GENEL - 27 Kasım 2020 Cuma 14:19

Selçuk Yaşar Ödülü ikinci kez sahibini buldu

A
A
A
Selçuk Yaşar Ödülü ikinci kez sahibini buldu

Bu yıl pandemi nedeniyle çevrim içi olarak yapılan Selçuk Yaşar Ödülünün bu yılki sahibi, 1996 yılında Avusturya hükümetinden ordinaryüs profesörlük unvanını alan, Johannes Kepler Üniversitesi Fizikokimya Kürsü ve Enstitüsünün Başkanı Ord.

Bu yıl pandemi nedeniyle çevrim içi olarak yapılan Selçuk Yaşar Ödülünün bu yılki sahibi, 1996 yılında Avusturya hükümetinden ordinaryüs profesörlük unvanını alan, Johannes Kepler Üniversitesi Fizikokimya Kürsü ve Enstitüsünün Başkanı Ord. Prof. Dr. Niyazi Serdar Sarıçiftçi oldu.


Yaşar Üniversitesi ile Selçuk Yaşar Spor ve Eğitim Vakfı iş birliğiyle hayata geçirilen Selçuk Yaşar Ödülü, ikinci yılında sahibini buldu. Geçtiğimiz yıl Çırağan Sarayı’nda düzenlenen ödül töreni, bu yıl pandemi nedeniyle çevrim içi olarak gerçekleştirildi.


2020 yılının teması, Selçuk Yaşar’ın tüm hayatı boyunca üzerinde önemle durduğu üç kavramdan; bilim, birlik ve başarıdan biri olan "bilim" olarak belirlendi.


Bu yılki tema göz önünde bulundurularak alanlarında söz sahibi kişilerden oluşan seçici kurulda; Yaşar Üniversitesinin Mütevelli Heyet Başkanı Ahmet Yiğitbaşı Başkanlığında, Prof. Dr. Ahmet Evin, Prof. Dr. Gürbüz Güneş, Prof. Dr. Arif Hepbaşlı ve Prof. Dr. Banu Onaral yer aldı.


Ödülün sahibi, teknoloji alanında yaptığı uluslararası çalışmalarıyla dünyada adından söz ettiren, özellikle “temiz enerji” konusundaki çalışmalarıyla öne çıkan, plastik organik güneş pilleri konusundaki çalışmasıyla dünyadaki ilk patent ve yayına sahip olan Ord. Prof. Dr. Niyazi Serdar Sarıçiftçi oldu.



“Bilim, Yaşar Üniversitesinin en önemli değerlerinden biri”


Selçuk Yaşar Ödülünün bu yılki teması olan bilimin, Yaşar Üniversitesinin de en önemli değerlerinden biri olduğunu dile getiren Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer, “Sayın Selçuk Yaşar’ın eğitime, bilime sağlamış olduğu katkılarla kurulan Yaşar Üniversitesi’nin temel değerleri; insan odaklılık, toplumsal sorumluluk, bilimsel yaklaşım, yenilikçilik ve uluslararasılıktır. Bilimsel yaklaşım iddiasıyla yola çıkan üniversitelerin bilim ödüllerine katkısı yadsınamaz. Kurucumuzun şu sözleri bize daima rehber olmuştur; ‘Bilgiye, ilme ve tecrübeye kıymet vermeyen bir ortamın içine itilmekten şiddetli korunmalıyız.’ Bizler de bilgiyi destekleyen ve bilgiye kıymet veren ortamları oluşturabilmek için bu değerli ödülü hayata geçirmekten büyük onur duyuyoruz” dedi.



“Bilginin en önemli güç olduğuna inanırız”


Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ahmet Yiğitbaşı da, “Her yıl ülkemize önemli katkılar sağlamış kişilere farklı alanlarda verilmesi hedeflenen Selçuk Yaşar Ödülünün 2020 yılı teması ‘bilim’ olarak belirlendi; çünkü biz Yaşar Üniversitesi olarak, bilginin en önemli güç olduğuna inanırız. Evrensel bilginin birikimiyle beslenerek yeni bilgiler üretir ve insanlığın yararına sunmak için çalışırız. Evrensel standartlara ve etik kurallara uyarak bilgiyi üretir, insanlığın yararı için paylaşırız. Tüm bu değerler temayı oluştururken bizlere yol gösterici oldu. Ord. Prof. Dr. Niyazi Serdar Sarıçiftçi, dünyayı daha yaşanabilir hale getirmek için yeni fikirlerin geliştirilmesi konusundaki akademik çalışmaları ve teknoloji alanında yaptığı uluslararası yayınlarla bilim dünyasına katma değer sağlamaktadır. Bizler her yıl yeni bir tema altında ulusal ve uluslararası alanlarda ülkemizi başarıyla temsil eden kişi ve kurumları seçerek Selçuk Yaşar Ödülünü vermeye ve kurucumuzun hayalleri ışığında hep beraber çalışıp emin adımlarla ilerlemeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.



“Geleceğin enerjisi güneş enerjisinde”


Ödülün bu yılki sahibi Ord. Prof. Dr. Niyazi Serdar Sarıçiftçi ise “Beni Selçuk Yaşar 2020 Yılı Ödülüne layık gören komisyonunun değerli üyelerine ve Yaşar ailesine çok teşekkür ediyorum. Bu törenin 5 Mart’ta yapılması bekleniyordu; ama maalesef bu çok özel ve istisnai bir sene olduğu için töreni sanal olarak yapmak zorundayız. Sanal ortamdan, Avusturya’dan sizlere sevgilerimi, saygılarımı iletiyorum” dedi.


