EKONOMİ - 03 Ekim 2024 Perşembe 13:37

THY Yönetim Kurulu Başkanı Bolat: "10 yıl içinde dünyanın 4’üncü büyük şirketi olacağız"

A
A
A

Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat, ülkenin önemli bir markası olan THY’nin önümüzdeki 10 yıllık süreçte 810 uçağı ile dünyanın 4’üncü büyük hava yolu şirketi olacağını söyledi.

Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat, Malatya’da Vali Seddar Yavuz ve yetkililerinde katıldığı toplantıda, kültür turizmine yönelik açıklamalarda bulundu. Malatya’nın tarihinin milattan önce binlerce yıl önceye dayandığını ve o günden bugüne medeniyetlere ev sahipliği yaptığını ifade eden Bolat, “Malatya şehri, kültürel ve doğal güzelliklerinin yanı sıra gastronomik anlamda da ülkemizin eşsiz şehirlerinden biri. Bereketli Hilal içerisindeki konumuyla tarihi boyunca kültürlere ve medeniyetlere en sahipliği yapan Malatya turizm açısından maalesef hak ettiği noktada değil. Geçtiğimiz yıllarda UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren Arslantepe Höyüğü başta olmak üzere önemli kültür yapılarına sahip Malatya’nın kanyonları da büyük potansiyel barındırıyor. Turistler için büyük bir cazibe alanına dönüşen bu değerlerimizin güzel tanıtım faaliyetleriyle birlikte dünyanın her yerinden turisti buraya çekeceğine inanıyorum” dedi.

THY Yönetim Kurulu Başkanı Bolat:

“18 şehirde milyonlarca insana ulaştık”

Türkiye’nin bayrak taşıyıcı havayolu markası olarak bu amaçla Türkiye Tanıtım Etkinlikleri düzenlediklerini ifade eden Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat, “Dünyanın dört bir yanında düzenlediğimiz bu etkinliklerde ülkemizin her köşesine yayılmış olan zenginliklerini ve değerlerini tanıtıyor ve insanları ülkemize davet ediyoruz. 2022 yılında başladığımız etkinliklerimizi bugüne dek Amerika’dan Asya’ya Avrupa’dan Avustralya’ya kadar tam 18 şehirde düzenledik ve milyonlarca insana ulaştık. Etkinliklerimizin geri dönüşleri de yolcu sayılarımıza hızla yansımaya başladı. Önümüzdeki aylarda bu etkinliklerimizi düzenlemeye devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.

65 uçaktan 470 uçağa

Türkiye’nin en değerli markası ve en büyük hizmet ihracatçısı olan THY’nin 6 kıta ve 130 ülkede ülkesini temsil ettiğini dile getiren Bolat, “THY, 2005 yılında 65 uçağı olan yabancıların büyük Avrupalı hava yollarının butik diye gösterdiği bir havayolu şirketiydi. Son 20 yılda yüzde 12 oranında büyüdük. Dünyadaki diğer havayolu şirketlerinin ortalama 3,5- 4 oranında büyüdüğü bir ortamda THY yüzde 12 oranında büyüyerek bugün 470’e yakın uçak sayısına ulaştı. Yılda 90 milyon yolcu taşıyan bir dünya markası oldu. Bundan sonrada önümüzdeki 10 yılda 810 uçağı olan dünyanın 4’üncü büyük hava yolu şirketi olacağız. 10 bin çalışandan 94 bin çalışanı olan bir şirkete dönüştük. Önümüzdeki 10 yılda 150 bin çalışanımız olacak” dedi.

THY Yönetim Kurulu Başkanı Bolat:

“THY’nin ülke ekonomisine katkısı büyük”

Türk Hava Yolları’nın (THY) Türkiye ekonomisine de önemli katkılar sunduğuna dikkat çeken Bolat, “Biz başarımızın sağlamasını ülkemize katkımızla, milletimizin bize olan güveniyle, kültürümüzün değerleriyle yapıyoruz. 2023 yılında ülkemiz 255 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirerek asırlık tarihinin rekorunu kırdı. Türk Hava Yolları olarak biz 21 milyar dolara yakın gelir elde ettik ve 16 milyar doların üzerinde hizmet ihracatı kaydettik. Bunun 8 milyar doları ülkemizde kaldı. Milli Bayrak Taşıyıcı markamızın ülkemiz ekonomisine toplam katkısı ise 56 milyar dolar. 30 milyar dolar direk gelir, 16 milyar dolar turizm katkısı kalanı da diğer gelirler. THY tek başına ülke ekonomisinin yüzde 21’ine katkı sağlayan devasa bir şirket olmuştur” şeklinde konuştu. Bolat, hedeflerinin ise 144 milyar dolara çıkmak olduğunu söyleyerek Türk Hava Yolları’nın bugün Avrupa’nın en büyük havayolu şirketi olduğunu söyledi.

