GÜNDEM - 09 Şubat 2024 Cuma 10:19

Sultan 2. Abdulhamid Han, ölüm yıl dönümünde anılacak

A
A
A
Sultan 2. Abdulhamid Han, ölüm yıl dönümünde anılacak

Devlet-i Aliyye Ocakları Kayseri İl Temsilcisi İrfan Özkan; Sultan 2. Abdulhamid Han’ın ahirete irtihalinin 106. yılı nedeniyle düzenlenecek anma programına katılacaklarını söyledi.


İrfan Özkan yaptığı açıklamada; "Sultan II. Abdülhamid Han’ın en büyük oğlu Şehzade Selim Efendi’nin oğlu Şehzade Abdülkerim Efendi’nin torunu Osmanlı Hanedanı (1924) sürgününden sonra Türkiye Cumhuriyeti Devletinde doğan ilk Şehzade Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu tarafından kurulmuş olan Devle-i Aliyye Ocakları Kayseri Temsilciliği olarak; genel merkezimiz tarafından Sultan 2. Abdulhamid Han’ın ahirete irtihalinin 106. yılı nedeniyle anma programı düzenlenecektir. Sultan 2. Abdulhamid Han’ı Anma ve Anlama Haftası etkinlikleri çerçevesinde da Kayseri’den 46 kişilik grup, 9 Şubat 2024 tarihinde saat 19.30 da Gavremoğlu Konağı önünden hareket ederek, 10 Ocak2024 Cumartesi günü Ayosofya Cami’nde sabah namazı ile başlayan programın ardından; Sultan 2.Abdulhamid Han’ın kabri başında dua edilecek ve daha sonra Osmanlı hanedanı ailesinin katılımıyla yapılacak olan anma programına iştirak edilecektir" ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Adalet Komisyonu Başkanı Yüksel: "BMGK vakit kaybeden İsrail’in, Gazze, Lübnan ve Suriye’deki silahlı saldırılarını engelleyen kararlar almalı" Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, "Birleşik Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) vakit kaybetmeksizin İsrail’in, Gazze, Lübnan ve Suriye’deki silahlı saldırılarını engelleyen ve bir daha tekrarlanmamasını sağlayacak kararlar alması gerekmektedir" dedi. Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, TBMM’de basın toplantısı basın toplantısı düzenleyerek, Suriye’deki durumu değerlendirdi. Yüksel, Esad rejiminin düşmesiyle bölgede dengelerin değiştiğine dikkat çekerek, “Tüm planlarını bu kanlı ve zalim rejimin devamı üzerine kuran devletler Suriye halkının yapmış olduğu devrimi kabullenememektedir. Bu devletlerin başında ise İsrail gelmektedir. 7 Ekim 2023 tarihinden beri Gazze’de vahşi bir soykırım uygulayan İsrail, 2024 yılında savaşı Lübnan topraklarına da taşımıştır. 8 Aralık’tan beri ise Suriye’ye yönelik saldırılarını da yoğunlaştırmıştır. Bölgeden gelen bilgilere göre İsrail Suriye’ye ait Golan Tepeleri’ndeki işgalini geliştiriyor. Fakat İsrail aksine 1974’te İsrail ile Suriye arasında imzalanan kuvvetlerin ayrıştırılması anlaşmasıyla oluşturulmuş olan tampon bölge ve silahtan arındırılmış bölgeye de ilerleyerek işgalini genişletmeye çalışıyor. Bu durum asla kabul edilemez. İsrail ayrıca başkent Şam dahil olmak üzere çok sayıda yere son bir ayda hava saldırısı gerçekleştirdi. Tüm bu saldırılar Birleşik Milletler şartının ikiye dördüncü maddesindeki kuvvet kullanma yasağının ihlalini teşkil ediyor” ifadelerini kullandı. Yüksel, saldırıların uluslararası barış ve güvenliğe yönelikte ciddi tehdit oluşturduğunu söyleyerek, “Birleşik Milletler Güvenlik Konseyi’nin vakit kaybetmeksizin İsrail’in, Gazze, Lübnan ve Suriye’deki silahlı saldırılarını engelleyen ve bir daha tekrarlanmamasını sağlayacak kararlar alması gerekmektedir. Gazze’de yaşanan soykırım, savaş suçları ve insandan karşı suçlar uluslararası toplumun derin endişelerini arttıran ciddi bir durumdur. İsrail’in Gazze’deki savaşı Lübnan ve Suriye’ye taşıma çabaları ise bölgedeki gerilimi daha da tırmandırmakta ve büyük bir bölgesel felakete yol açma riski taşımaktadır. Filistin’deki gelişmeleri dikkatle takip etmeye devam ediyoruz hukuk ekibi olarak. En son İrlanda Cumhuriyeti’nin dün yapmış olduğu soykırım davasına müdahillik başvurusunu da memnuniyetle karşıladığımızı ifade etmek isteriz. Tıpkı Gazze’de olduğu gibi Suriye’deki insan hakları ihlalleri ve savaş suçları da büyük bir önem taşımaktadır. Bu suçların tekrarlanmaması ve sorumluların adalet önüne çıkarılması için uluslararası toplumun etkili adımlar atması gerekmektedir. Suriye halkının yaşadığı zulmün sona erdirilmesi ve adaletin sağlanması sadece bölge için değil, küresel barış ve insan hakları için de hayati bir önem arz etmektedir. Malumunuz olduğu üzere 27 Kasım’da Suriye’de rejim karşıtı muhalif güçlerin Halep’in Batık kırsalında başlattığı geniş çaplı operasyonlar bölgemizde çoğu kişinin tahayyül edemeyeceği değişimlere neden oldu. 30 Kasım’a gelindiğinde muhalifler İdlib ve Halep’i temizledi. 5 Aralık’ta Hama’da, 7 Aralık’ta ise Humus’ta kontrolü ele geçirdiler. Nihayet 8 Aralık’a gelindiğinde Şam muhaliflerin eline geçti. Tüm bu gelişmelerin sonucunda Suriye’de 61 yıldır iktidarda olan eli kanlı Baas rejimi tamamen sona erdi. Suriye halkı büyük bir devrim gerçekleştirdi” dedi.