Türkiye’nin geleceği için güneş enerjisinin büyük önemine değinen Sarıçiftçi, “Özellikle bu ödülün bana verilmesi, benim konumla ilgili olduğundan dolayı çok memnunum. Benim çalışma konum güneş enerjisinden yararlanmak ve güneş enerjisinden insanlığa yararlı şekillerde enerji üretme konusu. Bunun Türkiye için önemini hiçbir şekilde anlatmak zor değil. Türkiyemizin enerji ihtiyacını dışarıdan ithal ettiğimiz petrol ve doğalgazlarla karşılamaya çalışırken binbir zorluklarla karşı karşıya gelebiliyoruz. Hâlbuki ülkemizin güneşi hem Türkiye’nin enerjisini hem de bu enerjiden elde ettiğimiz başarıları yurt dışına satabilmemize yetecek kapasitededir. Bir sene içinde, bir metrekareye Türkiye’nin pek çok yerinde 1000 kilowatt saatten fazla enerji gider. Bu enerjiyi toplayıp bizim için kullanabilecek bir durumda elektrik enerjisine ve hatta kimyasal enerjiye dönüştürebilirsek dışa bağımlılığımız tümüyle azalacak ve kendi içimizde yeterlilik sağlanacaktır. Bunun ekonomik, politik ve hatta istiklal ve istikbal boyutu vardır. Türkiye’nin istiklali ve istikbali güneş enerjisindedir” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Güney Kafkasya Bölgesel İşbirliği Platformu’nun 3. Toplantısı başladı Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Güney Kafkasya Bölgesel İşbirliği Platformu’nun 3. Toplantısının açılış konuşmasında,"Yakın coğrafyamızda yaşadığımız çalkantılı süreçler, savaşlar, Ortadoğu’da İsrail’in yarattığı insani felaket ve zulüm sarmalı bölgesel düzeyde diyalog ve işbirliğinin ne kadar önem arz ettiğini bir kez daha ortaya koyuyor" dedi.Güney Kafkasya Bölgesel İşbirliği Platformu’nun 3. Toplantısı İstanbul’da gerçekleştiriliyor. Toplantıya Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov katılıyor. Dışişleri Bakanı Fidan, toplantının açılışında bir konuşma yaptı.Dışişleri Bakanı Hakan Fidan konuşmasında, “Bugün, Güney Kafkasya’da kalıcı barışın temini ve işbirliği olanaklarının değerlendirilmesi amacına matuf bir istişare zemini olan 3+3 Bölgesel İşbirliği Platformu’nun 3’üncü toplantısı için bir araya gelmiş durumdayız. Azerbaycan, Ermenistan, İran ve Rusya Dışişleri bakanlarına ve heyetlerine İstanbul’a hoş geldiniz diyorum. Kısaca 3+3 Platformu olarak tanımladığımız bu mekanizmanın oluşturulması fikri, 2. Karabağ Savaşı’nda ateşkesi sağlayan 9 Kasım 2020 tarihli 3’lü bildirisinin imzalanmasını izleyen haftalarda ortaya çıktı. Temel hedefi Güney Kafkasya’yı yakından ilgilendiren tüm konuların ele alınacağı bir zemine duyulan ihtiyaca cevap vermektedir. Platformun adının 3+3 olmasına rağmen salonda maalesef bir katılımcımız eksik. Yakın komşumuz ve dostumuz Gürcistan’ın yerinin baki olduğunu ve arzu ettiği zaman bu platforma dahil olabileceğini sizlerin önünde bir kez daha ifade etmek isterim. Yakın coğrafyamızda yaşadığımız çalkantılı süreçler, savaşlar, Ortadoğu’da İsrail’in yarattığı insani felaket ve zulüm sarmalı bölgesel düzeyde diyalog ve işbirliğinin ne kadar önem arz ettiğini bir kez daha ortaya koyuyor. Güney Kafkasya’ya bakışımızın temelinde de bölgesel sahiplenme anlayışımız bulunmakta. Bölgesel sorunları en iyi, o bölgenin devletlerinin bildiğine ve onların çözebileceğine inanıyoruz. Nitekim bu vizyonumuzun tezahürü olarak toplantımızın ana neticelerine dair bir ortak bildiriyi de görüşmelerimizin sonunda kabul etmeyi öngörüyoruz” dedi.
Sinop Sinop’ta meslek lisesi öğrencilerine girişimcilik eğitimi Sinop’ta meslek lisesi öğrencilerine yönelik girişimcilik eğitimi gerçekleştirildi. Sinop’ta mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarında eğitim gören 12. sınıf öğrencilerine yönelik olarak İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinesinde ve Ticaret İl Müdürlüğü iş birliğiyle girişimcilik eğitimi düzenlendi. Şehit Şakir Elkovan Halk Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirilen ve yoğun katılımın olduğu program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Eğitim kapsamında öğrencilere, “vergi ve sicil kaydı, sosyal güvenlik işlemleri, hazine destekli krediler ve KOSGEB destekleri” gibi önemli konularda bilgiler verildi. Programda konuşan Sinop Vali Yardımcısı Ali Osman Bulat ise girişimcilik kavramının herkesin kendi durumuna göre farklı algılanabileceğini belirtti. Girişimciliğin yalnızca büyük yatırımlara dayalı olmadığını vurgulayan Bulat, “Girişimcilik Türkiye’de ve dünyada herkesin kendi