THY Yönetim Kurulu Başkanı Bolat:

“Dünyanın her yerinden Malatya’ya insanları getireceğiz”

Türkiye’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren 21 eserin olduğunu ifade eden THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat, “Dünyaya buraları anlatıyoruz. 18 tane ABD ve Asya’da etkinlik yaptık. Milyonlarda kişiye ulaştık, onlara ülkemizin değerlerini anlatacağız. Bundan sonra dünyanın her yerinden Malatya’ya turistleri getirerek buranın kültürel değerlerini anlatacağız. Kültür turizmi için gelen bir turist 3 bin dolar para bırakıyor ülkeye. Bu açıdan kültürel turistleri buralara çekmenin bir önemli var” diye konuştu.

THY Yönetim Kurulu Başkanı Bolat:

Tarih ve kültür her yerde bulunmuyor

Deniz, kum ve güneşi herkesin her yerde bulabileceğini ancak tarihi ve kültürü her yerde bulunamayacağını ifade eden Bolat, “Buda Türkiye’de var. Göbeklitepe’de 12 bin önce ilk yerleşim yerleri bu topraklarda başlamış. Hemen yanı başında Malatya’da 5 bin yıl önceye dayanan bir devletleşme, ilk defa şehirleşme yaşanmış. İnsanlar bunları merak ediyor, bizde onları Malatya’ya getireceğiz. Dünyaya diyoruz ki medeniyetin doğduğu yer Anadolu toprakları. Gastronominin de doğduğu yerler buralar Bunu bütün dünyaya anlatmamız lazım, bu nedenle THY’nin de burada çok büyük katkısı olacak” dedi. THY olarak yıllık 530 bin uçuş gerçekleştirdiklerini de ifade eden Ahmet Bolat, bunun yaklaşık 205 bini iç hatlar, 325 bini ise dış hatlarda gerçekleştirildiğini söyledi. İç hatlarda geçen seneye oranla yüzde 7’lik bir artış yakaladıklarını da belirten Bolat, özellikle deprem bölgesinde Malatya başta olmak üzere 2025 yılı yaz ve kış tarifelerinde pozitif ayrımcılık yapacaklarını da söyledi.

“Depremde ilk koşan olduk”

6 Şubat depremlerine değinen THY Yönetim Kurulu Başkanı Bolat, “Allah bir daha yaşatmasın o günleri. Depremde bölgeye ilk koşan Anadolu Jet ve THY oldu. Bir ay boyunca kargo uçakları ticari uçuş yapmadı. Hepsi deprem bölgesine çadır, yardım malzemesi taşıdı. Bölgeden ücretsiz tahliyeler gerçekleştirdik. Deprem zamanı ve sonrasında 300 milyon dolar nakdi ve ayni yardımlarımız oldu, bundan sonra da devam edecek. Bunları nasıl sağladık? THY’nin güçlü olması ile sağladık” dedi. THY’nin geçen sene 18 milyar dolar getirisi olduğunu da dile getiren Bolat, tek başına birçok sektörden daha fazla ihracat getirisi sağladıklarını söyledi.

“Yurt dışından insanlar buraya geldikçe, oteller kurulacak, ekonomi daha da katlanacak”

Malatya’yı bundan sonra dünyaya tanıtacaklarını ve buraya karşı bir ilgi uyandıracaklarının da altını çizen Bolat, “Yurt dışından insanlar buraya geldikçe, oteller kurulacak, ekonomi daha da katlanacak. Şuanda İstanbul dünyanın en çok tercih edilen şehri oldu. Nasıl oldu bu, kolektif çalışma ile oldu. Çeşitli iş orakları bir araya geldi İstanbul’da böyle bir sinerji oldu. Şimdi İstanbul’a gelen her bir yolcuya uçaklarımızın eğlence sisteminde Türkiye’nin şehirlerini tanıtıyoruz. Malatya’nın güzelliklerini daha fazla ön plana çıkarmamız lazım” şeklinde konuştu. Türk Hava Yolları olarak bu toprakların bağrından çıktıklarını ve dünyanın dört bir yanında Anadolu’nun güzelliklerini, zenginliklerini ve değerlerini anlattıkların da belirten THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat, “Milli Bayrak Taşıyıcı olarak geçtiğimiz günlerde New York uçuşumuzda tanıttığımız ilk ‘Ekmek’ projemizle bu toprakların medeniyetin beşiği olduğunu, binlerce yıldır medeniyetlere ev sahipliği yaptığını vurguluyoruz. İnsanları kültür turizmi için ülkemize davet ediyoruz” diye konuştu.

