GÜNDEM - 19 Mart 2025 Çarşamba 22:06

Gazze için dairesini satıp bağışladı

A
A
A
00:00
00:00
HD

Elazığ’da hayırsever bir vatandaş, Gazze’deki mazlumlara destek olmak amacıyla bir dairesini satarak Yetimler Vakfı’na bağışladı.

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında yaşanan insani dram karşısında, Türkiye’deki hayırseverler desteklerini sürdürmeye devam ediyor. Bu desteklerin en anlamlı örneklerinden biri de Elazığ’ın Kovancılar ilçesinde yaşayan Osman Düzgün’den geldi. Dairesini satan Düzgün, elde ettiği geliri Gazze’deki mazlumlara ulaştırılmak üzere Yetimler Vakfı’na bağışladı.

Vakfın Kovancılar Temsilcisi Muhammet Kılınç, "Terör devleti İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında ortaya çıkan insani dram Türkiye’deki hayırsever kardeşlerimizi harekete geçiriyor. Bu bağlamda Osman Düzgün, Gazze’ye destek amacıyla büyük bir fedakarlık göstererek bir dairesini satıp vakfımıza teslim etti. Bu tür bağışlar Gazze’deki kardeşlerimize umut olsun" dedi.

Erkan Bay



 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Altınbaş Üniversitesi’nde ‘Sürdürülebilir ve Yeşil Finansman Konferansı’ düzenlendi Altınbaş Üniversitesi, ‘Sürdürülebilir ve Yeşil Finansman Konferansı’na ev sahipliği yaptı. Konferansta iklim krizinin verdiği zararlar ve sürdürülebilirlik konuları ele alındı. Üniversitenin Gayrettepe Yerleşkesi’nde 17 Mart Pazartesi günü Halkbank iş birliği ile düzenlenen konferansın açılışında konuşan Pazarlama ve Nöropazarlama Uygulama ve Araştırma Merkezi (AU INOVA) Müdürü Doç. Dr. Dicle Yurdakul, iklim krizinin artan etkilerinin yanı sıra küresel ekonomi ve sürdürülebilirlik konularını ele aldı. Doç. Dr. Yurdakul, "Küresel sıcaklık ilk kez 1.5 derecenin üzerine çıktı. Yani şu anda geri dönülmez dediğimiz noktayı maalesef geçtik. Bu artan sıcaklıklar sebebiyle Kahire, Los Angeles gibi farklı şehirlerde sıcaklık 50 derecenin üzerine çıktı. 2 buçuk milyar insan şu anda azalmış olan su kaynakları nedeniyle suya erişimde problem yaşıyor" dedi. "Küresel ekonomiye 300 milyar dolardan fazla zarar verdi" "Bu durum sadece insan bünyesi üzerinde ya da yaşam alanı üzerinde etkili değil, küresel ekonomi üzerinde de çok kuvvetli bir etkiye sahip. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2024 yılında iklim kaynaklı felaketlerin 300 milyar dolardan fazla zarar verdiği yönünde bir verisi var" diyen Yurdakul, küresel ısınmanın ekonomiye olumsuz etkilerinden bahsetti. İlk panelde Kastamonu Entegre Global Arge ve İnovasyon Direktörü Dr. Hüseyin Güler ve Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Kırcova da söz alarak iş dünyasında sürdürülebilir dönüşümü konularında konuştu. İkinci panelde ise Doç. Dr. Yurdakul’un konukları Bilgi Üniversitesi Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Aydemir ve Garanti BBVA Tüketici Finansman Direktörü Koray Öztopçu oldu. İkinci panelde Sürdürülebilirlik Finansmanı ve içerideki dönüşümün nasıl sağlayabileceği ile ilgili detaylar ele alındı.
