GÜNDEM - 14 Ağustos 2024 Çarşamba 09:40

Sel sularından kurtulmaya çalıştığı son anları kameraya yansımıştı: Hayatı belgesel oldu

A
A
A

Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde 2021 yılında yaşanan sel felaketinde çalıştığı anaokulunda sel sularına kapılan ve yaşama tutunmaya çalıştığı son anları kameraya yansıyan Duygu Çelikel’in hikayesi belgesel filmi oldu.

Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde 11 Ağustos 2021 tarihinde yaşanan selde 65 kişi hayatını kaybetmiş, 7 kişi ise kaybolmuştu. Yaşanan selde hayatını kaybeden vatandaşlardan birisi olan Duygu Çelikel, hizmetli olarak çalıştığı Bozkurt Anaokulu’nda sel sularına kapılmış, 8 gün sonra cansız bedeni bulunmuştu. Yaşama tutunmaya çalıştığı son anları ise bir vatandaş tarafından cep telefonu ile görüntülenmişti. Çocukluğu yetiştirme yurdunda geçen ve hayat azmi ile çevresindeki insanlara örnek olan Duygu Çelikel’in yaşam hikayesi belgesel filmine konu oldu. Kastamonu’da 2022 yılında kurulan ve kadınların yaşamın her alanında desteklenmesi ve güçlendirilmesi, farkındalıklarının arttırılması amacı ile çalışmalar yürüten Kastamonu Halime Çavuş Kadın Derneği tarafından Duygu Çelikel’in ismini yaşatmak amacı ile belgesel filmi çekildi. “Duygu Seli” ismi verilen film, Karadeniz Sivil Toplum Kuruluşları Konfederasyonu (KASTOB) tarafından düzenlenen “Kıyıdaki Kadınlar” temalı Uluslararası Kısa Film Yarışmasında 408 kısa film arasından 31. oldu. Filmle ilgili bilgi veren Kastamonu Halime Çavuş Kadın Derneği Başkanı Av. Şule Özbay, çekimleri kendi üyeleri ile hiçbir destek almadan tamamladıklarını söyledi.

Sel sularından kurtulmaya çalıştığı son anları kameraya yansımıştı: Hayatı belgesel oldu

"Duygu’nun hikayesini anlatarak onun ismini yaşatmanın hazzını yaşadık"

Belgeselde Duygu Çelikel’in eşi, eşinin ailesi ve arkadaşlarının röportajlarına ve dehşet anlarını anlatan görüntülere yer verdiklerini belirten Dernek Başkanı Özbay, çekimler sırasında duygusal anlar yaşadıklarını söyleyerek, "Kadınların hayatlarına dokunabilmek amacı ile projeleri ve yarışmaları takip ediyoruz. Bu kapsamda, KASTOB tarafından düzenlenen uluslararası kısa film yarışması ile denk geldik. Arkadaşlarla çalışma yaparken Bozkurt kadınları aklımıza geldi. Bundan 3 yıl önce, bu günlerde yaşadığımız sel felaketi sonrasında yaşamını yitiren Duygu ismindeki bir kızımızın hayatını konu olmak istedik. Filmi tamamen dernek üyelerimizden oluşan bir ekiple çektik. Belgesel niteliğinde bir film oldu. Duygu’nun hikayesini anlattık. Duygu Kastamonu’da Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü çatısı altında yetişmiş bir kızımız. Arkadaşlarımız ve çevresi tarafından çok seviliyormuş. Onun hikayesini anlatırken çok duygulandık. Eşi, eşinin ailesi ve arkadaşları ile tanıştık. Duygu’nun hikayesini anlatarak onun ismini yaşatmanın hazzını yaşadık. Duygu’nun ismini İstanbul’a taşıdık" dedi.

Sel sularından kurtulmaya çalıştığı son anları kameraya yansımıştı: Hayatı belgesel oldu

"Tekrar yaşanmasın mottosuyla Duygu’nun hikayesini anlattık"

Duygu Çelikel’in hikayesinin örnek olabileceğini belirten Özbay, "Duygu devlet imkanı ile memur oluyor ve Bozkurt’taki bir anaokulunda hizmetli olarak işe başlıyor. Selden 8 gün sonra cansız bedenine ulaşıldı. Sel felaketinden önce Tarkan ile evleniyor. Tarkan’ın görüşleri, Tarkan’ın ailesinin ve arkadaşlarının görüşleri yer alıyor. Bu duyguları yaşatmalıyız ki tekrar yaşanmasın mottosuyla Duygu’nun hikayesini anlattık" diye konuştu.

