EKONOMİ - 06 Kasım 2024 Çarşamba 10:36

Vodafone’un sadakat platformu 25 milyon kullanıcıyı aştı

A
A
A
Vodafone’un sadakat platformu 25 milyon kullanıcıyı aştı

Vodafone’un geliştirdiği Vodafone Happy global sadakat platformu, aktif kullanıldığı 7 ülkede toplam 25 milyon dijital kullanıcıyı aştı. Vodafone Happy, Portekiz, Almanya, Romanya, Türkiye, İspanya, İtalya ve İrlanda’yı içeren aktif pazar portföyüne yıl sonu itibarıyla Çek Cumhuriyeti’ni de eklemek üzere çalışmalarına devam ediyor.



Vodafone, Türkiye’deki uygulamalarını yurtdışına ihraç etmeyi sürdürüyor. Şirketin geliştirdiği ve bugün Türkiye dahil 7 Vodafone ülkesinde kullanılan Vodafone Happy global sadakat platformunun dijital kullanıcı sayısı 25 milyonu aştı. Mayıs 2022’de Portekiz implementasyonuyla başlayan, ardından Almanya, Romanya, Türkiye, İspanya, İtalya ve İrlanda pazarlarında aktif hale gelen Vodafone Happy, yıl sonu itibarıyla Çek Cumhuriyeti’nde de hizmet verebilmek üzere çalışmalarına devam ediyor.



Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Ayşegül Arıcan Şeker, şunları söyledi: “Sadakat platformumuzu daha kapsamlı hale getirerek bu ürünü Vodafone Happy markasıyla uluslararası pazarlara sunmaya başladık. Türk mühendislerimizin geliştirdiği bu platform, Avrupa’daki üçüncü parti çözüm alternatifleriyle karşılaştırıldığında esneklik, teknoloji trendlerine uygunluk ve dijital verimlilik açısından öne çıktı. Bu nedenle, Vodafone Happy platformunu diğer Vodafone ülkelerinde de ‘en iyi uygulama’ olarak yaygınlaştırmaya başladık. Şu anda Türkiye dahil 7 Vodafone ülkesinde aktif kullanıcılarımız var. Yıl sonuna kadar bu sayıyı 8 pazara çıkarmayı ve portföyümüze partner pazarları da ekleyerek büyümeyi hedefliyoruz. Vodafone Happy, müşterilerimize hem global hem de yerel markalardan indirimler sunduğumuz, onları kişiselleştirilmiş fırsatlarla buluşturduğumuz bir sadakat platformu. Bu platform, aktif olduğumuz her pazarda müşteri memnuniyetini artırırken, işbirliği yaptığımız markalar ve iş ortaklarımız için yeni iş fırsatları oluşturuyor ve Vodafone için ana gelir kalemleri dışında yeni iş modelleri sunuyor. Ayrıca, Vodafone’un teknoloji ve platform şirketi olma stratejisine de önemli katkı sağlayan bir girişim.”



Yenilikçi yazılım geliştirme süreçleri dijital verimlilik sağlıyor


Vodafone’un yenilikçi yazılım geliştirme yaklaşımları ve çevik çalışma kültürü, şirketin teknoloji vizyonuna katkı sağlıyor. Yeni fikirlerin hızla hayata geçmesi için geliştirilen çözümlerde yeniden kullanılabilirlik esas alınarak etkin kaynak kullanımı ve dijital verimlilik sağlanıyor. Katılımcı ve kapsayıcı iş ortamı sayesinde paydaşlarıyla sürekli iletişim halinde olan şirket, her aşamada onların katkılarıyla fikirler geliştirip bunları projelere dahil ediyor. Vodafone Happy gibi birçok ürün ve projede de benzer süreçlerle Türkiye’den liderlik ediyor.



