ASAYİŞ - 13 Ocak 2025 Pazartesi 12:05

Yenidoğan Çetesi davasının 2. celsesi başladı

A
A
A
Yenidoğan Çetesi davasının 2. celsesi başladı

İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın 2’inci celsesinde sanık İlker Gönen’in avukatı reddi heyet talebinde bulundu.


İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 26’sı tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı davanın 2’inci celsesinin görülmesine başlandı. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada, bir kısım tutuklu ve tutuksuz sanıklar ve tarafların avukatları hazır bulundu.


Duruşmada sanık İlker Gönen’in avukatı, soruşturma savcısı ile duruşma savcısının birlikte fotoğraflarının sosyal medyada paylaşıldığını ifade etti. Sanık avukatları tarafsız bir yargılama yapılmadığını öne sürerek reddi heyet talebinde bulundu. Duruşmaya taleplerin değerlendirilmesi için 30 dakika ara verildi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AK Parti Sözcüsü Çelik: "Hedef, terörsüz Türkiye’ye ulaşmaktır" (1) AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Devlet Bahçeli’nin mesajları çok açıktır. Hedef, terörsüz Türkiye’ye ulaşmaktır. Bu çerçevede Türkiye Cumhuriyeti’nin niteliklerinden herhangi bir taviz verilmesi söz konusu değildir" dedi. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu. Çelik, MYK toplantısında Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir’in kongre sürecine ilişkin bilgi verdiğini ifade etti. Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir’in illerde değişecek yerleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunduğunu, bu çerçevede tecrübe ve yenilenme dengesini sağlayarak yola devam ettiklerini belirten Çelik, vetaf eden eski TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya ve sanatçı Ferdi Tayfur’a da rahmet dileyerek, yakınlarına başsağlığı dileklerinde bulundu. Bu yıl da değişmeyen önceliklerinin deprem konusunda seferberlik olduğunu söyleyen Çelik, “Cumhurbaşkanımız, depremden etkilenen illerle ilgili olarak sürekli olarak oradaki yapılan çalışmaları gündemde tutuyor ve önceliğimizin bu olduğunu MYK’mıza, MKYK’mıza, partimize, bütün teşkilatlarımıza hatırlatıyor. Cumhurbaşkanımızın bize kapalı toplantılarda en önemli şekilde altını çizdiği hususlardan birisi deprem bölgesine dönük iklimin hiçbir şekilde kaybedilmemesidir. Zaten Değerli Bakanımız Murat Kurum da sürekli deprem bölgesinde mesai sarf ederek, orada hayatın normale dönmesi için elden gelen gayretin gösterilmesine öncülük ediyor” ifadelerini kullandı. Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kongrelerde iç cepheyi güçlendirme mesajı verdiğine de dikkat çekti. Geçen yıl ve bu yıl değişmeyecek prensiplerden bir tanesinin demokrasiyi korumak için terörle mücadeleyi güçlü bir şekilde sürdürmek olduğunu bildiren Çelik, “Terör, hukuk devletimizi ve bütün medeni yaşam tarzımızı tehdit eden bir şeydir. Bununla ilgili hassasiyetimizi sürdürüyoruz. Hem ülkemizin güvenliğini, hukukunu, vatandaşlarımızı korurken aynı zamanda da yakın coğrafyamızda bölgemize dönük bir takım emperyalist projelerin terör yolunda gerçekleştirilmesine karşı da duruşumuzu daha da pekiştiriyoruz. Tabii terörün sadece teröristlerden ibaret olmadığını, terör çerçevesinde bir projenin yürürlüğe koyulmaya çalışıldığını, teröristlerin ve terör hükümetlerinin bir takım kötü projeleri, kötücül projeleri, aracı olduğunu defalarca ifade ettik. Son zamanlardaki gelişmeler tüm