GÜNDEM - 18 Mart 2025 Salı 15:59

Şehit aileleri ve gazilere Devlet Övünç Madalyası

A
A
A
Şehit aileleri ve gazilere Devlet Övünç Madalyası

18 Mart Şehitleri Anma ve Çanakkale Zaferi’nin 110. yıl dönümü nedeniyle İzmir’de, 13’ü gazi ve 12’si şehit yakını olmak üzere 25 hak sahibine Devlet Övünç Madalyası Rozet ve Beratı verildi.


18 Mart Şehitleri Anma ve Çanakkale Zaferi’nin 110’uncu yıl dönümü dolayısıyla, İzmir İktisat Kongre Merkezi’nde Devlet Övünç Madalyası Rozet ve Beratı Tevcih Töreni düzenlendi. Tören, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Ardından şehitleri anlatan barkovizyon gösterimi yapıldı. Daha sonra, İzmir Valisi Süleyman Elban tarafından 13 gazi ve 12 şehit yakını olmak üzere 25 hak sahibine Devlet Övünç Madalyası Rozet ve Beratı takdim edildi.


Törende konuşan Vali Süleyman Elban, "Şehitlik ve gazilik çok kutsal bir mevkiidir. Bunun karşılığını ödeyebilmemiz mümkün değildir. Sizinle ne kadar gurur duysak azdır. Madalya ve beratı milletin yüce gönlünden gelerek sizlere tevcih etmek istiyoruz. Milletimiz, vatanı, milleti ve kutsal değerleri söz konusu olduğunda, yaşına, cinsiyetine, eğitimine bakmaksızın her daim vatan görevine hazırdır. Bunun sonunda şehitlik ve gazilik olduğunu elbette bilir. Şehitliğin sonunda da ölümle sonuçlanmadığını ve Allah katında onların diri olduğunu bilir. Onların fedakarlığını ve kahramanlığını hiçbir zaman unutmayacağız. Rabbim bu ülke için canını vermiş tüm şehitlerimize rahmet eylesin. Mekanları cennet olsun" diye konuştu.


Törene, İzmir Valisi Süleyman Elban, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Ege Ordusu ve Garnizon Komutanı Orgeneral İrfan Özsert, İzmir İl Emniyet Müdürü Celal Sel, İzmir İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Metin Düz, Sahil Güvenlik Ege Deniz Bölge Komutanı Tuğamiral Tayfun Paşaoğlu, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, üniversite rektörleri, siyasi partilerin il başkanları, ilçe kaymakamları, gaziler ile şehit ve gazi yakınları katıldı.


Program, toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.



