POLİTİKA - 05 Kasım 2024 Salı 16:55

Başkan Zeyrek: "Bizim ayrışmaya değil birleşmeye ihtiyacımız var"

A
A
A
Başkan Zeyrek: "Bizim ayrışmaya değil birleşmeye ihtiyacımız var"

Manisa’da basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, "Bir yumuşama normalleşme sürecinin bu ülkenin vazgeçilmezi, olmazsa olmazı olduğunu düşünüyorum. Artık ülkenin birlik beraberliğe ve ortak akılla çözüm üretmeye geçmesi gerekiyor” dedi.


Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek’in aylık olarak gerçekleştireceği basın buluşmalarının ilki gerçekleştirildi. Manisa’da görev yapan basın mensupları, Manisa Büyükşehir Belediyesi hizmet binasında Başkan Ferdi Zeyrek’in misafiri oldu. Her ayın ilk Salı günü basın mensupları ile bir araya geleceklerini söyleyen Başkan Zeyrek, “Hem sizin merak ettiğiniz soruları hem Manisa’mda konuşulan konuları en doğru kişiden öğrenmeniz için bu toplantıyı yapmak istedim. İstediğiniz her soruyu sorun, doğruları bizlerden öğrenin. İlk günden beri özgür kalemlerin olması gerektiğini, özgür düşüncenin hakim olması gerektiğini her platformda dile getiriyorum” dedi.



“Cumhuriyet Halk Partisi’nin 6 okundan bir tanesi milliyetçiliktir”


Bir basın mensubunun bazı belediyelere kayyum atanmasını nasıl değerlendirdiği sorulması üzerine Başkan Zeyrek, “Öncelikle Esenyurt’taki Ali başkandan başlayabiliriz bu konuya. Öncelikle seçilmiş bir başkandır. Seçilmişe herkesin saygı duyması gerektiğini düşünüyorum. Eğer ki bir suç unsuru varsa, 10 yıldır takip edilen bir süreçse keşke temiz kağıdı verilirken bunlar bu sürece işlenseydi. Keşke sabahın 5 buçuğunda bir kişi yatağında uyurken değil de bir davetle ve ya kolluk güçlerinin daha nazik davranışlarıyla evinden ayrılsaydı. Bu özellikle insanı olarak bu yaklaşımı çok doğru bulmuyorum. Milliyetçilik tartışmaları çok oluyor. Cumhuriyet Halk Partisinin 6 okundan bir tanesi milliyetçiliktir. Biz Atatürk milliyetçisiyiz. Bu vatanın, milletin Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının bize emanet ettiği bu vatanın her bir karış toprağına Atatürk milliyetçileri sahip çıkıyor. Bu konuda kimsenin kuşkusu olmasın. Bu şekilde kayyum atamalarının çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Dün seçilmiş olan belediye meclis üyesi ya da belediyeye vergisini ödemek isteyen vatandaşın belediyeye alınmamasını antidemoktatik olduğunu düşünüyorum. Güvenin adaletin olmadığı bir ortamda bu tip ayrışmalar her zaman olacaktır. Bizim ayrışmaya değil birleşmeye ihtiyacımız var” dedi.



“Genel Başkanımız Özel’in politikalarını doğru buluyorum”


Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel öncülüğünde hükümet kanadı ile yumuşama, normalleşme ve diyalog süreci olarak bahsedilen süreçle kayyum atamalarının ilgisi olup olmadığı yönündeki bir soruya Başkan Zeyrek şöyle cevap verdi: “Atanan kayyumların bununla alakalı olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Ama bir yumuşama normalleşme sürecinin de bu ülkenin vazgeçilmezi olmazsa olmazı olduğunu düşünüyorum. Artık ülkenin birlik beraberliğe ve ortak akılla çözüm üretmeye geçmesi gerekiyor. Özgür özelin izlediği politikanın çok doğru olduğunu ve bunun da meyvelerinin önümüzdeki süreçte vatandaşlarımız açısından da çok olumlu etkilere yol açacağını düşünüyorum. Kavga ederek maalesef bir şeyin çözümüne ulaşamıyorsunuz. Yıllarca kavga ettik, yıllarca bizi ocu bucu diye ayırdılar. Onun sıkıntısını vatandaşlar olarak hepimiz çektik. Birleşerek uzlaşarak ortak aklı oluşturarak ama kendi bildiğimizden asla şaşmadan bunu sağlayabildiğinizde meyvelerini bütün vatandaşlar yiyor. Genel Başkanımız Özgür Özel’in çizdiği bu politikanın çok doğru olduğunu ve bunun meyvelerinin de ilk genel seçimde vereceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.


Görevden uzaklaştırılan Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez ile ilgili de değerlendirmede bulunan Başkan Zeyrek, “Hikmet başkan her ay göreve dönebilmek için mahkemeye yasal olarak başvurusunu yapıyor. Mahkeme de sürecin devam ettiğini bu süreçten dolayı da tekrardan mahkeme koltuğa iade edilmemesi gerektiği hakkında bir görüş sunuyor. Sürecin takipçisiyiz. Bence Hikmet başkanın da bir an önce görevine geri dönmesi gerekiyor. Hikmet başkan orada yağma ile suçlanıyor. Ben oradaki sürecin her aşamasında içindeydim. Burada bir yağma değil devletin malını koruma vardır. Devlete sahip çıkma vardır. Bu kararlara siyasi gözle bakarsak sonuçları Ahmet başkana ve ya Hikmet başkana olduğu gibi oluyor. Ama bunlar siyasi oluşumlar değillerdir. Bunları olayı olduğu gibi gerçekliğiyle yargılansaydı şu an hikmet başkan görevinde olurdu. Umarım en kısa sürede görevine döner” diye konuştu.



“Hızlı tren geldikten sonra tren hattını toplu taşımada kullanmak istiyorum”


Manisa’da ulaşım sorununu ve tramvay projesinin hangi aşamada olduğu sorusu üzerine Başkan Dönmez, “Ulaşımın çilesi ben dahil Manisam’da yaşayan herkes tarafından ortak bir sorun halinde. Bunun bir tane çözümü var o da toplu ulaşımdır. Zamanında vizyon olarak görülen tramvay projesi bugün vazgeçilmezi. Keşke bizden önceki başkanlarımız buna öncülük etseydi biz bu sorunla yaşamak zorunda kalmasaydık. Bununla ilgili İstanbul Metro A.Ş. ile çalışmalara 2 buçuk ay önce çalışmalara başlandık. Güzergahlar ve durak yerleri belirlendi. Bunun fizibilitesi yapılıyor. Ondan sonra bizi şu bekliyor; ART diye bir sistem var. Dünyada yeni gelişen bir teknoloji bu ART sisteminde tramvay konforunda ama bir rayda değil kendi tekerlekleri üzerinde giden bir sistem. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu ile görüştük, İstanbul yaklaşık 250 adet alacak. Manisa’ya 20 tane lazım. Denizli büyükşehir belediyemiz 18 tane uşak belediyemiz 5 tane Kocaeli belediyemiz de bu sisteme geçmek istiyor. Manisanın tek başına bu sistemi alması kırmızı otobüslerde çektiğimiz gibi teknolojik sıkıntılar yaşayabiliriz. Kırmızı otobüslerde yedek parça bulamıyoruz. Diğer tramvaydan farkı da şuı; bir rayda gitmemesi güzergah esnekliği sağlıyor. Tramvay yaklaşık 22 metre çapta dönerken bu 13 metre çapta dönebiliyor. İstenildiği zaman güzergahı değiştirilerek başka hatlara verilebiliyor. Dünya bunu kullanıyor ama Manisa olarak ben buna tek başıma geçememe. Ülkenin böyle bir talebi olsun ki yedek parça teknik servis sağlansın. ART hayata geçmezse tramvay için de oluşumumuz yapılıyor. Dünya bankası iller bankası ile birlikte bir kredilendirilme sürecine gireceğiz. Manisa’da tramvayın olmazsa olmaz olduğunu biliyorum. Devlet demir yollarından bir hat istedim. Hızlı tren gelmesiyle beraber bize bir hat verebileceklerini söylediler. Hızlı tren geldikten sonra tren hattını toplu taşımada kullanmak istiyorum” dedi.