bunları daha net bir şekilde göstermiştir. Dolayısıyla bu mücadele kararlılıkla sürecektir” diye konuştu. Çelik, Suriye’deki gelişmelerle her zaman yakından ilgilendiklerini ve partileri tarafından takip edildiğini aktardı. Çelik, AK Parti MYK olarak Suriye’de gerçekleşen devrimi tebrik ettiklerini söyledi. "Suriye’de iç savaş çıkar ya da Suriye’deki DEAŞ üzerinden, DEAŞ’le mücadele üzerinden bir takım terör örgütlerine terör devletçiği kurdururuz diyen bir takım projeler var" diyen Çelik, “Bu projelerin aslında Suriye halkı tarafından da yırtılıp bir kenara atıldığını, bölge halklarının iradesinin bunu net bir şekilde yansıttığını gördük. Burada tabii Türkiye’nin içinde de Sayın Devlet Bahçeli’nin ifade ettiği, Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü bir şekilde destek verdiği terörsüz Türkiye çerçevesindeki bu ziyaretleri ve tartışmaları görüyorsunuz. Biz de bunu tabii ki yakından takip ediyoruz. Öncelikle şunu söylemek isterim ki bu yaklaşımla ilgili doğru kavramlar kullanılması gerekir. Doğru kavramlar kullanılmazsa mesele başka yerlere gider” şeklinde konuştu. “Türkiye’yi terörsüz bir Türkiye hedefine ulaştırmak için koyduğu çok güçlü bir inisiyatif var” MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bütün siyasi birikimiyle, bütün siyasi tecrübesiyle Türkiye’nin gündeminden terörü çıkarmak, Türkiye’yi terörsüz bir Türkiye hedefine ulaştırmak için koyduğu çok güçlü bir inisiyatif var olduğunu söyleyen Çelik, sözlerine şöyle devam etti: “Bu güçlü inisiyatif özellikle de şimdiye kadarki tecrübeler ışığında Türkiye’nin gündeminden bu meseleyi çıkarmaya odaklanmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız hem başbakanlığı döneminde, hem cumhurbaşkanlığı döneminde zaten bütün bu çeşitli çalışmalara öncülük etti, başkanlık etti, saatler, günler süren mesailer harcadı. Bütün bu çerçevede aslında terör mekanizmasına başvuranların, terör üzerinden bir takım siyasi hedefler gerçekleştirmeye çalıştıklarını söyleyenlerin en çok kullandığı argümanlardan bir tanesi öteden beri Türkiye’de siyasal katılım yollarının kapalı olduğu şeklindeydi. Esasında bu da şiddete, teröre başvurmak için bir bahane değil. Ama siyasal katılım yollarının demokratikleşme süreçleriyle birlikte en doygun, en verimli şekilde açıldığı dönemlerde de terörün başka odaklara, başka gündemlere bağlı olarak ivmesini yükselttiğini gördük. Dolayısıyla burada Türkiye’nin içindeki bu tartışmaların sona erdirilmesi için büyük bir mücadele verildi, büyük bir yol yüründü, büyük bir şekilde enerji sarf edildi, mesai sarf edildi. Neticede bu Türkiye’nin gündeminden terör meselesinin çıkarılmasıyla ilgiliydi. Kürt kardeşlerimizin bu meseleyle birlikte anılmasına dönük her yaklaşımı bir emperyalist proje olarak gördük. Bugün de Kürt kardeşlerimizin bu terör mekanizmasına dönük en büyük iştahın, en büyük motivasyonun siyonistlerden geldiğini görüyoruz. Ama şimdiye kadar Kürt kardeşlerimiz ne bu emperyalist projelere ne de siyonizmin yalanlarına ve bir takım emellerine hiçbir şekilde yüz vermediler ve her zaman doğru yerde duruyorlar. Burada yanlış yerde duran, geçmişte bu emperyalist projelerine destek veren, şimdi siyonist projelerine yan yana durmaya çalışan terör hüküm tutumuydu. Biz bunu Kandil’de gördük, Suriye’de görüyoruz. Dolayısıyla buradaki bu hassasiyetimizi en nitelikli şekilde korumaya devam ettiğimizi ifade etmek istiyorum.” Çelik, Dürzilerin lideri Velid