ASAYİŞ - 28 Kasım 2024 Perşembe 20:33

Benzin dökerek kendini yaktı, vatandaşlar yangın tüpüyle müdahale etti

A
A
A
Benzin dökerek kendini yaktı, vatandaşlar yangın tüpüyle müdahale etti

Batman’da sokak ortasında benzin dökerek kendini yakan gence, çevredeki vatandaşlar yangın tüpüyle müdahale etti. Yaralanan genç, hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı.


Edinilen bilgiye göre, Yavuz Selim Mahallesi’nde M.Y. (22) isimli genç, bilinmeyen nedenle sokak üzerinde benzin dökerek kendini ateşe verdi. Yanan M.Y.’i gören çevredeki vatandaşlar anında yangın tüpüyle müdahale etti. Vücudunun çeşitli yerlerinde yanık oluşan genç, olay yerine gelen ambulansla kaldırıldığı hastanede tedavi altına alındı.


Olayla ilgili polis soruşturma başlattı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul TBMM Başkanı Kurtulmuş: "Dokunulmaz zannedilen İsrail’e dokunulmuştur" TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Dokunulmaz zannedilen İsrail’e dokunulmuştur. Güney Afrika’nın başvurusu ile başlayan Türkiye’nin de başından itibaren yakinen takip edip, en sonunda da oraya müdahil olarak katıldığımız mahkemenin ara kararı açıklandı ve orada İsrail’in aleyhine kararlar çıktı” dedi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İstanbul Büyükçekmece’de düzenlenen Uluslararası Ticaret Fuarı Gala Yemeği Programı’na katıldı. TBMM Başkanı Kurtulmuş, yaptığı konuşmada, "Türkiye, bir taraftan tarihi İpek Yolu’nun ortasında olması, bütün ticaret noktalarına yakın bir mesafede olması, jeostratejik konumu, etrafındaki bütün türbülanslara rağmen ekonomik ve siyasi istikrarını koruyabilme becerisiyle bugün dünyada özellikle önümüzdeki dönemde kapıları sonuna kadar açılmış olan çok kutuplu yeni dünya sisteminin içerisinde yıldızı parlayan ender ülkelerden birisidir. Yeni dönem artık sadece bir ülkenin ya da bir bölgenin değil, yönetemeyeceği, yönlendiremeyeceği kadar son derece girift bir dünya sisteminin hem siyaset alanında hem ekonomi alanında gerçekten adım adım hızlı bir şekilde gerçekleşeceği bir dönem olacak. Bu dönemin en bariz özelliği ifade ettiğim gibi çok kutupluluktur. Dünyanın her bölgesinde her yerinde birden fazla güç merkezinin birden fazla ülkenin ve bölgenin ticaret alanında olsun, siyaset alanında olsun son derece yoğun bir rekabeti hatta bazı bölgelerde çatışması kaçınılmaz olacak ve dünya bu çok kutupluluk içerisinde yeni bir denge arayışına doğru ilerleyecektir. İşte burada Türkiye özellikleri itibarıyla ender ülkelerden birisidir” dedi. Yeni bir dünyanın kurulduğunu ve kurulan bu dünyadan Türkiye’yi yeni fırsat kapılarını beklediğini belirten Kurtulmuş, “Yeni dünyanın dengeleri Türkiye’ye yeni fırsat kapılarını, yeni bir takım imkanları açmaktadır. Hiç şüphesiz bu fırsatlarla birlikte bir takım önemli risklerin de ortada olduğu aşikardır. Bunun için her şeyden evvel Türkiye’nin dünyadaki bu gelişmeler karşısında gerekli adımları atabilmesi için içeride birliği, dirliği sağlaması yani kendi obasını düzenlemesi şarttır. Bunun için başta terör gibi, Türkiye’yi yıllardır meşgul eden bir takım unsurları elimine etmek tam manasıyla 85 milyonun birliğini, beraberliğini, kardeşliğini sağlamak zorundayız. Bunun için az evvel ifade edildiği gibi demokratik standartları yüksek bir Türkiye’yi hep birlikte inşa etmek zorundayız. Başta anayasa olmak üzere siyasi partiler yasası, seçim yasası ve meclis iç tüzüğü olmak