EKONOMİ - 01 Eylül 2023 Cuma 10:00

Evcil hayvan maması üretiminde Türkiye’den dünyaya meydan okuyacak yatırım

A
A
A
00:00
00:00
HD

Kırklareli’nde lansmanı yapılan hayvan sağlığı sektörünün lider firması Hasvet Medikal, Fi Petfood markasıyla el değmeden saatte 10 ton üretim yaparak dünya markalarına meydan okuyor. Hem günlük beslenme hem de tedavi edici kedi ve köpek mama serileri üreten yerli ve milli fabrika, şu anda 26 noktada Türkiye dahil olmak üzere 20’den fazla ülkede satış yapıyor.

Kırklareli Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren Hasvet Medikal Fi Petfood Üretim Tesisinin lansmanı gerçekleştirildi. Hasvet Medikal Fi Petfood Yönetim Kurulu Başkanı Veteriner Hekim Hidayet Şimşek’in firmanın faaliyetleri ve uluslararası planlanan faaliyetler hakkında açıklamalarda bulunduğu açılış konuşmasında firma yönetim kurulu, personeli ve çok sayıda gazeteci yer aldı.

Evcil hayvan maması üretiminde Türkiye’den dünyaya meydan okuyacak yatırım

Şimşek açıklamasında, Türkiye’nin 2023 yılı için yaklaşık 385 milyar dolar ihracat hedefi olan bir ülke olduğunu ve Fi Petfood ile yerli ve milli bir Türk markasının dünya evcil hayvan mama pazarında önemli bir pazar payı elde ederek ülkemizin ihracat hedefine ulaşması için tüm gücüyle çalışarak katkı sunacaklarını belirtti. Son yapılan araştırmalara göre dünyada evcil hayvan mama sektörünün ticaret hacmi 370 milyar dolar civarında.

Evcil hayvan maması üretiminde Türkiye’den dünyaya meydan okuyacak yatırım

Üretim tesisinin insan gıdası standartlarında mama üretmeye en yakın mama tesisi olduğu açıklanırken; tesis, taze et girişi ve el değmeden paketleme sistemi ile Türkiye’de olmayan, Avrupa standartlarının da üzerinde üretim teknolojileri sayesinde saatte 10 ton kapasite ile üretim yapabilir durumdadır. Fi Petpood Yönetim Kurulu Başkanı Veteriner Hekim Hidayet Şimşek, “Hasvet 27 yıl önce hayvan sağlığı sektöründe kurulmuş köklü bir firmadır. 27 yıl boyunca veteriner hekimlerin ihtiyacı olan medikal, yazılım, cerrahi alet, ilaç, eğitim ve endüstriyel ekipman gibi birçok ürün üreterek veteriner hekimlerle buluşturmuş bir firmayız. Bugün artık yaptığımız üretimlerin her bir halkasının bir araya gelerek oluşturduğu sisteme Hasvet ekosistemi diyoruz. Ekosistemimize son halka olarak eklediğimiz, Petfood yani evcil hayvan maması üretimi için kurulmuş olan bir tesiste Fi Petfood markasının lansmanı için bir aradayız.

Evcil hayvan maması üretiminde Türkiye’den dünyaya meydan okuyacak yatırım

Şu anda üzerinde bulunduğumuz tesis, Türkiye’de ve Avrupa’da evcil hayvan maması üretimindeki üst düzey standartların tamamını barındıran bir tesistir. Tesis içerisindeki teknolojik donanım sadece Türkiye’nin değil Avrupa’da da standartların üzerindedir. Tesisimizdeki makine donanımı, Türkiye’de ve Avrupa’da birçok tesisin sahip olmadığı üstün özeliklere sahiptir. Tesis yapısı ve teknolojik alt yapı itibariyle dünya standartlarında olan üretim tesisinde yapılan üretim; mamanın besleyici değeri, lezzeti ve güvenilirliği gibi birçok konuları yakından etkilemektedir. Dolayısıyla veteriner hekimler tarafından kurulmuş olan Hasvet A.Ş. ‘nin Türkiye’de ilk defa veteriner hekim şirketinin evcil hayvanlar için mama üretiyor olması, veteriner hekimlikten gelen bilimselliğinin alan uzmanı akademik kadroların deneyimleri ile birleştirerek böyle güçlü alt yapısı olan fabrikada üretime dönüştürmesi evcil hayvanlar, ülke ekonomisi ve hayvan sağlığı sektörü açısından oldukça anlamlı bir gelişme” diyerek açıklamalarına devam etti.

