KÜLTÜR SANAT - 06 Kasım 2024 Çarşamba 12:56

Kayseri’nin tarihi yerin altından çıkıyor

A
A
A
Kayseri’nin tarihi yerin altından çıkıyor

Kayseri’de kentin farklı noktalarında devam eden 4 önemli kazıda kentin binlerce yıllık tarihi gün yüzüne çıkarken, İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun, "Şehrin her bir noktasında farklı bir değer var" dedi.


Kayseri’de 4 farklı bölgede devam eden kazı çalışmaları kentin tarihine ışık tutuyor. Kültepe, Keykubadiye, Roma dönemine ait mozaik yapı ve fosil kazılarından çıkan önemli veriler geçmişte ışık tutarken, Kayseri’nin tarihini de gün yüzüne çıkarıyor. İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun, kentte devam eden kazılar hakkında İhlas Haber Ajansı’na bilgiler verdi. Kültepe’deki kazıların 1948 yılında başladığına dikkat çeken Dursun, Kayseri’nin medeniyetler şehri olduğunun ve farklı dönemlere ait kazı çalışmalarının sürdüğünün altını çizdi.



"Kültepe çok değerli bilgiler sunuyor"


Şehrin bir noktasında farklı bir değerin olduğunu kaydeden İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun, "Şehrimizde çeşitli noktalarda farklı dönemlere ait kazı çalışmaları mevcut. Medeniyetler şehriyiz. Şehrin her bir noktasında farklı bir değer var. 1948 yılından beri Kültepe’de kazı çalışmaları sürüyor. Verilere baktığımız zaman değerli bilgiler sunan önemli bir yer. Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu hocamız tarafından kazılar devam ettiriliyor. Kültepe’de hem höyük kısmında hem de Karum kısmında kazılar gerçekleştiriliyor. Ortaya çıkan bir çok veri hem şehrimizin tarihi anlamında veri sunarken, bilmediklerimizi de bize göstermesi anlamında çok değerli. Tabletlerde yazılar var ve bu yazıların her biri ayrı veriler sunuyor. Ekseriyâsı ticaretle ve o dönemi yaşamıyla ilgili bize çok değerli bilgiler sunuyor. Kültepe’de sadece tablet çıkmıyor. Bunun dışında farklı gündelik hayata dair taşınmaz kültür varlıklarını görüyoruz. Bu anlamda biz şehrimizin tarihini tarihlendirirken 6 bin yıllık geçmişi Kültepe’ye dayandırarak söylüyoruz ama Fikri hocam bunun 7 bin yıla dayandığını da söylüyor" dedi.



Anadolu Selçuklu Devleti’nin önemli yönetim merkezlerinden birisi gün yüzüne çıkıyor


Keykubadiye Sarayı kazısı hakkında bilgiler veren Şükrü Dursun, "Anadolu Selçuklu Devleti’nin önemli saraylarından birisi olan Keykubadiye Sarayı bugün şeker fabrikası sınırları içerisinde Şeker Gölü’nün doğusunda kalan bir alanda yerleşim gösteriyor. Orada da Prof. Dr. Ali Baş hocamızın başkanlığında 2025 yılından bu yana sürekli haline gelen kazılar var. Tarihi kaynaklardan da bildiğimiz kadarıyla Anadolu Selçuklu’nun önemli yönetim merkezlerinden birisi. Alaeddin Keykubat’ın 1220’li yılların başlarında inşa ettirdiğini bildiğimiz bir yer. Her yıl kazılarda çeşitli veriler ortaya çıkıyor. Çini buluntuları çok farklı. Figürlü veya çeşitli geometrik çiniler olsun o dönem sarayın nasıl bir süslemeye sahip olduğu anlamında bilgi sunuyor. Bunu dışında çeşitli seramikler, farklı taşınır ve taşınmaz kültür varlıkları ve yapılara ait temeller çıkıyor. Biz tarihi kaynaklara bakında Keykubadiye Sarayı’nın çok uzun soluklu olmadığını görüyoruz. Çünkü 1243 Kösedağ Savaşı’ndan sonra Moğollar tarafından yakılıp yıkıldığı bilgisi var. Sonrasında adını kaynaklardan duymadık. Sadece Keykubat düzlüğü diye kaynaklarda geçebiliyor. Orası da önemli bir alan. Çalışmalar sürüyor. Her yılda sarayla ilgili yeni bilgiler sunuluyor" ifadelerini kullandı.



