GÜNDEM - 27 Mart 2025 Perşembe 11:20

Mühendis Tek-Sen Enerji Sendikasından maaş zammı açıklaması

A
A
A
00:00
00:00
HD

Mühendis Tek-Sen Enerji Sendikası İzmir İl Temsilcisi Metin Gül, kamu mühendisleri ile teknik hizmet çalışanlarının mesleki sorunlarına ve maaşlarının iyileştirilmesine yönelik açıklamalarda bulundu. Gül, "Kamu mühendislerinin ek ödeme oranı 50 puan artırılmalı ve teknik çalışma ödeneğine ilişkin kanun düzenlemesi de ivedilikle yapılmalı. Hak ettikleri maaş tutarının, döviz, altın ile enflasyonist veriler de hesaplanarak 136 bin TL'nin üzerine çıkarılması ve geçmiş yıllara dayalı hak kayıplarının da bir an önce giderilmesi gerekmektedir" dedi.

Kamuda çalışan mühendis ve teknik hizmet çalışanlarının yoksulluğa mahkum edildiğini ifade eden Mühendis Tek-Sen Enerji Sendikası İzmir İl Temsilcisi Metin Gül, "Kamu sektöründe çalışan mühendisler ve teknik hizmet çalışanları başta olmak üzere, tüm kamu personelinin maaşlarının yoksulluk sınırının altında kalması ve bu durumun uzun süredir çözüm bekleyen bir sorun olarak devam etmesi kabul edilemez. 2019 yılına kadar, kariyer eş değer meslek grupları ile aynı skalada maaş alırken, 2019 yılından sonra eş değer meslek grupları ile maaşlarımız arasında makas oldukça fazla açılmıştır. Eş değer meslek grupları, yaklaşık 65 bin TL olan maaşımızın 2 buçuk, 3 katı maaş almaktadır. Yeni başlayan bir mühendisin maaşı yaklaşık 60 bin TL’dir" ifadelerine yer verdi.

Mühendis Tek-Sen Enerji Sendikasından maaş zammı açıklaması

"Yüzde 44 üzerindeki artış zam olarak nitelendirilebilir"

"Kamu mühendislerinin, aynı pozisyonlarda görev yapan diğer kamu çalışanları ya da özel sektör mühendisleriyle karşılaştırıldığında, maaşlarımızdaki bu eşitsizlik, mühendislik mesleğine verilen değerin bir göstergesi haline gelmiştir" diyen Gül, şunları kaydetti: "Maaşlarımız 80 bin TL bandında olan yoksulluk sınırının altında, açlık sınırı üstündedir. Bu kabul edilemez. Yeniden değerleme oranı yaklaşık yüzde 44 iken, kamu görevlisine yüzde 11 artış gelmiştir. Bu zam değil, artıştır. Zam olabilmesi için, yüzde 44’ün üzerinde artış yapılması gerekmektedir."

Mühendis Tek-Sen Enerji Sendikasından maaş zammı açıklaması

"Mühendislik meslek kanunu olmazsa olmazımızdır"

Sürekli olarak devam eden sorumluluklarından dolayı herhangi bir teknik sorumluluk tazminatı ve mesleki sigorta gibi haklarının da bulunmadığını kaydeden Gül, özlük haklarının iyileştirilmediğine dikkat çekti. Sözlerini sürdüren Gül, "Mühendislik meslek kanunu olmazsa olmazımızdır" diye belirtti.

Gül, "Mevcut tablo, adil bir maaş düzenlemesi, emeklilik haklarının güçlendirilmesi, çağın gerekliliklerine uygun bir Meslek Kanunu’nun ivedilikle yürürlüğe getirilmesi, mühendislik mesleğinin itibarını koruyacak sosyal ve ekonomik düzenlemeler yapılması talebimizi dile getirme ihtiyacı oluşturmuştur" ifadelerini kullandı.

Mühendis Tek-Sen Enerji Sendikasından maaş zammı açıklaması

"Ağır iş, düşük ücretler personeli kamu sektöründen uzaklaştırıyor"

Özlük haklarının iyileştirilmesi konusunda da açıklamalarda bulunan Gül, şöyle devam etti: "Sadece maddi değil, manevi haklarımızın da korunması gerektiğine inanıyoruz. Sahadaki ağır çalışma şartlarına rağmen düşük ücretler, mesleki motivasyonu ciddi şekilde düşürmekte ve nitelikli personelin kamu sektöründen uzaklaşmasına sebep olmaktadır."

