GÜNDEM - 12 Kasım 2024 Salı 09:24

Mutfakta yapay zeka devrimi

A
A
A
Mutfakta yapay zeka devrimi

Gastronomi uzmanları, robotik teknolojilerin ve yapay zekanın mutfakları artık lezzet ve gastronomi ruhunun teknolojiyle buluştuğu yerler haline getirdiğine dikkat çekti.


Yaşar Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü ve Gastronomi Öğrenci Topluluğu’nun koordine ettiği Gastro Ege, bu sene üçüncü kez ‘Teknoloji’ temasıyla düzenlendi. Sektörden uzmanlar, dijitalleşmenin, robotik teknolojilerin ve yapay zekanın sektöre nasıl entegre olduğunu anlattı.


Selçuk Yaşar Kampüsü’nde düzenlenen Gastro Ege kapsamında sponsor olan 43 marka, fuaye alanında kurulan stantlarda gün boyu yiyecek ve içecek takdimi yaptı. Sektörden uzman isimler ve şefler, gün boyu farklı konu başlıklarında söyleşiler gerçekleştirdi. Etkinlik boyunca gerçekleşen oturumlarda gastronominin teknolojik gelişmelerle nasıl şekillendiği, mutfakların sürdürülebilirlik ve verimlilik adına nasıl bir dönüşüm geçirdiği konuşuldu.


Yaşar Üniversitesi Gastronomi Topluluk Başkanı Melisa Adıgüzel “Bu organizasyonun arkasında dev bir kadro ve planlı bir çalışma var. İlk kez öğrencilerin düzenlediği gastronomi zirvesinin üçüncüsüne imza attık. Öğrencilerle sektörden uzmanları ve firmaları buluşturmayı amaçladı” dedi.



“İnsan dokunuşunu kaybetmemek önemli”


Yaşar Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Seda Genç ise, “Gastronomi dünyasının hızla evrilen yeni yüzüyle tanışmak ve bu alandaki dönüşümü anlamak için bir aradayız. Binlerce yıllık tarifler, geleneksel pişirme teknikleri ve malzemeler bize geçmişi anlatırken teknoloji bu hikayeye yeni bir anlam katıyor. Mutfaklar artık yalnızca lezzet oluşturan yerler değil aynı zamanda inovasyonun ve bilimin buluştuğu laboratuvarlar haline geldi. Gastronomi her geçen gün teknolojik yeniliklerle daha geniş bir perspektif kazanırken gastronominin ruhunu yaşatan şeyin insanın yenilikçi ve tutkusu olduğunu da unutmamak gerekir. Teknoloji yalnızca mutfağı daha ulaşılabilir, sürdürülebilir ve yenilikçi kılmak için bir araç. Asıl önemli olan bu yeniliklerin arkasında yatan insan dokunuşunu ve yaratıcılığını kaybetmemek” dedi.



“Mutfakta robotlar geleceğin vazgeçilmez bir parçası”


Yiyecek ve İçecek İşletmeciliği Danışmanı Osman Serim’in moderatörlüğünde gerçekleşen “Mutfaklarda Devrim: Gastronomiye Yön Veren Akıllı Teknolojiler ve İnovatif Çözümler” adlı ilk oturuma konuşmacı olarak Electrolux Professional Ülke Müdürü Bülent Sevinçel katıldı.


Türkiye’de gastronomideki ekipman ve teknoloji kullanımıyla ilgili konuşan Sevinçel, “Sektörde en büyük problem şu anda eleman sıkıntısı. Teknoloji bu gibi sorunlara çözüm üretmek için geliştiriliyor. Bizim sektörde teknoloji kullanımının üç temel amacı var; gıda güvenliği, verimliliği artırmak ve tüketicinin deneyimini yükseltmek. Kara fırınlarla başladık, onlar işin olmazsa olmazıydı. Yeni teknolojileri ne kadar kullanırsanız o kadar hayatınız kolaylaşıyor. Yeni teknolojik fırınlarda tek düğmeyle her şeyi yapabiliyorsunuz. Bugün dünyada en hızlı gelişen sektör indüksiyon. Verimliliği yüksek, çok hızlı ve kendini temizliyor. Yapay zeka ister istemez hayatımızın bir parçası haline gelecek. Sektörümüzde robotlar geleceğimizin vazgeçilmez parçası. Teknoloji israfı önlüyor, önüne geçiyor. Günümüzde bir buzdolabı, ekranında size ürünleri gösterip yemek tarifi verebiliyor” diye konuştu.



