GÜNDEM - 05 Kasım 2024 Salı 14:38

Bergama’da yeni sezon zeytin hasadı başladı

A
A
A
Bergama’da yeni sezon zeytin hasadı başladı

Bergama ilçesinde zeytin ve zeytin yağı sezonun açılışında konuşan İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, "Sektör bir rekora hazırlanıyor. Rekolte tahmin çalışması sonucuna göre 750 bin ton sofralık zeytin, 475 bin ton zeytinyağı üretimi bekliyoruz" dedi.


İTB ve Bergama Ticaret Odası (BERTO) iş birliğinde, Bergama Belediyesi desteğiyle yeni sezon zeytin ve zeytin yağı sezon açılışı töreni yapıldı. Tören öncesi zeytin hasadı yapılarak sezon açılışı gerçekleştirildi.


Törene, Bergama Kaymakamı Avni Oral, Bergama Belediye Başkan Yardımcısı Emel Ürper, İzmir İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Şahin, İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, BERTO Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Kolat’ın yanı sıra zeytin ve zeytinyağı sektör temsilcileri katıldı.



“Zeytin, bu topraklarda hep bolluğun bereketin simgesi olmuştur.”


İTB Başkanı Işınsu Kestelli yaptığı konuşmada, “Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da sezon açılışımızı dünyanın en bereketli topraklarında, Bakırçay Havzamızda gerçekleştiriyoruz. Zeytin, bu topraklarda hep bolluğun ve bereketin simgesi olmuştur. Varlığıyla hayatımıza zenginlik katmıştır. Verdiği huzurla, gölgesinde yaşayan herkese barışın yüceliğini anlatmıştır. Kalıcı olmanın önemini hatırlatmıştır. Zeytin çürüyüp ölse bile sürgün verilerek yeniden dirilen bir ağaçtır. Hayat ağacıdır. Mitolojide de ölümsüzlüğün simgesi olarak yer alır. Medeniyetlerin besleyici kaynağı, sağlığın da anahtarıdır.” dedi.


"Geçtiğimiz yıl ortalama bir sezon yaşasak da 2022 yılında tarihin en yüksek üretim seviyelerine ulaşmıştık. Bu sezon ise sektör, yeni bir rekora hazırlanıyor." diyen Kestelli, şöyle devam etti: "Geçtiğimiz günlerde açıklanan rekolte tahmin çalışması sonucuna göre 750 bin ton sofralık zeytin, 475 bin ton zeytinyağı üretimi bekliyoruz. Üretimdeki artışa paralel olarak ihracatta da rekor bir rakama ulaşabiliriz. Ancak, önceliğimizin rakamsal büyüklüklere ulaşmaktan ziyade verimliliğimizi ve kalite standartlarımızı yükseltmek, markalaşma çalışmalarına ağırlık vermek ve sürdürülebilir zeytin uygulamalarını benimsemek olması gerektiğine inanıyorum" diye konuştu.



“Coğrafi işaret müraacatı yaptık; bölgemiz için istekli ve hevesliyiz”


BERTO Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Kolat, yeni sezonunun hayırlı uğurlu olması dileğinde bulunarak şöyle devam etti: "Zeytinle ilgili ilk serüvenimiz 2023 yılının nisan ayında, odamızda düzenlenen ilk toplantıyla başladı. Bu durumla ilgili bir hayalim vardı; özellikle dışarıdan gelen insanların alabilmesi amacıyla ilçemizde ve çevre ilçelerde zeytin dükkanlarının olmasıydı. Bu hayalim elbette devam ediyor. Bunun çalışmalarını hep birlikte yapıyoruz. Bu etkinlik belki işin görünen kısmı ancak odamızda bu konuyla ilgili ciddi çalışmalar yapıyoruz. Mesela coğrafi işaret müracaatı yaptık. İnşallah coğrafi işareti aldıktan sonra diğer bölgelerimizde olduğu gibi AB coğrafi işaretleri de alırız. Bu konuda heyecanlı ve istekliyiz, hevesliyiz. Bununla birlikte bölgemizin tanıtımına da katkıda bulunmak istiyoruz."



