POLİTİKA - 02 Kasım 2024 Cumartesi 16:59

Yurdakul: “Terör sorununun çözümü önünde MHP’yi sözde engel olarak gösterenlerin oyunları bozulacaktır”

A
A
A
Yurdakul: “Terör sorununun çözümü önünde MHP’yi sözde engel olarak gösterenlerin oyunları bozulacaktır”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Selim Yurdakul, terörü kökünden bitirecek hamlenin MHP Lideri Devlet Bahçeli’den geldiğini belirtti.


Yurdakul, PKK terör örgütünün siyasi uzantısı olan DEM ile göbekten bağlı olan, onlarla ittifak kuran, her türlü işbirliği içinde olan CHP ve Selahattin Demirtaş sevdalısı CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in attığı adımları görmeyenlerin, hatta alkışlayanların, Milliyetçilik vurgusu yaparak Bahçeli’ye saldırdıklarını kaydetti.


Milliyetçi Hareket Partisi Kars İl Başkanlığı ev sahipliğinde düzenlenen “Bir ve Birlikte Hilal’e Doğru Türkiye Toplantıları” kapsamında Kars’ta bulunan MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Selim Yurdakul, Kars’ta DEM ve CHP’ye yüklendi.


“Terör sorununun çözümü önünde MHP’yi sözde engel olarak gösterenlerin oyunları bozulacaktır”


Aynalı Köşk Toplantı Salonu’nda partililere seslenen Prof. Dr. Ahmet Selim Yurdakul, “Terörle mücadelede ortaklaşmak ne kadar önemliyse, terörün beslendiği bataklığı kurutmak konusunda el ele vermek de bir o kadar önemlidir. Nitekim terörü kökünden bitirici darbe yine MHP’ne, Liderimiz ve Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin stratejik yaklaşımına maruz kalmıştır. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin uzattığı el; bin yıllık kardeşlik hukukunu, bir arada yaşama azmini sürdürme arzusunu ortaya koymaktır. Çünkü bu yaklaşım nesilleri etkileyecek bir karardır. Ayrıca terör sorununun çözümü önünde MHP’yi sözde engel olarak gösterenlerin de oyunları bozulacaktır” dedi.


Zaten partimizi engel gösterip aslında sorundan beslenenlerin oyunu bozulunca şimdiden Liderimizi hedef tahtasına koymaya çalıştılar diyen Yurdakul, “Üstelik demediğini demiş gibi göstererek. Dediklerini bağlamından kopartarak. Düpedüz ve ahlaksızca çarpıtma yoluna giderek. PKK terör örgütünün siyasi uzantısı olan DEM ile göbekten bağlı olan, onlarla ittifak kuran, her türlü işbirliği içinde olan CHP ve Selahattin Demirtaş sevdalısı CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in attığı adımları görmeyenler, hatta alkışlayanlar, şimdi Milliyetçilik vurgusu yaparak Liderimize saldırıyorlar. En önemlisi ise, aynı saldırıyı Kandil’in teröristleri, emperyalist ülke uşakları Murat Karayılan, Mustafa Karasu, PKK Kongra-Gel Eş Başkanı Zübeyir Aydar ve PKKlı terörist Helin Ümit gibi isimler de yapıyor ve Liderimizin bu açıklamalardan çok rahatsızlar” diye konuştu.


“Öyleyse burada bir gariplik yok mu sizce?”


Başta CHP olmak üzere tüm muhalefet; Türkiye’nin etrafı yangın yerine dönmüşken, Yığınla bölgesel açmaz ve küresel sorun çözüm beklerken, Evrensel insani değerler can çekişirken; daha dün seçimlerini yapıp bitirmiş Türkiye’de, erken seçim derdine düştüğüne dikkat çeken MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Selim Yurdakul, “Şunu buradan açıkça ifade edeyim ki; Hiç kimse bizimle, Milliyetçi-Ülkücü camiamız ve onun Lideri Sayın Devlet Bahçeli ile Türklüğe hizmet kulvarında, milletseverlik ve vatanseverlik yarışına giremez. Bugün Türkiye’nin bağımsızlığı ve Türk Milletinin güçlenmesi emperyalist güçleri ve onların uşaklarını kahrediyor ve bu odaklar farklı yöntemlerle Türkiye’nin altını oymaya, toplumsal huzurumuzu bozmaya çalışıyorlar. Lütfen uyanık olalım, birbirimizden kopmamız projelendiriliyor” şeklinde konuştu.


