SPOR - 26 Aralık 2024 Perşembe 23:22

Arda Güler, baba ocağına geldi

A
A
A
Arda Güler, baba ocağına geldi

Real Madrid’de forma giyen milli futbolcu Arda Güler, baba ocağı Bolu’nun Mengen ilçesine geldi. Babaannesi ve dedesini ziyaret eden Güler, Bolu’da keyifli vakit geçirdi.


İspanya ekibi Real Madrid’in genç yıldızı Arda Güler, Bolu’ya geldi. Hafta arasında Bolu’nun Mengen ilçesinde babaannesi ve dedesini ziyaret eden Güler, bir süre aile büyükleriyle vakit geçirdi. Mengen Belediye Başkanı Vural Turan’ı da ziyaret eden Güler, Başkan Turan’dan ‘Mengen’ yazılı porselen tabak hediyesi aldı. Bolu’dan ayrılan Güler’in ayrıca Bolu’nun doğa harikası Gölcük Tabiat Parkı’nı da ziyaret ettiği öğrenildi.



Arda Güler, baba ocağına geldi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Al-Shabab ile anlaşan Fatih Terim, Doha’ya gitti Suudi Arabistan ekiplerinden Al-Shabab ile anlaşan Teknik Direktör Fatih Terim, takımın kamp yaptığı Doha’ya gitti. Kendisini iyi ve hazır hissettiğini söyleyen Terim, tüm konsantrasyonunu kupaya, lige ve takıma çevirmek istediğini dile getirdi. Suudi Arabistan ekiplerinden Al-Shabab ile anlaşan Teknik Direktörü Fatih Terim, İstanbul Havalimanı VIP Terminali’nden Katar’ın başkenti Doha’ya gitti. Burada basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Fatih Terim, "Birçok teklif alıyoruz. Özellikle son aylarda gerek Avrupa’dan gerek Asya’dan çeşitli coğrafyalardan. Birkaç gündür Al-Shabab ile devam eden görüşmelerimiz dün sonuçlandı. Çok güzel ve nazik bir şekilde süreç geçti. Şimdi Doha’ya gidiyorum. Takım Doha’da kampta. Son 2-3 günü hazırlık maçı ile tamamlanacak. Orada arkadaşlarımla beraber Doha’ya geçiyorum, oradan da Riyad’a geçeceğiz. Çünkü ayın 6’sında Kral Kupası ile başlayan bir süreç var. Baktığımız zaman ligde biraz geride görünüyoruz, devre arasında birkaç maç kala. Bu herhangi bir şeyi kabulleneceğiz anlamına gelmez. Daha yukarılara tırmanmak için elimizden geleni yapacağız. Ama kupanın önemi bir başka görünüyor. Bundan evvelki dışarıda gittiğim ülkelerde kazanılan kupalarda her ne kadar Fiorentina’da da, Panathinaikos’ta da son maç oynamadıysam, bütün zorlukları ben çektiğim için bir tarafta Olympiakos’u, PAOK’u ele gel, daha kolay bir takım olan Aris ile oyna. Bir tarafta Milan’ı ele gel. Onun için kupanın önemini de biliyorum. Allah’a şükür gittiğimiz yerlerde de bir kupa benli ve bensiz katkılarım olarak, benim her zaman kalbimde yaşayacaktır. Sonuna kadar gitmeyi deneyeceğiz. Bugün akşam diğer arkadaşlarım gelecek. Yardımcılarım Hamza Hamzaoğlu ile Levent Şahin. Mert var, Eray var, analistimiz Metin, kaleci antrenörümüz Ozan ve atletik performansta Yasin var. Dünyanın gözünün üzerinde olduğu bir lig. Gerek çok büyük oyuncularıyla gerek çok şöhretli oyuncularıyla ve 2034 Dünya Kupası’nı düzenleyecek bir ülkeye gidiyoruz. Ben de birçok şeyi merak ediyorum. Birkaç ay önce de Doha’daydım. Geçen sene 27 Aralık’ta gitmiştim. Demek ki aralık aylarında dikkat etmemiz gerekecek, bir yerlere gidebiliriz. Sezon sonunda otururuz, memnunsak devam edilir, memnun değilsek başka bir şey düşünülür. O yüzden sadece tüm konsantrasyonumuzu kupaya, lige ve takıma çevirmek istiyorum. Şu andan itibaren de o durumdayım" şeklinde konuştu. "Türk oyuncusunun dünyada oynamayacağı herhangi takım yok" Takıma Türk oyuncu transfer edip etmeyeceğiyle ilgili bir soruya Terim, "Hatırlarsak koyduğumuz 14 Türk mecburi kuralı, 