Evcil hayvan maması üretiminde Türkiye’den dünyaya meydan okuyacak yatırım

“Fabrika, kendi markasıyla 26 noktada 20’den fazla ülkede satış yapar durumda”

Türkiye’de hayvan sağlığı sektöründe sahip olduğumuz güçlü altyapımız ve tecrübemizle, hocalarımızın akademik bilgi birikimi, kabul görmüş firmalardan tedarik edilen zengin hammadde içeriğiyle birleştirerek oluşturduğumuz etkinliği kanıtlanmış kaliteli formüllerle yalnızca Türkiye’de değil Avrupa ve dünyada geleceğin mama markasını oluşturmak için yola çıkmış durumdayız. Mama çeşitlerimizin yalnızca Türkiye’de faaliyet gösteren petshop raflarında ve veteriner hekimlerde değil; dünyadaki veteriner hekimlerin ve dünyadaki evcil hayvan besleyen tüm hayvanseverlerin hizmetinde olacak bir marka olması hedefini taşıyoruz. Dolayısıyla ihracat hedefimiz ve dünyadaki veteriner klinik ve hastanelerinin raflarında olma hedefimiz vardır. Dolayısıyla dünyada hayvan besleyen tüm hayvanseverlerin evinde olma hedefimiz bulunmaktadır. Hedeflerimizi gerçekleştirmek için gereken akademik kadroya ve üretim tesisine sahibiz. Akademi ve tesis gücünün birleşmesiyle beraber artık tüm dünyada üretmiş olduğumuz mamalarımızı hayvanseverler ile buluşturmuş olacağız.

Evcil hayvan maması üretiminde Türkiye’den dünyaya meydan okuyacak yatırım

Yapılacak üretimin ülkeye etkisine bakıldığında ciddi bir döviz girişi, ülke için ekonomik kalkınma ve istihdam artışı oluşturacağı, Fi Petfood gibi birçok Türk markasının dolayısıyla daha çok yerli ve milli markanın dünya pazarlarında yer alacağı kanaatindeyiz” diye cümlelerine devam etti.

“Tesisimiz insan gıdası standartlarında evcil hayvan gıdası üretmeye en yakın mama tesisi diyebiliriz”

“Üreteceğimiz mamaların içerisinde veteriner hekimlerimiz için diyet seri mamalarımız olacak. Türkiye’de, sahip olduğumuz üstün teknoloji ile ilk defa diyet seri üretilmiş olacak” diyen Şimşek, Türkiye’de üretilmiş olan diyet seri mamaların zaten öncesinde var olduğunu, bu üretmiş oldukları mama çeşitlerinin veteriner hekimlerin medikal tedavilerine destek sağlayacağını da ifade ederek, “Evcil dostlarımızın beslenmesinin yanında hastalıkların tedavi edilmesine ve hastalıklara karşı koruyucu olarak kullanılmasına olanak sağlayacak formülasyonlara sahibiz. Bu formülasyonlar üretim tesisimizdeki güç, son teknoloji altyapı ve akademik kadromuzun sahip olduğu bilimsel bilgi birikimiyle birleştiği zaman evcil hayvanlarımız için güvenilerek tüketilebilecek olan en sağlıklı mamayı üretme hedefimizi ortaya çıkmaktadır. Böylece güvenilir ve sağlıklı mama çeşitlerimiz sayesinde evcil hayvan dostlarımızın daha uzun ve konforlu yaşaması sağlanacaktır.

Evcil hayvan maması üretiminde Türkiye’den dünyaya meydan okuyacak yatırım

“İlaç üretimindeki tecrübemizi artık mamaya da taşıyacağız”

Mama dışında, ilaç üretiminin de çok zor bir üretim olduğunu vurgulayan Şimşek, “Ankara Başkent Organize Sanayi ve Konya Büyükkayacık Organize Sanayi’deki 2 tane GMP üretim tesisimizde uzun zamandır veteriner ilaç üretimi yapıyoruz. Veteriner ilaç üretimindeki tecrübemizi artık mamaya da taşıyacağız. Taşıdığımız tecrübe eminiz ki mama üretiminde fark oluşturacak ve bu farkla Fi Petfood’un ürettiği her mama tanesi; bilimselliği, sağlığı, uzun ve konforlu yaşamı, meslek sevgisini ve ülke sevgisini içererek tüm evcil can dostlarımız için vazgeçilmez bir marka haline gelecektir” dedi.