Şehit aileleri ve gazilere Devlet Övünç Madalyası

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Osmaniye Ramazan, Osmaniye’de bir başka güzel Osmaniye’de Ramazan etkinlikleri büyük bir coşku ve katılımla devam ediyor. Osmaniye Belediyesi’nce Masal Park içerisine kurulan Ramazan Çarşısı ve aynı alanda düzenlenen etkinlikler, vatandaşlardan büyük rağbet görüyor. Ramazan ayı boyunca devam edecek olan etkinliklere 18 günde 125 bin civarında ziyaretçinin geldiği kaydedildi. Ramazan boyunca her gün birbirinden güzel etkinliklerle Osmaniyelilerin gönüllerine dokunan Osmaniye Belediyesi, 7’den 70’e tüm vatandaşlara keyifli anlar yaşatıyor. Osmaniye Belediyesi Masal Park Amfi Tiyatro alanında çocuklara özel birçok etkinlikler düzenleniyor. Meddah, Aşuk ile Maşuk, Hacivat-Karagöz’ün sahne aldığı etkinliklerde çocuklar gönüllerince eğleniyor. Gecenin sonunda her gün çekilişlerle yardımlaşmanın ve hediyeleşmenin maneviyatını pekiştirmek amaçlı katılımcılara çeşitli hediyeler takdim ediliyor. Ünlü isimler Osmaniye’de sahne alıyor Ramazan etkinliklerinde çocuklara özel programların olmasının yanı sıra gençlere ve büyüklere de hitap eden birçok ünlü sanatçı ve yazar Osmaniye’de sevenleriyle buluşuyor. İlahi Sanatçısı Abdurrahman Önül, Yazar Alişan Kapaklıkaya ve Kuklamanya Marmelat sevenlerine unutulmaz birer ramazan akşamı yaşattılar. Başkan Çenet: "Osmaniye için her zaman en iyisini yapacağız" "Ramazan Osmaniye’de bir başka güzel" diyen Osmaniye Belediye Başkanı İbrahim Çenet, "Osmaniye bizim sevdamız. Osmaniye, hizmetlerin en iyisine, en kalitelisine layıktır. Biz de sorumluluğumuzun bilinciyle şehrimiz için her zaman en iyisini yapacağız. Her gün hizmet üretmek için gayret gösterdik. Hamd olsun ürettik, ürettiklerimizi de sırayla hemşehrilerimizin kullanımına sunuyoruz. Bizler bu hizmetleri yaparken aynı zamanda da sosyal ve kültürel etkinlikleri de pas geçmiyoruz. Biz hem şehrimizi ayağa kaldıracağız hem de bu tip etkinliklerle şehrimizin üzerindeki negatif elektriği atmak için gayret gösteriyoruz. Çünkü biz birlikte Osmaniyeyiz. Birlikte ayağa kalkacak, birlikte yürüyeceğiz. Her yıl Ramazan etkinlik içeriklerini geliştirerek düzenleyeceğiz. Katkı ve katılımlarıyla bizlere güç veren tüm hemşehrilerimize teşekkür ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Bolu Bu proje ile artık ‘mutlu dişler’ miniklerin gülümsemesinde olacak Bolu’da ’Mutlu Dişler’ projesi çerçevesinde ilkokul ve ortaokul öğrencilerine ağız ve diş sağlığı taraması yapılarak, anında tedavi uygulanacak. Bolu’da ilkokul ve ortaokulda eğitim-öğretim gören öğrencilere ’Mutlu Dişler’ projesi kapsamında uzman doktorlar ile stajyer diş hekimliği öğrencileri tarafından ağız ve diş sağlığı taraması gerçekleştiriliyor. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, Bolu İl Sağlık Müdürlüğü ve Bolu Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğinde yürütülen çalışmalarda okullarda öğrenim gören öğrenciler önce diş çürükleri ve ağız hastalıkları taramasından geçirilirken, ardından varsa tespit edilen bir problem aynı gün planlama yapılarak diş tedavileri gerçekleştirilecek. "Sorun tespit ettiğimizde gerekli yönlendirmeleri sağlıyoruz" Konuya ilişkin projenin ilkokul öğrencileri kısmıyla ilgili bilgi veren, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Öztürk, 1734 öğrencide sorun tespit ettiklerini