14 yabancı değil. Hala bilmeyen yöneticilerimiz var. Oradan itibaren Türk futbolcuların, Avrupa’da çok daha fazla süre aldığını, çok daha önemli liglerde oynadıklarını görüyoruz. Bu beni en çok sevindiren taraf. Biz de artık milli takımımızı açıklarken, dünyanın en önemli kulüplerinden oyuncularımızı çağırıyoruz. Bu benim için çok büyük bir onur ve mutluluk. O yüzden Türk futbolcuları her yerde var, orada da var, Merih var. Bizden giden birçok yabancı oyuncu var. Bu çok doğal bir şey ama şu anda bununla ilgili herhangi bir şey konuşamam. Olabilir, niye olmasın. Türk oyuncuları dünyada kabul görmüştür. 1990’larda Şenes Erzik federasyonunda, Piontek ile çalışırken, ilk Avrupa ofisleri kurulduğu dönemde o zaman söylemiştim, ’Allah inşallah bir gün beni de İsviçre gibi 23 oyuncunun 18’ini, 20’sini Avrupa’dan çağıran bir teknik direktör olmayı nasip etsin’ demiştim. Şimdi oldu. O yüzden Türk oyuncusunun dünyada oynamayacağı herhangi takım yok" diye cevap verdi. "Hazırım, iyiyim" Deneyimli teknik adam, çok iyi hissettiğini belirterek, "O hırsta, azimde, konsantrasyonda olmazsam zaten kendim söylerim. Ben de sizin gibi her tarafı takip ediyorum, okuyorum. Sağ olsunlar beni çok güzel yerlerde görmek isteyenler de var. Her şeyin bir zamanı var. Onun için hazırım, iyiyim. Çünkü eşimin bana çok güzel bir söylediği cümle var, ’Futbol aklını sakin emekli etme’ diye. Yanımda çalışan arkadaşlarım hepsi birbirinden branşlarında önemli insanlar. Ben hayatımda birçok insanla çalıştım. Birçok insanın hayatına dokundum, dokunmaya da devam edeceğim. Çalıştığımız arkadaşlarım hepsi çok değerli. O yüzden bu arkadaşlarımın çok başarılı olmak için son iki günde olağanüstü bir çalışma azmini görüyorum, kulüple ilgili bilgiler, antrenman hazırlığı" ifadelerini kullandı. "Pavel Nedved ile olacağım için de çok mutluyum" Pavel Nedved ile birlikte çalışacaklarının hatırlatılması üzerine Fatih Terim, "Görüşmemizde o da vardı. Pavel benim için çok daha başka bir anlam taşıyor. Ben Fiorentina’dayken, o Juventus’taydı. O günleri de yad edeceğiz. Ondan bahsettik. Gelmiş, geçmiş çok büyük bir oyuncu. Juventus’ta oyunculuktan sonra sportif direktör tarafında da çok büyük emekleri oldu. Onunla beraber olacağım için de çok mutluyum. Çünkü hem büyük bir futbolcu hem de önemli bir sembol. Kulüpler, sembolleriyle büyürler. Doğru bir seçim diye düşünüyorum" dedi. "Kabullenmeyeceğiz" Yeni takımı için transfer çalışmasına henüz başlamadığını da dile getiren Terim, "Önümüzdeki 4 takımın bizden daha önemli kadroları olduğu söyleniyor. Bunu ben de biliyorum. Herhangi bir transfer görüşmesi yapmadım. Yönetime veya başkana herhangi bir isim söylemedim. Çünkü ne olursa olsun bir defa çok çabuk hareket etmemiz gereken bir dönem. 6’sında maçımız var. Tanıdığım oyuncular var ama tanımadığım oyuncularla ilgili bilgi almaya çalışıyorum. Geldiğim takımlarda, mevcut takımda gelmeden hiç kimseyi göndermedim, görmek istedim. Uzun yıllar içerisinde yönetimlerin göndermesini istediği oyuncular bizle çalışınca o takımın en önemli oyuncuları oldular. O yüzden burada çok kısa sürede arkadaşlarımla beraber bazı tespitler yapıp, eğer söylerlerse biz de ihtiyaç olan yerleri söyleriz. O 4 takımın daha ileride olduğu, güçlü olduğu kesin. Kabullenmeyeceğiz. Dokunuşlarımızı en kısa sürede yapmak zorundayız. Yapacağız inşallah" değerlendirmesinde bulundu. Fatih Terim son olarak herkesin yeni yılını kutladı.
