ÇEVRE - 23 Aralık 2020 Çarşamba 15:07

Çeşme Marina Deniz Patlıcanı Projesi başarıyla devam ediyor

A
A
A
Çeşme Marina Deniz Patlıcanı Projesi başarıyla devam ediyor

Çeşme Marina’ya bırakılan deniz patlıcanlarının ortama uyum sağladığı gözlendi.

Çeşme Marina’ya bırakılan deniz patlıcanlarının ortama uyum sağladığı gözlendi.


2019 Haziranı’nda Çeşme Sahil Güvenlik Komutanlığı ile imzalamış olduğu protokol ve gerçekleştirilen başarılı operasyonlar ile izinsiz avlanan bir çok deniz patlıcanının doğal ortamına dönmesine katkı sağlayan Çeşme Marina, geçtiğimiz Mayıs ayında İzmir İl Tarım Müdürü Mustafa Özen ile Çeşme İlçe Tarım Müdürü Ahmet Keçeci’yi ağırlayarak, yakalanan deniz patlıcanlarının Çeşme Marina sularına iadesini sağlamıştı.


Çeşme Marina dalış ekibi, gerçekleştirmiş olduğu son kontrollerde, marina sularına bırakılan deniz patlıcanlarının ortama uyum sağlayarak yaşamlarına devam ettiklerini gözlemledi.


