POLİTİKA - 03 Ocak 2025 Cuma 12:58

Adalet Bakanı Tunç: “Terörsüz Türkiye’nin şafağındayız”

A
A
A
Adalet Bakanı Tunç: “Terörsüz Türkiye’nin şafağındayız”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Millet olarak 2025 yılında birlik beraberliğimizi, dayanışmamızı daha da güçlendirerek birbirimize daha sıkı kenetleneceğiz. Türkiye yüzyılı huzurun yüzyılı olacaktır. Bu yüzyıl adaletin yüzyılı olacaktır. Bu yüzyıl terörsüz Türkiye’nin yüzyılı olacaktır" dedi.


PKK’lı teröristlerin 5 Ocak 2017’de İzmir Adliyesi’ne yönelik saldırısını tek başına engelleyen kahraman polis memuru Fethi Sekin ve mübaşir Musa Can, şehadetlerinin 8’nci yıl dönümünde İzmir Adliyesi’nde düzenlenen törenle anıldı. Hafta sonuna denk gelmesi sebebiyle iki gün öne çekilen anma programı, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından şehitleri anlatan şiir okunarak, İzmir Adliyesi çalışanlarınca hazırlanan ‘Sözümüz olsun unutmayacağız’ isimli barkovizyon sunumu yapıldı.



“Adlarını ve aziz hatırlarını hiçbir zaman unutmayacağız”


Törende konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Kahraman polis memurumuzu ve adalet teşkilatımızın kıymetli mensubunu bizden koparan bu menfur terör saldırısını gerçekleştirenleri bir kez daha nefretle telin ediyorum. Şehitlerimizin ailelerine, sevenlerine, emniyet ve yargı teşkilatımıza, aziz milletimize başsağlığı diliyorum. Şehitlerimiz, Rabbimiz katında çok yüksek bir mertebeye ulaştılar. Gönüllerimizde çok müstesna bir yer edindiler. Millet olarak onların emanetine sahip çıkmanın gayretinde olacağız. Onların adlarını ve aziz hatıralarını hiçbir zaman unutmayacağız” dedi.



“Yüzlerce masum can onun sayesinde kurtarıldı”


“Bundan 8 yıl önce hain teröristler, bomba yüklü araçla İzmir Adliyemizin C Blok girişine gelerek alçakça bir saldırı girişiminde bulundular” diyen Bakan Tunç, şunları söyledi:


“Adliyemizi, teşkilatımızın mensuplarını ve o esnada adliyede bulunan vatandaşlarımızı hedef alarak büyük bir katliam gerçekleştirmek niyetindeydiler. Bu alçak niyeti gerçekleştirmek üzere harekete geçtiklerinde karşılarında kahraman polisimiz Fethi Sekin’i buldular. Fethi Sekin, Trafik Denetleme Şubesine bağlı bir polisti ve adliye önünde görevliydi. Asli sorumluluğu terörle mücadele olmamasına rağmen teröristlerin niyetini anlar anlamaz hemen silahına sarıldı, kurşunu bitene kadar hainlerle kahramanca çarpıştı ve terörün adliyemizi teslim almasını canı pahasına önledi. Fethi Sekin, gösterdiği bu büyük kahramanlıkla İzmir Adliyemizde çok büyük bir facianın yaşanmasını önledi, belki yüzlerce masum can onun sayesinde kurtarıldı. O cesareti ve kararlılığıyla, vatanına ve mesleğine bağlılığıyla hepimizin sevgisini ve saygısını kazanmış, kalbimizde çok güzel bir yer edinmiştir. Elazığ’ın yiğit bir evladı olarak ülkesine, milletine hizmet etmek için giydiği polislik üniformasının hakkını layıkıyla vermiş, tüm Türkiye’nin gururu olmuştur. Bu gurur hem polis teşkilatımızın şanlı tarihine altın harflerle yazılmış hem de milletimizin teröre karşı gösterdiği destansı mücadelesine unutulmaz bir kahramanlık tablosu olarak eklenmiştir. Bu tablo ülkemizin İstanbul’dan Hakkari’ye, Elazığ’dan İzmir’e 81 vilayetiyle, bütün vatandaşlarıyla teröre karşı tek bilek olduğunun bütün dünyaya ilanıdır, bölünmez bütünlüğümüzün teminatıdır.”