"Sosyal haklar iyileştirilmeli"

Gül, "Sağlık personeli, adalet çalışanları ve öğretmenler gibi kadrolu olan bazı meslek gruplarının özlük haklarında sürekli iyileştirmeler yapılmaktadır. Kamu mühendislerine bu iyileştirmeler yapılmamıştır. Özellikle diğer meslek grupları için yapılan tekil düzenlemeler, kamu mühendisleri ve teknik personel için yapılmamış, kamu mühendisleri ve teknik hizmet çalışanları ‘üvey evlat’ muamelesi görmüştür. Kamu mühendislerinin ve teknik hizmet çalışanlarının ekonomik ve sosyal hakları iyileştirilmeden kamu hizmetlerinin kalitesinin artması mümkün değildir" diye vurguladı.

"Geçmiş yıllara dönük hak kayıpları da giderilmeli"

Kamu mühendislerinin ek ödeme oranının 50 puan artırılması gerektiğinin altını çizen Gül, "Teknik çalışma ödeneğine ilişkin kanun düzenlemesi de ivedilikle yapılmalı. Hak ettikleri maaş tutarının, döviz, altın ile enflasyonist veriler de hesaplanarak 136 bin TL’nin üzerine çıkarılması ve geçmiş yıllara dayalı hak kayıplarının da bir an önce giderilmesi gerekmektedir. Tüm yetkilileri çözüm üretmeye davet ediyoruz" şeklinde konuştu.

"Katma değer üreten ve tez hazırlayan tek meslek disipliniyiz"

"Kamu mühendisleri ve teknik hizmetler sınıfının katma değer ürettiğini ve meslek disiplini anlamında mühendislerin lisans düzeyinde tez hazırlayan tek meslek disiplini" olduğunu vurgulayan Gül, bu anlamda kendilerine gereken değerin verilmesinin altını çizdi.

