KÜLTÜR SANAT - 24 Ekim 2024 Perşembe 09:44

Köylerdeki yaşama sanatsal dokunuş

A
A
A
Köylerdeki yaşama sanatsal dokunuş

İzmir Büyükşehir Belediyesi Köy Tiyatroları yürüttüğü başarılı çalışmalarla birçok insanın yaşamını değiştirdi. Sanatı ve tiyatroyu şehir merkezlerinden çıkarıp kırsal bölgelere taşıyan Köy Tiyatroları, gönüllü oyuncularıyla şimdiye kadar 125 gösteri düzenledi ve 17 bin izleyiciye ulaştı. Daha önce kahvenin önünden geçmeye çekindiğini söyleyen kadınlar şimdi aynı köy kahvesinde tiyatro oyunu sahneliyor.


İzmir Büyükşehir Belediyesi Köy Tiyatroları birimi, sanatı kırsala taşıyarak köylerde yaşayan birçok insanın yaşamlarını olumlu yönde değiştiriyor. “Sahnede herkesin yapabileceği bir şey vardır” anlayışıyla hareket eden Köy Tiyatroları, tiyatro disiplinlerini köylülerin var olan kültürel zenginliklerine uygun hale getirerek oyunlar sergiliyor. İzmir’in kırsal bölgelerinde düzenlenen tiyatro eğitimleri ve sahnelenen oyunlar yoğun ilgi görüyor. Son 2 yıldır düzenli hale getirilen tiyatro çalışmaları kapsamında bugün 11 noktada eğitimler düzenleniyor. Bergama, Foça, Dikili, Ödemiş, Tire ve Urla dahil olmak üzere İzmir’in birçok köyünde eğitim veren Köy Tiyatroları, bugüne kadar 125 gösteri düzenledi ve 17 bin izleyiciye ulaştı.


Tiyatrolara katılmak için herhangi bir seçme yapılmıyor, sanata ilgi duyan herkes sahnede kendine bir yer bulabiliyor. Köy Tiyatroları’nın Ürkmez’deki eğitimlerine de köyde yaşayan kadınlar başta olmak üzere yoğun ilgi var.



Sanatın iyileştirici gücü


İzmir Büyükşehir Belediyesi Köy Tiyatroları Koordinatörü ve yönetmen Vedat Murat Güzel, tiyatrolara olan ilginin beklediklerinden fazla olduğunu belirterek, “Tiyatro sanatına yeni bir alan açtığımızı düşünüyoruz. Çünkü tiyatro disiplinlerini, köylülerin yaşamlarına uyarlıyoruz. Onların kültür, gelenek, örf ve adetlerine sahip çıkarak, sahnede rol yapmadan oynamalarını sağlamaya çalışıyoruz. Sanat yoluyla büyük bir değişim sağlamış oluyoruz. Bu durumun onlar üzerindeki etkilerini gördükçe ben de çok mutlu oluyorum. Sanatın iyileştirici gücünü birebir gözlemleme, yaşama fırsatı buluyorum” ifadelerini kullandı.



Önünden geçmeye çekindikleri kahvede tiyatro oynuyorlar


Köy Tiyatroları’na, özellikle kadınların yoğun katılımı dikkat çekiyor. Kırsal alanda yaşayan kadınlar, bu proje sayesinde toplumsal hayata daha aktif bir şekilde katılma imkanı buluyor. Tiyatronun dönüştürücü gücünü fark eden kadınların; kendilerini sahnede ifade etmenin verdiği cesaret, günlük yaşamlarına da yansıyor. Ürkmez Köy Tiyatrosu’nda, tiyatro oyuncusu olarak eğitimlere katılan Ayşe Duruk, köylerinde tiyatronun etkisi ile değişen günlük yaşamı, şu sözlerle aktardı: “7 sene önce köyümüze tiyatro açılacak dediler bir gidip göreyim dedim. İyi ki gitmişim. Tiyatro sayesinde çok mutluyum. Eskiden bizim köyde, kadınlar kahvenin önünden geçmeye çekinirlerdi. Şimdi biz, kahvede tiyatro oynuyoruz. Tiyatronun bize kattığı güzellikler bunlar.”