“Siyasi söylemden çıkıp kol kola verelim”


Kendisini, halk mandıra ve "Günaydın Çorbası" üzerinden eleştiren ve bu projelerin daha önceden AK Partili belediyelerce yapıldığını belirten AK Parti Manisa Milletvekili Mücahit Arınç’a yanıt veren Zeyrek, "Mücahit beyin böyle bir şey söylediğinden haberim yoktu. Madem Manisa Büyükşehir Belediyesinde bugüne kadar halk mandırası vardı da biz mi oradan peynir almadık. Sıcak çorba vardı da ben mi içemedim. Kendisi herhalde Manisa’da fazla dolaşmıyor ya da Manisa Büyükşehir Belediyesinin yaptığı hizmetlerden haberi yok. Kent lokantası ülkenin her yerinde vardı. Sosyal belediyeciliğin en ana özelliklerinden bir tanesi ama Manisa’da yoktu. Halk ekmek bazı ilçelerimizde vardı ama Manisa genelinde yoktu. Sıcak çorba dağıtımı bazı ilçelerimiz kısmen uyguluyordu ama Manisa Büyükşehir Belediyesinde maalesef yoktu. Anne kart bir çok büyükşehirde vardı ama Manisa’da yoktu. Mücahit vekilin Manisa’da daha çok kalması lazım. Siyasi bir söylemden çıkıp da gelip kol kola verelim Manisa’nın ileriye dönük projelerinde onunla birlikte olalım" dedi.



“Kardeşim de olsa Manisa’nın bir kuruş hakkını kimseye yedirmeyeceğim”


Manisa Futbol Kulübü’nün kaçak su kullanımı iddialarına yönelik soruları yanıtlayan Başkan Zeyrek, “Manisa Futbol Kulübü’nün yıllardan beri belediyemizin kaynaklarından resmi ve gayri resmi yıllarca bizim paramızı almışlar. Sayıştay raporlarında yaklaşık 1,5 sayfa Manisa FK’ya yapılanların yanlışlıklarını ve kamuya ne şekilde zarar verdiği yazmış. Geldiğimde önümde böyle bir rapor vardı. Günün şartlarını yansıtmayan bir kira bedeli ile tesisimizi kullanıyorlar. Bizim personelimizi kullanıyorlar. Basını bizden kullanıyor. Yemeği Manisa Büyükşehir Belediyesi’nden gidiyor. Otobüsü, benzini, çimi bütün hepsini Manisa Büyükşehir Belediyesi yapıyor. Manisa FK bildiğiniz gibi bir şirket. Bu şirketin yüzde 50 ortağı Mevlüt Aktan isimli şahıs. Diğer yüzde 50 ortağı ise benden önceki başkan Cengiz Ergün’ün damadı. 2019 yılında Büyükşehir Belediye Meclis Üyesiyken Manisa Büyükşehir Belediyespor Kulübü’nün neden Mevlüt Aktan’a satılığını mecliste önerge olarak veren kişi benim. O gün cevabını alamamıştım. Maalesef o gün bana o cevabı vermeye zül gören kişiler Sayıştay raporlarında benim sorduğum soruların aynısını gördüler” diye konuştu.



