ASAYİŞ - 18 Kasım 2024 Pazartesi 16:43

Gediz’de amca ile yeğen arasında silahlı çatışma: 1 ölü, 2 yaralı

A
A
A
Gediz’de amca ile yeğen arasında silahlı çatışma: 1 ölü, 2 yaralı

Kütahya’nın Gediz ilçesinde sabah saatlerinde meydana gelen olayda, aralarında tarla meselesi nedeniyle husumet bulunduğu iddia edilen amca ile yeğeni arasında silahlı çatışma çıktı. Ateş açılan yeğen hayatını kaybederken, amca ile diğer yeğeni ise yaralandı.


İddiaya göre, M.P. ve yeğeni U.P., Aksaklar Köyü’nden Gediz’e doğru aynı araçla yola çıkmışlardı. Köyün çıkışında, başka bir araçla önlerini kesen yeğen R.P., yanında bulunan silahla araca ateş açtı. Ateşe karşılık veren amca M.P., R.P.’i vurdu. Çatışmanın duyulmasının ardından köylülerin ihbarıyla olay yerine çok sayıda sağlık ekibi ve güvenlik görevlisi sevk edildi.


Ağır yaralı olarak Gediz Devlet Hastanesi’ne kaldırılan R.P., burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. M.P. ve diğer yaralı yeğeni U.P.’nin hastanede tedavileri sürüyor. Olayın ardından Gediz Devlet Hastanesi önünde polis ve jandarma ekipleri tarafından yoğun güvenlik önlemleri alındı. Jandarma tarafından başlatılan soruşturma devam ediyor.



Gediz’de amca ile yeğen arasında silahlı çatışma: 1 ölü, 2 yaralı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Üç kredi kuruluşunun iki kademe not artırdığı tek ülke Türkiye” Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Üç tane kredi derecelendirme kuruluşunun iki kademe not artırdığı bir dönem yaşadık. Türkiye bu anlamda tek ülke. Mayıs ayında 75,5 seviyesine gelen enflasyon şimdiye geldiğimiz noktada ise 48,6 olarak belirlendi. Yani 27 puan bir azalma söz konusu. Bu düşüş önümüzdeki süreçlerde de devam edecek" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Denizli’de Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi’nde iş dünyası temsilcileri ile bir araya geldi. Son ekonomik verileri paylaşan Cevdet Yılmaz, Türkiye’nin enerji başta olmak üzere bir takım ürünleri zorunlu olarak ithal ettiğini söyledi. Geçmiş döneme oranla ekonomik olarak daha ılımlı ilerlendiğini belirten Yılmaz, “Gelecek yıla ilişkin tüm bunları dikkate aldığımızda yüzde 4 civarında bir büyüme bekliyoruz. 2026 ve 2027 yıllarında ise yüzde 4,5 ve 5 gibi büyümelerle dünya ortalamasının üstünde bir büyüme performansıyla yolumuza devam edeceğimize inanıyoruz. Bu yılın sonunda milli gelirimiz dolar bazında 1,3 trilyon doları geçecek olarak görülüyor. Kişi başına milli gelirimiz ise bu yıl sonu itibarıyla 15 bin doları aşmış olacak. 2027 hedefimiz ise 1,8 trilyon dolar bir ekonomik büyüklük ve kişi başı milli gelir 20 bin dolar olacak şeklinde özetlenebilir” dedi. İstihdamda da artış yaşandığını vurgulayan Yılmaz, “2024 Eylül ayında bir yıl önceki eylül ayına oranla 1,1 milyon istihdamımızda bir artış var. Bu gerçekten çok takdir edilmesi gereken bir gelişmedir. Toplamda ise 32,8 milyon kişiye ulaşılmıştır. İşsizlik oranımız ise uzun bir süredir tek haneli şekilde ilerlemeye devam ediyor. En son yüzde 8,6’ydı. Önümüzdeki süreçte ise her yıl ortalama 750 bin civarında bir istihdam ile tek haneli rakamların devam etmesini bekliyoruz. Tabii ki dönemsel yükselişler her zaman olabilir ama istihdam piyasamızda bir canlılık olduğunu ifade edebiliriz” şeklinde