SAĞLIK - 08 Kasım 2024 Cuma 12:51

Medical Point Hastanesinde tüp bebekte hatasız süreç yönetimi

A
A
A
Medical Point Hastanesinde tüp bebekte hatasız süreç yönetimi

Doğal yollarla çocuk sahibi olamayan çiftler için tüp bebek tedavisi sunduğu avantajlarla öne çıkıyor. Bu süreçte güvenlik ve doğruluk kritik öneme sahip. Dolayısıyla gelişen teknolojiyle birlikte tüp bebek merkezleri de bu alandaki yenilikleri yakından takip ediyor. Tüp bebek tedavisinde öne çıkan yeniliklerden biri olan ve 2005 yılından bu yana başarıyla kullanılan RI Witness yani "Elektronik Tanıklık Sistemi" laboratuvarlarda gerçekleştirilen tüm işlemlerin hem denetlenmesini hem de kayıt altına alınmasını sağlıyor.


İEÜ Medical Point Hastanesi Tüp Bebek ve İnfertilite Merkezinde RI Witness sisteminin uzun zamandır kullanıldığını belirten Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Funda Göde, teknoloji hakkında bilgi aktardı.


RI Witness sisteminin tüp bebek tedavisinde kullanılan ve tedavi güvenliğini maksimize eden bir teknoloji olduğunu belirten Doç. Dr. Funda Göde, şu açıklamaları yaptı: "RI Witness, tüp bebek laboratuvarlarında kullanılan gelişmiş bir güvenlik sistemidir ve radyo frekanslı tanımlama (RFID) teknolojisi ile çalışır. Bu sistem tedavi sürecinde çiftlere ait yumurta, sperm ve embriyo gibi biyolojik örneklerin doğruluğunu ve güvenliğini sağlamak için özel olarak geliştirilmiştir. Her çifte tedavinin başında özel bir RFID etiketi tanımlanır. Tanımlanan etiket çiftlerimizin biyolojik örneklerinin bulunduğu tüm kaplara eklenir. Bu sayede laboratuvarımızda yapılan her işlemde kullanılan örneklerin doğru kişilere ait olup olmadığı RFID okuyucular sayesinde otomatik olarak kontrol edilir. RFID okuyucular işlem aşamalarının her birinde biyolojik örnekleri doğrular ve hastaya ait bilgileri kontrol eder. Bu sayede sistem yanlış örneklerin kullanılması veya yanlış eşleşmelerin yapılması durumunda anında uyarı verir."



Tedavinin her aşaması kontrol altında


Elektronik Tanıklık Sistemi sayesinde çiftlerin endişelerinin azalmasının birçok nedeni olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Funda Göde; sistem sayesinde tedavinin her aşamasının kaydedildiğini, kontrol altına alındığını ve hatta işlemleri gerçekleştiren sağlık çalışanlarının da bilgisine erişilebildiğini aktarırken, şu detayları paylaştı: "RI Witness, tüm işlem aşamalarını dijital olarak kaydederek tedavi sürecinde tam bir izlenebilirlik sağlar. RFID etiketleri, laboratuvarda gerçekleşen işlemlerin tarihini, zamanını ve aşamasını kaydeder. Böylece hem laboratuvar personeli hem de hastalar tedavi sürecinin geçmişine dair detaylı kayıtlara ve rapora sahip olur. Sistemin izlenebilirlik avantajı, sürecin şeffaflığını artırır ve gerektiğinde hangi işlemin ne zaman, kim tarafından yapıldığının bilinmesini sağlar. Böylelikle hasta hakları korunur ve herhangi bir aşamada işlem geçmişine ulaşılması sağlanır."



