YEREL HABERLER - 12 Nisan 2012 Perşembe 17:47

KIBRIS BÜYÜKELÇİSİ KAYSERİ`DE

A
A
A
KIBRIS BÜYÜKELÇİSİ KAYSERİ`DE

Kıbrıs Büyükelçisi Mustafa Lakadamyalı Kayseri Erciyes Üniversitesinde, ``˜Kıbrıs`la Nereye Kadar` adlı konferansa konuşmacı olarak katıldı. Lakadamyalı, ``Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti henüz ambargolardan dolayı ve siyasi sorundan dolayı ekonomik olarak maalesef kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomiye sahip değil`` dedi.
Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler konferans salonunda gerçekleştirilen programa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Büyükelçisi Mustafa Lakadamyalı, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Erdem, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Lakadamyalı, ``Kıbrıs meselesi gerçekten Türkiye`de en önemli ve milli mesele olarak ele alınan bir konu. Yarım asırdır sorun olarak nitelendiriyoruz" diye konuştu. "Kıbrıs meselesi her yurtdışına çıkan Türk`ün önüne çıkan konulardan birisi" diyen Lakadamyalı, şu şekilde konuştu:
Neden böyle? Çünkü Kıbrıs adası doğu Akdeniz`de öyle bir noktada ki Asya ve Avrupa`yı ayıran boğazlar ile Asya ile Avrupa`yı ayıran Süveyş kanalı arasında çok stratejik bir noktada. Bu stratejik nokta nedeniyledir ki tarih boyunca biz her zaman bu bölgede önemli bir aktör olmak isteyen güçlerin ele geçirmek istediği, kontrol altında tutmak istediği bir yer olmuştur. Buna aslında soğuk savaş sonrası dönemde yeni bir unsur daha eklenmiştir oda enerji güvenliği. Kıbrıs doğudan batıya akan enerjinin geçtiği noktalarda gerçekten kritik bir noktada bulunuyor. Bu nedenle de aslında ihmal edilmeyen bir yerde. Aslında bu Kıbrıs sorununun da neden bugüne kadar çözülemediğinin belki de bir izahı. Çünkü çok taraflı bir sorun haline dönüşmüş durumda. Bir sorunun ne kadar çok tarafı varsa bu tarafları memnun edecek ortak bir noktada buluşturacak tatmin edici bir çözüm bulmakta o kadar zordur.``
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti`nin ekonomisine değinen Lakadamyalı,``Şimdi 1963 - 1974 yılı arasında Kıbrıs Türk Cumhuriyet`i tarafında bir ekonomiden söz etmemiz mümkün değil. 1974 sonrasında Kıbrıs`ta özellikle Türklerin bir ekonomisinden bahsedebiliriz. Şuanda gayrisafi milli hasılamız 4 milyar dolar civarındadır. Kişi başına düşen milli gelir 1977 yılında 500 dolar düzeyindeyken 2010 yılı itibariyle 15 bin dolar civarına çıkmıştır. Enflasyon oranı Türk Lirası kullanıldığı için Kıbrıs`ta geçtiğimiz yıl maalesef çift haneleri görerek yüzde 14.7 olmuştur. Ekonominin büyüme oranı da 4.27 olarak gerçekleşmiştir`` diye konuştu.