“Sahnede, kadınların sesi oluyoruz”


On yılı aşkın süredir aktif bir şekilde tiyatro yaptığını belirten bir başka gönüllü tiyatro oyuncusu Gülay Erdoğan da “Tiyatro bana çok şey kattı. Tiyatro sayesinde her yere gittik. Hiç aklımın ucuna gelmezdi; yurtdışına çıkmak. Münih turnesine gittik, ödüller aldık. Bana çok şey kattı tiyatro. Herkesin bu sanatla uğraşmasını isterim. Hiç tiyatro görmeyen kadınları tiyatroya davet ediyoruz. Kadınların sesi oluyoruz. Kadınların haykıramadığı şeyleri biz sahneden haykırıyoruz’ şeklinde konuştu.



“Tiyatro beni iyileştirdi”


Tiyatro macerasına çok geç başladığını belirten Emine Kır ise “Benim okuryazarlığım yok. Şu an 74 yaşımdayım. Canım sıkılıyordu, tiyatro arkadaşlarımı izlemeye gittim ve eğitimlere katıldım. 70 yaşımdan sonra sahneye çıktım. Sahne çok hoşuma gitti. Dört senedir de sahneden inmiyorum. Buraya geldiğimde hastalıklarım vardı. Birçok hastalığım iyileşti. Büyükşehir Belediyemize, bu imkanı tanıyanlara, bizi bu kadar mutlu edenlere çok teşekkür ederim” dedi.



“Sahnenin tozunu yutan bir daha bırakamıyor”


Köy Tiyatroları oyuncularından Müjgân Hasdemir, önceden Türk Sanat Müziği kurslarına gittiğini, yaklaşık on yıldır da tiyatro sahnelerinden inmediğini belirtti. Hasdemir, “Tiyatro bir eğitim yeridir, tiyatro öğreticidir. Sahnenin tozunu yutarsan bir daha bırakamıyorsun. Ben 84 yaşındayım ve tiyatro sayesinde hayatım güzelleşti. Beş ay evvel eşimi kaybettim keşke geceleri de tiyatro olsa, yalnız kalmasam. Kadınlardan tek istediğim şey güçlü olmaları ve sanata katılmaları. Kadınlar yeter ki güçlü olsun buraya gelsin” ifadelerini kullandı.