“ABD’li mihraklar ve Kandil ilişkisi, Suriye’den ülkemize sokulan teröristlerin düzenlediği TUSAŞ saldırısında ifşa olmuştur”


TUSAŞ’a teröristlerin saldırdığını vurgulayan Yurdakul daha sonra özetle şunları söyledi.


“Cumhurbaşkanımız, BRİCS toplantısında dış politikada bağımsızlığımızı ortaya koyarken ve Genel Başkanımızın yaptığı önemli açıklamanın hemen sonrasında bu odaklar düğmeye basıyor ve savunma sanayimizin kalbine, TUSAŞ’a bir saldırının düzenlenmesine sebep oluyorlar. Türkiye savunma sanayisini dışa bağımlılıktan kurtaracak en önemli hamlelerin yapıldığı TUSAŞ’ın, saldırı hedefi olarak seçilmesi de elbette bir mesaj niteliği taşımaktadır. Mesajın kimler tarafından verildiği belli değil mi? Diyorlar ki; “Öcalan’ın gücü yetmez. Sınırları aşamaz. Size terörü bitirme ve PKK’yı tasfiye etme fırsatı tanımayacağız” diyorlar. ABD’li mihraklar ve Kandil ilişkisi, Suriye’den ülkemize sokulan teröristlerin düzenlediği TUSAŞ saldırısında ifşa olmuştur. TUSAŞ’a yapılan bu alçak saldırı diyor ki; “Ne yaparsanız yapın PKK ya silahları bıraktıramazsın”. Bunu yalnız Kandil mi diyor? Bana göre bu mesaj doğrudan Suriye’nin kuzeydoğusundan geliyor. PKK/YPG organizasyonundan geliyor. ABD korumasındaki topraklardan geliyor. Çok iyi biliyoruz ki, Suriye’de Fırat’ın doğusunda ABD ye bağlı özerk bir yapı kurulması halinde, bu aynı zamanda İran’a karşı ABD ve İsrail için de bir tampon olacaktır. Ortadoğu’da sınırların yeniden çizilmesi operasyonunun bir parçasıdır. Yani yeni Sevr hayallerinin ilk adımlarıdır. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin hamlesi bütün bu gerçekleri, bütün bu soruları turnusol kağıdının üzerinde bütün çıplaklığıyla ortaya çıkarmıştır. İşte rahatsızlık budur, İşte liderimize saldırı budur, Çünkü liderimiz Bahçeli’nin birkaç oy için partisi biraz daha oy alsın diye Türk milletini hiç bir zaman yalnız bırakmamıştır.”