vurgulayarak, "Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, Bolu İl Sağlık Müdürlüğü ve Bolu Milli Eğitim Müdürlüğü arasında imzalanan protokol kapsamında, 3 yıldır süregelen bir okul tarama sürecimiz var. ’Mutlu Dişler Projesi’ adı altında yürütülen bu projeyi ilkokul seviyesinde gerçekleştiriyoruz. Bu yıl, 2. sınıf öğrencilerinde dental muayeneler yaptık. Toplamda 2009 öğrencimizi taradık ve bu öğrencilerden 1734’ünü, tespit ettiğimiz diş sağlığı sorunları nedeniyle fakültemize ve Ağız Diş Sağlığı Merkezi’ne yönlendirdik. Proje kapsamında hem diş çürüklerini ve tedavi ihtiyaçlarını değerlendiriyor hem de sorun tespit ettiğimizde gerekli yönlendirmeleri sağlıyoruz. Bununla birlikte, çocuklarda ağız ve diş sağlığı bilinci oluşturmak da en önemli hedeflerimizden biri" dedi. "Erken yaşlarda yapılması başarı şansını artırıyor" Projenin ortaokul öğrencileri kısmıyla ilgili bilgiler veren, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Aybüke Asena Atasever İşler, erken teşhis sayesinde başarılı sonuçlar elde ettiklerini belirterek. "Şu anda Bolu ili ve merkez ilçelerindeki ortaöğretim kurumlarında ortodontik taramalar yapıyoruz. Ortodontik tedaviler her yaşta yapılabilse de, özellikle iskeletsel problemlerin teşhisi ve tedavisinin erken yaşlarda yapılması başarı şansını artırıyor. Biz ortaokul düzeyindeki taramaları gerçekleştiriyoruz; ilkokul grubundaki taramaları ise fakültedeki pedodonti anabilim dalındaki hocamız yürütüyor. Bizim odak noktamız, çürükler veya periodontal sağlık sorunlarından ziyade ortodontik problemleri tespit etmek. Çenede daralma, kayma, normalden fazla büyüme gibi iskeletsel sorunlar olup olmadığını değerlendiriyoruz. Daimi dişlenme 12 yaş civarında başladığı için, bu yaş grubu ortodontik taramalar açısından önemli bir dönemi oluşturuyor. Erken teşhis sayesinde daha başarılı tedavi sonuçları elde edebiliyoruz" diye konuştu. "Olumlu gelişmeler yaşandığını gördük" Okullarında diş taraması gerçekleştirilen Gazipaşa İlkokulu Müdürü Fatih Demir, olumlu gelişmeler yaşandığını söyleyerek, "Bolu Mutlu Dişler Projesi kapsamında okulumuzda 2. sınıf öğrencilerimize taramalar gerçekleştirildi. Neredeyse tüm öğrencilerimiz bu projeye dahil edildi. Yapılan değerlendirmeler sonucunda ağız ve diş sağlığı açısından problemli olan öğrencilerimiz, diş hastanesine ve üniversitemizin ilgili polikliniğine yönlendirildi. Bu projeyle birlikte, birçok öğrencimiz ilk defa bir diş hekimiyle karşılaştı. Taramanın okul ortamında yapılması sayesinde, diş hekimine karşı oluşan korkularının bir nebze azaldığını gözlemledik. Ayrıca, çocuklarımızın yanlış bildiği diş fırçalama teknikleri konusunda da farkındalık kazandıklarını ve diş bakım alışkanlıklarında olumlu gelişmeler yaşandığını gördük" ifadelerini kullandı.
Şanlıurfa ’Kavurga’ Ramazan ayının vazgeçilmez lezzeti oldu Şanlıurfa’nın geleneksel lezzetlerinden biri olan kavurga, yüzyıllardır sofralarda kendine yer bulmuş bir atıştırmalık olarak ramazan ayında da ilgiyle tüketiliyor. Eski bir çerez geleneği olan kavurga, zengin besin içeriği sayesinde son yıllarda yeniden popüler hale geldi. Bu geleneksel lezzet, hem ekonomik hem de sağlıklı bir alternatif olarak öne çıkıyor. Kavurga, özellikle soğuk kış gecelerinde eğlenceli sohbetlerin vazgeçilmezi olurken Ramazan ayında da şifa deposu olması nedeniyle iftar sonrası atıştırmalık olarak tüketiliyor. İlk tarımın yapıldığı ve ilk buğdayın