Ağrı Kızılay Ağrı Şubesi, gıda kolilerini ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaya devam ediyor Kızılay Ağrı Şubesi, bağışçılardan gelen gıda kolilerini gönüllülerin destekleriyle ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırmaya devam ediyor. Ağrı’ya ulaşan 3 tır dolusu gıda kolisi, ilçelere belirli sayılarda dağıtıldıktan sonra gönüllü ekipler tarafından kapı kapı teslim edilmeye başlandı. İçerisinde fasulye, pirinç, nohut, yağ ve makarna gibi temel gıda maddelerinin bulunduğu koliler, ailelerin bir aylık ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde özenle hazırlanıyor. Gıda kolilerinin, isimsiz bir kurumsal bağışçı tarafından temin edildiği belirtilirken, koliler üzerinde herhangi bir logo veya bağışçının adının yer almaması dikkat çekti. Kolilerin üzerine yalnızca "Rızkı veren Allah’tır" yazısının yazılması, bağışçının bu konudaki hassasiyetini yansıtıyor. “Ellerimiz üşüyor ama gönlümüz ısınıyor” Kızılay Ağrı Şube Başkanı Orhan Tatlı, devam eden dağıtımlara ilişkin yaptığı açıklamada, gönüllülerin özverili çalışmalarıyla birçok aileye ulaştıklarını belirterek,"Kurumsal bir bağışçımız, Allah razı olsun, sürekli olarak gıda bağışında bulunuyor. Biz de il merkezimiz ve tüm ilçelerimizde beş gündür eş zamanlı olarak gıda kolisi dağıtımı gerçekleştiriyoruz. Şu ana kadar 700 ailemize bin 400 gıda kolisi ulaştırdık, dağıtımlarımız devam edecek. Kolilerimiz bir ailenin bir aylık gıda ihtiyacını karşılayacak ürünlerle dolu. Soğuk havada koli taşırken ellerimiz üşüyor fakat gönüllülerimizle birlikte bir aileyi mutlu etmenin bize verdiği mutluluk elimizi ve gönlümüzü ısıtıyor."dedi. Gündüz saatlerinde başlayan dağıtımlar, gece saatlerine kadar devam ederken, Kızılay ekipleri ve gönüllüler, zorlu hava şartlarına rağmen ihtiyaç sahiplerine ulaşmaya kararlılıkla devam ediyor.
İzmir Rektör Prof. Dr. Budak 2024 yılını değerlendirdi Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, üniversitenin son bir yılının değerlendirdi, gelecek vizyonu ve ileriye yönelik hedeflerini anlattı. Budak, “Ege Üniversitesi artık vizyonuyla örnek olan, dünyada rekabet gücü ve görünürlüğü yüksek, yeniliğe açık, kaliteli, istihdamı destekleyen, erişilebilir, kapsayıcı, dijitalleşmeyi ve uluslararasılaşmayı başarmış bir yükseköğretim kurumu haline gelmiştir. 2025 yılını Ege Üniversitesi 70. Kuruluş Yılı’ olarak ilan ediyoruz." dedi. Ege Üniversitesi Prof. Dr. Yusuf Vardar MÖTBE Kültür Merkezinde gerçekleştirilen toplantıya, Rektör Prof. Dr. Necdet Budak’ın yanı sıra üniversite üst yönetimi, senato üyeleri, akademik ve idari çalışanlar ile öğrenciler katıldı. Etkinliğin başında Ege Üniversitesinde son bir yılını anlatan film katılımcılara izletildi. Toplantıda Ege Üniversitesi ailesine seslenen Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “Hem öğrencilik yıllarımı geçirdiğim hem de bir akademisyen olarak mesleğimi icra ettiğim üniversiteme rektör olarak atandığım günden beri bir kurum geleneği oluşturmak adına üniversitemizin misyonu doğrultusunda akademik ve idari personeli ve öğrencisiyle birlikte Ege Üniversitesi Ailesi birliğine özel önem verdim. Ülkemizdeki tek ziraatçi rektör olarak Üniversitemizin nasıl bir başarı çınarına dönüşebileceğini düşündüm. Tarımda ana faktörlerin başında toprak, su ve iklim gelir. Kampüsümüzü toprak, Üniversitemizdeki araştırma kültürünü iklim, her bir öğrencimizi bu üniversite ortamında fidan olarak gördüm. Her bir hocamızı da fidanların sabırla yeşermesini sağlayan birer çiftçi olarak gördüm. Bunlardan biri eksik olsa, ürün yani başarı olamaz. Bu metafordan hareketle ‘Huzurlu Üniversite, Mutlu Çalışanlar, Kaliteli Eğitim, Aydınlık Gelecek’ ilkemiz doğrultusunda Yükseköğretimde Ege Modeli’ni hayata geçirdik” dedi. “Kalitemizi her alanda tescillettik” Ege Üniversitesinde 7 yıl süreyle tek yürek olarak çalıştıklarını ifade eden Prof. Dr. Budak, “Ege Üniversitesi olarak bundan tam 7 yıl önce Üniversitemizin geleceğine yönelik ortak akıl bilinciyle hareket ettik. Rektörle Akşam Çayları düzenledik, tüm akademik ve idari birimlerimizi tek tek ziyaret ettik. Eğitim-Öğretimde Kalite Öncelikli, Araştırma Üniversitesi Hedefli, Öğrenci Odaklılık, Dijitalleşme ve Uluslararasılaşma vizyonunu ortak akılla oluşturarak yol haritamızı ve eylem planımızı belirledik. Projeler geliştirdik. Ege Üniversitesi ailesi olarak tek yürek, tek yumruk olduk. Üniversitemizin ruhuna yakışır bir şekilde hareket ederek ortak akılla, tüm hedeflerimizi tek tek gerçekleştirdik. İnandık, çok çalıştık ve başardık. Eğitim-öğretim başta olmak üzere Üniversitemizde yürüttüğümüz tüm faaliyetlerin kalite güvencesi altında gerçekleştirilmesini önemsedik. 2017 yılından itibaren akreditasyon seferberliği başlattık. Bu seferberliğin neticesinde 2023 YÖKAK Kurumsal Akreditasyon Değerlendirme Raporuna göre Üniversitemiz, Türkiye’de en fazla akredite programı olan ikinci üniversite oldu. Program akreditasyonunun yanında bu yıl ilk kez Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzunda yer alan Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi kapsamında 29 programımızla en fazla Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi logosuna sahip ilk 5 üniversiteden biri olduk. Üniversitemizdeki idari iş ve işlemleri, kaynakların etkin kullanımı ve idari sistemin sürekliliğinin sağlanması adına ISO Belgelerini alarak hem akademik hem de idari işleyişimizi uluslararası normlara göre de tescillemiş olduk” dedi. Akreditasyon çalışmalarının tercih edilebilirliği de etkilediğini dile getiren Prof. Dr. Budak, “Eğitim-öğretim programlarımızın akredite olması, Kurumsal Tam Akredite bir üniversite olmamız neticesinde 2024 Yükseköğretim Kurumları Sınavı Yerleştirme Sonuçlarına göre 11 Lisans programımız, 23 ön lisans programımız Türkiye genelinde en yüksek puanla öğrenci alan bölümler oldu” diye konuştu. “Kütüphanemiz önemli bir kaynak merkezi” Merkez Kütüphaneyi referans bir kaynak üssüne dönüştürdüklerini ifade eden Prof. Dr. Budak, “Bilgiye en hızlı ve kolay erişilen yerler üniversitelerin kütüphaneleridir. Kütüphanemizdeki kaynak sayısı bu anlamda çok güçlü hale geldi. Son 7 yılda veri tabanı sayımızı 62’den 141’e, elektronik kaynak sayımızı 226 binden 7 milyona, toplam kaynak sayımızı da 490 binden yaklaşık 8 milyona çıkardık. Üniversitemizde Kütüphane Dokümantasyon Daire Başkanlığımız bünyesinde ücretsiz açık erişimli dergilerde yayın desteği sağlıyoruz. Abonesi olduğumuz veri tabanları ile yapılan anlaşmalar sonrası açık erişimli dergilerde yayın yapmak istendiğinde makale işlem ücreti ödemeden akademisyenlerimiz yayın yapabilmektedir. Bu kapsamda son 2 yılda 143 yayın yapıldı ve 286 bin dolar destek sağlandı. Öğretim Elemanlarımızın SCI, SSCI ve AHCI endeksli dergilerde yayın yapmasını kolaylaştırmak adına 2020 yılında akademisyenlerimize sunduğumuz proofreading hizmetimizi 2025 yılında da devam ettireceğiz” dedi. Son yedi yılda bilimsel yayın sayısında önemli ivme yakaladıklarını ifade eden Prof. Dr. Budak, “Son 7 yılda araştırma faaliyetlerine sağladığımız desteklerle yıllık yayın sayımızda ciddi bir artış söz konusu. 