GÜNDEM - 02 Mart 2024 Cumartesi 04:00

Ezgi Apartmanı davası 3 Mayıs tarihine ertelendi

A
A
A

Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler sonrası 35 kişinin hayatını kaybettiği yıkılan 10 katlı Ezgi Apartmanı davasının ilk duruşması ikinci günde devam etti. Gecenin geç saatlerine kadar devam eden duruşma 3 Mayıs 2024 tarihine ertelendi.

Kahramanmaraş 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada sanık ve müşteki avukatları hazır bulundu. Kimlik tespitlerinin ardından davanın ikinci günündeki duruşmaya başlandı. İddianame özetinin okunması ile başlanan duruşmada Ezgi Apartmanı müteahhidi Y.A. salonda hazır bulundu. Tutuklu sorumlu mühendis fenni mesul M.T. ve iç mimarı E.D. duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Mahkeme başkanı tutuklu sanıklar ve tanıklarla ilgili beyanları okudu.

Binanın altındaki pastanede tadilat işlemleri başlamadan binanın görevlisi nezaretinde kazan dairesine girerek yapılan tahribatı gördüğünü ifade eden tanık bina yöneticisinin oğlu tanık M.K, “Kazan dairesi ve kirişlerdeki tahribatları gördüm. Fotoğrafını çekip bina yöneticisine teslim ettim” dedi.

Tanık olarak dinlenen pastane çalışanı C.E.’ye mahkeme başkanı çalıştığı dönemden sorular sordu. C.E., “Halen çalışıyorum 6,5 yıldan beri. Biz geldiğimiz de yapılmıştı. Yapılan tadilatlara ilişkin bilgim yok. Ben geldiğim de mutfak kuruluydu. Malzemeleri pastane girişinden içeri alıyorduk. Arka tarafta herhangi bir giriş yeri yoktu” dedi.

Daha sonra tanık A.Ş. ise, “Ben pastanenin tadilatı sırasında başka şubede çalışıyordum” ifadesini kullandı. Tanık İ. Ş. A ise, “Ben 2001 ve 2002 yıllarında ofisim vardı. Daha sonra yakındaki inşaatım vardı ve ben oraya geçtim. Ben kiracıydım. Kervan pastanesi almış. Ben o binayı biliyorum ama gözümle kolon kesilip kesilmediğini görmedim. Benim iş yerim varken kazan dairesindeki kazanın değiştirildiğini ve bu esnada kapı üzerindeki kirişlere müdahale edildiğini gördüm” dedi.

Tanık işletme müdürü H.K. ise, “İşletme sorumlusuydum. 2017 ila 2023 arası çalıştım. Tadilata girdiği zaman biz geçici şube açtık ve günümüzü orada geçiriyorduk. Binanın içinde sütun ve kolon yoktu. Havalandırma bacaları ile tadilatlardan bilgim yok. Kazan dairesi ile hiç bir işimiz yoktu. Önceki merdiven dönerli merdivendi ve demirdi” dedi.

Bir diğer tanık M.G. ise, “Ben pastanemin tadilat yapıldığı dönemde şehir dışımdaydım” diye konuştu. İç mimarın çalışanı A.B., “İç mimar işini yapan E.D.’nin yanında çalışıyordum. Islak zemine şap attık. Banyo duvarlarını ve zemine şap attık. İlk kat zemin ve ikinci katta asma kat vardı. Yaklaşık 20-25 gün çalıştık. O zamanlar 4-5 kişiydik. Gittiğimiz de şap ve sıva işi için hazırdı o işleri yaptık” dedi.

İnşaatın kalıp işlerini yapan tanık B.T. ise, “Ezgi apartmanının demir ve kalıp işlerini ben yapıyordum. Binanın yapımından tamamlanmasına kadar görev aldım. 8’lik ten 20’lik demire kadar demir kullandım. İnşaatın yapımı yaklaşık iki yıl ve iki yıldan biraz fazla sürmüştü. Kalıpları 15-20 gün aralığında söktük. Binada taşıyıcı kolon yok” dedi.