Çeşme Marina Genel Müdürü Can Akaltan, “Yakalanan deniz patlıcanlarının marinamız sularında yaşamlarına kavuşturulması bizim için büyük önem taşıyor. Yaptığımız dalışlar neticesinde hem deniz patlıcanlarının marina sularına uyum sağlayarak projemizin başarıya ulaştığını hem de ekolojik dengeyi koruyarak marina suyu kalitesini de yükseltmiş olduğunu görüyoruz. Bu ve benzeri çevresel sürdürülebilirlik projelerimize destek veren başta Sahil Güvenlik Komutanlığı ve İl-İlçe Tarım Müdürlükleri olmak üzere tüm paydaşlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz.” şeklinde açıklama yaptı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır 10 milyon mal varlıkları olan bohçacı hırsızlara "Avcı" operasyonu: 14 tutuklama Diyarbakır’da bohçacı kılığıyla evlere girip hırsızlık yapan çeteye "Avcı" operasyonu düzenlendi. Mal varlıkları 10 milyon lirayı bulan 14 şüpheli adli makamlarca tutuklandı. İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık ve Yankesicilik Büro Amirliğine bağlı ekipler tarafından evden hırsızlık şüphelilerine yönelik çalışma başlatıldı. Yüzlerini kapatıp bohçacı kılığında mahalle arasında dolaşan şüpheliler, çeşitli bahanelerle evlere girdi. Girdikleri evlerde birisi ev sahibini oyalarken, diğerinin ’tuvalete gidiyorum’ diyerek arka odalara girip ve yüklü miktarda ziynet eşya çaldığı belirlendi. Özellikle kameraların olmadığı binayı tercih eden şebeke, bir binanın güvenlik kamerasını fark edemeyerek takıldı. Şüpheliler, sürekli çevrede bulunan kameralara yakalanmamaya çalışıyordu fakat bindikleri bir takside kamera olacağını düşünemeyen şüphelilerin, taksideki kamerayı görünce panikle yüzünü kapattığı görüldü. "Avcı" operasyonu düzenleyerek eve aramaya giden polisler, lüks eşyalarla karşılaşarak şaşırdı. Operasyonda 14 şüpheli gözaltına alındı. Şüpheliler, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildikleri adli makamlarca tutuklandı. Zanlıların 10 milyon lira değerindeki ev, arsa ve araçlarına ise el konuldu. Öte yandan, daha önce işlediği suçlardan dolayı denetimli serbestliği bulunan şüphelinin, hırsızlığa çıkmadan önce polis merkezine giderek imza attığı görüntülere yansıdı.
Bursa Soğuk kış gecelerinin derinlerinden gelen ses: ’Bozacı’ Sindirim sisteminden, bağışıklığa, cilt ve saç sağlığına kadar birçok rahatsızlığa iyi gelen mayalı içecek boza, Bursa’nın Nilüfer ilçesinde Aytaç Çelikpençe tarafından sokak aralarında satılıyor. Kış aylarında soğuk kış gecelerinin sessizliğini, uzaklardan derinlerden gelen "bozacı" sesiyle bozan Çelikpençe, yıllardır Nilüfer’in bütün mahallelerine ulaşmaya çalışıyor. Normalde kaynakçı olan, 10 yıldır da şehir içi nakliyede tır ve kamyon şoförlüğü yapan Çelikpençe, akşamları da boza satarak aile bütçesine ek gelir sağlıyor. Osmanlı dönemi giysilerinden yeleği ve başında fesi ile nostalji de yaşatan Çelikpençe, ilçede tek olduğu için müşteri sıkıntısı da çekmiyor ve 20-25 litre satarak evine dönüyor. Aytaç Çelikpençe, 47 yaşında olduğunu belirterek, askerden döndükten sonra başladığı bozacılığı 25 yıldır sürdürdüğünü söyledi. Haftada en az 5 akşam boza sattığını anlatan Çelikpençe, şöyle konuştu: "Yıldırım’da bir ağabeyimiz var. Babadan öğrendiğiyle boza yapıyor, bizim ustamız. Ondan alıyorum ben. Mısırdan yapıyor ve lezzeti hep aynı babası nasıl yapıyorsa öyle devam ediyor. İlk başladığımda Yıldırım’da satıyordum, sonra Nilüfer’e geldim ve yıllardır bu bölgedeyim. Kardeşim de Osmangazi tarafında satıyor. ilçede birer kişiden 3 kişiyiz." "Eskisi gibi sokak aralarında satılmıyor" Bozanın eskisi gibi sokak aralarında satılmadığını hazıra döndüğünü dile getiren Çeikpençe, "Düşünün Nilüfer’de ben tekim. Osmangazi’de kardeşim tek. Müşterilerimiz, bozayı bilenler bizi tanıyor. Bozacı diye bağırdığımda pencerelere çıkarlar. Bazen de telefonumdan beni ararlar evlere özel servis götürüyorum. Akşamları 20-25 litre satıyorum. Litresini 120 liradan veriyoruz. Beğeniliyor çünkü yıllardır aynı lezzet." dedi. Markette satılanların bir raf ömrüyle tüketiciye sunulduğunu anlatan Çelikpençe, "Bizim ürünler katkısız ve doğal. 2-3 günde tüketilmesi gerekiyor. Aksi halde bozulabilir. Zaten taze tüketmesi daha iyi oluyor." ifadesini kullandı. Çelikpençe, per yıl ekimde başladığı boza satışını mart sonunda noktaladığını belirterek, Nilüfer merkezde adım atmadığı mahalle ve sokak bulunmadığını kaydetti. Bozanın faydaları Darı irmiği, şeker ve sudan yapılan boza, tatlı ve ekşiyi bir arada sunan karakteristik bir tada sahip. Osmanlı döneminde de tüketildiği bilinen Türklerin uzun yıllardır tükettikleri içeceklerden olan boza, buğday, arpa, yulaf, mısır, pirinç, bulgurdan da yapılabiliyor. Genellikle tarçın ve leblebi ile tüketilen bozanın, yapıldığı tahıllarla aynı içeriğe sahip olduğundan kanser ve kalp hastalıklardan koruyan fenolik asit açısından zengin olduğu biliniyor. Ayrıca boza, demir, selenyum, magnezyum, B vitaminleri ve lif de içeriyor. Cilt ve saç sağlığına, içerdiği aktif mayalarla ve laktik asitle sindirim sistemine iyi gelen boza, antioksidanlarca zengin olduğundan bağışıklık sisteminin kuvvetlendiriyor. Öksürüğe ve soğuk algınlığına iyi geldiği bilinen boza, anne sütünü de artırıyor.