"3. yüzyıl Roma yapısı olan villa kalıntısı turizm destinasyonu olacak"


İncesu ilçesine bağlı Örenşehir Mahallesi’nde bulunan mozaikli yapı kalıntısı kazılarını değerlendiren Dursun, "Oradaki çalışmalarda da 3. yüzyıl Roma dönemine ait bir villa yapı kalıntısı mevcut. Taban mozaiği anlamında 600 metrekareye ulaşan bir taban mozaiği var. Geometrik süslemeleri ön plana çıkıyor. Yazının da kullanıldığı örneklerde mevcut. Çalışmalar da epey yol kat edildi. Müze Müdürlüğümüz başkanlığında devam ediyor. Kayseri Büyükşehir Belediyemizin de destekleri var. Can Erpek hocamızın da bilimsel danışmanlığını alıyoruz. Güzel bir ekip işiyle çalışmalar sürüyor. Valimiz desteklerini veriyor. Kazılar bittiği zaman ören yeri olarak mevcut halini de koruyarak vatandaşların ziyaretine açmak. Önemli bir turizm destinasyonu haline getirmek. Şu anda bile yapılan çalışmalarda mozaiklerin nitelikli olduğunu görüyoruz" şeklinde konuştu.



7,5 milyon yıllık fosiller gün yüzüne çıkıyor


Kocasinan ilçesinde bulunan Yamula Barajı kıyısında devam eden fosil kazısı hakkında konuşan Dursun, "Müze Müdürlüğümüz başkanlığında Prof. Dr. Okşan Başoğlu hocamızın bilimsel danışmanlığında fosil kazıları da yine Büyükşehir Belediyemizin destekleri ile devam ediyor. Her yıl farklı canlı türlerine ait veriler görebiliyoruz. 7,5 milyon yıllık fosillerden bahsediyoruz. Şu an Kayseri’de var olmayan, nesli bitmiş türlerin de orada olduğunu biliyoruz. 3 toynaklı at var. Fillerin atası şeklinde farklı isimlendirmeleri olan canlılar var. Bugün Afrika’da var olduğunu gördüğümüz canlı türlerinin bazılarının da aslında bu bölgede yaşamış olduğunu görüyoruz. Şehrimizin geçmişine sadece tarihi eser değil, canlı türü olarak da baktığımız zaman çok önemli veriler sunuyor. Özellikle fosil kazısı bunlardan birisi. Her yıl çalışmalar devam ediyor. Orada çıkanlar da hem bilim merkezinde hem de yapımına devam edilen fosil müzesinde sergilenecek" diye konuştu.



