ASAYİŞ - 21 Kasım 2024 Perşembe 15:30

Annesine küfür ettiğini iddia ettiği arkadaşını tabancayla yaralayan sanığa 10 yıl hapis

A
A
A
Annesine küfür ettiğini iddia ettiği arkadaşını tabancayla yaralayan sanığa 10 yıl hapis

Kocaeli’nin İzmit ilçesinde vefat eden annesine küfür ettiği iddiasıyla arkadaşını sokak ortasında defalarca tabancayla ateş ederek yaralayan sanık, 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.


Olay, 4 Ocak’ta Yenişehir Mahallesi Kuşak Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, arkadaş olan Yusuf Ö. (56) ve Serkan Ç. (36) arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesiyle Yusuf Ö. tabancasını çıkartarak Serkan Ç’ye ateş etti. Kurşunların isabet ettiği Serkan Ç. yere yığılırken, Yusuf Ö. yakında bulunan bir büfeye gitti. Daha sonra tekrardan sokağa gelen Yusuf Ö., yine Serkan Ç’ye ateş etti. Silah seslerini duyan bekçiler koşarak bölgeye geldi. Bekçilerin havaya uyarı ateşi açmasının ardından tabancasını bırakan Yusuf Ö. teslim oldu. Kurşunların boynuna ve ayağına isabet ettiği ağır yaralı Serkan Ç., hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Gözaltına alınan Yusuf Ö. ise çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yusuf Ö’nün pandemi döneminde bulunduğu cezaevinden denetimli serbestlik şartıyla tahliye olduğu ve birden fazla suçu olduğu öğrenildi.



"Alkollüydüm"


Olayla ilgili duruşma Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Duruşmaya tutuklu sanık Yusuf Ö., avukatı Gülbahar Sarıhan ve başka suçtan tutuklu bulunan Serkan Ç. katıldı. Savunması için söz hakkı verilen Yusuf Ö., "Olaydan bir süre önce 2023 yılının ağustos ayında annem vefat etti. O zamandan beri moralim bozuktu. Tek başıma yaşamaya başlamıştım. O süreçte denetimli serbestlik müdürlüğünün yemekhanesinde çalışıyordum. Olay günü evimde tek başıma otururken canım sıkıldı. Bir şişe şarap alarak içtim. Daha sonra canım sıkıldığından dolayı dışarı çıktım, bira aldım. Olayın meydana geldiği çay ocağına yakın bir yerde biramı içtim. Daha sonra eve doğru tekrar yürümeye başladığım sırada çay ocağının olduğu yerden bağrışma sesleri duydum" dedi.



"Serkan vefat eden anneme sinkaflı şekilde küfür etti"


Çay ocağında Serkan Ç’yi gördüğünü söyleyen sanık Yusuf Ö., "Önceden tanıdığım, sevdiğim, arkadaşım olan Serkan’ı gördüm. Yanına gidip alkollü olduğumu söyleyerek, kendisini bir büyük olarak uyardım, evine gitmesini söyledim. Bunun üzerine vefat eden anneme sinkaflı şekilde küfür etti. Ben o esnada dönüp gitmek üzere arkamı döndüm. Ancak bir gaflete kapılarak tekrar Serkan’a doğru dönüp üzerimde bulunan ruhsatsız tabancayı çıkarıp namluya mermi sürdükten sonra rastgele 2 el ateş ettim. Serkan’ın ayaklarından yaralandı ve yere düştü. ’Benim annem namazında niyazında bir insandı, niçin ona küfür ediyorsun?’ dedim. O esnada silah hala elimdeydi. Arkamı dönüp gittiğimde Serkan küfür etmeye devam edince yanına giderek 2 el daha ateş ettim ve oradan uzaklaştım. Alkolün de etkisiyle daha sonrasını çok detaylı hatırlamıyorum" şeklinde konuştu.



"Sanık yakın mesafeden başıma hedef alarak 1 el ateş etti, boynumdan yaralandım"