2017 yılında Üniversitemizin yıllık yayın sayısı bin 568 iken 2023 yılında bin 771 oldu. 2024 yılında yayın sayımız 2023 yılından da daha iyi durumda. Diğer bir önemli gelişme etki değeri yüksek olan dergilerdeki yayın sayımız. Üniversitemizde daha önceki yıllarda Q3-Q4 yayın oranı daha fazla iken bugün itibariyle yayınlarımızın yüzde 70’i Q1-Q2 dergilerde yayınlanmış durumda. Yıllık yayın sayısı ve etki değeri yüksek dergilerdeki yayın sayısındaki artış öğretim üyesi başına düşen yayın sayımızı da arttırmakta. 2022 yılında 0,48 olan öğretim elemanı başına düşen yayın sayımız bugün itibariyle 1,06’yı geçti” dedi. “Proje ve patentte zirvedeyiz” Ege Üniversitesinin TÜBİTAK başarılarının her geçen yıl artığını dile getiren Prof. Dr. Budak, “Üniversite olarak yayınlarda gösterdiğimiz performansı TÜBİTAK proje sayılarında da görüyoruz. TÜBİTAK nezdinde son 4 yılda proje başvuru ve kabul oranında Türkiye birincisiyiz. Son 7 yılda TÜBİTAK Proje sayısında 356’dan bin 319’a çıkarak yüzde 270 artış sağladık. Son 7 yılda BAP bütçemizi 10 milyondan 470 milyona çıkardık. Üniversitemizin 2016 yılında 8 olan patent başvuru sayısı bugün itibariyle 60 oldu. 2016 yılında 1 tescil bulunurken iken bugün itibariyle 30 patent tescili bulunmakta. Çıktı odaklı araştırma anlayışımız doğrultusunda patent başvurusunda Türkiye birincisi, patentlerin ticarileştirilmesinde Türkiye ikincisi olurken, patentlerin lisanslanmasında ise Türkiye üçüncüsü olarak yer aldık” dedi. “EgeTeknopark’ı 1000 firmanın yer alacağı bir teknopark haline getiriyoruz” Girişimciliğe ve araştırmaya sürekli önem verdiklerini söyleyen Prof. Dr. Budak, “Üniversitemizde bulunan TEKAUM, ARGEFAR gibi Uygulama Araştırma Merkezlerimizde yıllık geliri 10 milyondan 250 milyona çıkardık. Son 7 yılda toplam 1,5 Milyar TL araştırma bütçesine fon ayırdık. Ege Derin Teknoloji Fabrikamız 2024 yılında açıldı. Yüzde 100 üniversite sermayeli olan Ege Teknopark’ta 2017 yılında 45 firma bulunuyorken bugün 141 firmaya ulaşmış durumda. Son 7 yılda Ege Teknopark, 120 milyon dolar ihracat ve 3 Milyar 260 Milyon TL Türk ekonomisine katkı sağlıyor. Üniversitemizin kuruluşunun 70. Yılında Ege Teknopark’ı genişletiyoruz. 18 bin metrekare alana 1000 firmanın yer alabileceği bir teknopark haline getiriyoruz” dedi. “Öğrenci odaklı çalışıyoruz” Öğrenci odaklı çalıştıklarını dile getiren Prof. Dr. Budak, “Üniversite olarak öğrencilerimizi evladımız olarak görüyor ve öğrenci odaklı çalışıyoruz. Bizim üniversitede var oluş sebebimiz öğrencilerimiz olduğunu bilerek 90’dan fazla öğrenci odaklı uygulamayı hayata geçirdik. Öğrenci topluluk sayımızı 51’den 93’e, üye sayısını da 8 binden 35 bine çıkardık. Yurt kapasitemizi 2 binden 14 bine yükselttik. Onların araştırma ekosistemi içerisine dahil olmaları adına her türlü desteği veriyoruz. Bunun sonucu olarak onlar da TEKNOFEST gibi önemli yarışmalardan ödüller kazanıyorlar. 166 engelli öğrenciyi bünyemizde barındırıyoruz. ‘Engelsiz Ege’ çalışmalarımız kapsamında üniversitemize pek çok bayrak ve nişan kazandırdık. İnternet sitemizi tamamen engelsiz hale getirdik. Öğrenci odaklılıkta yeni bir uygulamaya geçiyoruz. Her bir akademik birimimizin belirlediğimiz öğrenci odaklılık kriterleri doğrultusunda dönemlik olarak değerlendirip puanlayarak ödüllendireceğiz” dedi. Uluslararasılaşma vizonuna değinen Prof. Dr. Budak, “YÖK nezdinde uluslararasılaşma kapsamında pilot üniversite konumunda olan üniversitemizde 117 farklı ülkeden toplam 2 bin 638 uluslararası öğrencimize eğitim veriyoruz. Türk Yükseköğretiminde Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir üniversitenin bir başka üniversite ile ikili diploma programı yürütmesi şerefine nail