Yurdakul: “Terör sorununun çözümü önünde MHP’yi sözde engel olarak gösterenlerin oyunları bozulacaktır”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük 93 yaşındaki yaşlı adamı bal kabağı ile öldürdü Karabük’ün Safranbolu ilçesinde 3 gündür kızlarının haber alamadıkları 93 yaşındaki İbrahim Tuna, evinde bal kabağı ile öldürülmüş halde bulundu. Olayın ortaya çıkması ile gözaltına alınan zihinsel engelli bir kişi cinayeti itiraf ederek sevk edildiği mahkemece tutuklandı. Edinilen bilgiye göre olay, Safranbolu ilçesine bağlı Konarı köyünde meydana geldi. Konarı köyündeki evinde yalnız yaşayan İbrahim Tuna’dan (93) haber alamayan İstanbul’daki kızları köy muhtarı Mustafa Özşen’i arayarak babası ile en son 28 Ekim’de telefonla görüştüklerini ancak 3 gündür bir türlü ulaşamadıklarını söyleyip, evi kontrol etmesini istedi. Bunun üzerine köy muhtarı Özşen, yanına azasını alarak Tuna’nın yaşadığı eve giderek kapıyı çalmasına rağmen açan olmayınca evin etrafına bakmaya başladı. Bu sırada evin arka kısmında yer alan balkona dayalı bir merdiven olduğunu görünce durumdan şüphelenen muhtar, başka bir merdiven bularak eve girdi. Eve girince yatakta üstü tamamen örtülü şekilde yatan Tuna’nın üzerinden yorganı kaldırınca korkunç manzara ile karşılan muhtar, durumu jandarma ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine sevk edilen jandarma ekipleri, yaşlı adamın bal kabağı ile kafasına defalarca vurularak öldürüldüğünü tespit etti. Yapılan araştırma ve inceleme sonucu yaşlı adamın en son 28 Ekim Pazartesi günü emekli maaşını çektiği ancak evdeki eşyaları arasında yaşlı adamın parasının ve evin anahtarlarının da olmadığı tespit edildi. Çalışmalarını derinleşitren jandarma ekipleri olay yerine gelen 2 Cumhuriyet Savcısı eşliğinde köylülerin ifadelerine başvurdu. Köylülerin yaşlı adamın ihtiyaçlarının aynı köylü ve zihinsel engelli olan Ayhan Aksoy’un (53) yaptığını, eve en son onun geldiği bilgisini vermesi üzerine ekipler, ilçe merkezinde Emek Mahallesi’ndeki evinde Aksoy’u gece yarısı gözaltına aldı. Şahsın evinde yapılan aramalarda yaşlı adamın olduğu belirlenen 11 bin 800 lira para ile evinin anahatarları da bulundu. İlçe Jandarma Komutanlığı’na getiren Aksoy, burada cinayeti kendisinin işlediğini itiraf etti. Yapılan işlemlerinin ardından Ayhan Aksoy, sağlık kontrolü sonrası Safranbolu Adliyesine sevk edilerek, savıclık ifadesinin ardından tutuklama istemi ile gönderildiği mahkemece tutuklanarak Karabük T Tipi Kapalı Cezaevine sevk edildi. Öte yandan, hurhanrca cinayete kurban giden İbrahim Tuna’nın cenazesi ise köyünde ikindi vakti kılınan cenaze namazının ardından aile mezarlığına defnedildi. "Merdiveni görünce huylandım" Köy muhtarı Mustafa Özşen ise gagazetecilere yaptığı açıklamada, 29 Ekim Salı günü sabah 8.20 sularında şüphelinin merdivenle eve girdiğini söyleyerek, "Öldüren şahıs da bizim bildiğimiz ve zihinsel engelli. Merdiven ile balkondan içeri girerek bal kabağı ile İbrahim Tuna amcamızın kafasına vurup öldürmüş. Öldürülen kişi de bizim köyden. Öyle bir şey yapabilecek de bir insan değildi. Zihinsel engelli" dedi. Özşen, dün 17.30 sularında Tuna’nın kızlarının kendisini aradığını ifade ederek, "’Babama