ÇEVRE - 12 Ocak 2025 Pazar 15:21

Jeoloji mühendisinden yangınlar ile ilgili çözüm önerisi

A
A
A
Jeoloji mühendisinden yangınlar ile ilgili çözüm önerisi

Jeoloji Mühendisi Fahri Çelik, ormanları yangınlardan korumanın yolunun orman ve yerleşim yerleri arasını tarım alanına açmak olduğu önerisinde bulundu.


Los Angeles’ta devam eden orman yangınlarının verdiği büyük zararlar, dünya çapında dikkatleri bir kez daha orman yangınlarına çekti. Mardin’de Jeoloji Mühendisi Fahri Çelik, ormanlık alanların yangınlardan korunması için önemli bir çözüm önerisinde bulundu. Çelik, ormanlarla yerleşim alanları arasında tarım yapılmasını ve bu şekilde yangınların önlenebileceğini söyledi. Çelik, orman yangınlarının su kaynaklarına, çevreye büyük zarar verip su seviyelerini azalttığına dikkat çekerek, “Ormanlarımızı korumamız gerekiyor. Yangınlardan korunmanın tek yolu, ormanlarla yerleşim yerleri arasında tarım alanları oluşturmak. Bu tür alanlarda tarım yapılması, ormanları koruyacak ve yangının yerleşim alanlarına sıçramasını engelleyecektir” dedi.


Yangınların milyonlarca insan ve hayvan üzerinde yıkıcı etkiler olacağına dikkat çeken Çelik, orman ile yerleşim alanları arasında tampon bölge oluşturulmasının önemini vurguladı. Çelik, “Los Angeles’taki büyük zararın ardından, orman ve yerleşim alanı arasına tarım alanları açılmalı. Bu, yangınların yerleşim yerlerine sıçramasını engelleyerek hem maddi hem de manevi zararın önüne geçecektir” şeklinde konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Erzurumspor FK - Şanlıurfa maçının ardından Trendyol 1. Lig’in 19. haftasındaki Erzurumspor FK-Şanlıurfaspor maçının ardından teknik direktörler mücadeleyi değerlendirdi. Trendyol 1. Lig’in 19. haftasında Erzurumspor FK, Kazımkarabekir stadında karşılaştığı Şanlıurfaspor’a kendi taraftarı önünde 1-0 mağlup oldu. Müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Şanlıurfaspor Teknik Direktörü Sait Karafırtınalar, Erzurumspor karşılaşmasının ligin önemli maçlarından birisi olduğunu vurgulayarak, "Buz gibi bir havada içimizi ısıtan bir skor. İhtiyacımız da vardı. Oyuncularımı tebrik ediyorum. Burada nasıl oynaması gerekiyorsa öyle oynadılar. Birinci dakikadan doksan artıya kadar oyun disiplininden hiç kopmadılar. Kolay değil. Erzurumspor içeride kaybetmeyen, kolay kolay kaybetmeyen bir takım. Daha önce zannedersem bir tek mağlubiyeti var o da Karagümrük’e. Bizde deplasmanda geldiğimizden beri hiç maç kazanamamıştık. Bizim için de bir kırılma maçıydı. Ligin bana göre en önemli maçlarından, dönüm maçlarından bir tanesiydi. Kazandığımız için çok mutluyum. Dediğim gibi oyuncularımı kutluyorum. Başarılı olmaların. Bizi tribünde destekleyen taraftarların çok teşekkür ediyoruz. Bunu dönünceye kadar otobüse döneceğiz, kutlayacağız. Ama hemen cuma günü Ankaragücü maçı var. Ona da hazırlanmamız lazım. Lig yeniden başlıyor. Biz daha avantajlı başlıyoruz ikinci yarıya. Transfer de bugün itibarıyla açılıyor. Doğru transferler yaparsak ve çok daha farklı bir takım izletebiliriz diye düşünüyorum" diye konuştu. Hakan Kutlu: "Rezalet bir hakem yönetimi vardı" Erzurumspor FK Teknik Direktörü Hakan Kutlu, hakemlerin de kendileri kadar kötü olduğunu belirterek, “Maç için bizim adımıza söylenecek çok fazla bir şey yok. Gerçekten iyi oynamadığımız bir maç. Tabii zaten biraz sahada zemin de iyi oynamaya müsait değil bu sahada. Kapanıp kontraya çıkan takım için büyük avantajı var bu sahanın. Buna rağmen iyi oynamadık ve daha iyisini yapabilirdik. Önümüzdeki hafta Bandırma maçı var. İnşallah bu maçı telafisini o maçta yaparız. Maçın hakemleri de gerçekten en az bizim kadar kötüydü. Rezalet bir hakem yönetimi vardı sahada. Eren’in gösterilen kırmızı kartı. İki sarısı da bana göre sarı değil. Ve iptal edilen golümüz var. İncelemek lazım. Aynı şekilde rakibin Amar Begic’in eline çarpan ikinci sarı karttan kırmızı verilmesi gereken pozisyonu vardı, vermedi. Söylediğin gibi hakemin de rezalet bir yönetimi vardı. O da en az bizim kadar bugün kötüydü" dedi.
