KÜLTÜR SANAT - 02 Aralık 2024 Pazartesi 13:27

Menemen’den Japonya’ya dostluk köprüsü

A
A
A
Menemen’den Japonya’ya dostluk köprüsü

Menemen Belediyesi, Japonya ile dostluk yemeğinde buluştu. Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan ve Japonya Minamiizu Belediye Başkanı KatsuhitoOkabe, çevrimiçi olarak düzenlenen etkinlikte karşılıklı olarak iki kentin yöresel yemeklerini yaptı. Başkan Pehlivan, tamagomaki ve onigiri yaparken, Japon mevkidaşı ise menemen yemeği yaptı. Pehlivan’ın mutfaktaki maharetini sergilediği etkinlik sırasında ortaya renkli görüntüler çıktı.


Modern şehircilik çalışmalarıyla birlikte kültürler arasında iletişim konusunda da öne çıkan Menemen Belediyesi, bu kez Japonya’ya ulaştı. Eylül ayında düzenlenen 3. Uluslararası Menemen Çömlek Festivali’nde Litvanya’dan Filistin’e kadar tam 39 ülkeden akademisyen ve sanatçılardan oluşan katılımcıları ilçede buluşturan Menemen Belediyesi, Japonya Minamiizu Belediye Başkanı ile dostluk köprüsü kurdu.



İki Başkan mutfakta buluştu


Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan ve Japonya’da bulunan Minamiizu Belediye Başkanı Katsihito Okabe, çevrimiçi olarak düzenlenen etkinlikte karşılıklı olarak mutfağa girdi. Kültürler arasındaki iletişimde mutfağın önemine değinilen buluşmada, Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, Japonya’nın yerel lezzetlerinden onigiri ve tamagomaki yaparken, Minamiizu Belediye Başkanı Katsuhito Okabe ise Menemen yaptı. İki belediye başkanının karşılıklı olarak gerçekleştirdiği etkinlikte, İzmir Ekonomi Üniversitesi, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi, Endüstriyel Tasarım Bölümü’nden Öğretim Üyesi Dr. Can Özcan da yer aldı. Başta Karsihito Okabe olmak üzere menemen yiyen Japonlar, Menemen’in coğrafi işaretli yemeğini çok beğendiklerini ve mutfaklarında da sık sık yapacaklarını söyledi.



“Menemeni Japon kültürüyle tanıştırmak istedik”


Menemen olarak hem ilçeyi hem de Türkiye’yi tanıtabilmek adına, uluslararası festivallere imza attıklarını ifade eden Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, “Uluslararası Çömlek Festivali’nde de tanışmış olduğumuz Minamiizu kentinin belediye başkanı ile kültürel etkinliklerimizin daha ileri seviyelere taşınmasına yönelik bir çalışmayı gerçekleştirelim istedik. Menemeni, bütün ülkeye yayılmış ve en basit ürünlerle, çok pratik bir şekilde yapılabilecek en lezzetli yemek diye nitelendiriyoruz. Coğrafi işaretini almış olduğumuz, güzel ilçemizin adını taşıyan yemeğimizi de Japon kültürüyle tanıştırmak istedik. Onların da yöresel yemekleriyle, karşılıklı yemek yaptık. Bu kültürel zenginliğin birbirine aktarılması çok kıymetli ve önemli. Hem ilçemizi ve ülkemizi Japonlara tanıtmış olduk hem de biz onları tanımış olduk. İnşallah ilerleyen süreçlerde de 8 bin yıllık bir tarihe sahip ve inanılmaz doğal güzellikleri bulunan ilçemizi burada onlara tanıtıyor olacağız” diye konuştu.