Tanık R.Y., “Bu işi iç mimar adına yaptık. Mermer işi yapıyorum. Biz işi sırayla yapıyoruz. Geldiğimizde şap atılmış üzerine mermer döşedik” dedi. Tanıkların ifadesinin ardından katılan vekillerin beyanları alındı.

Mahkeme savcılığı sanık S.K. ile M.P. için kırmızı bülten ile aranmasına karar verilmesini talep etti. Daha sonra sanıkların savunmalarına geçildi. Sanık Y.A. önceki savunmalarımın tekrarını iletti. Sanık fenni mesul M.T. ise masum ve suçsuz olduğunu ifade edip tahliyesini talep etti. Duruşmada mahkeme başkanı iç mimar E.D.’den savunma istedi. Sanık iç mimar E.D. tahliyesini talep etti. Av. Taner Akıncı, depremlerde hayatını kaybedenlere rahmet dileyerek binanın yapım aşamasındaki eksiklikleri anlattı. Av. Akıncı, pastane sahipleri S.K. ve M.P.’nin savcılıkla yakalama kararının kaldırılmasını talep etti.

Av. Mesut Çakar ise, “Başkanım biz dosyanın uzman bir bilirkişiye gönderilerek bilirkişi raporu alınmasını talep ediyoruz. Kahramanmaraş ilinde binlerce deprem dosyası var hangi sanık hakkında kırmızı bültenle arama talep edildi. Karadeniz Teknik Üniversitesinden asli kusurlu değil de kusurlu olarak yargılanmasına devam edilen insanlar var” dedi.

"Sanığı alkışladılar"

Mahkeme heyetine savunmasın yapan Av. Ersan Şen ise, “Biz avukatız herkes durduğu yeri bilmeli. Binayı yapan müteahhit Y.A. ve fenni mesul M.T. Bu bina 1996 yılında başlayan ve 2001 yılına kadar iskan ruhsatlarına kadar bağlanmış. Temsil ettiğimiz iki sanık bu binaya en erken 2003 yılında gelmiş. Burada sanığı alkışladılar biz bunu burada gördük. Bilirkişinin haddine mi ki asli ve tali kusuru bulmak. Dolayısıyla bu binayı kanaatimce 6 Şubat depremine dayanacak bir bina değil. İddianamem 27 sayfadan oluşuyor. Bu bina 2017 yılında yapılmış tadilatı bir Allah’ın kulu bir şey diyemiyor. Olası kast bu bina da olmaz. S.K. ve M.P. bu binayı çökertti mi? Kazan dairesi ile ilgili bütün delme kırma işlemleri yapılmamıştır ve biz kazan dairesine çivi çakmadık. Doğu ile batı arasındaki perde beton arasında fark var. Ezgi apartmanı burularak yıkılmıştır. Dosya bilirkişiye gittiğinde sorularımızın cevabını almış olacağız. Bina da mühendislik ve tasarım hatası var. Bu bina da temel yok. Temel hatası var. Neden algı oluşturuluyor. Burada olası kastın ‘o’ su var mı? Bu inşaata statik ve tasarım hatası var. Biz kolon kesmedik, kiriş kırmadık” diyerek savunmasını tamamladı.

Gece geç saatlere kadar süren duruşma mahkeme heyetinin toplantısı nedeniyle ara verildi. Mahkeme başkanı tutuklu sanıkların tutukluluk devamına, sanıklar S.K. ve M.P.’nin yakalama emrinin beklenmesine, kırmızı bülten talebinin reddine, dosyanın bilirkişiye gönderilmesine daha sonra karar verilmesine karar verildi.

