GÜNDEM - 16 Mart 2025 Pazar 09:29

Savaş mağduru Ukraynalı çocuklar Çeşme’de

A
A
A
Savaş mağduru Ukraynalı çocuklar Çeşme’de

Alaçatı Turizm Derneği tarafından organize edilen "Bridge of Hope" projesi kapsamında, Ukrayna’nın Sumi bölgesinden gelen 28 çocuk ve anneleri Çeşme’de ağırlanıyor. Savaşın etkilerinden uzak, moral bulmaları ve farklı kültürlerle kaynaşmaları amacıyla düzenlenen proje, Ukrayna Büyükelçiliği’nin de desteğiyle hayata geçirildi. Çocuklar, Çeşme’de bir hafta boyunca Boyalık Otel’de konaklayarak hem tatil yapacak hem de Çeşme’de düzenlenen çeşitli kültürel ve sportif etkinliklere katılacak.


Çocukların Çeşme’ye gelişinden önce, önemli isimlerin katılımıyla bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıya katılanlar arasında Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliği’nden Maslahatgüzar Oleksii Chernyshev, Müsteşar Konstantyn Fedorenko, Birinci Katip Borys Uvarov ve Üçüncü Katip Yaroslava Yaremenko bulunuyordu. Türkiye’den ise Çeşme Kaymakamı Mehmet Maraşlı, Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, Çeşme Belediye Başkan Yardımcısı Onur Gülin ve Alaçatı Turizm Derneği Başkanı ve Ukrayna Gönüllüsü Kerem Ünsal başta olmak üzere, çeşitli sektörlerden iş insanları ve sivil toplum temsilcileri toplantıya katıldı.


Maslahatgüzar Chernyshev, bu önemli girişime destek veren Alaçatı Turizm Derneği’ne, Türk iş insanlarına ve tüm katkı sağlayanlara teşekkür ederek, çocukların güzel ve unutulmaz bir tatil geçirmelerini diledi.



"Savaş travmalarından kurtulmasını amaçlıyoruz"


Alaçatı Turizm Derneği Başkanı ve Ukrayna Gönüllüsü Kerem Ünsal, projenin amacını şöyle anlattı:


"Bridge of Hope projesi ile savaşın etkilediği çocuklara moral kazandırmayı ve onları kısa bir süreliğine de olsa travmatik ortamdan uzaklaştırmayı hedefliyoruz. Projenin ilk ayağını Çeşme’de gerçekleştiriyoruz, savaş mağduru çocukların rehabilite edilmesini ve savaş travmalarından kurtulmasını amaçlıyoruz. Çocuklar burada hem dinlenecek hem de unutulmaz anılar biriktirecekler. Çocuklar için çok zengin bir program hazırladık. Çocuklar tatil boyunca birçok kültürel ve sportif aktiviteye katılarak, günlerini eğlenceli ve öğretici etkinliklerle değerlendirecekler."



Planlanan etkinlikler


Sanatsal Etkinlikler: Çocuklar, Çeşme’nin tarihi yel değirmenleri bölgesinde ünlü bir duvar sanatçısı eşliğinde mural (duvar boyama) çalışması yapacaklar.


Gastronomi Deneyimi: Michelin listesinde yer alan bir restoranda şeflerle birlikte yemek yapacaklar. Ayrıca, Ukraynalı anneler kendi mutfak kültürlerini tanıtacaklar.


Su Sporları ve Doğa Aktiviteleri: Windsurf ve su sporları aktiviteleri düzenlenecek, ayrıca Türk ve Ukraynalı çocukların birlikte ağaç dikeceği özel bir ağaçlandırma alanı tahsis edildi.


Kültürel Geziler: Erythrai, Efes Antik Kenti ve Meryem Ana Evi ziyaret edilecek.


Müzik ve Sahne Sanatları: Mustafa Boran Durgun yönetimindeki Mavi Canlar Orkestrası ile her akşam prova yapacaklar ve 21 Mart Cuma günü büyük bir konserle final yapacaklar.



Sergilerle Ukrayna’daki Savaşın Yansımaları


Proje kapsamında iki önemli serginin açılışı da gerçekleştirildi. Çeşme Belediyesi Alaçatı Ek Hizmet Binası’nda açılan sergilerden biri, savaş mağduru Ukraynalı çocukların yaptığı resimleri içeren "Ukrayna Rüyasının Yüzleri" adlı sergi oldu. Diğer sergi ise, savaş öncesi ve sonrası Ukrayna şehirlerinin sanal gerçeklik (VR) teknolojisi ile gösterildiği "Ukrayna’daki Savaşın VR Müzesi" oldu.



"Umut köprüleri kuralım"


Kerem Ünsal, projeye destek verenlere teşekkür ederek şu mesajı paylaştı:


"Bu çocuklara sevgi ve destek eli vererek, onların iyileşmesine ve yeniden gülümsemesine katkı sağlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Destekleriniz, bu çocukların hayatında büyük bir fark yaratacaktır. Hep birlikte umut köprüleri kuralım, savaşın gölgesinde büyüyen çocuklara bir nebze olsun moral ve umut olalım."



