ÇEVRE - 05 Kasım 2024 Salı 12:49

Kocasinan’ın Türkiye’ye örnek olan Tarım Projesi’nde meyvelerin son hasadı

A
A
A
Kocasinan’ın Türkiye’ye örnek olan Tarım Projesi’nde meyvelerin son hasadı

Kocasinan Belediyesi’nin şehrin merkezinde hayata geçirdiği tarım projesi kapsamında 10’dan fazla çeşit sebze fidelerinden oluşan 42 bin fidan meyvelerin son hasadı yapıldı. Kadınların hem organik ürünleri ürettiği hem de satışını yaptığı modelin Kayseri’de tek ve Türkiye’ye örnek olduğunu belirten Başkan Çolakbayrakdar, “Şehir merkezi modeli, sadece bugünün değil, yarının tarımını şekillendiriyor ve Türkiye’nin tarımsal geleceğine yön veriyor” dedi.


Proje kapsamında 12 kadın üreticiyle şehrin merkezinde tarımsal üretime devam ettiklerine dikkat çeken Başkan Çolakbayrakdar, “Kadın Kooperatifimizin üretim yaptığı bahçemizdeyiz. Burada kadın çiftçilerimiz, doğal ürünleri yetiştirme imkânı buluyor. Domates, çilek, biber, patlıcan, kabak, salatalık, fasulye, bamya, böğürtlen ve çeşitli yeşillikler gibi ürünler üretiyorlar. Geçen yıl kurduğumuz kooperatif, aktif bir şekilde tarlada üretime başladı ve bu yılda son hasatlarını yaptılar. Annelerin eli burada da farkını hissettiriyor. Hem organik hem de Kayseri’mizin yerel tohumlarının yetiştirildiği bir mekân olan burası, bin 200 metrekarelik parseller olmak üzere toplam 25 bin dönümlük bir araziyi kapsıyor. Hanım kardeşlerimizin, hayatın her alanında olduğu gibi tarımsal üretimde de yer alabilmesi için desteklerimizi sürdürüyoruz. Şehrin merkezinde kent tarımının yapıldığı sayılı şehirlerden biriyiz. Kayseri’den, büyük bir şehirden kadınların merkezde tarımsal üretim yaptığı kooperatifle bir ilki gerçekleştirdik. Bu proje, kadın kooperatifimiz için örnek teşkil ediyor ve hem şehrimizde hem de ülkemizde farklı ufuklar açacak. Şimdiye kadar yaptığımız yatırımların yanı sıra, bundan sonra da yeni projelerimizle Kocasinan’ımız için farkındalık oluşturacak çalışmaları hayata geçireceğiz. Bütün gayretimiz, şehrimizin ve ülkemizin ekonomisine destek olmak ve istihdama katkı sağlamaktır. Ellerine emeğine sağlık. Hanım kardeşlerimize teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.


Kocasinan Belediyesi olarak gelecek nesiller ve sağlıklı toplumlar için ata tohumların yetiştirilmesi konusunda tarıma büyük destek verdiklerinin altını çizen Başkan Çolakbayrakdar, şehir merkezinde vatandaşları tarımla buluşturan bu projenin, Kocasinan modeli olarak Türkiye’nin geleceğine ışık tutacağını sözlerine ekledi.