“Biz Malatya’yı Malatya türküsünde olduğu gibi eşi benzeri olmayan bir şehir olarak tanımladık”

Malatya Valisi Seddar Yavuz da Malatya’nın tarih ve kültür şehri olarak hep en önde olduğunu ifade ederek, “Malatya Selçuklu ve Osmanlı döneminde yine en önemli merkezlerden biri olmuş. Tarihi Ulu Cami ile Silahlar Mustafa Paşa Kervan Sarayı ve diğer tarihi mekanlarıyla ve gastronomisi ile ve misafirperver ve insanı kucaklayan nüfusuyla gerçekten yıldız gibi parlayan bir şehir. Biz Malatya’yı Malatya türküsünde olduğu gibi eşi benzeri olmayan bir şehir olarak tanımladık. Önemli olan bu denli kıymetli bir hazinenin depoladığı de vitrinde olması tanıtılması ve Malatya ilimizin turizm pastasından daha fazla gelir elde edebilmesi bakımından, şehrimizin tanıtımına büyük bir katkı sağlayacak bugünkü toplantıyı gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.

Cahit Özçelik - Erdal Akbuğa

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ 15 ilde 25 milyon yavru sazan suya bırakıldı Elazığ’da Tarım ve Orman Müdürlüğü bünyesinde Keban ilçesinde balık hasadı ve balıklandırma etkinliği düzenlendi. Elazığ dahil 15 ilde 25 milyon yavru sazan sulara bırakıldı. Elazığ Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından Keban ilçesinde balık hasadı ve balıklandırma etkinliği düzenlendi. Elazığ başta olmak üzere 15 ilde toplamda 25 milyon yavru sazan su ile buluşturuldu. Etkinliğe Vali Numan Hatipoğlu, Keban Kaymakamı Furkan Atalık, Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Nuri Yılmaz, Tarım ve Orman İl Müdürü Saadettin Taşkesen, kurum müdürleri ve vatandaşlar katıldı. Su ürünlerinin önemli olduğunu belirten Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu, “Fırat bizim gözbebeğimiz. Elazığ’da birleşerek Fırat adını alan bu muazzam su kaynağı ülkemize sayısız barajlar, enerji alanında hem de bölge anlamında bekletilebilir bir potansiyele sahip. Dolayısıyla bu anlamda çok önemlidir. Barajlarda ortaya çıkan su kaynakları, diğer taraftan üç tarafı denizlerle çevrili diyoruz. Balık üretiminde yetersiz olan ülkemizi daha iyi noktalara getirmek için Tarım ve Orman Bakanlığımızın çok ciddi faaliyetleri var. Hızla gelişen bir sektör, ilimiz anlamında da büyük bir önem taşıyor. İlimizde yaklaşık 5 bin kişinin istihdam edildiği ve aynı zamanda ihracat potansiyeli olan çok büyük bir özelliğe sahip. Sadece büyük barajlarımızı değil küçük baraj ve havzaların da korunması büyük önem taşıyor. Bu çerçevede bizim su ürünleri merkezimizde yapılan çalışmalarla çok muazzam bir şekilde balıklandırma çalışmaları yapılıyor. 2021, 2022 ve 2023 yıllarında yaklaşık 47 ile buradan 53 buçuk milyona yakın yavru sazan balığı gönderilmiş. 2024 yılında ise 15 ilimize yaklaşık 25 milyon civarında sazan balığı gönderilecek. Tek devlet iki millet düsturu ile bir arada olduğumuz Azerbaycan’ın Nahçıvan bölgesine buradan sazan balığının yavrularını göndereceğiz. Bu hem barajlarda ve göllerde ekosistemi koruma anlamında önem taşıyor. Aynı zamanda ekonomisine destek sağlamış oluyor. İç sularda balık üretiminin daha iyi noktalara ulaşması hayati önem taşıyor. Burada yapacağımız balıklandırma faaliyetinin hem ilimize hem de buradan göndereceğimiz barajların ve göllerin ahalisine hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” dedi. Öte yandan Elazığ’da üretilen 150 bin yavru sazan, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne gönderilecek.