ulaşamıyoruz’ dediler. Ev kilitli olduğu için giremedim. Merdiveni görünce huylandım. Aza arkadaşımla demir merdiven getirip eve girdik. İbrahim amcanın üstü kapalıydı. Açtığımda kafasının darp edildiğini gördüm. Hemen jandarmayı aradım. Araları çok iyiydi nasıl böyle bir şey yaptı anlamadım. Maaşını ve evin anahtarlarını da almış. Daha önce sürekli gelip İbrahim amcanın odun, kömür gibi ihtiyaçlarını karşılar, ona yardım ederdi, onun yanından ayrılmazdı" diye konuştu. "Çocukluk kahramanımı öldürdüler" Torunu Özlem Atamer de gözyaşları içinde dedesinin çok iyi olduğunu belirterek, " kadar iyi bir dedeydi ki. Herkesin hayal ettiği çocukluk kahramanımı öldürdüler" ifadelerini kullandı.
Antalya Ameliyat masasında hayatını kaybetti, eşi ve yakınları ihmal olduğu iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu Antalya’da özel bir hastanede kalp kapakçığı ameliyatı olan bir kişi ameliyat sırasında hayatını kaybetti. Hastanın ölüm haberini alan eşi ve yakınları ihmal olduğu iddiası ile doktordan şikayetçi oldu. Hastane yetkilileri ise konu ile ilgili açıklama yapmadı. Antalya’da özel bir hastanede kalp kapakçığı ameliyatı olan İbrahim Çetin (48), ameliyat sırasında hayatını kaybetti. Çetin’in ölüm haberi verilen aile ise hastalarının doktor ihmali neticesinde hayatını kaybettiğini öne sürerek, ameliyatı yapan doktor hakkında şikayetçi oldu. İddiaya göre, İbrahim Çetin 11 Ekim tarihinde kalbindeki rahatsızlık nedeniyle özel bir hastaneye ameliyat olmak üzere yatış yaptı. 15 Ekim’de ameliyat olan Çetin, bir süre yoğun bakım ve servisteki tedavisinin ardından taburcu oldu. Ancak taburcu olduktan birkaç gün sonra yeniden rahatsızlanan İbrahim Çetin yakınları tarafından hastaneye kaldırıldı. Doktordan şikayetçi oldular Bir süre başka bir hastanede tedavi gören Çetin, yakın zamanda ameliyat olması nedeniyle tekrar ambulansla aynı hastaneye sevk edildi. Burada ameliyatı yapan doktor daha önce geçirdiği ameliyatın ardından kalbinde kireçlenme olması nedeniyle kalp kapakçığının ritim bozukluğu nedeniyle işlevini kaybettiğini belirtmesi ve yeni bir ameliyat olması gerektiğini söylemesi üzerine tekrar hastaneye yatışı gerçekleştirildi. Aileye, ritim bozukluğu nedeniyle kireçlenmenin yerinden oynayarak kalp kapakçığına sıkıştığı belirtildi. 1 Kasım’da ikinci kez ameliyata alınan İbrahim Çetin’in, ameliyat sırasında durumu kötüleşti. Çetin, yoğun bakıma alınırken iki kez duran kalbi yaklaşık 20 dakikalık kalp masajı ve müdahaleye rağmen hayatını kaybetti. Çetin’in ölüm haberinin verildiği eşi ve yakınları ise ameliyatı gerçekleştiren doktorun ihmali olduğunu iddia ederek doktor hakkında şikayetçi oldu. Ameliyattan iki gün sonra tekrar kötüleşti Eşinin ölüm haberini alan ve fenalık geçiren Gülseren Çetin, yakınları tarafından sakinleştirilirken, hastaneye gelen polis ekipleri olayla ilgili soruşturma başlattı. İlk ameliyattan birkaç gün sonra eşinin tekrar rahatsızlandığını belirten Gülseren Çetin, “Ayın 15’inde ilk ameliyatı olduk. Doktor, ameliyat zor geçti ama sorunsuz dedi. Bir gün yoğun bakımda kaldıktan sonra servise çıkardılar. Serviste her şey normaldi, EKG’si çekildi, EKO, akciğer film çekildi, eve gönderdiler bizi. Eşim o gün