Robot servis elemanı


İkinci oturumda ise teknoloji şirketi Protel Simpra’nın Satış Direktörü Fatih Tenel, gastronomide bulut teknolojileri ve yapay zekanın etkisi hakkında konuştu. Firmanın ürettiği bulut sistemiyle çalışan pos cihazı ve robotlardan bahseden Tenel, şunları söyledi:


“Restoranlar ve alışveriş merkezleri için geliştirilen bir servis robotumuz var. Bu robot, haritalama işlemiyle boş topluyor, masaya servis yapıyor ve sipariş alabiliyor. Yüksek taşıma kapasitesi ve hassas navigasyon sistemleriyle iş süreçlerini hızlandırıyor. Kendi insan kaynakları servisimizde robot kullanıyoruz. Bu robot birebir iş görüşmesi yapıyor, gelen cevaplara göre soru soruyor, yorum yapıyor. İşin en güzel tarafı, bizim verdiğimi kriterlere göre en sonunda bir rapor çıkarıyor. Bunun bir sonraki adımı da robotun restoranlarda hem paket servis siparişi hem de rezervasyon alması.”



“Şefler ve teknoloji"


Yaşar Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Eylem Ezgi Fadıloğlu moderatörlüğündeki “Şefler ve Teknoloji: Mutfakta Devrim Yaratmak” adlı oturumda konuşan Eğitmen ve Danışman Şef Elif Edes ise teknolojinin gastronomi eğitiminde büyük bir yere sahip olması gerektiğini söyledi. Edes, “Teknoloji lezzeti ancak artırabilir, azaltmaz. Teknolojiyi sevdirmenin bir yolu da hayatı kolaylaştırdığını göstermek olmalı. Teknoloji bana ne getirirse ben onu uygulamaya çalışıyorum. Gastronomi eğitiminin içeriğinin yeniden yapılanmaya ihtiyacı var. Teknoloji konusu eğitimin büyük bir bölümünde yer almalı. Bıçak kullanmayı öğrenmek kadar basite indirgenmesi lazım” şeklinde konuştu.



“Farklı branşlardaki teknolojiler mutfağa adapte ediliyor”


Yemek Kültürü Araştırmacısı Nilhan Aras’ın moderatörlüğünde gerçekleşen oturuma, Neo Lokal Kurucu Şefi Maksut Aşkar katıldı. Şef Maksut Aşkar, şunları söyledi:


“Teknoloji mutfakta her bir hedefimize ulaşmamızı sağlıyor. Teknolojinin gelişim süreci ihtiyaçlardan kaynaklandı. En büyük ihtiyaçlardan biri pişirdiğimiz yemeği koruyabilmek için soğutabilecek ünitelerdi. Bir taze balığı eksi 80 derecede şoklarsan, çözüldüğü zaman taze şekilde tüketebilirsin. Mutfakta farklı branşlarda kullanılan teknolojilerin adaptasyonu söz konusu. Örneğin tıpta kullanılan “Freezedrier” aracı, dondurarak kuruma yöntemi kullanan bir alet. Şimdi mutfaklara girmiş durumda. Marketlerden aldığınız kurutulmuş meyveler, bu araçla donduruluyor.”



Mobil uygulamayla ürün tedariği


Ingredy Uygulaması Kurucusu Betül Bildik ise restoran tedarik süreçlerinde dijital ve yeşil dönüşümü anlatarak, “Bir şef bir tabağı hazırlarken, o tabağın ortaya çıkması için gereken ürünlerin tedariği ile ilgili üreticilerle iletişime geçer, görüşmeler yapar. O tabağı her gün aynı standartta servis etmesi gerekir. Ortağım Bilge Gilicze ile kalite ve sürdürülebilirlik sorunlarını basite indirgeyip teknolojiyi içine katarak daha verimli, dijital ve sürdürülebilir bir gıda ekosistemi oluşturduk. Bir sipariş sistemi kurguladık. Tedarik süresinden yüzde 50 tasarruf ediyoruz. Ortalama yüzde 10 maliyet avantajı ile stok ve atık yönetimi sağlıyoruz” dedi.