olduk. Azerbaycan ile ziraat alanında ikili diplomamızı yürüttük ve ilk mezunlarımızı verdik. Özbekistan’daki ikili diploma programımızla kalite odaklı eğitim anlayışımızın meyvelerini almanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bugün itibariyle üniversitemiz uluslararası sıralama kuruluşlarının tamamında yer alan altı üniversiteden birisi haline geldi” dedi. “Dijital üniversite” Çağın gereksinimleri doğrultusunda dijitalleşme çalışmaları yaptıklarını söyleyen Prof. Dr. Budak, “Üniversitemize kazandırdığımız öncü dijital uygulamalar ile akademik ve idari süreçleri, araştırma ve eğitim olanaklarını daha etkin, hızlı ve verimli hale getirdik. Akademik bilgi birikimi, teknik altyapı olgunluğu ve gerçekleştirdiğimiz dijitalleşme girişimlerimiz ile Dijital İnovasyon İş Birliği Platformu’nun kurucu üyesi olarak seçilen 8 üniversiteden biri olduk. Siber Güvenlik Meslek Yüksekokulu, Bilgisayar ve Bilişim Fakültesini kurduk. Ege Meslek Yüksekokulumuz bünyesinde Otonom Sistemler Teknikerliği, Oyun Geliştirme ve Programlama, Önyüz Yazılım Geliştirme Ön Lisans Programlarını açarak öğrencilerimize eğitim vermeye başladı. Kampüs tarafında 28 büyük ölçekli yazılımı hayata geçirdik. Hastane tarafından da 12 büyük ölçekli yazılımı hayata geçirdik” dedi. Yaya Öncelikli Yeşil Kampüs Projesini başarıyla sürdürdüklerini belirten Prof. Dr. Budak, “Kampüsümüzde 100 bin metrekare olan yeşil alan oranını son 6 yılda 600 bin metrekareye çıkardık. 2024 Greenmetric sıralamasında bin 477 üniversite arasında 88’inci sıraya yükseldik. Türkiye genelinde devlet üniversiteleri arasında 4’üncü sırada, Ege Bölgesi’nde ise 1’inci sırada yer alarak bölgenin en çevreci ve sürdürülebilir üniversitesi olduk. Boğaziçi çevre ödüllerinde Ege Üniversitesi “En Çevreci Üniversite” ödülüne layık görüldük. Kampüsümüz şuanda 2 binin üzerinde güneş enerjili led aydınlatma ile aydınlatmakta. Ancak sürdürülebilir kampüs vizyonumuzu daha da ileriye taşıyacak olan ve üniversitemizin enerji ihtiyacını en optimal seviyede kullanılmasını sağlayacak güneş enerjisi projesi ihalesini yaptık. 2025 yılında hayata geçiriyoruz” diye konuştu. “Sağlık eğitiminde referans merkezi” EÜ’nün sağlık eğitiminde bir referans merkezi olduğunu dile getiren Prof. Dr. Budak, “Tıp Fakültemiz TEPDAD tarafından 2026 yılına kadar akredite edilen 8 Tıp Fakültesi içerisinde yer alıyor. 2018 yılında 5 anabilim dalımızın uzmanlık eğitimi akreditasyonu bulunurken bugün itibariyle 25 anabilim dalımızın uzmanlık eğitimi akreditasyonu bulunmakta. Hastanemiz, 5 yılda puanını 56’dan 96’ya çıkararak A plus hastane statüsünü aldı. Hastanemizin 30 yıldır yenilenmeyen cihaz altyapısını son 7 yılda yaklaşık 868 Milyon TL’lik cihaz yatırımı yaparak yeniledik. Yıllardır bölgemizin ilk Diş Hekimliği Fakültesi olarak eğitim ve sağlık hizmetlerini sürdüren Diş Hekimliği Fakültemizin ameliyathanelere 25 Milyon TL’lik cihaz yatırımı yaparak açılışını gerçekleştirdik. Ameliyathanemizin hizmete girmesi ile Fakültemiz aynı zamanda ‘Ege Üniversitesi Diş Hastanesi’ unvanını aldı. Sağlık alanında Üniversitemize son 7 yılda devletimiz tarafından 1,5 Milyar TL destek sağlandı” dedi. “Sağlık temalı üniversite” “Sağlık temalı” bir üniversite konseptini belirlediklerini dile getiren Prof. Dr. Budak, “2019 yılından itibaren Ege Üniversitesini sağlık temalı ve öncü bir üniversite haline getirme sürecindeyiz. Son 5 yılda ortaya yeni bir anlayış ve vizyon koymaya çalışıyoruz. Ege Üniversitesi Ar-Ge Şurasında ortak akılla ortaya çıkan veriler ışığında Ege Üniversitesinin Sağlık teması etrafında Tarım, Gıda, Spor, Fen, Mühendislik, Sosyal