Evcil hayvan maması üretiminde Türkiye’den dünyaya meydan okuyacak yatırım

Şimşek son olarak, “Bundan 27 yıl önce kurulan Hasvet’imize, 10 yıl önce katılan Evet Yazılım, 8 Yıl Önce katılan Safir Cerrahi ve Travmavet, 2 yıl önce katılan Vindino, Vettalks ve Pifarma İlaç, 1 yıl önce katılan FDN İlaç, Hasvet Ratem ve Hasvet Bakü firmaları ile oluşturduğumuz büyüyen ekosistemimizin, gücüne güç katacak son halkası olan Fi Petfood markamızın lansmanı için bir aradayız. Bu vesileyle, 11 Temmuz 2021’de Anıtkabir özel defterine yazdığımız “Ülkemiz hayvan sağlığı sektörünü dünya hayvan sağlığı standartlarının üzerine çıkararak, adımızı tüm dünyaya duyurmak gayesindeyiz” sözümüze bir adım daha yaklaştığımız bugüne hepiniz hoşgeldiniz. Veteriner hekim meslektaşlarımızın ve sektördeki tüm paydaşlarımızın katkılarıyla hayata geçirdiğimiz bu büyük ideal, artık uluslararası platformlarda adını duyurmak ve ekosistemimizin tohumlarını dünyanın dört bir yanında filizlendirmek için hazır” diyerek açıklamalarını noktaladı.