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasının görülmesine yarın devam edilecek İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın 2. duruşması yarın görülecek. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 47 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasında geçtiğimiz haftalarda ara karar açıklanmıştı. Mahkeme heyeti, tüm tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verirken, cumhuriyet savcısı tarafından tutuklanması talep edilen 10 tutuksuz sanıktan 7’sinin tutuklanmasına hükmedilmişti. Davanın 2’inci celsesi yarın görülecek Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşmanın 2. celsesinde sanık savunmalarının alınması ve tanıkların dinlenmesi öngörülüyor. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 47 sanığa ve 19 sağlık kuruluşuna yer verilirken 10 bebeğin ise hayatını kaybettiği belirtildi. İddianamede Fırat Sarı liderliğindeki ve yöneticiliğini İlker Gönen ile Gıyasettin Mert Özdemir’in yaptığı suç örgütünün esas amacının işletmesini devir aldıkları yeni doğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğunu sağlamak, hastaların basamakları ile oynama yaparak SGK’dan üst sınırdan ödeme almak olduğu açıklandı. İddianamede çetenin hastaların mevcut durumlarını, evrak işlemlerine farklı yansıtarak (entübe olanı entübe olmayan, entübe olmayanı entübe olan, kullanılmayan ilaçları kullanılmış şekilde) gibi yöntemlerle evrak sahteciliği yapıp SGK’ya fatura ettiği, hastaların mevcut durumlarını olduğundan daha ağır göstererek daha uzun süre yatış sağlayıp SGK’dan yüksek ücret tahsil ettiği ve bazı hasta yakınlarından fazladan ücret adı altında para almak gibi işlemlerle maddi çıkar elde ettiği de aktarıldı. Hazırlanan iddianamede yer alan şüphelilerin çoğunun sağlık çalışanı olduğu ve kazanılan kardan bu çalışanların da aldığı belirtildi. İddianamede 112 sevk sistemi bertaraf edildiği için bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği örgüt adına karlı gördüğü hastanelere yatışının yapıldığı, bu noktada amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil maddi olarak en fazla kazanç elde edilmesi olduğu belirtildi. Bebeklerin her türlü enfeksiyona açık olan yeni doğan yoğun bakım ünitelerinde yatırılmasının kimi bebeklerde enfeksiyon kapma gibi rahatsızlıklara kimi bebeklerde ise ölüme dahi sebep olduğu da iddianamede kaydedildi. Şüphelilerin usulsüz şekilde düşümünü yaptıkları currosurf, infasurf gibi ilaçları hastaneden çıkartarak satıp maddi kazanç elde ettikleri, Özel Hastaneler Yönetmeliği’ne aykırı şekilde işletme devri yapılarak danışmanlık hizmeti adı altında Fırat Sarı liderliğindeki Yenidoğan Suç Örgütü’nün çok sayıda hastaneye az sayıda doktorla hizmet vermeye çalışması nedeni ile aslında sağlık hizmetinin doğrudan hemşire ve hatta hemşire yardımcıları ile verildiği bu nedenle bebek ölüm sayılarının arttığı da iddianamede kaydedildi. İddianamede hemşirelerin kendisini doktor olarak tanıttığı, bir kısım örgüt mensuplarının yenidoğan yoğun bakımlarını kapasitenin üzerinde doldurduğu, hemşireler eli ile usule aykırı gerçek olmayan epikriz raporları yazıldığı da açıklandı. Soruşturma kapsamında incelenen dijital materyallerde ise şüphelilerin "kötü hasta değerleri, iyi hasta değerleri" gibi şablon hasta değerlerinin yer aldığı ve çoğu zaman hastaların kan gazı, kan değerleri, enfeksiyon olup olmadığı gibi konularda gerçekte bir tetkik veya tahlil yapmadan kendi gözlemlerine göre bebeği iyi veya kötü olarak kategorize edip raporlarını şablon olarak tek elden, merkezden, hastane dışından yazdıkları iddianamede kaydedildi. Bu nedenle hangi bebeğe hangi tedavinin uygulanacağı yönünde tereddütler yaşandığı ve bebeklerin hayatını kaybetmesine kadar varan telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğduğu iddianamede kaydedildi. Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından ilgili hastaneler ve suç örgütünün faaliyetlerini incelemek ve raporlamak için görevlendirilen müfettişlerin bebek ölümleri ile ilgili olarak alanında uzman neotologlardan oluşan uzman heyetten aldığı görüşe göre hastanelerde tıbbi imkansızlıklar, erken teşhis ve tedavi olmaması, birebir yakın hekim kontrolü olmaması, gerekli tetkik ve tahlillerin yapılmaması, hayati öneme sahip ilaçların kesilmesi, 3. Düzey olmamasına rağmen 3. Düzey hasta kabulü yapılması, doktorların hastaların klinik takip ve tedavisini üstlenmedikleri, ölüm sebeplerinin doktorlar tarafından örtbas edilmesi, TPN sıvısı içerisine lipit multivitamin, fosfor ve magnezyum destekleri verilmemesi sonucu yeterli enerji protein desteği alamadığı için hastaların beslenme bozukluğuna sebep olunduğu, bebeğin kalbi düşmesine rağmen adrenalin kullanılmaması, hastaların uzun süre yatışı yapılıp uygun merkezlere sevk edilmemesi, ilaç hazırlanması ve saklanmasında ihmal gösterilmesi, hastalara protein ve lipit desteği yapılmaması, gerekli ilaçların uygun şekilde verilmemesi, uygun şekil ve süre canlandırma desteği uygulanmaması, sahte hasta dosyası düzenlenmesi, hastaya pasif ötenazi uygulanması nedeniyle bebeklerin hayat haklarının ellerinden alındığı şeklinde tespitler olduğu aktarıldı. İddianamede bazı bebeklerin yoğun bakıma girdikten sonra kilo alması gerekirken aksine ciddi kilo kaybı yaşadığı da aktarılırken, Yenidoğan Suç Örgütü’nün ve örgüte yardım eden hastane yönetimlerinin sırf giderleri azaltmak ve maddi menfaat temin etmek adına bebeklere yeterli besin verme işlemini yerine getirmedikleri, tapelerde "TPN tüketimini azaltın" şeklinde talimatların yer aldığı da açıklandı. İddianame kapsamında sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 10 kez ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve 11 kez ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir’in ise ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi’, ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi. İddianamede diğer sanıklar hakkında benzer suçlardan değişen oranlarda hapis cezası talep edildi.
Karabük Milletvekili Şahin: "İyi ki şu an Cumhurbaşkanlığı makamında Recep Tayyip Erdoğan var. AK Parti Genel Sekreter Yardımcısı ve Karabük Milletvekili Cem Şahin, şu anda bir ateş çemberi içinde olduklarını, dünyanın her yerinden barut kokuları geldiğini, ülke olarak iyi ki bu süreciCumhurbaşkanları Recep Tayyip Erdoğan ile yürüttüklerini söyledi. Şahin,AK Parti Genel SekreteriFatih Şahin veGenel Sekreter Yardımcısı Türk İslam Karakoç’unda teşrifleriyle 100. Yıl Kültür Merkezinde gerçekleştirilenpartisinin İl Gençlik Kolları7. Olağan Kongresinde yaptığı konuşmada, yenilenme ve tazelenme olarak gördükleri kongre süreçlerini Karabük’te bu kongreyle tamamladıklarını ifade etti. Kongrelerin tamamlanmasınınfaaliyetlerindurması anlamına gelmediğinin altını çizen Şahin, "Bizler seçimden seçime bir araya gelen, seçim zamanı faaliyet yürüten bir siyasi parti değiliz. Diğer siyasi partilerden en fazla ayrık olan durumumuz bu. Bizim ana dinamiklerimizdenbiri de gençliğimizi, gençlerimizi, siyasetin öznesi haline getiren özelliğimizdir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde belki de en genç milletvekili bizim grubumuzda." diye konuştu. "Üstlenmiş olduğumuz vazifeyi hakkıyla yerine getirmemiz lazım" El birliğiyleKarabük’ü ve Türkiye’yi çok daha iyi bir noktaya getirmeye muvaffak olacaklarını ifade eden Şahin, şöyle devam etti: "Gençlik bizim açımızdan neden önemlidir? ‘Biz kökü mazide olan atiyiz’ diyoruz. Buna inanıyoruz. Geleceğe yürüyebilmemiz, geleceğe kendimizi güçlendirmiş, tahkim etmiş bir vaziyette yönelebilmemiz ve Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaşabilmemiz aslında gençlerimizin, sizin kendinizi geleceğe hazırlamanıza bağlı. En