Farklı ülkelerden insanlarla çalışma fırsatı


Vodafone Türkiye’de tüm çalışanlara farklı ülkelerden kişilerle ekipler halinde çalışma imkânı sunuluyor. Bu ekipler, hedef ve iş önceliklerini gruptaki yöneticilerden alıyor ve işlerini buna göre planlıyor. Dijital Ürün Yönetimi ve Teknoloji’den Finans Operasyonları’na, Satınalma’dan İç Denetim’e kadar pek çok ekip bu düzende çalışıyor. Bu sayede, hem bilgi paylaşımı ve öğrenme artıyor, hem de pek çok farklı kültürle çalışma imkânı sağlanıyor. Günlük akışlarında farklı ülkelerden insanlarla bir araya gelen bu ekiplerin iş çıktıları Türkiye’ye ve farklı ülkelere hizmet ediyor. Vodafone Türkiye çalışanı olarak hayatlarına devam etseler de tamamen global bir deneyimin parçası oluyorlar.



Çalışanlarına global deneyim kazandırıyor


Vodafone’da çalışanların global deneyim kazanmasına önem veriliyor. Bu yönde hayata geçirilen program ve inisiyatiflerle çalışanların yurtdışında kariyer yapmasına destek olunuyor. Özellikle Türkiye’den yurtdışına giden çalışanların ülkeye ve şirkete sağladığı en büyük avantaj temsiliyet oluyor. Bu çalışanlar, temsil ettiği kültür ve gösterdiği örnek davranışlar sayesinde gerek ülkenin gerekse şirketin daha fazla cazibe merkezi olmasını sağlıyor. Diğer yandan, global fırsatlar sayesinde Vodafone Türkiye de yetenek kazanımı anlamında avantajlı bir konumda oluyor. Global yetenek hareketleri, ülkeler arasındaki işbirliklerini kuvvetlendirip iyi örneklerin karşılıklı olarak paylaşılmasına büyük ölçüde destek sağlıyor.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum ETÜ’nün projesine British Council’den destek Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Fatih Tosunoğlu ile İngiltere’nin Bath Universitesi öğretim üyelerinden Dr. Thomas Kjeldsen’in Türkiye-Birleşik Krallık Ortaklığında “Uluslararası Bilim Ortaklıkları-Araştırma İş Birlikleri Fonu” (International Science Partnerships Fund-Research Collaborations Grant) kapsamında British Council’a yaptıkları “Developing rainfall frequency models for critical infrastructure design in a changing environment (RainChange)” başlıklı proje başvurusu desteklenmeye hak kazandı. British Council’a sunulan 130 adet araştırma projesi arasından desteklenen 10 projeden biri olan “RainChange” projesi kapsamında İngiltere’nin Bath Üniversitesi ve Erzurum Teknik Üniversitesi’ndeki bilim insanları, gelecekteki taşkınların yol açabileceği riskleri tam olarak anlamak için makine öğrenimini kullanarak, yeni ve daha gelişmiş ekstrem yağış modelleri geliştirecek. Geliştirilecek yeni modeller, Türkiye’nin hidrolog, inşaatçı ve planlamacılarının gelecekte olası aşırı yağışlara hazırlık yapmasına ve altyapıyı güvenilir bir şekilde tasarlamasına yardımcı olacak. British Council tarafından finanse edilen araştırma ekibi, bulguların gelecekteki planlama kılavuzlarına (kentsel altyapı tasarım, taşkınlar hidrolojisi tasarım vb.) entegre edilmesini amaçlıyor. Bu kapsamda proje 2 yıl sürecek ve toplamda £96000’lik bir bütçeye sahip olacak. Proje yürütücüsü Prof. Fatih Tosunoğlu Erzurum Teknik Üniversitesi ve Bath Üniversitesi iş birliğiyle böylesine heyecan verici bir araştırmaya öncülük etmekten büyük mutluluk duyduğunu ifade ederek, söz konusu araştırmanın küresel sorunların çözümünde ve Birleşik Krallık-Türkiye bilimsel iş birliğinin güçlendirilmesinde önemli bir rol oynayacağını belirtti.
