GÜNDEM - 24 Eylül 2024 Salı 15:30

İnciraltı’nda kaçak iskele ve ahşap yapılar yıkıldı

A
A
A
İnciraltı’nda kaçak iskele ve ahşap yapılar yıkıldı

İzmir Büyükşehir Belediyesi zabıta ekipleri, Balçova İnciraltı sahilinde, deniz içinde ve kenarında izinsiz oluşturulan iskeleler, baraka ve kulübelerin yıkımına başladı. Ticari amaçla kullanılan ve çevre kirliliğinin yanı sıra gıda güvenliği konusunda da şikayetlere neden olan 15 kaçak yapı, ekiplerin müdahalesiyle sökülüyor.


İzmir Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanlığı, Balçova İnciraltı sahilinde uyarı ve ihtarlara rağmen kaldırılmayan, deniz içinde izinsiz oluşturulan iskele, ticari amaçlı baraka, kulübe ve benzeri yapılar için harekete geçti. 3621 Sayılı Kıyı Kanunu ile 775 Sayılı Gecekondu Kanunu’na muhalefetten işlem yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi, yıkım kararı aldı. Bazıları deniz içine, bazıları ise yüzer vasfını yitiren tekneler üzerine konulan yapıların, Büyükşehir ekipleri tarafından kaldırılmasına yönelik çalışmalar başladı.



Sahilde görüntü kirliliğine geçit yok


İzmir Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanlığı Çevre ve İmar Zabıtası Şube Müdürü Fuat Dönmez, çevre ve görüntü kirliliği oluşturan, aynı zamanda gıda satışı yapıldığı için hijyen sorununa da sebep olan ahşap baraka, iskele, kulübe gibi izinsiz yapıları kaldırma konusunda kararlı olduklarını dile getirdi. Dönmez; “Hemşehri İletişim Merkezi (HİM) ile CİMER’e de halkımızdan bu yönde şikayetler geliyordu. Gerekli incelemeleri yaptıktan sonra bu izinsiz yapıların kaldırılması için duyuruları yaptık. Kaldırılması için belirli bir süre verdik. Bu sürenin sonunda da kaldırılmayan izinsiz yapıları kaldırıyoruz. Yarın çalışmalarımız tamamlanacak ve alanı temizleyeceğiz” dedi.


İzmir Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin de destek verdiği çalışmada, kepçeler yapıları yıkarak denizden çıkardı. Toplanan atıklar belediye tarafından imha edilecek.



