SAĞLIK - 02 Nisan 2025 Çarşamba 12:17

Anne adaylarına önemli uyarı: "Hiçbir zaman ilk tercih olamaz"

A
A
A
Anne adaylarına önemli uyarı: "Hiçbir zaman ilk tercih olamaz"

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Emre Sertel, gebelik sürecinde dikkat edilmesi gereken noktaları anlatarak, anne adaylarına önemli uyarılarda bulundu. Sezaryenin bir doğum yöntemi değil, yalnızca tıbbi bir zorunluluk halinde uygulanması gereken bir ameliyat olduğunu söyleyen Sertel, "Sezaryen hiçbir zaman ilk tercih olamaz" dedi.


Kocaeli Şehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Emre Sertel, gebelik sürecinde anne adaylarının dikkat etmesi gereken noktalar, gebelik dönemindeki riskler ve doğum seçenekleri hakkında açıklamalarda bulundu. Normal doğumun doğal bir süreç olduğunu vurgulayan Sertel, sezaryenin ancak tıbbi bir zorunluluk halinde uygulanması gerektiğini belirtti.



"Gebelik bir hastalık değil"


Gebelik sürecinde anne adaylarının nasıl hareket etmeleri gerektiğine değinen Dr. Sertel, "Gebelerimiz öncelikle bilmelidirler ki, gebelik bir hastalık değil. Gebelerimiz öncelikle normal hayatlarına devam etmeliler. Tabii ki iki canlı oldukları için bazı şeylere dikkat etmeleri gerekmektedir. Örneğin beslenmelerine dikkat etmeliler. Susuz kalmamaları, hijyen konusunda duyarlı olmaları gerekmektedir. Bunların arkasından rutin tedavilerini aksatmadan devem etmelidirler. Rutin hayatlarında olduğu gibi sporlarına devam edebilirler. Ancak gebelerimize önerdiğimiz, gebeliğe uygun sporlar yapmaları. Ağır egzersiz ve ağır işlerden kaçınmalılar" dedi.



"Saç boyama gibi herhangi bir kimyasala maruz kalmayın"


Bu dönemde beslenmeye de dikkat edilmesini ifade eden Sertel, "Beslenme konusunda da dikkat etmeleri gereken hususlar var. Bizler biz ilaç olarak vermiş olsak da kendilerinin bu konuya dikkat etmeleri gerekecektir. Bu süreçte haftada birden fazla balık tüketmelerini istemiyoruz. Konserve gıdaları tüketmelerini istemiyoruz. Ne olduğu belli olmayan çeşitli tarım ürünlerini, ilaçları kullanmalarını önermiyoruz. Biz bu nokta da hekimlerine danışmadan herhangi bir ilaç kullanmalarını istemiyoruz. Bunların dışında gebeliğin ilk 3 ayı bebeğin en hassas olduğu, organlarının geliştiği en önemli dönem olduğu için bu dönemde saç boyama gibi herhangi bir kimyasala maruz kalmalarını da istemiyoruz. Yine de bu konu da şüpheleri olan ya da merak ettikleri farklı şeyler olduğunda muhakkak hekimlerine danışmalarını istiyoruz" diye konuştu.



"Süreç iyi takip edilmeli"


Gebelik sürecinde belirli risklerin ortaya çıkabileceğini belirten Dr. Sertel, şu bilgileri paylaştı:


"Anne adaylarımız, gebelik haftasına göre düzenli olarak doktor kontrolüne gitmelidir. Rutin kontrollerde bazı riskler tespit edilebilir. Bunun için ikili test, dörtlü test, detaylı ultrason ve şeker yükleme testi gibi taramalar yapılır. Eğer bir risk tespit edilirse, perinatologlar bu durumu değerlendirir ve gerekli görülürse tanı testleri (amniyosentez, kordosentez gibi) uygulanır. Ancak her risk tespit edilen gebede mutlaka bir sorun çıkacak diye düşünmemeliler. Doktorlarıyla birlikte süreci takip etmeleri önemlidir"



"Sezaryen ameliyattır"