"En önemli yağlık zeytin üretim merkezlerinden birisiyiz"


İzmir İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Şahin, Bergama’nın Türkiye’deki en önemli yağlık zeytin üretim merkezlerinden birisi olduğunu belirterek, "Önümüzdeki süreç içerisinde bakanlığımızın uygulamış olduğu yeni tarım politikaları çerçevesinde üretimin planlı olması, suyun merkezi olarak tarımın oluşturulması konusunda da yine her zaman olduğu gibi hem sivil toplum örgütlerinin hem üreticilerin yanında olmaya devam edeceğiz. Çok önemli üç tane havzanın üzerinde bulunan bir şehirdeyiz. Kadim bir bitkiye sahibiz. Zeytin, yüksek ve eğimli alanlarda yaşamayı seviyor. O yüzden taban arazilerde zeytini çok da fazla kullanmamamız gerektiğini düşünüyorum. Suyun merkezi olarak üretimin ne kadar önemli olduğunu içinde bulunduğumuz kasım ayında da almadığımız yağışlarla daha da iyi anlıyoruz. Suya göre ihtiyaçlarımızı belirleyip ihtiyaçlarımıza göre de önümüzdeki süre içerisinde planlarımızı yapacağız" dedi.



66 bin dekarlık alanda zeytin hasadı


Bergama Kaymakamı Avni Oral, ilçede kayıtlı 66 bin dekarlık alanda zeytin hasadı yapıldığını açıklayarak, bu alanda yaklaşık 2,5 milyon zeytin ağacı bulunduğunu kaydetti. Oral, "Kınık, Bergama’yı, Aliağa’yı değerlendirdiğimiz zaman aslında ne kadar büyük bir potansiyele sahip olduğumuzu da görebiliyoruz. Ancak zeytinin katma değeri yüksek bir ürün olarak pazarlanmasına yönelik de ilçemizde eksikliklerin mevcut olduğunu değerlendiriyoruz. Yeterli tesiste ve örgütlenmede olmadığınızı rahatlıkla söyleyebiliriz. Zeytin tarımında kooperatifleşme ve şirketleşme çok önemli bir yer almaktadır. Bölgemizde bu alanda faaliyette bulunan kurumsal yapılar yeterli değildir. Bu yönde kurulacak kooperatifler, işletmelerin varlığı bölge ve Bergama zeytininin ve zeytinyağının bir marka olarak ortaya çıkmasına, ambalajlı ürüne dönüştürülmesine ve üretimde bulunan çiftçilerimize katkı sağlaması açısından oldukça önemlidir" dedi.


Tören sonunda, zeytinyağı tadımı yapıldı. Kaliteli zeytinyağı ile kusurlu zeytinyağı arasındaki farklar gözlemlendi.