başta birlik ve beraberliğimizi güçlendireceğiz. Bir arada olacağız. Güçlü bir sesi, gür sesi ortaya çıkarabilmemiz en başta buna bağlı. Ardından ne yapacağız? Elbette ki çok çalışacağız ama kendimizi geliştirmek ve yetiştirmek durumundayız. Bir yandan da şunu yapmamız lazım. Üstlenmiş olduğumuz vazifeyi hakkıyla yerine getirmemiz lazım." "Cumhurbaşkanımızın yükünü daha fazla almış olacağız." En başta kendisi da dahil olmak üzere herkesin üstlendiği görevi layıkıyla yerine getirmesi gerektiğini belirten Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu aynı zamanda neyi sağlayacak? Sayın Cumhurbaşkanımızın yükünü daha fazla almış olacağız. Şu an hangi meselelerle meşgul olduğunu, hangi meselelerle boğuştuğunu hepimiz görüyoruz. Kuzeyimizde, güneyimizde, doğumuzda, batımızda her yer ateş çemberi içerisinde ve dünyanın her yerinden barut kokuları geliyor. İyi ki bu süreci Sayın Cumhurbaşkanımızla yürütüyoruz. Bunu da kamuoyunda çok sıklıkla, hele şu son zamanlardaçok sıklıkla duyuyorum. Iyi ki şu an Cumhurbaşkanlığı makamında Recep Tayyip Erdoğan var. Aksi halde ne halde olurduk.? Rabbim başımızdan eksik etmesin." "Çok önemli vazifeleri icra eden kardeşlerimiz, abilerimiz var." Genel Başkanları ve Cumhurbaşkanları Recep Tayyip Erdoğan’ın en çok güvencesinin gençlik olduğunu vurgulayan Şahin, "Şu an bizim meclis grubumuzda da genel merkezimizde de gençlik kollarımızdan yetişmiş ve çok önemli vazifeleri icra eden kardeşlerimiz, abilerimiz var. Dava arkadaşlarımız var. Sayın Genel Sekreterimiz Fatih Şahin, bizim parti gençlik kollarının genel başkanlığını yaptı. Ve yürütme içerisinde illerde ve genel merkezin ana kademesinde, gençlik kollarında vazife yapmış, Hamza Dağ gibi, Çiğdem Karaaslan gibi, Erkan Kandemir gibi bizim dava ve yol arkadaşlarımız var. Sayın Cumhurbaşkanımızın en önemli güvencelerinden, geleceğe dair umutlarından birinin de bu olduğunu düşünüyorum. Çünkü gençlik kollarımızdan o kadar çok arkadaşımız yetişmiş ki, bu geleceğe dair umutları yeşerten, hayallerimizi güçlendiren ve birlik ve beraberliğimizi daha da tahkim edeceğimize ilişkin inancımızı kuvvetlendiren bir husustur." Şahin, konuşmasını,İl Gençlik Kolları Başkanlığına seçilen Mehmet Safa Öz ve ekibini tebrik edereksonlandırdı.
Trabzon Trendyol Süper Lig: Trabzonspor: 1 - Antalyaspor:0 (İlk yarı) Trendyol Süper Lig’in 19. haftasında Trabzonspor ile Antalyaspor karşılaşıyor. Müsabakanın ilk yarısı ev sahibi bordo-mavililerin 1-0 üstünlüğüyle sona erdi. Maçtan dakikalar (İlk yarı) 9. dakikada Trabzonspor savunmasının uzaklaştıramadığı topu önüne alan Kaluzinski’nin vuruşunda üst direkten oyun alanına dönen meşin yuvarlağı savunma oyuncuları uzaklaştırdı. 12. dakikada orta sahadan aldığı uzun topla sağ çaprazda ceza sahası içinde kaleci ile karşı karşıya kalan Samudio’nun vuruşunu Uğurcan Çakır, kornere çıkardı. 16. dakikada Muhammed Cham’ın ceza sahası dışından vuruşunda meşin yuvarlak yan ağlarda kaldı. 21. dakikada Visca yarı sahadan kaptığı topla birlikte ceza sahası içine girdi. Visca’nın pasında Simon Banza, meşin yuvarlağı ağlarla buluşturdu. 1-0 Hakemler: Cihan Aydın, Kerem Ersoy, Mehmet Akıncık Trabzonspor: Uğurcan Çakır, Malheiro, Lundstram, Batagov, Eren Elmalı, Mendy, Umut Güneş, Cham, Visca, Nwakaeme, Banza Yedekler: Muhammet Taha Tepe, Barisic, Ozan Tufan, Serkan Asan, Serdar Saatçi, Okay Yokuşlu, Cihan Çanak, Ali Şahin Yılmaz, Enis Destan Teknik Direktör: Şenol Güneş Antalyaspor: Kenan Piric, Bünyamin Balcı, Bahadır Öztürk, Thallisson da Silva, Güray Vural, Jakup Kaluzinski, Petrusenko, Erdal Rakip, Streek, Larsson, Samudio Yedekler: Abdullah Yiğiter, Amar, Gaich, Djenepo, Emrecan Uzunhan, Townsend, Mert Yılmaz, Hasan Ürkmez, Berkay Topdemir, Abdurrahim Dursun Teknik Direktör: Alex de Souza Gol: Banza (dk. 21) (Trabzonspor) Sarı kart: Cham (Trabzonspor)