Halil Dağ - Hüseyin Çanlı


 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Güler: "Türk savunma sanayii, dünyadaki stratejik dengeleri etkileyen ve buna yön veren bir güç hâline gelmiştir" Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, "Türk savunma sanayii, dünyadaki stratejik dengeleri etkileyen ve buna yön veren bir güç hâline gelmiştir" dedi. Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, beraberinde Bakan Yardımcısı Şuay Alpay ile katıldığı Türk Havacılık Uzay Sanayii (TUSAŞ) Yönetim Zirvesi’nde konuştu. "Dönüşümün Liderleri: Geleceği Yeniden Şekillendiriyoruz" temasıyla düzenlenen zirvede Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan ve TUSAŞ Genel Müdürü Mehmet Demiroğlu ile pek çok davetli yer aldı. Konuşmasının başlangıcında 26 Nisan Dünya Pilotlar Günü’nü kutlayan Bakan Güler, "Savunma ve güvenlik konusu, bireyler, toplumlar ve ülkeler için her zaman büyük önem arz etmiştir. Özellikle dünya savaşlarından ve soğuk savaş olarak adlandırılan dönemden sonra yaşanan çok boyutlu gelişmeler ile artan risk ve tehditler, günümüz güvenlik ortamını daha karmaşık ve kritik bir hâle getirmiştir. Böylesine hassas bir dönemde ulusal güvenlik konusu ile onun ayrılmaz parçası olan yerli ve millî savunma sanayinin önemi de her geçen gün daha fazla artmaktadır" ifadelerini kullandı. "Ülkemiz, savunma sanayi alanında dünyanın önde gelen ülkelerinden biri hâline gelmiştir" Savunma sanayi konusunda büyük ölçüde tedarikçi olan Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde tam bağımsızlık yolunda emin adımlarla gittiğine vurgu yapan Bakan Güler, "Atılan isabetli adımlar ve yapılan kapsamlı yatırımlarla ülkemiz, savunma sanayi alanında dünyanın önde gelen ülkelerinden biri hâline gelmiştir" ifadelerini kullandı. Bakan Güler konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yaşadığımız bu değişim ve gelişim ülkemizin yeni nesil harp konseptleri üreten bir strateji merkezine, ekonomi ve diplomasiyi maharetle meczeden küresel düzeyde sinerjik bir etki gücüne, nihayetinde bir üretim hattından, millî gururumuza ilham veren Türk mühendisliği gerçeğine dönüşümünün simgesi olmuştur. Zira gelinen aşamada şu net bir şekilde ortaya çıkmıştır ki teknoloji üretiminin en stratejik girdisi artık ham madde değil, insan kaynağıdır. Tam da bu yüzden, bu dönüşümün merkezinde teknoloji kadar vizyoner bir perspektif, genç akıl ve millî bir heyecan bulunmaktadır." "Savunma sanayimiz, terörle mücadelede müstesna katkılar sağladı" Türk ordusunun ihtiyaç duyduğu çok geniş yelpazedeki ürünlerin artık Türk mühendisler tarafından üretilip ihraç edildiğine dikkati çeken Bakan Güler, "Yerli ve millî savunma sanayimiz; en başta yurt içinde ve sınır ötesinde büyük bir başarı ile icra edilen terörle mücadele harekâtlarında ordumuza müstesna katkılar sağlamıştır. Personelimizin kahramanlığı ve savunma sanayimizin sağladığı teknolojik kabiliyetlerin bir araya gelmesiyle kahraman ordumuz, harekât sahasında büyük bir üstünlük sağlamış ve terör örgütüne ağır darbeler vurmuştur. Bugün PKK / PYD/YPG/SDG terör örgütünün hareket kabiliyetinin bitme noktasına getirilmesinde de bu durum açıkça görülmektedir" şeklinde konuştu. "Ekonomik kazançla birlikte teknolojik ilerleme elde ederken yerini ve jeopolitik pozisyonunu da güçlendiriyor" Savunma sanayinin terörle mücadelenin yanında Türkiye’nin Mavi ve Gök Vatandaki hak ve menfaatlerin kararlılıkla korumasında, yine Türkiye müttefiklerinin haklı davalarında kilit rol oynadığını vurgulayan Bakan Güler konuşmasını şöyle sürdürdü: "Azerbaycan’dan Endonezya’ya, Katar’dan Polonya’ya kadar uzanan dünyanın hemen her coğrafyasında Türk savunma sanayi ürünleri hem etkin bir şekilde kullanılıyor hem de ortak projelerin bir parçası hâline geliyor. Aynı şekilde NATO ve diğer platformlarda edindiğimiz tecrübeler sayesinde, standardizasyon ve entegrasyon yetkinliğimiz sürekli gelişiyor. Öte yandan Avrupa ülkelerinin artan savunma yatırımı ve güvenlik kaygıları çerçevesinde tedarik zincirlerini çeşitlendirme ve dışa bağımlılığı azaltma yönündeki eğilimleri Türk firmalarına ortak üretim teknoloji transferi ve ihracat imkânı hususlarında zemin hazırlıyor. Bu sayede ülkemiz; ekonomik kazançla birlikte teknolojik ilerleme elde ederken, kurduğu diplomatik derin bağlarla dünya güvenlik mimarisi içinde yerini ve