“90 kişinin oy birliği ile karar alındı”


Başkan Ferdi Zeyrek, “Sayıştay raporu doğrultusunda Manisa Büyükşehir Belediyesi’nden kamu zararını ortadan kaldırabilmek için Manisa FK’ya sözleşme fesih ve tesisi boşaltması gerektiği kararını Büyükşehir Belediye Meclisi’nde 90 kişinin oy birliğiyle aldık. Bu süreci başlattıktan sonra Kaymakam Bey’e ilettik. Kamu zararı var, Manisa FK’nın buradan çıkması gerekliliğini söyledi. Daha sonra Vali bey devreye girdi. Orada siyasi oluşum başladı. Siyaset hiçbir zaman kamu yararının önüne geçmemeli. Siyaseten şu anda Manisa Futbol Kulübü’nün tesislerden çıkmasını durduruyorlar” dedi.



“Tespitimiz 10 milyon liraya yakın bir zarar”


Uncubozköy deposunda su basınç eksikliğinin yaşandığını belirten Başkan Zeyrek, “Bu basınç düşüklüğünün iki tane sebebi olabilir. Bir tanesi altyapıda oluşabilecek patlaklar. İkincisi ise fazla kullanımdan kaynaklı olan sıkıntı. Biz bunu scada sistemi üzerinden görüyorduk. Hattı takip ettik, bir kaçağın olmadığını gördük. Daha sonra hatta ait olan eğitim ve spor yapılarına bakmaya başladık. Eğitim yapılarından bir sorun çıkmadı. Orada Manisa FK’nın kullandığı tesisler vardı. Oraya giden boru hattını kazdık, problem yoktu. Ama kazarken ikinci bir boru gördük. İkinci boruyu takip ettiğimizde Manisa FK bu şehrin suyunu da haksızca ve kaçak bir hatla birlikte kullandığı ortaya çıktı. Bu hatta dair de yasal işlemleri başlattık. Şu anda süreç yargıdadır. Yargının doğru karar vereceğine inanıyorum. Bizim tespitimiz 10 milyon liraya yakın bir zarar. Manisa FK’da şunu söylüyor. 10 milyon lira değil, 6 küsur milyon lira bu zarar, onu verelim uzlaşalım diyor. Bunların hepsi bizim paramız. Ben bu bir kuruşu ne Manisa Futbol Kulübü’ne, ne bu şehre, bu belediyeye zarar veren bir müteahhitte asla ve asla yedirmeyeceğim. Karşımda kim olursa olsun ben bir kuruşu yedirmeyeceğim. Bu konuda da kimse şahsi algılamasın. O yolsuzluğu yapanın adı Ahmet’tir, Mehmet’tir, Ayşe’dir, Fatma’dır karşılarında hep aynı Ferdi Zeyrek olacak. O yolsuzluğu yapanın partisi odur, budur, onun tanıdığıdır, bunun tanıdığıdır. Kendi kardeşim de olsa Manisa’nın bir kuruş hakkını kimseye yedirmeyeceğim. Bunu herkes bilecek. Bu şehrime bu kadar zarar verenler adli mercilerde yargılanacaklardır. Adaletin olduğu bir ülkede adaletin olduğu bir Manisa’yı hayal ediyorum. İnşallah bunlar bir daha asla ve asla Manisa’da olmayacak”



