KÜLTÜR SANAT - 04 Kasım 2024 Pazartesi 14:57

İZKİTAP hafta sonunda on binleri ağırladı

A
A
A
İZKİTAP hafta sonunda on binleri ağırladı

İZKİTAP-4. İzmir Kitap Fuarı, hafta sonu edebiyat ve sinema dünyasından birbirinden değerli isimleri bir araya getirdi. Her yaştan ziyaretçinin yer aldığı fuar kapsamındaki söyleşi ve imza etkinliklerine ilgi büyüktü.



İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ ve TACT Fuarcılık iş birliği ile Fuar İzmir’de düzenlenen İZKİTAP - 4. İzmir Kitap Fuarı, edebiyat ve yazın dünyasının birbirinden değerli isimlerini ağırladı. Ali Lidar, Ercan Kesal, Erol Mütercimler, İlker Başbuğ, İnci Aral, Murat Menteş, Polat Özlüoğlu, Sezgin Kaymaz, Töre Sivrioğlu, Umut Sarıkaya, Yılmaz Aslantürk gibi birbirinden değerli isimler okuyucuları ile buluştu. Adora Yağmur, Beyza Aksoy, Beyza Alkoç gibi genç kalemlerin imza stantları, özellikle çocuk ve genç okurlar tarafından yoğun ilgi gördü. Hayranları, genç yazarlara kitaplarını imzalatmak için uzun kuyruklar oluşturdu.



İZKİTAP’a büyük ilgi


İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Kent Kitaplığı tarafından hazırlanan kitaplar da ilk kez İZKİTAP’ta okuyucularıyla buluştu. İzmir’de kurulan ve tarihi olaylardan etkilenen Şark Halı Kumpanyası’nın dünü ve bugününe ilişkin bilgilerin yer aldığı kitap, ilk kez Türkçeye “İzmir Yolunda Üç Deve” adıyla kazandırıldı. Cambridge Üniversitesi Yayınları’ndan Türkçeye çevrilen ve araştırmacı Peter Thonneman tarafından kaleme “Antik Köylerde Yaşam” kitabında ise 2 bin yıl öncesinin Manisalı köylülerinin yaşamına uzanan bir öykü yer alıyor. İlk gençlik yıllarını İzmir’de geçiren Halid Ziya Uşaklıgil’in unutulmaz edebi üslubuyla kaleme aldığı “İzmir Hikayeleri” kitabı da ikinci baskısı ile fuarda okuyucu ile buluştu.



Ercan Kesal okurlarıyla buluştu


Sevilen oyuncu ve yazar Ercan Kesal da “Sinema ve Edebiyat” başlıklı söyleşi ile İZKİTAP’taydı. Ercan Kesal, “Fuarlara defalarca geldim. Önce bir okur olarak, sonra yazar olarak, şimdi de oyuncu olarak. Ben Ege Üniversitesi mezunuyum. Uzun yıllar İzmir’de kaldım, yaşadım. Önce diş hekimliği okudum, sonra tıp fakültesine girdim. Son dört yıldır İzmir Urla’da yaşıyorum. İzmir’i çok seviyorum. İzmirli sayılırım. Ben buradaki alana ilk kez geldim. Çok uzun yazar imza sıraları var. Çok şaşırdım açıkçası, anlatmaya değer buluyorum bunu. İçinde kitap olan her şey benim hoşuma gider” dedi.



“Sinemacı olmamı kitaplar sağladı”


Ercan Kesal, “Bu yıl kitap fuarının teması da aynı şekilde ‘Edebiyat ve Sinema’. Başka birçok şeyin yanında bu ikisini hep yan yana götüren birisi oldum. Bu ikisinin birbiriyle olan toplamından fazlasıyla faydalandım. Bendeki bir artı bir, eşittir iki olmadı, üç oldu, dört oldu. Bendeki sinemanın edebiyatla buluşması, aslında sinemayı başlatan şeyin edebiyat olmasıyla ortaya çıktı. Ben edebiyatçı kimliğimle sinemacı oldum. 48 yaşımda kamerayı gördüm, hayatım boyunca oyunculuk ve yönetmenlik yapmadım, senaryo yazmadım, bu konuda eğitim almadım, okuluna gitmedim, böyle bir müfredatım yok. Beni sinemada konuşturan şey ya da el yordamı ile becerebiliyor olmam, bunu sağlayan şey kitaplardır. Yani kelimeler ve edebiyatla olan ilişkim. Edebiyatın hayatımdaki yeri beni sinemacı yaptı. Sinema ile bu kadar barışık olabilmemi, çok erken yaşta kitaplarla tanışmama bağlıyorum” diye konuştu.