Etkinliğe; Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. İge Pırnar, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Seda Genç, Dr. Öğretim Üyesi Ezgi Eylem Fadıloğlu, Dr. Öğretim Üyesi Duygu Çelebi Türkmen, Neo Lokal Kurucu Şefi Maksut Aşkar, Yiyecek ve İçecek İşletmeciliği Danışmanı Osman Serim, Electrolux Professional Ülke Müdürü Bülent Sevinçel, Protel Simpra Satış Direktörü Fatih Tenel, Atıksız Mutfak Şefi Özge Şahin, Eğitmen ve Danışman Şef Elif Edes, Öztiryakiler Danışman Şefi Hasan Fehmi Peker, Metro Toptancı Market Dijital Satış Müdürü Aycan Uygun, Konfrut AG Yönetim Kurulu Üyesi ve Yeni Çiftçi Kurucu Başkanı Emrah İnce, Yemek Kültürü Araştırmacısı Nilhan Aras, Yaşar Birleşik Pazarlama Ev Dışı Tüketim Direktörü Ali Tavaslıoğlu, Dokuz Eylül Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Uhri, Efe Distile İçecekler Uzmanı Bertuğ Açıkova, TWS Group Ege Bölge Müdürü Orçun Fuat Calba, Ingredy Uygulaması Kurucusu Betül Bildik, Gurme TV Genel Müdürü Gülçin Polat, Dijital İçerik Üreticisi Deniz Sarıhanlıoğlu, Le Petit Restoran Satış Sorumlusu Berkay Bozaklı konuşmacı olarak katıldı.