konuştu. “İhracatta yılsonu itibarıyla da 264 milyar dolara ulaşacağımızı öngörüyoruz” Türkiye tarihine bakıldığında kalkınmanın önündeki en büyük sorunun cari açık meselesi olduğunu ve cari açığın korunmasının önemli olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, geçen yılın ortalarında yüzde 6’lara çıkan cari açığın 2024 eylül ayı itibarıyla 9,7 milyar dolara düştüğünü söyledi. Yıl sonu ihracat beklentilerini açıklayan Yılmaz, “İhracatta 262,3 milyar dolara geçmiş durumdayız. Yıl sonu itibarıyla da 264 milyar dolara ulaşacağımızı öngörüyoruz. Mal ihracatının yanı sıra hizmet ihracatının büyük bir önemi var. Turizm özellikle çok iyi gidiyor. Turizmde ilk 9 aydaki artış yüzde 6,6 ve 12 aylık geriye gittiğinizde 58,8 milyar dolara ulaşmış durumdayız. Yıl sonu itibarıyla muhtemelen 60 milyar dolar hedefimiz vardı, ulaşacağız gibi görünüyor. Turizmde işler gerçekten çok iyi gidiyor. Turist sayısında da 61 milyona yakın bir sayı ile bu yılı kapatacağız gibi görünüyor” ifadelerini kullandı. “Üç kredi kuruluşunun iki kademe not artırdığı tek ülke Türkiye” Kur korumalı mevduat rakamlarını paylaşan ve enflasyondaki son süreci anlatan Yılmaz, “Diğer bir husus ise risk göstergelerinde azalma. Önce enflasyonda zeminin güçlendirilmesi gerekiyor. Yani cari açığı düşüreceksiniz, bütçe açığını düşüreceksiniz ki sağlam zeminde enflasyonla mücadele olsun. Biz de üç safhaya ayırdık: Geçiş süreci, dezenflasyon süreci ve kalıcı istikrar dönemi. Geçiş sürecini bu haziran itibarıyla bitirdik. Rezervlerimizde çok ciddi bir şekilde artış oldu. Geldiğimiz noktada 8 Kasım itibarıyla brüt rakamlarımız 157,3 milyar doları aşmış durumda. Kur korumalı mevduat (KKM) geçen yılın ağustos ayında 126 milyar dolarmış. 8 Kasım itibarıyla 37,9 milyar dolara kadar düşmüş durumda. Her geçen gün KKM erimeye devam ediyor. Bunu da finansal piyasaları bozmadan gerçekleştiriyoruz. Risk birimleri düştü. Geçen yıl 703 baz puan olan ülke risk primimiz 14 Kasım itibarıyla 259 baz puana inmiş durumda. Üç tane kredi derecelendirme kuruluşunun iki kademe not artırdığı bir dönem yaşadık. Türkiye bu anlamda tek ülke. Mayıs ayında 75,5 seviyesine gelen enflasyon şimdi geldiğimiz noktada 48,6 olarak belirlendi. Yani 27 puan bir azalma söz konusu. Bu düşüş önümüzdeki süreçlerde de devam edecek. Gelecek yılın sonbaharına geldiğimizde ise büyük oranda artık enflasyondan bahsetmeyeceğiz. Tek haneli rakamlara gelene kadar mücadelemiz devam edecek” dedi. “2023 yılındaki 5,2’lik cari açığımızın 3,6’sı deprem harcaması” 2023 yılı bütçesini zorlayan en büyük faktörün 6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 kentte yıkıma yol açan depremler olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Geçen yılın ortalarında bütçede zorlu bir perspektifimiz vardı. Emekliliğe hak kazananlara dönük yaptığımız düzenlemelerin bütçeye getirdiği yük. Personele enflasyonun üzerinde önceki bütçede hesaplanmamış artışların getirdiği yük. En önemlisi ise deprem, tarihimizin en büyük depremini yaşadık. 11 ilimizi, 14 milyon nüfusu etkileyen deprem. O dönemki hesaplarımızla 104 milyar dolarlık ek bir maliyet getirdi. 