Köylerdeki yaşama sanatsal dokunuş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Doç. Dr. Önalan: ’’Osteoporoz, toplumlarda sıklığı artan bir halk sağlığı problemidir’’ Fırat Üniversitesi Hastanesi İç hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erhan Önalan, Dünya Osteoporoz Günü dolayısı yaptığı açıklamada, osteoporozun toplumlarda sıklığı artan bir halk sağlığı problemi olduğunu söyledi. Doç. Dr. Erhan Önalan, osteoporozun kemik mineral yapısının ve kemik kütlesinin bozulması neticesinde kemikte kırılganlığın arttığı önemli bir halk sağlığı problemi olduğunu kaydetti. Sedanter yaşam tarzı ve sağlıksız beslenme sonucunda toplumlarda osteoporozun giderek görülme sıklığının arttığını aktaran Doç. Dr. Önalan, Türkiye’de 2010 yılında yapılan bir çalışmada özellikle elli yaş üstü osteoporozlu bireylerin yüzde 25’inde kemik kırılganlığında artmaların meydana geldiğini ve kırılganlığı artmış olan bireylerin yüzde ellisinin ise osteoporoz hastalığı ile sonuçlandığını vurguladı. Doç. Dr. Önalan, komplikasyon olmadığı sürece osteoporozun kolay kolay hastalarda şikayet oluşturmadığını, hastalarda komplikasyonun gelişmesinden sonra baş, sırt ağrısı, kamburlaşma, kemik kırıkları, kemik kırıklarına bağlı boyun kısalığı, yaygın kemik ağrıları, kalçadaki kırıklara bağlı yürüyememe gibi çeşitli problemler ile hastaların kendilerine başvurduklarını ifade etti. Ayrıca ortaya çıkan kırıklar neticesinde hastalarda ölümcül sonuçlara sebebiyet veren kalça kırıklarının hastanede yatışların önemli bir sebebini oluşturduğunun altını çizen Doç. Dr. Önalan osteoporoz hastalarının ve risk faktörü olan bireylerin erken dönemde teşhislerinin konulması gerektiğini söyledi. ’’İskelet erken dönemde kalsiyum ve D vitamini ile desteklenmeli’’ Doç. Dr. Erhan Önalan, özellikle otuzlu yaşlara kadar alınan kalsiyum ve sağlıklı beslenme neticesinde kemiğin mineral yapısının güçlendiğini ve kütlesinin arttığını, proteinli yapılar ve hayvansal gıdalarla beslenme neticesinde kemik yapımızın oldukça güçleneceğini bunun aksi olarak sağlıksız beslenme, yetersiz kalsiyum alımı, yetersiz hareket ve yetersiz sporun sonucunda ise kemik kitlesinin otuzlu yaşlarda istenilen ideal düzeye ulaşmadığını, bunun sonucunda da ilerleyen dönemlerde kemik yıkımının otuzlu yaşlardan sonra artması ile birlikte, özellikle kadınlarda menopoz sonrasında, erkeklerde de yetmiş yaş sonrasında ciddi anlamda yıkımın söz konusu dile getirdi. Fırat Üniversitesi Hastanesi İç hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erhan ÖNALAN, insan iskeletinin erken dönemde yeterli oranda kalsiyum ve D vitamini ile desteklenmemesi ve temelinin sağlam oluşturulamaması halinde ilerleyen dönemlerde osteoporozla karşılaşma riskimizin yüksek olacağını vurguladı. Doç. Dr. Erhan Önalan, belli yaşlara gelindiğinde kadınlarda menopoz sonrası erkeklerde de yetmiş yaş sonrasında osteoporoz açısından taranması gerektiğini, ayrıca romatizmal hastalık, endokrin hastalık ve osteoporoza neden olabilecek kronik ilaç kullanımı mevcut olan hastaların mutlaka erken dönemde sekonder osteoporoz açısından taranması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Bursa Girit mutfağının lezzetlerinden ’nohut mayalı Akdeniz ada ekmeği’ BESAŞ bayilerinde Bursa Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden BESAŞ, ata tohumu siyez buğdayı ve karakılçık buğdayından ürettiği ekmeklerin ardından şimdi de orijinal tariflerine uygun olarak ürettiği ‘nohut mayalı Akdeniz ada ekmeği’ni sofralarla buluşturuyor. Bursa’da sağlıklı ve güvenilir gıdayı vatandaşlarla uygun fiyata buluşturan Bursa Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden BESAŞ, ürün yelpazesini de her geçen gün geliştiriyor. Günde yaklaşık 200 bin ekmeği Bursalılarla buluşturan BESAŞ, ata tohumu siyez buğdayı ve karakılçık buğdayından ürettiği ekmeklerden sonra aslına uygun olarak ürettiği ‘nohut mayalı Akdeniz ada ekmeğini de ‘Ada vatandan ana