SAĞLIK - 21 Ağustos 2024 Çarşamba 11:24

11 yıl sonra hayata sıfırdan başladı

A
A
A
11 yıl sonra hayata sıfırdan başladı

Çeşitli şikayetlerle başvurduğu hastanede yapılan tetkikler sonucunda “böbrek yetmezliği” tanısı koyulan Kamuran Dinçer (46) 11 yıl sonra gelen kadavradan bağış organla yeni bir hayata başladı. 11 yıldır diyaliz makinesine bağlı bir yaşam sürdüğünü belirten Dinçer, “Sadece kan grubu O olan vericilerden nakil olabilirdim. Ailemden uygun verici çıkmadığı gibi yıllarca bu kan grubundan kadavra bağışı bekledim. Diyalize gitmek günlük mesaimin bir parçası haline gelmişti. O yüzden hala o makineden kurtulduğuma inanamıyorum. Adeta hayata sıfırdan başladım. Artık özgürüm” dedi.


Manisa’nın Demirci ilçesinde yaşayan, bir enerji dağıtım şirketinde çalışan üç çocuk babası Kamuran Dinçer’i böbrek nakline götüren süreç 2013 yılında başladı. Kalbinde sıkışma hissiyle Demirci Devlet Hastanesi acil servisine başvuran Dinçer, kan değerlerinin kötü çıkması üzerine Manisa Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Burada yapılan ileri tetkiklerde Dinçer’e böbrek yetmezliği tanısı kondu. Nitekim Dinçer 4 gün sonra kendini diyaliz makinesine bağlanmış buldu. Dinçer aynı yıl bir üniversite hastanesinde adını kadavradan bağış bekleyenler listesine yazdırdı, 2017 yılına kadar Demirci Devlet Hastanesi’nde haftanın üç günü diyaliz tedavisi gördü. Kan grubu 0 olduğu için sadece 0 grubu vericilerden organ alabilen Dinçer’e, ailesinde çok sayıda gönüllü olmasına rağmen kan grupları uymadığı için tek bir donör bile çıkmadı. Makineden kurtulup yeni bir hayat sürme şansı 0 grubu kadavra organ bağışına kalan Dinçer iş ve sosyal yaşamını etkileyen diyaliz tedavisini eve taşıdı. Dinçer bir yandan çalışıp diğer yandan her gün evinde diyaliz yaptığı bir rutin içine girerken, doktor takibini ve üniversite hastanesindeki kaydını 2022 Ekim’de Acıbadem Kent Hastanesi’ne taşıdı. Kadavra listesine ilk başvurusunun üzerinden 11 yıl geçen Dinçer, geçtiğimiz Temmuz ayının 13’ünde hastaneden gelen telefonla büyük şaşkınlık yaşadı. Bağış organ çıktığı bildirilen telefondan nakil için hastaneye çağrılan Dinçer, eşi Gülay Dinçer (46) ile 250 kilometrelik yolu adeta uçarak geldi. Dinçer, Uzm. Dr. Işık Özgü, Uzm. Dr. Uğur Saraçoğlu, Prof. Dr. Hüseyin Töz, Doç. Dr. Ebru Sevinç Ok, Uzm. Dr. Gökhan Ekin’den oluşan ekip tarafından nakil operasyonuna alındı. Böbreğin uyum sağladığı Dinçer, makinesiz bir yaşama geçerken şifayla taburcu edildi.



Sadece 0 grubu vericiden nakil mümkündü


Acıbadem Kent Hastanesi Böbrek Nakli ekibinden Uzm. Dr. Işık Özgü, Dinçer’in geniş bir ailesi olmasına rağmen ailesinden 0 grubu verici çıkmadığını, kadavradan bağışta da aynı şartın geçerli olduğunu vurguladı. Özgü, “Hastamız 11 yılını diyalizle geçirmişti. Kan grubu 0’dı. Bu kan grubu genel verici ama ancak kendi kan grubundan alabiliyor. Kendi kan grubundan kadavra bağışı ile nakil şansına kavuştu. Artık çalışan bir böbreği var, makineli günleri geride bıraktı” dedi.



