GÜNDEM - 14 Nisan 2025 Pazartesi 15:32

Bakan Yardımcısı Turan: "Sokağın güvenliği esastır, sokakta sahipsiz hayvan istemiyoruz"

A
A
A
Bakan Yardımcısı Turan: "Sokağın güvenliği esastır, sokakta sahipsiz hayvan istemiyoruz"

İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan, sokak hayvanlarıyla ilgili yeni yasal düzenlemelerle birlikte belediyelere ciddi sorumluluklar yüklendiğini belirterek, "Sokağın güvenliği esastır. Sokakta sahipsiz hayvan istemiyoruz" dedi.


İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan, bir dizi ziyaret ve incelemeler yapmak üzere Karabük’e geldi. İlk olarak Karabük Valiliğini ziyaret eden Turan’ı Karabük Valisi Mustafa Yavuz ve il protokolü karşıladı.


Vali Yavuz ve belediye başkanları ile sokak hayvanlarıyla ilgili toplantı gerçekleştiren


Turan, gazetecilere açıklamalarda bulundu.


Turan, sokak hayvanları sorununu "21. yüzyılın yeni sorunlarından biri" olarak tanımlarken, bu meseleye de siber güvenlik, uyuşturucuyla mücadelede gibi yeni çözümlerle yaklaşılması gerektiğini ifade etti.


Şanlıurfa’da yaşanan trajik bir olaydan örnek veren Turan, bir üniversite öğrencisinin sahipsiz sokak hayvanlarından kaçarken hayatını kaybettiğini hatırlatarak, "Sokak hayvanları için de mutlaka çözüm üretmek, adım atmak görevimiz var. Dünya nasıl yapmış, Avrupa başta nasıl bir mevzuat değişikliğine fiili uygulama etmiş bunları inceliyoruz. Sokaklarımızın güvenliği esastır. Evlatlarımızın okula rahat gitmesi, büyüklerimizin camiye rahat gitmesi, kadınlarımızın pazara rahat gitmesi, hepimizin özel ve önemli görevi. Sokak güvenliği esastır. Risk nereden gelirse gelsin. Terörden gelsin, sokağa davetten gelsin, hayvandan gelsin, trafikten gelsin, nereden gelirse gelsin. Sokak güvenliğini sağlamak hepimizin boynunun borcu" dedi.


Sokak hayvanlarıyla ilgili yapılan yeni düzenlemeyle belediyelere hem yasal hem de cezai anlamda çok önemli görevle düştüğünü söyleyen Turan, "Bir sorun var. Tüm kurumlarımız el birliğiyle bunu çözelim istiyoruz. Ama yüreğimiz yanıyor. Her gün bu bedeli konuşmaktan görmekten, her gün bir kötü haberle uyanmaktan artık bu konuda yorulduk tabiri caizse. O yüzden yeni kanunla beraber kim ne sorumluluğu varsa eksiksiz adım atsın istiyoruz" şeklinde konuştu.


Yeni düzenlemeyle birlikte eski "yakala, kısırlaştır, sal" yönteminin terk edildiğini belirten Turan, "Yeni kanunumuzda ‘yakala, rehabilite et ve sahiplendirilene kadar barınakta tut’ prensibi esas alındı. Artık sokakta sahipsiz hayvan kalmamalı. Belediyeler, bütçelerinin binde beşini bu işe ayırmakla yükümlü" ifadelerini kullandı.


Turan ayrıca, yasal zorunlulukların yanı sıra cezai sorumlulukların da bulunduğunu, belediyelerin bu konuda gerekli adımları atmaması durumunda hem yargı hem de bakanlık nezdinde sonuçları olacağını vurguladı.


Karabük’te yapılan çalışmalara da değinen Turan, şu anda kentte 7 bin civarında sahipsiz hayvan bulunduğunu, ancak bu sayının 5 bine yakınının sahiplenildiğini aktardı.


Karabük Belediyesi’nin 1 dönümlük barınağının 41 dönüme çıkarılacağını, Safranbolu’da ise barınağın 13 dönüme genişletileceğini ifade ederek Eflani Belediyesi’nin de barınağını 3 dönüme çıkarma çalışmaları yürüttüğü bilgisi verildi.


