ASAYİŞ - 15 Kasım 2024 Cuma 11:13

Düşerek başından yaralanan küçük çocuğu ilk müdahale zabıtadan geldi

A
A
A
Düşerek başından yaralanan küçük çocuğu ilk müdahale zabıtadan geldi

Manisa Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanlığı ekipleri, annesi ile birlikte yürürken düşüp yaralanan küçük çocuğa yaptıkları ilk müdahale sonrasında hastaneye gitmelerinde yardımcı oldu.


8 Eylül Caddesi üzerinde devriye görevini yerine getiren Manisa Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanlığı ekipleri, annesiyle birlikte kaldırımda yürüyen küçük bir çocuğun düşerek başını kaldırıma vurduğunu fark etti. Olayı gören Zabıta ekipleri hemen çocuğun yardımına koştu ve ilk müdahaleyi yaptı. Yapılan ilk müdahale sonrasında çocuğun sağlık durumunun iyi olduğu tespit edildi. Ekipler, sağlık durumu iyi olan küçük çocuğun annesiyle birlikte sağlık kontrolü için hastaneye gitmeleri konusunda yardımcı oldu.


Manisa Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanı Erdal Özçelik, küçük çocuk ve annesine geçmiş olsun dileklerini iletti. Başkan Özçelik, rutin devriye görevlerini yerine getirirken aynı zamanda yardıma ihtiyaç duyan vatandaşlara da yardımcı olan Zabıta ekiplerinin, her zaman Manisa halkının yanında olduğunu söyledi. Başkan Özçelik, “Manisa Büyükşehir Belediyesi olarak her zaman için vatandaşımızın yanındayız. Hem görevimizi yerine getiriyor hem de vatandaşlarımıza yardım eli uzatıyoruz. Her zaman için vatandaşımızın önceliğimizdir” dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya YÖK Başkanı Özvar: "Hedefimiz Türkiye’yi küresel etkiye sahip bir araştırma ve yenilik merkezi haline getirmektir" SUBÜ tarafından düzenlenen 2025-2029 Stratejik Plan Çalıştayı’nda konuşan Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, "Yükseköğretim vizyonumuzun önemli başlıklarından biri de yükseköğretimde araştırma ve yenilikçiliktir. Buna ilişkin temel hedefimiz Türkiye’yi küresel etkiye sahip bir araştırma ve yenilik merkezi haline getirmektir. Bu hedefimiz doğrultusunda araştırma ve uygulama merkezlerinin kapasite ve üretkenliğini artırmak adına gerekli idari ve hukuki düzenlemeleri hayata geçiriyoruz" dedi. "Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi 2025-2029 Strateji ve Paydaşlar Zirvesi" Sapanca’DA bulunan bir otelde YÖK Başkanı Erol Özüvar’ın katılımıyla gerçekleşti. "İş Birliği ile Güçlü Gelecek" temasıyla gerçekleşen programda üniversitenin vizyonu ve stratejik hedefleri belirlenmesi yapıldı. Ayrıca çalıştayda, yükseköğretimin bugünü ve geleceğine yönelik Başkan Özvar tarafından bilgilendirme yapıldı. "Çalıştayımızda 5 stratejik amaç üzerinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz" Çalıştayın açılış oturumunda konuşan Rektör Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, iş dünyasının sorunlarına çözüm üreten Ar-Ge yapma ve ihtiyaç duyulan nitelikli öğrenciler yetiştirme hedeflerinin yeni stratejik planda da yer almasını arzuladıklarını söyledi. Sarıbıyık, "Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ), 2018’de Sakarya Üniversitesi’nden bölünerek kurulan bir üniversite. Biz 2020-2024 Stratejik Planı çerçevesinde çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Bu çalışmaları, şehrimizin içerisinde bulunduğu konumları da dikkate alarak 5 stratejik amaç doğrultusunda, 10 bin hedef ve 23 performans göstergesiyle sürekli olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bugün ise 8 farklı masada yapacağımız çalıştayımızda 5 stratejik amaç üzerinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Üniversitemizin geleceği ile ilgili olan kısımları planlamaya çalışacağız" dedi. "Üniversitelerimizin stratejik planlarını önemsediğimizi ifade etmek istiyorum" Ülkenin gelişiminde üniversitelerin öneminin büyük bir payı olduğunu vurgulayan Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, "Sanayi ve bilimde ulaştığımız noktayı daha ileriye taşıyabilecek üniversitelerimizin, değerli hocalarımızın ve öğrencilerimizin