"Onun hikayesini taşımak bizi oldukça mutlu etti"

Film ile ilgili aldıkları olumlu tepkilerin kendilerini çok mutlu ettiğini belirten Özbay, "KASTOB’un düzenlediği yarışmada 408 film arasında 31’inci olduk. Tabii profesyonel bir ekiple çalışma imkanımız olmadı. Ama onun hikayesini taşımak bizi oldukça mutlu etti. Yarışma jurisinden bize çok olumlu dönüşler oldu. Her ne kadar ilk 5’e giremesek de tek tek arayıp bizi tebrik edenler oldu. Bugüne kadar yayınlamamıştık. Bugün itibari ile Youtube kanalından vatandaşlar da izleyebilecek" şeklinde konuştu.

Öte yandan, filmin yönetmen koltuğunda dernek üyelerinden Eylem Aydın yer alırken, kurgu, montaj ve seslendirmeyi Gülseli Müldür, metin yazımını Ebru Turhal ve Şaduman İzmitlioğlu, sanat yönetmenliğini Dernek Başkanı Şule Özbay, görüntü yönetmenliğini Asuman Özkan yaptı.

Murat Kanber

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Çocukları apartmana sokup üzerlerine benzin döktü, apartman sakinlerini ’Ya geri dönerse’ korkusu sardı Antalya’nın Kepez ilçesinde geçtiğimiz Mayıs ayında meydana gelen kan donduran olayda Nazmiye Ş., oyun oynayan 6 çocuğun üzerine benzin dökerek yakmaya çalıştı. Tutuklanan Nazmiye Ş.’nin davasının ikinci duruşmasında, mağdur çocukların aileleri adalet çağrısını yineledi. Aileler, tutuklu olayın yaşandığı günden bu yara korku içinde olduklarını ve çocukların ’Ya geri dönerse’ korkusuyla travmayı atlamadıklarını söyledi. Olay, 28 Mayıs 2024 tarihinde Kepez ilçesi Fevzi Çakmak Mahallesi’ndeki bir apartmanda yaşandı. Apartmana olaydan bir ay önce taşınan 50 yaşındaki Nazmiye Ş., mahallede oyun oynayan 6 çocuğun üzerine benzin dökerek yakmaya çalıştı. Çocukların aileleri olaya müdahale ederek faciayı önledi. Olay sırasında çocuklarının çığlıklarını duyan Aynur ve Alihan Ç., hızla aşağı inerek Nazmiye Ş.’nin elindeki çakmağı düşürdü. Elindeki bıçakla direnen kadın, daha sonra apartmanın çatı katına çıkarak camdan sarktı. Olay yerine gelen polis, itfaiye ve sağlık ekiplerinin 4 saat süren çabası sonucu kadın bulunduğu yerden indirildi. Apartmandan indirilen Nazmiye Ş., ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüleceği esnada, apartmanın giriş kapısında bekleyen çocukların yakınları bir anda Nazmiye Ş.’ye saldırmaya başladı. Polis çocukların aileleri ve komşularını güçlükle sakinleştirirken karın boşluğuna aldığı darbe sonucu kendini iyi hissetmediğini söyleyen Nazmiye Ş., polislerin arasında ambulansa alınarak hastaneye kaldırıldı. Tutuklanan Nazmiye Ş.’nin ilk davası 19 Kasım 2024’te görülürken, ikinci dava dün görüldü. Aileler adalet istiyor Olayda üç çocuğu zarar gören anne Aynur Ç., mahkeme sonrasında yaptığı açıklamada, “5 yaşındaki kızımdan başlayarak çocuklarımın üzerine benzin döktü. Çığlıklarını duyduğumda hızla müdahale ettik, çakmağı elinden aldık. Ama o an yaşadığımız dehşeti anlatamam. Çocuklarım hala bu travmayı atlatamadı. Sanığın serbest bırakılmasından korkuyoruz, çünkü çocuklarımız hala ‘Ya tekrar dönerse?’ diye soruyorlar. Adalet istiyoruz” dedi. “Facia son anda önlenebildi” Aynı apartmanda yaşayan ve üzerine benzin dökülen çocuklardan ikisinin babası Özer D., olay günü yaşananların facia boyutunda olduğunu belirtti. Mahkemede de tanıklık eden Özer D., “O gün işteydim, eşimin telefonda ‘Çocukları benzinle yakmaya çalıştı’ dediğini duyunca şoka girdim. Hemen eve geldim. Eğer çakmak ateş alsaydı, çocuklarımızla birlikte apartman komple alev alırdı. Çocuklarımız korkudan dışarı çıkmak istemiyor. Bu kadın dışarı çıkarsa, çocuklarımızın hayatı tehlikede olacak. En ağır cezayı almasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı. Çocuklar psikolojik destek alıyor Olayda 5 yaşındaki bir çocuk geçici görme kaybı yaşarken, diğer çocuklar da benzin kokusuna ve olayın dehşetine maruz kaldı. Halen çocuklar psikolojik destek alırken apartman sakinlerinden Aynur Ç., “Kızım sürekli kabus görüyor. ‘Anne, kadın geri gelir mi, beni öldürür mü?’ diye soruyor. Bu şekilde nasıl yaşayacağız?” diyerek mahkeme sürecinin bir an önce tamamlanmasını istedi. Sanık: "Kardeşimi rehin aldılar" Nazmiye Ş.’nin, komşularını “kardeşini evde rehin tutmakla” suçlaması ve akıl sağlığının yerinde olmadığına dair rapor almak için girişimde bulunması ailelerin tepkisini çekti. Özer D., “Kendilerini aklamak için akli dengesi yerinde olmadığına dair belge çıkarmak istiyorlar. Bu şekilde yırtıp dışarı çıkmak için çabalıyorlar. Biz buna hiçbir şekilde müsamaha göstermeyeceğiz ve şikayetlerimizi geri almayacağız” dedi. Olayın ikinci duruşmasında çocukların ifadelerine de başvurulurken, aileler mahkeme önünde yaptıkları açıklamalarda şikayetlerinden vazgeçmeyeceklerini vurguladı. Davanın 3. duruşması 12 Şubat 2025 tarihinde görülecek.
Siirt Siirt’te ev hanımları kooperatif kurarak oto yıkama açtı Siirt’te bir grup ev hanımı, kooperatif kurarak oto yıkama hizmeti vermeye başladı. Siirt’in merkezinde faaliyet gösteren oto yıkama işletmesi, hem istihdam oluşturmayı hem de kadınların iş hayatında daha aktif rol almalarını hedefliyor. Siirt’te kadın girişimciliğini desteklemek amacıyla kurulan kooperatif, bölgedeki diğer kadınların da benzer projeler geliştirmesine öncülük ediyor. Kooperatiflerin Desteklenmesi Programı (KOOP-DES) üzerinden başvurup işletmelerini kurduklarını belirten Kooperatif Başkanı Narin Oğuz Yardım, kadın eli değen her işin daha temiz olduğunu belirtti. Yardım, "İşletmemizi 2,5 aydır açtık. 7 tane kadınımızla birlikte yol aldık. Bu iş nereden aklınıza geldi diye çok soru soruldu. Normalde Siirt’te, kültür, bölge ve coğrafya olarak çok sıkıntılı kadınlarımız var. Her yerde çalışamıyorlar. Bu ailevi bir durumdan olabilir veya çocukları küçük olabilir. Bu tür değişik sorunlardan dolayı çalışamadıkları için Siirt’te, bölge olarak burada olmayan bir sektör açmak istedik ve hizmet sektörüne karar verdik. Şu an kadınlarımız gerçekten çok memnun, çok iyi gidiyoruz. Memnun olanlar ve kurumsal olarak destek verenler var. Aynı zamanda bu hafta kurumsal temizliğe geçtik. Orada da yaklaşık 15-20’ye yakın kadınımız hizmet verecek. Aynı zamanda şu an burada da 12 kadınımız hizmet veriyor ve sigortaları yatıyor. Burada bütün kadınlara söylemek istediğim; lütfen kendilerine güvensinler. Ben kadınım, her şeyi yapabilirim, her şeyi başarabilirim. Bunu kendilerine inandırsınlar. Gerçekten kadının yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Evet, oto yıkama normalde erkeklerin işi. Erkekler yapar kadın yapamaz ama biz çok güzel yaptık ve şu an çok güzel gidiyoruz, güzel şeyler başardık. Neden yapmasın? Neden olmasın? Kadınız, birlikte güçlüyüz. Kadınız, her yerdeyiz" şeklinde konuştu. Kooperatif Başkan Yardımcısı Enoş Dayanan ise, "Burayı açma sebebimiz kadınlara hizmet etmek, daha çok kadına yönelmek ve genişlemektir. İşletmemizi oto yıkama olarak açtık. Doğuda bir ilk olarak işletme kurduk. Çok güzel tepkiler görmekteyiz. Sezonu olmamasına rağmen günde en az 7 - 8 araç yıkıyoruz. Kadın eli olunca hijyen oluyor. Amacımız daha çok kadına hizmet etmektir ve daha farklı projelerde de büyütmektir. Kurumsal olarak büyük bir kooperatif olarak genişlemeyi düşünüyoruz. Önemli olan vasıflı eleman