EKONOMİ - 21 Kasım 2024 Perşembe 15:13

KTO’da 2025 Türkiye Ekonomisi ile BRICS’in rolü konuşuldu

A
A
A
KTO’da 2025 Türkiye Ekonomisi ile BRICS’in rolü konuşuldu

Kayseri Ticaret Odası (KTO) tarafından ’2025 Türkiye Ekonomisi ve BRICS’in Rolü’ başlıklı panel düzenlendi. Ekonomi Gazetesi yazarlarının katıldığı panelde, BRICS’in uluslararası ekonomik sisteme etkileri, Türkiye’nin bu platformdaki rolü ve 2025 Türkiye ekonomisinin görünümü detaylı şekilde ele alındı. KTO Başkanı Gülsoy, Türkiye’nin dengeli bir dış politika ile BRICS içinde yer almasının, ekonomik ve ticari fırsatları artıracağını belirterek, "Türkiye, Batıyı küstürmeden BRICS’le iş birliğini güçlendirmeli. 2025 yılı, zorlukların ve fırsatların iç içe geçtiği bir yıl olacak" dedi.


Kayseri Ticaret Odası (KTO) gündemdeki önemli konular hakkında iş dünyasını bilgilendirmeye devam ediyor. Küresel ekonomideki dalgalanmalar ve bölgesel işbirliklerinin giderek önem kazandığı bu dönemde, Kayseri Ticaret Odası tarafından ’2025 Türkiye Ekonomisi ve BRICS’in Rolü’ başlıklı panel düzenlendi. Kayseri Ticaret Odası Rifat Hisarcıklıoğlu Konferans Salonu’nda düzenlenen panele, Başkan Ömer Gülsoy’un yanı sıra Kayseri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa, Abdullah Gül Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erk Hacıhasanoğlu, Türkonfed Yönetim Kurulu Üyesi, ORSİFED Yönetim Kurulu Başkanı Soner Türküm, Kayseri Sanayi Odası Meclis Başkanı Abidin Özkaya, MÜSİAD Kayseri Şube Başkanı Ferhat Akmermer, İl Müdürleri ile Panalistler Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, Genel Koordinatör Vahap Munyar, Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz ve Yayın Danışma Kurulu Üyesi Alaattin Aktaş, iş dünyası temsilcileri katıldı. KTO Başkanı Ömer Gülsoy; panelde Türkiye ekonomisinin geleceğine dair güçlü öngörülerini, BRICS ülkeleriyle iş birliği fırsatlarını ve Türkiye ekonomisine etkisini, ülkemizin gelecekteki ekonomik gücünü ve küresel sahnede nasıl bir yer edinebileceğini Ekonomi Gazetesinin yazarlarının analizleriyle konuşacaklarını ifade etti. BRICS hakkında merak edilen çok soru olduğunu belirten Gülsoy; BRICS, resmi bir organizasyon mu?, Uluslararası bir iş birliği platformu mu? Şu anki finansal sisteme özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD öncülüğünde kurulan uluslararası ekonomik sisteme alternatif olabilecek mi? Batıya karşı bir ekonomik güç müdür? Siyasi açıdan nasıl görünüyor? BRICS üyelerinin kendi içlerinde bir uyum var mı? Çin ile Hindistan rekabeti? Mısır, Etiyopya, Nil nehri konusu gibi sorunlar Son yapılan Kazan toplantısında davetli olduğu halde katılmayan ülkeler? Şeklinde soruları panelistlere yöneltti. Panelin ana gündemini oluşturan 2025 Türkiye Ekonomisi nasıl olacağını soran Gülsoy, sözlerini şöyle sürdürdü;


"ABD Başkanı seçilen Trump ile beraber yeni bir dünya düzeni mi kuruluyor? ABD’nin yeni yönetimi bize başka bir bakış açısı sağlayacak mı? Küresel gelişmeler, Yerel dinamikler, Enflasyon, Jeopolitik belirsizlik, Finansal istikrar, Yeşil ve Dijital Dönüşüm, Sürdürülebilir Ekonomi gibi gelişmelerin bizim ihracatımızı nasıl etkiler?” Türkiye olarak Batıyı küstürmeden dengeli bir şekilde politika üretmemiz gerektiğini altını çizen Gülsoy; "2025 yılı, hem zorlukların hem de fırsatların iç içe geçtiği bir yıl olacak. Türkiye ekonomisi, dış ticaretin çeşitlendirilmesi, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik konularında ilerleme kaydederken, BRICS ile işbirliklerini artırarak küresel arenada daha güçlü bir oyuncu haline gelebilir. Bu süreci doğru yönetmek, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda diplomatik bir vizyon gerektiriyor. Umarım bugün burada yapılacak konuşmalar bu vizyonun şekillenmesinde önemli katkılar sağlar diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Panelin birinci oturumda Türkiye ve BRICS ilişkileri konusunda Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, Genel Koordinatör Vahap Munyar, görüşlerini paylaştı.