bu toplumun yarınlarını daha değerli kılacak şekilde yetiştirileceğini vurgulamak istiyorum. Üniversitelerimizin stratejik planlarını önemsiyoruz. Bu stratejik planların, ülkelerin ve milletlerin geleceğine yön vereceğini; milletlerin güçlenmesini ve dünyada hak ettikleri yeri hızla alacaklarını umut ediyorum" diye konuştu. Sakarya Valisi Rahmi Doğan ise "2003’li yıllarda ortaya çıkan bu stratejik planlama kavramı, tüm kamu kurumları ve kuruluşları için hedefler belirleyip, bütçe imkanları ölçüsünde kurumların bu hedeflere ulaşabilmesi için yapılması gerekenleri ortaya koyan önemli bir planlama aracı oldu. Bu süreçte, paydaşlarla birlikte nasıl çalışılması gerektiği de belirlenmiş oldu. Ümit ederim ki, bu planlamalar güzel sonuçlar doğurur ve değerli veriler ve çalışmalarla ülkemize katma değer sağlanır" şeklinde konuştu. "Programların doluluk oranı yüzde 98,8 gibi yüksek bir seviyede gerçekleşmiştir" Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar da, programda yaptığı açıklamada, bu yılkı Yükseköğretim Kurumları Sınavına yaklaşık 3 milyon adayın katıldığını ifade ederek, "2024 YKS’ye ilişkin sayısal verilere ana hatlarıyla baktığımızda şu şekilde bir tabloyla karşılaşıyoruz: Sınava giren adaylardan yaklaşık 2 milyon 750 bininin yerleştirme puanları hesaplanmış ve bunların yine yaklaşık olarak 1 milyon 670 bininin bu yıl için belirlenen toplam 1 milyonun üzerindeki kontenjanlara yerleşmek için tercih yapmıştır. Neticede, 2024 YKS tercih dönemi sonunda tercihte bulunan adaylardan toplam 987 bin 388’i bir yükseköğrenim kurumuna yerleşme hakkı kazanmıştır. Programların doluluk oranı devlet üniversitelerinde yüzde 98,8 gibi yüksek bir seviyede gerçekleşmiştir. Dikkat çekici bir veri olarak, tercih dönemi sonunda kadın adaylar yaklaşık yüzde 55 erkeklerse yüzde 45’lik oranlarda bir programa yerleşme hakkı elde etmiştir. Bu oranlar ve sayılar, Türk yükseköğretiminin erişim ve fırsat eşitliği bakımından ulaştığı yüksek standartların açık bir göstergesidir. Kadın öğrencilerimizin ve bilhassa kadın akademisyen oranlarımızın sayısı OECD standartlarındadır" ifadelerini kullandı. "Yükseköğretim kurumlarımızın yüzde 35’i kurumsal akreditasyona sahip" Kurumsal akreditasyona ilişkin Özvar, "Bugün itibarıyla yükseköğretim kurumlarımızın yüzde 35’inin kurumsal akreditasyona sahip olması, bu alanda alınan mesafenin somut bir göstergesidir. Ancak 2027 yılına kadar tüm üniversitelerimizin akreditasyon sürecini tamamlaması yönündeki hedefimize ulaşmak için çok daha hızlı hareket etmemiz gerektiği açıktır. YÖKAK tarafından yetkilendirilen ulusal ve uluslararası kuruluşlarca verilen program akreditasyonlarına göre ise mevcut programların yüzde 17’si akredite durumdadır. Yükseköğretimde kalite ve akreditasyon odaklı yaklaşımımız çerçevesinde, geçtiğimiz dönemde lisansüstü programlar için getirdiğimiz “akreditasyon” ve “nitelikli yayın” şartları da sistemimizin niteliğini artırmaya yönelik önemli adımlar olmuştur" dedi. "109 üniversitemizin 898 programı TYÇ logosunu kullanma hakkı elde etmiştir" Araştırma ve uygulama merkezlerinin üretkenliğinin artırılması için her türlü desteği vermeye hazır olduklarını da aktaran Özvar, "Artık doktora programı açma konusunda getirdiğimiz şartlar yerine getirilmezse yeni program açılmasına müsaade etmeyeceğiz. Benzer şekilde, önümüzdeki dönemde fakülte, yüksekokul, enstitü, araştırma ve uygulama merkezi gibi birimlerin kurulmasını da akreditasyon şartını sağlamak üzere kurulumuzca bir çalışma yürütüldüğünü buradan duyurmak isterim. Yine bu yıl aldığımız bir kararla, Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi (TYÇ) Logosu ilk kez Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzunda yer almıştır. Bu yıl 109 üniversitemizin 898 programı TYÇ logosunu kullanma hakkı elde etmiştir. Yükseköğretim vizyonumuzun önemli başlıklarından biri de yükseköğretimde araştırma ve yenilikçiliktir. Buna ilişkin temel hedefimiz Türkiye’yi küresel etkiye sahip bir araştırma ve yenilik merkezi haline getirmektir. Bu hedefimiz doğrultusunda araştırma ve uygulama merkezlerinin kapasite ve üretkenliğini artırmak adına gerekli idari ve hukuki düzenlemeleri hayata geçiriyoruz. Bu anlamda, ilk önemli örnek olması bakımından Gazi Üniversitesi, ODTÜ ve Ankara Üniversitesi ortaklığıyla kurulan Nörobilim ve Nöroteknoloji Mükemmeliyet Ortak Uygulama ve Araştırma Merkezi (NÖROM) dikkate değerdir. Benzeri ortak araştırma ve uygulama merkezlerinin sayısının artması yönünde üniversitelerimize her türlü desteği vermeye hazırız” diye konuştu.