İstanbul Minik Edanur’un ölümüne ilişkin hazırlanan iddianame kabul edildi Küçükçekmece’de bir parkta İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekiplerince açılan çukura düşerek hayatını kaybeden 5 yaşındaki Eda Nur Gezer’in ölümüne ilişkin 10 sanığın ayrı ayrı ’taksirle ölüme neden olma’ suçundan 6 yıla kadar hapsi talep edilen iddianame Küçükçekmece Asliye Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Sanıkların yargılanmasına 25 Aralık günü başlanacak. Küçükçekmece’de bir parkta İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekiplerince açılan çukura düşerek hayatını kaybeden 5 yaşındaki Eda Nur Gezer’in ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma geçtiğimiz günlerde tamamlanmıştı. Hazırlanan iddianamede İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı İstanbul Ağaç ve Peyzaj AŞ Genel Müdürü Ali Sukas, Avrupa Yakası Park ve Bahçeler Şube Müdürü Ziya Duman, Avrupa Yakası Yeşil Alan Uygulama Müdürü Barış Şişman, Avrupa Yakası Yeşil Alan Uygulama 2. Bölge Şefi Cabir Şaban, İBB Park ve Bahçeler Şube Müdürlüğü Teknik Müdür Yardımcısı Erman Uzun, tesisat ustası Fayık Cansu, tekniker Furkan Keleş, İstanbul Ağaç ve Peyzaj AŞ’de Teknik Genel Müdür Yardımcısı Metin Aras, İstanbul Ağaç ve Peyzaj AŞ’de iş makinesi operatörü Sezai Ayhan ve İBB Park ve Bahçeler Şube Müdürlüğü Küçükçekmece Bölge Şefi Turan Yaman‘ın ’taksirle ölüme neden olma’ suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edilmişti. Hazırlanan iddianame Küçükçekmece 26. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Sanıkların iddianame kapsamında yargılanmalarına 25 Aralık günü başlanacak. İddianameden Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Eda Nur Gezer maktul olarak yer alırken Emrah Boduk ile Nurcan Gezer müşteki olarak yer aldı. İddianamede 10 kişi ise sanık olarak yer buldu. Hazırlanan iddianamede 26 Nisan günü maktul Eda Nur Gezer’in akrabaları Sinem Y. ve Gülseren Y. ile birlikte piknik yapmak için Menekşe Sahil Parkına geldikleri, Eda Nur’un akrabası olan diğer çocuklarla oyun oynadığı sırada park içerisinde İstanbul Büyükşehir Belediyesince (İBB) açılan çukura düştüğü belirtildi. Öte yandan çukurun içi su doldu olduğu ve 428 cm uzunluğunda, 205 cm genişliğinde ve 135 cm derinliğinde olduğu belirtildi. Edanur’un hastaneye kaldırıldığı, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybettiği de iddianamede açıklandı. Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulunca düzenlenen raporda "çocuğun suda boğulma dışında travmatik tesirle öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı, çocuğun zehirlenerek öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı, çocuğun ölümünün suda boğulma ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğu" belirtildi. Soruşturma kapsamında yapılan araştırmada Menekşe Sahil Parkı içerisinde meydana gelen su arızası ile ilgili İSKİ kayıtları nezdinde herhangi bir su arıza kaydına rastlanılmadığı, park içerisinde bulunan bilinen veya bilinmeyen iç tesisat hatlarının bakım ve onarımından İSKİ idaresinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı aktarıldı. Kazı çalışmasının sorumluluğunun Menekşe Sahil Parkı’ndan sorumlu İBB Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Dairesi Başkanlığı uhdesinde çalışan yüklenici İstanbul Ağaç ve Peyzaj A.