iyiydi, ertesi gün halsizliği vardı zaten normal dediler. Halsizliği hala devam ediyordu, geceleri uyumuyordu. Solunum sıkıntısı devam ediyordu. Perşembe sabaha kadar uyumadı eşim, ritimleri çoğaldı Uncalı’ya bir hastaneye gittik, orada serum taktılar. Ben tansiyonunu ölçtüğümde ritimleri 156 civarındaydı. Ritim bozukluğundan acil serviste yatırdılar. İki serum, iki hap verdiler. Orada bayağı bi beklettiler, kontrol altına almaya çalıştılar” dedi. "Soru sordum, beni azarladı" Buradan ambulansla ameliyatın gerçekleştirildiği hastaneye sevk edildiklerini ve eşinin direkt yoğun bakıma alındığını belirten acılı eş, "Hastanenin yoğun bakım ünitesinde iki gün kaldı. Kroner Yoğun Bakımda kaldı. Orada 134’e düştü, ben eşimi görebilir miyim dedim. Gel göstereceğim dedi. Gittim baktım, hala ritim 134, ritmin hala aynı olduğunu söyledim. ’Sen karışma buna, sen niye karışıyorsun buna’ dedi. Düşmediğini hala aynı olduğunu söylemek istedim dedim. ’Sen niye karışıyorsun, ben sana patlıcan musakkayı soruyor muyum’ dedi bana. Demedi ki, düşüreceğiz, tamam diyip beni ikna etmedi. Ben orada bir şey diyemedim. O’na muhtaç olduğum için, tamam dedim çıktım oradan. Eşim 2 gün kaldı, sonra beni çağırdı. Eşimi servise çıkarmışlar. O gün iyiydi, akşamına yine kötüleşti. Nefes alıp vermekte zorlanıyordu. Sürekli bir öksürük, balgamında kan geliyordu. Bana ’her şey yolunda’ dedi. ’Hiçbir şey yok, her şey yolunda’ dedi" ifadelerini kullandı. "Kireçlenme nedeniyle kapakçık işlevini kaybetmiş" Ameliyatı gerçekleştiren doktorun kendisini çağırdığını ve kireçlenme olduğunu belirterek, ’ben küçük kesi ile girdiğimde kalp kapağını ona göre taktım. Kireçlenme vardı, kalbin arka tarafında, ona göre taktım. Oradan yapamazdım, kalp kanama yapardı, yırtılma yapardı. Risk vardı, o riski almadım’ dediğini söyleyen Gülseren Çetin, "O şekilde kalp kapağını takmış, bizi eve gönderdiler. En son beni çağırdı, kireçlenme olduğunu, ritim bozukluğu esnasında bu kireç oynamış. Kalp kapağının kenarına sıkışmış. Tekrar oynama yaparak kalp kapağının ortasına sıkışmış. ’Orada çıkartamıyoruz, oynatamıyoruz. Kalp kapağının biri tamamen işlev görmüyor’ dedi. Tekrar bir işlem gerektiğini, bu kez açık ameliyat yapağını söyledi. Kararın bende olduğunu söyledi. Ben eşimin haberi olmadan tek başıma karar veremeyeceğimi söyledim. Eşimin yanına gittik, bana anlattığı gibi ona da anlattı. Bu sefer küçük kesi ile değil, büyük açacağını ama riski olduğunu söyledi. Kalp kapağını çıkartarak. Kireci alacağını, kapakta bir sıkıntı olmadığını söyledi" dedi. Olayla ilgili görüşülmek istenen hastane yetkilileri ise konuyla ilgili açıklama yapmadı.
Karabük 93 yaşındaki yaşlı adamı bal kabağı ile öldürdü Karabük’ün Safranbolu ilçesinde 3 gündür kızlarının haber alamadıkları 93 yaşındaki babaları İbrahim Tuna’nın evinde bal kabağı ile öldürülmüş halde bulundu. Olayın ortaya çıkması ile gözaltına alınan zihinsel engelli bir kişi cinayeti itiraf ederek sevk edildiği mahkemece tutuklandı. Edinilen bilgiye göre olay Safranbolu ilçesine bağlı Konarı köyünde meydana geldi. Konarı köyündeki evinde yalnız yaşayan İbrahim Tuna’dan (93) haber alamayan kızları Köy muhtarı Mustafa Özşen’i arayarak babası ile en son 28 