İnciraltı’nda kaçak iskele ve ahşap yapılar yıkıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İBB, KİPTAŞ ve Kartal Belediyesi arasında ‘kentsel dönüşüm’ protokolü imzalandı Kartal’ın kentsel dönüşüm süreçlerini işbirliği içerisinde yönetmek amacıyla, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, KİPTAŞ ve Kartal Belediyesi arasında protokol imza töreni düzenlendi. Törende konuşan Başkan Gökhan Yüksel, “Kartal’da kentsel dönüşüm sürecini tek elden yürütebilmek, hem büyükşehirimizin hem KİPTAŞ’ın sürece daha etkin şekilde dahil olabilmesinin şartlarını bugün imza altına almış oluyoruz” dedi. Kartal’ın geleceğini sağlamlaştırmak, kentsel dönüşüm süreçlerini ortak akıl yaklaşımı ve işbirliği içerisinde yönetmek düşüncesiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi, KİPTAŞ ve Kartal Belediyesi arasında protokol imza töreni düzenlendi. Kartal Bilim, Mühendislik ve Teknoloji Merkezi Makina Hangar’da düzenlenen törene Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün, belediye birim görevlileri ve Kartal’ın mahalle muhtarları katıldı. KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, “Bu işbirliklerini çok önemsiyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesindeki bürokratlar ve iştiraki şirketleri, Kartal Belediyemiz gibi birçok ilçe belediyemiz bu mücadelenin içinde. Bugün atacağımız imzanın diğer kurumlara ve belediyelere de örnek olmasını diliyoruz. Amacımız, İstanbul Yenileniyor süreçlerinden vatandaşlarımızın daha rahat ve şeffaf şekilde faydalanmasını sağlamak, evrak yükünü hafifletmek, İstanbul Büyükşehir Belediyemizin sağladığı maddi destek programlarından maksimum şekilde faydalanmalarını sağlamak. Amacımız aslında süreci hızlandırmak ve güç birliği yapmak. Tek sesli olmadığımız sürece İstanbul’u muhtemel bir Marmara depreminden önce daha dayanıklı hale getiremeyeceğimize inanıyoruz. O yüzden bu tür çalışmalar, imzalar bizim için önemli” dedi. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün, “İstanbul’un en önemli konusu olan, depreme dayanıklı bir İstanbul’u inşa etme sürecinde bu işbirliğinin, dayanışmanın son derece önemli ve gerekli olduğunu biliyoruz. İstanbul’un 39 ilçesinde de en önemli konu kentsel dönüşüm. Ama kentsel dönüşümde özellikle bugün yaşadığımız ekonomik kriz şartlarında dönüşüm gerçekleştirmek çok zorlaşmış durumda. Biz o yüzden bütün iştiraklerimiz, İstanbul Büyükşehir Belediyemiz ve ilçe belediyelerimizle ve vatandaşlarımızla işbirliği halinde bu yola baş koymuş durumdayız. Bugün yaptığımız protokol de bunun önemli bir adımı” diye konuştu. Başkan Gökhan Yüksel, “Ülkemizin birinci gündemi dirençli kentler. Birçok depremin sebep olduğu acılarla yoğurulmuş süreci hep birlikte yaşadık. Dolayısıyla Kartal’da kentsel dönüşüm sürecini tek elden yürütebilmek, hem büyükşehirimizin hem KİPTAŞ’ın sürece daha etkin şekilde dahil olabilmesinin şartlarını bugün imza altına almış oluyoruz. Geçtiğimiz yıllarda da biz çok aktif şekilde işbirliği yaptık. Kartalımızda özellikle E-5 üstü mahallelerimizde önceden başlamış sorunlarını çözümünü şu anda arkadaşlarımız masaya yatırmış durumda. Bürokrasi çözüldükten sonra, uygulama devreye giriyor. Dolayısıyla bu bir takım işi. Hem belediye şirketimiz KARYAPSAN, hem KİPTAŞ bir uyum içerisinde Kartal’da yakın gelecekte dönüşümdeki hızı artıracaktır. Yeni protokollerimiz de olacak” dedi. Yapılan kürsü konuşmalarının ardından Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün arasında protokol imzalandı.
Adana Tüp bebek yöntemiyle doğan çocuklarına doktorun adını verdiler Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tüp bebek tedavisiyle dünyaya gelen çocuklarına aile, tedaviyi yapan doktorun ismini verdi. Adana’da 3 yıldır evli olan Büşra ve Şehmus Kavak çifti, çocukları olmayınca Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tüp bebek tedavisi için Doğum Uzmanı Doç. Dr. Sefa Arlıer’e başvuruda bulundu. Anne Büşra Kavak, ilk tedavi sürecinde gebe kaldı. 9 ayın ardından anne Kavak, 3 kilo 450 gram ağırlığında erkek bebek dünyaya getirdi. Çift, çocuklarına doktorlarının ismi olan Sefa adını verdi. "Zorlu süreçti ama sonuna değdi" Evlat sahibi olduğu için çok mutlu olduğunu söyleyen Büşra Kavak, "Bayağı bir tedavi süreci oldu. En sonunda, Sefa hocamız sağ olsun bize yardımcı oldu. İlk tüp bebek denememiz başarılı oldu. Çok değişik mutlu bir duygu içerisinde, tarifi yok. Oğlumuza doktorumuzun ismini severek verdik. Zorlu bir süreçti ama sonuna değdi, Sefa’mız geldi" dedi. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Sefa Arlıer de merkeze bugüne kadar bin 500’ün üzerinde tüp bebek başvurusu yapıldığını ve 150 civarında tüp bebek tedavisi gerçekleştirildiğini söyledi. Arlıer, "Hastalar geldiği zaman hepsini bireysel olarak değerlendiriyoruz. Çünkü tüp bebek tedavisindeki aşamalardan en önemlisi, hastanın bireysel olarak tedavisini planlamak. Daha sonra bazı tetkik tedaviler yapıyoruz. Bu tedaviler erkeğe ve kadına yönelik oluyor. Öncelikle bir ameliyat gerekiyorsa, rahimle ilgili bir sıkıntı var ise onları düzeltiyoruz. Yumurta ve spermin önemli olduğu gibi, bebeğin yerleşeceği rahim de önemlidir. Rahmin hazırlanması gerekiyor. Daha sonra hastaların yaşına göre, yumurtalık rezervine göre ileri teknoloji ultrasonla ve kan tetkikleriyle değerlendirerek bir doz belirliyoruz. Bu dozu hastaya bireysel olarak uyguluyoruz. Hastayı tedavi esnasında dört, beş kez yumurtalık takibine çağırıyoruz. Yumurtalıklar belirli bir olgunluğa eriştikten sonra, onu çatlatıyoruz ve daha dökülmeden toplayarak laboratuvara gönderiyoruz. Laboratuvarda erkeğin spermiyle en kaliteli sperm seçilip orada birleştiriliyor. Tüp içerisinde üç dört gün rahmi taklit eden bir ortamda büyütüldükten sonra gelişen embriyolar rahim içerisine transfer ediliyor. Ve mutlu son için 12 gün sonra gebelik testini bekliyoruz" dedi. Son olarak Arlıer, "30 yıllık hekimim ve herhalde 500’e yakın hasta ismimi verdi. Bu da hastayla olan ilgimizden, sevgimizden ve yaptığımız tedavinin ne kadar güzel olduğunu gösteriyor. Herkes için gurur kaynağı; beni de çok mutlu etti. Hastalar güvenmese, sevmeseler doktorun ismini vermez. Bu, zaten Anadolu’da bizim kültürümüzde oldukça yaygın; hem hekime hem tedavideki kişilere verilen değeri de gösteriyor" diye konuştu.
Adana Tüp bebek yönetimiyle dünyaya gelen çocuklarına, doktorun adını verdiler Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tüp bebek tedavisiyle dünyaya gelen çocuklarına aile tedaviyi yapan doktorun ismini verdi. Adana’da 3 yıldır evli olan Büşra ve Şehmus Kavak çifti, çocukları olmayınca Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tüp bebek tedavisin Doğum Uzmanı Doç. Dr. Sefa Arlıer’e tedavi olmak için başvuruda bulundu. Anne Büşra Kavak, ilk tedavi sürecinde gebe kaldı. 9 ayın ardından anne Kavak, 3 kilo 450 gram ağırlığında erkek bebek dünyaya getirdi. Çift çocuklarına doktorlarının ismi olan Sefa adını verdi. “Zorlu süreçti ama sonuna değdi” Evlat sahibi olduğu için çok mutlu olduğunu söyleyen anne Büşra Kavak, “Bayağı bir tedavi süreci oldu. En sonunda, Sefa hocamı sağ olsun bize yardımcı oldu. İlk tüp bebe denememiz başarılı oldu. Çok değişik mutlu bir duygu içerisinde, tarifi yok. Oğlumuza doktorumuzun ismini severek verdik. Zorlu bir süreçti ama sonuna değdi, Sefamız geldi” dedi. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Sefa Arlıer de merkeze bugüne kadar 1500’ün üzerinde tüp bebek başvurusu yapıldığını ve 150 civarında tüp bebek tedavisi gerçekleştirildiğini söyledi. Arlıer, ”Hastalar geldiği zaman hepsini bireysel olarak değerlendiriyoruz. Çünkü tüp bebek tedavisindeki aşamalardan en önemlisi, hastanın bireysel olarak tedavisini planlamak. Daha sonra bazı tetkik tedaviler yapıyoruz. Bu tedaviler erkeğe ve kadına yönelik oluyor. Öncelikle bir ameliyat gerekiyorsa, rahimle ilgili bir sıkıntı var ise onları düzeltiyoruz. Yumurta ve spermin önemli olduğu gibi, bebeğin yerleşeceği rahim de önemlidir. Rahmin hazırlanması gerekiyor. Daha sonra hastaların yaşına göre, yumurtalık rezervine göre ileri teknoloji ultrasonla ve kan tetkikleriyle değerlendirerek bir doz belirliyoruz. Bu dozu hastaya bireysel olarak uyguluyoruz. Hastayı tedavi esnasında dört, beş kez yumurtalık takibine çağırıyoruz. Yumurtalıklar belirli bir olgunluğa eriştikten sonra, onu çatlatıyoruz ve daha dökülmeden toplayarak laboratuvara gönderiyoruz. Laboratuvarda erkeğin spermiyle en kaliteli sperm seçilip orada birleştiriliyor. Tüp içerisinde üç dört gün rahmi taklit eden bir ortamda büyütüldükten sonra gelişen embriyolar rahim içerisine transfer ediliyor. Ve mutlu son için 12 gün sonra gebelik testini bekliyoruz” dedi Son olarak Arlıer, "30 yıllık hekimim ve herhalde 500’e yakın hasta ismimi verdi. Bu da hastayla olan ilgimizden, sevgimizden ve yaptığımız tedavinin ne kadar güzel olduğunu gösteriyor. Herkes için gurur kaynağı; beni de çok mutlu etti. Hastalar güvenmese, sevmeseler doktorun ismini vermez. Bu, zaten Anadolu’da bizim kültürümüzde oldukça yaygın; hem hekime hem tedavideki kişilere verilen değeri de gösteriyor" diye konuştu.