POLİTİKA - 20 Eylül 2024 Cuma 13:12

Dünya Belediyeler Birliği Başkanı Altay Birleşmiş Milletler’de konuştu

A
A
A
Dünya Belediyeler Birliği Başkanı Altay Birleşmiş Milletler’de konuştu

Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Dünya Teşkilatı ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Amerika Birleşik Devletleri’nin New York şehrindeki Birleşmiş Milletler binasında düzenlenen Dünya Yerel ve Bölgesel Yönetimler Meclisi’nin açılışına katıldı. Programda konuşan Başkan Altay, yapılan toplantılarda öne çıkan başlıkları, “Artık konuşma zamanı bitmiştir eyleme geçmeliyiz. Yerel yönetimler olmadan çözüm üretmek kesinlikle mümkün değildir. Finansa erişim konusunu hep birlikte çözmemiz gerekiyor” şeklinde aktardı.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Amerika Birleşik Devletleri’nin New York şehrinde gerçekleştirilecek Birleşmiş Milletler Gelecek Zirvesi öncesi Dünya Yerel ve Bölgesel Yönetimler Meclisi yapılıyor. Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Dünya Teşkilatı (UCLG) ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Birleşmiş Milletler (BM) binasında düzenlenen, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in de katıldığı toplantılarda önemli açıklamalar yaptı.



“Artık konuşma zamanı bitmiştir eyleme geçmeliyiz”


İlk olarak Yerel ve Bölgesel Yönetimler Danışma Grubu’nun üçüncü toplantısına katılan, ardından Dünya Yerel ve Bölgesel Yönetimler Meclisi açılışında konuşan Başkan Altay, “Sabah yaptığımız toplantıda sayın Guterres’in yerel yönetimlerle ilgili söylediği sözler hepimizi cesaretlendirdi. Umarım, bu toplantılardan elde ettiğimiz neticeler, yerel yönetimlerin masanın etrafından daha çok yer almasını sağlayacak bir neticeye ulaşır. Konuşmalarda özellikle öne çıkan üç şey hakkında hepimizin ortak kanaati olduğunu ifade etmek isterim. Birincisi, artık konuşma zamanı bitmiştir eyleme geçmeliyiz. İkincisi yerel yönetimler olmadan çözüm üretmek kesinlikle mümkün değildir. Üçüncüsü de finansa erişim konusunu hep birlikte çözmemiz gerekiyor” diye konuştu.



“İsrail’in Gazzelilere yönelik soykırımı kalbi barış ve kardeşlik için atan tüm insanlığı derinden yaralamaktadır”


Konuşmasına, “Daha kapsayıcı ve çok taraflı bir sistem çağrımızın temelinde gezegenimizin sorunlarını çözmek için ortak hareket etmek ve birlik olmak yer alıyor. Bugün savunduğumuz çok taraflı sistem vatandaşlarımızın seslerinin daha gür yükseldiği ve anlaşıldığı sistemdir” diye devam eden Dünya Belediyeler Birliği Başkanı Altay, “Yerel ve bölgesel yönetimler olarak halkın güveninin koruyucularıyız. Yüklendiğimiz yükümlülüklerle eşitliği, kalkınmayı, barışı, adaleti, birlik ve beraberliği sağlamak konusunda oldukça önemli bir noktadayız. Bu anlamda dünyanın birçok noktasında gerçekleşen savaş ve acılara son vermek için de el ele vermeliyiz. Bizler bugün burada vatandaşlarımıza daha yaşanabilir bir dünya sunmak için çalışırken maalesef Gazze başta olmak üzere dünyanın birçok noktasında kan ve gözyaşı hüküm sürmektedir. Özellikle İsrail rejiminin masum Gazzelilere yönelik sürdürdüğü soykırım bugün kalbi barış ve kardeşlik için atan tüm insanlığı derinden yaralamaktadır. Uzun yıllardır sistematik olarak sürdürülen yaklaşık bir yıldır da çocuk, yaşlı demeden masum on binlerce Filistinlinin hayatına mal olan bu soykırım karşısında sessiz kalmak ne bugün inşa etmeye çalıştığımız vizyona ne de insanlık ahlakına uygun değildir. Son olarak 26 yaşındaki Türk ve Amerikan vatandaşı Ayşenur Ezgi’nin İsrail işgali altındaki Batı Şeria’da İsrailli yerleşimcilere karşı katıldığı protestoda şehit edilmesi İsrail’in ulaştığı vahşetin boyutunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Bu katillerden bunun hesabını mutlaka sormak gerekiyor. Unutmayalım ki sessiz kalmak zalime imkan vermek, zulme fırsat vermektir. Tüm insanlığın huzur içinde yaşayabileceği bir dünya inşa etmek istiyorsak bugün bu katliama ses çıkarmalı ve suçluların adalet önünde hesap vermeleri için el ele vermeliyiz” ifadelerini kullandı.



