ASAYİŞ - 07 Temmuz 2024 Pazar 11:39

Paylaştığınız video yapay zeka dolandırıcılığına karışabilir

A
A
A

Dolandırıcılar internet siteleri ve uygulamalar üzerinden vatandaşları daha kolay ağlarına düşürmek için gelişen teknolojiyi kullanmaya başladı. Yapay zeka teknolojisini kullanıp, haberleşme uygulamaları üzerinden ünlü kişilerin kılığına giren dolandırıcıların vatandaşları kandırarak haksız kazanç elde ettiklerine dikkat çeken uzmanlar, dolandırıcıların bu ağına takılmamak için arayan kişinin kesinlikle teyit edilmesi noktasında uyarıda bulunuyor.

Sosyal medya platformları ile illegal yollardan kazanmak isteyen dolandırıcılar, sosyal medya üzerinden paylaşımları ile vatandaşların ilgisini çekmeye çalışıyordu. Gelişen teknoloji ile beraber dolandırıcılık ağına yapay zeka da karıştı. Dolandırıcılar sosyal medyadan paylaşımı yapılan videoları yapay zeka ile çalınan video sahibinin sesi ve görüntüsüyle hazırlayıp dolandırıcılık sistemine dahil ederek en yakınlarını ağlarına düşürüyor. Dolandırıcılar aradıkları videoyu bulamadıkları zamanda ise ünlülerin videolarını kendi sistemlerine dahil ederek vatandaşları mağdur ediyor.

Yapay zekanın kullanımıyla beraber ünlülerin yüzleri, siyasi figürlerin görüntülerinin video montaj edilmesi şeklinde dolandırıcıların sistemlerinin ilerlediğini anlatan Adli Bilişim Uzmanı Avukat Emre Akman, "Günümüzde yapay zekanın gelişimiyle beraber maalesef dolandırıcıların, dolandırıcılık yöntemlerini arttırma potansiyelleri de arttı. Bu yöntemle bakarsak dolandırıcılar sahte ses, sahte video ve sahte web siteleri tarzında dolandırıcılık yöntemlerini kullanarak vatandaşları mağdur ediyor. Bu nedenle baktığımızda yapay zekanın kullanımıyla beraber, ünlülerin yüzleri, siyasi figürlerin görüntüleri, yüzleri video montaj edilmesi şeklinde. Vatandaşlar bu hazırlanan ses kaydı veya video ile aranarak bir tuzağa düşürüldükten sonra para talep edilmektedir. Bu noktada vatandaşlar yapay zekayı hiç bilmeseler dahi yapmaları gereken durum cep telefonlarına gelen klasik mesajlardan biri olan polis, asker, savcı sizi aramaz şeklindeki uyarılar dikkate almaları gerekiyor. Bu noktada da sizi kesinlikle bir siyasi figür, emniyet müdürü veya herhangi bir savcı veya herhangi bir ünlü sizi arayıp sizden para talep etmez. Eğer bu durumla karşılaştıysanız ve sizinle konuşan kişinin sesi, tanıdığınız bir figürse muhtemelen dolandırılmaya çalışıyor karşıdaki kişi. Bu noktada sizi arayan telefon numarasını adresinizin bulunduğu en yakın karakola bildirerek dolandırıcılardan kurtulmak için kendilerinden şikayetçi olabilirsiniz. Bu noktada yapay zekanın gelişimi, olumlu olsa da bu tarafı olumsuz yön bir tarafıdır. Çünkü bu tamamen menfaat elde etmeye yönelik bir çalışmadır. Dolandırıcılar özellikle güçlü siyasi figürlerin yüzleri ve seslerini kullanarak mail, WhatsApp veya sosyal medya aracılığıyla vatandaşlara phishing (yemleme) yöntemi gönderilip kendilerinden kredi çekilir, kredi kartından para çekilmesi veya hesaplarında bulunan paraları, yatırımlarını kendilerine gönderilmesini istemektedirler. Bahsettiğimiz üzere vatandaşlar bu durumla karşılaştıklarında karakola gidip şikayetçi olmalıdırlar. Tekrar ifade etmek gerekirse sizi hiçbir ünlü hiçbir siyasi figür arayıp cebinizdeki parayı sizden istemez. Bu noktada vatandaşlarımızın bilgili olması gerekiyor" dedi.