Ş.’de bulunduğu da iddianamede tespit edildi. Öte yandan olay yerinde yapılan keşifte suyun fokurdadığı, yüzeye çıkarak baloncuk oluşturduğu, toprağın belli bölümlerinde zeminin yumuşayarak balçık kıvamına geldiği, olay yerinin yaklaşık 10-15 metre uzaklığında ise çocuk parkı bulunduğu belirlendi. İncelemelerde Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’ne uygun şekilde, kazı alanının etrafının kapatılmadığı, kazı alanına giriş ve çıkışların engellenmediği, önlem alınmadığı, bölgedeki çukura düşme sonucu meydana gelebilecek riskler konusunda bölgede bulunan veya bulunacak kişi ve kişilerin bilgilendirilmesine yönelik tehlikeli bölgenin işaretlenmediği, görünür şekilde uyarı levhalarının konulmadığı, ifadelere göre yapılan kazı çalışmasının ehil bir kişi gözetim ve denetiminde yapılmadığı kanaatine varıldı. İddianamede, İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı İstanbul Ağaç ve Peyzaj AŞ Genel Müdürü Ali Sukas, Avrupa Yakası Park ve Bahçeler Şube Müdürü Ziya Duman, Avrupa Yakası Yeşil Alan Uygulama Müdürü Barış Şişman, Avrupa Yakası Yeşil Alan Uygulama 2. Bölge Şefi Cabir Şaban, İBB Park ve Bahçeler Şube Müdürlüğü Teknik Müdür Yardımcısı Erman Uzun, tesisat ustası Fayık Cansu, tekniker Furkan Keleş, İstanbul Ağaç ve Peyzaj AŞ’de Teknik Genel Müdür Yardımcısı Metin Aras, İstanbul Ağaç ve Peyzaj AŞ’de iş makinesi operatörü Sezai Ayhan ve İBB Park ve Bahçeler Şube Müdürlüğü Küçükçekmece Bölge Şefi Turan Yaman‘ın ’taksirle ölüme neden olma’ suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Bursa Kosovalı Öğrenciler Bursa’yı keşfediyor Türkiye’yi gezen Kosovalı öğrenciler Osmanlı Devletinin Başkenti Bursa’da tarihi ve kültürel mirası yerinde inceledi. "Hayal et keşfet, Vakfet" projesi kapsamında 18 öğrenciden oluşan grup, ilk olarak İstanbul’da gezip tarihi eserleri keşfettikten sonra, Osmanlı Devleti’nin önemli şehirlerinden biri olan Bursa’ya geçerek, buradaki tarihi ve kültürel mirası yerinde gözlemleme fırsatı buldu. Bursa’daki etkinlikte, öğrenciler sadece şehrin mimari zenginliklerini görmekle kalmadı, aynı zamanda Osmanlı’nın kültürel mirasına dair derinlemesine bilgiler edindiler. Kosova’dan gelen öğrenciler arasında mimarlık okuyan Ereza Kastratlı, geziden duyduğu memnuniyeti dile getirerek şunları söyledi: "Bu 5 gün içerisinde çok güzel yerlere gittik. İstanbul ve Bursa’daki önemli yapıları gezme fırsatımız oldu. Süleymaniye Külliyesi, Galata Kulesi, Mihrimah Sultan Külliyesi, Kuş Evleri gibi yerleri ziyaret ettik ve her birinden çok şey öğrendik. Bu geziler sadece tarihi öğrenmek değil, aynı zamanda kültürel anlamda bize yeni bakış açıları kazandırdı." Tıp öğrencisi olan Amer Suma ise, bu tür etkinliklerin kendileri için ne kadar değerli olduğunu vurgularken, " Öğrenciler olarak burada gördüğümüz yazmalar, hat sanatı ve maneviyat gerçekten bizi çok etkiledi. Bu kültürel zenginlikleri görmek, anlamak ve takdir etmek bizim için çok önemli" diye konuştu. Gezi programı, Kosovalı öğrencilerin hem İstanbul’un hem de Bursa’nın tarihi güzelliklerini keşfetmelerinin yanı sıra, iki kültür arasındaki bağları güçlendirmeye ve koruma sorumluluğuna da yardımcı oldu. Öğrenciler gezi deneyiminin ardından, Bursa ve İstanbul’daki tarihi eserlerin izlerini taşıyan ve kültürel mirası anlamaya yönelik derinleşen bakış açılarıyla ülkelerine dönecekler. Bursa’da Ulu Cami gezisini tamamlayan Kosovalı öğrenciler sırasıyla Yeşil Cami, Yeşil Türbe, Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi ile Muradiye Külliyesi gezilerinin ardından yarın İstanbul’a giderek turu tamamlayacak.