6 aydır başka suçtan cezaevinde olduğunu söyleyen Serkan Ç., "Olay günü çay ocağının önünde oturuyordum. Sanık tuvalete girip çıktı. Sanık olaydan 5 gün önce anneme, ’Oğlunun kulaklarını çek’ demiş. Bunu annemden öğrendiğim için sanığa, ’Hayırdır beni mi vuracaksın?’ dedim. Kendisinin hasımları olduğundan üzerinde sürekli silah taşır. Üzerinde bulunan silahı çıkararak bana ateş etti. Şu an vücudumda 3 tane mermi duruyor. Önce 2-3 el ayaklarıma ateş etti. Ben yere düşünce gitti ve 2 dakika sonra geri gelerek yakın mesafeden başıma hedef alarak 1 el ateş etti. Bu kez boynumdan yaralandım. Sanık yanımdan uzaklaşıp tekrar yanıma döneceği sırada bekçilerle karşılaştı, onu etkisiz hale getirdiler. 14 gün hastanede yoğun bakımda kaldım. Hayati tehlike geçirdim. Ayaklarıma platin takıldı, şikayetçiyim. Olay öncesinde sanıkla aramızda bir münakaşa olmadı. Küfür etmedim, aramızda husumet yoktur. Sanığın anneme neden oğlunun kulaklarını çek dediğini bilmiyorum" ifadelerini kullandı.



10 yıl hapis


Mahkeme heyeti, sanık Yusuf Ö’ye "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 9 yıl, ruhsatsız silah bulundurmaktan ise 1 yıl hapis cezası verdi.



Annesine küfür ettiğini iddia ettiği arkadaşını tabancayla yaralayan sanığa 10 yıl hapis