Canbolat’ı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabul ettiğini ve güzel bir yaklaşım ortaya çıktığını söyledi. “Hedef, terörsüz Türkiye’ye ulaşmaktır” Terörsüz Türkiye söyleminde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin mesajlarının çok açık olduğunu aktaran Çelik, “Bugün de gerek PKK gerekse Suriye’deki SDG esas itibarıyla hem bölgedeki Kürtlerin medeni, bilhassa kendi ülkelerinin vatandaşı olarak yaşama iradesine karşı bir duruş sergiliyorlar, hem de her türlü emperyalist projenin, her türlü siyonist projenin bir uzantısı olarak hareket ediyorlar. Bütün bu süreçle ilgili olarak şunu söylemek isterim; Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Devlet Bahçeli’nin mesajları çok açıktır. Hedef, terörsüz Türkiye’ye ulaşmaktır. Bu çerçevede Türkiye Cumhuriyeti’nin niteliklerinden herhangi bir taviz verilmesi söz konusu değildir. Birtakım siyasi partiler meselelerin geçmişini, bugününü, bölgedeki gelişmeleri hiç görmeden çok haksız yorumlar yapıyorlar. Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Devlet Bahçeli’ye dönük olarak son derece hadsiz yorumlarda bulunuyorlar birtakım tavizlerin verildiğine dair. Böyle bir taviz söz konusu değil. Ne milletimizin birliğinden, ne Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin niteliklerinden herhangi bir taviz verilmesi söz konusu değil. Bu herhangi bir şekilde faraza diyerek bile düşünülemez” ifadelerini kullandı. Kırmızı çizgilerinin açık olduğunun altını çizen Çelik, "İç cepheyi güçlendirme ve terörsüz Türkiye hedefine ulaşma çerçevesinin dışında sağda solda konuşulan, yapılan yorumlar, çeşitli iddialar, dedikodular, spekülasyonlar, temelsiz bir takım iddialar hiçbir şekilde bu süreçle ilgili değil. Bazı çevreler şöyle bir şeyler söylüyor; işte terörü bitirmek için teröristlerle müzakere ediyorlar. Böyle bir şey söz konusu değil arkadaşlar. Burada bir müzakere yok. Burada herhangi bir şekilde, herhangi bir terör grubuyla, herhangi bir terör odağıyla bir müzakere yok. Bir çerçeve var ve bu çerçeve Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkeleri, temel prensipleri çerçevesinde ortaya koyulan çerçeve. Buna destek veren herkesin de desteği olumlu karşılanacaktır. Bugün gelinen noktada bölgedeki Kürt kardeşlerimizi bir takım emperyalist ve siyonist projeler için lejyoner yapmaya çalışanlar var. Biz buna musallat etmeyeceğimizi açık ve net bir şekilde ifade ediyoruz. Kardeşlik diyoruz" dedi. Esad rejiminin çökmesinden sonra Esad rejiminin türevi olarak orada şu anda kalmış tek yapının PYD/YPG olduğunu aktaran Çelik, "Dolayısıyla bu çökmüş bir rejimin türevidir. Burada herhangi bir şekilde bulunduğu bölgelerde Kürtleri temsil etme kabiliyeti de yoktur. Ayrıca Suriye’de, Suriye’yi şu anda yönetenlerin bütün silahlı gruplar silahlarını bıraksın ve bu çerçevede Suriye’nin önümüzdeki dönemde yeniden inşasında, siyasi sistemin yeniden kurulmasında eşit unsurlar olsun dediği bir dönemde bu terör yapılarının varlığı, Suriye’deki Kürt kardeşlerimizi bu yeni dönemin dışında bırakma, yeni dönemin kazanımlarından mahrum bırakma şeklinde son derece yanlış bir tutumdur. O sebeple doğru olan şey Suriye’deki terör örgütünün kendisini feshetmesidir. PKK bağlantılı olmayan oradaki siyasi partilerin de Suriye’deki sistem içerisinde bir siyasi parti olarak yollarına devam etmesi, orada Kürtleri temsil eden partiler olarak ya da başka partilerin içinde yer alan kişiler olarak Kürtler, Türkmenler, Araplar, bu