“Bu zirve kendi misyonuna sadık kalması gerekiyor”


Kamu hizmeti aktörleri olarak kurmuş oldukları yapısal entegrasyonun son derece kritik bir öneme sahip olduğuna değinen Başkan Altay, “Bu uyum, iş birliğini güçlendirerek önemli değişikliklere yol açabilir. Ancak yerel ve bölgesel yönetimlerin küresel karar alma masasında ayrı bir statüye sahip olarak deneyimlerini dile getirmeleri için küresel görünürlük ve alan elde etmeleri gerekmektedir. Bu nedenle zirvenin daha iyi bir yarın için çok taraflı çözümler arayışına sadık kalacağını ve zirvenin sonunda kabul edilen ‘gelecek paktının’ yarının çok taraflı sisteminde önemli bir adım olacağına dair umudumuz hala yüksektir. Bu bağlamda yerel ve bölgesel yönetimlerin siyasi aktörler olarak uluslararası karar alma mekanizmalarına dahil olması gerektiğini ve BM ile olan ilişkilerimizde yerel ve bölgesel yönetimlerin resmi olarak sürece dahil olan aktörler olması gerektiğine dair önerimizin kabul edilmesini savunmaya devam ediyoruz. Bu zirvenin 2030 yılına kadar, kalan birkaç yılda küresel hedefleri hızlandıracak bir kilometre taşı olarak hatırlanması için küresel karar alma masasında temsil edilmesi gereken milyarlarca insana ve kendi vizyonuna sadık kalması gerekiyor” dedi.



“Ortak misyonumuzu yerine getirmekte kararlıyız”


En iyi sonucu umut etmelerinin sebebinin iyimserlik olmadığını, gerçekçilik olduğunu vurgulayan Başkan Altay, “Çünkü bu yolun en doğru yol olduğunu biliyoruz. Bunun gerçekleşmesi için uluslararası sistemi ve ulusal hükümetleri yerel ve bölgesel yönetimlerin mevcut BM mekanizmalarına resmi olarak katılımını sağlamaya davet ediyoruz. Organize bir teşkilat olarak 2030 yılına kadar Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını yerelleştirmek için çalıştığımız ortak misyonumuzu yerine getirmekte kararlıyız. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne ve değerli yardımcısına destekleri için şükranlarımı sunuyorum. BM Genel Sekreteri Yerel ve Bölgesel Yönetimler Danışma Grubu içinde teşkilatımız adına çalışan meslektaşlarıma daha kapsayıcı, ağa bağlı ve etkili birçok taraflılık inşa edilmesi için gösterdikleri çabadan dolayı teşekkür ediyorum” sözleriyle konuşmasını tamamladı.


Birleşmiş Milletler Gelecek Zirvesi, 22-23 Eylül tarihlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Amerika’nın New York şehrinde gerçekleştirilecek.



