kısımlarda kapalı basınçlı sulama sistemini hizmete almaktayız" diye konuştu.



Yüzde 92’si tamamlanan sulama projesinde çalışmalar devam ediyor


Projede yüzde 92 fiziki gerçekleşme oranının aşıldığını belirten Genel Müdür Mehmet Akif Balta, “2024 yılı sonunda sol ana borudaki çalışmaların tamamlanmasıyla Ören, Ortaköy, Nasreddin, Emirşah, Kızılaliler, Ovabaşı ve Kalınören mahallelerinin tamamı fiilen sulamaya açılacaktır. Sahadaki ekiplerimiz bu kıymetli projeyi bir an önce tamamlamak ve Mersinli çiftçilerimizin hizmetine sunmak için yoğun bir çaba içerisindeler. Ana boru ve yedek hatlar büyük oranda tamamlanmış durumda. Sanat yapıları ve boru döşeme çalışmaları ise devam ediyor" ifadelerini kullandı.



Maliyetler düşecek, verim ve gelir artacak


Projenin bölge için önemini çok iyi bildiklerini kaydeden DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif Balta, “Ülkemizde ‘yerli muz’ denilince akla ilk gelen hiç şüphesiz ki Anamur. Bununla birlikte ilçede katma değeri yüksek avakado, papaya, ananas, pepino ve çilek gibi tropik ürünlerin üretimi de yaygın olarak yapılıyor. Tabi bu ürünlerin üretimi için kullanılan örtü altı üretim tesislerine zarar vermeden çalışmak ve çiftçilerimizin üretimini olumsuz yönde etkilememek için gayret gösteriyoruz. Projelerimizi bu hassasiyetle uyguluyoruz.


Alaköprü Sulama Projesi sayesinde 83 bin 600 dekar arazide sulama maliyetleri düşecek, verim artacak. Halihazırda katma değeri yüksek ürünler üreten çiftçimizin birim alandaki işçilik ve enerji maliyeti de düşecek ve daha fazla üretim yapabilecek. Böylece Mersinli çiftçilerimizin geliri artacak" dedi.