Mutfakta yapay zeka devrimi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Tatlısu köyü, Çileğin merkezi olacak Erzincan’da sektörün son gözdelerinden biri çilek oldu. Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu’nun talimatıyla merkeze bağlı Tatlısu köyü, çileğin merkezi olacak. Erzincan tarım sektöründe projeler ardı ardına hayata geçirilmeye devam ediyor. Son birkaç yıl içerisinde Merkeze bağlı Tatlısu köyünde çilek yetiştiriciliğinin başarılı sonuçlar vermesi, yılda 2 kez ürün alma imkanının olması, rakımı ve coğrafi şartlarına bağlı olarak hem kalite hem de aroma noktasında piyasanın taleplerine cevap veren ürün kalitesi ile Tatlısu köyünde yeni proje hayata geçirildi. Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu’nun talimatlarıyla harekete geçen Erzincan İl Özel İdaresi ve Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü hazırlanan projeyi Erzincan İl Genel Meclisi’ne sundular. Erzincan İl Genel Meclisi’nin yüzde 75 destekle projeyi onaylamasının ardından Erzincan İl Özel İdaresi ve Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Tatlısu köyünde Çilek Yetiştiriciliğinin Geliştirilmesi projesini hayata geçirdiler. Hazırlanan projeye Tatlısu Köyü Muhtarı Mustafa Köse, çilek üreticileri Fikret Ateş ve Cevdet Kurt yoğun destek sağladılar. Erzincan Valiliği’nin himayesinde başlatılan proje kapsamında 20 dekarlık alana 100 bin adet çilek fidesi dikildi. Toprak hazırlığının yapılmasının ardından malçlama sistemi kullanılarak toprakla buluşan 100 bin çilek fidesi önümüzdeki yıldan itibaren meyve vermeye başlayacak. Erzincan Tarım ve Orman İl Müdür Vekili Serkan Kütük, Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şube Müdürü Özcan Tekin ve teknik personellerle çilek dikimi yapılan sahalarda incelemelerde bulundular. Erzincan Tarım ve Orman İl Müdür Vekili Serkan Kütük, “Valimizin talimatları ve desteğiyle Erzincan İl Özel İdaresi ile birlikte hazırladığımız Çilek Yetiştiriciliğini Geliştirme projemize Erzincan İl Genel Meclis Başkanımız ve Meclis üyelerimiz destek sağladılar. Tatlısu köyümüz son birkaç yıldır çilek yetiştiriciliğinde büyük bir aşama kaydetti. Özellikle çilek üreticimiz Fikret Ateş, Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şube Müdürlüğümüzle işbirliği içerisinde yaptığı çalışmalarla çilek yetiştiriciliğinde büyük başarı sağladı. Köydeki vatandaşlarımızın da istekli olduklarını görünce bir hafta içerisinde 20 dekarlık alanda 100 bin çilek fidesini modern tarım tekniklerini kullanarak, toprakla buluşturduk. Erzincan’da bu bölgeyi çileğin merkezi haline getirmek istiyoruz. İleriki dönemde burada yine projelerimiz devam edecek. Hem Erzincan’ın hem de bölge illerinin çilek ihtiyacını karşılama amacındayız.” dedi. Çilek üreticisi Fikre Ateş ise Tatlısu köyünün çilek merkezi olacağına tüm köy olarak inandıklarını ve bu minvalde yapılacak çalışmalara destek vermeye devam edeceklerini kaydederek, “iklimimiz, toprağımız ve suyumuz çilek üreticiliği açısından son derece uygun. Yetiştirdiğimiz çileklerin kalitesi de ortada. Bu durumda Erzincan içini ülkemiz için üretmeye ve katma değer sağlamaya devam edeceğiz. Projemize büyük destekler sağlayan Valimize ve tüm kurumlarımıza müteşekkiriz” diye konuştu.
Bayburt Bayburt Üniversitesinin bugüne kadarki uluslararası öğrenci sayısı 500’ü geçti Bayburt Üniversitesi, her geçen yıl uluslararası öğrenci sayısında kayda değer bir artış göstererek farklı ülkelerden gelen öğrencilere ev sahipliği yapmanın gururunu yaşıyor. Üniversite, 2016 yılından bugüne kadar 16 farklı ülkeden toplam 549 uluslararası öğrenciye sunduğu eğitimle öne çıkıyor. Bu büyüme, üniversitemizin dünya çapında tanınırlığını artırma ve uluslararası alanda daha fazla öğrenci çekme hedefini yansıtan uluslararasılaşma vizyonunu başarıyla gerçekleştirdiğini ortaya koyuyor. Önlisans ve lisans öğrenci sayısındaki artış ivmesi dikkat çekiyor 2016-2019 yılları arasında Bayburt Üniversitesinde önlisans ve lisans programlarına kayıtlı uluslararası artmaya başlayan öğrenci sayısında, 2020 yılından itibaren belirgin bir artış ivmesi yaşandı. 2016-2019 yılları arasında 12 öğrenciyle başlayan bu serüven, 2020’de 19, 2021’de 28, 2022’de 117, 2023’te ise 284 öğrenciye ulaştı. Bu yılla birlikte bugüne dek eğitim verilen uluslararası ön lisans ve lisans öğrenci toplam sayısı 511’e yükseldi. Bu büyük artış, Bayburt Üniversitesinin uluslararası öğrenciler için cazip bir eğitim kurumu haline geldiğini gösteren en önemli kanıtlar oldu. Lisansüstü eğitimde sınırları aşan bir ilgi yoğunluğu yaşanıyor Bayburt Üniversitesinin sadece lisans seviyesinde değil, aynı zamanda lisansüstü eğitim alanında da uluslararası öğrencilerin ilgisini çektiği görülüyor. 2016-2019 yıllarında yalnızca 3 olan lisansüstü uluslararası öğrenci sayısı, 2020’de 6’ya, 2021’de 9’a yükseldi. Bu sayı, 2022’de 23, 2023’te 33 ve 2024 yılı itibariyle son 8 yılın toplamında 38’e ulaştı. Lisansüstü öğrenci sayısındaki bu artış, Bayburt Üniversitesinin araştırma ve yüksek lisans programlarına yönelik uluslararası ilgiyi artırdığını kanıtlıyor. Bayburt Üniversitesinin, “Güvenli Şehrin Huzurlu Üniversitesi” sloganıyla yola çıkarak oluşturduğu samimi ve güvenli ortam, dünya genelinde daha fazla öğrenciye hitap etme başarısını sürdürüyor. Rektör Prof. Dr. Mutlu Türkmen, uluslararasılaşma başarısı üzerine paylaştığı tebrik mesajında şu ifadelere yer verdi: “ Her yıl daha fazla uluslararası öğrenciye ev sahipliği yaparak dünyanın dört bir yanından gelen gençleri eğitimle buluşturmanın gururunu yaşıyoruz. 