EKONOMİ - 02 Ekim 2024 Çarşamba 14:11

Konya, 9 aylık ihracatta rekor kırdı

A
A
A
Konya, 9 aylık ihracatta rekor kırdı

Konya Sanayi Odası (KSO) Başkanı Mustafa Büyükeğen, Konya’nın bu yılın Ocak-Eylül döneminde 2 milyar 608 milyon doları aşkın ihracat yaptığını söyleyerek, “Türkiye’nin önemli sanayi üretim merkezlerinden olan şehrimiz, tüm zamanların en yüksek Ocak-Eylül dönemi ihracat rakamına ulaştı” dedi.


KSO Başkanı Mustafa Büyükeğen, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından açıklanan ihracat rakamlarını değerlendirdi. Konya’nın bu yılın Ocak-Eylül döneminde ihracat rekoru kırdığını aktaran Başkan Büyükeğen, “Konyalı sanayicilerimiz 9 aylık dönemde ihracatımızı, yüzde 6,1 artırmayı başardı. Böylece 2 milyar 608 milyon doları aşkın ihracat ile tüm zamanların en yüksek Ocak-Eylül dönemi ihracatını gerçekleştirdik. İhracatta yakaladığımız bu başarı ivmesi ile inşallah yıl sonunda yeni bir rekor kıracağız. Şehrimize bu onuru yaşatan tüm sanayicilerimize ve çalışanlarımıza teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.


İhracatta liderlik otomotiv endüstrisinde


İhracatın sektörel bazdaki değişimi hakkında da bilgiler veren Başkan Büyükeğen, Konya’nın en fazla ihracat yaptığı ilk üç sektörün sırasıyla otomotiv endüstrisi, makine ve aksamları sektörü ile hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar sektörü olduğunu söyledi. Otomotiv endüstrisi sektörünün bu dönemde 663 milyon 125 bin dolar ile Konya’nın ihracat lideri olduğu bilgisini paylaşan Büyükeğen, “İkinci sırada yer alan makine ve aksamları sektörümüz 631 milyon 511 bin dolar, üçüncü sırada yer alan hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar sektörümüz de 293 milyon 439 bin dolar ihracat gerçekleştirdiler. Ayrıca ihracatımızın dördüncü sırasında iklimlendirme sanayi yer alırken, beşinci sırada da demir ve demir dışı metaller sektörü yer aldı” ifadelerini kullandı.