Sinema ve edebiyat arasındaki farkları anlattı


Kesal, “Sinema ve edebiyat için şunları da söyleyebiliriz. Birisi bir kitap yazar onu bin kişi okur, o kitap bin kitap olur. Birisi bir film yapar o yönetmenin filmidir ve hep öyle kalmaya devam eder. Sinemada daha emredici bir şeyden söz ediyoruz. Aslında sinemacıların kullandıkları malzeme de bir edebi metindir. Elbette kendi matematiği vardır, değişmeye ve dönüşmeye devam eder, Kurguda değişir, prodüksiyonda değişir. Yönetmenin koyduğu bir köpek sesi veya bir ışık, hikayeyi değiştirir. Kelimelerin bir araya geldiği her şey bir edebi metindir. Ama sinema; yönetmenin dünyası olduğu için o edebi metin de yönetmene hizmet etmekle mükelleftir. O yüzden uyarlama eserlerin birçoğunda mutsuz evlilikler olur. Yani Sefiller’i, Anna Karenina’yı okursunuz çok hoşunuza gider, ancak bu edebi eserlerin filmlerini izlersiniz ve hiç beğenmezsiniz. Kitaplarına haksızlık edildiğini düşünürsünüz” diyerek sinema ve edebiyat arasındaki farkı okurları ve izleyenleri ile paylaştı. Söyleşiye katılan okurları, Kesal’a kitaplarını imzalatabilmek için uzun kuyruklar oluşturdu.