2023 ve 2024’te 2,5 trilyon Türk Lirası deprem için ödenek tahsis ettik. Bu en gelişmiş ekonomileri zorlayacak bir miktardır. Buna rağmen bütçe açığımızı geçen yıl milli geliri oranla yüzde 5,2’de tutmayı başardık. Bu yıl başlangıçta 6,4 demiştik ama gelinen noktada yüzde 4,9 gibi bir rakamla kapatacağımızı düşünüyoruz. Geçen yılki 5,2 açığın 3,6’sı deprem harcaması. Depremi çıkardığınız zaman geçen yılın bütçe açığı milli gelire oranı yüzde 1,6. Bunun olumlu tarafı ise şudur ki deprem harcamaları geçici harcamalardır. Büyük oranda yatırım niteliğindedir. Dolayısıyla yapısal bir bozulma oluşturmaz, dönemsel etki yapar. Bir süre sonra deprem harcamalarının bütçemizden çıkacağını göreceğiz. Önümüzdeki yıl deprem etkisi bütçemizde yarı yarıya düşecek. Bütçemiz çok daha rahatlayacak. Gelecek yıl 3 civarında bütçe açığı öngörüyoruz. Denizli’nin ihracatıyla, yatırımıyla, istihdamıyla, üretimiyle bu perspektife güçlü destek veren illerden bir tanesi olduğunu biliyoruz” diye konuştu. Denizli’de merkezi bütçe ile devam eden yatırımlar anlatıldı Denizli’de sağlık, ulaşım ve hizmet sektörleri gibi diğer alanlarda merkezi bütçe ile devam eden yatırımlardan bahseden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Denizli’de sağlık sektöründe önemli yatırımlar yürütüyoruz. Bin yataklı Denizli Şehir Hastanesi, 425 yataklı iki adet 2. basamak sağlık tesisi, 16 adet 1. basamak sağlık tesisi, Diş Hekimliği Fakültesi Uygulama Hastanesi projesi gibi önemli projelerimiz var. Şu anda Gölhisar-Acıpayam ovası sulaması ikinci kısım işi programımızda ve bu yıl itibarıyla tamamlanacak. 795 milyon liralık bir proje, 2 bin 881 hektar alanı sulayacak. 333 milyon lira maliyetli Buldan sulaması 2. kısım işini ise yüzde 80 tamamlamış bulunmaktayız. Çok önemli projeler hayata geçirildi. Ulaştırmada önemli projelerimiz devam ediyor. Toplamda 1,4 milyar liralık proje olan Muğla-Kale-Tavas yoluna bu yıl 660,3 milyon TL ödenek ayırmışız. Proje tutarı 4,9 milyar lira olan BSK Tek Tüp Karayolu Tüneli projemize 325 milyon lira ödenek ayırmışız. Salihli-Alaşehir-Buldan yolu için yıllık 70 milyon lira, Nazilli-Horsumlu-Karacasu-Tavas yolu için 60 milyon lira, Çivril-Işıklı için 60 milyon lira, Acıpayam-Antalya ayrımı için 30 milyon lira bütçe ayırmışız” dedi. Bütçe dışından kamu-özel iş birliği modeliyle sürdürülen iki önemli projeye dikkat çekmek istediğini dile getiren Cevdet Yılmaz, “Bütçe dışında kamu-özel iş birliği modeliyle yürüttüğümüz projeler var. Pamukkale Dijital Deneyim Müzesi uygulama projesi ilgili Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanmış olup, uygulama çalışmaları devam ediyor. Denizli-Aydın Otoyolu projesi var. Bu projenin tutarı 1,9 milyar dolar. Büyük oranda tamamlandı, bir takım iyileştirme çalışmaları sürüyor. Muazzam bir zaman tasarrufu sunan bir proje” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın başkanlığında gerçekleşen iş dünyası buluşmasına Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci, Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan, Babadağ Belediye Başkanı Murat Kumral, Denizli Ticaret Odası Başkanı Uğur Erdoğan, Denizli Sanayi Odası Başkanı Selim Kasapoğlu, Denizli İhracatçılar Birliği Başkanı Hüseyin Memişoğlu, Denizli Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Mehmet Ali Erbeği, AK Parti İl Başkanı Yücel Güngör, il protokolü ve iş dünyası temsilcileri katıldı.