jeopolitik pozisyonunu da güçlendiriyor." "Türk savunma sanayii, dünyadaki stratejik dengeleri etkileyen ve buna yön veren bir güç hâline gelmiştir" TUSAŞ’ın savunma sanayi açısından en kritik paydaşlarından biri olduğunu dile getiren Bakan Güler, "Türkiye’nin bağımsızlığına katkı sunan savunma sanayimiz güçlü altyapısı, sürdürülebilir ekosistemi, kalifiye personeli, geniş istihdam imkanları ve büyük projeleri ile bölgesinde ve dünyada rol model durumundadır. Ülkemizin yükselen markası, tam bağımsızlık ülkümüzün lokomotifi, yerli-millî savunma sanayimizin güzide temsilcisi TUSAŞ’ımız da bu sürecin en kritik paydaşlarından biri olmuştur. Nitekim TUSAŞ’ımız, başta millî muharip uçağımız KAAN olmak üzere, HÜRJET, HÜRKUŞ, AKSUNGUR ve ANKA İHA’larımız gibi savunma sanayimizin gözbebeği birbirinden değerli sistemleri üretmektedir. Bu çabalarıyla TUSAŞ’ın; ASELSAN, ROKETSAN, MKE VE ASFAT’la birlikte dünyanın en iyi savunma sanayi şirketlerinin yer aldığı "Defence News Top 100" listesine girmesi bizleri gururlandırmıştır. Tüm bu başarılar göstermektedir ki artık Türk savunma sanayii, dünyadaki stratejik dengeleri etkileyen ve buna yön veren bir güç hâline gelmiştir" diye konuştu. "Bu vizyonun adı Türkiye Yüzyılı’dır" Günümüz dünyasında dengelerin, yaşanan jeopolitik gelişmeler ve teknolojik yenilikler nedeniyle sürekli değiştiğini ifade eden Bakan Güler, "Artan tehdit türleri ve konjonktürel paradigma bizlere sadece olup biteni izleyen değil, değişime hızlıca uyum sağlayan, hatta öncü bir şekilde yön veren bir duruş benimsememiz gerektiğini gösteriyor. Bunun bilincinde olarak benimsediğimiz vizyonun adı; Kaan’dır, Altay’dır, Kızılelma’dır, Göktürk’tür, Anka’dır, Siper’dir, Sungur’dur, Korkut’tur, Milgem’dir, Milden’dir. Esasen bu vizyonun adı Türkiye Yüzyılı’dır. Cumhuriyetimizin ikinci asrında bu kutlu hedeflerimize ulaşmak istiyorsak hayallerimizi ve buna bağlı olarak çabalarımızı en üst seviyede tutmak, kararlılıkla ve inançla yolumuza devam etmek zorundayız. İşte tam da bu yüzden ülkemizin teknoloji ve savunma sanayide kendini sürekli yenilemesi, kahraman ordumuzun değişen harp teknolojisine adapte olması ve bu süreci stratejik bir vizyonla yönetmesi hayati önem taşıyor" ifadelerini kullandı. "Geleceğin teknolojilerini öngörüp vakıf olmak, ülkemizi daima bir adım önde tutacaktır" TUSAŞ’ın ana faaliyet sahası olan havacılık ve uzay sanayine dikkati çeken Bakan Güler, "İçinde bulunduğumuz süreçte ülkelerin hava gücü, savunma kabiliyeti ve etkinliği açısından çarpan etkisi oluşturan en önemli unsurlardan biridir. Hava üstünlüğünü sağlayan ülkeler; sadece muharebe sahasında değil aynı zamanda diplomasi masasında da söz sahibi olabilmektedirler. Nitekim Türk Hava Kuvvetlerimiz, köklü tarihi ve başarılarıyla gurur duyduğumuz bir geçmişe sahiptir. Bugün de Hava Kuvvetlerimizin sahip olduğu bu eşsiz mirası TUSAŞ gibi güzide kuruluşlarımızın öncülüğünde modern hava teknolojileri ve savunma sanayindeki yerli ve millî atılımlarımızla taçlandırıyoruz. Elbette ki katetmemiz gereken daha çok mesafeler olduğunun bilincindeyiz ve bu konuda proaktif bir anlayışla hareket ediyoruz. Bu alanda yaşanan baş döndürücü gelişmeler, bizlere çok açık bir mesaj veriyor; Günümüzün icap ettirdiği sistemleri üretirken geleceğin teknolojilerini öngörüp buna şimdiden vakıf olmak, ülkemizi daima bir adım önde tutacaktır. Bu çerçevede teknoloji alanındaki değişim ve dönüşüme ayak uydurmak, ilgili konseptlere yön vermek ve geleceğimizi buna göre en üst seviyede hazırlamak için derinlikli bir vizyona sahip olmalıyız. Başarının bir varış değil bir yolculuk olduğunun bilinciyle savunma sanayinde ulaştığımız bu seviyeyi, en yukarılara taşımak, yegâne hedefimizdir. Bu anlayışla, başta Savunma Sanayii Başkanlığımız olmak üzere tüm paydaşlarımızla tam bir uyum içerisinde, etkin, verimli ve iş birliğine dayalı olarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Güçlü bir Türkiye ve aydınlık bir gelecek için hep birlikte aynı vizyonla ve ideallerimize yürekten bir bağlılıkla daha çok çalışacağız. Bu konuda sarsılmaz bir irade ile gayret gösteren kamu ve vakıf kuruluşlarımıza, üniversitelerimize, firmalarımıza, üstün yeteneklere sahip ve yenilikçi girişimleri benimsemiş Türk mühendislerine, kısacası yerli ve millî tüm kaynaklarımıza inanıyor ve güveniyoruz" dedi. "TUSAŞ’ın, asil