ÇEVRE - 28 Ocak 2025 Salı 13:00

Konya Büyükşehir NEÜ Kampüsü içindeki taşkın göletini tamamladı

A
A
A
Konya Büyükşehir NEÜ Kampüsü içindeki taşkın göletini tamamladı

Konya Büyükşehir Belediyesi, şehirde taşkın risklerini azaltacak ve yaşam kalitesini artıracak projelerine bir yenisini daha ekledi.


Konya’da sürdürülebilir yaşam şartları oluşturmak ve altyapı sorunlarına kalıcı çözümler üretmek için çalışmalarına hız kesmeden devam eden Konya Büyükşehir Belediyesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi Kampüsü içerisindeki üç dere üzerinde yürütülen taşkın koruma göleti projesini tamamladı.



Taşkın riski minimuma indirildi


Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, proje çerçevesinde, Köyceğiz, Dere ve Yaka caddelerinin yoğun yağışlarda yaşadığı taşkın riskini önlemek amacıyla kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdiklerini belirterek, “Bölgede inşa edilen taşkın koruma göletleriyle toplam 40 bin metreküp suyun kontrol altına alınması sağlandı. KOSKİ Genel Müdürlüğü’müz, projede sadece alt kotları değil, daha yukarılardaki taşkın risklerini de göz önünde bulundurarak 10 bin metreküp kapasiteli bir göleti daha hayata geçirdi. Gövde yüksekliği 14 metre, toplam gövde boyu ise 64 metre olan göletimizle Meram Köyceğiz, Dere ve Yaka caddelerimiz güvenceye alınmış oldu. Şehir merkezinde meydana gelebilecek taşkınları absorbe ederek yerleşim yerlerini koruyacak olan göletimizde su birikmeye de başladı. Şehrimize hayırlı olsun” dedi.



Konya’nın taşkın göletleri


Konya Büyükşehir Belediyesi’nin taşkın koruma göletleri, çevre halkının günlük hayatını kolaylaştırmaya katkı sağlıyor. Necmettin Erbakan Üniversitesi Kampüsü içindeki göletin yanı sıra; muhtemel sel ve su baskını sorunlarına kalıcı çözümler getiren projelerden biri olan Buzlukbaşı Göleti de geçtiğimiz haftalarda tamamlanarak hizmete alındı. Tamamlanan Buzlukbaşı Göleti İstanbul Yolu, Aliya İzzetbegoviç Caddesi, Ankara Yolu, Kosova, Bosna Hersek ve Büyükkayacık mahalleleri; havaalanı, Lojistik Merkezi ve Organize Sanayi Bölgeleri’nde oluşması muhtemel taşkın risklerini ortadan kaldırdı.



Konya Büyükşehir NEÜ Kampüsü içindeki taşkın göletini tamamladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Palandöken: "İş sağlığı ve uzmanlığı online kurslar 3 Şubat’ta başlıyor" Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, iş sağlığı ve uzmanlığı online kurslarının 3 Şubat’ta başladığını açıkladı. İş yerlerinde 50’den az personel çalıştıran işletmelerin, 3 Şubat tarihinde Anadolu Üniversitesi tarafından online olarak verilecek İş Sağlığı ve Güvenliği sertifikasını alacaklarını vurgulayan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "İş sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili olarak, 31 Aralık 2024 tarihinden itibaren yeni başlangıç süresinin devam ettiğini biliyorsunuz. Bu iş güvenliği hizmetlerinin ve iş sağlığı eğitimlerinin alınabilmesi için TESK olarak yaptığımız çalışmalar sonucunda, 50’den az çalışanı olan işletmelerimiz Anadolu Üniversitesi’nin 3 Şubat’tan itibaren çevrimiçi düzenlediği eğitimlere