Bergama’da yeni sezon zeytin hasadı başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sultangazili çocuklara uygulamalı deprem ve güvenli trafik eğitimi Sultangazi Belediyesi, çocuklara küçük yaşta trafik ve deprem bilinci kazandırmaya devam ediyor. İlçedeki okullardaki 4, 5 ve 6. sınıf öğrencileri "Deprem Eğitim Parkı”nda düzenlenen simülasyon destekli eğitimlerle doğal afetler hakkında bilinçlendirilirken, "Uygulamalı Trafik Eğitim Parkı”nda trafik kurallarını öğreniyor. Türkiye’nin deprem kuşağında yer alması deprem konusundaki farkındalığın daha da artmasını gerektiriyor. Bu bilinçle hareket eden Sultangazi Belediyesi, ilçedeki Deprem Eğitim Parkı’nda 4, 5 ve 6. sınıf öğrencilerine uygulamalı eğitimlerle deprem anında neler yapılması gerektiğini anlatıyor. Doğal afetler hakkında bilinçlendirmenin yanı sıra özellikle büyükşehirlerde hayati önem taşıyan trafik kavramı ve trafik kuralları, çocuklara eğlenceli bir eğitimle aşılanıyor. Uygulamalı Trafik Eğitim Parkı’nda trafik polisleri, çocukları araçlara bindirerek trafik kurallarını öğretiyor. Simülasyonlu deprem eğitimi İlçedeki okullarda okuyan öğrencilere 50 Yıl Mahallesi’nde yapılan "Şehit Özay Gezgin Deprem Eğitim Parkı"nda çocuklara muhtemel doğal afet ve deprem konusunda çeşitli eğitimler veriliyor. Park içerisinde yer alan özel simülatörle öğrencilerin muhtemel bir deprem halinde ne yapmaları gerektiği konusunda bilgiler aktarılıyor. Eğitmenlerin verdiği bilgilerin ardından 7.4 büyüklüğündeki bir depreme göre ayarlanan simülatörde, sınıfta veya evde depreme yakalananların, yapması gerekenler uygulamalı olarak gösteriliyor. Uygulamalı trafik eğitim parkı Habibler Mahallesi’nde yer alan Uygulamalı Trafik Eğitim Parkı’nda ise çocuklara trafik kuralları, trafik polisleri tarafından öğretiliyor. Eğitim parkında yatay-düşey trafik işaretleri, sinyalizasyon sistemleri, bisiklet yolları, yaya geçitleri, hemzemin geçit, yaya kaldırımları, eğitim pisti, üst geçit ile eğitim laboratuvarı bulunuyor. Çocuklara akülü araçlar eşliğinde teorik ve uygulamalı trafikle ilgili bilgiler veriliyor. 1 yılda 45 bin öğrenci Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun, “Sultangazi Belediyesi olarak şehrimizdeki Uygulamalı Deprem Parkı’nda afet anında neler yapılması gerek onları gösteriyoruz. Trafik Eğitim parkımızda ise çocuklarımızın trafik bilinci oluşturmalarına katkıda bulunuyoruz. Ağaç yaşken eğilir. Maalesef ülkemiz deprem kuşağında. Bu yüzden çocuklarımızı ne kadar çok bilinçlendirirsek o kadar iyi. 1 yılda Deprem ve Trafik Parkımızda 45 bin çocuğumuza eğitim verdik. Bu sayıyı her geçen gün daha da artıyoruz“ diye konuştu.
Siirt Uzmanından kronik hastalara tavsiyeler Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ali Nar, özellikle yüksek tansiyon, diyabet ve kalp rahatsızlıklarına sahip bireylerin kontrollerini aksatmamaları gerektiğini söyledi. Bu hastalıkların ciddi sağlık problemlerine yol açabileceğini ve zamanında müdahale edilmezse hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebildiğini ifade eden Dr. Nar, hastaların, doktorlarının verdiği tedavi planına ve ilaç kullanımına harfiyen uymaları gerektiğini söyledi. Bu hastalıkların genellikle sinsi ilerlediğine ve geç fark edildiğinde tedavisinin zorlaştığına dikkat çeken Nar, "Özellikle yüksek tansiyon ’sessiz katil’ olarak biliniyor. Hastalarımız çoğu zaman tansiyon yüksekliğini hissetmeyebilir. Ancak bu durum, organ hasarına yol açmadan önce kontrol altına alınmalıdır" dedi. Bunun yanı sıra, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizin bu hastalıkların önlenmesi ve yönetilmesinde büyük rol oynadığını belirten Dr. Nar, "Tuz tüketimini azaltmak, düzenli egzersiz yapmak, sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek, bu hastalıkların kontrolünde oldukça etkilidir. Özellikle risk grubunda bulunan bireylerin dikkatli olmaları gerekiyor. Aile geçmişinde kalp hastalığı, diyabet ya da yüksek tansiyon bulunan kişilerin daha sıkı bir kontrol altında olması hayati önem taşıyor. Erken teşhis, birçok hayatı kurtarabilir. Hastanelerde sunulan sağlık hizmetleri bu tür kronik hastalıkların teşhis ve tedavisinde büyük bir öneme sahip. Hastalar, bu hizmetlerden yararlanarak sağlıklarını güvence altına alabilecekler" dedi.