Dünya Belediyeler Birliği Başkanı Altay Birleşmiş Milletler’de konuştu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Bolat: “Hedefimiz dünyadaki yabancı yatırımlardaki payımızı 2028’e kadar yüzde 1,5’e çıkarmak” Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Bizim dünyadaki yabancı yatırımlardaki payımız yüzde 0,2’ydi. 2002’de bunu yüzde 1’e ulaştırdık, hedefimiz bunu 2028’e kadar yüzde 1,5’e çıkarmak” dedi. AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Ticaret Bakanlığı ve Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların 2025 yılı bütçesi görüşüldü. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, bütçe görüşmelerinin ardından milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Küresel ticaretteki durgunluğa rağmen Türkiye’nin dış ticaret ve cari işlem tablolarının olumlu olduğunu belirten Bolat, ithalatta 27,5 milyar dolarlık, dış ticaret açığımızda ise 35,5 milyar dolarlık bir azalma var olduğunu dile getirdi. Bolat, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından ocak-eylül döneminde cari işlemler açığının 5,3 milyar dolar olarak açıklandığını gerilediğini söyleyerek, "Bu rakamlara yaklaşık 57 milyar dolardan geldik. Türkiye, dünya ticaretinden aldığı payı sürekli artırıyor. Mal ihracatından aldığımız payı yüzde 1,08’e, hizmet ihracatından aldığımız payı da yüzde 1,35’e yükselttik. Mal ve hizmet ihracatı olarak toplamda 375 milyar dolara yükseldik bu açıdan da olaya bakabilirsiniz" ifadesini kullandı. “Hedefimiz dünyadaki yabancı yatırımlardaki payımızı 2028’e kadar yüzde 1,5’e çıkarmak” Türkiye’de 1950-1980 arasında 1 milyar dolar, 1980- 2002 arasında 15 milyar dolar, 2003-2024 arasında ise 271 milyar dolar doğrudan yabancı yatırım geldiğini söyleyen Bolat, “Türkiye’deki yabancı yatırımcı sayısı 2002’ye kadar 5 bin 600 iken 83 bin doğrudan yatırımcı geldi. Hukuk olmasa, ekonomide istikrar olmasa, siyasette istikrar olmasa, ülke büyüme kaydetmese yabancı yatırımcı burada kara kaş kara göz için gelmez. Bizim dünyadaki yabancı yatırımlardaki payımız yüzde 0,2’ydi. 2002’de bunu yüzde 1’e ulaştırdık, hedefimiz bunu 2028’e kadar yüzde 1,5’e çıkarmak” şeklinde konuştu. “BRICS’e üyeliğimizin Hindistan’ın veto etmesi gibi bir durum söz konusu değil” Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında Gümrük Birliği’nin devam ettiğini hatırlatan Bakan Bolat, Türkiye’nin İslam İşbirliği Teşkilatı, Afrika Birliği, ECOWAS, Türk Devletler Teşkilatı gibi uluslararası kuruluşlara üyeliği, gözlemciliği veya ortak üyeliğinin her zaman var olduğunu, bunun yanı sıra BRICS’e de Türkiye’nin başvuruda bulunduğunu kaydetti. Bolat, "Türkiye’nin Kazan’daki son zirve toplantısında, diğer bazı ülkeler gibi müracaatı incelendi. Ortak üyelik statüsüyle bize cevap verecekleri anlaşılıyor. Üyeliğimizi Hindistan’ın veto etmesi gibi bir durum söz konusu değil. BRICS’in Gayri Safi Milli Hasıla açısından dünyadaki payı yüzde 25 seviyelerinde. Kuruluşa, Afrika, Körfez, Orta Doğu ve Asya’dan başka ülkelerin de katılımları veya ortak üyelikleri söz konusu. Buradaki amacımız hem dış politikada hem dış ekonomik ilişkilerde çok boyutlu, çok katmanlı ilişkileri geliştirmektir” ifadelerine yer veridi. TÜFE’nin son 5 ayda 27,5 puan gerilediğini hatırlatan Bolat, Orta Vadeli Program (OVP) hedefleri doğrultusunda enflasyonu azaltmaya devam edeceklerini kaydetti. “Elektronik ticaret konusunda 6563 sayılı kanun Temmuz 2022’de kanunlaştı” E- ticaret kanununa ilişkin milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Bolat, “Elektronik ticaret konusunda 6563 sayılı kanun Temmuz 2022’de kanunlaştı. Sizler hepiniz oradaydınız. 2022’de bu kanun çıktıktan sonra 60 gün içerisinde bu kanunda net işlem hacmiyle ilgili maddeyi Anayasa Mahkemesi’ne götüren ana muhalefet partisiymiş. Her şey yazıyor kayıtlarda. Anayasa Mahkemesi’ne başvuran imza sahipleri de Anayasa Mahkemesi’nde alabilirsiniz” dedi. “Türkiye’nin e-İhracat’ı yokken 2002’den bu yana hızlandı, bu yıl ise 7 milyar dolara ulaşacak” Elektronik ticaretle ilgili olarak kanunda yer alan bütün maddelerin uygulamaya girdiğini söyleyen Bolat, “Reklam sınırlamaları, kargo şirketi kurmama sınırlamaları, kendi ödeme sistemini kurmama sınırlamaları, sponsorluk sınırlamaları, kendine ait pazar yeri ve marka oluşturamama sınırlamalarının hepsi yürürlüğe girdi. Nitekim