Başkan Zeyrek: "Bizim ayrışmaya değil birleşmeye ihtiyacımız var"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İnat uğruna ayrılmışlardı, 2’nci nikahları hastanede kıyıldı, 65 yaşındaki gelin çiçek atma hayalini de gerçekleştirdi Uzun yıllar evli kalan 76 yaşındaki Ali Gezer ve 65 yaşındaki Meryem Gezer inat uğruna boşanmalarının ardından hastane odasında yeniden dünya evine girdi. İlk evliliği sırasında çiçeği olmadığını söyleyen Gezer’in hastane odasında çiçeğini sağlık çalışanlarına attığı anlar renkli görüntüler oluşturdu. Meryem Gezer, “Memlekette yaşayacağım’ dedi, çocuklar burada gitmem dedim, küstük, ayrıldık. Eşim 1997’de kalp ameliyatı olunca doktora ‘Benim kalbimi verin’ dedim, o kadar çok sevdim. Ayrılıkta çok kızdım ama bu halini görünce ciğerim parçalandı. Çiçek atmamıştım şimdi o eksiklik gitti” dedi. 76 yaşındaki Ali Gezer, yıllar önce evlendiği 65 yaşındaki Meryem Gezer ile edinilen bilgiye göre zaman içinde çocuklarının yaşadığı İstanbul’da mı yoksa Sivas’ta mı yaşayacakları üzerine sürekli sorun yaşadı, inatlaşan çiftten geri adım atan olmayınca çift 2019 yılında boşandı. Çiftin hikayesi ise akıllara turşunun limonla mı yoksa sirke ile mi yapıldığı konusunda tartışan, sonrasında boşanan çift ve çocuklarının yaşamını anlatan başrollerinde usta oyuncular Münir Özkul ve Adile Naşit’in olduğu Neşeli Günler filmini getirdi. Yaşlı çift, ayrı geçirdikleri zaman içerisinde yeniden evlenmeyi düşünseler de bir türlü bir araya gelemedi. Geçtiğimiz aylarda ise evlenmeye karar vererek 25 Kasım’a nikah günü aldılar ancak Ali Gezer, akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Yatışı yapılan Gezer’in nikah günü de hastanede olacağı anlaşılınca aile nikah memuru ve hastane yönetimiyle irtibata geçti. Başhekim Prof. Dr. Nurettin Yiyit ve ekibi memnuniyetle nikaha ev sahipliği yapacaklarını iletince çiftin nikahı hastanede planlandı. Yıllar önce atamadığı çiçeği hastanede odasında sağlık çalışanlarına attı Beyaz eşarbını takıp, krem rengi yeleğini giyerek hastaneye gelen Meryem Gezer’in uzun yıllar hayat arkadaşlığı yaptığı Ali Gezer ile nikahı tedavi gördüğü hastane odasında kıyıldı. Meryem Gezer, ‘Ölüm ayırıncaya kadar evet’ derken Başhekim Prof. Dr. Yiyit’in ve aile yakınının şahitliğinde yeniden evlenen çift, hastalıkta sağlıkta sözünü de yeniden yaşattı. Hastane odasında kıyılan nikah ise renkli görüntüler oluşturdu. Yıllar önce nikahında çiçek atmadığını söyleyen Gezer’in nikah sonrası rengarenk çiçeğini sağlık çalışanlarına fırlattığı anlardaki mutluluğu ise kameraya yansıdı. “Ayrılıkta çok kızdım ama bu hali ciğerimi parçaladı” Geçmişte yaşadıkları anlaşmazlık nedeniyle ayrıldıklarını anlatan 65 yaşındaki Meryem Gezer, “Memlekette yaşayacağım, İstanbul kalabalık’ dedi, korona da vardı. Ben de çocuklar burada çalışıyor, torunlar, oraya gitmem dedim. Küstük, o istedi, ayrıldık. Ben ayrılmayı istemedim, yalvardım ama şimdi de kendi istedi. Yıllarımı geçirdim, onun bu hali beni çok yıprattı, çok üzülüyorum. 