Mehmet Pamuk – Sinan Yeniçeri

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Uzmanından kanser riskini azaltacak tavsiyeler Kanser riskini azaltmak için yapılması gerekenlere dikkat çeken Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Şaban Seçmeler, "Sigarasız, alkolsüz bir hayat benimsenmelidir. Obezitenin önüne geçmek için hareketsiz yaşamdan uzak durulmalıdır. Düzenli ve sağlıklı beslenmek önemlidir. Düzenli egzersiz yapmak yaşam tarzı olarak kabul edilmelidir. Tarama ve aşılama programları hakkında politikalar oluşturulmalı ve toplum bilinçlendirilmelidir" dedi. Medical Park Bahçelievler Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Şaban Seçmeler, 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası nedeniyle açıklamalarda bulundu. Kanserin toplum tarafından göz ardı edilmemesi gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Seçmeler, "Kanser, dünyada ve ülkemizde kalp damar hastalıklarından sonra en sık görülen ikinci ölüm sebebidir. Gelişen görüntüleme, tanı ve tedavi yöntemleriyle birlikte erken tanı oranı yükselip tamamıyla sağlığına kavuşan hasta sayısı artsa da; hayatımızın birçok noktasında halen kansere sebep olan etkenlere temas edilmesi nedeniyle kanser oranı da artmaya devam etmektedir" diye konuştu. "Dünyada yılda 19 milyon kişi kanser tanısı almaktadır" Dünyada yılda yaklaşık 19 milyon kişinin kanser tanısı aldığını, 10 milyona yakın hastanın ise kanser nedeniyle hayatını kaybettiğine işaret eden Uzm. Dr. Seçmeler, "En sık görülen kanserler arasında akciğer, meme, prostat, kolorektal kanserler, mide ve karaciğer kanserleri başı çekmektedir. Ülkemizde ise yıllık yaklaşık 24 bin hastanın yeni tanı aldığını, kanser oranının erkeklerde kadınlara oranla daha fazla olduğunu görmekteyiz. Erkeklerde ilk üç sırayı akciğer, prostat ve kolorektal kanserler oluştururken; kadınlarda meme, tiroit ve kolorektal kanserler ilk üçte yer almaktadır. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de en fazla ölüme sebep olan kanser türü akciğer kanseridir. Ülkemizde yılda yaklaşık 130 bin kişi kanser nedeniyle hayatını kaybetmektedir. 2040 yılına gelindiğinde kanser oranının dünyada ve ülkemizde yaklaşık 1,5 katına çıkacağı tahmin edilmektedir" şeklinde konuştu. "Genetik faktörler neden olmaktadır" Kanserin oluşmasında çevresel faktörlerin genetik faktörlerden daha fazla oranda rol oynadığını söyleyen Uzm. Dr. Seçmeler, "Özellikle meme, endometriyum ve over, prostat, kolon, pankreas ve mide kanserleri gibi kanser türlerinde genetik mutasyonların fazlaca rol aldığı görülmektedir. Çevresel etmenler incelendiğinde ise sigara ve tütün ürünleri, obezite, enfeksiyonlar, alkol, ultraviyole ışınları, sedanter (hareketsiz) yaşam tarzı, hazır ve işlenmiş gıdalardan zengin beslenme, çevre kirliliği gibi birçok faktör kanserin gelişmesinde ve artmasına rol almaktadır" dedi. "Obezite, kanseri tetikliyor" Uzm. Dr. Seçmeler, "Günümüzün önemli problemlerinden obezite, birçok hastalıkta olduğu gibi bazı kanser türlerinin gelişmesinde de rol oynamaktadır. Bunlar arasında meme, endometriyum, kolorektal kanserler, böbrek, safra kesesi ve pankreas kanseri yer almaktadır. Obezitenin önlenmesi ve azaltılması, sedanter yaşam tarzının önüne geçilmesi ve düzenli egzersiz, bazı kanser türlerinin azalmasına katkı sağlayacaktır. Özellikle sindirim sistemi incelendiğinde hazır ve işlenmiş gıdaların, ateşle birebir temas etmiş kırmızı etin tüketimi, liften, sebze ve meyveden fakir beslenme, sedanter yaşam tarzının bu grupta kanser gelişiminde rol oynadığı görülmektedir" açıklamasında bulundu. "Hareketsiz yaşam tarzı benimsenmemeli" Kanser tanı ve tedavisinde en önemli faktörün kansere yakalanmamak veya kanseri erken yakalamak olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Seçmeler, "Genetik faktörlerin birçoğu değiştirilemese de kanser gelişiminde rol oynayan çevresel faktörlerin hayatımızdan çıkarılması, birçok kanser türünün azalmasında rol oynayacaktır. Özellikle, akdeniz diyeti tarzında liften, sebze ve meyveden zengin beslenme, düzenli egzersiz, sedanter yaşam tarzının bırakılması, obezitenin önlenmesi gibi faktörler kanserin çevresel etmenlerinin önüne geçebilir" dedi. "Hangi kanserde, hangi tarama yöntemi yapılmalı?" Kanserin erken tanısı ve tarama programları hakkında toplumun bilinçlenmesi ve bu programlara dâhil olmasının önemli olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Seçmeler, "Özellikle