SAĞLIK - 06 Nisan 2025 Pazar 10:20

Uyanık halde beyin ameliyatı oldu: "Hiç acı hissetmedim"

A
A
A
Uyanık halde beyin ameliyatı oldu: "Hiç acı hissetmedim"

Beyin tümörü nükseden 35 yaşındaki Mehmet Gül, tümörün konuşma merkezine yakın olması ve konuşmasına hasar verme ihtimali nedeniyle uyanık şekilde ameliyat edildi. 2 buçuk saat uyanık kaldığı ameliyat sırasında konuşup şarkılar söyleyen Gül, başarılı geçen operasyonla sağlığına kavuştu.


İşletmecilikle uğraşan 35 yaşındaki Mehmet Gül, beyninde tespit edilen portakal büyüklüğündeki tümör nedeniyle Şubat 2024’te ameliyat oldu. Tümörün nüksetmesi üzerine Gül, geçtiğimiz Aralık ayında Medicana Ataköy Hastanesi’nde ikinci kez ameliyata alındı. Tümörün konuşma merkezine yakın olması ve hastanın konuşmasına hasar vermesi riski nedeniyle doktorlar kritik bir karar vererek hastayı uyanık ameliyat etme karar aldı. 9 kişilik ekip tarafından gerçekleştirilen ve 6 saat süren ameliyatta genç adam, doktorların verdiği talimatlara uyarak sayı saydı, sohbet etti ve şarkı söyledi. Ameliyatın 2 buçuk saatinde uyanık kalan Gül, başarılı operasyon sonrası sağlığına kavuştu.


"Hastayı uyutarak yapsaydık, konuşma merkezi hasar alabilirdi"


Ameliyatı gerçekleştiren Medicana Ataköy Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ömür Günaldı, hastanın konuşmasına zarar vermemek için hastanın ameliyatını uyanık yapmaya karar verdiklerini belirtti. Prof. Dr. Günaldı, "Tümörü çıkarırken hastayı konuşturmamız gerekiyordu. Bu ameliyat iki türlü yapılabiliyor. Ya ameliyatın başından sonuna kadar hastayı uyanık tutup tümörü çıkarabiliyoruz ya da ameliyatın başında hastayı uyutup, cildi, kemiği ve beyin zarını açtıktan sonra tümör rezeksiyonu aşamasında hastayı uyandırabiliyoruz. Tümörü çıkardıktan sonra tekrar uyutup kapatıyoruz. Biz bu ikinciyi tercih ettik. Çünkü o kadar uzun süre hastanın kapalı alanda durması ve yatar bir vaziyette, üstelik beyin ameliyatı esnasında bize uyum sağlayabilmesi mümkün olmayabilirdi. Hasta da çok uyumluydu. Sayı sayma, şarkı söyleme, şiir okuma, konuşma, bütün talimatlarımızı yerine getirdi. Ameliyatın sonuna kadar hastayla iletişim halinde tümörünü çıkardık" dedi.


"Bu prosedürü kısıtlı ameliyatlarda uyguluyoruz"


"Bu ameliyatların bazı riskleri de var. Hasta uyumlu olmayabilir. Hasta ameliyat esnasında panik yapabilir ya da epileptik nöbet geçirebilir" diyen Prof. Dr. Günaldı, "Beyin enteresan bir organ. Tüm vücudun duyusunu alıyor. Bütün çevresel farkındalığımızı sağlıyor fakat beyine dokunduğumuzda, beyni herhangi bir sebeple kurcaladığımızda bunu fark etmiyor. Ağrı duyusu yok, dokunma hissi yok, bunu algılayamıyor. Bu bizim için ameliyatlarda bir avantaj olarak ortaya çıkıyor. Biz de bu avantajı kısıtlı bazı endikasyonlarda kullanarak beyin tümörünü alabiliyoruz. Sadece konuşma merkezinde olan tümörlerde değil, motor alanda yani vücudun kol ve bacağı kontrol eden merkezinde de, ameliyattan sonra hasta felç olmasın herhangi bir kuvvet kaybı yaşamasın diye, bu ameliyatı rahatlıkla uygulayabiliyoruz" ifadelerini kullandı.