1997 yılında kalp ameliyatı olunca eşim, doktora ‘Benim kalbimi verin’ dedim. Ben o kadar çok sevdim. Gözümü açtım onu gördüm, küçük yaşta evlendim, bunları bir kalemde silip atamıyorsun. Evet, ayrılıkta çok kırıldım, kırgındım, kızdım ama bu halini görünce ciğerim parçalandı. Daha yakından ilgileneceğim için mutlu oldum. Gelinlik giydim, davullu zurnalı düğünüm oldu ama çiçek atmamıştım, o zaman çiçek yoktu ki gelinlerin eline veriyorlardı, kendileri alıp vitrine koyuyorlardı. Benim elimde çiçeğim de yoktu, köy yerine gelin giden ne olur o kadar, şimdi o eksiklik gitti” dedi. “Böyle beklemiyordum, çok mükemmel oldu" Hastanedeki nikahın beklediğinin çok daha güzel olduğunu söyleyen çiftin 47 yaşındaki kızı Düriye Gezer anne ve babasının yeniden bir araya gelmesinden büyük mutluluk duyduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Gün almıştık fakat nasıl olur dedik. Babam hastaneye geldi, acile aldıklarında nikah günleri vardı. Devlet memurları gelebiliriz dedi sonra rica ettik, başhemşiremiz sağ olsun ‘Tabi ki olabilir, neden olmasın’ dedi, çok sevindik ve babama çok büyük moral oldu. Şu an annemle evlendiler ve çok değişik bir şey oldu, hiç böyle beklemiyordum. Çok mükemmel oldu, hastane çalışanlarına çok teşekkür ederim özellikle başhekimimiz gerçekten harikaydı. Benim için çok güzel bir şey oldu, kaç yaşında olursanız olun anne baba ayrılınca çok sıkıntılı dönemler yaşıyorsunuz. Babamın mutlu olmasına gerçekten çok sevindim zaten annemden ayrıldıktan sonra düştü. 2019’da boşandılar, annem çok heyecanlıydı belki de ilk evliliğinde bu kadar heyecanlanmamıştı, gerçekten çok güzel oldu” “32 senedir burayım, bizim için de çok ilginç oldu" Hastasının durumuna ilişkin bilgi veren ve hastanedeki nikahın kendileri için de hoş olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mehmet Atilla Uysal, “Kasım ayı, göğüs hastalıkları açısından bir farkındalık ayı, tütünün her türlüsü zarar, o nedenle tütün ürünlerini kullanmamamız gerekiyor. Başta ölümcül olduğu için söylüyorum; akciğer kanseri, süreğen olduğu için ve hastalarımızın yaşam kalitesini son derece bozduğu için KOAH hastalığı, zatürre için de risk faktörü olduğu için tütün, tütün ürünleri son derece zararlı. Klasik kullanımı dışında elektronik versiyonları çok popüler olmaya başladı. Dumansız tütün ürünleri diye daha az zararlı olduğu söyleniyor ama hepsi zararlı. Bu hastamız 76 yaşında, bize hızlı gelişen bir solunum yetmezliğiyle yattı, daha önce bilinen bir hastalığı da vardı, yatırmak zorunda kaldık. Bizim için de çok ilginç oldu, 32 senedir burayım, heyecan, mutluluk verici de bir olay. Tatlı telaşlar derler ya böyle bir telaş da kliniğimizde olmuş oldu. Hastamız uzun bir evlilikten sonra çok da kısa sayılmayacak bir ayrılık sonrası tekrar evlenmeye karar vermiş, onun için de bir program yapmışlar. Kliniğimizde buna şahit olmak bizim açımızdan da mutluluk verici bir durum oluşturdu. Sağ olsun Başhekim Nurettin Yiyit Hocamız da buna izin verdiler” şeklinde konuştu.