Kocasinan’ın Türkiye’ye örnek olan Tarım Projesi’nde meyvelerin son hasadı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Osmangazi Belediyesi öğrencileri yalnız bırakmadı Eğitim alanında örnek çalışmalara imza atan Osmangazi Belediyesi, hayata geçirdiği ‘LGS Hazırlık Kursu’ ile öğrencileri sınava hazırlık sürecinde yalnız bırakmadı. Osmangazi Belediyesi, ortaokul öğrencilerinin hayallerindeki liseye gitmelerine katkıda bulunmak adına ücretsiz LGS (Lise Giriş Sınavı) Hazırlık Kursu başlattı. Mehmet Akif Ersoy Sosyal Gelişim Merkezi ile Emek Yetenek Evi’nde gerçekleşen kurslara katılan öğrencilere, uzman eğitmenler eşliğinde ders ve konu anlatımları, etütler, aylık deneme sınavları gibi destekler sağlanıyor. Gençler, sınavda sorumlu oldukları ders ve konularla ilgili derslere giriyor. Öğrenciler için önemli bir dönüm noktası olan LGS, ortaokuldan liseye geçiş sürecinde kritik bir rol oynuyor. Bu sınav, öğrencilerin akademik yeteneklerini ve bilgi seviyelerini değerlendirmekte ve gelecekteki eğitim yolculuklarını şekillendirmekte önemli bir basamak. Bu nedenle, sınav öncesinde sağlanacak kaliteli bir hazırlık süreci, öğrencilerin başarı şansını önemli ölçüde artırabiliyor. Osmangazi Belediyesi, bu bilinçle hareket ederek öğrencilere kapsamlı bir destek sunmayı ve onların sınav hazırlıklarını en iyi şekilde yapmalarını sağlamayı amaçlıyor. “Gençler bizim geleceğimiz” Gençlerin akademik başarılarına katkıda bulunmak ve onları sınavlara en iyi şekilde hazırlamak amacıyla bu kursları düzenlediklerini söyleyen Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, “Öğrencilerimizin eğitim yolculuklarında onlara ve ailelerine bir nebze olsun destek olabilmek adına LGS hazırlık kursumuzu başlattık. Çünkü, gençler bizim geleceğimiz. 15 kişilik sınıflarımızda eğitim gören öğrencilerimiz, akıllı tahta ve akıllı defter sistemiyle eğitimlerini sürdürüyor. Aynı zamanda ödevlendirme, ödev takibi, aylık deneme sınavları ve öğrenci koçluğu hizmetlerinden faydalanıyor. Şimdiden bütün öğrencilerimize başarılar diliyorum. Yolları hep açık ve aydınlık olsun” ifadelerini kullandı.
Antalya Kepez’den Düden Çayı’na dolgu operasyonu Kepez Belediyesi ve ASAT işbirliğiyle Düden Çayı’nın Cırnık Köprüsü mevkiinde bulunan havzaya yapılan ve suyun doğal akışını engelleyen dolgu kaldırıldı. 32 personel, 10 kamyon ve 5 ekskavatörle yapılan çalışma ile köprü ağzındaki hafriyat kaldırılarak, oluşabilecek bir su taşkını önlenmiş oldu. Kepez Belediyesi, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD), geçtiğimiz hafta Antalya için verdiği sarı kodlu uyarının öncesinde su taşkınlarının önlenmesine yönelik çalışma yaptı. İlçenin doğu bölümündeki yağmur sularının tahliyesinde önemli bir görevi olan Düden Çayı’nın, Serik Caddesi’nde bulunan Cırnık Köprüsü bölümünde bir işletmenin, Düden Çayı yatağının kenarını hafriyatla doldurduğu tespit edildi. İlgili mevzuatlara aykırı yapılan ve köprünün bir gözünün kapanmasına neden olan dolgu çalışması ile ilgili Kepez Belediyesi yasal süreç başlattı. Düden Çayı’nda ‘Sarı Kod’ çalışması Antalya Valiliği, AFAD’ın sarı kod uyarısından dolayı Düden Çayı’nın kenarına yapılan dolgunun ve işgallerin ivedilikle kaldırılmasını istedi. Kepez Belediyesi bu yazı üzerine suyun doğal akışını engelleyen dolgunun kaldırılmasına yönelik çalışmayı, sarı kod uyarısının verildiği günün akşamı gerçekleştirdi. Kepez Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ve Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü iş birliğinde Düden Çay’ının kenarına doldurulan hafriyat kaldırıldı. 32 personel, 10 kamyon ve 5 ekskavatörle yapılan çalışma, sabah saatlerine kadar sürdü. Operasyonla, Düden Çayı’nın havzasına dolgu amaçlı doldurulan toprak temizlenirken oluşabilecek bir su taşkını da önlenmiş oldu. “Muhtemel bir taşkını önledik” Dere yatağına yapılan dolgunun kaldırılması çalışmasını koordine eden Fen İşleri Müdürü Musa Gül, açıklamasında şunları kaydetti: “Düden Çayı’nın Cırnık Köprüsü bölümündeki havzasına dolgu yapıldığını tespit etmiş ve bu işgalin kaldırılmasına yönelik süreci de başlatmıştık. Ancak Antalya Valiliğimiz, AFAD’ın sarı kod uyarısından dolayı dere yatağındaki işgallerin ivedilikle kaldırılmasını istedi. Bu nedenle ASAT Genel Müdürlüğümüzün desteğiyle sabah saatlerine kadar çalışarak, Düden Çayı’nın kenarındaki hafriyatı kaldırdık. Bu çalışma suyun doğal akışının önündeki engeli kaldırarak, bölgede yaşanabilecek oluşabilecek bir su taşkınını önlemiş olduk.”