diyarı olan Şanlıurfa’nın yüzyıllara dayanan lezzeti Kavurga, buğday, nohut, mısır, menengiç ve hint kenevirinin karıştırılıp kavrulmasıyla ortaya çıkıyor. Halk arasında "kılenek" adıyla da bilinen bu yöresel çerez, genellikle uzun kış aylarında ve Ramazan ayında iftar sonrası tercih ediliyor. Kolay bir şekilde hazırlanan kavurga, kaynatılmış buğday, karpuz çekirdeği, menengiç ve kendir tohumu, her biri ayrı ayrı tavalarda hafif tuzlu suda kavrulduktan sonra hepsi birbirine karıştırılır. Karıştırılan ürünler kavurga haline getirilerek tüketime hazır hale getirilir. Son aşamada, bez torbalara konularak muhafaza altına alınıyor. Çerez satıcısı Ömer Seyis, "Kabak çekirdeğinin, yer fıstığının, fındığın olmadığı zamandan bugüne kadar kavurga tüketiliyor. Kavurga bizim kış gecelerinin vazgeçilmez çerezidir. Geçmişte annelerimiz evde bulunan imkanlarla bunu hazırlayıp çerez olarak bize sunmuş. O zamandan başlayan gelenek halen devam ediyor. Annem 80 yaşında ve halen kavurgadan vazgeçmez. Göbeklitepe’nin tarihi kadar eski bir gelenektir. Kavurgayı duyunca başka çerez aramayız" diye konuştu. Kavurga alan vatandaşlar, yıllardır tükettikleri lezzetten vazgeçemediklerini söyledi.
Kocaeli Feci kazaya ilişkin yeni detaylar ortaya çıktı Kocaeli’nin İzmit ilçesinde 10 metreden dereye uçan otomobilde hayatını kaybeden sürücü Eray Yıldırım, gözyaşlarıyla toprağa verildi. Yıldırım’ın satın almayı düşündüğü otomobili test ederken kaza geçirdiği, bu sırada aracın E-Call sisteminin devreye girdiği ve bu şekilde ihbarda bulunulduğu öğrenildi. Kaza, dün saat 14.00 sıralarında Sanayi Mahallesi Kuğu Sokak’ta meydana geldi. Eray Yıldırım (28) idaresindeki 34 MEA 25 plakalı otomobil, kontrolden çıkarak yaklaşık 10 metreden dereye uçtu. İhbar üzerine olay yerine itfaiye, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yıldırım, itfaiye ekiplerince araçtan çıkarıldı. Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde Eray Yıldırım’ın hayatını kaybettiği tespit edildi. Evli ve bir çocuk babası gencin cenazesi, ailesi tarafından morgdan alındı. Eray Yıldırım’ın cenazesi, İzmit ilçesindeki Kocatepe Hicret Cami’de kılınan namazın ardından Kuruçeşme Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenazede anne Dilek Yıldırım ile eşi Eda Yıldırım’ı yakınları teskin etti. Körfez Belediye Başkanı Şener Söğüt de cenaze namazına katılarak, acılı aileye başsağlığı diledi. Öte yandan, kazayla ilgili yeni detaylar ortaya çıktı. Eray Yıldırım’ın satın almayı düşündüğü otomobili test ederken kaza yaptığı, aracın kazayı algılayarak "E-Call" sisteminin devreye girdiği ve bu bildirimin önce Ankara’ya, ardından Kocaeli 112 Acil Çağrı Merkezi’ne iletildiği öğrenildi.
Iğdır Iğdır’da süt üreticileri sütlerinin zamlı fiyattan alınmamasına tepki gösterdi Iğdır’da süt üreticileri, düşük fiyatlarla süt satmak zorunda kaldıkları mandıracılara tepki göstererek Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği fiyata göre alım yapılmasını istedi. Iğdır’da süt üreticileri artan maliyetlere rağmen mandıracıların tekelinde düşük fiyatlarla süt satmak zorunda kaldıklarını belirttiler. Süt üreticileri, mandıraların ucuz fiyattan süt aldıkları halde ürettikleri ürünleri de yüksek fiyatlara sattıklarını söyleyerek tepki gösterdi. Tuzluca’da hayvan çiftliği olan Sait Öner duruma tepki göstererek, "Biz 2024 yılından beri yani 2024 yılının başında Ulusal Süt