Bilimlerle ortak bilimsel araştırmaya yöneliminin ortaya çıktığını görüyoruz. Bu anlamda bizler de ‘İyi yaşamın merkezi İzmir, Sağlıklı Yaşamın öncüsü Ege Üniversitesi’ mottosu için çalışmaya devam edeceğiz. Sağlık Temalı Üniversite vizyonumuz doğrultusunda Yükseköğretim Kurumlarına sağlık ve refahı destekleyen kampüslerin olmaları için ortak bir dil, ilke ve çerçeve sunan Okanagan Şartını 2025’in ilk aylarında imzalayarak Uluslararası Sağlığı Geliştiren Üniversite Ağı içerisinde yer alarak Ülkemizdeki koordinatör üniversite olarak yer alacağız” dedi. “70. Kuruluş Yılı” Ege Üniversitesinin kuruluşunun 70’inci yılı içerisinde olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Budak, “2024 yılını Ege Üniversitesine Vefa yılı olarak ilan etmiştik. 2025 yılını da ‘70. Kuruluş Yılı’ olarak ilan ediyoruz. Ege Üniversitesi artık vizyon yaratan örnek olan, dünyada rekabet gücü ve görünürlüğü yüksek, yeniliğe açık, kaliteli, istihdamı destekleyen, erişilebilir, kapsayıcı, dijitalleşmeyi ve uluslararasılaşmayı başarmış bir yükseköğretim kurumu haline gelmiştir. Bu vesile ile Üniversitemize verdikleri desteklerden ötürü bir kez daha Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ve YÖK Başkanımız Prof. Dr. Erol Özvar’a teşekkürlerimi sunuyorum” dedi. Prof. Dr. Budak, “Söz ettiğimiz tüm başarılarımızı sizlerin katkılarıyla inşa ettik. Çatısı altında görev yaptığımız köklü üniversitemizi ulusal ve uluslararası arenada hak ettiği noktaya taşıma hedefiyle attığımız tüm adımlar, sizlerle daha da güçlenmektedir. Hedeflerimiz doğrultusunda gösterdiğiniz yüksek motivasyon ve kararlılık için senato üyelerimiz ve öğretim elemanlarımıza, idari personelimize ve burada olma sebebimiz olan öğrencilerimizin her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. 70. Yılımızda da ortak başarılarımıza yenilerini eklemek ve üniversitemizi küresel çapta tanınır kılmak için aynı inançla hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Şırnak Şırnak’ta her gün 7 bin vatandaşa sıcak yemek dağıtılacak Şırnak’ta her gün yardıma muhtaç 7 bin vatandaşa sıcak yemek dağıtılması için Şırnak Valiliği, Şırnak Belediyesi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü Öğretmen Evi Müdürlüğü arasında protokol imzalandı. Şırnak Valiliği, Şırnak Belediyesi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı Şırnak Öğretmenevi iş birliğiyle kent genelinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından belirlenecek olan 7 bin kişiye sıcak yemek dağıtımı yapılacak. Sıcak yemek dağıtım projesi için Şırnak Valiliği’nde bir protokol imzalandı. İmza törenine Şırnak Valisi Birol Ekici, Şırnak Belediye Başkanı Mehmet Yarka, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürü Hasan Güngen ve Şırnak Öğretmenevi Müdürü Servet Kovalar katıldı. Törende konuşan Vali Ekici, ’’Şehrimize yeni bir değeri kazandırmanın heyecanını ve mutluluğunu yaşıyorum. Başkanımıza bize verdiği destekten dolayı teşekkür ediyorum. Hepimizin bildiği üzere tüm ilçelerimizde ve il merkezimizde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları aracılığı ile muhtaç bin kişiye sıcak yemek dağıtımı yapacağız. Personel sayımız ve imkanlarımız bu yemekleri dağıtmakta zorlanacağımızı gösterdi. Burada başkanımızın bize vereceği destekle dağıtımını belediye yapacak. Öğretmenevi de yemeklerimizi hazırlayacak. Biz Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı olarak kimlerin muhtaç olduğuna karar vereceğiz. Böylece ihtiyaç sahibi olan vatandaşlarımıza her gün bin vatandaşımıza, ilçelerimizde de biner vatandaşımıza olmak üzere toplamda 7 