SAĞLIK - 27 Kasım 2024 Çarşamba 11:00

Uzman hekimler benler konusunda doğru bilinen yanlışları anlattı

A
A
A
Uzman hekimler benler konusunda doğru bilinen yanlışları anlattı

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi (EÜTF) Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı tarafından “Tüm Branşlardaki Hekimler ve Toplum için Benlere Yaklaşım ve Ben Tedavisi Sempozyumu” gerçekleştirildi.


EÜ Tıp Fakültesi Muhittin Erel Amfisi’nde yapılan ve EÜ Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işıl Karaarslan’ın başkanlığını yaptığı sempozyuma; EÜ Tıp Fakültesi Dekan Yardımcı Prof. Dr. Burcu Barutçuoğlu, EÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Tahir Atik, İzmir Tabipler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhun Özyurt, konunun uzmanı bilim insanları, sağlık çalışanları, idari personel ve öğrenciler katıldı.


Hekim ve halk oturumu olmak üzere 2 bölümden oluşan, topluma sağlıklı bir şekilde ulaşmak ve vücuttaki benler konusunda doğru bilinen yanlışların önüne geçmek amacıyla düzenlenen sempozyum kapsamında farklı disiplinlerden bilim insanları alanla ilgili en güncel bilgileri paylaştı.



“Ben farkındalığı artırmak için büyük bir fırsat”


Ege Üniversitesi olarak toplum bilincini artırmaya yönelik çalışmalar yaptıklarını söyleyen Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Burcu Barutçuoğlu, “Ege Üniversitesi olarak toplum bilincini artırmanın ve sağlıklı bir yaşam anlayışını yaygınlaştırmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görüyoruz. Toplumsal önemi olan bir hastalık için böyle bir vurgu yapmak, Ege Üniversitesi için çok değerlidir. Hem çevrimiçi hem de yüz yüze katılımla gerçekleşen bu geniş kapsamlı program, halkın bu konulardaki farkındalığını artırmak için büyük bir fırsat. Üniversitemizin sağlık odaklı ve sürdürülebilir yaklaşımıyla bu tür etkinlikleri desteklemeye devam edeceğiz. Başta Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işıl Karaarslan olmak üzere emeği gecen tüm katılımcılara teşekkür ediyorum, başarılı bir sempozyum diliyorum" ifadelerini kullandı.



“Yanlış uygulamalar, insan sağlığını tehlikeye atmaktadır”


Sempozyumun kapsamında genç hekimleri ve halkı doğru bilgilendirmeyi amaçladıklarını belirten Sempozyum Başkanı Prof. Dr. Işıl Karaarslan, “Amacımız topluma sağlıklı bir şekilde ulaşmak ve doğru bilgiler aktarmaktır. Türk Dermatoloji Derneği çatısı altında çalışmakta olan Dermoskopi Çalışma Grubu olarak, hocalarımızla birlikte uzun zamandır deri kanseri erken tanı ve tedavisiyle ilgili çalışan ve toplumu bilgilendirmeyi amaçlayan bir grubuz. Ege Üniversitesi Dermatoloji Kliniği olarak bilgi ve hasta manipülasyonu anlamında güçlü deneyim ve birikimlerimizi insanlarla paylaşmak istiyoruz. Gelişen teknolojiyle sosyal medyada yayılan gerçeklikten uzak ifadeler ve yanlış uygulamalar, insan sağlığını tehlikeye atmaktadır. Bir hekim olarak bunun önüne geçmek için bu sempozyumu düzenledik. Benlerle ilgili gerekli yasal düzenlemelerin oluşması için bir plan oluşsun istiyoruz. Bu sempozyumu gerçekleştirmemizi sağlayan başta Rektörümüz Prof. Dr. Necdet Budak olmak üzere tüm konuşmacı hocalarımıza ve emeği geçen herkese gönülden teşekkür ediyorum” dedi.