katılarak sertifikalarını alabilecekler. Ayrıyeten bir işyeri uzmanı veya bir sağlık uzmanına gerek kalmayacak. Bu eğitimleri kendi işyerleri için işverenler alabilecek. Bu sayede işyerleri masrafsız bir şekilde iş sağlığı ve güvenliği sertifikası alabilecekler, böylece esnafa ek bir yük getirilmemiş olacak. Çalışma Bakanlığı ile yaptığımız çalışmalarda, esnafa ek maliyetlerin getirilmemesi ve bu konudaki ücretlerin esnafı zor durumda bırakmaması için çaba gösteriyoruz" dedi. "İş sağlığı güvenliği olmazsa olmazımız" İş sağlığı ve güvenliği, her işyeri için kritik bir konu olduğunu ve bunun ihmal edilmeyecek kadar önemli olduğunu belirten TESK Genel Başkanı Palandöken, "İş sağlığı ve güvenliği olmazsa olmazımız. Geçenlerde 78 canımızı kaybettik. Bu canların hepsinin aileleri, akrabaları, yakınları sıkıntıyla karşı karşıya kaldılar. Bu ihmal edilecek bir durum değil. Bugüne kadar bu tür işler farklı yöntemlerle yapılıyordu, ancak artık yeni bir imkan sayesinde hem bireysel çalışanlar hem de çalışan istihdam eden işletmeler için bir değişiklik söz konusu. Örneğin, bakkal, kasap, manav, ayakkabıcı ve kırtasiyeci gibi tehlikesiz sınıfa giren küçük işletmeler, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini kendileri yürütebilecek. Bu sayede büyük bir yükten kurtulmuş olacaklar" şeklinde konuştu. "Eğitimlerin alınması büyük önem taşıyor" Yapılan çalışmaların dikkatle takip edilmesi, eksiksiz uygulanması ve iş güvenliğinin asla ihmal edilmemesi gerektiğine dikkati çeken Palandöken, "İş yerinde güvenli bir çalışma ortamının nasıl sağlanacağı hem yasal düzenlemelerle hem de uygulamalı eğitimlerle ortaya konuluyor. İş yeri sahipleri veya temsilcileri bu eğitimlerle iş sağlığı ve güvenliği hakkında bilgi sahibi olacak ve gerekli sertifikaları almaları yeterli olacak. Belirlenen kriterler ve yasal düzenlemelere uyum sağlanması zorunludur. Bu sayede esnaf ve sanatkarlarımız, iş yeri güvenliği konusunda daha bilinçli hale gelerek hem kendi can güvenliklerini hem de müşterilerinin güvenliğini temin edecekler. Eğitimlerin alınması, olası bir hadisede ’Keşke yapsaydık’ dememek için son derece önemli. Ayrıca bu yeni düzenleme esnafa ek bir mali yük getirmeyecek" ifadelerini kullandı.
Konya Hibrit yakıtlı roket motoru Konya’dan ateşlenecek Türkiye’nin uzay çalışmalarına katkı sağlayabilmek için çalışan Teknofest ekibinin "Hibrit yakıtlı roket motoru" projesine Konya’nın Seydişehir ilçesinde bulunan Cengiz Holding grup şirketlerinden Eti Alüminyum destek verdi. Ekiptekiler Eti Alüminyum Seydişehir Fabrikası içerisinde kendilerine tahsis edilen alanda çalışmalarına devam ederken, Temmuz ayına doğru ateşleme testinin gerçekleştirilmesi planlanıyor. Konya’nın Seydişehir ilçesinde bulunan Cengiz Holding grup şirketlerinden Eti Alüminyum, farklı üniversitelerden toplam 30 kişinin yer aldığı ekibin üzerinde çalıştığı ‘Hibrit yakıtlı roket motoru’ projesine destek verdi. Gazi Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi ve Türk Hava Kurumu Üniversitesi’nden toplamda 30 kişinin yer aldığı ekip Teknofest’e katılım için ‘Hibrit yakıtlı roket