bin vatandaşımıza şehrimizde sıcak yemek ileteceğiz’’ dedi. Muhtarlara destek çağrısı İl genelinde yardıma muhtaç kişilerin belirlenebilmesi için muhtarlara destek olmaları çağrısında bulunan Vali Ekici, “Şehrimizdeki tüm muhtarlarımızı, sadece il merkezimizdeki değil, ilçe merkezlerimizdeki muhtarlarımızı da bu projenin sağlığı ve iyi işlemesi için destek vermeye davet ediyorum. Hem muhtaçların belirlenmesi hem doğru bir şekilde yardım alabilmesi için verecekleri destek son derece önemlidir” diye konuştu. Yemek dağıtma kararı almanın en kolay iş olduğunu, asıl zor olanın bunun organizasyonu sağlayabilmek olduğunu belirten Vali Ekici, “Kahır, yemeği hazırlamaktır. Kahır yemeği evine kadar götürmektir. Yoksa yemek vermeye karar vermek en kolayıdır. Biz en kolayını yaptık. Bundan sonra başkana diyecekler, ’Benim yemeği bugün iki tane misafirim var, biraz daha fazla ver. Öbürü diyecek ’Ben bugün yokum ağabey’ diyecek. Diğeri ’Geçen hafta almadığımı niye vermiyorsun?’ diyecek” ifadelerini kullandı. Projeye destek veren Şırnak Belediye Başkanı Mehmet Yarka ise, ’’Şırnak Valiliği, Şırnak Belediyesi, Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Vakfı ve Öğretmenevi mutfağından her gün 200 haneye yemek dağıtım projesi imza törenine sayın valimizin öncülüğünde katıldık. Valimizin ilimize teşrifleri ile atanmasından sonra özellikle dar gelirli vatandaşlar, sosyal ve kültürel alanlardaki çalışmaları takdire şayandır. Valimiz ve belediyemizin bu projesi bir başlangıç olup, bundan sonra daha güzel projelerde, özellikle vatandaşlarımızın yanında olacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın. Her zaman liderimiz sayın cumhurbaşkanımızın bize talimatları ’kimse aç yatmayacak’ deyimine bu da bir destektir. Belediye başkanlığına seçildiğimiz günden bugüne kadar bütün projelerin içerisinde olduk, bundan sonra da devam edecek. 3 Ocak itibarı ile yemek dağıtımına başlanacak. Şırnak Belediyesi olarak hemen yemek dağıtımı için bir tane sıfır araç aldık hijyen şartlarına uygun, dün itibarı ile belediyemize getirdik. Güzel ve önemli bir proje. Hayırlı olsun diyorum” şeklinde konuştu.
Bursa Bursa’da fermuar sistemi ile yolu böyle açtılar Bursa’nın Osmangazi ilçesinde vakaya yetişmeye çalışan bir ambulans sirenlerini açarak ilerlediği esnada, ambulansı fark eden diğer sürücüler tarafından ‘fermuar sistemi’ başarıyla uygulandı. Sağlık Bakanlığının bir ay önce tanıtımını gerçekleştirdiği ‘Fermuar Sistemi ile Yaşama Yol Ver’ kampanyasının ardından yeni sistemin Bursa’da başarıyla uygulandığı görüntüler gelmeye devam ediyor. Kent Meydanı mevkisinde vakaya yetişmek için ilerleyen ambulansa, duyarlı sürücüler ambulans şoförünün de talimatları ile iki şeritli yolda sağa ve sola çekilerek, fermuar sistemi yöntemiyle yol verdi. Yoğun trafiğe ve yağışa rağmen ambulans vakaya hızla ulaşırken sürücülerin takdir gören davranışı sağlık görevlilerin kamerasına yansıdı. Bursa halkının yeni fermuar sistemini başarıyla benimsediğini belirten Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Orkun Yıldırım, "Sistemin uygulanışı ile ilgili acil sağlık hizmetleri istasyonlarımızdan güzel görüntüler geliyor. Vatandaşlarımız, yeni sistem hayata geçtikten sonra verilen talimatları büyük oranda yerine getirmeye başladı. Fermuar sistemini başarıyla uygulayan Bursalı vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum" dedi. Fermuar sistemi ile ambulansların hedefine hızlı ve güvenli şekilde ulaşacağını belirten Dr. Yıldırım, yeni sistem ile yaralıların ve acil hastaların hayatta kalma ihtimalinin de yaklaşık yüzde 40 artacağını belirtti.