“Ben tedavisi istismara açık bir konu”


İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhun Özyurt ise, “İzmir Tabip Odası olarak, mesleğimizle ilgili bazı sorunlarla uğraşmak zorunda kalıyoruz. Özellikle yetkisi olmamasına rağmen tanı ve tedavi yöntemlerini uygulayan kişilerle ilgili çok sayıda şikâyet alıyoruz. Bu durumun dermatologlar ve plastik cerrahlar dışındaki hekimler tarafından yapılması hem yasal değil hem de doğru bir yaklaşım değil. Bu nedenle bu tür sorunları mümkün olduğunca olumlu bir şekilde çözmeye çalışıyoruz. Ayrıca, dermatoloji son yıllarda yoğun şekilde tercih edilen bir branş haline geldi. Ancak bu yoğunluk bazen uygunsuz uygulamalara olanak tanıyabiliyor. Ben tedavisi istismara açık bir konu ve biz bu tür durumları en aza indirmeye gayret ediyoruz. Tabip odaları ile üniversitelerin el ele vermesi, tıbbın gelişimi açısından büyük önem taşıyor. Bu iş birliğini kesintisiz bir şekilde sürdürmemiz gerekiyor. Sempozyumda emeği geçenlere teşekkür ederim” diye konuştu.


Sempozyumun hekim oturumunda alanında uzman kişiler tarafından; “Ben nedir”, “Benlere doğru yaklaşım neden önemlidir”, “Gerçek benler için hasta yönetimi nasıl yapılmalıdır?”, “Hangi tip deri lezyonlarına lazer uygulanabilir?”, “Benlere yaklaşım ve malpraktis: klinisyen cerrah ve patologlar için bazı olumsuz sonuçlar” gibi konular ele alındı. Halk oturumunda ise “Hangisi gerçek hangisi masum hangisi riskli, lazer güvenli mi?”, “Topluma benler konusunda ne anlatmaya çalışıyoruz?” gibi konular ele alındı.