milletimizin gururu olmaya devam edeceğine eminim" Bakan Güler konuşmasını şöyle sürdürdü: "İfade etmiş olduğum bu hususlar doğrultusunda tüm savunma sanayi paydaşlarımız gibi TUSAŞ’ımızın birbirinden değerli personelinin de bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da elde edeceği başarılarla asil milletimizin gururu olmaya devam edeceğine eminim. Savunma sanayimizin tüm seçkin mensuplarının her zaman yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle bu zirvenin düzenlenmesinde emeği geçen, katkıda bulunan tüm paydaşlara teşekkür ediyor, zirvenin bir kez daha hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Sözlerime son verirken, ülkemizin geleceğini yeniden şekillendirme yolculuğunda katkı sunan tüm kurum ve kuruluşlarımıza, mühendislerimize, girişimcilerimize ve liderlerimize şükranlarımı sunuyor, çalışmalarında üstün başarılar diliyorum."
Ankara Bakan Güler: "Türk savunma sanayii, dünyadaki stratejik dengeleri etkileyen ve buna yön veren bir güç hâline gelmiştir" Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, "Türk savunma sanayii, dünyadaki stratejik dengeleri etkileyen ve buna yön veren bir güç hâline gelmiştir" dedi. Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, beraberinde Bakan Yardımcısı Şuay Alpay ile katıldığı Türk Havacılık Uzay Sanayii (TUSAŞ) Yönetim Zirvesi’nde konuştu. "Dönüşümün Liderleri: Geleceği Yeniden Şekillendiriyoruz" temasıyla düzenlenen zirvede Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan ve TUSAŞ Genel Müdürü Mehmet Demiroğlu ile pek çok davetli yer aldı. Konuşmasının başlangıcında 26 Nisan Dünya Pilotlar Günü’nü kutlayan Bakan Güler, "Savunma ve güvenlik konusu, bireyler, toplumlar ve ülkeler için her zaman büyük önem arz etmiştir. Özellikle dünya savaşlarından ve soğuk savaş olarak adlandırılan dönemden sonra yaşanan çok boyutlu gelişmeler ile artan risk ve tehditler, günümüz güvenlik ortamını daha karmaşık ve kritik bir hâle getirmiştir. Böylesine hassas bir dönemde ulusal güvenlik konusu ile onun ayrılmaz parçası olan yerli ve millî savunma sanayinin önemi de her geçen gün daha fazla artmaktadır" ifadelerini kullandı. "Ülkemiz, savunma sanayi alanında dünyanın önde gelen ülkelerinden biri hâline gelmiştir" Savunma sanayi konusunda büyük ölçüde tedarikçi olan Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde tam bağımsızlık yolunda emin adımlarla gittiğine vurgu yapan Bakan Güler, "Atılan isabetli adımlar ve yapılan kapsamlı yatırımlarla ülkemiz, savunma sanayi alanında dünyanın önde gelen ülkelerinden biri hâline gelmiştir" ifadelerini kullandı. Bakan Güler konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yaşadığımız bu değişim ve gelişim ülkemizin yeni nesil harp konseptleri üreten bir strateji merkezine, ekonomi ve diplomasiyi maharetle meczeden küresel düzeyde sinerjik bir etki gücüne, nihayetinde bir üretim hattından, millî gururumuza ilham veren Türk mühendisliği gerçeğine dönüşümünün simgesi olmuştur. Zira gelinen aşamada şu net bir şekilde ortaya çıkmıştır ki teknoloji üretiminin en stratejik girdisi artık ham madde değil, insan kaynağıdır. Tam da bu yüzden, bu dönüşümün merkezinde teknoloji kadar vizyoner bir perspektif, genç akıl ve millî bir heyecan bulunmaktadır." "Savunma sanayimiz, terörle mücadelede müstesna katkılar sağladı" Türk ordusunun ihtiyaç duyduğu çok geniş yelpazedeki ürünlerin artık Türk mühendisler tarafından üretilip ihraç edildiğine dikkati çeken Bakan Güler, "Yerli ve millî savunma sanayimiz; en başta yurt içinde ve sınır ötesinde büyük bir başarı ile icra edilen terörle mücadele harekâtlarında ordumuza müstesna katkılar sağlamıştır. Personelimizin kahramanlığı ve savunma sanayimizin sağladığı teknolojik kabiliyetlerin bir araya gelmesiyle kahraman ordumuz, harekât sahasında büyük bir üstünlük sağlamış ve terör örgütüne ağır darbeler vurmuştur. Bugün PKK / PYD/YPG/SDG terör örgütünün hareket kabiliyetinin bitme noktasına getirilmesinde de bu durum açıkça görülmektedir" şeklinde konuştu. "Ekonomik kazançla birlikte teknolojik ilerleme elde ederken yerini ve jeopolitik pozisyonunu da güçlendiriyor" Savunma sanayinin terörle mücadelenin yanında Türkiye’nin Mavi ve Gök Vatandaki hak ve menfaatlerin kararlılıkla korumasında, yine Türkiye müttefiklerinin haklı davalarında kilit rol oynadığını vurgulayan