üzere bir taraftan hukuki metinlerimizi düzeltip siyaseti daha demokratik bir seviyeye yükseltirken diğer tarafta da iş dünyasının önündeki yatırımı engelleyen ve iş ortamını zorlaştıran meseleleri de elimine ederek iş dünyasının daha aktif bir şekilde bu mücadelenin paydaşı olmasını temin etmekle yükümlüyüz. Aynı şekilde Türkiye’nin yakın çevresindeki ülkeler başta olmak üzere, birliğin, beraberliğin ve bu bölgelerde istikrarın temin edilmesi için de üzerine düşen her türlü yükümlülüğü yerine getirmesi gerekir” diye konuştu. “İsrail’in bu bölgedeki en büyük gücü Müslüman ülkelerin, bölünmüşlüğü, parçalanmışlığı, iradesizliği ve kararsızlığıdır” İsrail’in en büyük gücünün bölge ülkelerinin bölünmüşlüğü olduğu söyleyen Kurtulmuş, “Değerli dostlar, her konuşmamızda İsrail’in bölgedeki yayılmacılığından bahsediyoruz. Her konuşmamızda bundan sonraki acaba yıkıcı adımların neler olabileceğini gündeme getiriyoruz. Ama şunu temin ederek ifade etmek isterim ki İsrail’in en büyük gücü ne elindeki askeri gücüdür, ne arkasında Amerika başta olmak üzere batılı ülkelerin verdikleri destektir. Ne dünya medyasında hakimiyetidir. Ne uluslararası finans çevrelerindeki çok olağanüstü gücüdür. Ne Amerika ve batı ülkelerindeki lobilerinin gücüdür. Üzülerek ifade ederiz ki, İsrail’in bu bölgedeki en büyük gücü bölge ülkelerinin, Müslüman ülkelerin, bölünmüşlüğü, parçalanmışlığı, iradesizliği ve kararsızlığıdır” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin önüne koyduğu vizyonların hepsinin küresel vizyon olduğunu söyleyen Kurtulmuş, Türkiye’nin Cumhuriyetin ikinci asrında sözü güçlü, gücü tesirli bir ülke haline gelmesinin zorunlu olduğunu belirtti. “Dokunulmaz zannedilen İsrail’e dokunulmuştur” Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail ile ilgili aldığı karar hakkında konuşan Kurtulmuş, “Her uluslararası alanda İsrail’e karşı bir takım sözleri gündeme getirirken biliyorduk ki bu mahşeri vicdanın insanlık cephesinin ortak vicdanının sesiydi. Bugün geldiğimiz noktada evet çok acılar yaşadık, yaşamaya da devam ediyoruz. 50 bine aşkın şehit, yıkılmış şehirler, artık evlerinden koparılmış sadece Gazze’nin halkı değil Batı Şeria’nın insanları hatta Lübnan’da bakmayın ‘Ateşkesi sağladık’ diye söylediklerine Lübnan’da evlerinden yurtlarından edilen on binlerce insanın varlığı hepimizin yüreklerini dağlıyor. Ancak sonuç olarak geldiğimiz noktaya baktığımızda değerli arkadaşlar, dokunulmaz zannedilen İsrail’e dokunulmuştur. Öncelikle uluslararası adalet divanında Güney Afrika’nın başvurusu ile başlayan Türkiye’nin de başından itibaren yakinen takip ettiği bizim milletvekili heyetlerimizle takip ettiğimiz ve en sonunda da bizim de oraya müdahil olarak katıldığımız mahkemenin ara kararı açıklandı ve orada İsrail’in aleyhine kararlar çıktı. Bundan 20 sene evvel bunu söyleseydiniz. Uluslararası Adalet Divanı İsrail’in aleyhine bir karar alacak denseydi bu salondaki bir tek arkadaşımız buna inanır mıydı? Ama bir mücadelenin bir gayretin ama hepsinden ötesi vatanlarını savunan, şehit olan o insanların kanlarının bereketi hürmetine Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail mahkum oldu ve ilk sefer aleyhine bir karar çıkmış oldu” şekilde konuştu.