bahsettiğiniz Pazar payı zaten düşmeye başladı. Ancak bu konuda geçen 2 buçuk süre zarfında baktığımızda şunu gördük; Anadolu’da mikro ihracatlar noktasında aşağı yukarı 240 bin esnaf ve KOBİ e-İhracat’a başladılar. Türkiye’nin e-İhracat’ı yokken 2002’den bu yana hızlandı, bu yıl ise 7 milyar dolara ulaşacak. Toplam ihracatımızdaki payı da yüzde 3’e ulaşacak” şeklinde konuştu. “2 tane uzak doğu firması e-İthalat olarak hızlı kargo sistemiyle Türkiye’deki firmaları hızla baskılıyor” Bolat, sözlerine şu şekilde devam etti: “Bu konuda herhangi bir alacak verecek konusu henüz oluşmamıştı. Sene sonunda önümüzdeki nisan ayında net işlem hacimlerine bakılacaktı. Bu noktada ilgili firmalar ve diğerlerinin 30 binden fazla KOBİ’yi sistemden çıkaracakları ve yüzbinlerce insanın da işsiz kalacağı bir tablo da meydana gelmişti. Ayrıca sektör o kadar hızlı ilerliyor ki 2 tane uzak doğu firması Türkiye’de e-İthalat olarak hızlı kargo sistemiyle Türkiye’deki firmaları hızla baskıladığı ve özellikle KOBİ’lerin, esnafların pazar payını alacak bir noktaya gelecekleri görüldü. Bu çerçevede değerlendirme yapılarak daha önceki kanunda olmayan ticaretin içinde e-ticaretin yüzde 20’lik bir sınırlama getirildi.” Bolat, Hal Kanunu’nda değişiklik yapılmasına yönelik çalışmalara ilişkin ise, "Şu an zaten Tarım ve Orman Bakanlığı ve halcilerle görüşmeler yapıyoruz. Değiştireceğimiz konuları belirleyeceğiz, hükümete getireceğiz, onaylandığı durumda da Meclise gelecektir. Bunun dışında fahiş fiyat artışıyla ilgili denetlemeler çok yoğun yapılıyor” bilgilerini aktardı. Kadın kooperatiflerine verilen desteklerin artırılması için çalışacaklarının altını çizen Bolat, kadın kooperatiflerinin, üretime ve ihracata önemli katkılar vermeye başladığını söyledi. "Türkiye, İsrail’i ateşkese zorlayan ülke konumunda" Bakan Bolat, iddiasını ispat etmenin iddia sahibine düştüğüne işaret ederek, "İddia sahibi, eğer Türkiye Cumhuriyeti devletinin ilgili makamlarına, Filistin devletinin makamlarına itibar etmiyorsa yapacak bir şey yok." dedi. “İsrail, almak istediği silahları ABD’den, Avrupa’dan zaten alıyor” Türkiye’nin, Filistin konusunda dünyada en fazla çabalayan, ülke olduğunu vurgulayan Bolat, şu ifadelere yer verdi: "İsrail, almak istediği silahları ABD’den, Avrupa’dan zaten alıyor. Hem de hibe alıyor. Türkiye’de savunma sanayi ürünlerinin ihracatı Milli Savunma Bakanlığının kontrolüne ve iznine tabidir. İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğünün iznine tabidir. Özellikle 7 Ekim’de başlayan süreçten sonra bir kere ateşkes oldu. Yaklaşık bir hafta, 10 gün sürdü. Ondan sonra ateşkes çabaları devam etti. Biz ülke olarak onlarla ticareti yüzde 33-34 oranında azalttığımızı defaatle söyledik. Ta ki 9 Nisan’a kadar. ’9 Nisan kararımızdan sonra İsrail ile ticaret yok diyordunuz da şimdi kestiniz.’ Böyle bir ifadeyi siz söylediniz veya sizlerden birileri söyledi. Kayıtlara bakın. 15 Aralık 2023’te TBMM Genel Kurulunda yaptığım konuşmaya da bakabilirsiniz. Böyle bir ifade yoktur. Bizim söylediğimiz, hükümet, Ticaret Bakanlığı ticaret yapmıyor. Biz sadece uygulayıcı Bakanlığıyız, düzenleme yaparız, denetleme yaparız. Bunun dışında kararlar alırız ve nitekim uluslararası şirketler ya da özel şirketlerin ihracat ithalat işlemleri oluyor dedik.” “Ne gemi isimleri doğru ne tarihler doğru” Bolat, üçüncü ülkelerden İsrail’e mal gönderildiği iddialarına ise, bu iddiaların Türkiye’den kaçmış ve Türkiye aleyhine etki ajanlığı yapan çevrelerin yalan dolan haberlerine bakılarak söylendiğini belirtti. Bolat, "Türkiye’den, o bahsettikleri çevrelerden alıp da söyledikleri şey, Türkiye’de Derince Limanı’ndan aşağı yukarı 70-80’in üzerinde geminin petrol yükleyip İsrail’e akaryakıt taşıdığı suçlaması yapıldı. Bunu gördük ve kontrol ettirdik. Ne gemi isimleri doğru ne tarihler doğru. ’Tanker’ yazılıyor ki sanki bunlar petrol taşımış diye. Uçaklar gibi gemiler de bir yere gittikleri zaman yakıtları bittiğinde oradaki yerlerden yakıt tazelerler. Dünyanın bütün gemileri, Türk gemileri de gittikleri yerlerde aynı şeyi yaparlar. Bu tamamen bilgisayar kurgusu bir kağıttır ve bu kağıt ’Derince’den yakıt gönderildi’ olarak sunuldu" diye konuştu. Komisyonda, Ticaret Bakanlığının yanı sıra Rekabet Kurumu ile Helal Akreditasyon Kurumunun 2025 yılı bütçeleri kabul edildi.