Bakan Güler konuşmasını şöyle sürdürdü: "Azerbaycan’dan Endonezya’ya, Katar’dan Polonya’ya kadar uzanan dünyanın hemen her coğrafyasında Türk savunma sanayi ürünleri hem etkin bir şekilde kullanılıyor hem de ortak projelerin bir parçası hâline geliyor. Aynı şekilde NATO ve diğer platformlarda edindiğimiz tecrübeler sayesinde, standardizasyon ve entegrasyon yetkinliğimiz sürekli gelişiyor. Öte yandan Avrupa ülkelerinin artan savunma yatırımı ve güvenlik kaygıları çerçevesinde tedarik zincirlerini çeşitlendirme ve dışa bağımlılığı azaltma yönündeki eğilimleri Türk firmalarına ortak üretim teknoloji transferi ve ihracat imkânı hususlarında zemin hazırlıyor. Bu sayede ülkemiz; ekonomik kazançla birlikte teknolojik ilerleme elde ederken, kurduğu diplomatik derin bağlarla dünya güvenlik mimarisi içinde yerini ve jeopolitik pozisyonunu da güçlendiriyor." "Türk savunma sanayii, dünyadaki stratejik dengeleri etkileyen ve buna yön veren bir güç hâline gelmiştir" TUSAŞ’ın savunma sanayi açısından en kritik paydaşlarından biri olduğunu dile getiren Bakan Güler, "Türkiye’nin bağımsızlığına katkı sunan savunma sanayimiz güçlü altyapısı, sürdürülebilir ekosistemi, kalifiye personeli, geniş istihdam olanakları ve büyük projeleri ile bölgesinde ve dünyada rol model durumundadır. Ülkemizin yükselen markası, tam bağımsızlık ülkümüzün lokomotifi, yerli-millî savunma sanayimizin güzide temsilcisi TUSAŞ’ımız da bu sürecin en kritik paydaşlarından biri olmuştur. Nitekim TUSAŞ’ımız, başta millî muharip uçağımız KAAN olmak üzere, HÜRJET, HÜRKUŞ, AKSUNGUR ve ANKA İHA’larımız gibi savunma sanayimizin gözbebeği birbirinden değerli sistemleri üretmektedir. Bu çabalarıyla TUSAŞ’ın; ASELSAN, ROKETSAN, MKE VE ASFAT’la birlikte dünyanın en iyi savunma sanayi şirketlerinin yer aldığı "Defence News Top 100" listesine girmesi bizleri gururlandırmıştır. Tüm bu başarılar göstermektedir ki artık Türk savunma sanayii, dünyadaki stratejik dengeleri etkileyen ve buna yön veren bir güç hâline gelmiştir" diye konuştu. "Bu vizyonun adı Türkiye Yüzyılı’dır" Günümüz dünyasında dengelerin, yaşanan jeopolitik gelişmeler ve teknolojik yenilikler nedeniyle sürekli değiştiğini ifade eden Bakan Güler, "Artan tehdit türleri ve konjonktürel paradigma bizlere sadece olup biteni izleyen değil, değişime hızlıca uyum sağlayan, hatta öncü bir şekilde yön veren bir duruş benimsememiz gerektiğini gösteriyor. Bunun bilincinde olarak benimsediğimiz vizyonun adı; Kaan’dır, Altay’dır, Kızılelma’dır, Göktürk’tür, Anka’dır, Siper’dir, Sungur’dur, Korkut’tur, Milgem’dir, Milden’dir. Esasen bu vizyonun adı Türkiye Yüzyılı’dır. Cumhuriyetimizin ikinci asrında bu kutlu hedeflerimize ulaşmak istiyorsak hayallerimizi ve buna bağlı olarak çabalarımızı en üst seviyede tutmak, kararlılıkla ve inançla yolumuza devam etmek zorundayız. İşte tam da bu yüzden ülkemizin teknoloji ve savunma sanayide kendini sürekli yenilemesi, kahraman ordumuzun değişen harp teknolojisine adapte olması ve bu süreci stratejik bir vizyonla yönetmesi hayati önem taşıyor" ifadelerini kullandı. "Geleceğin teknolojilerini öngörüp vakıf olmak, ülkemizi daima bir adım önde tutacaktır" TUSAŞ’ın ana faaliyet sahası olan havacılık ve uzay sanayine dikkati çeken Bakan Güler, "İçinde bulunduğumuz süreçte ülkelerin hava gücü, savunma kabiliyeti ve etkinliği açısından çarpan etkisi yaratan en önemli unsurlardan biridir. Hava üstünlüğünü sağlayan ülkeler; sadece muharebe sahasında değil aynı zamanda diplomasi masasında da söz sahibi olabilmektedirler. Nitekim Türk Hava Kuvvetlerimiz, köklü tarihi ve başarılarıyla gurur duyduğumuz bir geçmişe sahiptir. Bugün de Hava Kuvvetlerimizin sahip olduğu bu eşsiz mirası TUSAŞ gibi güzide kuruluşlarımızın öncülüğünde modern hava teknolojileri ve savunma sanayindeki yerli ve millî atılımlarımızla taçlandırıyoruz. Elbette ki katetmemiz gereken daha çok mesafeler olduğunun bilincindeyiz ve bu konuda proaktif bir anlayışla hareket ediyoruz. Bu alanda yaşanan baş döndürücü gelişmeler, bizlere çok açık bir mesaj veriyor; Günümüzün icap ettirdiği sistemleri üretirken geleceğin teknolojilerini öngörüp buna şimdiden vakıf olmak, ülkemizi daima bir adım önde tutacaktır. Bu çerçevede teknoloji alanındaki değişim ve dönüşüme ayak uydurmak, ilgili konseptlere yön vermek ve geleceğimizi buna göre en üst seviyede