İstanbul Büyükçekmece’de denizin dibinde korkutan müsilaj manzarası kamerada Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın uyarısının ardından Büyükçekmece Kumburgaz’da hobi amaçlı zıpkınla dalgıçlık yapan vatandaş, denizin 1 buçuk metre derinliğindeki müsilajı su altı kamerasıyla kaydetti. Büyükçekmece’de yaşayan Cafer Cantürk, 1 Ocak sabahı hobi amacıyla Kumburgaz’dan denize daldı. Cantürk daldığı yerden 1 buçuk metre kadar derinde deniz salyası olarak bilinen müsilaj manzarası ile karşılaştı. Yer yer yoğunlaşan müsilaj görüntüleri Cantürk tarafından su altında kamera ile kaydedildi. Görüntüler, geçtiğimiz yıllarda Marmara Denizi’nin birçok noktasında oluşan üzücü manzaraları akıllara getirdi. Öte yandan dün Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Marmara Denizi’ne kıyısı olan İstanbul dahil toplam 7 ile müsilaj konusunda uyarıda bulunulmuş, söz konusu çevre afetinin tekrarlanmaması için ileri arıtma tesislerinin bir an önce devreye alınması gerekliliği vurgulanmıştı. “Çok üzüldüm gerçekten” Deniz dibindeki müsilaj görüntülerini kaydeden vatandaş Cafer Cantürk, “1 Ocak sabahı buraya geldim avlanmak için. Denize ilk girdiğimde yerde bir tabaka fark ettim bunu ilk başta yosun tabakası gibi algıladım ama daha sonra ilerledikçe suyun içinde olayın çok farklı boyutlarda olduğunu düşünmeye başladım. Çok iç açıcı bir manzara ile karşılaşmadım açıkçası. Yüksek miktarda müsilaj olduğunu fark ettim. Bu manzara ile daha önce karşılaşmamıştım. Bu mevsimlerde de bu kadar çok müsilaj olmadığını da söylemişlerdi daha önce dalanlar. Müsilaj dışında derinlerde çok bir kirlilik yoktu ama bu kirliliğe bağlı olarak ortaya çıkan bir şey. Atık suların denizden derine verilmesi vesaire söz konusuyla ortaya çıkıyor. Bunları uzmanlar zaten yıllardır dile getiriyor. Çok üzüldüm gerçekten. Yüzeyde herhangi bir şey yok ama bu daha önceki senelerde karşılaştığımız manzaraya benziyor. Bu denizin dibinde oluşuyor zaten denizin dibinde öldükten sonra yüzeye çıkan ölüsünü görüyoruz deniz yüzeyinde” dedi.
Gümüşhane Gümüşhane’de otomobil servisinin gelirinin yarısı Gazze ve Lübnan’a gidiyor Gümüşhane’de otomobil servisi işletmecisi Hayati Akbağ işletme gelirinin yarısını devamlı olarak Gazze ve Lübnan’da bulunan ailelere gönderiyor. Gümüşhane kent merkezinde 10 yıldır otomobil servis hizmeti veren esnaf Hayati Akbağ örnek bir uygulamaya imza atıyor. İsrail’in Gazze şeridine ve Müslümanlara yönelik uzun süredir devam eden saldırıları ve zulmünden etkilenen esnaf Akbağ, otomobil servisinin gelirlerinin yarısını düzenli olarak Gazze ve Lübnan’da bulunan ailelere gönderiyor. İnsanların İsrail’in zulmü altında zor durumda olduklarını ve yiyecek ekmeği dahi zor bulduklarını ifade eden Hayati Akbağ, tüm vatandaşları da bu noktada duyarlı davranmaya davet ederken uygulamanın hayata geçirilmesinin ardından duyarlı vatandaşların da özellikle araçlarını servisine getirdiğini ve fazladan para verdiklerini söyledi. “Fazladan para veren müşterilerimiz oluyor” İsrail’in Müslümanlara yönelik zulmünden çok etkilendiğini ve onlara bir nebze de olsa yardımcı olmak için elinden geleni yaptığını ifade eden Hayati Akbağ, “7 Ekim’den bu yana zalim İsrail’in Filistin’e uyguladığı zalimce saldırılardan politikalardan çok etkilendim. Lübnan halkına saldırması, Gazze halkına saldırması bu sebeple elimizden ne gelirse yapmaya karar verdim. Bu yaptığımız aslında çok değil aslında ama elimden gelen buydu bunu yapmaya çalıştım. Tam olarak serviste kazancımızın yarısını Gazze ve Lübnan halkına bağışlıyoruz. Bu uygulamamızın ardından özellikle gelen müşterilerimiz ile fazladan para verenler de oluyor. Keşke herkes bu duyarlılığı gösterebilse, emin olun ekmek bulamayan insanlar var. Lübnan’da ve Gazze’de insanlar çile çekiyorlar. Bizim tek amacımızın onlara yardım etmek olmalı. Biz elimizden geleni yapıyoruz, vatandaşlarımızın da destek olmasını istiyorum” dedi.