İZKİTAP hafta sonunda on binleri ağırladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da motosikletlere dadanan hırsızlar kamerada: 7 kişilik çete çökertildi İstanbul’da park halindeki motosikletleri çalarak parçalayan, bazı motosikletleri de sahte belge düzenleyerek başka şahıslara satan 7 kişilik çete çökertildi. Çalınan 16 motosiklet ele geçirilirken, hırsızlıkların motosikletleri çaldıkları anlarsa kameraya yansıdı. Motosikletlerini teslim alan vatandaşlar ise polis ekiplerine teşekkür etti. İstanbul’da meydana gelen motosiklet hırsızlıklarının ardından şüphelilerin yakalanmasına yönelik çalışma başlatıldı. Olayların meydana geldiği bölgelerdeki güvenlik kamerası görüntüleri incelendi. Motosikletlerin çalındığı anların kameraya yansıdığı belirlendi. Yapılan çalışmalar kapsamında çete üyelerinin park halindeki çeşitli marka ve modellerdeki motosikletleri çaldıkları, çaldıkları motosikletlerin bir kısmını parçalayarak yedek parça olarak sattıkları belirlendi. Şüphelilerin çaldıkları bazı motosikletleri ise beyinlerini ya da şase numaralarını değiştirerek, sahte belge düzenleyerek başka şahıslara sattıkları ve bu şekilde haksız kazanç elde ettikleri tespit edildi.7 şüphelinin 16 motosiklet hırsızlığı, resmi belgede sahtecilik ve mala zarar verme suçuna karıştıkları belirlendi. 7 şüpheli yakalandı Şüphelilerin yakalanması için Beylikdüzü, Bahçelievler, Küçükçekmece ve Kağıthane’deki 8 adrese eşzamanlı operasyon yapıldı. Operasyonda 7 şüpheli, Gayrettepe Asayiş Şube Müdürlüğü Oto Hırsızlığı Büro Amirliği tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilerin çaldığı 16 motosiklet ele geçirilerek yasal sahiplerine teslim edildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından Büyükçekmece Adliyesine sevk edilen şüphelilerden 2’si adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, 5’i ise tutuklanarak Metris Cezaevine gönderildi. Motosikletlerin çalındığı anlar güvenlik kamerasına yansıdı Öte yandan, motosikletlerin çalındığı anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde, motosiklet hırsızlarım motosikletleri iterek ve sürükleyerek çaldıkları gözüküyor. "Emniyete teşekkür ederim" Çalınan motosikletler Gayrettepe Asayiş Şube Müdürlüğü’nde sergilendi. Motosikletlerini teslim alan vatandaşlar emniyet güçlerine teşekkür etti. Motosiklet sahiplerinden Yusuf Kardaş, “Gece motosikletimin alarmını duydum. Ardından motosikletimin olmadığını fark ettim. Polis haber verdim. Bunu tahmin ettiğim için ayrıca takip cihazı yerleştirmiştim. 6 gün sonra polis ekipleri motosikletimi buldu. Motosikletimin bir kısmı zarar görmüştü. Emniyete çok teşekkür ederim” diye konuştu. “Motosikletim 8 saatte bulundu” Motosiklet sahiplerinden Samet Yıldırım ise “Gece 3 buçukta evin önünden motosikletimi çaldılar. Motosikletin üzerindeki kilitleri çok kısa bir sürede kırıp itekleyerek götürdüler. Benim de haberim saat 04.00 gibi oldu. Sonradan polise haber verdik, karakola gittik. Kendi çabalarımızla da bulmaya çalıştık. Sonra emniyetten 8 saat sonra haber geldi. Bulunduğuna dair. Motosiklet kullanıcılarına önerim disk kilidi taksınlar. Takip cihazlarının da takılması lazım. Motosikletlerini açık alanda bırakmamaları lazım. Emek hırsızları çok insanların hayalleriyle oynuyorlar” dedi.
Sakarya Ahmet Yesevi Caddesi modern bir yüz kazanıyor Sakarya Büyükşehir Belediyesi, şehir merkezindeki ana ulaşım yollarından Ahmet Yesevi Caddesi’ni yenileyerek şehrin en estetik ulaşım koridorlarından biri haline dönüştürüyor. Sakarya Büyükşehir Belediyesi şehrin dört bir yanında ulaşım ağlarını yenileyerek modern ve estetik bir görünüm kazandırmaya devam ediyor. Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Dairesi Başkanlığı (YOLBAK) ekipleri Ahmet Yesevi Caddesi’ni ‘Prestij Cadde Uygulamasıyla’ dönüştürüyor. Bin 500 metrelik güzergahta kaldırım ve orta refüj düzenlemeleri tamamlandı. Sonrasında ise 3 bin ton sıcak asfaltın serimi için işleme başlandı. Daha sonra ise orta refüj bölümü yeni bir konseptle yenilenecek. Böylece Ahmet Yesevi Caddesi, uzun yıllar boyunca Sakaryalılara hizmet edecek estetik bir ulaşım koridoru olacak. Asfalt işlemi sonrasında refüj ve çevre düzenlemeleri de hayata geçirilince cadde yeni görünümü ile hizmete açılacak. YOLBAK tarafından yapılan açıklamada, “Sorumluluğumuzdaki tüm grup yollarını şehrimizin çehresine yakışır, estetik ve modern bir gönüme kavuşturuyoruz. Ekiplerimiz son olarak SASKİ marifetiyle altyapısı tamamlanan Ahmet Yesevi Caddesi’nde, ‘Prestij Cadde Uygulaması’nı hayata geçiriyor. Bin 500 metrelik güzergahta kaldırım çalışmalarını bitirerek, sıcak asfalt dökümüne geçtik. Çift yönlü, 18 metre genişliğindeki güzergahı 3 bin ton sıcak asfalt ile tamamen yenileyip, Sakaryalılara daha konforlu ve modern bir ulaşım imkânı sunacağız” denildi.