Normal doğumun doğal bir süreç olduğunu vurgulayan Sertel, sezaryenin bir doğum yöntemi değil, tıbbi bir müdahale olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Sertel, "Sezaryen bir doğum biçimi olarak görülmemeli. Çünkü sezaryen bir ameliyattır. Bizlerde kadın doğum hekimi olarak, hastalarımızda herhangi bir risk tespit ettiğimizde, normal doğumun bebeğe veya anneye bir zarar vereceğini düşündüğümüz durumda hastalarımıza bizlerde sezaryen uyguluyoruz. Ancak sezaryen hiçbir zaman ilk tercih olamaz. Sezaryen doğumun bir tercih olarak sunulması aslında gebelerimizin normal doğumdan duyduğu korkudan kaynaklanıyor. Bu nedenle gebelerimize gebelik süreci boyunca bu korkularını aşmaları için ebe polikliniğimiz var. Gebelerimizin normal kontrollerine geldiğinde ebe polikliniğinde doğum yapacakları ebeleri tanıyarak gidermelerini istiyoruz. Bunun dışında 20. gebelik haftası ile birlikte gebelerimizi gebe okullarına alarak, burada ki deneyimli ebe ve doktorlarla bir araya gelerek doğum öncesi, doğum ve doğum sonrasına hazırlamak için gebelerimizle bir araya geliyoruz ve burada eğitimler düzenliyoruz. Bu kaygıları yendikten sonra normal doğumdan korkmalarını gerektirecek bir şey yok. Normal doğumun faydaları var. Anne normal hayatına daha hızlı dönüyor, anne bebek ten tene teması hem bebek için hem de annenin psikolojik iyileşmesi için çok önemli" ifadelerini kullandı.



"Korkuya kapılmayın"


Doğum sonrası süreçle ilgili de bilgi veren Dr. Sertel, annelerin doğumdan sonraki ilk iki saat boyunca kanama takibine alındığını ve ardından bebekleriyle birlikte servise alındıklarını belirtti. Lohusalık sürecinin sağlıklı geçmesi için gebe okulunda verilen eğitimlerin büyük avantaj sağladığını söyleyen Sertel, "Gebelerimizi lohusalık sürecine hazırlamak için daha önce gebe okuluna katılmışsa burada aldığı eğitimlerle anne bir sıfır önde başlamış oluyor. Ancak bu eğitimleri almadıysa yine korkuya kapılacak bir şey yok bizim burada deneyimli bebek hemşirelerimiz var. Bu hemşire hanımlar, annelerimize emzirme, bebeğin bakımı gibi konularda yardımcı oluyor. Anne taburcu olana kadar alması gereken tüm eğitimi kendisine sağlamış oluyoruz.


Gebe okulundaki eğitimlere babayı da alıyoruz. Babaya da yapması gerekenleri bizzat kendisine öğretiyoruz" şeklinde konuştu.



Uzmanından babalara uyarı


Baba adaylarının da gebelik ve doğum sürecinde önemli bir rol üstlendiğini belirten Sertel, "Babalar anneye büyük bir destek vermeli. Birçok konuda anneye yardımcı olarak onun gebeliği boyunca üzerinde bir miktar yükü alabilir. Doğuma hazırlık sürecinde anneye moral verebilir. Baba adaylarının da çok endişeli olmalarını anlayabiliyoruz ama bu endişeleri anneye yansıtmamaları gerekiyor. Sadece doğum öncesi ve doğum değil, doğumdan sonra da bebeğin bakımı annenin bakımı konusunda babalara da büyük iş düşüyor. Bu nedenle baba adaylarına da eğitimler veriyoruz. Gebe okullarında yalnızca anne adaylarına değil, baba adaylarına da rehberlik ediyoruz" dedi.