Uzman hekimler benler konusunda doğru bilinen yanlışları anlattı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Osmangazi Belediyesi öğrencileri yalnız bırakmadı Eğitim alanında örnek çalışmalara imza atan Osmangazi Belediyesi, hayata geçirdiği ‘LGS Hazırlık Kursu’ ile öğrencileri sınava hazırlık sürecinde yalnız bırakmadı. Osmangazi Belediyesi, ortaokul öğrencilerinin hayallerindeki liseye gitmelerine katkıda bulunmak adına ücretsiz LGS (Lise Giriş Sınavı) Hazırlık Kursu başlattı. Mehmet Akif Ersoy Sosyal Gelişim Merkezi ile Emek Yetenek Evi’nde gerçekleşen kurslara katılan öğrencilere, uzman eğitmenler eşliğinde ders ve konu anlatımları, etütler, aylık deneme sınavları gibi destekler sağlanıyor. Gençler, sınavda sorumlu oldukları ders ve konularla ilgili derslere giriyor. Öğrenciler için önemli bir dönüm noktası olan LGS, ortaokuldan liseye geçiş sürecinde kritik bir rol oynuyor. Bu sınav, öğrencilerin akademik yeteneklerini ve bilgi seviyelerini değerlendirmekte ve gelecekteki eğitim yolculuklarını şekillendirmekte önemli bir basamak. Bu nedenle, sınav öncesinde sağlanacak kaliteli bir hazırlık süreci, öğrencilerin başarı şansını önemli ölçüde artırabiliyor. Osmangazi Belediyesi, bu bilinçle hareket ederek öğrencilere kapsamlı bir destek sunmayı ve onların sınav hazırlıklarını en iyi şekilde yapmalarını sağlamayı amaçlıyor. “Gençler bizim geleceğimiz” Gençlerin akademik başarılarına katkıda bulunmak ve onları sınavlara en iyi şekilde hazırlamak amacıyla bu kursları düzenlediklerini söyleyen Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, “Öğrencilerimizin eğitim yolculuklarında onlara ve ailelerine bir nebze olsun destek olabilmek adına LGS hazırlık kursumuzu başlattık. Çünkü, gençler bizim geleceğimiz. 15 kişilik sınıflarımızda eğitim gören öğrencilerimiz, akıllı tahta ve akıllı defter sistemiyle eğitimlerini sürdürüyor. Aynı zamanda ödevlendirme, ödev takibi, aylık deneme sınavları ve öğrenci koçluğu hizmetlerinden faydalanıyor. Şimdiden bütün öğrencilerimize başarılar diliyorum. Yolları hep açık ve aydınlık olsun” ifadelerini kullandı.
Antalya Kepez’den Düden Çayı’na dolgu operasyonu Kepez Belediyesi ve ASAT işbirliğiyle Düden Çayı’nın Cırnık Köprüsü mevkiinde bulunan havzaya yapılan ve suyun doğal akışını engelleyen dolgu kaldırıldı. 32 personel, 10 kamyon ve 5 ekskavatörle yapılan çalışma ile köprü ağzındaki hafriyat kaldırılarak, oluşabilecek bir su taşkını önlenmiş oldu. Kepez Belediyesi, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD), geçtiğimiz hafta Antalya için verdiği sarı kodlu uyarının öncesinde su taşkınlarının önlenmesine yönelik çalışma yaptı. İlçenin doğu bölümündeki yağmur sularının tahliyesinde önemli bir görevi olan Düden Çayı’nın, Serik Caddesi’nde bulunan Cırnık Köprüsü bölümünde bir işletmenin, Düden Çayı yatağının kenarını hafriyatla doldurduğu tespit edildi. İlgili mevzuatlara aykırı yapılan ve köprünün bir gözünün kapanmasına neden olan dolgu çalışması ile ilgili Kepez Belediyesi yasal süreç başlattı. Düden Çayı’nda ‘Sarı Kod’ çalışması Antalya Valiliği, AFAD’ın sarı kod uyarısından dolayı Düden Çayı’nın kenarına yapılan dolgunun ve işgallerin ivedilikle kaldırılmasını istedi. Kepez Belediyesi bu yazı üzerine suyun doğal akışını engelleyen dolgunun kaldırılmasına yönelik çalışmayı, sarı kod uyarısının verildiği günün akşamı gerçekleştirdi. Kepez Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ve Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü iş birliğinde Düden Çay’ının kenarına doldurulan hafriyat kaldırıldı. 32 personel, 10 kamyon ve 5 ekskavatörle yapılan çalışma, sabah saatlerine kadar sürdü. Operasyonla, Düden Çayı’nın havzasına dolgu amaçlı doldurulan toprak temizlenirken oluşabilecek bir su taşkını da önlenmiş oldu. “Muhtemel bir taşkını önledik” Dere yatağına yapılan dolgunun kaldırılması çalışmasını koordine eden Fen İşleri Müdürü Musa Gül, açıklamasında şunları kaydetti: “Düden Çayı’nın Cırnık Köprüsü bölümündeki havzasına dolgu yapıldığını tespit etmiş ve bu işgalin kaldırılmasına yönelik süreci de başlatmıştık. Ancak Antalya Valiliğimiz, AFAD’ın sarı kod uyarısından dolayı dere yatağındaki işgallerin ivedilikle kaldırılmasını istedi. Bu nedenle ASAT Genel Müdürlüğümüzün desteğiyle sabah saatlerine kadar çalışarak, Düden Çayı’nın kenarındaki hafriyatı kaldırdık. Bu çalışma suyun doğal akışının önündeki engeli kaldırarak, bölgede yaşanabilecek oluşabilecek bir su taşkınını önlemiş olduk.”