motoru’ projesi üstüne çalışıyor. "Türkiye’de üretilmeyen ürünlerin üretilmesi için yeni yatırımlar yapıyoruz" Eti Alüminyum Genel Müdür Yardımcısı Yaşar Bayraktar, Teknofest’te sahneye çıkan projelerin ülkemizin gelişmesinde önemli bir yeri olduğunu, bundan dolayı da bu tür projeleri desteklediklerini söyledi. Eti Alüminyum’un Türkiye’nin tek entegre alüminyum üretim tesisine sahip olduğunu belirten Yaşar Bayraktar, yalnızca üretim süreçleriyle değil, aynı zamanda ülkemizin teknoloji ve sanayi eko sistemine katkılarıyla da öne çıktıklarını belirterek, "Madenden son ürüne kadar tüm üretim süreçlerini kendi bünyemizde gerçekleştiriyoruz. Ülkemizin kritik sektörlerinde dışa bağımlılığı azaltmak ve yerli üretimi güçlendirmek adına önemli bir sorumluluk taşıyoruz. Son zamanlarda AR-GE ve inovasyona Eti Alüminyum olarak da önem vermekteyiz. Hem kendimizin hem de sanayimizin üretemediği uç ürünlerin üretilebilmesi için ham madde üretmekteyiz. Teknofest Platformumuzda sahneye çıkan projeler ülkemizin gelişmesinde önemli bir yer alıyor. Bundan dolayı biz de bu tür projeleri desteklemekteyiz. Türkiye’de üretilmeyen ürünlerin üretilmesi için yeni yatırımlar yapan bir şirketiz. Bu kapsamda son zamanlarda haddahane yatırımı gündemimizde ve devam ediyor. Bu yatırımlar Türkiye’de daha önce üretilmeyen, bilhassa uçak ve uzay sanayiinde veya savunma sanayiinde kullanılan alüminyum alaşımlarının üretilmesi için yapılmaktadır. Türkiye’de bildiğiniz gibi uçak sanayiinde veya uzay sanayiinde kullanılan alüminyum alaşımları üretilmemektedir. Yeni yatırımımızla birlikte bu tür ısıl işlemle sertleşebilen alaşımlar üretilebilir hale gelecektir. Türkiye’nin üretmediği ürünlerin üretilmesiyle dışa bağımlılığımızı azaltarak, bu yeni haddahane yatırımımızla birlikte amacımız hem Türkiye’de üretilmeyen ürünlerin üretilmesini sağlamak hem de Türkiye sanayisine katkıda bulunmaktır" dedi. "Eti Alüminyumun yaptığı yardım neredeyse bizim bütün projemizi yapmamıza sebebiyet verdi" Projenin takım kurucusu ve kaptanı olan Gazi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü 4. sınıf öğrencisi Hüseyin Eren Çaka (24), lise yıllarında arkadaşlarıyla benzer projelerle yakından ilgilendiğini ve sürekli hayalinin olduğunu anlatarak, "Biz iki buçuk sene önce takımımızı kurduk. Önce dikey inişli roketler yapmaya başladık ve yakın arkadaşlarımla bu işe girdik. Herkes kendi kısımlarında, kontrol alanında, mekanik alanında, elektronik alanında çok iyi durumda. Zaten bu projeler de bizi çok fazla geliştirdi. İki buçuk sene boyunca devam eden sürecin son projesi olarak da hibrit motor projesini biz başlattık. Yaklaşık 2023’ün Ağustos’undan beri bu çalışmalara devam ediyoruz. Teknofest’in başlattığı yarışmaya da katılarak bu teknolojiyi kazanmak hem de Teknofest’in sunduğu imkanlardan faydalanmak istedik. Burada üniversiteden arkadaşlarımızla çok yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Farklı üniversitelerde olmamıza rağmen yine online toplantılarla Ankara’da yaptığımız toplantılarla bu çalışmalarımıza devam ediyoruz. Herkes kendi alanında çalışmalarına devam