Duruşma sonrası açıklamada bulunan Av. Ersan Şen, “İki tam gün duruşma yapıldı oldukça yoğundu. Maalesef haksız suçlamalar ile uzun zamandır karşı karşıyaydık ve onları anlatabilme imkanımız oldu. Bize göre en azından temsil ettiğimiz kişiler yönünden haklı tespitlerin bulguların ortaya çıktığını düşünüyoruz. Bir dahaki duruşma 3 Mayıs tarihine kaldı. Müdahil tarafın kırmızı bülten çıkarılması ile ilgili mahkeme haklı gerekçeler ile reddetti. Biz de her zaman gelmeye savunma yapmaya hazırız. Herkes de gördü ki, sosyal medya üzerinden yoğun baskılar devam ediyor. Bu tür devam eden davalar için iyi olmuyor. Ancak çok iyi olarak savunmaları ortaya koyduk. Biz binanın müteahhidi değiliz, fenni mesulü değiliz, mimari değiliz, statik projesini çizen yapan değiliz. Burada bir pastanenin olduğu doğru, ama bu pastanede bizim dükkanlarımızın dışında aynı zamanda dairelerimiz de var. Böyle bir yer de yersiz haksız binanın çökmesine yıkılmasına 35 canımızın hayatını kaybetmesine yol olacak hatanın içinde olabilmemiz mümkün değildir. Bazı eksik hususlar var, bu hususların tamamlanmasında mahkeme başkanı hadisenin aşağı yukarı farkına vardı. O eksik hususların tamamlanması ile dosyayı bilirkişiye gönderecek diye düşünüyoruz. Bugün bizim net taleplerimiz var zaten bilirkişiye sevk edilmesi ve yakalama kararının kaldırılması yönünde. Çünkü yakalama kararı çok ciddi baskı oluşturuyordu özelikle sosyal medyada ön yargılı. Sanki her şey olmuş bitmiş gibi bunun sebebiyet verenin bizmişiz gibi. Deyim yerindeyse günah keçisi ilan edilerek ama bunların cevaplarını verdiğimi düşünüyorum ayrıntılı savunmalarımızı yaptık. Haklılığımıza inanıyoruz, zor bir dosya, ama bizim amacımız maddi hakikate ve adalete ulaşmak. Yoksa olayı kapatmak, karartmak değil. Kim sorumlu ve suçu varsa o ortaya çıksın ama haksız yere de kimse suçlanmasın, adalet yerini bulsun” dedi. Duruşma 3 Mayıs 2024 tarihine ertelendi.