"Büyük isimleri dahil ederek daha büyük bir korku hegemonyası oluşturmak istemektedirler"

Dolandırıcıların hedefinin mağdur edecekleri kişiyi daha büyük korku ile daha kolay dolandırıcılık ağına düşürmek olduğunu aktaran Adli Bilişim Uzmanı Akman, "Bu durumda baktığımızda vatandaşlar yapay zeka yöntemiyle özellikle Türkiye değil dünya çapında olan bir dolandırıcılık yöntemi bu. Dolandırılan kişiler milyonlar kaybediyorlar bu hususta. Çünkü düşünün sizi bir siyasi figür arıyor, bu yöntemle örneğin sizin isminizi vererek ’böyle böyle bir olaya isminiz karışmış ve sizden bir şey talep ediyoruz’ şeklinde büyük isimleri dahil ederek daha büyük bir korku hegemonyası oluşturmak istemektedirler. Bu noktada video değil de dediğimiz gibi video zaten artık daha bilinen bir durum olmaya başladı ancak ses konusu telefonla yapılan sistemler var. Bu sistemlerde istenilen numaradan aranabiliyor. Yani 155, 112 veya istediğiniz herhangi bir numarayla karşı tarafı inandırmak için özel bir numara gibi mağdur kişiyi daha kolay inandırmak için o numara üzerinden de arayarak onun da sesini yapay zekayla dolandırıcılık olayı gerçekleşiyor. Sizi çok iyi tanıyan veya sizin yasa dışı yollarla bilgilerinizi ele geçirmiş kişiler de yakınlarınızın seslerini kullanabilir. Örneğin sosyal medya platformlarında biri görüntü video atmıştır ve sesi orada görünüyor, konuşurken duyuluyordur. Bu kişiler sesi yapay zeka aracılığı ile vatandaşın numarasından yani yakınınızdan sizi onun sesiyle arayıp para isteyebilir. Bu çok olağan bir durum. Bu tür olayla karşılaşıldığında sizi kim aradıysa telefonu kapatıp tekrar o numarayı arayıp tehdit etmenizi tavsiye ederim. Eğer teyit ettiğiniz numara gerçekten bu durum içerisinde değilse az önce de bahsetmiş olduğumuz gibi adresinize en yakın karakola şikayetçi olmanız gerekmektedir" şeklinde konuştu.

"Vatandaşların mutlaka şikayetçi olmalarını tavsiye ediyoruz"

Akman son olarak "Vatandaşlar şikayetçi olduğunda karşı tarafın tabii gizlenme yöntemleri var. Bu yöntemler kendilerine ulaşıldığında karşı tarafın bir nitelikli dolandırıcılık üzerinden bilişim sistemleri kullanmak marifetiyle olan bir suç bu. Nitelikli dolandırıcılıktan ağır ceza mahkemesine dava açılır ve bu dava görülür. Vatandaşların bu tarz durumlarla karşılaştıklarında mutlaka şikayetçi olmalarını tavsiye ediyoruz. Çünkü Siber Suçlar bu durumu araştırır. Kişiye ulaşır ve ağır ceza mahkemesinde sanık yargılanır, ceza alır ve bizden almış olduğu herhangi bir para varsa bu paranın geri vermesine hükmeder" diye konuştu.