“Japonların lezzetleri hoşuma gitti”


Japonların lezzetlerinin farklı ama bilinen lezzetler olduğuna değinen Başkan Pehlivan, “Ülkemizde de bulunan restoranlardan aşina olmuş olduğumuz lezzetler. Ben çok garipsemedim ve birbirimize benzeyen yemekler. Onların lezzetleri benim de hoşuma gitti. Onlar da menemenimizi çok beğendiler. Menemen, soğanı, biberi, domatesi, yumurtası, zeytinyağı ve çok az bileşenlerden oluşan bir yemek olmasına rağmen inanılmaz lezzetli. Küçüklüğümüzden itibaren o lezzetle büyüdük. Coğrafi işaretimizin de ilçemize kazandırılması bizim açımızdan taçlandırılan bir nokta oldu” açıklamalarında bulundu.



“Lezzetleri kitap haline getiriyoruz”


Ekip arkadaşları ile birlikte yoğun çalışmalar gerçekleştirdiklerini anlatan Pehlivan, şunları kaydetti:


“Bir kent mutfağı oluşturduk. Eşim Filiz Hanım’ın da destekleriyle de 28 tane köyümüzde bulunan bütün nenelerimizi de ziyaret ettik ve inanılmaz lezzetler ortaya çıktı. Bunu da bir kitap haline getiriyoruz. Bu kitabı hem ülkemizin dört bir yanıyla hem de dünya ile paylaşıyor olacağız.”