kadınlarda en sık görülen meme kanseri için 40 yaşından itibaren 1-2 yılda bir mamografi ve ultrasonografi ile tarama yapılması, akciğer kanseri için özellikle sigara kullanıcılarında ve kullanım hikâyesi 10 yıldan uzun olanlarda düşük doz akciğer tomografisi ile akciğerlerin değerlendirilmesi, kolon kanseri için herhangi bir şikâyet olmasa bile 45-50 yaş sonrası kolonoskopi ile tarama yapılması ve kolonoskopi sonucuna göre bir sonraki tarama süresinin belirlenmesi, cinsel aktif çağdaki kadınlar için smear testi ile HPV ve serviks kanseri taraması, 60-65 yaş sonrasında PSA değeri ölçümü ile prostat kanseri taraması gibi tarama programları kadın ve erkeklerde birçok kanserin erken yakalanıp hızlıca tedavi edilmesini sağlayacaktır" şeklinde konuştu. "Akıllı ilaçlar tedavide tercih edilebilir" Tedavi seçeneklerinden bahseden Uzm. Dr. Seçmeler, şu bilgileri paylaştı: "Özellikle son yıllardaki gelişmelerle birçok kanser türünde tamamıyla kür sağlanabiliyor. Kanserin birçok türünde kür sağlanamasa dahi hastalığın kontrol altına alınabileceği ve kronik bir hastalık gibi yönetilebileceğini söyleyebiliriz. Kanserde önceleri sadece cerrahi tedavi söz konusu olup hastalıklar hızlıca nüks ederken, günümüzde ameliyat sonrası tedaviler, ameliyat öncesi tedaviler ve herhangi bir operasyon gerçekleşmeden sadece kemotarapi, radyoterapi, hedefe yönelik akıllı ilaçlar, immünoterapi gibi tedavilerle birlikte hastalığın nüks olasılığı ve kanser nedeniyle ölüm oranı azaltılmaktadır. Yaşam süresinin arttığı gözlenmektedir." "Hastalığın evresine göre tedavi uygulanmalı" Kanser tanısı alan hastada en önemli durumun hastalığın evresine, özelliklerine, karakterine en uygun tedavinin belirlenip bir yol haritasının çizilmesi olduğunu belirten Uzm. Dr. Seçmeler, "Kimi hastada hızlıca cerrahi bir tedavi fayda sağlayabilirken, kimi hastada tanıyı alır almaz başlayacağı kemoterapi ya da radyoterapi ya da yeni nesil bir akıllı ilaç veya immünoterapi hastalığın sürecinin yönetimi için en uygun seçenektir. Tedavinin kararının multidisipliner konsey ortamında verilmesi en doğru karar olacaktır" ifadelerini kullandı. "Kanser riskini azaltmak için öneriler" Kanser riskini azaltmak için yapılması gerekenlere değinen Uzm. Dr. Seçmeler, şu önerilerde bulundu: "Sigarasız, alkolsüz bir hayat benimsenmelidir. Obezitenin önüne geçmek için hareketsiz yaşamdan uzak durulmalıdır. Düzenli ve sağlıklı beslenmek önemlidir. Düzenli egzersiz yapmak yaşam tarzı olarak kabul edilmelidir. Tarama ve aşılama programları hakkında politikalar oluşturulmalıdır. Toplum kanser tanısı aldıktan sonra karamsarlığa kapılmadan, kanseri yenebilen birçok kanser hastası olduğunu bilerek hastalıkla mücadele etmek ve bilimsel veriler ışığında en doğru tedavi almak konusunda bilinçlendirilmelidir" dedi.
İstanbul Fenerbahçe ile Galatasaray, Kadıköy’de 63. kez karşılaşacak Fenerbahçe ile Galatasaray, Ziraat Türkiye Kupası’nda 2 Nisan Salı günü yapacakları derbiyle Kadıköy’de 63. kez karşı karşıya gelecek. Ziraat Türkiye Kupası çeyrek final maçında salı günü Fenerbahçe - Galatasaray derbisi heyecanı yaşanacak. Sarı-lacivertlilerin ev sahipliğinde oynanacak mücadelede ezeli rakipler, Kadıköy’de 63. kez kozlarını paylaşacak. Fenerbahçe Stadı’nın inşaat çalışmaları sonrası 1982 yılında yeniden hizmete girdiği dönemden bugüne taraflar 62 maç yaptı. Bu süreçte sarı-lacivertliler 30 galibiyet elde ederken, sarı-kırmızılılar 13 kez galibiyet sevinci yaşadı. 19 maçta ise eşitlik bozulmadı. Fenerbahçe’nin iç sahada attığı 114 gole, Galatasaray 75 golle karşılık verdi. Kadıköy’de yapılan maçların sadece 5’i golsüz tamamlandı. Ezeli rakipler arasında Kadıköy’de oynanan 42 lig maçında ise Fenerbahçe 24 kez sahadan galip ayrılırken, Galatasaray 9 müsabakada 3 puana uzandı. 9 derbi ise berabere sonuçlandı. Kupada 17 yıl sonra konuk edecek Fenerbahçe, 17 yıl sonra evinde Galatasaray ile Türkiye Kupası maçına çıkacak. Sarı-lacivertliler ile sarı-kırmızılıları Kadıköy’de Türkiye Kupası maçında buluşturan son mücadele 3 Şubat 2008’de oynandı. O sezon çift maç usulüne göre oynanan eşleşmede taraflar Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nda golsüz berabere kalırken, Ali Sami Yen’de 2-1’lik skorla kazanan Galatasaray adını yarı finale yazdırdı. Ezeli rakipler, kupada ise son olarak 2015-2016 sezonu finalinde kozlarını paylaştı. Antalya’daki finalde sarı-kırmızılılar 1-0’lık sonuçla kupanın sahibi oldu.