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Tahliye olması için cumhuriyet savcısının tehdit edilmişti: Sanık Tuğçe Toptemel savunma yaptı İstanbul’da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine 4’üncü gününde devam ediliyor. Tahliyesi için savcının tehdit edildiği hemşire Tuğçe Toptemel savunma yaptı. Toptemel kendi mesaisinde ölen bir bebek ile ilgili savunmasında “Bebeğin ölümünü geç fark ettiğim ifadesi tamamen yalan. Vicdanım gerçekten rahat. Ben bebeğin nabzını yaşar şekilde teslim edip çıktım. Bebeğe müdahale ettiğim için buradayım” dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava dördüncü gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada, tahliye olması için Mustafa Kemal Zengin tarafından Yenidoğan Çetesi soruşturmasını yürüten cumhuriyet savcısının makamında tehdit edildiği Birinci Hastanesi’nde hemşire olarak görev yapan Tuğçe Toptemel savunma yaptı. "Gece doktorumuz hiçbir zaman olmadı" Tutuklu sanık Toptemel savunmasında, “Yakınlarını kaybedenlere başsağlığı diliyorum. Bundan dolayı çok üzgünüm. Hakan Doğukan Taşçı kendini doktor olarak tanıtıyordu gece hastanemizde çocuk doktoru yoktu. Aileler bize tepki gösterirdi doktor olmadığı için. Hiçbir çıkarım yoktur benim bu olaydan. Opera bebeğin hayatını kaybettiği gün bebek kötüleşmeye başladı monitör ötünce başına gittim. Hakan Doğukan Taşçı’yı aradım bebeğin kalbini hissedemediğim söyledim, monitörün fotoğrafını gönderdim. Bebek 6 aylık siyahi büyük bir bebekti. Israrla ‘bir şey yapılacak mı?’ diye sordum bana ‘kan şekeri bak’ dedi. Bana bir şey yapılmayacak denmesine rağmen bebeğe müdahale ettim, kalp masajı yaptım. Mesai saatim bitmişti. Buna rağmen bebeğe müdahale ettim. Bebeğin nabzını kontrol ettim. Mesaim dolduğu için diğer hemşireler geldi. Nöbeti teslim ettim bebeğin durumunu anlattım. Defalarca mesajda söyledim ‘bebeğin kalp atışı hissedemiyorum’ dedim. Hakan Doğukan Taşçı’yı aradım ‘bebeğin nabzını hissedemiyorum bir şey yapılacak mı?’ dedim bana ‘hayır’ dedi. Ben 6 aylık bebeğin yeni doğan servisinde olmasını sorguladım. Bana Fırat Sarı ve Hakan Doğukan Taşçı’nın getirdiğini söylediler. Yine olsa yine bebeğe müdahale ederdim bu durumdan pişman değilim. Ben bebeği nabzı atar şekilde teslim ettim. Bebek kusmuştu. Baştan sona olan süreci Hakan Doğukan Taşçı’ya anlattım. Çocuk ilaç aldığı için baygın ve sersem gibiydi. Olay bu şekilde gerçekleşti. Benden sonra bebeğe bakan hemşire de derinden bebeğin nabzını hissettiğini söylüyor. Yani ben bebeği diğer hemşirelere teslim ettiğimde bebek yaşıyordu. Bebek bize sevk olarak geldi. Sonradan öğrendiğim kadarıyla bebeğin kalbi 2 kez durmuş. Bize bebeğin kalbinin durduğu bilgisi verilmedi. Bebeği teslim alan kişi Hakan Doğukan Taşçı’dır. 6 aylık bebeğin yeni doğan ünitesine teslim alınması yasal değil. Ben sorguladım bu durumu. ‘Bu hastayı kim kabul etti’ dedim. Gece doktorumuz hiçbir zaman olmadı. Gece acil bir şey olduğunda Hakan Doğukan Taşçı’yı arardık. Doğukan kendisinden bilgi alınmasını isterdi” dedi. “Vicdanım gerçekten rahat” Sanık Toptemel savunmasının devamında, "Biz her bebeğe hakimiz. Bebek gözümün önündeydi. Bebeğin ölümünü geç fark ettiğim ifadesi tamamen yalan. Vicdanım gerçekten rahat. Ben bebeğin nabzını yaşar şekilde teslim edip çıktım. Bebeğe müdahale ettiğim için buradayım. Fırat Hoca Doğukan’a para verirdi Doğukan bazen bana atardı. Böyle olacağını bilseydim almazdım. Keşke almasaydım. Çok büyük miktarda paralar da değildi” şeklinde konuştu.
Ordu Ordu’da üreticilere gebe düve dağıtımı gerçekleştirildi Ordu’da Türkiye Dayanıklı Peyzaj Entegrasyonu Projesi (TULIP) Bolaman Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi kapsamında Ordulu üreticilere gebe düve dağıtımı gerçekleştirildi. Proje kapsamında, Bolaman Irmağı ve kollarına sınır olan 12 ilçe ve 242 mahallede tarımsal ve hayvansal üretimi artırmak, üretici gelirlerini yükseltmek ve ürün çeşitliliği sağlamak amacıyla çeşitli hibe faaliyetleri yürütülüyor. Bu kapsamda Fatsa Mezbaha ve Hayvan Pazarında üreticilere gebe düve dağıtımı gerçekleştirildi. “Bölgenin tarım kalkınması açısından çok önemli olduğunu düşünüyoruz” Programda konuşan Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, “Bugün en mutlu günlerden birini yaşıyoruz, Dünya Bankası projesi bu. Dünya Bankası ile yaptığımız çalışmalarda üç tane büyük vadimiz var. Başta Bolaman’a ağırlık verdik. Bolaman, Melet ve Ünye ilçesinde Cevizdere Vadisi. Bu proje Bolaman’ı harikulade şekilde ihya etmek üzere yapılan bir projedir. Simentaller bu bölgeye en uygun besi ve süt konusunda önemli bir hayvan. Biz de Büyükşehir Belediyesi olarak koyun, manda, koç dağıttık. Jarsey inekleri ile beraber kaz ve hindi dağıtımında bulunduk ve bölgenin tarım kalkınması açısından çok önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi. İl Tarım ve Orman Müdürü Kemal Yılmaz, proje kapsamında 25 üreticiye 50’şer tane küçükbaş, 3’er tane de koç ile birlikte toplamda bin 325 küçükbaş hayvanın dağıtımının devam ettiğini söyledi. Yılmaz, “Geçen yıl il müdürlüğümüzce 36 adet gebe düve ile 300 adet koyun ve 18 adet koç dağıtılmıştı. Bugün de süt sığırcılığının geliştirilmesi faaliyeti kapsamında yüzde 70 hibe destekli olarak, 20 üreticimize 60 adet gebe simental düve dağıtımı yapılacak. Ayrıca, bin 250 adet koyun ve 75 adet koçun da dağıtımına başladık. Bolaman Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi kapsamında toplamda il müdürlüğümüz tarafından bugüne kadar 96 adet gebe düve ve bin 643 adet küçükbaşın dağıtımını gerçekleştirmiş olacağız” diye konuştu. Proje kapsamında tarım teşkilatı olarak 15 farklı konuda proje yürüttüklerini belirten İl Tarım ve Orman Müdürü Kemal Yılmaz, “Proje kapsamında Ordu ilinde il müdürlüğümüzce uygulanacak tarım projelerine ayrılan kamu kaynağı yaklaşık 5,3 milyon avrodur. Bu zamana kadar yaklaşık 1,2 milyon avroluk kamu kaynağı kullanılmıştır. 2027 yılı sonuna kadar Yaklaşık 4,1 milyon avroluk kamu kaynağının daha kullanılması planlanmaktadır” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından, kura çekimi yapılarak, Vali Muammer Erol, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler ve diğer protokol üyeleri tarafından üreticilere gebe düve dağıtımı gerçekleştirildi. Programa, Ordu Valisi Muammer Erol, Fatsa Kaymakamı Avni Kula, Ordu Orman İşletme Müdürü Ömer Akça, protokol üyeleri ve üreticiler de katıldı.