Halil Ulubey

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Zeytinburnu’nda komşu terörü: Güvenlik kamerasını kırıp, kapısına zarar verdi İstanbul Zeytinburnu’nda Servet D. yaşadığı sorunlar nedeniyle davalık olduğu üst komşusuyla mahkemedeyken şoku yaşadı. Komşusunun oğlu evinin güvenlik kamerasını kırarak, kapısına zarar verdi. Olay, 4 Mart 2025 tarihinde Zeytinburnu’nda meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, 44 yaşındaki Emlakçı Servet D. ile 71 yaşındaki üst komşusu Zeynep A. bilinmeyen bir nedenle anlaşmazlık yaşayarak adliyelik oldular. Duruşma görüldüğü sırada Zeynep A.’nın oğlu 49 yaşındaki Bülent A. Servet D.’nin evinin önündeki güvenlik kamerasını kırıp bıçakla kapıyı çizdi. Hırsını alamayan Bülent A. daha sonra da kapıya mermi bıraktı. Eve döndüğünde yaşananları gören Servet A. Bakırköy Cumhuriyet Başsavlığı’na suç duyurusunda bulundu. Servet D. İfadesinde, "Bülent A. isimli şahsın annesi benim üst komşum. Bugün annesi ile duruşmam vardı. Duruşma sonrası evime geldim. Evime geldiğimde yasal izinle taktırdığım kendi dairemin üzerinde bulunan kameranın parçalanmış olduğunu gördüm. Kapımın da bıçakla çizildiğini gördüğünü belirtti. İfadesinin devamında kapısının önünde bir adet mermi olduğunu ve kamera kayıtlarını geri sardırdığında saldıran kişinin Zeynep A.’nın oğlu Bülent A. olduğunu gördüğünü ifade etti. Polisi çağırdığını beyan eden Servet D. Polis çağırdım. Polisleri beklerken şahıs saldırgan tavırlar sergiledi. Bana saldırdı ve ekipler ayırdı. Senin saçını keseceğim. Bu binaya giremeyeceksin. Kanını dökeceğim gibi tehditler etti. Şahıstan şikayetçi ve davacıyım. Azmettiren kişinin annesi olduğunu düşünüyorum. Uzaklaştırma talep ediyorum" dedi.
Ankara Bakan Yumaklı: "İHA kullanan Avrupa’da ilk, dünyada 2’nci ülkeyiz" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "2 bin 742 yangına ilk müdahale aracını ve 14 insansız hava aracını ilk kez bu dönemde hizmete aldık. Bu alanda İHA kullanan Avrupa’da ilk, dünyada 2’nci ülkeyiz" dedi. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Orman Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanlığı’nda, orman yangınlarıyla mücadelede kullanılan hava araçlarının bakımlarını inceleyip bilgi aldı. "Yangınlara 10 dakika içinde müdahale edecek şekilde konuşlanıyoruz" 2024 yılının, dünya tarihinin en sıcak yılı olduğunu ve yüksek sıcaklıklar, anormal kurak dönemler, değişen yağış rejimlerinin orman yangınlarına davetiye çıkardığını belirten Bakan Yumaklı, "Orman yangınlarının 2030 yılına kadar yüzde 15, 2050 yılına kadar ise yüzde 30 oranında artması bekleniyor. Ülkemiz orman varlığının yüzde 64’ü, yangınlara 1. ve 2. derece hassas konumda yer alıyor. Ülkemizde orman yangınlarının yüzde 87’si ne yazık ki insan faaliyetlerinden kaynaklanıyor. Orman yangınlarıyla mücadeleyi hiç yangın çıkmaması üzerine kurguluyoruz. Orman yangınları konusunda farkındalık eğitimi veriyoruz. Nisan ayı sonuna kadar orman içi ve ormana komşu 24 bin 585 köyün tamamında bu faaliyeti yapmış olacağız. Yangınlara ortalama 10 dakika içinde müdahale edecek şekilde, ilk müdahale araçları, arazözler ve ekiplerimizi bin 600 farklı noktada konuşlandırıyoruz" diye konuştu. "TUSAŞ, 5 ton kapasiteli 8 adet yangın söndürme helikopterini, 2028 yılından itibaren teslim edecek" 2002 yılından bu yana nereden nereye gelindiğini anlatan Bakan Yumaklı, "73 ton olan havadan su atma kapasitemizi, rezerv güçler dahil 27 uçak ve 105 helikopterle, 6 kat artışla toplam 438 tona çıkardık. TUSAŞ, 5 ton kapasiteli 8 adet ağır sınıf yangın söndürme helikopterini 2028 yılından itibaren teslim etmeye başlayacak. Yangın yönetim uçağımız OTAĞ ile yalnızca 5 ülkede bulunan bir kabiliyete sahip olduğumuzu da ayrıca belirtelim. Arazöz sayısını yaklaşık 3 kat artışla bin 766’ya yükselttik İş makinesi sayısını 6 kat artışla 831’e çıkardık. Ayrıca, 2 bin 742 yangına ilk müdahale aracını ve 14 insansız hava aracını ilk kez bu dönemde hizmete aldık. Bu alanda İHA kullanan Avrupa’da ilk, dünyada 2’nci ülkeyiz" ifadelerini kullandı. Bakan Yumaklı, bu yıl içerisinde 8 bin 500 yeni personel dahil edileceğini ve bu personelin 4 bin 500’ünün işçi, 3 bin 477’sinin sözleşmeli personel ve 150’sinin orman mühendisi olacak şekilde alım için süreci başlattıklarını bildirdi.