Çalışanların stresi de azalıyor


Doç. Dr. Funda Göde, "Tabii bu teknolojinin sağlık çalışanlarına sunduğu spesifik faydalara da değinmek önemli. RI Witness, laboratuvar personelinin iş yükünü azaltan ve işlem süreçlerini kolaylaştıran bir sistem olma özelliğine de sahiptir. Manuel doğrulama ihtiyacını ortadan kaldırarak örneklerin doğruluğunu otomatik olarak kontrol eder. Otomatikleşen sistem laboratuvar çalışanlarının manuel takip veya çift kontrol gibi işlemlerle zaman kaybetmeden süreci devam ettirmesini mümkün kılar. İş akışı hızlanırken çalışanların hata riski de minimize edilmiş olur. Sistem hatalı bir işlem yapılması durumunda otomatik uyarı verdiği için işlem güvenliğini artırır ve çalışanların yükünü hafifletir." dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İZAZDER Başkanı Altay: "Bu zaferle Azerbaycan Türkiye kardeşliği perçinlendi” İzmir Azerbaycan Derneği (İZAZDER) Başkanı Perviz Altay, Karabağ’ın Ermenistan işgalinden kurtuluşunun 4. yıl dönümünde "8 Kasım Azerbaycan Zafer Günü"nü kutlayan anlamlı bir mesaj yayımladı. Altay, Azerbaycan’ın haklı mücadelesini onurlandırırken Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine vurgu yaptı. “İşgal altındaki Karabağ topraklarının özgürlüğe kavuşmasının 4. yıl dönümünde, can Azerbaycan’ımızın 8 Kasım Zafer Günü’nü en kalbî duygularımla tebrik ediyorum.” diyen İZAZDER) Başkanı Perviz Altay, 30 yıl süren işgalin ardından Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü sağlamak için gösterdiği azim ve kararlılıkla Karabağ’ın özgürlüğüne kavuştuğunu belirtti. Altay, Türkiye’nin bu süreçteki manevi ve siyasi desteğini de unutmadıklarını ifade etti. "Türkiye ve Azerbaycan bir millet, iki devlet" Mesajında, Azerbaycan’ın mücadelesinde Türkiye’nin kardeşlik bağlarına dayalı desteğini de vurgulayan Altay, Mustafa Kemal Atatürk’ün "Azerbaycan halkının sevinci sevincimiz, kederi kederimizdir." ve Haydar Aliyev’in "Türkiye ve Azerbaycan: Bir millet, iki devlettir." sözlerine atıfta bulunarak, iki ülke arasındaki dostluk ve stratejik iş birliğinin her geçen gün daha da derinleştiğini belirtti. 44 günlük mücadelede tarihi zafer Başkan Altay, Azerbaycan ordusunun 44 gün süren zorlu mücadelede 5 şehir, 4 kasaba ve 286 köyü işgalden kurtardığını, bu süreçte 2 bin 908 şehit verdiklerini ve sivillerin de Ermenistan saldırılarından etkilendiğini hatırlattı. "Karabağ için sürdürülen kutlu mücadelede şehit düşenleri saygıyla anıyor, Kardeş Azerbaycan halkına en içten tebriklerimi sunuyorum," dedi. İşgalden kurtarılan topraklarda hayat yeniden canlanıyor İkinci Karabağ Savaşı sonrası Azerbaycan, işgalden kurtarılan topraklarda yeniden imar çalışmalarına başladı. Başkan Perviz Altay, bu bölgelerde "akıllı şehir" ve "akıllı köy" projeleriyle birlikte havalimanları, yollar ve tarım alanlarının inşa edildiğini belirterek, Azerbaycan’ın bu süreçte bölgenin kalkınması için 10 milyar dolardan fazla harcama yaptığını vurguladı. Şuşa, Zengilan, Fuzuli, Cebrayıl ve Laçın’da binlerce ailenin geri dönüş yaptığını belirten Altay, Azerbaycan devletinin 2026 yılına kadar bu bölgelere 140 bin insanın yerleşmesini planladığını söyledi. Türkiye’nin destekleri Azerbaycan’a güç verdi Başkan Altay, savaşın ilk anlarından itibaren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Türk yetkililerin Azerbaycan’ın yanında olduklarını sık sık ifade ettiklerini ve Türkiye’nin desteğinin Azerbaycan ordusuna moral sağladığını belirtti. Cumhurbaşkanı Aliyev’in, Erdoğan’ın “Azerbaycan yalnız değildir” sözlerinin savaşın seyri üzerindeki olumlu etkisini sıklıkla dile getirdiğini hatırlattı. "Karabağ Azerbaycan toprağıdır ve öyle kalacaktır" Perviz Altay, Azerbaycan’ın Karabağ’daki egemenliğini tam anlamıyla sağladığını belirterek, “Karabağ Azerbaycan toprağıdır ve inşallah kıyamete kadar da öyle kalacaktır,” dedi. Türkiye ve Azerbaycan kardeşliğinin ebediyen süreceği temennisinde bulunan Altay, barış ve huzur içinde bir gelecek dilediğini ifade etti.