Kayseri’nin tarihi yerin altından çıkıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Hem öğrenci, hem anne, hem de afetzede Nurdağı’nda yaşayan depremzede Sultan Hilal Şahin, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in uzattığı destek eliyle gelir elde ederek, hayal ettiği mesleğe kavuşmak için eğitimini tamamlayabilecek. Kadın girişimci, afetzede, öğrenci ve bir anne olan Sultan Hilal Şahin, 6 Şubat depremlerine yakalandığı Nurdağı’nda, komşuları ve bölge halkı gibi yaralarını sarmaya devam ediyor. Doğaya olan sevgisi ve bu alanda uzmanlaşma isteğiyle yola çıkan Sultan’a destek ise Başkan Fatma Şahin’den geldi. Bölgenin genç kadın girişimcilerinden olan Sultan, Gaziantep Büyükşehir ile GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı iş birliğinde Nurdağı ve İslahiye’de 200 çiftçiye dağıtımı yapılan; çilek fidesi, gübre, ilaç ve malç temini ile damlama sulama sistemi projesinden faydalanan isimlerden biri oldu. Nurdağı’nda yaşayan Sultan Hilal Şahin, 27 yaşında bir anne olarak Abdullah adında bir oğlu olduğunu belirterek, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nde mobilya ve dekorasyon üzerine eğitim aldığını söyledi. "Projeyi duyunca heyecanlandım" Ailesinin 1970 yılından bu yana çiftçilikle uğraştığını belirten Hilal Şahin, “Onların desteği ile ben de çiftçiliğe heves ettim. Çilek üretimiyle uğraşan bir arkadaşım var, onun başarılarını gördükçe seviniyordum. Bu anlamda Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı ile GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı iş birliğinde çilek üretimine ilişkin yeni destek projesini öğrenince heyecanlandım” dedi. “Bazen imkanlar el vermiyor bir şeyler yapmaya, başarmaya” Destek projesini çiftçi bir ağabeyinden öğrendiğini hatırlatan Şahin, “Projeye başvurdum ve dönüş yapıldığında çok sevindim. Büyükşehir Belediyesi’nin bu desteği aslında çok şey ifade ediyor. Bazen imkanlar el vermiyor bir şeyler yapmaya, başarmaya. Fikirler her zaman icraata geçirilemeyebiliyor. Bu desteği alabildiğim için çok mutluyum, Büyükşehir Belediyesi’ne çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. “Ağaç doktoru olmak istiyorum” Eğitim sürecine devam edeceğini ve uzmanlaşma sürecini dört yıla yaymayı planladığını belirten Şahin, “Orman mühendisliği alanında eğitimimi tamamlamayı hedefliyorum. Doğayı çok seviyorum ve ‘ağaç doktoru’ olmak istiyorum. Hem çilek üreterek geçimimi sağlamak hem de okuyarak kariyerimi ilerletmek istiyorum” ifadelerini kullandı. Her meyve ve her ağaç hakkında bilgi sahibi olmayı hedeflediğini dile getiren Şahin, “Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in benim gibi birçok genç girişimci kadına destek vermesi çok önemli bir örnek teşkil ediyor. Bu yüzden kendisine de çok teşekkür ederim” diye konuştu.
Antalya ALKÜ’de Orta Doğu konuşuldu Cumhurbaşkanlığı Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Orhan Karaoğlu, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesinde (ALKÜ) düzenlenen "Orta Doğu’da Neler Oluyor?" konulu konferansta Orta Doğu’da yaşanan önemli olayları ve Türk dış politikasını detaylarıyla anlattı. Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesinde (ALKÜ) sosyal ve kültürel etkinliklerin yanında toplumu bilgilendiren konferanslar da düzenlenmeye devam ediyor. Cumhurbaşkanlığı Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Orhan Karaoğlu, tarih boyunca savaşlar ve önemli olayların yaşandığı Orta Doğu coğrafyasını ve Türkiye’nin dış politikasını “Orta Doğu’da Neler Oluyor” isimli konferansta anlattı. ALKÜ Eğitim Fakültesi Başöğretmen Atatürk Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğe, Alanya Belediye Başkan Yardımcısı Abdullah Akbaş, ALKÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Akın, Prof. Dr. Mehmet Kılıç, Alanya İlçe Emniyet Müdürü Murat Kenan Patat, Alanya Gençlik ve Spor İlçe Müdürü Emre Kıldırgıcı, Alanya Yabancılar Meclisi Başkanı Abdullah Karaoğlu, ALKÜ Genel Sekreteri Onur Ocaktan, dekanlar, MYO Müdürleri, akademisyenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. Selamlama konuşmasının ardından Doç. Dr. Orhan Karaoğlu, Orta Doğu’yu harita üzerinde anlattı. Ülkelerin birbirleri ile jeopolitik konumlarına değinen Karaoğlu, bölgedeki birçok ilişkinin jeopolitik konum üzerinden yapıldığının altını çizdi. Avrupa ve ABD’nin Orta Doğu’yu yakından takip ettiğini söyleyen Doç. Dr. Karaoğlu, Yahudilerin neden Filistin’de devlet kurduklarını da detaylarıyla anlattı. Orta Doğu tarihindeki Sümerliler, Babilliler, Mısırlılar gibi uygarlıklar zamanında Yahudilerle yaşanan sorunların bugün halen devam ettiğini söyleyen Doç. Dr. Karaoğlu, “Tarihte yaşanan sorunlar, İsrail-İran-Filistin gerginliğinin çıkış noktasıdır. Bunları iyi anlamamız için tarihi iyi bilmemiz gerekiyor. Çünkü tarihte tarımdan yazıya kadar dünyayı değiştiren tüm özellikler Orta Doğu’da ortaya çıkıyor. Yahudiler de burada doğduklarını iddia ederek ikinci dünya savaşı sonrası Kenan Ülkesi denilen Filistin-Kudüs çevresinde ülke kurmak istiyorlar. Bunu da Avrupa ve ABD’nin desteğiyle elde ediyorlar” dedi. Doç. Dr. Karaoğlu, konuşmasının devamında Türkiye’nin tarihi süre boyunca dış politikasını anlatarak Mısır, Libya, Suriye, Irak, İran gibi Orta Doğu’nun jeopolitik konumunun önemli olduğu ülkelerle arasındaki ilişkilerini ele aldı. Konferansın ardından Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Kılıç, Doç. Dr. Karaoğlu’na teşekkür belgesi ve hediye takdim etti. Program hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.