Türkiye her zaman kimsenin uydusu olmadan ekonomi tahkimini yapmakta zorunlu olan bir ülke olduğunu belirten Güldağ; "Türkiye bana göre BRICS’in içerisinde yer alabilirse yer almalı. Ticari ve ekonomik anlamda imkanlarından yararlanma kapısını açık tutmalı ama Batı’ya tamamen alternatif veya Batı’dan tamamen kopuş şeklinde düşünmemeli. BRICS işbirlikleri üzerinden uyanık olmamız lazım. Ekonomik platform gelişiyor bizimde içinde yer almamız gerekiyor. Bir alternatif değil üstelik kabul edilmiş değiliz. Hindistan’ın karşı çıkması söz konusu olabilir. Hindistan’ın dünya ekonomisi içerisindeki payı yüzde 4 civarındaydı. Hindistan hakikaten Hindu milliyetçisi ile atağa geçti. Avrupa ve Amerika ile işbirlikleri geliştirerek Çin’e karşı bir güçlenme yarışı içerisinde. İlişkileri dengelemesi lazım. Çin ile bizim ilişkilerimizi mutlaka bir ele alıp strateji geliştirmemiz lazım. Trump’ın gelişi muhtemelen Türkiye’ye bütün bu ilişkiler içerisinde çok fayda getirebilir gibi görünüyor. Trump’ın kendisi Türkiye ile kabinesi bakımından değerlendirirsek o kadar Türkiye destekçisi bir kabine değil" ifadelerini kullandı.


İkinci Oturumda Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz ve Yayın Danışma Kurulu Üyesi Alaattin Aktaş ise Türkiye Ekonomisi ve Orta Vadeli Program hakkında görüşlerini paylaştı.


Enflasyon belasından Türkiye’nin kurtulması gerektiğine vurgu yapan Ekonomi yazarları; "Enflasyondan beslenenler var. Zadeleri zedelemedikçe enflasyonu çözemeyiz. Yüksek enflasyonla yaşamaya devam edeceğiz“ ifadelerini kullandılar. İki ayrı oturumda 4 saat süren panelde Ekonomi yazarları izleyicilerin sorularını da yanıtladılar. Panel, KTO Başkanı Gülsoy’un, Ekonomi yazarlarına plaket takdimi ve hatıra fotoğrafı çekimiyle son buldu.