İzmir Akciğer kanserinde beslenmenin rolü göz ardı edilmemeli Akciğer kanserinde beslenmenin öneminin altını çizen Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Gürhan Öz, "Akciğer kanseri tedavisinde beslenme, hastanın bağışıklık sistemini güçlendirmek, tedaviye bağlı yan etkileri hafifletmek ve genel yaşam kalitesini artırmak açısından kritik bir rol oynar. Akciğer kanseri hastalarının dengeli bir diyetle yeterli besin alması, tedavi sürecini daha iyi tolere etmelerine yardımcı olabilir" dedi. Medical Park İzmir Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Gürhan Öz, akciğer kanseri hakkında açıklamalarda bulundu. Akciğer kanserinin kimlerde daha fazla görüldüğünden bahseden Prof. Dr. Öz, "Akciğer kanseri, akciğer dokusundaki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasıyla oluşan malign (kötü huylu) bir hastalıktır. Dünya genelinde; 2020 yılında yaklaşık 2,2 milyon yeni akciğer kanseri vakası tespit edilmiş ve 1,8 milyon kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Türkiye’de erkeklerde en sık görülen kanser türü akciğer kanseri olup, kadınlarda ise beşinci sırada yer almaktadır. Erkeklerde akciğer kanseri görülme oranı kadınlara göre 3,5 kat daha fazladır" diye konuştu. "Sigara tüketimi risk faktörüdür" Akciğer kanserini tetikleyen etkenlere değinen Prof. Dr. Öz, "Genellikle sigara içimi en büyük risk faktörüdür, ancak pasif içicilik, hava kirliliği, asbest ve genetik faktörler de etkili olabilir" dedi. "Belirtiler göz ardı edilmemeli" Prof. Dr. Öz, akciğer kanserinde görülen belirtileri şöyle sıraladı: Solunumla ilgili belirtiler: Geçmeyen öksürük (2-3 haftadan uzun süren) Kanlı balgam (hemoptizi) Nefes darlığı Hırıltılı solunum Ses kısıklığı Genel belirtiler: İştahsızlık ve kilo kaybı Kronik yorgunluk ve halsizlik Göğüs, sırt veya omuz ağrısı Tekrarlayan akciğer enfeksiyonları (zatürre, bronşit) İleri evre belirtileri: Kemik ağrıları (kemik metastazı varsa) Baş ağrısı, baş dönmesi veya bilinç değişiklikleri (beyin metastazı varsa) Boyunda veya köprücük kemiği üzerinde şişlik (lenf düğümü büyümesi) Prof. Dr. Öz, "Bu belirtilerden biri veya birkaçı uzun süre devam ediyorsa, özellikle sigara içen veya akciğer kanseri risk faktörlerine sahip kişiler için doktora başvurmak önemlidir. Erken teşhis, tedavi şansını artırır" dedi. "Beslenme ile kanser tedavisindeki süreç desteklenebilir" Akciğer kanserinde beslenmenin rolüne dikkat çeken Prof. Dr. Öz, "Akciğer kanseri tedavisinde beslenme, hastanın bağışıklık sistemini güçlendirmek, tedaviye bağlı yan etkileri hafifletmek ve genel yaşam kalitesini artırmak açısından kritik bir rol oynar. Akciğer kanseri hastalarının dengeli bir diyetle yeterli besin alması, tedavi sürecini daha iyi tolere etmelerine yardımcı olabilir. Beslenme, kanser tedavisinin yerine geçmez ama süreci destekler. Beslenme planı için mutlaka bir beslenme uzmanı veya diyetisyenle görüşmek faydalı olacaktır" şeklinde konuştu. Faydalı besinler Prof. Dr. Öz, akciğer kanserine iyi gelen besinleri şu şekilde paylaştı: Bağışıklık sistemini güçlendiren besinler: Antioksidanlar: C vitamini (portakal, kivi), E vitamini (badem, fındık), beta-karoten (havuç, tatlı patates) serbest radikallerle savaşarak hücre hasarını azaltır. Omega-3 yağ asitleri: Balık (somon, sardalya), ceviz ve keten tohumu, iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olabilir. Protein kaynakları: Tavuk, balık, yumurta, baklagiller ve yoğurt, kas kaybını önlemeye yardımcı olur. Tedavi sürecinde yan etkileri azaltan besinler: Mide bulantısı ve iştahsızlık: Hafif ve sık öğünler tüketmek, zencefil çayı içmek faydalı olabilir. Ağız