GÜNDEM - 21 Kasım 2024 Perşembe 09:28

Isınma faturalarında tasarruf ettiren öneriler

A
A
A
Isınma faturalarında tasarruf ettiren öneriler

Hava sıcaklıklarının düşmesi ve kış mevsiminin yaklaşması konutlardaki en ekonomik ısınma yönteminin hangisi olduğu sorusunu da akıllara getiriyor. Yaşar Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arif Hepbaşlı, doğalgaz, elektrik gibi kaynakların hangisinin kullanılması gerektiğinden önce yalıtımın, bilinçli tüketim ile enerji verimliğinin ısıtma harcamalarında en büyük tasarruf etme yöntemi ve güvenilir bir kaynak olduğunu vurguladı.


Enerji alanındaki çalışmalarıyla dünyanın ve ülkemizin sayılı bilim insanları arasında yer alan Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Asli Üyesi Prof. Dr. Arif Hepbaşlı, Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığı nedeniyle her yıl 10 milyarca dolar kaynak harcadığını hatırlattı. Prof. Dr. Hepbaşlı, enerjide tasarruf için alışkanlıklarımızın mutlaka değişmesi gerektiğini vurgulayarak elektrik, doğalgaz ya da kömür, kullanılan yakıt türü ne olursa olsun konutlarda ısı tasarrufunu sağlamak için öncelikle yalıtımın sağlanması gerektiğinin de vurguladı.



Bilinçli kullanımda yüzde 30’a kadar tasarruf mümkün


Yaşar Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arif Hepbaşlı, “Ülkemizde, enerjinin yaklaşık yüzde 40’ı konutlarda kullanılıyor ve bunun da yüzde 85’i ısıtma ve soğutma harcamalarına gidiyor. Yalıtımsız binalarda ısıtma ve soğutma yaparken yalıtımlı binalara göre iki kat enerji harcıyoruz. En temiz, ucuz, yerli ve milli enerji; israf edilmeyen, verimli kullanılan enerjidir. Çok küçük detaylara dikkat ederek, bazı alışkanlıklardan vazgeçerek, binalarımıza ısı yalıtımı yaparak, doğru cihazları kullanarak ciddi tasarruf elde etmemiz mümkün. Yakıt ya da elektrik tüketimleri düşük, verimliliği yüksek ve düşük emisyona sahip çevreci cihazlar tercih edilmeli. Cihazların enerji tasarruf özelliği olmalı, 1 saatteki yakıt tüketimi en az olan tercih edilmeli. Yapılan hesaplamalar; tüm bunlara gereken önemi gösterdiğimiz takdirde enerji harcamalarımızda en az yüzde 20-30 oranında tasarruf olacağını gösteriyor” dedi.



Klime, elektrikli ısıtıcılara oranla üçte iki tasarruf sağlıyor


Elektrikli cihazlarla ısınmanın, vatandaşlar için ekonomik olmasa da zahmetsiz olması nedeniyle bazı bölgelerde sıklıkla tercih edildiğini vurgulayan Prof. Dr. Arif Hepbaşlı, “Elektrikli soba diye bilinen ısıtıcılar, kullandığı her 1 kW elektrik gücü için ısıtılacak alana 1 saatte en fazla 1 kWh enerji verir. Bu cihazların kullanımı hem bütçemiz hem de enerji verimliliği açısından hiç iyi değildir. Klimalar veya ısı pompalarıyla ısınma tercih ediliyorsa mutlaka alacağınız cihazın, etki katsayısı olarak adlandırdığımız COP değerine bakmanız gerek. COP değeri, bize o cihazın 1 birim enerjiyle kaç birim ısı değeri ürettiğini ifade eder. A sınıfı klimalarda, COP değeri 3,60 ve üzeridir. Yani klimanız daha az elektrik harcayacak ve daha çok ısıtma sağlayacak demektir. A sınıfı klimalarla kıyaslayınca, elektrikli ısıtıcıların aynı miktardaki ısı enerjisini elde etmek için yaklaşık 3 kat daha fazla elektrik enerjisine ihtiyaç duyacakları ortada. Klima ilk başta pahalı gibi görünebilir, ancak ödeyeceğiniz faturayı düşündüğünüzde uzun sürede elektrikli ısıtıcıya göre hem kendini amorti edecektir hem de elektriğinin büyük bir kısmını ithal kaynaklarla üreten ülkemizde, enerji verimliliği için önemlidir” diye konuştu.