vatana’ temasıyla satışa sunuyor. Giritya Mudanya Giritliler ve Yanyalılar Kültür ve Dayanışma Derneği ile iş birliği yapan BESAŞ, Giritli göçmenlerin önemli bir kültür parçası olan nohut mayalı ekmeği tariflere uygun olarak üretti. Yeni ürünün tanıtım toplantısı yapıldı. Programa katılanlar özel lezzeti tatma imkanı da buldu. Büyükşehir Belediye Başkanvekili Mustafa Orkun Gazioğlu, BESAŞ’ın her geçen gün ürün kalitesini ve çeşitliliğini artırarak Bursalılara hizmet ettiğini söyledi. Nohut mayalı ekmeğin önemli bir kültürel zenginlik olduğunu belirten Gazioğlu, bu tür kültürel çeşitlilikleri tüm Bursa’ya tanıtmayı ve Bursalılar ile buluşturmayı amaçladıklarını ifade etti. BESAŞ Genel Müdürü İbrahim Alpay Demirtaş, nohut mayalı ekmeğin kendi çocukluğunun önemli bir lezzeti olduğunu dile getirdi. Giritli göçmenlerin büyüklerinden öğrendikleri tarifin aslına bağlı kalarak BESAŞ’ın gıda mühendisleriyle birlikte üretim yapıldığını anlatan Demirtaş, “Bu proje bizleri çok heyecanlandırdı. Değerlerimizi yaşatmak ve unutulmasını engellemek istiyoruz. Giritli göçmenlerin severek tükettiği nohut mayalı ekmeği tüm Bursalıların da seveceğine inanıyorum. Projede emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Hayırlı olsun” dedi. Dernek Başkanı Zehra Nur Biricik, nohut mayalı ekmeği büyüklerin çok sık yaptığını hatırlatarak Giritli göçmenlerin kültüründe önemli bir yer tuttuğunu söyledi. Büyüklerin tarifini nesilden nesile aktarmayı arzuladıklarını belirten Biricik, “BESAŞ ile bu doğrultuda çalışma başlattık. Dernek olarak ekmeğin nasıl yapıldığını araştırdık, bu işi bilenlerle konuştuk. Onların verdiği tarifleri BESAŞ ile paylaştık. Gıda mühendislerinin çalışması sonucunda ortaya çok güzel bir ürün çıktı. Bu lezzeti tüm Bursa ile paylaşmak istiyoruz. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. Yeni ürünün tanıtım toplantısına, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanvekili Mustafa Orkun Gazioğlu, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, Dış İlişkiler Daire Başkanı Pınar Işıkyıldız, BESAŞ Genel Müdürü İbrahim Alpay Demirtaş, Kültür AŞ Genel Müdürü Yankı İçöz, Giritya Mudanya Giritliler ve Yanyalılar Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Zehra Nur Biricik, meclis üyeleri, belediye bürokratları ve vatandaşlar katıldı.
Samsun Başkan Kul: “Gençler bizim hazinemiz” Ondokuz Mayıs Üniversitesi Terme Meslek Yüksekokulu’nda(MYO) öğrencilik hayatına başlayan gençlerle buluşan Terme Belediye Başkanı Şenol Kul, “Sizler bizim hazinemiz, geleceğimizsiniz. Biz sizleri çok seviyoruz. Geleceğimize yatırım yapıyoruz” dedi. Terme Belediyesi, yeni nesil belediyecilik anlayışıyla öğrenci ve gençlere değer katan projeler üreterek, onları karar alma süreçlerine dahil ederken, diğer bir yandan da başkan Şenol Kul her fırsatta öğrencilerle bir araya geliyor. Başkan Kul Terme Kent Konseyi tarafından düzenlenen ve AK Parti Terme İlçe Başkanı İsa Baş, MHP ilçe Başkanı Ercan Kaya, OMÜ Terme MYO Müdürü Prof. Dr. Erol Terzi ve Terme Kent Konseyi Başkanı Dilek Aydın’ın katıldığı programda MYO’da öğrencilik hayatına merhaba diyen gençlerle buluştu. “Yarınlarımızı birlikte inşa edeceğiz” Başkan Kul, kent konseyi bünyesinde gençlik birimi ve gençlik meclisinin önemine değinerek, “Genç kelimesi Farsça hazine anlamına gelir. Sizler bizim hazinemizsiniz. Hazinemizi en iyi şekilde koruyarak, yarınlarımızı, sizlerle birlikte doğru şekilde inşa etmek istiyoruz. Bu anlamda gençlik birimi ve gençlik meclisinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Sizlerin enerjisinden, fikirlerinden faydalanmak istiyoruz” dedi. Gençlere bazı tavsiyelerde bulunan Başkan Kul, “Siz ülkemizin yarınlarısınız. Öğrencilik yılları en verimli ama en hızlı geçen zamanlardır. Bu zamanlarınızın kıymetini bilin, en verimli şekilde geçirmeye çalışın. Çünkü öğrencilik yıllarında edinilen deneyimler hayatınız boyunca sizin faydanıza olacaktır” ifadelerini kullandı.