Başkan Büyükeğen, KSO olarak şehrin ihracatını artırmak ve yeni pazarlara açılmasını desteklemek için düzenledikleri ikili iş görüşmeleri, yurtdışı fuar gezileri, ihracat odaklı eğitimler ve Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi (UR-GE) Projeleri başta olmak üzere diğer projelere de devam edeceklerini sözlerine ekledi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Bakan Kacır: “TEKNOFEST’ler Türkiye’nin tam bağımsız yolculuğuna devam etmesini sağlayacak” Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “TEKNOFEST’ler bu ateş çemberindeki zor coğrafyada Türkiye’nin tam bağımsız yolculuğuna güçlü bir şekilde devam etmesi için en önemli kazanımlarımız olmayı sürdürecek” dedi. Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının ana yürütücülüğünde, kamu kuruluşları, teknoloji devleri, üniversiteler ve medya kuruluşlarının da aralarında olduğu 128 kurumun katılımıyla Adana Havalimanı’nda düzenlenen Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali kapılarını açtı. “TEKNOFEST’ler birçok girişimi inşa ediyor” Açılış sonrası GÖKBEY helikopterin önünde basın mensuplarına konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “2018 yılından bu yana TEKNOFEST’leri gerçekleştiriyoruz. TEKNOFEST Akdeniz’de bu sene de bu heyecanı yaşıyoruz. TEKNOFEST milli teknolojilerin milletimizle buluştuğu adres. 50 teknoloji yarışmasına 790 bin takımdan 1 milyon 650 bin gencimiz katıldı. Bu yılın TEKNOFEST’inde 11 yeni yarışma var. 11 yeni yarışmayı TEKNOFEST’e ilave ettik. Artık sadece araştırma, geliştirme projelerini değil, teknoloji girişimlerini de TEKNOFEST’lerde inşa ediyorlar” dedi. 2030 için Türkiye’nin 100 bin tekno girişim hedefi olduğuna dikkat çeken Bakan Kacır, daha sonra şunları söyledi: “2030 için 100 bin tekno girişimin bu topraklardan doğup dünyaya açılmasını hedefliyoruz. TEKNOFEST’ler adeta girişimci fabrikası olarak bizi bu hedefe taşıyan en önemli unsurlar. Burada çok keyifli vakit geçireceğiz. Bilim merkezi alanlarında birçok farklı etkinlikte muhteşem hatıralar yaşatacağız. TEKNOFEST’ler bu ateş çemberindeki zor coğrafyada Türkiye’nin tam bağımsız yolculuğuna güçlü bir şekilde devam etmesi için en önemli kazanımlarımız olmayı sürdürecek. Bizler de her daim bütün teknolojik çalışmalarda Türk gençliğinin önünü açmaya devam edeceğiz.”
Ordu 1 kilo balın arıcıya maliyeti 128 TL: 250 liradan ucuz olan ürünler bal diye satın alınmamalı Ordu Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Akın Çiftçi, 2024 yılında bir kilogram çiçek balının arıcıya maliyetinin 128 TL olduğuna dikkat çekerek, insanların 250 liradan ucuz olan ürünleri bal diye satın almamaları gerektiğini söyledi. Ordu’da 3 bin 500 kayıtlı arıcı ve yaklaşık 10 bin aile arıcılık sektöründen geçimini sağlıyor. Ordulu arıcılar tarafından 50’yi aşkın ilde üretimi yapılan ballar Avrupa ülkelerine de ihraç ediliyor. Yılda 20 bin ton ile Türkiye’de en fazla bal üretiminin yapıldığı Ordu’da, bir kilogram çiçek balının 128 TL maliyeti olduğu, ucuz fiyatlı ürünlerin bal diye satın alınmaması gerektiği belirtildi. “İnsanlarımızı zehirlemeye devam ediyor, hepsinin imha edilmesi gerekiyor” Ordu Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Akın Çiftçi, bal adı altında laboratuvarlarda üretilen ürünlerin imha edilmesi gerektiğini söyledi. Çiftçi, “Bugün market raflarında 70-80 liraya satılan ballar var. Emeğimizin çalındığını söylemiştik, geçen günlerde bakanlığımız, yetkili kurumların katılımı ile Ankara’da bir operasyon düzenledi. Şu anda o ürünlerin incelenmesi devam ediyor, inşallah imhası gerçekleşir. Fabrikanın sahibi reçel yaptıklarını söyleseler bile orada 92 tane firmanın etiketi yakalandı. Market raflarında bu etiketli ürünlerin satışı devam ediyor. Baskından önce bu ballar 130 liradan satılıyordu, şu anda 60 