İstanbul Esenyurt’ta edebiyat ve sanat rüzgârı, usta yazarlar dil kardeşliğinde buluştu Esenyurt Kardeş Kültürler Festivali 5. gününde düzenlenen “Edebiyattan Sanata Kardeşliğin İz Düşümü” konulu söyleşide konuşan Başkan Özer; "Esenyurt’ta bugüne kadar insana değil betona yatırım yapılmış. O nedenle adeta bir model işliyoruz. Mottolarımızdan bir tanesi de Esenyurt’u kültürün ve sanatın başkenti haline getirmek. Çünkü sanatın ve kültürün iyileştirici ve şifa veren bir yönü olduğuna inanıyorum" ifadelerini kullandı. Esenyurt Belediyesi ve İl Dernekler Birliği’nin ortaklaşa düzenlediği Kardeş Kültürler Festivali tüm coşkusuyla devam ediyor. Çeşitli etkinliklerin yer aldığı festivalin 5. gününe ’Edebiyattan Sanata Kardeşliğin İz Düşümü’ başlıklı söyleşi damgasını vurdu. Eski Belediye binasında düzenlenen programda Yazar Şeyhmus Diken ve Şair Haydar Ergülen, Esenyurtluları kültürel zenginliklere uzanan bir yolculuğa çıkardı. İlginin yoğun olduğu programa Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in yanı sıra CHP Esenyurt İlçe Başkanı Hüseyin Ergin, İl Dernekler Birliği Başkanı Orhan Onur, Belediye Başkan yardımcıları, STK’lar ve dernek başkanları katıldı. Edebiyat ve sanat üzerinden kardeşlik temasının da işlendiği söyleşide kültürel kimliklerin önemine vurgu yapıldı. Şair Haydar Ergülen’in henüz yayınlanmamış kitabından Cumartesi Anneleri’ne itafen seslendirdiği şiir ise programa katılanlardan büyük alkış aldı. "Esenyurt’un Kültür ortamını solumasından mutluyum" Konuşmasına yazarak üretmenin önemine değinerek başlayan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer; "Sevgili Şeyhmus Diken, Diyarbakır aşığı biri olarak kentini Türkiye’ye ve dünyaya tanıttı. Bana göre yazmak ölümün elinden bir şeyler kurtarmaktır. Çünkü her şey biter, geriye insanın hikayesi kalır. İranlı şair Füruğ’un çok sevdiğim bir dizesi var. Diyor ki; ’Kuş ölür, sen uçuşu hatırla.’ Şeyhmus bu nedenle böyle bir iz bırakarak yürümeye devam ediyor. Sevgili Haydar Ergülen’in ise şiirlerini ve yazılarını uzun zamandan beri okuyorum. O da ülkemizin yetiştirmiş olduğu ender şairlerden bir tanesi. Roman biraz fazlası olan bir eser. Öykü ise daha damıtılmış, fazlası atılmış bir metin. Ancak şiir özün özüdür bana göre. Yani Ahmed Arif’in deyimiyle ‘şair, namus işçisidir’. Bizim adımıza içimizi okuyor, duygularımızı dile getiriyor. O nedenle şairler bana göre dünyanın en önemli ustalarıdır. Şimdi burada iki büyük yazarımız ve şairimiz bulunuyor. Ben onların Esenyurt’un bu kültür ortamını solumasından dolayı çok mutluyum" ifadelerini kullandı. "Kültür ve sanat iyileştrir" Sözlerini kültür ve sanatın iyileştirici gücüne değinerek sürdüren Prof. Dr. Ahmet Özer, şunları söyledi: "Biz Esenyurt’ta bir model işliyoruz; bir kanaviçe örer gibi. Bunun için mottolarımız var. Bu mottolardan bir tanesi de Esenyurt’u kültürün ve sanatın başkenti haline getirmek. Bu hedefimizin nedenlerinden bir tanesi tamamen insan odaklıdır. Çünkü sanatın ve kültürün iyileştirici ve şifa verici bir yönü vardır. Sadece ilaçlar, doktorlar şifa vermez. İnsan ruhuna dokunan ve onu iyileştiren en önemli şey yazılarda, çizilerde vardır. Esenyurt kötü yönetildiği için bu şehrin ruhu zehirlenmiş ve çalınmış. Bugüne kadar sadece betona yatırım yapılmış. Yer bizim gök Allah’ın demişler ve binlerce konut yapmışlar. Oysa beton yenmez. Aslolan insandır, insanı merkeze koyabilmektir. O nedenle sanatın böyle bir iyileştirici rolü vardır." "Dünyanın en büyük silahı kültürdür" Esenyurt’un en büyük sorunlarından birinin kentlileşememek olduğunu belirten Prof. Dr. Ahmet Özer; "Sanatın ikinci önemli vazifesi de bizim açımızdan çok gerekli. İnsanlarımız çeşitli nedenlerle buraya göç etmişler. Buranın kentsel dinamikleri olmadığı için gelenler ne köylü