hazırlamak için derinlikli bir vizyona sahip olmalıyız. Başarının bir varış değil bir yolculuk olduğunun bilinciyle savunma sanayinde ulaştığımız bu seviyeyi, en yukarılara taşımak, yegâne hedefimizdir. Bu anlayışla, başta Savunma Sanayii Başkanlığımız olmak üzere tüm paydaşlarımızla tam bir uyum içerisinde, etkin, verimli ve iş birliğine dayalı olarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Güçlü bir Türkiye ve aydınlık bir gelecek için hep birlikte aynı vizyonla ve ideallerimize yürekten bir bağlılıkla daha çok çalışacağız. Bu konuda sarsılmaz bir irade ile gayret gösteren kamu ve vakıf kuruluşlarımıza, üniversitelerimize, firmalarımıza, üstün yeteneklere sahip ve yenilikçi girişimleri benimsemiş Türk mühendislerine, kısacası yerli ve millî tüm kaynaklarımıza inanıyor ve güveniyoruz" dedi. "TUSAŞ’ın, asil milletimizin gururu olmaya devam edeceğine eminim" Bakan Güler konuşmasını şöyle sürdürdü: "İfade etmiş olduğum bu hususlar doğrultusunda tüm savunma sanayi paydaşlarımız gibi TUSAŞ’ımızın birbirinden değerli personelinin de bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da elde edeceği başarılarla asil milletimizin gururu olmaya devam edeceğine eminim. Savunma sanayimizin tüm seçkin mensuplarının her zaman yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle bu zirvenin düzenlenmesinde emeği geçen, katkıda bulunan tüm paydaşlara teşekkür ediyor, zirvenin bir kez daha hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Sözlerime son verirken, ülkemizin geleceğini yeniden şekillendirme yolculuğunda katkı sunan tüm kurum ve kuruluşlarımıza, mühendislerimize, girişimcilerimize ve liderlerimize şükranlarımı sunuyor, çalışmalarında üstün başarılar diliyorum."
Mersin Atıklarla puan topladı, altın kazandı Mersin Erdemli Belediyesi Sıfır Atık Projesi kapsamında başlattığı ‘Atığını Getir, Altınını Götür’ kampanyasına katılan ve en çok puan toplayan 3 çocuk annesi Zehra Doğan altın kazandı. Erdemli Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen kampanya kapsamında, geri dönüştürülebilen atıklar, kağıt, karton, cam, plastik, metal, bitkisel, yağ, pil, elektrikli elektronik, kıyafet atıkları 8 farklı grup olarak ekipler tarafından toplanıyor. Her bir atığa puanlama sistemi getirilen projede en çok puanı toplayana çeyrek altın hediye ediliyor. Vatandaşların geri dönüştürülebilen atıklarını ödüllendirme sistemi ile toplayıp hane ve ülke ekonomisine katkıda bulunmak için amaçlandığı belirtilen ‘Atığını Getir, Altınını Götür’ kampanyasına ilk aydan katılım yoğun oldu. Toplanan atıklar jüri tarafından değerlendirildi ve en çok puanı alan üç çocuk annesi ev hanımı Zehra Doğan çeyrek altınla ödüllendirildi. Doğan, çeyrek altın ve çevreci sertifikayı Erdemli Belediye Başkanı Mustafa Kara’dan aldı. "İlk hediyemizi paylaştık" Gelecek nesillere daha yeşil ve temiz bir çevre bırakmak için çalışmalar yürüttüklerine değinen Erdemli Belediye Başkanı Mustafa Kara, "Yaklaşık bir ay önce ‘Atığını Getir, Altınını Götür’ kampanyasını başlatmıştık. Bugün de ilk hediyemizi vatandaşımızla paylaştık, kendisine takdim ettik. Tabii bu kampanyada amacımız çevre bilincini kazandırmak, geri dönüşüme katkı sağlamak amacıyla düzenlemiş olduğumuz bir kampanyaydı. Vatandaşlarımızın da yoğun bir ilgisi vardı. Vatandaşlarımızdan yine aynı bilinçle bu kampanyaya desteklerini bekliyoruz. Ev hanımlarının da yoğun bir ilgisi vardı kampanyamıza" dedi. "Ben kazanmam diye düşünmüştüm ama kazandım" Altın kazandığı için çok mutlu olduğunu ifade eden Zehra Doğan, "Ev hanımıyım, 3 çocuk annesiyim. Erdemli Belediyesinin bu projesini sosyal medya hesabından duydum ve katılıp şansımı deneyeyim dedim. Zaten böyle şeylere duyarlı bir vatandaştım. Yağlarımı, camlarımı, kağıtlarımı sürekli birbirinden ayıran bir insandım. Erdemli Belediyesinin bu projesini duyunca bir gelip şansımı denemek istedim. Bütün ev hanımlarına da bunu tavsiye ediyorum. Balkonlarında ya da odalarının bir köşesinde poşetlerine ayrı ayrı koysunlar. Bu geri dönüşüme getirsinler. Ben kazanmam demeyin, ben kazandım, siz de kazanabilirsiniz. Yani hiç beklemiyordum böyle bir şeyi, çok büyük bir tesadüf oldu benim için de. Bir anda beni arayıp bana kazandığımı söyledikleri zaman ben çok şaşırdım. Çünkü herkes katılacağı için ben kazanmam diye düşünmüştüm ama kazandım oldu" şeklinde konuştu.