Isı tasarrufu için bazı öneriler


- Binanın mantolanması ve duvarların yalıtımı yapılmalı, çatı uygun şekilde yalıtılmalı.


- Antre, koridor, merdiven holü, bodrum ve kullanılmayan odalardaki radyatörler iptal edilmeli, oda termostatı kullanılmalı ya da her radyatöre termostatik vana monte edilerek uygun sıcaklıkta ayarlanmalı.


- Odalarda masa, sandalye ve yatakları dış duvarlardan uzak tutmalı.


- Güney cephesi pencerelerden gündüzleri güneş girmesini sağlamalı.


- Gece, gündüz ısınan evleri yüzde 50-55 oranında nemlendirmeli. Çünkü nemli hava, sıcaklığı daha iyi tuttuğundan buharlaşma azalacak; vücut daha az ısı kaybedecektir.


-Pencereler çift camlı olmalı ve yalıtım yapılmalı. Pencere ve kapıların hava sızdırmazlığı kontrol edilmeli.


- Radyatörlerden taşınım ve ışınım yoluyla çıkan ısı radyatörün arkasındaki duvarı ısıtır. Dışarı olan ısı kaybını önlemek için alüminyum folyo kaplı ısı yalıtım levhaları yerleştirilmeli.


- Isıtılmayan bölgelerden geçen sıcak su boruları yalıtılmalı.


- Kombi, klima, kalorifer, ısı merkezlerinin yıllık bakımları mutlaka yaptırılmalı.


- Kat kaloriferinde ve merkezi kazanlarda cihazın yalıtımı iyi olmalı, malzemelerin seçimi, mühendislik büroları ve yetkili servis-teknik uzmanlar tarafından yapılmalı.



