KÜLTÜR SANAT - 24 Eylül 2024 Salı 12:40

400 yıllık Yörük köyünde gastronomi şenliği

A
A
A
400 yıllık Yörük köyünde gastronomi şenliği

Mersin’in Erdemli ilçesinde yaklaşık 400 yıl önce kurulan tarihi Yörük Köyü Karayakup’ta ilk kez gastronomi şenliği düzenlendi.


Şenlikte Yörükler hem köylerini tanıttı hem de geçmişten günümüze kazanlarda kaynayan yemeklerini misafirlere ikram ederek damakları şenlendirdi. Köyde yetiştirilen meyve ve sebzelerinde stantlarda yerini aldığı şenlikte tatlı olarak ise birlik ve beraberliğin simgesi aşure dağıtıldı. Köy Muhtarı Mustafa Yıldız tarihi köylerinde ilk kez gastronomi şenliği düzenlediklerini, amaçlarının ise köylerini ve geçmişten gelen damak tadını tanıtmak olduğunu belirtti.


Yıldız, "Birincisini düzenlediğimiz gastronomi şenliği çok iyi geçti. Köyümüzde yaptığımız bütün yemekleri Mersin genelinde tanıtmış olduk. Gastronomi köyü olarak eksiklerimizi, hatalarımızı da gördük. Daha sonra bu hatalarımız kaybolarak gastronomi köyü olarak Türkiye’de tarihe geçeceğiz" dedi.



"Gastronomi köyünün oluşması için şartlar bir araya gelmiş bulunmaktadır"


Mersin Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Atasoy da, "Şunu gördük hakikaten, burada bir gastronomi köyünün oluşması için şartlar bir araya gelmiş bulunmaktadır. Eğer bu iş 15’er gün aralıklarla düzenli bir şekilde yapıldığı takdirde köylü bundan aynı zamanda bir gelir elde eder. Dolayısıyla Mersin’de modern köyler oluşması için adımların atılmasına yön vermiş olacaktır. Bunun için bir altyapı düzenlemesine de ihtiyaç vardır. Köylünün bilgilendirilmesine ihtiyaç vardır. Pazarlama ve reklama ihtiyaç vardır. Bunlar yapıldığı, doğru bir şekilde pazarlandığı takdirde Mersin’e, Konya’ya, Adana’ya, büyük illere hizmet verecek bir potansiyel meydana gelmiş olacaktır" diye konuştu.


Vatandaşlar ise doğa ile iç içe bir ortamda lezzetli yemekler tatmaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi.


Gastronomi şenliğine Erdemli Kaymakamı Aydın Tetikoğlu, Erdemli Belediye Başkanı Mustafa Kara, Mersin Üniversitesi Rektörü Erol Yaşar, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ercan Atasoy ile çok sayıda davetli de katıldı.