durumuna göre algıladığı bir kavram. Girişimcilik denildiğinde aklımıza neler geliyor? Hemen bir yenilik, teknolojiye yönelik yüksek yatırımlar gerektiren bir şey olarak algılayabiliyoruz. Benim kafamdaki girişimcilik şudur; üç tane hayvan alarak ondan et ve süt üretmek de bir girişimciliktir. Yeni bir buluş elde edip çok yüksek yatırımlar yapmak da bir girişimciliktir. Buradaki fark ne? Herkes kapasitesine göre, coğrafyasına göre bir girişim yapıyor. Burada önemli olan, kendi kapasiteni kullanmak” dedi. Sinop İl Milli Eğitim Müdürü Osman Cebeci ise geleceğin girişimcilerini yetiştirmek amacıyla bu tür eğitimlerin önemine dikkat çekerek, “Bugün burada geleceğin girişimcilerini yetiştirmek ve gençlerimizin iş dünyasında sağlam adımlarla ilerlemesi için gereken bilgi ve donanımı sağlamak amacıyla bir araya gelmiş bulunmaktayız. Ticaret Bakanlığımızın destekleriyle ve Ticaret İl Müdürlüğüyle düzenlediğimiz bu program, girişimcilik yolunda önemli bir eğitim fırsatı sunmaktadır. Ticaret İl Müdürlüğümüzce, gerek kıymetli eğitimcilerimiz, siz gençlerimize vergi ve sicil kaydı, sosyal güvenlik işlemleri, hazine destekli krediler ve KOSGEB destekleri gibi girişimcilik alanında bilmeniz gereken temel konularda rehberlik edeceklerdir. Bu eğitimler, iş hayatına atılmayı planlayan, esnaf ve sanatkâr olma potansiyeline sahip öğrencilerimize yol gösterecek ve onları kendi işlerini kurarken ihtiyaç duyacakları bilgi ve becerilerle donatacaktır” diye konuştu. Konuşmaların ardından, alanında uzman isimler öğrencilere çeşitli konularda sunumlar gerçekleştirdi. KOBİ Uzmanı Mustafa Bayrak, hazine ve KOSGEB destekleri hakkında bilgi verirken, Gelir Uzmanı Şükrü Yılmaz vergi ve sicil kaydı konusunu ele aldı. Sosyal Güvenlik Denetmeni Samet Özdemir ise sosyal güvenlik işlemleri hakkında bilgiler sunarken, Ticaret İl Müdürü Yavuz Selim Aykan kredi destekleri konusunda sunum yaptı.
Bursa Özel eğitim kurumunun penceresinden çekilen fotoğraf ortalığı karıştırdı Bursa’da özel eğitim veren bir okulun penceresinden gizli çekilip sosyal medyada paylaşılan fotoğraf ortalığı karıştırdı. Sosyal medyada binlerce kişi okulda öğrenciye işkence yapıldığı şeklinde yorumlar yapıp okulu karalarken, olayın el işi dersinde öğrencinin oyun oynarken bantı ağzına kendisinin götürmesi sonrası gerçekleştiği ortaya çıktı. Bursa’da geçtiğimiz günlerde özel çocuklara eğitim veren bir okulda down sendromlu 18 yaşındaki N.K. isimli öğrencinin ağzında koli bandıyla çekilen fotoğrafı sosyal medyada ortalığı karıştırdı. Birçok sayfada paylaşılan ve binlerce kişi tarafından tepki yorumları yapılan fotoğraf hakkında önce Milli Eğitim Müdürlüğü, ardından da bakanlık inceleme başlattığını duyurdu. Ancak olayın sosyal medyada yayıldığı gibi olmadığı ortaya çıktı. Oğlunun oyun halinde bu tür davranışlar sergilediğini belirten anne Nuran Kargın, yalan sarmalına inanamadığını aktarıp, gözyaşlarına boğuldu. Kargın, “Okuldan, hocalarımızdan da çok memnunuz. Benim oğlumun fotoğrafını çekip paylaşanlardan davacı olacağım” diye konuştu. Oğlunun fotoğrafını çeken kişiye tepki gösteren Nuran Kargın, “Oğlum derste oyun esnasında böyle davranmış. Benim oğlumun psikolojisini düşünmeden böyle bir fotoğrafı çekip paylaşmışlar. Ben hocalardan, okuldan, müdürden şikayetçi değilim. Benim oğlumun fotoğrafını çekip paylaşanlardan şikayetçiyim” ifadelerini kullandı. Öte yandan, Okul Aile Birliği Başkanı Nilgün Küçükmehmet ise, “2 yıldır haftanın 5 günü buradayım. Okul ve yöneticilerimize çok güveniyoruz. Dışarıdan iznimiz olmadan, okulumuzun içine girip bu tarz fotoğrafları çekip sosyal medyada yayınladıkları zaman sonuçlarını hiç düşünmüyorlar. Ailenin rencide olmasını, okulun rencide olmasını hiç düşünmüyorlar. Biz çocuklarımızın başarılarıyla sosyal medyada yer almak istiyoruz. Her gün yüzden fazla veli okula girip çıkıyor. Derece almış öğrencilerimiz var. Biz öğretmenlerimizle aile olduk. Biz her şeyden önce anneyiz. Keşke bizlerle önce bir iletişim kursalardı. İşin aslını bilmeden öğrenmeden çocuklarımızı ifşa etmeyin” dedi. Öte yandan, olayın okulun bahçesindeki şarj istasyonuna elektrikli aracını şarj etmeye getiren bir kişinin okulun penceresinden o anı görüp yanlış anlaması neticesi izin almadan fotoğraflaması ve sosyal medya hesaplarına göndermesiyle meydana geldiği, bu kişi hakkında da aile ve okul idaresinin şikayette bulunduğu öğrenildi.