Menemen’den Japonya’ya dostluk köprüsü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Uludağ’da sömestr öncesi tatilciye müjde Az kar az müşteri ile yılbaşını neredeyse bay geçen Uludağ’da umutlar sömestır tatiline bırakıldı. Yılbaşından ders çıkaran Türkiye’nin en önemli kayak ve kış turizm merkezlerinden Uludağ’da yaklaşan sömestır öncesi fiyatlar yarı yarıya aşağıya çekildi. 1 ay erken başlayan sezonu sömestır tatili ile fırsata çevirmeyi hedefleyen otel işletmecileri yılbaşına oranla fiyatlarında yüzde 50’lik bir indirime gitti. Gecelik 15 bin tl olan otel odaları 5 bin tl fiyatları ile büyük bir bölümü öğrenci olan tatilcilere kiralandı. Sömestırda yüzde 100 doluluk bekleyen işletmeciler 1980’li yılları andıran Uludağ’da uzun bir aranın ardından ilk defa bu kadar yoğun bir sezonun yaşandığını söyledi. Okullar tur üzerine tur düzenliyor Cuma günü tüm okullar sömestır tatiline girmeye hazırlanıyor. Uludağ’daki avantajlı fiyatları kaçırmak istemeyen tur şirketleri okullar genelinde Uludağ’a turlar düzenleyip öğrencilerin uygun fiyatla tatil yapmasını sağlıyor. Somestır tatili için Otobüslerle Uludağ’a gelen öğrenciler Zirvedeki kalabalığın en büyük kısmını oluşturuyor. Sometır tatili boyunca yapılacak gençlik festivalleri ve konserler öğrencilerin bu yıl Uludağ’ı tercih etmesindeki en büyük etkenlerden biri. Ayrıca buna yapılan son fiyat indirimleri ile ucuzlayan konaklama, kayak hizmetleri ve kolay ulaşımda eklenince Uludağ’ı tercih etmek öğrenciler için kaçanılmaz oluyor. Kayak ders ücretlerininde fiyatı düştü Türkiye genelinde 450 tane kayak öğretmeninin 220 tanesi Uludağ’da aktif görev yapıyor. 5 senedir istedikleri yoğunluğa ulaşamadıklarını belirten kayak öğretmenleri bu yıl 1 ay erken başlayan sezonu iyi değerlendirmek için sömestır öncesi diğer kayak merkezlerine oranla fiyatlarında indirime gitti. Yılbaşına oranla fiyatları yüzde 30, yüzde 40 geri çektiklerini anlatan Türkiye Kayak ve Snowboard Öğretmenleri Derneği Başkanı Yahya Usta, "Sömestr tatilinde beklentimiz çok yüksek. Burada işletmecilere ve otelcilere büyük görev düşmekte. İşletmeciler fiyatları çok fazla yükseltmedi. Bizde eğitmenler olarak ülkemizdeki krizi göz önünde bulundurarak ders fiyatlarında çok fazla bir artış yapmadık. Tatilcinin eli devamlı cebine gitmemeli. Hocaya, kayak odasına ve skipassa ayrı ödeme yapmamalı. Biz eğitmenler olarak elimizden geleni yapıyoruz. Fiyat olarak yüzde 30-40 civarında bir oynama oldu. Bunu yapmak zorundayız çünkü sezonu bir daha geri getiremiyorsun" dedi. Uludağ bu yıl 80’li yılları andırıyor Bu yıl Aralık ayında kar yağışının başladığı Uludağ’da son iki gündürde aralıksız kar yağışı devam ediyor. Cuma günü başlayacak somestır tatili öncesi zirvede kar kalınlığı 70 santimetrenin üzerine çıkmış durumda. Uludağ’ın bu sezon Aralık ayında başlayan kar yağışıyla 1980’li yılları hatırlattığını aktaran Yahya Usta, 2 yıl pandemi süreci, daha sonrasında ülkemizde yaşadığımız deprem ve kurak geçen kış sebebiyle olumsuz sezonlar geçirdik. Bu yıl 15 Aralık itibariyle sezon açıldı. Uludağ bize şu an 80’li yılları andırıyor. Kar kalınlığı yaklaşık 70 santim civarında. Saha insanı olarak biz hep en erken kar Uludağ’a düşer, en geç Uludağ’dan kalkar diyoruz. Uludağ 15 Aralık’tan beri bize 80’li yılları hatırlatıyor" dedi. "Otelde konaklayan tatilci kayağa ve skipassa para ödememeli, kendi insanımızı kendi ülkemizde tutmamız lazım" Kars, Kayseri ve Erzurum gibi diğer kayak merkezlerine gitmek isteyenlerin tüm günlerinin havalanlarında geçtiğini ifade eden Usta, Uludağ’a İstanbul, İzmir, Ankara’dan gelenler günübirlik bile kayak yapabiliyor. Ulaşım masrafları önemli gidiş-dönüş ciddi rakamlara tekabül ediyor. Ulaşım masrafları ile Uludağ’da konaklama yapılabiliyor. Bunlar Uludağ için önemli bir avantaj. Bunun yanında eksiklerimiz de var Uludağ’da en büyük eksikliklerimizin biri ışıklandırmanın az olması. Birkaç noktada ışıklandırma var ama yeterli değil. Otelde konaklama için öğleden sonra geliyorlar. 