Kayseri Antibiyotik zehir olmasın Acıbadem Kayseri Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Ersoy, gereksiz ve yanlış antibiyotik kullanımıyla ilgili uyarılarda bulunarak, “Antimikrobiyal direnç basit hastalıkların bile tedavisini zorlaştırıyor. Böyle giderse 2050 yılında 10 milyondan fazla insan bu sebeple hayatını kaybedebilir” dedi. Bilinçsiz antibiyotik kullanımı sonucunda antimikrobiyal direnç sorunuyla karşı karşıya kalındığına dikkat çeken Acıbadem Kayseri Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Ersoy, “Öncelikle antimikrobiyal nedir dersek bakteriler için, virüsler için, parazitler için, mantarlar için kullandığımız ilaçlara biz antimikrobiyaller ve bunlara karşı oluşan dirence antimirobiyal direnç diyoruz” dedi. Bu durumun ciddi bir sorun olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ersoy, “Niye önemli bir sorun dersek de antimikrobiyallerle karşılaştıkça vücudumuzdaki mikroorganizmaların direnç geliştirme ihtimali artıyor. Ayrıca biliyoruz ki günümüzde mesela Avrupa’da yılda 35 binden fazla insan sadece dirençli mikroorganizmaların oluşturduğu enfeksiyonlarla hayatlarını kaybediyorlar. Yine Dünya Sağlık Örgütü’nün küresel sağlık tehditleri arasında ilk 10’daki konulardan biri de antimikrobiyel direnç. Maalesef hiçbir önlem alınmazsa 2050 yılında dünyada yılda 10 milyondan fazla insanın sadece antimikrobiyellere dirençli mikroorganizmalarla gelişen enfeksiyonlarla hayatını kaybedeceği tahmin ediliyor” diye konuştu. “Antibiyotik viral enfeksiyonu tedavi etmez” Prof. Dr. Ersoy, antimikrobiyal direnç sonucunda basit bir ameliyatta bile tedavinin çok güç hale gelebileceğini vurgulayarak, “Örneğin şu an kış mevsimindeyiz, üst solunum yolu enfeksiyonları görülüyor. Bunların çok önemli bir kısmı viral olduğu için tedavisinde antibiyotiğe ihtiyaç yoktur. Bireysel olarak üstümüze düşen önemli görevlerden biri gerekmedikçe antibiyotik kullanmamak ve her üst solunum yolu enfeksiyonunda hekimimizden talep etmemek gerekir” dedi. “Hekim reçete etmedikçe kullanmayın” Antibiyotiği hekimin reçete ettiği hallerde doğru dozda ve doğru sürede kullanmak gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Ersoy, “Antibiyotik direncini ancak enfeksiyon gelişir ve bununla ilgili bir test yapılırsa anlarız. Ancak vücudumuzda çoğunlukla antimikrobiyal dirençli bir enfeksiyon gelişmişse bildiğimiz, sık kullandığımız antibiyotikler tedaviye yanıt veremez. Aslında insan hayatının uzamasına da katkısı olan antimikrobiyallerin kullanımı böylece etkisiz hale gelmiş olabilir. Hekim reçete etmedikçe bu ilaçları kullanmayın. Eğer gelişigüzel, gereksiz kullanırsak o zaman direnç, her mikroorganizmada artarak devam edeceği için bundan sonraki dönemlerde hastalar basit bir ameliyatta bile hayatını kaybedebilecek noktaya gelebilir” diyerek, bu durumun küresel bir tehdit olarak insanların karşısına çıkacağı ve antibiyotiklerin tüm faydalı etkilerini kaybedilebileceği konusunda uyarıda bulundu. “Aşılama ve hijyen çok önemli” Yapılması gereken en önemli şeylerden birinin de enfeksiyonları önlemek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ersoy, ne kadar az enfekte olunursa o kadar az antibiyotiğe ihtiyaç olacağını dile getirdi. Bu noktada risk gruplarının ve toplumdaki tüm bireylerin aşılanmasının önemine değinen Prof. Dr. Ersoy, el hijyeni, gıda hijyeni, gerekirse öksürük etiketleme denilen maske kullanımının enfeksiyonlardan korunmakta çok gerekli olduğunun altını çizdi. Tek sağlık kavramından da bahseden Prof. Dr Ersoy, “Tek sağlık aslında insanlarda, hayvanlarda ve bitkilerde de antimikrobiyallerin doğru kullanımını ifade eder. Sadece hekimlerin değil, aslında veterinerliğin ve diğer alanlardaki antimikrobiyallerin de gereksiz kullanımından kaçınılması gerekir” dedi.