Kayseri Antibiyotik zehir olmasın Acıbadem Kayseri Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Ersoy, gereksiz ve yanlış antibiyotik kullanımıyla ilgili uyarılarda bulunarak, “Antimikrobiyal direnç basit hastalıkların bile tedavisini zorlaştırıyor. Böyle giderse 2050 yılında 10 milyondan fazla insan bu sebeple hayatını kaybedebilir” dedi. Bilinçsiz antibiyotik kullanımı sonucunda antimikrobiyal direnç sorunuyla karşı karşıya kalındığına dikkat çeken Acıbadem Kayseri Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Ersoy, “Öncelikle antimikrobiyal nedir dersek bakteriler için, virüsler için, parazitler için, mantarlar için kullandığımız ilaçlara biz antimikrobiyaller ve bunlara karşı oluşan dirence antimirobiyal direnç diyoruz” dedi. Bu durumun ciddi bir sorun olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ersoy, “Niye önemli bir sorun dersek de antimikrobiyallerle karşılaştıkça vücudumuzdaki mikroorganizmaların direnç geliştirme ihtimali artıyor. Ayrıca biliyoruz ki günümüzde mesela Avrupa’da yılda 35 binden fazla insan sadece dirençli mikroorganizmaların oluşturduğu enfeksiyonlarla hayatlarını kaybediyorlar. Yine Dünya Sağlık Örgütü’nün küresel sağlık tehditleri arasında ilk 10’daki konulardan biri de antimikrobiyel direnç. Maalesef hiçbir önlem alınmazsa 2050 yılında dünyada yılda 10 milyondan fazla insanın sadece antimikrobiyellere dirençli mikroorganizmalarla gelişen enfeksiyonlarla hayatını kaybedeceği tahmin ediliyor” diye konuştu. “Antibiyotik viral enfeksiyonu tedavi etmez” Prof. Dr. Ersoy, antimikrobiyal direnç sonucunda basit bir ameliyatta bile tedavinin çok güç hale gelebileceğini vurgulayarak, “Örneğin şu an kış mevsimindeyiz, üst solunum yolu enfeksiyonları görülüyor. Bunların çok önemli bir kısmı viral olduğu için tedavisinde antibiyotiğe ihtiyaç yoktur. Bireysel olarak üstümüze düşen önemli görevlerden biri gerekmedikçe antibiyotik kullanmamak ve her üst solunum yolu enfeksiyonunda hekimimizden talep etmemek gerekir” dedi. “Hekim reçete etmedikçe kullanmayın” Antibiyotiği hekimin reçete ettiği hallerde doğru dozda ve doğru sürede kullanmak gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Ersoy, “Antibiyotik direncini ancak enfeksiyon gelişir ve bununla ilgili bir test yapılırsa anlarız. Ancak vücudumuzda çoğunlukla antimikrobiyal dirençli bir enfeksiyon gelişmişse bildiğimiz, sık kullandığımız antibiyotikler tedaviye yanıt veremez. Aslında insan hayatının uzamasına da katkısı olan antimikrobiyallerin kullanımı böylece etkisiz hale gelmiş olabilir. Hekim reçete etmedikçe bu ilaçları kullanmayın. Eğer gelişigüzel, gereksiz kullanırsak o zaman direnç, her mikroorganizmada artarak devam edeceği için bundan sonraki dönemlerde hastalar basit bir ameliyatta bile hayatını kaybedebilecek noktaya gelebilir” diyerek, bu durumun küresel bir tehdit olarak insanların karşısına çıkacağı ve antibiyotiklerin tüm faydalı etkilerini kaybedilebileceği konusunda uyarıda bulundu. “Aşılama ve hijyen çok önemli” Yapılması gereken en önemli şeylerden birinin de enfeksiyonları önlemek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ersoy, ne kadar az enfekte olunursa o kadar az antibiyotiğe ihtiyaç olacağını dile getirdi. Bu noktada risk gruplarının ve toplumdaki tüm bireylerin aşılanmasının önemine değinen Prof. Dr. Ersoy, el hijyeni, gıda hijyeni, gerekirse öksürük etiketleme denilen maske kullanımının enfeksiyonlardan korunmakta çok gerekli olduğunun altını çizdi. Tek sağlık kavramından da bahseden Prof. Dr Ersoy, “Tek sağlık aslında insanlarda, hayvanlarda ve bitkilerde de antimikrobiyallerin doğru kullanımını ifade eder. Sadece hekimlerin değil, aslında veterinerliğin ve diğer alanlardaki antimikrobiyallerin de gereksiz kullanımından kaçınılması gerekir” dedi.