şekilde Sünniler, Nusayriler, Aleviler, Dürziler, Suriye’nin milli egemenliği ve toprak bütünlüğü çerçevesinde yollarına devam etmelidir. Herhangi bir şekilde bölgede herhangi bir etnik unsura ya da herhangi bir mezhep unsuruna karşı dışlayıcı, onları ezmeye çalışan, onları haklarından mahrum etmeye çalışan bir yaklaşım olursa bunun karşısından önce Cumhurbaşkanımızın duracağından, Türkiye Cumhuriyeti’nin duracağından hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Bu çerçevede bölgedeki Kürt kardeşlerimize dönük hiçbir haksızlığa tahammül etmeyeceğimizi, hiçbir dışlayıcı yaklaşıma da müsamahayla yaklaşmayacağımızı bir kere daha belirtiyorum" şeklinde konuştu. Batılı ülkelerin Suriye’ye ziyaretlerine değinen Çelik, "Bu ziyaretlerin bu şekilde olmasından büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Fakat burada Türkiye’yi bir patronaj kurmakla, Türkiye’de burayı yönlendirecek bir yapı kurmakla eleştirenlerin tüm söylediklerinin aslında hiçbir maddi karşılığı, hiçbir reel karşılığı yok. Türkiye başından beri şu ilkeye bağlı olarak hareket ediyor; Suriye, Suriyelilerindir. Suriye’nin birliği temelinde, üniter bir devlet olması temelinde ve Suriye’nin egemenliğinin korunması, birlik ve bütünlüğünün korunması, toprak bütünlüğünün korunması temelinde biz kardeşçe şimdiye kadar nasıl Suriye halkının en zor zamanlarında yanında olduysak, bu yolculukta da Suriye halkına yol arkadaşlığı yapmaya, Suriye halkının zor günleri aşması için aynı yolda kol kola, omuz omuza yürümeye hazır olduğumuzu ifade ediyoruz" diye konuştu. Çelik, değişmez gündemlerinin ise Gazze olduğunu vurguladı.
İstanbul Jose Mourinho’dan Konya’da 6 değişiklik Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, Ziraat Türkiye Kupası’nda son oynanan Kasımpaşa maçı 11’ine göre Konyaspor karşısına 6 değişiklik ile çıktı. Trendyol Süper Lig’in 19. haftasında Fenerbahçe, deplasmanda Konyaspor ile karşılaşıyor. Teknik Direktör Jose Mourinho, Ziraat Türkiye Kupası’nda oynanan Kasımpaşa müsabakası 11’inden 6 değişikliğe gitti. Kalede Ertuğrul Çetin’in yerine Dominik Livakovic yer alırken, savunmada Yusuf Akçiçek’in yerine Alexander Djiku, sağ kanatta Bright Osayi-Samuel’in yerine Oğuz Aydın forma buldu. Orta sahada Bartuğ Elmaz’ın yerine Fred, İrfan Can Kahveci’nin yerine ise Dusan Tadic; forvette ise Cenk Tosun’un yerine Edin Dzeko 11 başladı. Livakovic ve Oğuz Aydın formasına kavuştu Fenerbahçe’nin 16. haftada Başakşehir ile oynadığı müsabakada sakatlık yaşayan Dominik Livakovic, 2 maç aranın ardından kaleyi devraldı. Başarılı eldiven bu sezon ligde 16. maçına 11’de başladı. Aynı maçta sakatlık yaşayan Oğuz Aydın da bugün 11’de forma şansı buldu. İki isim de takımlarının oynadığı Eyüpspor ve Hatayspor maçlarında kadroda yer almadı. Sarı-lacivertlilerde 5 eksik Sarı-lacivertlilerde tedavisi süren Jayden Oosterwolde, Rodrigo Becao ve İsmail Yüksek’in yanı sıra, Sofyan Amrabat sarı kart cezalısı, Samet Akaydin de teknik heyet kararıyla kadroda yer almadı. Fenerbahçe’nin 11’i Fenerbahçe mücadeleye; Dominik Livakovic, Mert Müldür, Çağlar Söyüncü, Alexander Djiku, Oğuz Aydın, Fred, Sebastian Szymanski, Filip Kostic, Dusan Tadic, Youssef En-Nesyri ve Edin Dzeko 11’i ile başladı. Sarı-lacivertlilerde İrfan Can Eğribayat, Bright Osayi-Samuel, Yusuf Akçiçek, Mert Hakan Yandaş, İrfan Can Kahveci, Levent Mercan, Bartuğ Elmaz, Cengiz Ünder, Cenk Tosun ve Allan Saint-Maximin ise yedek başladı.