“Dört nakil adayından biriydim”


4 yılını haftanın üç günü diyaliz merkezinde makineye bağlanarak geçirdiğini belirten Kamuran Dinçer, yaşadıklarını şöyle anlattı:


“Ailemde 4 kardeşim, annem, babam, amcam dayım bana böbreğini verecek çok sayıda insanım vardı ama kan gruplarımız uymamıştı. Bir buçuk yıl kadar önce üniversite hastanesindeki kaydımı Acıbadem Kent Hastanesi’ne aldım. Umudumu tazeledim. İnsanlarda umut hep olmalı. Umutsuz yaşam olmuyor. Şans yüzüme güldü. Bu bağış organ için hastaneye 4 aday çağrılmıştı, hatta ben yedek adaydım. Ama en uygun alıcı adayı ben oldum ve başarılı bir nakil ameliyatı geçirdim. Adeta hayata sıfırdan başladım. Böbrek bağışlayarak bana yeni bir hayat kapısı açan acılı aileye, hekimlerime sonsuz teşekkürler. 2017 yılında eğitim alıp evde kendi kendime diyaliz yapmaya başladım. Sabah işe gidiyor, döndüğümde diyalize bağlanıyordum. Diyaliz mesaimin bir parçası olmuştu. 11 yıl böyle geçti. O yüzden hala makineden kurtulduğuma inanamıyorum. Artık özgürüm.”