“Türkiye’nin kahramanı olarak anacağız”


Bu ülkenin evlatlarının terör karşısında asla yılmayacağını, geri adım atmayacağını gösteren bu iftihar tablosunu her zaman kalplerinde yaşatacaklarını ifade eden Bakan Tunç, “Gelecek nesillere aktaracağız. Adliyede görevi başındayken hainlerin kurşunuyla şehit olan Musa Can ağabeyimizi, mübaşirimizi de asla unutmayacağız. Bizler bütün kahramanlarımıza, Mehmet Selim Kirazlara, Ömer Halis Demirlere, Fethi Sekinlere minnet ve şükran borçluyuz. Aziz şehitlerimizi her zaman terörsüz Türkiye’nin kahramanları olarak anacağız” diye konuştu.



“Terör olayları haklı bir hareket olarak görülemez”


Dünyanın neresinde olursa olsun, hangi sebeple vuku bulursa bulsun terörün bir insanlık suçu olduğuna dikkat çeken Bakan Tunç, terörün aynı zamanda yaşam hakkının alçakça gasp edilmesi olduğunu söyleyerek, “Masum bir cana kıymanın hiçbir meşru sebebi olamaz, terör olayları asla haklı bir hareket eylem olarak görülemez. Ülkemiz neredeyse yarım asırdır terörün her türlüsüyle mücadele etmektedir. Bu uzun süre zarfında ülkemiz birçok zorluk ve engelle karşılaşmış, nice bedeller ödemiş, şehitler vermiştir. Mehmet Selim Kiraz gibi cesur savcılarımızı, tek başına onlarca darbeciyi bozguna uğratan Ömer Halis Demir gibi kahraman askerlerimizi, Fethi Sekin gibi kahraman polislerimizi, Musa Can gibi kıymetli memurlarımızı, birçok sivil vatandaşımızı bu mücadelede kaybettik. Onları öldürdük, yok ettik sanan alçaklar çok iyi bilsin ki şehitlerimiz diridir. Onları asla öldü saymıyoruz. Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Aksine onlar diridirler. Biz bu kahramanlarımızın mücadelelerini kararlı ve cesur bir şekilde devam ettireceğiz” ifadelerini kullandı.



“Terör örgütler bitme, tükenme noktasına gelmiştir”


Ülkenin birlik ve beraberliğini, milletin huzurunu, refahını ve kardeşliğini hedef alan hain terör örgütleriyle mücadelelerin kararlılıkla sürdürüleceğini belirten Tunç, “İç cephemizi daha da kuvvetlendirerek Türkiye yüzyılında ülkemizi, milletimizi, çocuklarımızı, gençlerimizi terörün olmadığı huzurlu bir geleceğe hep birlikte taşıyacağız. Ülkemiz üzerinde hain emeller besleyenlerin heveslerini kursaklarında bırakacak adımları her zaman kararlılıkla attık ve bundan sonra da atmaya devam edeceğiz. Tarihi bir süreçten geçiyoruz. Devletimizin kararlı politikaları, cesur adımlarının yanında Suriye’nin özgürleşmesiyle birlikte küresel güçlerin bölgemizde kullanışlı birer maşa olarak kullandıkları terör örgütleri bitme, tükenme noktasına gelmiştir. İnşallah çok yakın zamanda bölgemizin, ülkemizin, milletimizin ve masumların yakasından düşecekler ve tamamen yok olacaklardır. Allah’ın izniyle terörsüz Türkiye’nin şafağındayız. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, ülkemizi terörün her türlüsünden arındırarak daha huzurlu bir geleceğe kavuşturmanın gayreti içerisinde durmadan çalışacağız. Millet olarak 2025 yılında birlik beraberliğimizi, dayanışmamızı daha da güçlendirerek birbirimize daha sıkı kenetleneceğiz. Türkiye yüzyılı huzurun yüzyılı olacaktır. Bu yüzyıl adaletin yüzyılı olacaktır. Bu yüzyıl terörsüz Türkiye’nin yüzyılı olacaktır” şeklinde konuştu.


İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan ve İzmir İl Emniyet Müdürü Celal Sel ise kahraman şehitlere Allah’tan rahmet diledi.


Törene Fethi Sekin’in eşi Rabia Sekin, Musa Can’ın eşi Mecbure Can ile ailesi, İzmir Valisi Süleyman Elban, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, İzmir İl Emniyet Müdürü Celal Sel, Ege Ordusu ve Garnizon Komutanı Orgeneral İrfan Özsert, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, AK Parti milletvekilleri, siyasi partilerin başkanları, ilçe belediye başkanları, askeri erkan, yargı camiasından önemli isimler ve adliye çalışanları katıldı. Yapılan duaların ardından Fethi Sekin’in şehit düştüğü yere karanfil bırakılmasıyla tören sona erdi.



Adalet Bakanı Tunç: “Terörsüz Türkiye’nin şafağındayız”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Altınbeşik Mağarası 2004 yılından bu yana en yüksek ziyaretçi rekorunu kırdı Türkiye’nin en büyük yeraltı gölü olan Altınbeşik Mağarası rekorlara doymuyor. Avrupa’nın en büyüğü olan mağara tüm yıllara göre rekor üzerine rekor kırıyor. 2004 yılından 130 bin ziyaretçi ağırlayan mağara, bu yıl 200 bin ziyaretçi ağırladı “Denizden 450 metre yükseklikte” Denizden 450 metre yükseklikte Turkuaz rengiyle büyüleyen, kuş sesleriyle huzur veren kayalık ve ormanlık alan içindeki Altınbeşik Mağarası, her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. İngiliz, Rus ve Polonyalı turistler tarafından yoğun rağbet görüyor. İnsanlar her yerden akın akın geliyor. İbradı ilçesine 7, Ürünlü Mahallesi’ne 4 kilometre uzaklıktaki 2 bin 500 metre uzunluğundaki mağara, içinde görülmeye değer doğa harikası bir yeri barındırıyor. “240 metre bot keyfi” Beyaz renkli kalın traverten oluşumlar, mağaranın görsel açıdan en güzel bölümlerinden birini oluşturuyor. İçindeki gölet oluşumlarıyla da dikkati çeken üç katlı mağaranın yaklaşık 240 metresi ziyaretçilere açık. Su derinliğinin bazı yerlerde 40 metreyi bulduğu mağaraya gelen turistler, etkileyici doğa oluşumunu, İbradı Belediyesinin profesyonel ekibinin önderliğinde botlarla görme imkanı yakalıyor. “Yıllardır mağaranın ismini duyuyordum” Antalya’dan Altınbeşik Mağarasını görmek için gelen Ersun Yılmaz, uzun yıllardır mağaranın ismini duyduğunu fakat, bu güne kadar ziyaret etme şansının olmadığını söyledi. Özellikle Antalya’dan Altınbeşik Mağarasını görmek için geldiklerini anlatan Yılmaz, “Uzun yıllardır mağaranın ismini duyuyordum. İnternetten takip ediyordum. Sürekli olarak mağarayı ziyarete gelen arkadaşlarım buranın güzelliğini anlatıyorlardı. Fakat bugüne kadar ziyaret etmek için hiç şansım olmadı. Burası Dünyanın 3-üçüncü, Türkiye ve Avrupanın en büyük yeraltı gölü mağarası olduğunu öğrendim. İçerisinde muhteşem oluşumlar, sarkıklar ve bitki oluşumları var. Sanırım herkesin görmesi gereken bir yer” dedi. “1966 yılında keşfedildi, 1994 yılında Milli Parklar tarafından işletmeye açıldı” Altınbeşik Mağarasında görev yapan İbradı Belediyesi çalışanı Ali Batuhan Tuğcu, mağaranın Türkiye ve Avrupa’nın