kuruluğu: Bol su içmek, yumuşak ve nemli gıdalar tüketmek (yoğurt, çorba) önerilir. Bağışıklık düşüklüğü: Probiyotikler (yoğurt), sarımsak ve zerdeçal bağışıklık sistemini destekleyebilir. Kaçınılması gereken besinler: İşlenmiş gıdalar: Salam, sucuk, sosis gibi nitrat içeren besinler kanser riskini artırabilir. Rafine şekerler: Aşırı şeker tüketimi inflamasyonu (iltihabı) artırabilir ve hücre büyümesini tetikleyebilir. Alkol ve sigara: Kanser riskini artırır ve tedavinin etkinliğini düşürebilir. "Cerrahi tedavi seçenekleri" Akciğer kanseri cerrahisinde tümörün konumu, büyüklüğü ve yayılımına bağlı olarak farklı ameliyat türleri uygulanabileceğini söyleyen Prof. Dr. Öz, bazı cerrahi yöntemleri şöyle sıraladı: Lobektomi: Akciğerin hastalıklı lobunun çıkarılmasıdır. Erken evre akciğer kanserinde en yaygın kullanılan yöntemdir. Hastanın kalan akciğer dokusu solunum fonksiyonlarını sürdürebilir. Pnömonektomi: Akciğerin tamamının çıkarılmasıdır. Tümör ana bronşa yakınsa ve tek akciğerde bulunuyorsa uygulanır. Solunum fonksiyonlarında belirgin azalma olabilir. Segmentektomi veya Wedge Rezeksiyon: Akciğerin sadece tümörlü kısmının alınmasıdır. Genellikle küçük, erken evre tümörlerde veya cerrahi riski yüksek hastalarda tercih edilir. VATS (Video Yardımlı Torakoskopik Cerrahi) & Robotik Cerrahi: Minimal invaziv yöntemlerdir, küçük kesilerle gerçekleştirilir. Daha az ağrı, daha hızlı iyileşme süreci ve daha düşük komplikasyon riski sunar. Uygun hastalarda, özellikle lobektomi veya segmentektomi için kullanılabilir. "Düzenli takibe devam edilmeli" Akciğer kanseri tedavisi dikkat edilmesi gerekenlere değinen Prof. Dr. Öz, "Akciğer kanseri sonrası yaşamda düzenli takip, sağlıklı beslenme, egzersiz, sigarasız yaşam ve psikolojik destek büyük önem taşır. Bu önlemler, hastalığın tekrarlama riskini azaltarak yaşam kalitesini artırmaya yardımcı olur" dedi.
Antalya ATB’de tarımdaki enflasyon değerlendirildi Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Antalya Tarım Konseyi (ATAK) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, tarımda kullanılan mal ve hizmetlerin fiyatlarında aylık yüzde 5,95, yıllık yüzde 29,02 arttığını, Ocak ayları itibariyle aylıkta ve yıllıkta 2024 yılından daha düşük veriler ilan edildiğini söyledi. ATB Başkanı Ali Çandır, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Ocak ayı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi’ni (Tarım-GFE) değerlendirdi. Tarım-GFE’nin Ocak ayında aylık yüzde 5,89 ilan edildiğini belirten Çandır, "Bu rakam, endeksin ölçülmeye başladığı 2015 yılından itibaren Ocak ayları ortalamasının (3,99) oldukça üzerinde bir artış olarak ilan edilmiştir. Böylece Eylül ayından itibaren ilan edilen düşüşler, aylık göstergelerde son bulmuştur" dedi. Tarım-GFE’nin yıllık yüzde 30,49 arttığını kaydeden Çandır, "Bu yıllık rakam, son 9 yılın Ocak ayları ortalamasına (30,55) yakındır. TÜİK’in Ocak ayı için açıkladığı tarımsal girdi fiyatları enflasyonu, 10 yıllık Ocak ayı ortalamalarına göre aylıkta ciddi artış gösterirken yıllıkta ortalama civarında artmıştır" değerlendirmesinde bulundu. "En fazla artış veteriner hizmetlerinde" Ocak ayı Tarım-GFE’nin alt kalemlerini değerlendiren Çandır, tarımda kullanılan mal ve hizmetlerin fiyatlarında aylık yüzde 5,95, yıllık yüzde 29,02 arttığını, Ocak