Isparta Sahte marka ile vatandaşı kandırmaya çalışan dolandırıcılar, Isparta’da yakayı ele verdi Isparta İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, İzmir’den gelen ve sahte marka düzenlemesiyle vatandaşları dolandırmaya çalışan bir gruba yönelik operasyon gerçekleştirdi. Edinilen bilgilere göre, İzmir’den 6 araçla Isparta’ya gelen 7 şüphelinin, Çin malı düşük maliyetli ağaç kesme motorlarına ve kırıcılara (hilti) ünlü markalar olan STIHL ve BOSCH etiketleri yapıştırarak sahte faturalar düzenledikleri tespit edildi. Şüphelilerin, ilçe ve köylerde bu ürünleri yüksek fiyatlarla satarak vatandaşları dolandırmaya çalıştıkları öğrenildi. Isparta İl Jandarma Komutanlığı’na bağlı Jandarmanın Dedektifleri (JASAT), şüphelilerin kullandığı araçların plakalarını belirleyerek takibe aldı. Gönen İlçe Jandarma Komutanlığı ile koordineli bir şekilde düzenlenen operasyonla, şüphelilerden M.B., A.Ö., E.Ö., F.Ö., H.H., A.B. ve M.A. olmak üzere toplam 7 şüpheli suçüstü yakalandı. Operasyonda, sahte markalarla düzenlenmiş 45 adet ağaç kesme motoru ve 3 adet kırıcı ele geçirilerek malzemelere el konuldu. Vatandaşların dolandırılmasının önüne geçen operasyon, kamuoyunda büyük takdir toplarken, Isparta İl Jandarma Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada, halkın güvenliği ve huzuru için çalışmaların aralıksız süreceği vurgulandı. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.
Gaziantep GAÜN Hastanesi’nde dünya diyabet günü etkinlikleri düzenlendi Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Hastanesi’nde"14 Kasım Dünya Diyabet Günü" kapsamında diyabete farkındalık kazandırmak amaçlı bilgilendirme standı açıldı ardından ise eğitim toplantısı düzenlendi. 14 Kasım Dünya Diyabet Günü kapsamında, diyabet farkındalığını artırmak ve bu konuya dikkat çekmek amacıyla GAÜN Hastanesi’nde hastaneye gelen vatandaşların bilinçlendirilmesi için sağlıklı beslenme standı, ücretsiz kan şekeri ölçümü standı ve ayak sağlığı merkezi(podoloji) standı açıldı. Standa gelen vatandaşlara gerekli bilgilendirmelerin ve kan şekeri ölçümlerinin yapılmasının ardından, hastanenin seminer salonunda diyabet ile ilgili eğitim toplantısı düzenlendi. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı’nın diyabet günü ile ilgili yaptığı ortak açıklamada, “14 Kasım tarihi dünya diyabet günü olarak değerlendiriliyor. Ülkemizde kabaca her on kişiden bir kişi diyabetli. Bununda büyük kısmını tip 2 diyabet oluşturuyor. İyi tedavi edilmeyen diyabet maalesef özellikle göz, böbrek, kalp ve damarlarımıza organlarımıza zarar verebilir. Diyabeti iyi tedavi ederek, diyabetle birlikte sağlıklı yaşamayı başarmak tabii ki mümkün. Bizler de dünya diyabet gününde, diyabetli kişilerin çeşitli sorunlarını ele almaya çalışıyoruz. Obezite, sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam diyabete zemin oluşturan en sık sebepler arasında yer alıyor. Bu yıl da hastanemizde hastalarımızın diyabet tedavilerini sürdürmede karşılaştıkları sorunları dinledik. Diyabetin organ hasarı yapmaması için gereken önlemleri ve diyabetle birlikte sağlıklı yaşamanın yollarını konuştuk” ifadelerine yerildi. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Erişkin Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı’nın düzenlemiş olduğu etkinlikler kapsamında diyabetle ilgili tüm merak edilenler konuşularak, diyabetli hastaların soruları yanıtlandı.