birinci, Dünyanın ise üçüncü büyük yeraltı gölü mağarası olduğunu söyledi. Altınbeşik Mağarasının 1966 yılında Prof. Dr. Timuçin Aygen tarafından keşfedildiğini söyleyen Tuğcu, “Mağara ilk ola1994 yılında Milli Parklar tarafından işletmeye açıldı. İçeriye doğru suların yükselmesi ile birlikte botlarla 240 metrelik gezi yapılmaktadır. Yaz aylarında ise suların gün geçtikçe azalmasından dolayı 100 metre civarında bot gezisi yapılmaktadır. Kasım ayında havaların yağışlı gitmesi ile mağaranın suyu kademeli olarak yükselmektedir. Yaz aylarında ise dönem dönem düşmektedir. Son yağan yağmurlar ile birlikte mağaranın içerisinde oluşan şelaleler muhteşem görüntü oluşturuyor. Anlatılmakla bitmez ve sadece gelip görüp yaşamak gerekir” dedi. “Mağaranın suyu Beyşehir gölünden besleniyor” Mağaranın özellikleri hakkında bilgi veren Tuğcu, “Mağara içeriye ve yukarıya doğru aslında 3 kattan oluşmaktadır. Keşfedilen uzunluğu ise 5 buçuk kilometredir. Beş buçuk kilometrelik alanda 20 ayrı gölet, 2 sifon dalışı ile toplamda 22 gölet var. Bu kısımlara sadece profesyonel ekipler tarafından keşif amaçlı gitmektedir. Mağaranın suyu Beyşehir gölünden geldiği tespit edilmiştir. Beyşehir gölünün Mağaraya kuş uçumu mesafesi 66 kilometre, araç ile gitmek isterseniz 110 kilometre civarındadır. Yani minimum bağlantısı 66 kilometredir” diye konuştu. “200 bin ziyaretçi ile en yüksek rekor” Her yıl mağarayı ziyarete gelen yerli ve yabancı misafirlerin sayılarının arttığını söyleyen Tuğcu, “Mağaramız geçtiğimiz yıl 130 bin civarında ziyaretçi ağırladı. Bu yıl ise 200 bin bandını aştık. Bu sayı ile mağaramız geçtiğimiz yıla göre 70 bin ziyaretçi daha fazla ağırlayarak mağaranın açıldığı 1994 yılından bu yana en yüksek ziyaretçi rekorunu yakaladık. Mağarayı Türkiye’nin her yerinden yerli ziyaretçilerimizin yanı sıra, yabancı ziyaretçilerden genel olarak en fazla Alman ziyaretçiler gelirken, sırasıyla Rus ve diğer ülkeler mağaramızı ziyaret etti” şeklinde konuştu.
İzmir İzmir Körfezi’nde temizlik sonrası doğa canlandı, flamingolar ve pelikanlar geri döndü İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından son dönemde İzmir Körfezi’nde yapılan dip tarama çalışmaları sonucunda denizin yeniden maviye döndüğü görüldü. Denizin temizlenmesiyle birlikte karabatak, flamingo, pelikan ve bazı kuş türleri körfezi renklendirdi. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZSU tarafından İzmir Körfezi’nde oluşan kirliliğin önüne geçebilmek amacıyla çeşitli çalışmalar başlatılmıştı. Körfez temizliği Gediz Nehri’ne kadar uzanırken, Bayraklı ilçesinde bulunan Meles Deltası’nda ise yüzleri güldüren görüntüler oluştu. Çalışmaların yanı sıra havaların soğuması ve artan yağışların da etkisiyle, deniz suyunun yeniden mavi rengi almasıyla beraber; karabatak, flamingo, pelikan ve martıların yüzdüğü gözlemlendi. Çevrede yürüyüş yapan bazı vatandaşlar ise körfez temizliğinden dolayı memnuniyet duydukları ifade etti. “Rahat rahat herkes gezebiliyor” 20-30 yıl öncesine göre