ediyor. Böyle projelerin en büyük sorunu genel olarak projelerimizin AR-GE sürecini araştırma sürecini devam ettirebiliyoruz ancak gerçeğe dönüştürme noktasında her zaman sorunlar yaşıyoruz. Bu bunu diğer Teknofest ekipleri veya diğer proje ekipleri de gayet iyi bilir. Her zaman en zor nokta sponsor bulmaktır. Bu noktada bizim Seydişehirli bir arkadaşımız vardı. Konya Eti Alüminyum Tesislerinde, biz ilk bağlantıyı o arkadaşımızla birlikte kurduk ve burada Eti Alüminyum yönetimiyle biz burada bir sunum istedik onlar da sağ olsunlar kabul ettiler. Biz burada yaklaşık 15 kişiye sunumumuzu gerçekleştirdik. Onlar da sağ olsunlar çok beğendiler. Buradan bize maddi destek sağladılar. Ondan sonra isteğimize göre atölye desteği, misafirhane gibi destekler sundular. Aslında bizim üniversitemizde olmayan imkanları burada talep ederek devamını karşılamış olduk. Eti Alüminyumun sunduğu ana sponsorluk desteği bizim çalıştığımız şeylerin tamamını kapsıyor. Eti Alüminyumun yaptığı yardım neredeyse bizim bütün projemizi yapmamıza sebebiyet verdi diyebilirim" ifadelerini kullandı. "Türkiye’nin uzay çalışmalarına bir nebze katkı sağlayabilmek istiyoruz" Üretimin ilk aşamasında olduklarını ve bileşen testlerinde olduklarını anlatan takım kaptanı Hüseyin Eren Çaka, "Her parçamızı tek tek test ediyoruz. Sensörlerimizi, basınçlı hatlarımızı, tanklarımızı tek tek kontrol etme aşamasındayız. İkinci faz olarak daha büyük motorun gövdesini, basınçlı hattı ayrı ayrı inceleme fırsatına kavuşacağız. Bundan sonra da en son Temmuz ayına doğru ateşleme testimizi gerçekleştireceğiz. Yine bu ateşlemeyi Eti Alüminyum Tesislerinde yapıyor olacağız. Ateşleme testinde toplayabildiğimiz kadar fazla veri toplayıp bu teknolojinin elimizdeki teorik verilerle uygun olup olmadığını karşılaştırmak istiyoruz. Bizim asıl amacımız dikey iniş kalkış yapabilen hibrit motorlı bir roket yapmak. Buradan şu anda yaptığımız prototipin sonucunda kazandığımız deneyimlerle birlikte daha büyük bir motor inşa edeceğiz. Bu daha büyük motoru da bizim 2 sene önceki kazandığımız dikey inişli roket deneyimlerimizle birleştirip ikisini de yapabilen gayet güzel bir roket çıkarmış olacağız ortaya. Bu da Türkiye’nin uzay görevlerinde, sonda roketlerinde, hibrit sistem olduğu için bu atmosfer dışında da çalışabilen bir sistem olması sebebiyle böyle sistemlerde de kullanılabilecek. Türkiye’nin uzay çalışmalarına bir nebze katkı sağlayabilmek istiyoruz. Bu teknolojiyi edinmek, devamını da getirebilmek istiyoruz" şeklinde konuştu. "Başarıya ulaştığımızda mutluluğumu tahmin edemiyorum" Projede çalışan Gazi Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği 4. sınıf öğrencisi Aybüke Buksur (23) ise "Burada en ufak bir şey olduğunda, bir bağlantıyı tamamladık ve ölçümü aldığımızda bile çok mutlu oluyoruz. Biz elektronikçiler olarak her şeyden güzel bir şekilde veri almamız gerekiyor. Her şey çalıştığında ve her şeyden düzgün olarak o veriyi aldığımızda mutluluğumu tahmin edemiyorum. Yani şu küçük şeylerde bile o kadar mutlu oluyoruz. Toparlayıp hepsinde başarıya ulaştığımızda tahmin edemiyorum" diye konuştu.