Ankara Dışişleri Bakanı Fidan, Arabuluculuk Çalıştayı’na katıldı Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Uluslararası Barış Arabuluculuğu Çalıştayı"na katıldı. Bakan Fidan çalıştayda, Türkiye’nin ihtilafların barışçıl çözümü başlığında uluslararası alandaki özgün rolünü vurgulayarak, akademisyenlerle fikir alışverişinde bulundu. Dışişleri Bakanlığında “Uluslararası Barış Arabuluculuğu Calıştayı" düzenlendi. Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanlığı (SAM) ve Uluslararası Arabuluculuk Genel Müdürlüğü iş birliğinde tertiplenen çalıştay, Dışişleri Bakanlığının ilgili birimlerinden yetkililer, farklı üniversitelerden akademisyenler ve düşünce kuruluşu temsilcilerini bir araya getirdi. Dışişleri Bakanlığından çalıştayla ilgili yapılan yazılı açıklamada, "Dışişleri Bakanı Hakan Fidan çalıştaya katılarak, arabuluculuk bağlamında yürütülen çalışmalar ve geleceğe dönük vizyonumuz hakkında bir konuşma yapmıştır. Bakan Fidan ayrıca, bu alandaki deneyimlerini paylaşmış, Türkiye’nin ihtilafların barışçıl çözümü başlığında uluslararası alandaki özgün rolünü vurgulamış ve bilahare akademisyenlerle fikir alışverişinde bulunmuştur. Çalıştay kapsamında gün boyunca düzenlenen oturumlarda, katılımcılar tarafından Türkiye’nin uluslararası barış arabuluculuğu alanındaki mevcut konumu tüm boyutlarıyla irdelenmiş ve Türkiye’nin gelecekteki olası yönelimleri değerlendirilmiştir" denildi. Çalıştayda, arabuluculuk disiplininde teori ile uygulama arasında etkileşimin, bu bağlamda akademi dünyası ile resmi kurumlar arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi için atılabilecek adımların değerlendirildiği belirtilen açıklamada, "Türkiye’nin uluslararası kuruluşlardaki tematik çalışmaları ile geçmiş ve mevcut somut arabuluculuk faaliyetleri ele alınmış, Türkiye’nin arabuluculuk alanındaki özgün nitelikleri, ilerleyen süreçte arabuluculuk rolünün hangi alanlarda daha etkin olabileceği ile bu başlıkta güçlü veya geliştirilmeye açık yönler değerlendirilmiştir” denildi. “Türkiye ve Uluslararası Barış Arabuluculuğu Faaliyetleri” "Türkiye ve Uluslararası Barış Arabuluculuğu Faaliyetlerine ilişkin Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin arabuluculuk vizyonu, yakın coğrafyamızdan dışarıya doğru genişleyen farklı ve birbirinden etkilenme potansiyeline sahip geniş havzalarda sürdürülebilir istikrar ve barış zemini sağlandığı ölçüde güvenlik riskleri azalırken refahın arttığı gerçeğine dayanmaktadır" ifadelerini kullanılan açıklamada, "Ayrıca diplomasi ve diyaloğun, çatışma ve savaşa karşı en etkili araçlar oldukları anlayışını benimsemektedir. Bu kapsamda, barış ve istikrarı sağlamada aktif rol oynama düşüncesi arabuluculuk faaliyetlerimizin merkezinde yer almaktadır. Türkiye, arabuluculuk alanında son yıllarda artan ağırlık, etki, başarı ve görünürlüğüyle, uluslararası düzlemde desteği aranan, itibar gören ve çalışmaları yakından takip edilen bir aktör haline gelmiştir. İhtilafların ve çatışmaların barışçıl yollardan çözümünün en önemli yöntemlerinden biri olan uluslararası barış arabuluculuğu başlığında, uzun süredir küresel ölçekte farkındalığın ve kapasitenin artırılması çalışmalarında öncü rol oynamaktadır. BM, AGİT ve İİT çerçevesinde başlattığımız girişimlerdeki eşbaşkan konumumuz, ev sahipliği yaptığımız Arabuluculuk Konferansları ve Arabuluculuk Sertifika Programı bu konudaki katmanlı rolümüzün başlıca boyutlarıdır. Ayrıca, ülkemiz önleyici diplomasi ve arabuluculuğa verdiği önem çerçevesinde bölgemizde ve geniş bir coğrafyada çok sayıda arabuluculuk girişimine öncülük etmektedir” denildi.