Kayseri Kadavradan beklerken babası böbreğini verdi Kayseri’de doğuştan böbrek hastası olan ve 6 senedir diyalize girerek kadavradan nakil bekleyen 16 yaşındaki Tolgacan, babasının bağışladığı böbrek ile yeniden hayata tutundu. Kayseri’de 16 yaşındaki doğuştan böbrek hastası Tolgacan Yüksel, 6 senedir kadavradan nakil olabilmek için sıra bekliyordu. Babasının böbreğini bağışlayacağını söylemesi üzerine umutları yeşeren Tolgacan, hayallerine kavuştu. Yapılan tetkiklerde babası 50 yaşındaki Dursun Yüksel’in böbreği uyumlu çıkınca Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde nakil yapıldı. Babasının böbreği ile yeniden hayata tutunan Tolgacan, diyalizden önceki hayatına yeniden döndü. Yaşadığı süreci anlatan Tolgacan Yüksek; "6 senedir diyalize giriyorum. Nakil süreci zordu. Şimdi nakil oldum ve eskisi gibi hayatıma devam ediyorum. kadavradan nakil için bekledik ama çıkmadı. En son babam böbreğini verdi. Nakil için ameliyat oldum ve 2 ay bu süreç sürdü. Hiç beklemediğim anda oldu. Şimdi durumum iyi. İstediğim gibi gezebiliyorum, oynayabiliyorum. Diyaliz vücudu bitiriyor. Şimdi eskisi gibi iyiyim. Eski hayatıma devam ediyorum. Eğitimim de yarı da kalmıştı. Devam etmeyi düşünüyorum. İnsanlar da organ bağışlarlarsa iyi olur. O kadar kişi bekliyor. Hayatlarını kurtarabilirler. İnsanlar dua da kazanır" ifadelerini kullandı. Baba Dursun Yüksel de; "Tolgacan’ı 16 senedir hastaneye götürüp getiriyorduk. Nakil için sıraya yazılmıştık. 6 senedir diyalize giriyordu. Çıkmayınca ben böbreğimi verdim. Bu şekilde hayatımızı sürdürüyoruz. Çok güzel duygu. Böbreğimi verdim ama aynı hayatıma devam ediyorum. Herkesin de bağış yapmasını isterim" dedi. "Hayatının önemli bir kısmını sıkıntıyla geçirdi" Erciyes Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Pediatri Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sibel Yel de, “Tolgacan 1 yaşındayken kemik eğrilikleri ve kanında düşüklük gibi böbrek hastalığının belirtileri ile bize başvurmuştu. Çok erken yaşta böbrek yetmezliği geliştiği için hayatının önemli bir dönemini çeşitli sıkıntılar ile geçirdi. Son 6 yılda da çocuklarda kullandığımız karnına katater koyarak günlük karnına su verip alma şeklinde diyaliz yapıyorduk. Bunun da hastayı zorlayan tarafları var. Özellikle hastanın sosyal yönünü çok etkiliyor. Bu şekilde süreç geçirdikten sonra babasından böbrek nakli şansını yaşadık. Doku uyumu sağlandı ve çeşitli testlerden geçerek yakın zamanda nakil oldu. Ortak bir çalışma ve emekle Tolga’nın nakli gerçekleşti ve nakil sonrasında da çeşitli sıkıntılar açısından izlendi. Halen de takibimiz altında. Böbrek yetmezliğinde olan ve son döneme gelmiş olan hastaların tedavi şekilleri hemodiyaliz veya periton diyalizidir. Hiçbir diyaliz modalitesinin gerçek bir böbrek dokusunun yaptığı işi yaparak tam bir üre kreatinin temizliği sağlamayacağını da akıllarımızda bulundurmamız gerekir" şeklinde konuştu. "Organ bağışını vasiyet edin" Nakli gerçekleştiren uzmanlardan Erciyes Üniversitesi Genel Cerrahi Uzmanı ve Organ Nakil Cerrahı Doç. Dr. Tutkun Talih da, organ bağışını yaygınlaştırmak için bağışın vasiyet edilmesi gerektiğini söyleyerek; "Genel Cerrahi ve Bu durum Tolgacan için iyi bir şey. Babasının böbreği uydu ve taktık. Babası canından canını bağışladığı ama herkes Tolgacan gibi şanslı değil. Ülkemizde 30 bine yakın insan organ bekliyor. Ailelerinden birinin organı tutsun verir. O kişilerde beklemez ama olmayınca olmuyor. Bizim en büyük hedefimiz kadavralardan nakilleri artırmak. Birçok beyin ölümü oluyor ama bu hastaların birçoğu organ bağışında bulunmuyor. Bunu vasiyet etmemiz lazım. “Bir şey olursa organlarımı bağışlıyorum. Birileri benim organlarımla hayatını sürdürsünler. Onlar top oynarken, yürürken, işini yaparken onda beni görün” diye vasiyet edelim. Ben bunun denenmesi gerektiğine inanıyorum. Tolgacan’a da keşke babasından değil de kadavradan çıksaydı. Bu büyük bir emek. Çok büyük bir organizasyon" diye konuştu.