"Gülerek ameliyat oldum, acı hissetmedim"


Ameliyat sırasında acı hissetmediğini belirten Mehmet Gül, yaşadıklarını aktararak, "Bu, Ömür hocaya olduğum ikinci ameliyattı. İlk ameliyatta portakal büyüklüğünde bir tümör çıkarılmıştı, 6 cm, 7 cm ve 8 cm büyüklüğündeydi. Akabinde nüksetti. Şubat ayında ilk ameliyatı olmuştum Aralık ayında da ikinci ameliyatı oldum. Tümör konuşma merkezinde olduğu için ameliyatta uyanık olmak zorundaydım. İlk anestezi alarak girdim ameliyata. Akabinde cerrahi ekip ve anestezi tarafından uyandırıldım. Uyandırıldıktan sonra sayıları ve ayları saymam istendi. Daha sonra ömür hocamdan şarkı isteği vardı. Keyifli bir ameliyat geçti. Acıları fazla hissetmedim. 10 üzerinde 2 veya 3 olarak acı hissettim. Ameliyattan sonra yoğun bakıma değil direkt normal odaya alındım" dedi.


Gül, doktorunun yaptığı bilgilendirme sayesinde ameliyat sırasında çok rahat olduğunu belirterek, "Gülerek ameliyat oldum diyebilirim. Sağlık ekiplerine teşekkür ederim" diye konuştu.


"Hastayı ameliyat öncesi bu duruma alıştırdık"


Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Musa Gitmez ise ameliyat sürecini şöyle anlattı:


"Hastayı önce uyuttuk, anestezi cihazına bağladık ve derin anestezi verdik. Cerrahi ekip o ağrılı bölgeleri geçip tümörün olduğu beyin bölgesine yaklaşınca hastayı uyandırdık. Hasta anestezi etkisinden çıktı, şuuru açıldı. Hastanın konuşmasında herhangi bir değişiklik veya bozulma olursa cerrahi ekip o bölgeden uzak duracaktı. Hastayı ameliyat öncesi bu duruma alıştırdık. Dolayısıyla herhangi bir panik, endişe yaşamadan bizim sorularımızı cevapladı. Hastayı tekrar uyutup genel anestezi yaptık. Ameliyat bittikten sonra hastayı uyandırdık. Çok başarılı bir ameliyattı. Bu başarıyı anestezi ekibiyle beyin cerrahisi ekibinin ortak başarısı olarak değerlendiriyoruz" dedi.