olmaktan çıkmışlar, ne de kentli olmuşlar. Yani arada kalmışlar. Bunlar aynı zamanda şehircilik açısından çarpık kentleşmeye, insani açıdan ise kentlileşmemeye yol açan bir durumdur. İşte kültür sanat bu insanların dönüşmesini, kentlileşmesini sağlayan bir işleve sahiptir. Yerel yönetimler olarak bu dönüşmeyi sağlamak ise bizim vazifemiz. Bugün dünyanın en büyük silahı atom bombası değil, kültürdür” ifadelerini kullandı. "Soyut kardeşlik söylemini kırmalıyız" Konuşmasında farklı inanç ve kültürler üzerinden kardeşlik olgusuna ve toplumsal barışın önemine değinen Yazar Şeymus Diken, “Bugün topluma dayatılan resmi ideolojiler üzerine bir okuma yapmanın gerektiğine inanıyorum. Eğer biz bunu yapmazsak, bahsettiğimiz kardeşlik kavramı, kardeşliğimiz soyut kalır. Bu soyut kardeşliği kırabilmek, somuta dönüştürmek için gerçek manada siyasetin, sivil toplum örgütlerinin ve entelektüel camianın böyle toplantılarda bir araya gelmesine ihtiyaç var. İşte bugün Esenyurt’ta Vanlı Ahmet Özer’in Belediye Başkanı olup kardeşliğin tezahürü için mücadelesinin o vesileyle anlamlılığına kıymet biçmek istiyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Samsun Bebeklerin gelişimi için en iyi besin kaynağı: ‘Anne sütü’ Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Buket Taneri, bebeklerin gelişimi için en iyi besin kaynağının anne sütü olduğuna dikkat çekti. Dünya Sağlık Örgütü tarafından da kabul gören anne sütünün faydaları, bebeklerin gelişimi için büyük önem arz ediyor. Medicana Sağlık Grubu Doktorlarından Uzm. Dr. Buket Taneri, anne sütünün bebeklerin hem fiziksel hem de zihinsel gelişiminde önemli rol oynadığını belirterek önemli açıklamalarda bulundu. “Bebeğinizin gelişimi için en iyi besin kaynağı anne sütüdür” Anne sütünün bebekler için önemine değinen Medicana International Samsun Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Buket Taneri, “Anne sütü dünyaya gelen bebeğiniz için en iyi başlangıç, verebileceğiniz en güzel hediyedir. Anne sütü, bebeğiniz için mükemmel besindir. İçindeki antikorlar sayesinde bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı korur. Bebeğinizin sindirim sistemini düzenler ve alerji riskini azaltır. Bebeğinizin gelişimi için en iyi besin kaynağıdır. Beyin gelişimi, kemik sağlığı ve genel büyüme için gerekli tüm besinleri içerir. Emzirme anneye de birçok fayda sağlamaktadır. Doğum sonrası rahmin daha hızlı toparlanmasına yardımcı olur, meme kanseri ve tip 2 diyabet riskini azaltır. Anne ve bebeğin özel bir bağ kurmasını sağlar. Ten teması ve yakınlıkla bebeğinizle aranızdaki bağı güçlendirir” dedi. “Emzirme anne ile bebek arasındaki harika bir yolculuktur” Emzirmenin önemi hakkında da açıklamalarda bulunan Uzm. Dr. Buket Taneri, “Dünya Sağlık Örgütü, bebeğinizin ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmesini daha sonra ek gıdalara başlanıp emzirmenin 2 yaşına kadar devam etmesini önerir. İlk 6 aylık süreçte anne sütü içerik olarak bebeğinizin bütün ihtiyacı olan her şeyi karşılamak için yeterlidir. Sütünüzün dönem dönem yetersiz olduğunu düşündüğünüz durumlarda endişelenmeyin, çoğu annenin yeterli sütü vardır. Bebek emme sıklığını artırdıkça süt üretimi de artar. Bir çocuk doktoruna danışarak bu konuda destek alabilirsiniz. Çalışan anneler için anne sütü ve emzirmeyi destekleyici birçok haklar mevcuttur. Unutmayın, emzirme sizle bebeğinizin arasındaki harika bir yolculuktur; bu yolculukta bazen sütün azalması ya da emmede zorluklar gibi durumlarla karşılaşabilirsiniz ancak bebeğiniz için aldığınız bu kararın ne kadar değerli olduğunu unutmayın” diye konuştu.