Konseyi’nin bize verdiği bir süt bedeli vardı. Ondan bu tarafa, ta 2025’in birinci ayına kadar tekrardan bize 3 lira 30 kuruş değerinde bir zam verildi. Biz bunu 3 aydır gerek Valiliğe, gerek Tarım İl Müdürlüğüne, yani Iğdır’daki ilgili bütün makamlara bunun uygulanması için bildirdik. Şimdiye kadar yaptığımız CİMER’e şikayet, Valiliğe dilekçe hiçbir sonuç alamadık. Iğdır’da bulunan 3 süt fabrikası bizim sütleri ucuz fiyata alıyorlar. Biz devletin yani Ulusal Süt Konseyi’nin verdiği fiyatları uygulamamaktadırlar" dedi. Mandıraların sütleri almama konusunda tehdit ettiğini söyleyen Öner, "Bizi tehdit etmektedirler. Şu şekilde tehdit etmektedirler. Biz bu zamları onlardan istediğimiz zaman bizim sütlerimizi almamaya çürümeye terk edecekleriyle bizi tehdit ediyorlar. Biz bunun için mücadele ediyoruz. Devletin bize verdiği Ulusal Süt Konseyi’nin fiyatının uygulanmasına, yani toplamda şu an önceden 14 ile 15 lira arası litre bazında alınıyordu. Şu an devletin verdiği 3 lira 30 kuruş ile beraber 17 lira 30 kuruştan alınmasını talep ediyoruz. Şu an bizde aşağı yukarı sağım hayvanı olarak söyleyeyim 30-35 hayvan sağımdadır. Hemen şöyle söyleyeyim 300 litre yakın süt veriyoruz fabrikalara" dedi. Mandıraların zarar ettiklerini iddia ederek zam yapmadığını belirten Öner, bir hesaplama yaparak mandıraların ucuza süt alarak vatandaşa pahalı ürün satıldığını dile getirerek, "Biz bunlara siz neden bu zammı uygulamıyorsunuz dediğimiz zaman bize ne diyorlar? Diyorlar ki biz zarar ediyoruz. Hâlbuki öyle değil. Normal olarak ben şu an işletmemde de yani fırsatım oldukça kaşar üretiyorum. Bak burası çok önemli. Bir kaşar veya bir kilo peynirin elde edebilmesi için normalde kaliteli sütten 5 litre bir süt kullanıp da bir kilo peynir veya bir kilo kaşar elde edebiliyoruz. Normal olarak bu kaşarın maliyeti 75 liradır. Yani demin dedim ya 5 litre kaliteli bir sütten maliyet 75 lira civarında 1 kilo kaşarı elde ediyoruz. Bunu da 25 lira biz kar payı bıraktığımız zaman normalde piyasa kaşar veya peynirin kilosunu 100 liradan satabiliyoruz. Şu an 2004 yılı içerisinde mandıralar 8 kalem kendi başına zam yapmışlardır. 8 kalem kendi başlarına, kaşarın kilosunu 100 liradan, 120 liradan, 160 liradan, 180 liradan, 240 liradan artı şu an 300 lira satmaktadırlar. Bize yani şu an verdikleri gerekçe nedir diyorlar ki biz zarar ediyoruz. Zarar peki bunun neresinde? Yüzde üç yüz bir kar yapıyorsun ama bize gelende diyorsun ki işletme zarar ediyor" dedi. Iğdır’da yalnızca sütü işletecek üç firmanın olduğunu ve bunların da tekelinde istedikleri fiyata sütü aldığını söyleyen Öner, "İşin başka bir boyutu. Şu an biz Iğdır genelinde bizim ürettiğimiz süt var ya, Iğdır’da bildiğim üç tane süt fabrikası vardır. Şu an biz çiftçiler olarak yani Iğdır için bunu diyorum, ürettiğimiz süt en azından 7 tane işletmenin işleteceği kapasitededir. Adamlar şu an gece gündüz ne yapıyorlar? Gece gündüz mesai yapıyorlar, servetlerine servet katmak için sütümüzü beleşten topluyorlar. Şimdi burada tekrar da ifade edildiğim gibi bu durumu protesto etmek için burada toplamışız. Ramazan günü olma sebebiyle sadece biz bir örnek, numune olarak bu sütü getirdik buraya dökmeyeceğiz. Ramazan ayında ihtiyaç sahiplerine dağıtacağız. Bakanlığın hem süt, süt ürünleri ve et fiyatlarını denetim altında tutmasını istiyoruz. Iğdır’daki mandıraların da denetim altında tutulmasını istiyoruz" dedi.