Ekimde telefonla görüştüklerini ancak 3 gündür bir türlü ulaşamadıklarını söyleyerek, evi kontrol etmesini istedi. Bunun üzerine köy muhtarı Özşen, yanına azasını alarak Tuna’nın yaşadğı eve giderek kapıyı çalmasına rağmen açan olmayınca evin etrafına bakmaya başladı. Bu sırada evin arka kısmında yer alan balkona dayalı bir merdiven olduğunu görünce durumdan şüphelenen muhtar, başka bir merdiven bularak eve girdi. Eve girince yatakta üstü tamamen örtülü şekilde yatan Tuna’nın üzerinden yorganı kaldırınca korkunç manzara ile karşılan muhtar durumu Jnadarma ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine jandarma ekipleri sevk edilen Jandarma ekiplerinin yaşlı adamın bal kabağı ile kafasına defalarca vurularak öldürüldüğünü tespit etti. Yapılan araştırma ve inceleme sonucu yaşlı adamın en son 28 Ekim Pazartesi günü mekeli maaşını çektiği ancak evdeki eşyaları arasında yaşlı adamın parasının ve evin anahtarlarının da olmadığı tespit edildi. Çalışmalarını derinleşitren Jandarma ekipleri olay yerine gelen 2 Cumhuriyet Savcısı eşliğinde köylülerin ifadelerine başvurdu. Köylülerin yaşlı adamın ihtiyaçlarının aynı köylü ve zihinsel engelli olan Ayhan Aksoy’un (53) yaptığını eve en son geldiği bilgisini vermesi üzerine ekipler, İlçe merkezindeki Emek Mahallesindeki evinde Aksoy’u gece yarısı gözlatına aldı. Şahsın evinde yapılan aramalarda yaşlı adamın olduğu belirlenen 11 bin 800 lira para ile evinin anahatarlarını da buldu. İlçe Jandarma Komutanlığı’na getiren Aksoy, burada cinayeti kendisinin işlediğini itiraf etti. Yapılan işlemlerinin ardından Ayhan Aksoy, sağlık kontrolü sonrası Safranbolu Adliyesine sevk edilerek, savıclık ifadesinin ardından tutuklama istemi ile gönderildiği mahkemece tutuknalarak Karabük T Tipi Kapalı cezaevine sevk edildi. Öte yandan hurhanrca cinayete kurban giden 93 yaşındaki İbrahim Tuna’nın cenazesi ise köyünde ikindi vakti kılınan cenaze namazın ardından aile mezarlığına defnedildi. "Merdiveni görünce huylandım" Köy muhtarı Mustafa Özşen, ise gagazetecilere yaptığı açıklamada, 29 Ekim Salı günü sabah 8.20 sularında şüphelinin merdivenle eve girdiğini söyleyerek, " Öldüren şahsıta bizim bildiğimiz ve zihinsel engeli. Merdiven ile balkondan içeri girerek bal kabağı ile İbrahim Tuna amcamızın kafasına vurup öldürmüş. Öldürülen kişi de bizim köyden. Öyle bir şey yapabilecek de bir insan değildi. Zihinsel engelli." dedi. Özşen, dün 17.30 sularında Tuna’nın kızlarının kendisini aradığını ifade ederek, "Babama ulaşamıyoruz’ dediler. Ev kilitli olduğu için giremedim. Merdiveni görünce huylandım. Aza arkadaşımla demir merdiven getirip eve girdik. İbrahim amcanın üstü kapalıydı. Açtığımda kafasının darp edildiğini gördüm. Hemen jandarmayı aradım. Araları çok iyi idi nasıl böyle bir şey yaptı anlamadım. Maaşını ve evin anahtarlarını da almış. Daha önce sürekli gelip İbrahim amcanın odun, kömür gibi ihtiyaçlarını karşılar, oan yardım ederdi, onun yanından ayrılmazdı " diye konuştu. "Çocukluk kahramanımı öldürdüler" Torunu Özlem Atamer de gözyaşları içinde dedesini Tuna’nın çok iyi olduğunu belirterek, " O kadar iyi bir dedeydiki. Herkesin hayal ettiği çocukluk kahramanımı öldürdüler." ifadelerini kullandı.