ayları itibariyle aylıkta ve yıllıkta 2024 yılından daha düşük veriler ilan edildiğini söyledi. Çandır, tohumda aylık yüzde 4,17, enerjide yüzde 4, gübrede yüzde 6,79, ilaçta yüzde 2,15, veteriner hizmetlerinde yüzde 32,87, yemde yüzde 2,79 ve diğer kalemlerde ise yüzde 19,79’luk artışa dikkat çekerken, ocak ayında yıllık değişimlere bakıldığında, tohumda yüzde 50,09, enerjide yüzde 21,43, gübrede yüzde 27,77, ilaçta yüzde 21,66, veteriner hizmetlerinde yüzde 49,01, yemde yüzde 24,30, diğer kalemlerde ise yüzde 49,13 artış olduğunu belirtti. Çandır, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetlerin fiyatlarında aylık yüzde 5,56, yıllık yüzde 39,58 artış ilan edildiğini kaydetti. Çandır, "Tarım-GFE alt kalemlerindeki değişimler, geçen yıl Eylül ayından itibaren derece derece düşüş eğilimi gösterirken, Ocak ayında bu düşüş yerini yükselişe bırakmıştır" dedi. "Tarım-GFE üretici fiyatlarının üzerinde seyretti" TÜİK tarafından Ocak ayı tarımsal üretici fiyat endeksi Tarım-ÜFE’nin aylık yüzde 2,70 artış ile 10 yıllık Ocak ortalamasının (4,25) çok altında ilan edildiğini kaydeden Çandır, "Yıllıkta ise yüzde 29,89 ile 10 yıllık ortalamanın (24,43) üzerinde ilan edilmişti. Tarımsal faaliyetlerde bulunanlar açısından son bir yıllık eğilim, genel olarak üretici aleyhine seyretmiştir. Ancak Mayıs, Haziran ve Kasım aylarında bu aleyhte eğilim yerini üretici lehine çevirmişken Ocak ayında yeniden üretici aleyhine seyir söz konusu olmuştur" değerlendirmesinde bulundu. Yıllık girdi maliyetlerinin üretici fiyatları artışından yüksek seyrettiğine dikkat çeken Başkan Ali Çandır, "Üretici, Ocak ayında aylıkta ve yıllıkta aleyhte bir durum yaşamıştır. Aylıkta ve yıllıkta üretici fiyatlarının nispi olarak tarımsal girdi fiyatlarından ciddi bir yükseklikte seyretmesi sürdürülebilirlik bakımından önem taşımaktadır. Çünkü üreticinin tek maliyet grubu, girdi kalemleri değil en az onun kadar da diğer maliyetleri söz konusudur" dedi. Yurt içi ve yurt dışı üretici enflasyonlarının tarım sektörünü dolaylı olarak etkilediğini belirten Çandır, yurtdışı üretici enflasyonu YD-ÜFE’nin Ocak’ta aylık yüzde 2,01, yıllık yüzde 20,47 arttığı, yurtiçi üretici enflasyonu Yİ-ÜFE’nin aylık yüzde 3,06, yıllık yüzde 27,20 arttığına dikkat çekti. Çandır, üretici düzeyindeki gıda kaleminin aylık yüzde 4,31, yıllık yüzde 37,23 arttığını belirtirken, "Bu durum, Ocak ayında da tarıma dayalı imalat sanayiindeki enflasyonun, tarımdan daha yüksek seyrettiğini göstermektedir" dedi. "Manşet enflasyon yüksek" Ocak ayında üretici kesimdeki bu enflasyonlara karşılık tüketici enflasyonu TÜFE’nin aylık yüzde 5,03, yıllık yüzde 42,12 arttığını kaydeden Çandır, "Son 10 yıllık Ocak ayı ortalamalarının aylıkta yüzde 2,24 ve yıllıkta yüzde 16,93 olduğu hatırlanırsa manşet enflasyonun hala ne kadar yüksek seyrettiği daha iyi anlaşılır" dedi. Tüketici taraftaki gıda enflasyonunun Ocak ayında aylık yüzde 3,86 ve yıllık yüzde 41,76 attığını kaydeden Çandır, "İşlenmemiş gıda enflasyonu Ocak’ta aylık yüzde 2,66 ve yıllık yüzde 44,17 düzeyinde ilan edilmişti. Yaş meyve sebze enflasyonu aylık yüzde 3,41, yıllık 62,14 artmıştı. Tüketici taraftaki bu rakamlar, üreticilerin maruz kaldığı yıllık enflasyonun üzerinde bir tüketici enflasyonu olduğunu göstermektedir" değerlendirmesinde bulundu.