yetiştirmektir. Daha farklı sektörlerde şu an 4 tane projemiz daha var. Bu projelerimiz de gerçekleşirse daha farklı alanlara da yöneleceğiz ve bu alanlardaki kadınlarımız vasıflı olmuş olacaklar. Yaptıkları işi öğrenmiş olacaklar. Oto yıkama olarak başladık ama şu an hizmet sektöründe de devam ediyoruz. Bu hafta hizmet sektörünü de açmış olduk. Şu an 15 kadına hitap ediyoruz. Biz kooperatif olarak 7 bayan olarak başladık ama 7’den 70’e herkese hitap ediyoruz. Bütün bayanlarımızı buraya bekliyoruz. Kurumsal olarak bütün kadınları destekliyoruz" diye konuştu. İşe ilk başladığı zaman zorluk çektiğini belirten oto yıkama çalışanı Evin Atlağ, "Bu işler erkeklere aittir. Ama bayan eli değdiği zaman her yer daha temiz olur. İlk başlarda zorladım. Çünkü bilmiyordum yeni başladığım için biraz zorluk çektim. Ama şu anda hiçbir sıkıntı kalmadı. Bazen günde 8, 9 veya 10 tane araba gelir. Bazen de 1 ve 2 tane gelir" ifadelerini kullandı.
Ordu ‘Rahim ağzı kanseri, HPV aşısı ile önlenebilir’ Human Papilloma Virüsü (HPV) aşılarının, rahim ağzı kanserine karşı korunmada etkili bir yöntem olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Sevda Karakaya, “HPV aşısı, kadınları bu kansere yol açabilecek yüksek riskli HPV türlerine karşı koruyabilir. Ayrıca, 21 yaşından itibaren düzenli pap smear testi yaptırılması, kanser öncesi lezyonların erken dönemde tespit edilmesine imkan sağlar” dedi. Medical Park Ordu Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Sevda Karakaya, rahim ağzı kanseri konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla açıklamalarda bulundu. Rahim ağzı kanserinin, kadınlar arasında en yaygın görülen jinekolojik kanser türlerinden biri olduğunu belirten Opr. Dr. Karakaya, erken tanının hayat kurtarıcı olduğunu vurguladı. Rahim ağzı kanserinin en sık HPV enfeksiyonu ile ilişkili olduğunu ifade eden Opr. Dr. Karakaya, “Rahim ağzı kanseri, önlenebilir bir hastalıktır. Düzenli jinekolojik muayeneler ve tarama testleri (pap smear ve HPV testi) sayesinde bu hastalığı erken evrede yakalamak mümkündür. Erken tanı sayesinde tedavi şansı çok daha yüksektir” dedi. “Aşı ve tarama testlerinin önemi” HPV aşılarının, rahim ağzı kanserine karşı korunmada etkili bir yöntem olduğuna dikkat çeken Opr. Dr. Karakaya, özellikle genç kızların ve kadınların aşılanmasının önemine değindi. Karakaya, “HPV aşısı, kadınları bu kansere yol açabilecek yüksek riskli HPV türlerine karşı koruyabilir. Ayrıca 21 yaşından itibaren düzenli pap smear testi yaptırılması, kanser öncesi lezyonların erken dönemde tespit edilmesine imkan sağlar” diye konuştu. “Belirtiler ve risk faktörleri” Rahim ağzı kanserinin erken evrede genellikle belirti vermediğini belirten Opr. Dr. Karakaya, ilerleyen aşamalarda ’anormal vajinal kanama’, ’cinsel ilişki sırasında ağrı veya kanama’, ’vajinal akıntıda değişiklik’, ’alt karın bölgesinde ağrı” belirtilerinin görülebileceğini kaydetti. Risk faktörlerinden bahseden Opr. Dr. Karakaya, “Risk faktörleri arasında erken yaşta cinsel ilişkiye başlama, çok sayıda partner, sigara kullanımı ve bağışıklık sisteminin zayıf olması gibi unsurlar yer alır” açıklamasında bulundu. “Doktor kontrolleri aksatılmamalı” Son olarak kadınlara düzenli tarama testlerini ihmal etmemeleri gerektiği konusunda uyarıda bulunan ve toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini söyleyen Karakaya, “Rahim ağzı kanseri, düzenli kontrol ve koruyucu önlemlerle büyük oranda önlenebilir. Her kadın, kendi sağlığı için bilinçli hareket etmeli ve doktor kontrollerini aksatmamalıdır” şeklinde konuştu.