Konya Kanaatkar dilenci, anlık yaşıyor Konya’da dilencilik yapan, ilginç konuşmalarıyla sosyal medyada dilenci Doğan olarak tanınan Doğan Özadam, "Kendi işim olduğu için severek, aşkla yapıyorum. Başka birinin yanında 100 bin lira verseler, ben yine kendi işimi seçerim. Ben anlık yaşıyorum, geçmişi veya geleceği düşünmüyorum" dedi. Konya’da dilencilik yapan, "Mesleğimi aşkla yapıyorum" diyerek konuşmalarıyla sosyal medyada tanınan olan Doğan Özadam, ihtiyacı kadar topladığını belirterek dilenmeye devam ediyor. Dilenci Doğan olarak tanınan Doğan Özadam, "2019 yılında iş göremez raporu aldım. 2020 yılından beri bu şekilde gezer, toplarım. İş hayatım, çalıştığım dönemlerim de oldu ama benim iş göremez raporum var. Bu raporumla tüm sosyal platformlara çıktım. Konya’da bir dilenci ben miyim. Kendi işim olduğu için de severek, aşkla yapıyorum. Başka birinin yanında 100 bin lira verseler, ben yine kendi işimi seçerim. Ben rakamlara, sayılara odaklanmam, matematiksel hesap yapmam. Ben anlık yaşıyorum, geçmişi veya geleceği düşünmüyorum. Bu hayat bir şekilde devam ediyor. Zengin olsan da fakir olsan da tüccar olsan da son durak kara toprak. Kendi işim olunca severek, aşkla yapıyorum" dedi. "Az olsun benim olsun" Daha önce özel sektörde çalıştığını anlatan Doğan Özadam, "Benim sonuçta üniversite diplomam yok, zengin babam yok. Daha önce özel sektörde çalıştım, yaşadıklarımı da biliyorum. Onun için düşündüm ve en güzeli kendi işim dedim. Ben 50 kişi ile uğraşamam, o yüzden az olsun benim olsun" ifadelerini kullandı. "81 ilde de tanınıyorum" ‘Bu işi pazara kadar değil, mezara kadar götüreceğim’ diyen Özadam, "81 ilde de tanınıyorum ben. Beni bir dükkandan, mekandan, AVM’den veya bir kafeden atarak bitiremezler. Herkes ufkunu genişletsin, herkes ticaretinde yükselmeye baksın. Bu ne kadar kazanmış, Ahmet abinin arabası kaç model veya Doğan ne kadar toplamış, böyle şeyler düşünmeyin. Atın atın geçin. Az laf çok iş. Benim için sayılar, rakamlar önemli değil. Artı ben buraya kimseyle arkadaşlık, dostluk kurmaya gelmiyorum. Ben buraya öteberi toplamaya, çay içmeye, tıkınmaya, para toplamaya, rutin ihtiyaçları tedarik etmeye geliyorum" diye konuştu.
Denizli Çameli Belediyesi araç filosunu 3 yeni araçla güçlendirdi Denizli’de Çameli Belediyesi 3 yeni hizmet aracı törenle hizmete alım gerçekleştirdi. Çameli Belediyesi hizmet kapasitesini artırmak amacıyla filosuna 1 adet greyder, 1 adet asfalt atma aracı ve 1 adet zabıta aracı dahil ederek vatandaşların hizmetine sundu. Açılış töreninde açıklamalarda bulunan Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan, "3 hizmet aracımızı da Belediye bütçesinden para çıkarmadan aldık ve greyder iş makinemiz ise en az 50 yıl kullanacağımız bir iş makinemizi ve belediyemize kazandırdık" dedi. Çameli Belediyesi, hizmet kalitesini artırmaya yönelik çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Denizli’nin Çameli ilçesinde, Çameli Belediyesi, hizmet kapasitesini artırmak amacıyla 3 yeni araç alımını törenle gerçekleştirdi. Belediyenin filosuna dahil edilen 1 adet greyder, 1 adet asfalt atma aracı ve 1 adet zabıta aracı, vatandaşların daha kaliteli hizmet almasını sağlamak için kullanıma sunuldu. Açılıştan önce kurban kesimi gerçekleştirildi. Yeni alınan