Tekirdağ Trakya’da ’Yalın Hastane Eğitimi’ Trakya Kalkınma Ajansı koordinasyonunda Trakya Sağlık Turizmini Geliştirme Derneği tarafından 14-15 Kasım tarihlerinde "Yalın Hastane Eğitimi" düzenlendi. İrmet Çerkezköy Hastanesi ev sahipliğinde düzenlenen eğitime dernek üyesi 10 sağlık tesisi ile Trakya Kalkınma Ajansı personeli katıldı. Eğitim programı, Medicabil Sağlık Grubu Nilüfer Hastanesi Başhekimi, Yalın Sağlık Enstitüsü ve Kalite Koordinatörü Prof. Dr. Aysun Yılmazlar ile Medicabil Yalın Sağlık Enstitüsü Eğitmeni Halime Ağaoğlu’nun liderliğinde gerçekleştirildi. Programda sağlık alanında yalın yönetim uygulamaları ile kaynakların daha etkin ve verimli kullanımını sağlayarak sürekli iyileştirme ve standartlara ulaşma hedefi ele alındı. İsraf analizi, neden analizi, kök nedenlerin ortadan kaldırılması, değer akış haritalama ve sürekliliğin sağlanması gibi konulara odaklanılarak, yalın hastane uygulamalarının sürdürülebilirliği ve hasta tedavi ile bakım kalitesinin artırılması amaçlandı. Trakya Sağlık Turizmini Geliştirme Derneği, Trakya Kalkınma Ajansı koordinasyonunda Trakya Bölgesi’nde sağlık turizmi konusunda devlet desteklerinden yararlanmak isteyen hastaneler, bu alanda faaliyet gösteren turizm firmaları ve aracı kuruluşların katılımıyla 2020 yılında kuruldu. Dernek, Trakya Bölgesi’nde sağlık turizminin geliştirilmesi amacıyla sağlık tesisi, turizm acentesi, tur operatörleri ve otel gibi kurum ve kuruluşların iş birliği ile hareket etmesini ve rakip destinasyonlara karşı rekabette avantajlı hale gelmesini, sağlık turizmi alanında bölgenin sahip olduğu imkânları ve potansiyeli araştırma ve geliştirmeyi, hedef pazarlara yönelik yurtdışı ve yurtiçi tanıtım faaliyetleri gerçekleştirmeyi ve bölgede sunulan sağlık hizmetinin kalitesini artırmayı hedefliyor.
Samsun Metin: “1980’lerde manda sayısı yaklaşık 1 milyondu" Samsun Manda Birliği Başkanı İsmail Metin, 22 bin manda sayısı ile Türkiye’de birinci sırada olduklarını belirterek, “Bu rakamlar geçen yıllara göre kıyaslandığında çok düşük. 1980’lerde bu sayı yaklaşık 1 milyondu. O döneme göre ciddi bir düşüş yaşandı. Manda yetiştiriciliğini geleceğe taşımak için çalışıyoruz” dedi. Türkiye’de en fazla manda yetiştiriciliğinin yapıldığı Samsun’da en çok manda Bafra ilçesinde bulunuyor. Samsun, 22 bin manda sayısı ile Türkiye’de en fazla yetiştiriciliğin yapıldığı il konumunda bulunurken, sadece Bafra ilçesinde yaklaşık 1O bin adet manda mevcut. “Üretim geçen yıllara göre ciddi şekilde azaldı, çalışacak hayvan bakıcısı dahi bulamıyoruz” Samsun Manda Birliği Başkanı İsmail Metin, yaptığı açıklamada, 1980’li yıllarda il genelinde manda sayısının 1 milyona ulaştığını, o günden bu yana ciddi bir düşüş yaşandığını söyledi. Türkiye’de manda yetiştiriciliğinin yeniden canlanmasında, 2008 yılında Samsun’da kurulan Türkiye’nin ilk manda birliğinin ve devlet desteklerinin etkili olduğunu kaydeden Metin, “2009 yılından itibaren Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verdiği desteklerle manda sayısında artış yaşandı. Ayrıca Anadolu Islah Projesi gibi çalışmalar da popülasyonun artmasına büyük katkı sağladı. Gençlerimiz, manda yetiştiriciliği gibi zorlu bir işe sıcak bakmıyor. Tarım ve hayvancılık ağır bir iş; sabah-akşam mesaiyle sınırlı değil. Sabahın erken saatlerinden gece yarısına kadar çalışmayı gerektiriyor. Üstelik sosyal hayat da kısıtlanıyor. Bu durum gençlerimizi sektörden uzaklaştırıyor. Kendi çiftliğimde bile çalışacak hayvan bakıcısı bulamıyoruz” diye konuştu. "Genç çiftçilere yönelim teşvikler arttırılmalı" Bu konuda genç çiftçilere verilen teşviklerin arttırılması gerektiğine dikkat çeken Metin, manda ürünlerinin ekonomiye ciddi bir katkısının olduğuna değinerek, “Ürünlerin markalaşması, sektörü kalkındırmak için büyük bir adım. Ancak üretim maliyetleri, yem fiyatları gibi sorunlar nedeniyle bu alanda da sıkıntılar yaşanıyor” ifadelerine yer verdi. Başkan İsmail Metin, sektörün devamlılığı için ellerinden geleni yaptıklarını, bu sektörün gelecek nesillere taşınması gereken bir değer olduğunu da sözlerine ekledi.