körfezin son derece güzel olduğunu söyleyen Salih Kaplan, “20-30 yıl önce şu yoldan geçerken hemen hemen herkes burnunu kapatabiliyordu. Şimdi ise güzel işler yapıldı. Çalışmalar tabii ki yapıldı. Çalışmalar yapılmasa denizin şu hale gelmesi biraz zordu. Şu anda gayet iyi, koku yok, rahat rahat herkes gezebiliyor. Burası piknik alanı. Ben sahilden yaklaşık 4-5 kilometre içeride yaşıyorum. Denizden rüzgar geldiği zaman ölü balıkların kokusu bizim o taraflara kadar gelebiliyordu. Ama şimdi çalışmalar yapıldı temizlendi. Şu anda körfez gayet iyi durumda” diye konuştu.
Kars Milli Savunma Bakanı Güler: "Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da daha büyük ve daha güçlü bir Türkiye için gayret göstereceğiz" Sarıkamış Harekatı’nın 110. yılı anma etkinlikleri çerçevesinde Ay Yıldız Tören Alanı’nda düzenlenen anma töreninde konuşan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da daha büyük ve daha güçlü bir Türkiye için gayret göstereceğiz" dedi. Kars’ın Sarıkamış ilçesinde binlerce kişi önce sabahın erken saatlerinde ellerinde Türk bayraklarıyla eksi 15 derece soğukta Sarıkamış şehitleri için yürüdü. Yürüyüş Ay Yıldız Tören Alanı’nda tamamlandı ve buradaki törene geçildi. Burada yapılan törene Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kars Valisi Ziya Polat, milletvekilleri, kuvvet komutanları, kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileri, askerler, gaziler, şehit yakınları ve vatandaşlar katıldı. Ay Yıldız Tören Alanı’nda yapılan program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Kur’an-ı Kerim tilavetinden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mesajı okundu. Şehitlere saygı atışı yapılmasının ardından çelenk sunumu gerçekleşti ve bir subay tarafından Sarıkamış Harekatı’nın tarihi katılımcılara anlatıldı. Bu sunumun ardından Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler konuşma yaptı. Ardından muharip savaş uçakları ve jandarma havacılığa ait helikopter akrobasi gösteri yaptı. “Omuzlarımıza yüklenen büyük bir sorumluluk “ Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Göze alabileceğinin en açık göstergesi olmuştur öyle ki, ülkemizin her bir köşesinden gelen Mehmetçiklerimiz bir yandan düşmanla diğer yandan da zorlu iklim koşulları ile mücadele etmişlerdir. Kıymetli misafirler bugün hepimiz havanın ne kadar soğuk olduğunu çok yakından hissedebiliyoruz. Böylelikle ordumuzun o günün şartlarında nasıl fedakarca görev yaptığını da daha iyi anlayabiliyoruz” diyerek sözlerine şöyle devam etti: “Elbette ki Sarıkamış Harekatı’nda yaşanan acı kayıplar içimizi yaksa da Allahuekber Dağları’nda sergilenen kahramanlıklar yüce milletimizin direncinin kararlılığına ve bağımsızlık iradesinin simgesi olmuştur. Bizler de onların gösterdiği yüksek özveriyi ve aziz şehitlerimizin bizlere bıraktığı bu onurlu mirası sadece hatırlamakta kalmıyoruz. Bunun omuzlarımıza yüklenen büyük bir sorumluluk olduğu bilinciyle daima birlik ve beraberlik içinde hareket ederek Türkiye’nin