araçların, ilçedeki yol yapım ve bakım çalışmaları, asfaltsız alanların asfaltlanması ve zabıta denetimlerinin daha etkin bir şekilde yapılmasına katkı sağlayacağı belirtildi. Açılış törenine, Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan, Çameli Kaymakamı Talha Tunahan Yıldırım, AK Parti Denizli İl Başkanı Muhammet Subaşıoğlu, teşkilat üyeleri, belediye meclis üyeleri, sivil toplum kuruluşların temsilcileri ve vatandaşların katılımı ile gerçekleştirildi. "3 hizmet aracımızı da Belediye bütçesinden para çıkarmadan kazandırdık" Çameli Belediyesi’nin 3 yeni hizmet aracını törenle hizmete alındığı ve Belediye bütçesinden para çıkarmadan kazandırdıklarını dile getiren Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan, "İnşallah bu yıl kendi yerli ve milli imkanlarımızla asfaltlarımızı atmış olacağız. Belediyemize kazandığımız 3 aracı da Belediye bütçesinden para çıkarmadan kazandırdık. Para ile borçlanmayla herkes alır. Biz bunları borçlanmadan Çameli Belediye’mize kazandırdık. Seçimden sonra 1 Nisan itibaren gece gündüz çalışmalarımızı devam ettik" dedi. "Çameli ilçemizin yüzde 80’inine doğal gaz geldi" Çameli ilçesinde yüzde 80’inine doğal gez geldiğini ve hizmet vereceklerini belirten Başkan Arslan, "Çameli ‘ye doğalgaz getiremez dediler ama biz getirdik. Şuan itibaren Çameli ilçemizin yüzde 80’inine doğal gaz geldi. Bu sene de bu konuda çalışmalarımız devam edecek. Bu hizmetleri biz bütün ekip arkadaşlarımızla ve milletvekillerimizin destekleri ile 11 yıldır hizmet etmeye devam ettik ve devam edeceğiz. Hiç durmayacağız gece gündüz hizmetler için koşturacağız" diye konuştu. "En az 50 yıl kullanacağımız bir iş makinemizi belediyemizi kazandırdık" Hizmete kazandırılan araçlardan greyderin önemli olduğunu ve en az 50 yıl kullanılacak bir iş makinesini belediyeye kazandırarak mutlu olduklarını ifade eden Başkan Arslan, "3 aracımızı hizmete alacağız. Bizim için en önemlisi greyder oldu. En büyük eksiklerimizden birisi greyderdi. En az 50 yıl kullanacağımız bir iş makinemizi belediyemizi kazandırdık. Sadece kendimiz için değil biz yarınlarımızı da düşünüyoruz. 50 yıl içindeki seçilecek başkanlar, muhtarlar da bu iş makinesinden yararlanacaklar. Burada katılım sağlayan iş teşkilatımızı, vatandaşlarımızı çok teşekkür ediyorum. Çameli Belediyemize kazandığımız 3 aracımız da hayırlı uğurlu olsun diliyorum" dedi. "Çameli’mizin Denizli’nin parlayan bir yıldızı haline geldi" Çameli’nin Denizli için paralayan bir yıldızı haline geldiğini ve turizm alanında açıklamalar veren AK Parti Denizli İl Başkanı Muhammet Subaşıoğlu; "Hizmet, proje, çalışmak demek bizleri mutlu ediyor. Biz çalışmaktan mutlu oluyoruz. Böyle güzel bir hizmet töreninde sizlerle birlikte olmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Gelirken arkadaşlarımızla geriye dönük baktığımız zaman, hakikaten Çameli’mizin Denizli’nin parlayan bir yıldızı haline geldi. Çameli ’ye çok daha fazla turizm yatırımı yapılması lazım. İklim değişikliği ile birlikte Çameli’nin iklimi bu bölgenin en önemli iklim potansiyellerinden birisi. Dolayısıyla turizm için Çameli’nin önü açık. Allah’ın izniyle 2002’den bu yana Çameli şeytanın bacağını bir kırdı pir kırdı. Bugüne kadar yapılan bu hizmetler devam edecek" ifadelerini kullandı.