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti`nin ekonomik sorunundan bahseden Lakadamyalı, ``Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti henüz ambargolardan dolayı ve bu siyasi sorundan dolayı ekonomik olarak maalesef kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomiye sahip değil. Ekonomik alanda da Türkiye Cumhuriyeti ile çok sıkı bir şekilde iş birliği devam etmekte. Sadece de zaten Türkiye`den dış yardım yardım alabilmekteyiz. Türkiye`nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine maliyeti savunma harcamaları, alt yapı finansmanı ve bütçeye doğrudan katkı olarak yapılmaktadır. 2011 yılı gerçekleşen Türkiye`nin devlet bütçesine katkısı 360 milyon Türk Lirası yardım, 480 milyonda kredi şeklindedir. Türkiye`nin 2012 yılı içi görülen katkının bütçeye oranı yüzde 19 civarında olması beklenmektedir ki buda bu rakam geçen yıl aslında yüzde 24`tü biraz daha ekonomide toparlanma olduğunu söyleyebiliriz`` dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bahçelievler yaşanan silahlı saldırıyı esnaf ve mahalleli anlattı Bahçelievler’de Genç Fenerbahçeliler Derneği üyelerinin karıştığı silahlı saldırıda mahalle sakinleri ve esnaf, “ Bu civarda ilk kez böyle bir olay oldu aralarında bir mesele varmış” dedi. İstanbul’un Bahçelievler ilçesinde 24 Aralık gecesinde bir motor tamircisine eli silahlı bir grup saldırgan tarafından saldırı düzenlenmiş, olayda 1 kişi yaralanmıştı. Silahlı saldırıya karışan üç kişi polis tarafından adli makamlara sevk edilerek tutuklandı. Mahallede yaşayan esnaf ve vatandaşlar ise olayı anlattı. Bir vatandaş gece yarısı silah seslerini duyduğunu sabahleyin de olayı öğrendiğini belirterek, çatışma yaşayanların arkadaş olduğunu ve aralarında bir husumet olduğunu ifade etti. “Esnaf ve mahalleli olarak bir tedirginlik yaşadık” Silahlı saldırının gerçekleştiği mahallede esnaf olan Tuğçe Demirci, “Silahlı saldırı olduğu sırada dükkanımda değildim ancak, mahalle esnafı olarak sadece bir silahlı saldırı gerçekleştirildiğini duydum. İnşallah saldırıya uğrayanlar bir daha böyle bir şey yaşamazlar. esnaf olarak mahalleli olarak bir tedirginlik yaşadık ancak ben burada yeni olduğum için sadece duyduklarım kadarıyla olayı biliyorum inşallah bir daha böyle bir şey yaşanmaz” dedi. “Bunlar buraya geldiğinde böyle bir şey oldu” Saldırının olduğu Mahallede yaşayan Mahmut Albayrak, “Ben olayı görmedim ancak olayın olduğunu duydum. Gençleri silahla vurduklarını biliyorum iki kişiyi. birisinin ayağından yaralandığını ameliyatta olduğunu hayati tehlikesi olmadığını biliyorum. Bu mahallede böyle olaylar olmuyor ancak bunlar buraya geldiğinde böyle bir şey oldu. burada daha önce buna benzer bir olay yaşanmadı” diye konuştu. “Ben gece 4-5 el silah sesi duydum” Saldırı yapıldığı gün silah seslerini duyduğunu ifade eden mahalle sakini Ali Dervişoğlu, “Benim evim üst katta gece 1:30 civarlarındaydı. mermi seslerini duyduk ertesi gün sorduğumda motorcu arkadaşlar birbirlerine mermi atmışlar. 1 tanesinin ayağından vurulduğunu ameliyat geçirdiğini biliyorum. Ben gece 4-5 el silah sesi duydum. dükkanın sahibini tanıyorum. O söyledi bana arkadaşlarmış daha önce aralarında her ne geçtiyse böyle bir olay yaşandı” dedi.