Isınma faturalarında tasarruf ettiren öneriler

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Meslek liseliler unutulmaya yüz tutmuş mesleği öğreniyor Karabük’te meslek lisesi öğrencileri ahşap kaşık oymacılığı kursu ile hem unutulmaya yüz tutmuş mesleği öğreniyorlar hem de el becerilerini geliştiriyor. Karabük Endüstri Meslek Lisesi Mobilya ve İç Mekan Tasarımı Bolümü öğrencilerine yönelik Halk Eğitim Merkezi tarafından "Ahşap Kaşık Oymacılığı" kursu açıldı. Malzeme desteğinin İl Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü’nce yapıldığı kursta öğrenciler hem unutulmaya yüz tutmuş mesleğin püf noktalarını öğreniyor hem de el becerilerini geliştiriyor. Bölüm Şefi Yakup Taşdöğen’in öncülüğünde verilen kursta öğrencilerin yaptıkları değişik motifli kaşıklar yoğun ilgi görüyor. İl Emniyet Müdürü Mehmet Ali Hasan Köse’de kurstaki öğrencileri ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgi aldı. ’Ahşap Kaşık Oymacılığı’ kursunun Halk Eğitim Merkezi ve İl Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polislik Şube ekiplerinin destekleriyle yaklaşık 1.5 ay önce başladığını belirten Taşdöğen, "Gençlerimize unutulmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarından kaşık oymacılığı kursunu açmayı uygun gördük. Gençlerimiz dışarıda boş gezmekten ise ellerinde bir sanat olsun diye bu kurs açtık. Bayağı yol katettik öğrencilerimizle. Değişik örnekler çıkartmaya başladılar ve artık kendileri de başarılı şekilde devam ediyorlar" dedi. Kaşık saplarını yaparken geyik kafası ve boynuzu ile yaprak gibi değişik motifler uyguladıklarını ifade eden Taşdöğen, "Yalnız kaşığın sapına uygulayacak motifte bir sınırlama yok. O anki içlerinden hangi figür, hangi duygu geçiyorsa onu kaşığın sapına dökmek mümkün" diye konuştu. Taşdöğen, kursta 16 öğrencinin bulunduğunu aktararak hafta içi ve hafta sonu 2 gün kurs verildiği için öğrenci sayısında değişiklik olabildiğini söyledi. Kursta başarı ile kaşık oymacılığını yapan öğrencilere ürünü hediye ettiklerini anlatan Taşdöğen, bunun da motivasyon sağladığını kaydetti. Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü personeli Serkan Yıldırım, Endüstri Meslek Liselerinin ülke açısından çok önemli olduğunu dile getirerek şunları söyledi: Aynı zamanda gençlerimiz hedef kitlemizdir. Gençlerimize Yakup hocamızın önderliğinde malzeme temini yaptık. Emniyet Müdürlüğü olarak da her zaman arkalarındayız. Halihazırda Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü olarak Narkotik Suçlarla Mücadele, Siber Suçlarla Mücadele ve Trafik Şube Müdürlüğüyle birlikte koordineli bir şekilde bütün liselerimizle işbirliği içerisindeyiz. Gençlerimizle vatandaş polis ilişkilerini güçlendirip dış ortamdaki kötü alışkanlıklardan soyutlayıp iç ortamda huzura ve refaha kavuşturmayı hedefliyoruz." Mobilya ve İç Mekan Tasarımı Bölümü 10. Sınıf öğrencisi Muhammet İncebacak, kursta ilk başta zorlandıklarını, öğretmenlerinin destekleriyle zamanla pratiklik kazandıklarını ifade etti. Kurs için öğretmenlerine teşekkür eden İncebacak, bir kaşık yapımı için 2 saat uğraştıklarını belirtti.
Eskişehir 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü etkinliklerle kutlandı Eskişehir Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında yapılan etkinliklerle kutlandı. 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında, Eskişehir’deki bir AVM’de İl Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ve Çocuk Hakları İl Komitesi iş birliğiyle stant açılışı gerçekleştirildi. Açılışa, İl Müdürü Orhan Bayrak, İl Müdür Yardımcısı Bahadır Sarı ve çocuk kuruluşların idareciler katılım sağladı. Etkinlikte çocuk hakları, Çocuk Hakları Sözleşmesi ve çocuk haklarının önemi hakkında bilgilendirmeler yapıldı. Çocuk hakları konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlenen sergide, çocukların kendilerini ifade edebileceği çeşitli çalışmalar sergilendi. Ayrıca, çocuklara yönelik akıl oyunları, yüz boyama, resim yapma, el baskısı gibi atölye çalışmaları ve oyun alanları oluşturuldu. Çocuklar hem eğlenirken hem de haklarını öğrenerek anlamlı bir gün geçirdi. İl Müdürü Orhan Bayrak yaptığı konuşmada, “Çocukların haklarını bilmesi, bu hakların korunması ve geliştirilmesi bizim için büyük önem taşıyor. Bugün burada, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızla bir arada olmak, onların neşesine ortak olmak bizleri çok mutlu etti” dedi. Etkinliklere aileler de yoğun ilgi gösterdi. Hem çocukların hem de yetişkinlerin beğenisini kazanan organizasyon, çocuk haklarına yönelik bilinçlendirme çalışmalarını başarıyla gerçekleştirdi.