Turan, hayvanlara eziyetin hem kültürel hem de yasal olarak suç olduğunu vurgulayarak, "Biz elbisesinde uyuyan kediyi uyandırmamak için elbisesini kesen bir peygamberin ümmetiyiz. Ancak insanın güvenliği, huzuru ve sokakta özgürce yaşaması da bizim sorumluluğumuzdur" dedi.


Açıklamasında sivil toplum kuruluşlarına da çağrıda bulunan Turan, barınakların hem görsel hem de işlevsel anlamda desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Hayvanların beslenmesinde israf olacak doğal gıdaların kullanılmasını önererek, "Karabük’te bir lokantada bir dilim ekmek çöpe gitmesin istiyoruz" dedi.


Turan, sokak hayvanları sorununu bir siyasi tartışma konusu haline getirmemek gerektiğini belirterek, tüm tarafların iş birliği içinde çalışması gerektiğinin altını çizdi.


Konuşmanın ardından Turan, Karabük ve ilçelerindeki barınaklarda yapılan çalışmaları yerinde inceledi.



Bakan Yardımcısı Turan: "Sokağın güvenliği esastır, sokakta sahipsiz hayvan istemiyoruz"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da deprem sonrası dışarıda kalanlar ateş başında ısınmaya çalıştı İstanbul’daki 6.2’lik depremin ardından vatandaşlar ikinci günde de parklarda çadırda kalmaya devam etti. Gecenin ilerleyen saatlerinde soğuk havada çadırda kalan vatandaşlar ateş yakarak ısınmaya çalıştı. İstanbul’da dün Silivri merkezli yaşanan 6,2’lik depremin ardından vatandaşlar çadırlarını alıp park ve bahçelerde konaklamaya devam etti. Depremin 2. gününde çadırda kalan vatandaşlarda azalma görülürken, çadırda kalmaya devam edenler ise gece saatlerinde ateş yakarak ısınmaya çalıştı. "Bir anda deprem olur diye korkuyoruz" Deprem sonrası, ailecek çadırda kaldıklarını söyleyen Emin Ali Yeşildağ, "Deprem anında evde uzanıyordum, kucağımda kardeşim vardı bir anda ev haliyle dışarı çıktım. 2 gündür buradayız, bütün sülalemiz burada bir anda deprem olur diye korkuyoruz. Binamızda çatlama var, bekliyoruz. Burada 1 hafta kadar kalmayı düşünüyoruz. Denilecek bir şey yok çadırda mecburi kalıyoruz. Bizim binalarımız yeni bina değil fakat yine de şükrediyoruz" dedi. "1999’da annem beni alıp dışarı koşmuş, bugün ben çocuğumu alıp koştum" Güvende olmadıklarını belirten Ahmet Aluç ise, "Ben depreme evde yakalandım. Eşim bana seslendi ben de çocuğumu alıp bir köşede bekledim. Deprem bitene kadar bekledim sonra hanımı ve çocuğu alıp dışarı çıktım. Akrabalarımızla burada buluştuk, çadır kurduk 2 gündür de burada bekliyoruz. 50 senelik binalarda kiracıyız, güvenliğimiz yok. Bunu 1999 Depremi’nde annem yaşadı kendini dışarı attı, beni yanına aldı. Bu depremde de ben çocuğumu aldım çadıra geldim. Aynı şeyleri yaşıyoruz" diye konuştu. "Burada kadar Ali dedim" Binalarında çatlak olduğunu söyleyen Ali Şahin, "Depreme evde telefonla konuşurken yakaladım. İlk anda olmaz diye düşündüm o kadar deprem oldu ki bu sefer olmaz diye ümitlendim. Sonra bina çatladı. Kendi kendime buraya kadarmış diye düşündüm. Ablamdaydık ve yeğenlerim vardı kendimi geçtim çocukları dışarı attım. Mahalleli de dışarı çıkmıştı ardından ailece sahile geldik. Depremin bitmesini bekliyoruz. İnşallah bu felaketler başımızdan gider" dedi.