İstanbul Beylikdüzü’nde yürek ısıtan görüntü İstanbul Beylikdüzü’nde bir sokak köpeği, soğuktan donmak üzere olan yavrusunu taşıyarak özel bir veteriner kliniğine getirip adeta yardım istedi. Yürek ısıtan görüntüler güvenlik kameraları tarafından kaydedildi.Olay, geçtiğimiz Pazartesi günü Beylikdüzü ilçesi Adnan Kahveci Mahallesi’nde yaşandı. Daha önce sokakta kalan ve tedavi için bir yavrusu vatandaşlar tarafından özel veteriner kliniğine götürülen anne köpek, yavrusunu adım adım takip etti. Sokakta kalan ve donmak üzere olan diğer yavrusunu da ağzıyla taşıyan anne köpek, aynı veteriner kliniğine giderek veterinerden adeta yardım istedi. Durumu fark eden veteriner, anne köpeğe ve yavrusuna sahip çıkıp tedavilerini yaptı. Yaşanan anlar ise kliniğin güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi.Alfa Veteriner Kliniği Veteriner Hekimi Baturay Oğan, yaşanan süreci anlatarak, “Anne köpeğimiz daha yaşam vadisi bölgesinde doğum yapmış çevredeki hayvanseverler de onu fark etmiş, destek olmaya çalışmışlar ama herhalde hayvancağız çevredeki insan varlığından sıkılıp yavrularını başka yere taşımış. Bu sebepten dolayı köpek yavrularını uzaklaştırınca insanlar görmeyince öldüler zannedip anne köpeği götürüp kısırlaştırmış. Anne köpek 2 gün sonra geri dönüp yavrularını aramaya başlamış. Ortaya çıktıklarında bir kısmı ölmüş. Bir kısmı da hayata tutunmaya çalışıyordu. Orada bulan bir hayvansever vatandaş yavru köpeği getirince anne köpekte peşinden geliyor. Son gördükleri canlı yavruyu da mamalar vesaire alıp evde bakıyorlar. Devamında köpek burayı görüp tanıyor yardım edileceğini anlayıp diğer yavruları bulmaya gidiyor. Bulduğu yavruyu da buraya getiriyor. Bize getirdiği yavru köpek ölmek üzereydi kalbi durma noktasındaydı soğuktan donmak üzereydi. Destekleyici tedavilerini yaptık. Hayata tutunmasını sağladık. Anne köpek şu anda aşağıda pansiyonda ona hastalık kapmasın diye iyice bakmaya çalışıyoruz elimizden geldiğince. Şu an da bizde konaklıyorlar” dedi.
Van Van’da ürettiği bağlamaları dünyaya tanıtıyor Erzurum’dan 1992 yılında Van’a gelerek bağlama üretimini tanıtan Tevhid Usta, özel sipariş üzerine ürettiği bağlamaları Türkiye’nin dört bir yanına ve yurt dışına ihraç ediyor. Van’da müzik aletleri imalatçısı Tevhid Topal, babası Aşık Dermani olarak bilinen İbrahim Topal’dan devraldığı bağlama yapımı mesleğini büyük bir emek ve sabırla sürdürüyor. Atölyesinde yoğun bir mesai harcayan Tevhid Topal; Amerika, Almanya ve Yeni Zelanda gibi ülkelere bağlama gönderiyor. Sanatını gelecek kuşaklara aktarmak için büyük çaba gösteren usta, aynı zamanda genç ustalar yetiştiriyor. Tevhid Topal, sanatını sadece bir meslek olarak görmüyor, aynı zamanda babasından devraldığı kültürel bir miras olarak değerlendiriyor ve bu mirası yaşatmak için özveriyle çalışmaya devam ediyor. "Bağlama yapımı çok zordur" İHA muhabirine konuşan Tevhid Topal, mesleğini nasıl öğrendiğini ve bağlama yapımının zorluklarını anlattı. Babasından devraldığı mesleğini büyük bir emekle sürdürdüğünü ifade eden Topal, “Babam Aşık Dermani olarak bilinen İbrahim Topal ile Erzurum’da başladım bu işe. Mesleği öğrendikten sonra 1992 yılında Van’a yerleştim ve burada bağlama yapımına başladım. Enstrüman yapımı, özellikle bağlama yapımı çok zordur ama bir o kadar da keyiflidir. Ağaçların hazırlanması, kurutulması ve işlenmesi büyük bir özen gerektirir. Bir bağlamanın yapımı en erken bir buçuk ay sürüyor, bazen iki aya kadar uzayabiliyor. Yurt içinden ve yurt dışından yoğun talepler alıyoruz. Amerika ve Almanya gibi ülkelere bağlama gönderdik" dedi. Son yıllarda mesleğini öğretmeye de odaklandığını dile getiren Topal, “Yaklaşık 10 yıldır halk eğitim destekli kurslar veriyorum. Şu an mesleği öğrenip çeşitli okullarda eğitim alan öğrencilerim var. Bu da beni çok mutlu ediyor" diye konuştu.