İbrahim Yetkin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Ekmeğin neden bozulduğu Osmangazi’de konuşuldu Osmangazi Belediyesi tarafından düzenlenen "Medya Buluşması" adlı söyleşiye konuşmacı olarak katılan gazeteci-yazar Deniz Zeyrek ve Çiğdem Toker, ‘Ekmekler Neden Bozuldu’ konusunu ele aldı. Hasan Ali Yücel Dünya Klasikleri Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen söyleşiye Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın ile birlikte CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, Belediye Başkan Yardımcısı Mutlu Esendemir, belediye meclis üyeleri ve Bursa basınının temsilcileri katıldı. Moderatörlüğünü Bursa medyasının deneyimli gazetecilerinden Aysın Komitgan’ın yaptığı söyleşide gazeteci-yazar Orhan Akbal’ın ‘Önce ekmekler bozuldu, sonra her şey’ sözü üzerine konuşan konuklar, adalet sistemi bozulunca da her şeyin bozulduğuna dikkat çekti. “Paranın kölesi olanların mayası bozuldu” Ekmeğin özünü mayanın oluşturduğunu dile getiren Aysın Komitgan, insanın da bir mayası olduğuna vurgu yaparak, Türk halkında son zamanlarda ahlaki bir maya bozulması yaşanıp yaşanmadığını konuklara sordu. Deniz Zeyrek, ‘Önce ekmekler bozuldu, sonra her şey’ sözü, değişimin kötü bir şey olduğu algısı verdiğini, ancak her değişimin kötü bir şey olmadığını söyledi. "Önemli olan değişimi pozitif bir şekilde gerçekleştirmek" diyen Zeyrek, “Ülkemizin ve insanımızın mayası bozulmadı. Paranın kölesi olan insanların mayası bozuldu. Paranın kölesi olan kişiler, mayayı bozmaktan da ekmeği bozmaktan da çekinmez duruma geldi. Ancak, insanımızın ve ülkemizin ana omurgası yani mayası tutmuş. Bunu da en güzel Cumhuriyet’in 100. Yıl kutlamalarında gördük. 29 Ekim 2023 günü 2 milyon 900 bin kişi Anıtkabir’e gitti. Devletin bütün imkanlarını kullanan iktidara rağmen, halkımızın yarısı Cumhuriyet için dimdik ayakta olduğunu ve sahip çıktığını gösterdi” dedi. “Bizi sağlam tutan maya Cumhuriyet” Türkiye’de siyasi bir değişime ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Zeyrek, “Kararlı, demokrasiye, hukuk devletine ve kurallara sahip çıkan bir iktidara ihtiyaç var. Hangi parti olursa olsun, gelen iktidarın yaşanan çürümeyi ve bozulmayı engellemesi gerekiyor. Bu olmazsa asıl mayamız o zaman bozulacak. Asıl o zaman ahlaksızlaşacağız ve yolsuzlaşarak çürüyeceğiz. Zaten maya çürüdüğünde de bir daha toparlama şansı olmaz. O aşamaya gelirsek ne vatanımız kalır ne halkımız kalır. Ben gelecek adına umutluyum. Mayamızın bozulmadığı kanaatindeyim. Bizi sağlam tutan mayanın da Cumhuriyet olduğunu düşünüyorum. Bu mayayı çalanlar da başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere silah arkadaşlarıdır” diye konuştu. “Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar zirve yaptı” Ekmeklerin bozulmasını hem mecazi hem de gerçek anlamlarında ele alan Çiğdem Toker, "Gerçek anlamda baktığımızda bizim çocukluğumuzdaki ekmekler daha doyurucuydu. Bu kadar beyaz değillerdi. Gramajları bu kadar düşük değildi. Bu kadar çok rafine edilmiyorlardı. Ekmeğin son 20 yıl içerisinde geçirdiği süreç bile bize birçok şeyi anlatıyor aslında. Geçim konusunda ele aldığımız ekmek ise bambaşka bir hadise. Hem işsizlik, hem mesleksizlik hem de ekonomik sorunlara karşılık geliyor. Türkiye’de her zaman geçim sıkıntıları oldu. Ancak son yıllarda yaşanan yoksulluğu ben görmedim. Sadece ekonomik olarak değil, insanın insan olarak hak ettiği haklar konusunda da bir yoksulluk yaşıyoruz. Yolsuzluk da, yoksulluk da yasaklarda ülkemizde son dönemde zirve yaptı. Bu yoksulluklar da iktidarın tercihleri dolayısıyla yaşıyoruz. İnsan sadece insan olduğu için ve bir devlete vatandaşlık bağıyla bağlandığı için bir çok hakka sahip. Fakat bu haklar artık tuzla buz olmuş durumda. Bizim yeni baştan vatandaşlığın ne olduğunu hatırlamaya ve hatırlatmaya ihtiyacımız var” dedi. “Adalet bozulunca da her şey bozuluyor” Türkiye’de son dönemde şiddet olaylarında yaşanan artışın insanların ekmeğe ulaşamamasının ya da yaşanan ekonomik sıkıntıların etkisinin olup olmadığını elen alan Deniz Zeyrek, “Ülkemizde geçmiş yıllarda