Anne adaylarına önemli uyarı: "Hiçbir zaman ilk tercih olamaz"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da meralar ihaleye çıkarıldı 430 bin hektar mera varlığına sahip Erzincan’da ihtiyaç fazlası 43 mera, İl Mera Komisyonu marifetiyle ihaleye çıkarıldı. Erzincan’da tespit, tahdit ve tahsis çalışmaları tamamlanan ihtiyaç fazlası meralar ihaleye çıkarıldı. Mera ihalesinde küçükbaş hayvancılıkla uğraşan sürü sahipleri meraları kiralayabilmek için yarıştı. Erzincan İl Mera Komisyonu tarafından ihaleye çıkartılan ihtiyaç fazlası meralar Tarım ve Orman İl Müdürlüğü toplantı salonunda sürü sahiplerine kiralandı. Tarım ve Orman İl Müdürü Alper Koçaker başkanlığında toplanan İl Mera Komisyonunun huzurunda il genelindeki ihtiyaç fazlası 43 mera ve yayla ihaleye çıkarıldı. İhaleye çıkarılan 43 meradan 34’ü sürü sahipleri tarafından kiralandı. İhale öncesinde Tarım ve Orman İl Müdürü Alper Koçaker katılanlara yönelik yaptığı konuşmada meraları kiralayan sürü sahiplerinden imzalayacakları sözleşmelere uymalarını istedi. Her meranın kapasitesinin belirlendiğini ve bu kapasitenin üzerinde hayvan otlatılmasına izin verilmeyeceğini kaydeden İl Müdürü Koçaker, şu ifadelere yer verdi; "Kiraya verdiğimiz meraları alan sürü sahipleri sözleşmeye uymak durumundalar. Bu mera ve yaylalar kurallara uygun olarak kullanıldığı takdirde uzun yıllar hayvancılık yapan çiftçilerime hizmet verecektir. Aşırı ve düzensiz otlatma meralarımıza yoğun zarar verecektir. Unutulmamalıdır ki sürdürülebilir bir kalkınmanın ilk şartı mevcut durumu korumaktan geçer. Önümüzdeki yıllarda da bu meraların kullanılacağı unutulmamalıdır."
Diyarbakır Sahte web sitesi üzerinden 229 milyon vurgun yapan şebekeye "karekod" operasyonu: 18 tutuklama Diyarbakır Asayiş Şube Müdürlüğü Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, sahte web sitesi kurarak yedek parça satışı yaptıklarını söyleyip 229 milyon lira haksız kazanç elde eden şebekeyi "karekod" operasyonuyla çökertti. Operasyonda 413 suç kaydı olup 5 yıldır aranan örgüt liderinin de olduğu 18 şüpheli tutuklandı. İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri sahte web sitesi kurarak yedek parça satışı yaptıklarını söyleyen suç şebekesine yönelik çalışma başlattı. 140 farklı olayda müşterilerle irtibata geçerek ürün ücretini peşin alan şebeke, ürünleri teslim etmedi. Mali Suçlar Araştırma Kurulu (MASAK) verilerine göre, şebekenin 229 Milyon TL haksız kazanç elde ettiği tespit edildi. Şebeke üyeleri, hesaplarına aktardıkları paraları ATM‘lerde cep telefonundan karekodla çekip toplanan parayı örgüt liderine götürdüğü belirlendi. 413 suçtan 5 senedir aranan örgüt lideri yakalandı 413 farklı suç kaydı olup 5 yıldır aranması bulunan örgüt lideri H.A. için Diyarbakır’dan İstanbul’a özel bir ekip görevlendirildi. Yaklaşık 1 hafta saha çalışması yapan Diyarbakır polisi, şüpheliyi kıskıvrak yakaladı. Şüpheliler, tek tek tespit edilip ekiplerin Diyarbakır’dan koordine edilmesiyle eş zamanlı operasyonda yakalandı. Hesaplarına el konulan 18 şüpheli, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildikleri mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Mağdurlardan suç şebekesine dekont üzerinden mesaj Dolandırıldığını anlayan bir vatandaş şüpheliye 0,5 TL göndererek açıklamaya, "Dolandırıcı seni bulacağım oğlum, 2 bin 500 TL’mi geri ver, yoksa sen bilirsin" yazdı. Başka bir mağdurun ise, şüpheliye 5 TL göndererek açıklamaya, "Seni çiğ çiğ yemez miyim, unutma adımı" yazıp mesaj göndermesi dikkat çekti.