400 yıllık Yörük köyünde gastronomi şenliği

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İBB, KİPTAŞ ve Kartal Belediyesi arasında ‘kentsel dönüşüm’ protokolü imzalandı Kartal’ın kentsel dönüşüm süreçlerini işbirliği içerisinde yönetmek amacıyla, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, KİPTAŞ ve Kartal Belediyesi arasında protokol imza töreni düzenlendi. Törende konuşan Başkan Gökhan Yüksel, “Kartal’da kentsel dönüşüm sürecini tek elden yürütebilmek, hem büyükşehirimizin hem KİPTAŞ’ın sürece daha etkin şekilde dahil olabilmesinin şartlarını bugün imza altına almış oluyoruz” dedi. Kartal’ın geleceğini sağlamlaştırmak, kentsel dönüşüm süreçlerini ortak akıl yaklaşımı ve işbirliği içerisinde yönetmek düşüncesiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi, KİPTAŞ ve Kartal Belediyesi arasında protokol imza töreni düzenlendi. Kartal Bilim, Mühendislik ve Teknoloji Merkezi Makina Hangar’da düzenlenen törene Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün, belediye birim görevlileri ve Kartal’ın mahalle muhtarları katıldı. KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, “Bu işbirliklerini çok önemsiyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesindeki bürokratlar ve iştiraki şirketleri, Kartal Belediyemiz gibi birçok ilçe belediyemiz bu mücadelenin içinde. Bugün atacağımız imzanın diğer kurumlara ve belediyelere de örnek olmasını diliyoruz. Amacımız, İstanbul Yenileniyor süreçlerinden vatandaşlarımızın daha rahat ve şeffaf şekilde faydalanmasını sağlamak, evrak yükünü hafifletmek, İstanbul Büyükşehir Belediyemizin sağladığı maddi destek programlarından maksimum şekilde faydalanmalarını sağlamak. Amacımız aslında süreci hızlandırmak ve güç birliği yapmak. Tek sesli olmadığımız sürece İstanbul’u muhtemel bir Marmara depreminden önce daha dayanıklı hale getiremeyeceğimize inanıyoruz. O yüzden bu tür çalışmalar, imzalar bizim için önemli” dedi. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün, “İstanbul’un en önemli konusu olan, depreme dayanıklı bir İstanbul’u inşa etme sürecinde bu işbirliğinin, dayanışmanın son derece önemli ve gerekli olduğunu biliyoruz. İstanbul’un 39 ilçesinde de en önemli konu kentsel dönüşüm. Ama kentsel dönüşümde özellikle bugün yaşadığımız ekonomik kriz şartlarında dönüşüm gerçekleştirmek çok zorlaşmış durumda. Biz o yüzden bütün iştiraklerimiz, İstanbul Büyükşehir Belediyemiz ve ilçe belediyelerimizle ve vatandaşlarımızla işbirliği halinde bu yola baş koymuş durumdayız. Bugün yaptığımız protokol de bunun önemli bir adımı” diye konuştu. Başkan Gökhan Yüksel, “Ülkemizin birinci gündemi dirençli kentler. Birçok depremin sebep olduğu acılarla yoğurulmuş süreci hep birlikte yaşadık. Dolayısıyla Kartal’da kentsel dönüşüm sürecini tek elden yürütebilmek, hem büyükşehirimizin hem KİPTAŞ’ın sürece daha etkin şekilde dahil olabilmesinin şartlarını bugün imza altına almış oluyoruz. Geçtiğimiz yıllarda da biz çok aktif şekilde işbirliği yaptık. Kartalımızda özellikle E-5 üstü mahallelerimizde önceden başlamış sorunlarını çözümünü şu anda arkadaşlarımız masaya yatırmış durumda. Bürokrasi çözüldükten sonra, uygulama devreye giriyor. Dolayısıyla bu bir takım işi. Hem belediye şirketimiz KARYAPSAN, hem KİPTAŞ bir uyum içerisinde Kartal’da yakın gelecekte dönüşümdeki hızı artıracaktır. Yeni protokollerimiz de olacak” dedi. Yapılan kürsü konuşmalarının ardından Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün arasında protokol imzalandı.
Adana Tüp bebek yöntemiyle doğan çocuklarına doktorun adını verdiler Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tüp bebek tedavisiyle dünyaya gelen çocuklarına aile, tedaviyi yapan doktorun ismini verdi. Adana’da 3 yıldır evli olan Büşra ve Şehmus Kavak çifti, çocukları olmayınca Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tüp bebek tedavisi için Doğum Uzmanı Doç. Dr. Sefa Arlıer’e başvuruda bulundu. Anne Büşra Kavak, ilk tedavi sürecinde gebe kaldı. 9 ayın ardından anne Kavak, 3 kilo 450 gram ağırlığında erkek bebek dünyaya getirdi. Çift, çocuklarına doktorlarının ismi olan Sefa adını verdi. "Zorlu süreçti ama sonuna değdi" Evlat sahibi olduğu için çok mutlu olduğunu söyleyen Büşra Kavak, "Bayağı bir tedavi süreci oldu. En sonunda, Sefa hocamız sağ olsun bize yardımcı oldu. İlk tüp bebek denememiz başarılı oldu. Çok değişik mutlu bir duygu içerisinde, tarifi yok. Oğlumuza doktorumuzun ismini severek verdik. Zorlu bir süreçti ama sonuna değdi, Sefa’mız geldi" dedi. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Sefa Arlıer de merkeze bugüne kadar bin 500’ün üzerinde tüp bebek başvurusu yapıldığını ve 150 civarında tüp bebek tedavisi gerçekleştirildiğini söyledi. Arlıer, "Hastalar geldiği zaman hepsini bireysel olarak değerlendiriyoruz. Çünkü tüp bebek tedavisindeki aşamalardan en önemlisi, hastanın bireysel olarak tedavisini planlamak. Daha sonra bazı tetkik tedaviler yapıyoruz. Bu tedaviler erkeğe ve kadına yönelik oluyor. Öncelikle bir ameliyat gerekiyorsa, rahimle ilgili bir sıkıntı var ise onları düzeltiyoruz. Yumurta ve spermin önemli olduğu gibi, bebeğin yerleşeceği rahim de önemlidir. Rahmin hazırlanması gerekiyor. Daha sonra hastaların yaşına göre, yumurtalık rezervine göre ileri teknoloji ultrasonla ve kan tetkikleriyle değerlendirerek bir doz belirliyoruz. Bu dozu hastaya bireysel olarak uyguluyoruz. Hastayı tedavi esnasında dört, beş kez yumurtalık takibine çağırıyoruz. Yumurtalıklar belirli bir olgunluğa eriştikten sonra, onu çatlatıyoruz ve daha dökülmeden toplayarak laboratuvara gönderiyoruz. Laboratuvarda erkeğin spermiyle en kaliteli sperm seçilip orada birleştiriliyor. Tüp içerisinde üç dört gün rahmi taklit eden bir ortamda büyütüldükten sonra gelişen embriyolar rahim içerisine transfer ediliyor. Ve mutlu son için 12 gün sonra gebelik testini bekliyoruz" dedi. Son olarak Arlıer, "30 yıllık hekimim ve herhalde 500’e yakın hasta ismimi verdi. Bu da hastayla olan ilgimizden, sevgimizden ve yaptığımız tedavinin ne kadar güzel olduğunu gösteriyor. Herkes için gurur kaynağı; beni de çok mutlu etti. Hastalar güvenmese, sevmeseler doktorun ismini vermez. Bu, zaten Anadolu’da bizim kültürümüzde oldukça yaygın; hem hekime hem tedavideki kişilere verilen değeri de gösteriyor" diye konuştu.
Adana Tüp bebek yönetimiyle dünyaya gelen çocuklarına, doktorun adını verdiler Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tüp bebek tedavisiyle dünyaya gelen çocuklarına aile tedaviyi yapan doktorun ismini verdi. Adana’da 3 yıldır evli olan Büşra ve Şehmus Kavak çifti, çocukları olmayınca Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tüp bebek tedavisin Doğum Uzmanı Doç. Dr. Sefa Arlıer’e tedavi olmak için başvuruda bulundu. Anne Büşra Kavak, ilk tedavi sürecinde gebe kaldı. 9 ayın ardından anne Kavak, 3 kilo 450 gram ağırlığında erkek bebek dünyaya getirdi. Çift çocuklarına doktorlarının ismi olan Sefa adını verdi. “Zorlu süreçti ama sonuna değdi” Evlat sahibi olduğu için çok mutlu olduğunu söyleyen anne Büşra Kavak, “Bayağı bir tedavi süreci oldu. En sonunda, Sefa hocamı sağ olsun bize yardımcı oldu. İlk tüp bebe denememiz başarılı oldu. Çok değişik mutlu bir duygu içerisinde, tarifi yok. Oğlumuza doktorumuzun ismini severek verdik. Zorlu bir süreçti ama sonuna değdi, Sefamız geldi” dedi. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Sefa Arlıer de merkeze bugüne kadar 1500’ün üzerinde tüp bebek başvurusu yapıldığını ve 150 civarında tüp bebek tedavisi gerçekleştirildiğini söyledi. Arlıer, ”Hastalar geldiği zaman hepsini bireysel olarak değerlendiriyoruz. Çünkü tüp bebek tedavisindeki aşamalardan en önemlisi, hastanın bireysel olarak tedavisini planlamak. Daha sonra bazı tetkik tedaviler yapıyoruz. Bu tedaviler erkeğe ve kadına yönelik oluyor. Öncelikle bir ameliyat gerekiyorsa, rahimle ilgili bir sıkıntı var ise onları düzeltiyoruz. Yumurta ve spermin önemli olduğu gibi, bebeğin yerleşeceği rahim de önemlidir. Rahmin hazırlanması gerekiyor. Daha sonra hastaların yaşına göre, yumurtalık rezervine göre ileri teknoloji ultrasonla ve kan tetkikleriyle değerlendirerek bir doz belirliyoruz. Bu dozu hastaya bireysel olarak uyguluyoruz. Hastayı tedavi esnasında dört, beş kez yumurtalık takibine çağırıyoruz. Yumurtalıklar belirli bir olgunluğa eriştikten sonra, onu çatlatıyoruz ve daha dökülmeden toplayarak laboratuvara gönderiyoruz. Laboratuvarda erkeğin spermiyle en kaliteli sperm seçilip orada birleştiriliyor. Tüp içerisinde üç dört gün rahmi taklit eden bir ortamda büyütüldükten sonra gelişen embriyolar rahim içerisine transfer ediliyor. Ve mutlu son için 12 gün sonra gebelik testini bekliyoruz” dedi Son olarak Arlıer, "30 yıllık hekimim ve herhalde 500’e yakın hasta ismimi verdi. Bu da hastayla olan ilgimizden, sevgimizden ve yaptığımız tedavinin ne kadar güzel olduğunu gösteriyor. Herkes için gurur kaynağı; beni de çok mutlu etti. Hastalar güvenmese, sevmeseler doktorun ismini vermez. Bu, zaten Anadolu’da bizim kültürümüzde oldukça yaygın; hem hekime hem tedavideki kişilere verilen değeri de gösteriyor" diye konuştu.