büyüklüğünü ve gücünü korumak ve daha da yukarılara taşımak için yoğun gayretler sarf ediyoruz.” Sarıkamış ruhu ve Türk askeri Şanlı ordu vatanı korumak için geçmişte nasıl ki her türlü fedakârlığı göze almışsa, bugün de ülkeye yönelecek tehdit ve tehlikeleri bertaraf etmek, milletin hak ve çıkarlarını korumak adına gece gündüz demeden mücadelesine devam edeceğini vurgulayan Bakan Güler, “Nitekim Sarıkamış’taki Mehmetçiklerin torunları olan ordumuzun bugünkü kahraman mensupları aziz şehitlerimizden aldığı ilhamla kutsal görev sancağını en iyi şekilde taşımakta asil milletimizin gururu olmaktadır. Öyle ki terörle mücadeleyi en etkin şekilde gerçekleştirip teröristlere göz açtırmayan, Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyindeki operasyonları ile destanlar yazan, hudut emniyetimizi en güçlü şekilde tesis eden, mavi ve gök vatanımızdaki hak ve menfaatlerimizi tavizsiz koruyan, Kuzey Kıbrıs’tan Azerbaycan’a, Katar’dan Libya’ya, Kosova’dan Bosna-Hersek’e kadar uluslararası güvenlik, barış ve istikrara katkı sağlayan işte Sarıkamış ruhuyla görevlerini yerine getiren kahraman Türk askeridir.” “Etrafımız adeta ateşten çember” Türk Silahlı Kuvvetlerinin her bir seçkin personeli zorluklarla başa çıkabilecek eğitimli, disiplinli ve güçlü özellikleri ile üstlendiği tüm görevleri başarıyla yerine getirme niteliğine ve kararlılığına da sahip olduğunu anlatan Bakan Güler, “Yine gururla ifade etmeliyim ki bir asır önce türlü imkansızlıklarla mücadele eden ordumuz bugün sahip olduğu yüksek teknoloji ürünü yerli ve milli savunma sanayi ürünleriyle dünyanın sayılı ordularından birisi haline gelmiştir. Tüm bunlar sayesinde muzaffer ordumuz İstiklal Harbimizden bu yana en kapsamlı, en yoğun ve en etkin görevlerini üstün bir başarıyla icra edebilmektedir değerli misafirler köklü tarihimizin bizlere sunduğu ilham ve ibretlerden yola çıkarak ortaya koyduğumuz Türkiye Yüzyılı vizyonu ile aydınlık geleceğimize çok daha güçlü bir şekilde ve emin adımlarla ilerliyoruz. Elbette ki etrafımızın adeta ateşten çember olduğu bu kritik süreçte tüm tehditlerle etkin bir şekilde başa çıkabilmek için güçlü bir savunma yapısına sahip olmak bizler için olmazsa olmazdır. Zira yakın tarihimizde ve Sarıkamış’ta yaşanan pek çok tarihi hadise göstermiştir ki, Türkiye’nin bulunduğu bölge dünyanın en kıymetli ve stratejik coğrafyalarından birisidir bu yüzden daima diri, uyanık ve güçlü olmak bizler için bir tercih değil zorunluluktur. Bu doğrultuda Bakanlığımız devletimizin bekası, ülkemizin ve asil milletimizin güvenliği için çalışmalarına artan bir tempoyla, yüksek bir azim ve kararlılıkla sürdürmektedir. Sonuç olarak Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da daha büyük ve daha güçlü bir Türkiye için gayret göstermeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Bakan Güler, konuşmasının sonunda, başta Sarıkamış şehitleri olmak üzere tüm şehitlere ve ebediyete irtihal eden kahraman gazilere rahmet diledi, ailelerine saygı ve şükranlarını sundu.