liraya kadar düşürüldü. Maalesef insanlarımız zehirlenmeye devam ediyor. Arıcılarımız ballarını satmak için yaylalarda bekliyor. Sahtekarların balları market raflarında ancak gerçek arıcılarımız balları ellerinde duruyor. Bu baskın dolayısıyla emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz” dedi. “250 liranın altında hiçbir balı satın almasınlar” Laboratuvar ortamında enzimler kullanılarak elde edilen ürünlerin bal olmadığını, insanları zehirleyen bir madde olduğunu ve arıcıların emeğini de olumsuz etkilediğini aktaran Çiftçi, “İnsanlarımızın bilindik yerlerden, birliklerden ve market raflarında ise bilindik firmalardan bal almaları gerekiyor. Bakıldığında bir kilogram balın 128 lira olduğu bir ortamda, bir kilogram balı 250 TL’nin altında hiçbir yerden almasınlar. Market raflarında 70-80 liraya satılan ürünlerin bal olmadığını her zaman olduğu gibi yeniden söylüyoruz” ifadelerine yer verdi.
Ankara Eğitim-Bir-Sen’den şube müdürü ve dengi üst kadrolardaki eğitimcilere uzman ve başöğretmenlik unvanı hakkı tanınması talebi Memur Sendikaları Konfederasyonu’na (Memur-Sen) bağlı Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) üyeleri, Öğretmenlik Mesleği ve Milli Eğitim Akademisi Kanunu Taslağı’nda şube müdürü, uzman, araştırmacı ve müfettiş kadrolarında bulunan kişilere de uzman ve başöğretmenlik unvanı verilmesini talep etti. Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, sendika üyeleri ile billikte Milli Eğitim Bakanlığı önünde yeni Öğretmenlik Meslek Kanunu düzenlemesine ilişkin basın açıklaması yaptı. Yalçın, kanunda şube müdürü, uzman, araştırmacı ve müfettiş kadrolarında bulunan eğitimcilerin de ‘uzman’ ve ‘başöğretmenlik’ unvanlarını alması gerektiğini ifade ederek, düzenlemenin bir an önce hayata geçirilmesini talep etti. “Bu hatalı yaklaşım, öğretmenlik mesleğini konu edinen ve eğitim personeline ilave mali haklar getiren meslek kanunu düzenlemelerine de yansımıştır” Durumun bir an önce düzeltilmesi gerektiğini söyleyen Yalçın, “Öğretmenlik Meslek Kanunu, mecliste yarım kalmıştı. Şimdi devamı görüşülecek. Şu an mecliste görüşülüyor bu kanun ve bazı önergelerle yanlışların düzeltilmesini istiyoruz. Öğretmenlik Meslek Kanunu, ayrıştırıcı değil, kapsayıcı olsun. Eğitimcileri bölmesin, haklarımız yarım kalmasın diye bir aradayız. Ülkemizin kamu personel sistemi, kamu politikasının belirlenmesi, yürütülmesi ve düzenlenmesi konusunda şube müdürü, daire başkanı, genel müdür, şefler de dahil yukarıya doğru bir yönetim hiyerarşisi var. Yönetim hizmetleri kadro grubunun söz sahibi olacağı şekilde tasarlanmış bir kamu personel sistemimiz var. Ancak yönetim hizmetleri, kadro grubuna görev, yetki ve sorumluluklarının genişliği ile uyumlu olmayacak şekilde sınırlı özlük hakları ve yetki verildiği, hiyerarşik olarak kendilerine bağlı ve yönetim, karar alma, uygulamaya koyma, hesap verme sorumluluğu bulunmayan diğer kamu görevlilerinden çok da farklılaştırılmamış bir seviyede özlük hakları olduğu görülmektedir. Bu hatalı yaklaşım, öğretmenlik mesleğini konu edinen ve eğitim personeline ilave mali haklar getiren meslek kanunu düzenlemelerine de yansımıştır” ifadelerine yer verdi. “Arkadaşlarımızın ayrıştırılması doğru değil” Kanunun bu yönüyle dışlayıcı bir özelliğe sahip olduğunu söyleyen Yalçın, “Öğretmenlik Meslek Kanunu da eğitim çalışanları arasında farklılaştırıcı, dışlayıcı bir içerikle yürürlüğe girmiş, o zaman da eleştirilerimizi yapmıştık. Eğitim-öğretimin içerisinde bulunan, çoğunlukla da öğretmenlik unvanını kazanılmış hak olarak uhdesinde bulunduran şube müdürü ve dengi üst kadrolarda bulunanlar, uzman ve başöğretmenlik unvanını elde etme hakkından mahrum bırakılmışlardı. Bu aramızdaki çalışma barışını bozuyor. Bu arkadaşlarımızın bu anlamda ayrıştırılması doğru değil” diye konuştu.