Anamur Alaköprü sulama inşaatının yüzde 92’si tamamlandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sancaktepe’de ‘Huzur İçin Polis-Halk Buluşması’ gerçekleşti Sancaktepe İlçe Emniyet Müdürlüğü, polis ve halk arasındaki ilişkileri güçlendirmek ve vatandaşların sorunlarına yerinde çözüm bulmak amacıyla gerçekleştirdiği ‘2024 Huzur Toplantısı’ ile bölgede huzurun tesisine katkı sağladı. Prof. Dr. Necmettin Erbakan Külliyesi’nde düzenlenen toplantı, Sancaktepe İlçe Emniyet Müdürü Hakan Erişmiş, siyasi parti temsilcileri, kamu kurum ve kuruluşlarının müdür ve amirleri, muhtarlar, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleşti. Program, saygı duruşu ve İstiklâl Marşı’nın ardından İlçe Emniyet Müdürü Erişmiş’in sunumuyla devam etti. İlçe Emniyet Müdürü Hakan Erişmiş, polis ve halk ilişkilerinin geliştirilmesi ve daha huzurlu bir yaşam alanı oluşturulması adına 2024 Huzur Toplantısı’nın önemini vurguladı. Erişmiş, hazırlanan istatistikî verilerle ilçe emniyetinin çalışmalarını anlatarak, halkın güvenlik ve asayiş konusunda tespit, değerlendirme ve beklentilerinin alınmasının önemine dikkat çekti. Toplantıda, ilçe genelinde yaşanan sorunlar hakkında karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu ve belirlenen sorunların çözümünde polis ile halkın ve ilgili kurumların işbirliği içerisinde çalışmaları gerektiğine vurgu yapıldı. Toplantı, katılımcıların soru, görüş ve önerilerinin alınmasının ardından sona ererken, huzur toplantılarının toplumda güvenin artırılmasına yönelik katkılarından bahsedildi. Sancaktepe’nin huzur ve güvenliği için düzenlenen bu toplantı, halk ile emniyet güçleri arasında köprü kurmayı hedefleyerek, ortak çalışmalarla çözüm odaklı yaklaşımların önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
İstanbul Cem Garipoğlu’nun davasında FETÖ ilişkisi iddiası İstanbul’da Münevver Karabulut cinayeti sanığı Cem Garipoğlu’nun mezarından açılması hunharca işlenen cinayeti yeniden Türkiye gündemine oturdu. Karabulut ailesi tarafından yapılan “yeniden DNA testi yapılsın” başvurusu mahkeme tarafından onaylanınca Cem Garipoğlu’nun mezarı geçtiğimiz hafta yeniden açılıp alınan DNA örnekleri İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilmişti. Bu gelişme yaklaşık 15 yıl önce işlenen cinayeti yeniden Türkiye gündemine taşıdı. Cinayetin işlendiği villada inceleme yapan 6 polis memurunun villada bulunan parayı zimmetlerine geçirdikleri iddiası ise bir başka gündem maddesi olmuştu. Polislerin zimmetlerine geçirdikleri paranın FETÖ terör örgütüne gittiği iddiası ile uzun süre gündemi meşgul etmişti. Garipoğlu ailesinin oğulları Cem Garipoğlu sevgilisi olan Münevver Karabulut’u 3 Mart 2009 tarihinde Bahçeşehir’de bir villada hunharca katledilmiş ve cesedi Etiler’de bir çöp konteynırında bulunmuştu. Cem Garipoğlu cinayetten 197 gün sonra teslim olmuş ve cezaevindeyken intihar ederek hayatına son vermişti. Bir anda Türkiye’nin gündemine oturan bu cinayet sonraki yıllarda her aşaması ile Türkiye gündeminden düşmedi. Son olarak geçtiğimiz hafta ailenin başvurusu üzerine yeniden DNA testi istendi. Ailenin avukatı Rezzan Epözdemir’in başvurusunu yerinde bulan mahkeme Garipoğlu’nun mezarının açılmasını ve yeniden DNA alınmasına karar verdi. Geçtiğimiz hafta açılan mezardan alınan naaş İstanbul Adli Tıp Kurumu’na getirilerek incelendi. İncelenme sonucunda alınan DNA örneklerinin Cem Garipoğlu’na ait olduğu kararı çıktı. Bu gelişme üzerine neredeyse her gelişmesi Türkiye gündemine oturan vahşi cinayetle ilgili olarak ortaya atılan FETÖ iddiaları yeniden gündeme geldi. Cinayetin ortaya çıkması ile Bahçeşehir’de bulunan villaya inceleme için gelen polislerin 700 bin euro’yu zimmetlerine geçirdikleri iddiası bir anda Türkiye gündemine bomba gibi düştü. Villa’da inceleme yapan polislerden 6’sı 700 bin euro’yu kayıtlara geçirmeyerek zimmetlerine geçirmişlerdi. Zimmet olayının ortaya çıkmasının ardından 6 polis memuru ve güvenlik kamera görüntülerini sildikleri öne sürülen 3 site görevlisi yargılanmaya başlamıştı. Zimmet olayının ortaya çıkmasının ardından peş peşe açıklamalar yapan ailenin avukatı Rezzan Epözdemir zimmet olayının kişisel olmadığını paranın FETÖ’ye gittiğini iddia etmişti. Epözdemir, sanık polislerin avukatının daha sonra bir FETÖ kaçağı olduğunu da iddialarına ekledi. Konunun yeniden gündem olmasıyla, 2018’de karara bağlanan ve evde bulunan 700 bin Euro’yu tutanaklara geçirmedikleri ve güvenlik kamera görüntülerini incelemedikleri iddiasıyla 6 polis ve 3 site görevlisinin yargılandığı dava yeniden akıllara geldi. 16 Ocak 2018’de davayı karara bağlayan mahkeme, 6 polis memuruna "Görevi kötüye kullanmak" suçundan 6’şar bin TL adli para cezası verdi. İki site görevlisi de “Suç Delilerini yok etme gizleme veya değiştirme" suçundan da 6’şar bin TL adli para cezası aldı. Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir o günlerde iddianamenin bir türlü mahkeme tarafından kabul edilmediğine dikkat çekerek 26 Nisan 2010’da düzenlenen davanın 4 ay sonra zamanaşımına uğrayacağı konusunda uyarı yapmıştı. Epözdemir dosyaya gelen raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi için kurumlara yazılan yazılara ret cevabı geldiğini anlatarak, mahkemenin harici diski incelenmesi için TÜBİTAK, İTÜ ve Adli Tıp Kurumu’na gönderdiğini belirterek, bu kurumların personel ve kalifiye eleman olmamasını gerekçe göstererek harici diski incelemediklerini ileri sürmüştü. Mahkemenin son olarak harici diski gönderdiği jandarmanın da diskin kendilerinde olmadığını ilettiğini anlatan Epözdemir, "Adeta gizli bir el bu dosyaya dokundu ve dosyadan harici diski kaybetti. Adeta dosyaya vebalı muamelesi yapıldı. Sonrasında bir baktık ki, dosyadaki polis olan altı sanığın avukatı, MHP’deki kaset komplosundan şike kumpasına kadar birçok önemli dosyada FETÖ’nün yargı imamından bahisle hakkında tutuklamaya esas yakalama kararı olan bir avukat. Sanık polislerin avukatı Halil İbrahim Koca 17 - 25 Aralık olaylarından sonra FETÖ’den aranan biri haline geldi. O zaman bütün parçaları birleştirdik. Hem aile de hem bizde makul şüphe uyandı. Buradan elde edilen 700 bin avronun dahi bu terör örgütüne aktarılmış olabileceği kanaatindeyiz” şeklinde açıklamalarda bulunmuştu.