Van Van depreminde kısmen yıkılan 600 yıllık kümbet restore ediliyor Van’ın Erciş ilçesinde 2011 yılında yaşanan depremde kısmen yıkılan ve üzerinde hükümdarlık simgeleri bulunan 600 yıllık Kara Yusuf Paşa Kümbeti’nde 1 yıl önce başlatılan restorasyon çalışmaları devam ediyor. Erciş’e yaklaşık 10 kilometre uzaklıktaki Çatakdibi Mahallesi’nde bulunan 600 yıllık kümbetin restore edilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı, Van Valiliği ile Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından yaklaşık bir yıl önce proje hazırlanıp ihalesi yapılarak çalışmalara başlanılmıştı. Son aşamaya gelinen kümbette Van Valisi Ozan Balcı ve beraberindeki heyetle birlikte incelemelerde bulundu. Yetkililerden bilgi alan Van Valisi Ozan Balcı, “Van’ımız; doğasıyla, tarihiyle, kültürüyle ülkemizin en önemli zenginliklerini içeren bir ilimiz. Biz doğanın korunmasına, kültürel varlıkların korunmasına, tarihi eserlerin korunmasına da özel gayret gösteriyoruz. Tarihi zenginliklerimiz çok, bugün de Erciş’teyiz. Yaklaşık 15. yüzyıla ait bir eser var. Halk arasında Zortul Kümbeti olarak adlandırılan kümbetimiz, depremden sonra yıkılmıştı. Van Koruma Kurulumuzun kararıyla bu taşlar muhafaza altına alınmıştı. Biz de valilik olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı, Müzeler ve Kültür Varlıkları Genel Müdürlüğünün katkılarıyla restorasyon projemizi uygulamaya başladı. İhale ettik. Yüzde 90 seviyesine getirdik. Böylece güzel bir eserimizi korumuş olduk. Hatta şöyle güzel bir taraf var, üstünde kemer şeklinde Ayetel Kürsi var. Arkadaşlara sordum hepsini o kadar güzel intizamlı korumuşlar. 4 tane taş eksikti dediler. Oradaki bir sürü taştan yaklaşık 40 tane taş var. 36 tanesi en azından korunmuş, memleketi ve milleti sevmek vatan topraklarıyla beraber sevmektir. Biz memleketimizi, milletimizi seven insanlar olarak bu coğrafyanın çocukları olarak ekip arkadaşlarımızla beraber kültürümüze, tarihimize sahip çıkıyoruz, çıkmaya da devam edeceğiz. Emeği geçen bütün arkadaşlarıma canı gönülden çok teşekkür ediyorum. Görüldüğü gibi çok güzel bir eser oldu. Kara Yusuf Kümbeti memleketimize, Van’ımıza, Erciş’imize, ülkemize hayırlı uğurlu olsun” dedi. Kümbetin restorasyonunu inceleyen Van Valisi Ozan Balcı’ya Erciş Kaymakamı Murat Karaloğlu da eşlik etti.
Trabzon Üniversite öğrencilerden anlamlı proje Trabzon’da üniversite öğrencileri zorlu kış şartlarının yaşandığı Zigana Dağı güzergâhında mama istasyonu inşa edip, besleme yaptı. Trabzon Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü son sınıf öğrencileri Aleyna Keskin, Şevval Aydın, Barış Derlik, Özkan Karataş, Berivan Karakaş, Yaren Rukiye Yiğit ‘Topluma Hizmet Uygulamaları’ dersi kapsamında oluşturdukları proje ile zorlu kış şartlarının yaşandığı Zigana Dağı Geçidi’nde, soğuk ve açlıkla mücadele eden köpeklerin yaşama tutunabilmesi için mama istasyonu inşa ederek besleme yaptı. 2023 yılı Mayıs ayında Zigana Tüneli’nin açılması ile atıl kalan güzergâhta bulunan birçok lokanta da kapanınca bölgede yaşayan köpekler yiyecek bulmakta zorlanmaya başladı. Trabzon Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği (TRAHAYKO) iş birliği ile hazırlanan projede, öğrenciler bölgede ölüme terk edilen hayvanlara dikkat çekti. 15 saat aç kalan hayvanların donarak öldüğüne dikkat çeken TRAHAYKO Derneği Başkanı Lütfiye Tüzün Kurban, “Biz aslında daha önce buraya gelmeyi planlıyorduk. Havalar soğuk diye ertelemek zorunda kaldık. Bizim soğuk diye gelmeye cesaret edemediğimiz yerde bu hayvanlar yaşıyorlar. Burada besleme yaparken bir köpek vardı bize patisini verdi. Et yemedi, mama yedi. Bu durum, köpeğin evden atıldığı yani zamanında insan elinin değdiği bir hayvan olduğu anlamına geliyor. Hayvanları buralara atmayın yaşama şansları gerçekten çok az oluyor. Burada soğukla, trafikle, yaban hayatı ile mücadele ediyorlar. Köpekler 15 saat boyunca bir şey yemediği zaman açlıktan donarak ölebiliyorlar. Hayvanları terk etmeyelim. Özellikle bu gibi bölgelere atıp gitmeyelim. Bu gibi alanlarda hayvanlar ölüme bırakılmış oluyor. Buralarda insan yok. Düşünerek hayvan alalım. Aldığımız hayvan heveslik olmasın, ömürlük olsun” şeklinde konuştu. “Geçmişte yuvası olan köpekler bu alanda ölüme terk edilmiş” Projeyi yürüten öğrencilerden Aleyna Keskin, doğada sıcak bir yuvadan uzakta yaşamını sürdüren sokak hayvanlarının insan desteğine olan ihtiyacına yönelik farkındalık oluşturmayı hedeflediklerini belirterek, "Bugün sokak hayvanlarına yönelik çalışma gerçekleştirdik. Bizler, zorlu kış şartlarına uyum sağlamaya çalışırken sokak hayvanlarını da unutmadık. Gerek kuru mama gerek kemik, et gibi yemeklerle sokak hayvanlarını besledik. Köpeklerimiz için besleme istasyonu inşa ettik. Bugün sokakta yemek bulma ihtimali zor olan hayvanlara ulaşmak istedik. Bölgeye geldiğimizde bizi en çok etkileyen noktalardan biri de geçmişte yuvası olan köpeklerin bu alanda ölüme terk edilmiş olmasıydı. O hayvanlar terk edilmenin travmasını yaşarken açlıkla, soğukla ve trafikle mücadele etmeye çalışıyorlar. Çoğu bu kışı geçiremeyecek, çünkü böyle bir tecrübeleri yok. Bu alana bırakılan köpekler maalesef ölüme terk edilmiş. Biz hayvan severlerden başka kimseleri yok” dedi.