Savaş mağduru Ukraynalı çocuklar Çeşme’de

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Türk-İş Başkanı Atalay, madencilerle yerin 600 metre altında oruç açtı Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, TTK Armutçuk Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında yerin 600 metre altında madencilerle birlikte iftar yaptı. Türk-İş Başkanı Atalay, her yıl madencilerle iftar yapmaya özen gösterdiklerini belirterek, enerji işçileri, çöp toplayıcılar ve karayolu işçileriyle de yılbaşlarında birlikte olduklarını ifade etti. Çayırhan, Nallıhan ve Beypazarı bölgelerinde yapılan özelleştirmeleri eleştiren Atalay, bu bölgelerde yaşayan 180 bin kişinin yaşam alanlarının yok edilmemesi gerektiğini belirtti. Atalay, Doruk Madencilik’te çalışan bin 70 işçinin Aralık ayından beri maaş alamadığını vurgulayarak, "Bu arkadaşlarımız 4 aydır maaşlarını almıyor. Ramazan bitiyor, bayrama giriyoruz ama hala çözüm yok. Özelleştirme, bu ülkeye hiçbir zaman hayır getirmedi" dedi. "Ramazan’ın bugün 21. günü. Zonguldak, Armutçuk’tayız. Uzun Mehmet’in kömürü bulduğu bölgede bu akşam yerin 600 metre altında arkadaşlarımızla iftar açtık. Uzun yıllardır aşağı yukarı her sene madencilerle beraber Ramazan’ın zaman zaman bir akşamı, iki akşamı beraber iftar yapıyoruz. Her yılbaşı gecesi 13 senedir enerji işçisinin yanında, çöp toplayan kardeşlerimizin yanında, karayolcuların yanında yılbaşı geceleri de beraber olma gayret sarf ediyoruz" dedi. "Vergi düzenlemesi şart" diyen Atalay, şöyle devam etti: "2 ay bizim ücretimizi vergiye kesiyorlar. Vergiyle ilgili bir düzenleme yapmadılar. Burada binlerce işçi, en azından bu sene 1200’e yakın burada işçi emekli oldu. Onların yerine işçiye ihtiyaç var. Bu can güvenden ilgili, işçimizin çalışma bölümüyle ilgili bu savunma sanayinde de var, karayollarında da var, demiryollarında da var, enerjiye de var, madende de var. Yani bu sendikalar ne yapar? Sendikalar bu meseleyi ülke gündemine taşır. Bu meselelerle ilgili panel yapar, seminer yapar. 20 Ekim’de Ankara’da 150 bin üzerinde arkadaşımızla beraber miting yaptık. Dilimizin döndüğünü anlatmaya gayret ettik. Haklı talebimize hala bir cevap veremediler. Onun için bir an evvel bu bölgede yer üstündeki çalışan arkadaşlarımızın ücretle ilgili sıkıntı var. Şu anda bu emekli maaşı düşecek diye aşağı yukarı 60 bine yakın arkadaşımız emekli oldu. Bunlar öyle teknik eleman ki savunma sanayinde top yapıyor, tüfek yapıyor. Dışarıdan hemen okulu bitiren bir arkadaşımızı alıp gel bu topu tüfeğe yap dediğin zaman yapamazsın, yapamazlar. Yahut enerjide, iletişimde, ulaşımda, şu anda bazı yerlerde kar temizlemesi var. Bizim arkadaşlarımız o yolun nerede ağaç var, nerede viraj var, nerede uçurum var biliyorlar. Dışarıdan asgari ücretlilerden buraya bir işçi aldığın zaman buraya öğrenene kadar 5 sene geçer. İş kazaları olmaya devam eder ama biz bunları kime anlatıyoruz? Ülkeyi yönetenlere anlatıyoruz. Diyorlar ki bu ülkenin ekonomik politikası var ama sosyal politikası yok. İkisini beraber götürmek mecburiyetindesiniz. İşçinin haklı makul talebine kulak versinler." "Türk-İş olarak her şeyin hukuk ve demokrasi içerisinde yürütülmesinden tarafız" Gündemdeki konuların işçilerin sorunlarını gölgede bıraktığını ifade eden Atalay, İstanbul’daki gözaltılara değindi. Atalay, "Bizim yaşadığımız bu ülke öyle bir zor coğrafyada beraber yaşıyoruz ki her gün gündem değişiyor. Gündem değiştiği zaman bu işçinin, emeklinin, dar ve sabit gelinin problemleri öteleniyor. Gündem ne şimdi? 2-3 gündür gündem İstanbul’daki belediyedeki tutuklamalarla ilgili. Biz ilkesel olarak Türk-İş olarak her şeyin hukuk ve demokrasi içerisinde yürütülmesinden tarafız. Öncelikle masumiyet karinesine ve hukuki sürece herkes saygılı olmak durumunda. Şayet bir haksızlığa uğradığı zaman gene hukuktan çare bulmak durumundayız. Ben her yerde ifade ediyorum. Yani karar vermeden insanları suçlamanın bir anlamı yok. Ama kırmayı dökmeyi de Türk-İş hiç o işin içinde olmadı. Hepsi hukuk kuralları içerisinde oldu. Kim koyacaksa kırmadan, dökmeden, şiddet dilini koymadan tepki koysun" ifadelerine yer verdi. "Biz işçinin, emeklinin arka bahçesiyiz" Türk-İş olarak her zaman işçilerin hakkını savunmaya devam edeceklerini vurgulayan Atalay, taşeron işçilerin kadro beklediğini, kadro beklentilerinin biran önce çözüme kavuşturulması gerektiğini vurgulayarak, "Onun için Türk-İş dökmeden kırmadan alanlarda, mitinglerde en yoğun şekilde derdini anlatmaya gayret sarf etti. Biz hiçbir partinin arka bahçesiyiz. Biz bu ülkenin arka bahçesiyiz. Biz çalışanın arka bahçesiyiz. İşçinin arka bahçesiyiz. Emeklinin arka bahçesiyiz, memurun arka bahçesiyiz. Onun için nerede bir haksızlık varsa onun karşısında durmaya devam ederiz" şeklinde konuştu.