11 yıl sonra hayata sıfırdan başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri SGK Oymaağaç’ta arsa satacak Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Kayseri Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü tarafından verilen ilanla, Kocasinan ilçesine bağlı Oymaağaç Mahallesi’nde bulunan arsanın satılacağı duyuruldu. Arsa satışı için verilen ilanda, “Tapu kaydı Kayseri İli, Kocasinan İlçesi, Oymaağaç Mahallesi, 16409 Ada, 4 Parselde kayıtlı 4.801,23 metrekare yüzölçümlü arsa nitelikli taşınmazın 16004/160041 hissesi (480,12 m2). Değerleme konusu taşınmaz Kayseri İli, Kocasinan İlçesi, Oymaağaç Mahallesi, Kamışlık Mevkii, 16409 Ada, 4 Parsel adresinde yer alan arsa vasıflı taşınmazdır. Değerlemeye konu taşınmaz gelişmekte olan bölgede konumlu olup çevresinde boş arsalar, 1-2 sınai amaçlı yapılar bulunmaktadır. Bölge Kocasinan Belediyesi sınırlarında olup yeterli altyapı olanaklarına sahip durumdadır. Taşınmazın yakın çevresinde Metalsan Sanayi Sitesi, Tarım Kredi Kooperatifi, Otomotivciler Sitesi, Hz. Hatice Camii yer almaktadır. Bölgeye ulaşım sorunu bulunmayıp özel araçlarla ulaşım sağlanabilmektedir. Değerleme konusu taşınmazın yer aldığı parsel, Kocasinan Belediyesi Uygulama İmar Planına göre 1/1000 ölçekte Konut Dışı Kentsel Çalışma Alanında kalmakta olup Emsal: 0,50 ve Yençon: n(serbest) yapılaşma şartlarına sahip olduğu bilgisi alınmıştır. Kocasinan Belediyesi İmar Müdürlüğünde yapılan incelemede taşınmaza ait dosya, mimari proje, olumsuz evrak, tutanak ve zabıt kaydı bulunmamaktadır. Değerleme konusu taşınmaz arsa niteliğinde olup üzerinde herhangi bir yapılaşma bulunmamaktadır. Parsel geometrik olarak amorf şekle yakındır. Parselin sınırlarını belirleyici bir unsur bulunmamaktadır. Topografik olarak düz ve eğimsiz bir zemine sahiptir. Parselin güneydoğu yönde imar paftasında bulunan 15 metrelik yola yaklaşık olarak 43 metre cephesi, kuzeydoğu yönde imar paftasında bulunan 15 metrelik yola yaklaşık 75 metre cephesi bulunmaktadır” ifadelerine yer verildi. Kayseri Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü 1. Kat İhale Konferans Salonu’nda düzenlenecek ihalenin birinci satışı 16 Ekim Çarşamba günü saat 09.00-09.05 arasında, ikinci satışı ise 23 Ekim Çarşamba günü saat 09.00-09.05 olarak bildirildi.
Denizli Kuş cenneti Acıgöl’de flamingoların göç yolculuğu Türkiye’nin önemli kuş cennetlerinden biri olan Denizli’nin Çardak ilçesindeki Acıgöl, pembe renkli flamingoların süslediği eşsiz doğasıyla ve tuz tarlalarıyla doğaseverleri hayran bırakıyor. Acıgöl, kuş gözlemcileri ve doğa tutkunları için unutulmaz bir rota sunuyor. Denizli’nin Çardak ilçesinde yer alan Acıgöl, doğal güzellikleri ve zengin ekosistemiyle Türkiye’nin en önemli kuş cennetlerinden biri olarak öne çıkıyor. Tuzlu su yapısı ve benzersiz doğal ortamı ile dikkat çeken bu göl, özellikle pembe flamingoların üreme alanı olarak büyük bir öneme sahip. Flamingolar, Acıgöl’ün tuzlu sularında beslenirken, kendilerine has pembe tüylerini kazanıyor ve göl üzerinde sergiledikleri gösterişli danslarıyla doğaseverlerin ve fotoğrafçıların ilgisini çekiyor. Flamingoların göz alıcı dansları, zengin kuş çeşitliliği ve eşsiz doğasıyla bu göl, kuş gözlemcilerinin ve doğa tutkunlarının vazgeçilmez bir noktası haline geliyor. Her yıl, bu doğal cenneti keşfetmek ve unutulmaz anlar yaşamak için gelen ziyaretçiler, Acıgöl’ün etkisine kapılmadan geçemiyor. Gölün sunduğu doğal güzellikler, hem görsel hem de ruhsal bir deneyim sunarak ziyaretçilerine unutulmaz hatıralar biriktirme fırsatı tanıyor. Ekosistemin zenginliği Acıgöl, yalnızca flamingolarla sınırlı kalmayarak birçok farklı kuş türüne de ev sahipliği yapıyor. Göl çevresinde yer alan gözlem kuleleri, kuş gözlemcilerine ve doğa meraklılarına kuşları yakından gözlemleme fırsatı sunuyor. Bu gözlem kuleleri, özellikle kuşların üreme döneminde ve göç yolculukları sırasında ziyaretçilere mükemmel manzaralar sunuyor. Gölün çevresindeki sulak alanlar, farklı kuş türleri için beslenme ve barınma alanı sağlıyor. Akça cılıbıt, flamingo, yeşilbaşlı ördek gibi birçok kuş türü burada gözlemlenebiliyor. Bu çeşitlilik, Acıgöl’ü kuş gözlemcileri için bir cennet haline getiriyor. Flamingoların göçü ve üreme dönemi Eylül ve Ekim ayları, Acıgöl’deki flamingoların göç döneminin başlangıcını işaret ediyor. Havaların soğumaya başlamasıyla birlikte, flamingolar sıcak iklimlere doğru hareket etmeye başlıyor. Bu dönem, doğa severler için bir görsel şölen sunarken, fotoğrafçıların da en yoğun olduğu zaman dilimi. Flamingoların dans edercesine hareketleri ve göldeki su yansımaları, unutulmaz anlar ve muhteşem kareler yakalamak için eşsiz bir fırsat sağlıyor. Fotoğraf tutkunları için eşsiz bir rota Acıgöl, sadece kuş gözlemcileri için değil, aynı zamanda fotoğraf tutkunları için de vazgeçilmez bir destinasyon. Flamingoların pembe tüyleri, gölün tuzlu suyu ve doğal ışıklar, fotoğrafçılar için muhteşem bir arka plan oluşturuyor. Özellikle sabahın erken saatlerinde veya gün batımında yapılan çekimler, gölün yansımalarıyla birleşerek mest eden kompozisyonlar oluşturuyor. Göl çevresinde yürüyüş yaparken, doğanın sunduğu bu renk cümbüşünü ve sessizliği hisseden ziyaretçiler, stresli şehir hayatından uzaklaşarak ruhlarını dinlendiriyor. Doğa ile baş başa kalmanın verdiği huzur, Acıgöl’ü ziyaret edenlerin deneyimlerini daha da derinleştiriyor. “Flamingoların göç yolculuğunu tanıklık etmek, büyük bir mutluluk kaynağı” Doğa fotoğrafçısı ve gezgin Murat Abalı, her yıl bu dönemde Acıgöl’e geldiğini belirterek, “Havaların yavaş yavaş soğumaya başlamasıyla birlikte flamingolarında sıcak şehirlere göçü başladı. Bu yıl flamingoların sayısında geçen yıla göre belirgin bir artış gözlemledik. Flamingoların göç yolculuğuna tanıklık etmek, biz doğaseverler için büyük bir mutluluk kaynağı. Göl üzerinde dans edercesine hareket eden flamingoların görüntüleri, bu doğal güzelliğin ne denli etkileyici olduğunu bir kez daha kanıtlıyor” dedi.