İstanbul Ümraniye’de otomobil takla attı: 1 yaralı Ümraniye’de emniyet şeridinde duraklama yapan otomobil, bir anda yola atlayınca solundan gelen araca çarptı, ardından takla atarak refüje doğru devrildi. Kazada, araç içerisinde sıkışan sürücü itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle kurtarılarak hastaneye kaldırıldı. Olay, geçtiğimiz gün saat 17.30 sıralarında İstanbul Çevreyolu Ümraniye Kavşağında gerçekleşti. İddiaya göre, 34 FJC 149 plakalı Volkswagen marka araç emniyet şeridinde durdu. Emniyet şeridinden bir anda normal şeride geçiş yapmaya çalışınca soldaki araca çarparak takla attı, ardından refüje doğru devrildi. Kazada G.E. isimli araç sürücüsü bulunduğu yerde sıkıştı. Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine ambulans, polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekipleri, yaralı sürücüyü sıkıştığı yerden kurtardı. Sürücü G.E. olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırıldı. Kazayı gören Muhammet Kuyumcu, “Araç sağda, emniyet şeridinde bekliyordu. Birden hareket etti, oradan bir araca çarptı, sekti. Ben hemen arkasındaydım, nöbet geçirdiğini fark ettim” dedi. Zafer Bulut isimli bir vatandaş ise, “Araç sağ tarafta durmuştu önce, bir problem olduğu belliydi. Bir anda yola fırladı. Yola fırlayınca bir arabaya çarptı, bariyerlere çarptı, sonra kendini tekrar sağ tarafa attı, vura vura en son elektrik direğine çarptı. Araba ters devrilince biz de yangın tüplerini aldık ne olur, ne olmaz diye. Kendisi şeker hastası ve doktormuş” ifadelerini kullandı. Kaza nedeniyle trafik yoğunluğu yaşanırken, devrilen aracın çekici yardımıyla kaldırılmasıyla trafik normale döndü. Polis, kazaya ilişkin çalışma başlattı.
Erzurum Erzurum’un Uzundere ilçesinde doğalgaz krizi Erzurum’un Uzundere ilçesinde gece saat 02.00 sularında herhangi bir bildirim yapılmadan yaşanan doğalgaz kesintisine vatandaşlar tepki gösterdi. İlçede taşıma usulüyle sağlanan doğalgazın, depolama alanındaki gazın tükenmesi, soğuk kış gecesinde ilçe halkını zor durumda bıraktı. Özellikle yaşlılar ve çocuklu aileler, evlerini ısıtamadıkları için yakınlarının soba ile ısınan evlerine sığınmak zorunda kaldı. İlçe sakinlerinden Aytekin Er, bir gün önce sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, doğalgaz deposunun yanlış bir noktaya inşa edildiğini ve kış aylarında tırların bu bölgeye ulaşmakta zorluk çekeceğini ifade etmişti. Haklı çıkan Aytekin Er, iş insanı Adem Çavaş’tan kepçe talep ederek doğalgaz tırını depolama alanına ulaştırmaya çalışmıştı. Ancak bu çabalar da sorunun çözülmesinde yetmedi. İlçede kar kalınlığının 50 santimetreyi aştığını belirten Aytekin Er, durumun vahametini dile getirerek yetkililere çağrıda bulundu: "Vatandaşlar mağdur durumda. Acilen bir kriz masası oluşturulmalı ve ilçenin doğalgaz tedariki yeniden sağlanmalı." Hava sıcaklığının -2 dereceye kadar düştüğü ilçede doğalgazın kesilmesiyle birlikte yalnızca ısınma değil, yemek pişirme konusunda da büyük sorunlar yaşanıyor. Bu yıl doğalgaza kavuşan ilçe halkı, büyük ölçüde ocaklarını doğalgazlı sisteme çevirmişti. Ancak gece saatlerinden bu yana ilçenin tamamında ve doğalgaz verilen köylerde gaz bulunmuyor. Vatandaşlar yaşanan bu krizle ilgili tepkilerini dile getirirken, yetkililerin acil bir çözüm üretmesi bekleniyor. İlçede kar yağışı da halen devam ediyor.