Trabzon Kostümleri giyindiler, Kalandar’ı kutladılar Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Rumi takvime göre yeni yılın ilk günü kabul edilen 13 Ocak Kalandar için etkinlik düzenlendi. Birbirinden ilginç kostümleri ile kentin en işlek caddesinde renkli görüntüler oluşturan tiyatro grubu, torba atma geleneğini canlandırdı. Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) Trabzon AB Bilgi Merkezi ve TOBB Trabzon İl Kadın Girişimciler Kurulu öncülüğünde somut olmayan kültürel miraslardan biri olan Kalandar kutlaması geleneği yaşatıldı. Doğu Karadeniz Bölgesi’nin geleneklerinden biri olarak bilinen Kalandar kutlaması için Atatürk Alanı’nda program düzenlendi. Program öncesinde Trabzon Tiyatrolar Derneği üyeleri tarafından giyilen birbirinden ilginç kostümler ile kentin en işlek caddelerinden biri olan Uzun Sokak’ta Kalandar kutlandı. Renkli görüntülerin oluştuğu etkinliğe vatandaşlar yoğun ilgi gösterirken, torba atma geleneğini canlandırdı. İpe bağlanan bir torba ile işyerlerini ziyaret eden grup, maniler eşliğinde hediyelerini aldı. Atatürk Alanı’nda düzenlenen etkinlikte horon gösterisi ile keyifli anlar yaşayan vatandaşlara Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ve Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya da eşlik etti. Yüzlerce vatandaşın katıldığı etkinlikte konuşan Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, Kalandar kutlamasını festivale dönüştürmek istediğini belirterek, “Dünyanın birçok ülkesinde, birçok şehrinde somut olmayan kültür mirasları var. Trabzon’umuzun da böyle bir geçmişi var. Bu kadim geçmişinde kalandar kutlamaları var. Ben rahmetli anneannemden bilirim, annemden bilirim. Özellikle Ocak ayının 13. akşamı annem oğlum bizim yılbaşımız budur derdi. O akşam meyveler, kuruyemişler evde ne varsa komşularda ne varsa onlarla birlikte bir dayanışma sergilenirdi. Özellikle çocukları ki bizler de çocukken yaptık bunu. Torbalara ip bağlardık komşu kapıyı çalıp ip atardık. Büyüklerimiz hep bilir bunu da yeni nesil biliyor mu bilmiyorum. Geçmişimizde var olan dedelerimizin, ninelerimizin, anneannelerimizin bu güzel geleneğini Trabzon olarak yaşatalım istedik. Şehrin eminleri ve yerel yöneticileri olarak bizlere bir sorumluluk düşüyor. Bir dahaki sene bunu bir festivale dönüştürelim. Böyle işte birbirinden renkli kıyafetleriyle çok eğlenceli güzel bir akşamımız olsun. Yurdun farklı bölgelerinden belki dünyanın farklı coğrafyalarından turistler gelsin, fotoğraflar çekilsin, bunu kentin kültür mirası olarak kayıtlara geçelim istiyoruz” dedi. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ise, “Kadim kültürlerin, kadim geleneklerin gelip geçtiği bir şehirdeyiz. Biliyorsunuz Cumhuriyetimizden önce miladi takvimden önce hem hicri takvim hem de rumi takvim uygulanıyordu. Bu rumi takvim gereğince de bu akşam yani 13 Ocak akşamı Rumi Yılbaşı olarak kutlanırdı. Böyle bir gelenek vardı. Ama şu anda da bu programda da ifade edildiği üzere artık bu iş somut olmayan miraslar arasına girdi. Ama bu gelenek devam ediyor. Şu anda aynı bu zaman diliminde bir taraftan Arsin’de bir taraftan Maçka’da birçok ilçemizde kalandar kutlamaları yapılıyor. Burada güzel bir görüntü var. Güzel bir şenlik var. Trabzon’da bu tür etkinlikler yapmak güzel. Allah nasip ederse bu yaz Büyükşehir Belediyesi olarak da hep beraber Trabzon’umuza yakışır bir horon festivalini yapacağız. Dünyanın en büyük horon halkasını kuracağız inşallah. O da bizim kadim kültürümüz, geleneğimiz” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından tiyatro gösterileri, kalandar çantası hediyesi ve tatlı ikramı yapıldı. (OK-