Hastaya ameliyat boyunca uyarı verildi


Elektronörofizyoloji Uzmanı Bilge Kağan Üçoluk, ekip çalışmasının önemine vurgu yaparak, "Anestezi uzmanımızla birlikte koopere olarak, beyin haritalama sırasında yardımcı olmak için ameliyathanede bulunduk. Bu aşamada hem ekip olarak doktorumuzun hem anestezi hocalarımızın bize verdiği destekle uyarı vererek Mehmet Bey’i sürekli konuşturarak, konuşma sırasında verdiğimiz uyarılarla, konuşma esnasında duraklamalar veya saydığı sıralamalarda, tekrarlamalarda bu bölgeye yaklaştığımızı öngördük ve cerrahi ekiple birlikte tümörün total olarak çıkarılmasına yardımcı olmaya çalıştık" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul 5. Esenler Öykü Günleri’nde "Onur Ödülleri" sahiplerini buldu Esenler Belediyesi tarafından düzenlenen 5. Esenler Öykü Günleri’nin kapanış programında yazarlar Yıldız Ramazanoğlu ve Cemal Şakar’a ‘Onur Ödülleri’ takdim edildi. Bosnalı sanatçı Lejla Jusic sahne aldı. Esenler Belediyesi tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen Esenler Öykü Günleri’nin kapanış programı düzenlendi. Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde düzenlenen programa Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, Esenler Kaymakamı Süleyman Özçakıcı ve birçok vatandaş katıldı. "Direniş - Gazze" temasıyla gerçekleşen etkinliğin son gününde yazarlar Yıldız Ramazanoğlu ve Cemal Şakar’a ‘Onur Ödülleri’ takdim edildi. Ödül töreni sonrası konuklar tarafından bir panel verildi. Gazze ve Öykü Günleri ile ilgili video gösteriminin yapıldığı program sonunda Bosnalı sanatçı Lejla Jusic sahne alarak direniş temalı şarkılarla müzik performansı sergiledi. Programda konuşan Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, "Öykü dediğimizde bazen hüznü bazen mutluluğu bazen de iç dünyanızdaki kendi muhasebenizi görürsünüz. Aslında öyküde herkesin bir öyküsünün olduğunu da biliriz. Ama bu seneki öykü günlerimizin temel temasının direniş ve Gazze olması bize farklı bir anlam ve sorumluluk yüklemiştir. Gerçekten her birimizin öyküsünü yazacak olsak ve bu öyküsünde karşılaştığı hikayeleri öykümüzün bir tarafına not ediyor olsak o not ettiğimiz şeyde herhalde ‘İnsanlığımızdan utandığımız günler’ diye bir başlık olur. Ya da ‘Dünyada insanlığın ayaklar altına alındığı günler’ diye bir başlık olur" dedi. Yazar Yıldız Ramazanoğlu ise, "Bu yıl direniş Gazze temasının seçilmesi çok kıymetli. Çünkü Filistinli kardeşlerimiz sürekli ‘Sakın bizi unutmayın ve bizim hakkımızda konuşmayı, yazmayı, iletişim kurmayı, paylaşmayı bırakmayın’ diyorlar ve bu çok önemli. Bahsedilmediği taktirde her şey karanlığa gömülecek ve gözümüze baka baka korkunç şeyler yaşanacak. Artık sözün de anlamını bir yerde yitirmeye başladığı bir dönem yaşıyoruz. Bir an evvel de bütün İslam dünyasının harekete geçmesi, korku duvarını aşması ve insanlığın önüne düzgün bir direniş ile çaba koyması gerekiyor. Ödülü tabi ki hikayelerimiz üzerinden alıyoruz. Layık gören insanlara ve kuruma çok teşekkür ediyorum. Bizi motive edecek kıymetli bir ödül. Fakat öte yandan şu günlerde gerçekten hiçbir şey bizi yeterince mutlu etmiyor çünkü gerçek ödül bütün dünyada haykıran, ses veren, ve insanlık adına ayağa kalkan maddi manevi kayıpları göze alan kahraman insanlar. Onlar için de şu anda minnet ve şükran duyuyorum" ifadelerini kullandı. Ödülün farklı bir anlam içerdiğini belirten Yazar Cemal Şakar, "Gazze hep ümmetin ortak acısı olageldi. Ancak son bir yılda yaşananlarla soykırıma varan bir boyut oluştu. O kadar aşikar ve gözümüzün önünde olmaya başladı ki sözün de değeri düşüyor. Eylem zamanı. Bir sanatçı olarak benim yapabileceğim tek şey dua etmek ve bunu sanata taşımak. Bunu şimdiye kadar dikkat ederek özenle öyküleştirmeye çalıştım. Ödüle gelince, öyküyü yazıyor ve yayınlıyoruz. Yayınlamak dikkat çekmek anlamına geliyor. İltifat görmek de bunun içinde tabi ki. Onur ödüllerinin diğerlerinden daha farklı bir anlamı var. Bütün emeğine karşılık almış oluyorsun. Bizi bu ödüle layık görenlere çok teşekkür ederim" diye konuştu.