Konya Selçuk Üniversitesi eğitimde kaliteyi YÖKAK akreditasyonuyla taçlandırdı Selçuk Üniversitesi, eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme, toplumsal katkı ve yönetim süreçlerinde kaliteyi sürdürülebilir kılma hedefiyle gerçekleştirdiği çalışmaların sonucunda, Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından tam akreditasyon alarak büyük bir başarıya imza attı. Selçuk Üniversitesi, 2024 yılı ara değerlendirmesiyle YÖKAK’tan 28 Haziran 2027’ye kadar geçerli tam akreditasyon alarak önemli bir başarı elde etti. YÖKAK’ın Kurumsal Akreditasyon Programı (KAP), yükseköğretim kurumlarının kalite güvencesi, eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme, toplumsal katkı ve yönetim sistemi süreçlerini “planlama, uygulama, kontrol etme ve önlem alma” döngüsü çerçevesinde değerlendiriyor. Bu kapsamda yapılan bağımsız değerlendirmelerle Selçuk Üniversitesinin ulusal ve uluslararası kalite standartlarını karşıladığı ve akademik başarılarını sürdürülebilir hale getirdiği belgelendi. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz, “YÖKAK tarafından gerçekleştirilen bu değerlendirme süreci, üniversitemizin eğitim-öğretim kalitesi ve araştırma altyapısından toplumsal katkı ve yönetim sistemlerine kadar birçok alanda uluslararası standartları sağladığını gözler önüne serdi. Üniversitemiz, bu önemli başarıyı tüm akademik ve idari personeli, öğrencileri ve paydaşlarının desteğiyle elde etti. Selçuk Üniversitesi olarak akreditasyon sürecini bugüne kadar gayretli ve özverili şekilde yürütmüş olan tüm akademik ve idari personelimize teşekkürlerimi sunuyor, eğitimdeki kalite yolculuğumuzu sürdürülebilir kılmak adına çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğimizi belirtmek istiyorum” dedi.
Antalya Fiat Tofaş’ların 3 araçlı zincirleme kazası Antalya’nın Manavgat ilçesinde otomobilin bariyerlere çarpması sonucu kaza meydana gelirken, kaza nedeniyle yavaşlayan 2 otomobile arkadan gelen başka otomobilin çarpması sonucu 4 araçlı kaza meydana geldi. Araçlarda büyük çapta maddi hasarın oluştuğu kazada yaralanan olmazken, arkadan çarpan sürücüsü kazanın ardından olay yerini terk ederken, yaklaşık 30 dakika sonra olay yerine gelen bir kişi aracı kendisinin kullandığını söyledi. Alanya-Antalya D-400 Karayolu Manavgat Çevre yolu Sorgun-Otogar Köprülü kavşakta meydana gelen 4 araçlı kazada şans eseri yaralanan olmazken, uzun süre araç trafiğine kapatılan köprülü kavşak araçların olay yerinden kaldırılmasının ardından yeniden açıldı. Edinilen bilgiye göre Alanya istikametinden Antalya istikametine gitmekte olan Mustafa Arslan’ın kullandığı 07 LFT 10 plakalı Ford marka otomobil Sorgun-Otogar Köprülü kavşağına geldiğinde sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek sol taraftaki bariyerlere çarptı. Tekeri kopan otomobil yaklaşık 150 metre gittikten sonra bariyerlere sıkışarak durabilirken otomobilin kaza yaptığını görüp yavaşlayan 07 YHB 14 ve 07 AVN 961 plakalı Fiat Tofaş marka otomobillere arkalarından gelen ve sürücüsü olay yerini terk eden 07 L 5449 plakalı Tofaş marka otomobilin çarpması sonucu zincirleme kaza meydana geldi. Kazadan yaklaşık 30 dakika sonra olay yerine gelen M.Ö. isimli şahıs arkadan çarpan otomobili kendisinin kullandığını söyledi. Şans eseri yaralanan kimsenin olmadığı kazanın ardından kaza yapan araçların yolu kapatması nedeniyle uzun süre köprülü kavşak araç trafiğine kapatılırken bariyerlere çarpan otomobil sürücüsü, bir otomobilin kendisini sıkıştırdığını, bariyerlere çarptığını gördüğü halde durmayarak yoluna devam ettiğini söyledi.