2 saat kayak kayıyor gün bitiyor. Işıklandırma yeterli seviyede olursa akşama kadar uzatabiliriz. Gelen vatandaşlar tatili doya doya yapmış olur. Skipass, kayak, eğitim için ayrı ayrı ücret ödeniyor. Bu ücretlerin otel konaklaması içerisinde alınması gerekiyor. Bunun örneği şu an Erzurum’da var. Çünkü 2 çocuklu bir aile hepsini ayrı ayrı almak zorunda. Öğretmenler olarak korsan eğitmenler konusunda sıkıntımız var. Biz elimizden geldiğince önüne geçmeye çalışıyoruz. Vatandaşlarımızı da bilinçlendiriyoruz. Sakatlık olunca tekrar geriye dönüşün olmuyor. Günü birlikçilerden şikayet edenler oluyor. Bu ülke hepimizin. Tabi ki günü birlikçiler de olacak. Ama sahaları ayırmak gerekiyor. Bir düzenleme yapılması lazım. Pist güvenliğinin olması gerekiyor. Tesislerde sıra oluşuyor ama düzenli sıralama olursa biz bunun üstesinden geliriz. Kendi insanımızı kendi ülkemizde tutmamız lazım" diye konuştu. Yaklaşık 5 bin yatak kapasiteli otel ve tesislerde yarıyıl tatili için rezervasyon hareketliliği başladı. Uludağ’daki esnaf da hazırlıklarını tamamlayarak misafirlerini beklemeye başladı.
Erzurum Erzurum’da 500 yıllık 1001 hatim geleneği yaşatılıyor Erzurum’da şehrin afet ve belalardan korunması için 16. yüzyılda Pir Ali Baba tarafından başlatılan 1001 hatim geleneği asırlardır yaşatılıyor. Okunan hatimlerin duası 17 Ocak’ta Ulu Cami’de yapılacak. Erzurum’da halkın sabah namazından önce asırlık camilerde bir araya gelerek başladığı ve gün içinde devam ettirdiği Kur’an-ı Kerim okuma geleneği, vatandaşların ev ve iş yerlerinde de katkı sunmasıyla yaklaşık bir ay boyunca şehirde ikinci bir Ramazan havası estiriyor. Bir ay süren ve 17 Ocak’ta yapılacak dua ile tamamlanacak olan 1001 hatim geleneğini 1500’lü yıllarda yaşamış olan Pir Ali Baba Hazretleri’nin başlattığını ifade eden Erzurum Müftüsü Dr. Rüstem Can, “O alim, abid ve fazıl bir insan. Bu geleneği başlatırken hedefi başta Erzurum’umuz olmak üzere bu cennet vatanımızın her türlü maddi manevi sıkıntılardan, hastalıklardan, savaşlardan korunmasıydı. Mevlamızın bir anlamda manevi korumasını elimize alalım. Bu niyetle başlamış. Yaklaşık 500 yıldan beri de Dadaşlar diyarı Erzurum’umuzda bu güzel gelenek devam ediyor. Bu sene Aralık ayının 13’ünde başladık. İnşallah bu önümüzdeki Cuma günü, ayın 17’si itibarıyla da 1001 hatmimizin duasını yapacağız” dedi. “Kur’an aşığı bir şehir” Müftü Can, Erzurum’da 1001 hatimle daha da güzelleşen günlerin ve anların farklı bir iklime sahip olduğunu vurgulayarak, “Keşke bu güzelliği, bu cennet vatanımızdaki bütün kardeşlerimiz görebilse. Mevlamız, İbrahim Suresi’nin son ayetinde buyurur ya; ’Bu Kur’an insanlar için bir mektuptur, tebliğdir, bildiridir.’ Bu mektup Erzurum’da işte bütün camilerimizde okunuyor ama Ayaz Paşa Camimizde sabah 03.30’da başlayıp, sabah namazının akabinde işte İhmal Camii’nde her gün akşam yatsı arasında, diğer camilerimizde de Allah kelamı doya doya okunuyor. Allah’ın kelamının bizler açısından ne anlama geldiğini, olmazsa olmazımız olduğunu Erzurum’daki halkımız, cemaatimiz çok iyi biliyor. Bundan dolayı da Erzurum halkı elhamdülillah Kur’an aşığı. Kur’an’ın okunduğu yerde, anlatıldığı yerde orayı bereketlendiren çok güzel bir ortam var” diye konuştu. Okunan tüm hatimlerin duasının Ulu Cami’de iki ayrı programla yapılacağını ifade eden Müftü Can, sözlerini şöyle sürdürdü: “Cuma günü inşallah sabahleyin Ulu Camimizde saat 09.00’da başlayacak programımız. Tilavet secdeleri de okunacak. Arasında o güzel sesleriyle hafızlarımız aşırıları okuyacaklar. Akabinde de inşallah Diyanet İşleri Başkan Yardımcımız Doçent Doktor Burhan İşleyen hocamızın konuşmasını dinleyeceğiz ve akabinde de inşallah yapılan hatimlerin komple Erzurum geneli, Türkiye genelinde okunan hatimlerin hepsinin duasını yapmak suretiyle cuma namazına geçeceğiz inşallah. Hanımlar için de inşallah cumartesi günü, ayın 18’inde yine Ulu Cami’de sabah 09.00’da başlayacak. O da öğle namazı itibariyle bitmiş olacak. Gerek erkeklere, gerekse bayanlara sesleniyorum. Bu Kur’an ziyafetini, dua ziyafetini kaçırmasınlar." Üç ayların bereket ayları olduğunu ifade eden Müftü Can, ”Tam bir bereket mevsimi bizim açımızdan. Mevlamızın muhabbetini daha fazla elde etme mevsimidir. Peygamber Efendimizin o güzel duasıyla, ‘Allah’ım recep ve şaban ayını hakkımızda mübarek eyle. Bizleri ramazan ayına ulaştır.’ Bir anlamda Ramazan-ı Şerif’in bir provası gibi oluyor. Elhamdülillah gerek 1001 hatimle, gerek bu arada Kur’an-ı Kerim’i okuyarak, anlamaya çalışarak ki, sadece burada biz Kur’an-ı Kerim okumuyoruz. Aralarda hocalarımız okuduğumuz surelerden, ayetlerden açıklamalar yapmak suretiyle camiye gelen cemaatimizi bilgilendiriyorlar” dedi.
İstanbul Bulduğu kredi kartıyla borcunu ödeyip market alışverişi yaptı İstanbul Arnavutköy’de bir kişi yolda bulduğu kredi kartı ile önce veresiye borcunu kapattı daha sonra market alışverişi yaptı. Kart hareketlerinden kadını adım adım takip eden kart sahibi hırsızı yakalayamadı. Olay, 14 Ocak 2025 günü Arnavutköy Yunus Emre Mahallesi’nde gerçekleşti. İddiaya göre kaldırımda yürüdüğü esnada cebindeki kredi kartını yere düşüren Orgun Eyüpoğlu isimli vatandaş, markete gidip alışveriş yaptığı esnada kartının olmadığını fark etti. Cep telefonuna bakan Eyüpoğlu, kartıyla alışveriş yapıldığı bildirimini görünce işyerine doğru ilerledi. İş yerine giden adam, kartı kullanan kadını dakika farklı ile kaçırdı. Adam iş yerinde veresiye borcunu ödediğini öğrenince şoke oldu. “Veresiye borcunu temassız özelliğini kullanarak kapatıyor” Yaşadığı durumu anlatan Orgun Eyüpoğlu, “Çocuğumu okula bıraktıktan sonra kredi kartımı düşürmüşüm. Kredi kartımı bir bayan buluyor ve alışveriş yapıyor. Markete giden şahıs daha sonra bu giyim mağazasına gelip veresiye borcunu temassız özelliğini kullanarak kapatıyor. Buraya geldiği zaman normalde her zaman geldiğinden farklı şekilde gelmiş. Ben markete gidip alışveriş yaptım o esnada kartımın olmadığını fark ettim. Benimle alışveriş yapılan yerler çok yakın ben takip ettim ama yakalayamadım. Kartımı iptal ettirdim, polislerde geldiler kartımı bırakmasını bekledim ama dönüş olmadı” şeklinde konuştu. “Benim bildiğim sağlam bir müşterim sürekli borcunu ödüyor” Veresiye borcunun ödendiği işletmenin sahibi olan Nimetullah Aksoy ise, “Benim bildiğim sağlam bir müşterim sürekli borcunu ödüyor gelip. Sabah geldi borcunu ödeyeceğini söyledi 630 TL borcu vardı kartla ödeyeceğini söyledi bende tamam dedim. Aradan 10 dakika geçmeden bu arkadaş geldi. Benim normalde sürekli müşterim ben hiç şüphelenmedim hava soğuk diye ben yüzünü atkıyla örttüğünü düşündüm” ifadelerini kullandı. Kadının veresiye borcunu ödediği anlar ise güvenlik kamerası tarafından görüntülendi.