da şiddet olayları yaşandı. Vahşice katledilen insanlar oldu. Vahşet insanların bir kısmı tarafından kuşaktan kuşağa taşınıyor. Bu tür olaylar, yoksulluk arttığında, insanların çaresizliği arttığında çoğalıyor. Adalette yaşanan çürüme de şiddet ve vahşet olaylarını tetikliyor. Geçtiğimiz gün sokak ortasında bir kadına tecavüz etmeye çalışan iki kişinin serbest kaldığını gördük. Ancak, fikirleri yüzünden insanlar yıllardır hapis yatıyor. Ömür boyu yanımızda olmaması gereken insanlar serbest dolaşıyorlar. Yoksulluk arttığında ahlaki açıdan bir çürüme olur. Ancak çürüme devlet başladığında işler kontrolden çıkar. Türkiye’nin iyi yönetilememe gibi bir sorunu var. Bu olayların altında da bu sebep yatıyor. Adalet bozulunca da her şey bozuluyor” dedi. “Sosyal medya mahkemeleri ile adalet sağlanıyor” Moderatör Aysın Komitgan’ın Türkiye’de son dönemde ortaya çıkan sosyal medya adaleti hakkındaki sorusunu yanıtlayan Çiğdem Toker, “Ülkemizde çok ciddi cezasızlık uygulaması olmuş durumda. Bunun birçok sebebi var. İçimizi soğutmayan kararlar alındı ve bu da toplumda öfke durumu oluşturdu. Kadına bakış açısı da önem taşıyor. Sosyal medya mahkemeleri diye bir kavram oluştu. Suç işlediği ortada olan ceza almayan kişilerin, sosyal medyada yayılmasından sonra tekrardan yargılanmaları ve ceza almaları çok garip. Hukuk devletinde yarığının bu şekilde işlememesi gerekiyor. Ancak ülkemizde durum bu şekilde işlemiyor. Özellikle kadına ve çocuğa yönelik suçlarda zanlıların serbest bırakılmasının ardından, olayın sosyal medyada paylaşılması ve tepkilerin olmasıyla birlikte şahısların tekrardan yargılanması çok oluyor” diye konuştu. Konuşmalarının ardından, gazeteci-yazar Deniz Zeyrek ve Çiğdem Toker programa katılan konukların ve meslektaşlarının sorularını yanıtladı. Söyleşi sonunda Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Deniz Zeyrek Çiğdem Toker ve Aysın Komitgan’a teşekkür plaketi takdim etti.
Ankara İçişleri Bakanı Yerlikaya: "Kadınlara şiddet uygulamaya kalkanlara, onların huzuruna kast edenlere rahat nefes aldırmayacağız” İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “Kadınlara şiddet uygulamaya kalkanlara, onların huzuruna kast edenlere rahat nefes aldırmayacağız. Jandarmamızla, Emniyetimizle, Sahil Güvenliğimizle huzurun teminatı olmaya devam edeceğiz” dedi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünü ziyaret ederek, kentte yaşanan son olaylarla ilgili bilgi aldı. Sosyal medya hesabından konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Bakan Yerlikaya’nın paylaşımında şu ifadeler yer aldı: “İstanbul Emniyet Müdürlüğümüzü ziyaret edip, meydana gelen son olaylarla ilgili brifing aldım. İçişleri Bakanlığı olarak en temel ilkemiz ülkemizin huzurudur. Ülkemizin huzurunun temeli de kadın temel hak ve özgürlüklerinden, kadına şiddete sıfır toleranstan geçer. Kadınlara şiddet uygulamaya kalkanlara, onların huzuruna kast edenlere rahat nefes aldırmayacağız. Jandarmamızla, Emniyetimizle, Sahil Güvenliğimizle huzurun teminatı olmaya devam edeceğiz. Bu amaçla İstanbul’un huzur ve güvenliği için gece ve gündüz ekip sayılarımızı artırdık, arttırmaya devam ediyoruz. 2024 yılının ilk yarısında İstanbul Emniyetimize katılan personel ve araç takviyesi sonrası İstanbul’da; personel sayımızı yaklaşık 7 bin artırdık. Gündüz ve gece ekip sayımızı iki katına çıkardık. Son olarak yine bu dönem İstanbul Emniyetimize 2 bin 380 personel ve 174 araç daha verdik. Artan personel sayımız; gece ve gündüz ekip sayımız mahalle mahalle, sokak sokak şehirlerimizin huzur ve güvenliğini tesis etmek içindir. Emniyet güçlerimiz her an Milletimizin emrinde ve hizmetindedir. Aziz Milletimiz emin olsun: Huzurumuza kast edenlerle, suç odaklarıyla mücadelemizi gece gündüz demeden yılın 365 günü sürdürüyoruz ve sürdürmeye devam edeceğiz. Vahşi bir cinayete kurban giden Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner kızlarımıza Allah’tan rahmet, acılı ailelerine başsağlığı diliyorum. Beyoğlu’nda iki şahıs tarafından taciz edilen kızımıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.”