KTO’da 2025 Türkiye Ekonomisi ile BRICS’in rolü konuşuldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı Ağrı mutfağının yöresel yemekleri lezzet yarışında sergilendi Ağrı merkez ve 7 ilçenin katılımıyla düzenlenen “Yöresel Lezzetler Aileler Buluşuyor” yemek yarışmasında lezzetler yarıştı. Ağrı’da, bölgeye ait yöresel yiyeceklerin tanıtılması ve kültürel zenginliklerin yaşatılması amacıyla Ağrı Valiliği koordinesinde Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi ve Serhat Kalkınma Ajansı desteğiyle “Yöresel Lezzetler Aileler Buluşuyor” yarışması yapıldı. İbrahim Çeçen Vakfı Gastronomi ve Mutfak Sanatları Uygulama Mutfağı’nda Ağrı Merkez ve 7 ilçeden katılım sağlayan aileler tarafından yapılan birbirinde özel yöresel yemekler aralarında Ağrı Valisi Mustafa Koç’un da yer aldığı jüri üyelerine sunuldu. Sırayla her ilçenin yöresel yemeğini tadan jüri üyeleri daha sonra puanlama yaparak yarışmanın kazananlarını belirledi. Yarışmada birinci olan aileye 15 bin, ikinci olan aileye 10 bin ve üçüncü olan aileye ise 5 bin lira değerinde hediye çeki verildi. Bölgenin tescilli ve tescilsiz yöresel lezzetlerinin tanıtılması amacıyla düzenlenen yarışmada kaybedenin olmadığını belirten Ağrı Valisi Mustafa Koç, “Milletimizin çok zengin bir kültürü var. Mutfak kültürü de bunlardan bir tanesi. Ağrı ilimizin de gerek tescilli gerekse tescilsiz gün yüzüne çıkmamış güzel lezzetleri var. Bizler de bunu ön plana çıkarabilmek amacıyla ilçelerimiz ve ailelerimiz arasında birlik ve beraberlik ortamı oluşturabilmek adına Yöresel Lezzetler Aileler Buluşuyor adı altında ilgili kurumlarımızın katılımıyla böyle bir organizasyon tertip ettik. Stantları gezdik, gerçekten hepsi büyük emekler sonucu ortaya çıkmış ve tarihimizi yansıtan güzel yemekler. Bu bir yarışma formatında olsa da bu yarışmanın bir kaybedeni olmayacağını belirtmek isterim. Buraya katılan herkes kazanmış benim gözümde. Bizler her alanda olduğu gibi ilimizin tanıtmak, birlik ve beraberlik ortamı oluşturmak ve dayanışmayı geliştirmek adına bu tür organizasyonları yapmaya devam edeceğiz. Hakikaten Ağrı’mızın yöresel lezzetleri bizim tarihimizin, geleneklerimizin ne kadar zengin olduğunun bir göstergesi. Bu organizasyonu katılımlarıyla güzelleştiren ailelerimize ve öğrencilerimize teşekkür ederiz” ifadelerine yer verdi.
İstanbul Tahliye olması için cumhuriyet savcısının tehdit edilmişti: Sanık Tuğçe Toptemel savunma yaptı İstanbul’da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine 4’üncü gününde devam ediliyor. Tahliyesi için savcının tehdit edildiği hemşire Tuğçe Toptemel savunma yaptı. Toptemel kendi mesaisinde ölen bir bebek ile ilgili savunmasında “Bebeğin ölümünü geç fark ettiğim ifadesi tamamen yalan. Vicdanım gerçekten rahat. Ben bebeğin nabzını yaşar şekilde teslim edip çıktım. Bebeğe müdahale ettiğim için buradayım” dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava dördüncü gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada, tahliye olması için Mustafa Kemal Zengin tarafından Yenidoğan Çetesi soruşturmasını yürüten cumhuriyet savcısının makamında tehdit edildiği Birinci Hastanesi’nde hemşire olarak görev yapan Tuğçe Toptemel savunma yaptı. "Gece doktorumuz hiçbir zaman olmadı" Tutuklu sanık Toptemel savunmasında, “Yakınlarını kaybedenlere başsağlığı diliyorum. Bundan dolayı çok üzgünüm. Hakan Doğukan Taşçı kendini doktor olarak tanıtıyordu gece hastanemizde çocuk doktoru yoktu. Aileler bize tepki gösterirdi doktor olmadığı için. Hiçbir çıkarım yoktur benim bu olaydan. Opera bebeğin hayatını kaybettiği gün bebek kötüleşmeye başladı monitör ötünce başına gittim. Hakan Doğukan Taşçı’yı aradım bebeğin kalbini hissedemediğim söyledim, monitörün fotoğrafını gönderdim. Bebek 6 aylık siyahi büyük bir bebekti. Israrla ‘bir şey yapılacak mı?’ diye sordum bana ‘kan şekeri bak’ dedi. Bana bir şey yapılmayacak denmesine rağmen bebeğe müdahale ettim, kalp masajı yaptım. Mesai saatim bitmişti. Buna rağmen bebeğe müdahale ettim. Bebeğin nabzını kontrol ettim. Mesaim dolduğu için diğer hemşireler geldi. Nöbeti teslim ettim bebeğin durumunu anlattım. Defalarca mesajda söyledim ‘bebeğin kalp atışı hissedemiyorum’ dedim. Hakan Doğukan Taşçı’yı aradım ‘bebeğin nabzını hissedemiyorum bir şey yapılacak mı?’ dedim bana ‘hayır’ dedi. Ben 6 aylık bebeğin yeni doğan servisinde