Ankara ABB Çocuk Meclisi 29. Dönem üyelerinden basın açıklaması Ankara Büyükşehir Belediyesi Çocuk Meclisi 29. Dönem üyeleri, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla basın açıklaması yaptı. Çocuklar basın açıklamasında ve hazırladıkları pankartlarla çocuk hakları ihlallerine dikkat çekti. 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla Ankara Büyükşehir Belediyesi Çocuk Meclisi 29. Dönem üyeleri gerçekleştirdikleri basın açıklamasında çocuk hakları ihlallerine dikkat çekti. Çocuk Meclisi binası önünde yapılan basın açıklamasının ardından vatandaşlara 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü ile ilgili soru sorarak farkındalık çalışması gerçekleştirdi. Programa Çocuk Kulüpleri üyeleri de katılarak mini koro gösterisi sergiledi. “Çocuğuz ve haklarımız var demek için buradayız” Çocuk Meclisi 29. Dönem Başkanı Miray Eroğlu yaptığı açıklamada, “Bugün 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. Bizler Ankara Büyükşehir Belediyesi Çocuk Meclisi üyeleri olarak, çocuk haklarını hatırlamak, hala bilinmeyen ve göz ardı edilen konuları hatırlatmak için buradayız. ‘Çocuğuz ve haklarımız var’ demek için buradayız” diye konuştu. Çocuk Meclisi 29. Dönem Üyesi Feyza Reyyan Coşkun ise, “18 yaşından küçük her birey çocuktur ve çocuk olmasından kaynaklanan hakları vardır. Çocuk hakları, insan haklarıdır. İnsan hakları gibi çocuk hakları da doğduğumuz andan itibaren sahip olduğumuz yasal, evrensel haklardır” ifadelerini kullandı.
Ankara TÜRMOB Genel Başkanı Kartaloğlu: "Deprem bölgesi için mücbir sebep hali uzatılmalı" Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel Başkanı Emre Kartaloğlu, deprem bölgesi için 30 Kasım’da sona erecek olan mücbir sebep halinin uzatılması genektiğini söyledi. TÜRMOB Genel Başkanı Emre Kartaloğlu, deprem bölgesi için ilan edilen mücbir sebep halinin 30 Kasım’da sona erecek olmasının bölge halkı ve meslek mensupları üzerinde ciddi olumsuz etkiler oluşturacağını belirterek, hayatın hala normale dönmediği bölgede mücbir sebep halinin uzatılmasının zorunlu olduğunu ifade etti. Kartaloğlu, “Tüm ülkemizi yasa boğan 6 Şubat depreminin üzerinden neredeyse iki yıl geçti. İki yıl geçmesine rağmen bölge ekonomik, sosyal ve altyapı anlamında hala normale dönemedi. Bölge ziyaretlerimizde mali müşavirlerin hala konteyner ofislerde ve son derece zorlu koşullarda çalıştıklarına tanık oluyoruz. Altyapı sorunları nedeniyle bilgiye erişim ya sağlanamamakta ya da büyük zorluklarla mümkün olmaktadır. 30 Kasım’da sona erecek olan mücbir sebebin uzatılmaması durumunda bölgede ciddi ekonomik sorunlar ortaya çıkabilir” dedi. 2011 yılında Van’da meydana gelen deprem sonrası 5 yıl boyunca mücbir sebep ilan edildiğini belirten Kartaloğlu, “Benzer bir uygulama burada da hayata geçirilmelidir. Bu tür destekler yalnızca 3-5 aylık kısa sürelerle tekrarlanmak yerine daha uzun vadeli, bölgenin gerçek ihtiyaçlarını karşılayan bir şekilde planlanmalıdır” ifadelerini kullandı. “Deprem bölgesinde hayatın normale dönmesi için tüm ilgili tarafları sorumluluk almaya davet ediyoruz” Deprem bölgesi için yalnızca mücbir sebep halinin uzatılmasının da yeterli olmayacağını belirten Kartaloğlu, “Bölgede kalıcı ve etkili desteklere ihtiyaç duyulmaktadır. Bölgeyi tekrar ayağa kaldırmak için altyapı yatırımlarından ekonomik desteklere kadar geniş çaplı ve kalıcı çözümlere ihtiyaç var. Aksi halde bölgede toparlanma süreci daha da uzayacaktır. Bizler, TÜRMOB olarak deprem bölgesinde hem meslektaşlarımızın hem de vatandaşlarımızın karşılaştığı zorlukların takipçisiyiz. TÜRMOB olarak hazırladığımız ‘Deprem Yaralarının Sarılmasına Yönelik Mali ve Sosyal Güvenlik Tedbir Önerilerimiz’ raporunu ilgili kuruluşlar ve kamuoyu ile paylaşmıştık. Deprem bölgesinde hayatın normale dönmesi ve yaraların daha hızlı sarılması için tüm ilgili tarafları sorumluluk almaya davet ediyoruz” dedi.