Edirne Son yağışlar umut oldu: Kuru toprağa ekilen buğday çimlenmeye başladı Edirne’de Ekim ve Kasım ayında etkili olan son yağışlar, kuru toprağa ekilen buğday tohumlarının filizlenmesine yetti. Bir önceki yıl son 70 yılın en kurak kışının yaşandığını söyleyen Trakya Üniversitesi Bitki Islahı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yalçın Kaya, son yağışların buğdaya iyi geldiğini belirterek, çıkışlarına yetecek ve toprağı baskılayacak kadar yağış olduğunu vurguladı. İklim değişikliği ve kuraklığın etkisiyle son yıllarda buğday ekim dönemi Kasım ayına sarktı. Türkiye’nin önemli hububat üretim merkezlerinden birisi olan Edirne’de üreticiler, kuraklık nedeniyle buğday tohumlarının büyük bölümünü kuru toprağa ekti. Tarlalarını hazırlayıp yağmurun yağmasını bekleyen buğday üreticilerinin bazıları kuru toprağa ekim yapmak zorunda kaldı, bazıları ise az da olsa yağmurun yağmasını bekledi. Edirne’de etkili olan son yağışlar üreticinin yüreğine su serpti ve rahat bir nefes almasını sağladı. Yağışların etkisiyle buğday tohumlarının çıkışları sağlıklı şekilde gerçekleşti. "Dört gözle beklediğimiz bir yağıştı" Yağmur yağışını dört gözle beklediklerini söyleyen Prof. Dr. Kaya, son 2-3 yıldır kuraklıktan dolayı küresel ısınmaya bağlı büyük sıkıntı çektiklerini söyledi. Geçen yıl da kuraklık yaşandığını belirten Prof. Dr. Kaya, bu yıl da aynı şekilde kuraklık yaşandığını ancak Ekim ayında gelen yağışların ilaç olduğunu söyledi. Yağmur yağdığı için üreticilerin tarlalarını hazırlama imkanı bulduğunu ve bu açıdan bunun çok önemli olduğunu aktaran Prof. Dr. Kaya, kurak bir sezon olması sebebiyle çiftçilere buğday ekimini Kasım başı ve ortalarına doğru yapmalarını tavsiye ettiklerini hatırlattı. "Son yağışlar buğdaya iyi geldi" Çiftçilerin kurak toprağa ekim yaptığını ve buğdayların yüzde 95’ine yakın bir kısmının ekildiğini ifade eden Prof. Dr. Kaya, son yağışların buğdaya iyi geldiğini belirterek çıkışlarına yetecek ve toprağı baskılayacak kadar yağış olduğunu vurguladı. Buğdayda önemli olan bir diğer noktanın ise Kasım ayı içerisinde bu çıkışların tamamlanması ve arkasından gelen bu havalarla da kışa 3-4 yapraklı devrede girmesi olduğunu dile getiren Prof. Dr. Kaya, "Daha küçük kalırsa karsız olan donlarda bu kökleri ve zayıf gelişmiş bitkiler zarar görebilir. Daha önce ekilip çıksaydı kışa çok gelişmiş bir halde gireceği için karsız donlarda yine donma ihtimali yüksek olacaktı. Bizim istediğimiz bitkinin 3-4 yapraklı devreden fazla ya da aşağı olmamasıdır" dedi. "Son 70 yılın en kurak kışını yaşadık" Bir önceki yıl son 70 yılın en kurak kışının yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Kaya, geçen yıl da az yağışlı ve en sıcak kışlardan birisi olduğunu aktardı. Bu yıl yağışların güzel olduğuna değinen Prof. Dr. Kaya, yağışların bu şekilde devam etmesi ile güçlü bir sezon olabileceğini belirtti. Eskiden Balkanlardan gelen soğuk havanın Edirne’den girip Kars’tan çıktığını belirten Prof. Dr. Kaya, "Ama maalesef sonbahar yağışları olsun, kış yağışları olsun yaz yağışları gibi oldu. Edirne’ye yağıyor, Lüleburgaz’a yağmıyor, Kırklareli’ne yağıyor, Tekirdağ’a yağmıyor. Bu açıdan yağışlarda bir dengesizlik var. Aynı yere aynı yağış düşmedi. Yeteri kadar yağış düşmeyen yerlerde dalgalı bir çıkış söz konusu oldu. 15-20 milimetre kadar bir yağış arka arkaya geldi inşallah her yere yeteri kadar yağış düşmüştür. Bu yağışlar çıkışlar için yeterli olacaktır. Bu da bitkileri kışa iyi bir gelişmiş devre olarak gireceğini düşünüyorum" ifadelerine yer verdi.