olmasını sorguladım. Bana Fırat Sarı ve Hakan Doğukan Taşçı’nın getirdiğini söylediler. Yine olsa yine bebeğe müdahale ederdim bu durumdan pişman değilim. Ben bebeği nabzı atar şekilde teslim ettim. Bebek kusmuştu. Baştan sona olan süreci Hakan Doğukan Taşçı’ya anlattım. Çocuk ilaç aldığı için baygın ve sersem gibiydi. Olay bu şekilde gerçekleşti. Benden sonra bebeğe bakan hemşire de derinden bebeğin nabzını hissettiğini söylüyor. Yani ben bebeği diğer hemşirelere teslim ettiğimde bebek yaşıyordu. Bebek bize sevk olarak geldi. Sonradan öğrendiğim kadarıyla bebeğin kalbi 2 kez durmuş. Bize bebeğin kalbinin durduğu bilgisi verilmedi. Bebeği teslim alan kişi Hakan Doğukan Taşçı’dır. 6 aylık bebeğin yeni doğan ünitesine teslim alınması yasal değil. Ben sorguladım bu durumu. ‘Bu hastayı kim kabul etti’ dedim. Gece doktorumuz hiçbir zaman olmadı. Gece acil bir şey olduğunda Hakan Doğukan Taşçı’yı arardık. Doğukan kendisinden bilgi alınmasını isterdi” dedi. “Vicdanım gerçekten rahat” Sanık Toptemel savunmasının devamında, "Biz her bebeğe hakimiz. Bebek gözümün önündeydi. Bebeğin ölümünü geç fark ettiğim ifadesi tamamen yalan. Vicdanım gerçekten rahat. Ben bebeğin nabzını yaşar şekilde teslim edip çıktım. Bebeğe müdahale ettiğim için buradayım. Fırat Hoca Doğukan’a para verirdi Doğukan bazen bana atardı. Böyle olacağını bilseydim almazdım. Keşke almasaydım. Çok büyük miktarda paralar da değildi” şeklinde konuştu.
Ordu Ordu’da üreticilere gebe düve dağıtımı gerçekleştirildi Ordu’da Türkiye Dayanıklı Peyzaj Entegrasyonu Projesi (TULIP) Bolaman Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi kapsamında Ordulu üreticilere gebe düve dağıtımı gerçekleştirildi. Proje kapsamında, Bolaman Irmağı ve kollarına sınır olan 12 ilçe ve 242 mahallede tarımsal ve hayvansal üretimi artırmak, üretici gelirlerini yükseltmek ve ürün çeşitliliği sağlamak amacıyla çeşitli hibe faaliyetleri yürütülüyor. Bu kapsamda Fatsa Mezbaha ve Hayvan Pazarında üreticilere gebe düve dağıtımı gerçekleştirildi. “Bölgenin tarım kalkınması açısından çok önemli olduğunu düşünüyoruz” Programda konuşan Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, “Bugün en mutlu günlerden birini yaşıyoruz, Dünya Bankası projesi bu. Dünya Bankası ile yaptığımız çalışmalarda üç tane büyük vadimiz var. Başta Bolaman’a ağırlık verdik. Bolaman, Melet ve Ünye ilçesinde Cevizdere Vadisi. Bu proje Bolaman’ı harikulade şekilde ihya etmek üzere yapılan bir projedir. Simentaller bu bölgeye en uygun besi ve süt konusunda önemli bir hayvan. Biz de Büyükşehir Belediyesi olarak koyun, manda, koç dağıttık. Jarsey inekleri ile beraber kaz ve hindi dağıtımında bulunduk ve bölgenin tarım kalkınması açısından çok önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi. İl Tarım ve Orman Müdürü Kemal Yılmaz, proje kapsamında 25 üreticiye 50’şer tane küçükbaş, 3’er tane de koç ile birlikte toplamda bin 325 küçükbaş hayvanın dağıtımının devam ettiğini söyledi. Yılmaz, “Geçen yıl il müdürlüğümüzce 36 adet gebe düve ile 300 adet koyun ve 18 adet koç dağıtılmıştı. Bugün de süt sığırcılığının geliştirilmesi faaliyeti kapsamında yüzde 70 hibe destekli olarak, 20 üreticimize 60 adet gebe simental düve dağıtımı yapılacak. Ayrıca, bin 250 adet koyun ve 75 adet koçun da dağıtımına başladık. Bolaman Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi kapsamında toplamda il müdürlüğümüz tarafından bugüne kadar 96 adet gebe düve ve bin 643 adet küçükbaşın dağıtımını gerçekleştirmiş olacağız” diye konuştu. Proje kapsamında tarım teşkilatı olarak 15 farklı konuda proje yürüttüklerini belirten İl Tarım ve Orman Müdürü Kemal Yılmaz, “Proje kapsamında Ordu ilinde il müdürlüğümüzce uygulanacak tarım projelerine ayrılan kamu kaynağı yaklaşık 5,3 milyon avrodur. Bu zamana kadar yaklaşık 1,2 milyon avroluk kamu kaynağı kullanılmıştır. 2027 yılı sonuna kadar Yaklaşık 4,1 milyon avroluk kamu kaynağının daha kullanılması planlanmaktadır” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından, kura çekimi yapılarak, Vali Muammer Erol, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler ve diğer protokol üyeleri tarafından üreticilere gebe düve dağıtımı gerçekleştirildi. Programa, Ordu Valisi Muammer Erol, Fatsa Kaymakamı Avni Kula, Ordu Orman İşletme Müdürü Ömer Akça, protokol üyeleri ve üreticiler de katıldı.