2016’dan bu yana, uluslararası öğrenci sayımızdaki gözle görülür artış, üniversitemizin küresel bir çekim merkezi olma yolundaki kararlılığını ve başarılarını gözler önüne sermektedir. 2024 yılı itibarıyla, bugüne dek 16 farklı ülkeden toplam 549 uluslararası öğrencimizle Bayburt Üniversitesi olarak barış, dostluk ve bilimi kucaklamaya devam ediyoruz. Önümüzdeki yıl uluslararası öğrenci sayımızı genel toplamda 1000’e, sonraki yıl ise 2000’e yükseltme hedefine mevcut uluslararası öğrencilerimizin gönül elçilikleri sayesinde ulaşacağımıza eminim. Bu önemli başarıya katkı sağlayan tüm akademik ve idari personelimize, ülkemizi ve üniversitemizi tercih eden değerli öğrencilerimize teşekkür eder, her bir uluslararası öğrencimize Bayburt Üniversitesi çatısı altında başarılı ve verimli bir eğitim hayatı dilerim.”
Bayburt Doğa ve Bilim Okulu projesi başladı Bayburt Üniversitesinin Doğa ve Bilim Okulu projesi başladı. Bâbertî Külliyesinde başlayan “Bilim Birlikte Hayat Birlikte” Bütünleşik Doğa ve Bilim Okulu projesinin açılışı coşkuyla yapıldı. Doğa Eğitimi ve Bilim Okulları Destekleme Programı kapsamında desteklenen proje, Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu ve Teknoloji Transfer Ofisi iş birliğinde, Öğr. Gör. Derya Yarımkaya tarafından yürütülüyor. Proje, ortaokul öğrencilerine bilim sevgisi aşılamak ve çevre bilinci kazandırmak amacıyla hayata geçirildi. Projeye, Bayburt il merkezindeki ortaokulların 5., 6. ve 7. sınıflarında öğrenim gören 30 öğrenci katıldı. Başvuruların yoğun olduğu projede katılımcılar, kura yöntemiyle belirlendi. 11-16 Kasım tarihleri arasında sürecek proje kapsamında öğrenciler, bilim, doğa ve kültür temalı çeşitli etkinliklerde bir araya geliyor. Proje boyunca öğrenciler; drama, bocce, simülasyon, okçuluk, model uçak yapımı, teleskopla gökyüzü gözlemi, ebru sanatı, organik tarım, oryantiring, akıl ve zekâ oyunları, insansız kara ve hava araçları, fotoğrafçılık ve artırılmış gerçeklik gibi geniş bir yelpazede etkinliklere katılacak. Eğitimler, her biri alanında uzman 18 akademisyen tarafından yürütülecek ve öğrencilere bilimsel bilgi ve uygulamalı öğrenme fırsatı sunulacak. Açılışta konuşma yapan Rektör Yardımcısı ve Teknoloji Transfer Ofisi Müdürü Prof. Dr. Ali Savaş Bülbül, üniversitemizin proje çağrılarına yanıt vermesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bu proje ile öğrencilerin bilimle dolu bir deneyim yaşayacağını belirtti. Prof. Dr. Bülbül, gençlerin bilime olan ilgisini artırmanın önemine vurgu yaptı. Proje Yürütücüsü Öğr. Gör. Derya Yarımkaya ise, öğrencilerin bilimle keyifli bir yolculuğa çıkacaklarını ifade ederek, bu sürecin onların gelecekteki akademik başarılarına önemli katkı sağlayacağını söyledi. Bayburt Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşen bu proje, bilim ve doğanın iç içe olduğu, öğrencilerin bilimsel meraklarını keşfetmeleri için önemli bir fırsat sunuyor. Proje, 16 Kasım 2024 tarihine kadar devam edecek.
Bayburt Bayburt Üniversitesinin üniversite sporlarındaki yükselişi 21 yeni madalyayla sürdü Bayburt Üniversitesi, Türkiye Üniversite Sporları Federasyonunun (TÜSF) 2023-2024 yılı madalya sıralamasında 29. sıraya yükselerek, her geçen yıl spor alanında önemli bir ivme kazandığını ortaya koydu. Türkiye genelinde 161 üniversitenin yer aldığı üniversiteler arası spor müsabakalarında Bayburt Üniversitesinin sporcu öğrencileri 5 altın, 8 gümüş ve 8 bronz olmak üzere toplam 21 madalya ile önemli bir başarıya imza attı. Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu uhdesinde düzenlenen spor müsabakalarında Türkiye genelindeki 161 üniversiteden toplam 38.309 sporcu öğrencinin mücadele ettiği düşünüldüğünde, Bayburt Üniversitesinin başarı grafiği daha fazla önem kazanıyor. 91 farklı spor dalında faaliyet gösteren TÜSF, 178 farklı spor etkinliği düzenlerken, bu etkinliklerin önemli bir kısmında temsil edilen Bayburt Üniversitesi başarılı sonuçlarla spor camiasında adından söz ettiriyor. Yakın zaman önce TÜSF Başkanı seçilen Rektör Prof. Dr. Mutlu Türkmen, Bayburt Üniversitesinin spor alanındaki bu başarısının yalnızca kendileri için değil, Türkiye’deki tüm üniversite sporlarının gelişimi için de büyük önem taşıdığını vurguladı. Rektör Türkmen, yaptığı açıklamada, “Bayburt Üniversitesi olarak sporun her dalında var olmayı ve öğrencilerimize destek olmayı sürdüreceğiz. Bu başarıyı daha ileriye taşıma hedefindeyiz. Her bir öğrencimizi tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum” ifadelerini kullandı. Bayburt Üniversitesi, 2024 yılında da hem sporcu öğrenci sayısını artırmayı hem de spor dallarındaki çeşitliliğini genişletmeyi hedefliyor. Üniversite, gelecekte de ülke genelinde köklü üniversitelerle rekabet ederek, Türk sporuna katkı sunmaya devam edecek.