POLİTİKA - 03 Ekim 2024 Perşembe 14:04

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlun’dan 12 yeni iç hat müjdesi

A
A
A
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlun’dan 12 yeni iç hat müjdesi

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, havayolu firmalarıyla gerçekleştirilen toplantının ardından açıklamalarda bulunarak, “İç hatlarda, karayolu veya tren ile en az 5 saat ve üstü seyahat süresi olan şehirlerarasında her gün en az bir uçuşun olması ve önceki sezonda sezon doluluk ortalaması yüzde 95 üzeri olan hatlara ilave uçuşun konması yönünde bir planımız var. Daha önce başlattığımız çalışmalar neticesinde önümüzdeki ekim sonu itibarıyla 12 yeni iç hat seferinin başlayacağı müjdesini buradan paylaşmak istiyorum” dedi. Bakan Uraloğlu, işletmelere tavan fiyat uygulamasına sıkı bir şekilde riayet etmeleri hususunu bir kez daha hatırlattıklarının da altını çizdi.


Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul’da THY, AJet, Pegasus ve SunExpress Havayollarının üst düzey yöneticileri ile bir araya gelerek Türk sivil havacılığının iç ve dış hatlardaki genel durumunu ve gelecek öngörülerini ele aldı. Bakan Uraloğlu, toplantının ardından yaptığı basın açıklamasında, “Özellikle iç hat seferleri konusuna eğilerek ülkemizde hangi noktalarda sefer eksikliği olduğu ve bu eksiklikleri nasıl giderebileceğimiz konularını masaya yatırdık” dedi.



“Uçuş sayılarının dengeli, etkin ve verimli yapılması için hassasiyet gösteriyoruz”


Bakan Uraloğlu, hava yolu işletmelerinin serbest piyasa şartlarında faaliyet gösteren ticari kuruluşlar olduğunu belirterek, “Normal şartlarda bir hatta uçuş başlatmak, sefer sayılarını artırmak, bilet indirimleri ya da kampanyaları yapma konuları işletmelerin kendi inisiyatifindedir. Ancak, Bakanlık olarak bugün yaptığımız gibi hava yolu işletmeleri ile düzenli istişareler gerçekleştirerek yurt içinde talebin yoğun olduğu bölgelere yönelik değerlendirmelerimizi iletiyor ve gerekli planlamaların yapılmasını sağlıyoruz. Özellikle yaz dönemlerinde sefer sayıları ve yoğunluk nedeniyle vatandaşlarımızdan uçuş sayılarının arttırılmasına yönelik talepler almaktayız. Çünkü, Türkiye’nin her noktasına uçuş sayılarının dengeli, etkin ve verimli bir şekilde yapılması için özel bir hassasiyet gösteriyoruz” ifadelerini kullandı.



“Havayolu işletmelerinin filolarında 670 yolcu uçağıyla 139 bin 103 yolcu kapasitesi bulunuyor”


Türkiye’de ruhsatlandırılmış 14 havayolu işletmesinin faaliyet gösterdiğini ve bunlardan 4 tanesinin iç hat yolcu seferleri gerçekleştirdiğini ifade eden Bakan Uraloğlu, “Ülkemizdeki havayolu işletmelerinin filolarında toplam 670 yolcu uçağıyla 139 bin 103 yolcu kapasitesi bulunuyor. Bugün uçak başına ortalama 207 yolcu taşıyoruz. Elbette bugünlere kolay gelmedik. 20 Mayıs 1933’te, Milli Savunma Bakanlığına bağlı Hava Yolları Devlet İşletmesi İdaresinin hizmete başlaması kararıyla birlikte 4 uçaklı ilk filomuz Türk Hava Postaları adı altında faaliyete başladı. İlk uçuşunu 1933’te yaparak kanatlarını çırpmaya başlayan Türk Hava Postaları, bugün Türk Hava Yolları adıyla neredeyse tüm dünyayı kanatları altına almış bulunuyor. İlk ticari havalimanını sorarsanız, Ankara’da bugün Güvercinlik olarak anılan alanı söyleyebilirim. Terminal olarak ise birkaç çadır dışında bir şey yoktu. Ama bugün son olarak 10 Ağustos’ta hizmete açtığımız Çukurova Uluslararası Havalimanıyla 58 havalimanımız bulunuyor. 2018 yılında hizmete açtığımız İstanbul Havalimanımız Avrupa’nın en yoğun havalimanı olarak yıllardır sahip olduğu birinciliği sürdürmeye devam ediyor” dedi.



“Cumhuriyetin 100. yılında 2023 yılında tüm zamanların yolcu rekoru kırıldı”


1939 yılında Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından paylaşılan ilk istatistiğe göre 1939’da 399 yolcunun havayoluyla seyahat ettiğini hatırlatan Bakan Uraloğlu, “1985 sonrasında ise dış hatlar yolcu sayısı iç hatlar yolcu sayını geçiyor ve 1990 sonrasında dış hatlar yolcu sayısındaki yükselişin çarpıcı boyutlara ulaştığını gözlemliyoruz. 2002 yılına geldiğimizde iç hatlarda yaklaşık 8 milyon 730 bin yolcu seyahat ediyorken dış hatlarda bu sayının 25 milyonun üstüne çıktığını görüyoruz. Yani, 2002 yılında iç ve dış hatlarda seyahat eden yaklaşık 34 milyon yolcumuz bulunuyor. Hava yolu yolcu sayımızın 2002 yılından itibaren de Kovid-19 salgının etkilerini yaşadığımız 2020 yılına kadar havacılık sektörümüzün gelişmesine paralel olarak düzenli olarak arttığını görüyoruz. Tabi doğal olarak salgın etkisiyle bu yıllarda bir düşüş söz konusu. Ancak Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı olan 2023 yılında 214 milyonun üstünde yolcu taşıyarak tüm zamanların rekorunu kırmış bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.



“Yıl sonunda yolcu sayımızın 236 milyonun üstüne çıkacağını öngörüyoruz”


Türk hava sahasında 2023 yılında gerçekleşen transit üst geçişler dahil uçuş sayısının bir önceki yıla göre yüzde 14,9 artış göstererek 2 milyon 167 bin 19’a yükseldiğini kaydeden Uraloğlu, “Böylece 2023 yılında Türkiye semalarından yaklaşık her 15 saniyede bir uçak geçti. Bu yıl ve önümüzdeki dönemlerde bu istatistiklerin çok daha üzerinde değerlere ulaşacağımızı; bu yıl sonunda yolcu sayımızın 236 milyonun, 2025 yılında da 250 milyonun üstüne çıkacağını öngörüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın sıklıkla dile getirdiği ‘nereden nereye’ ifadesinin en çarpıcı örneklerinden birinin de havayolu sektörümüzdeki gelişime paralel olarak artan yolcu sayılarımız olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.



“Bu senenin sonunda dış hatlardaki uçuş nokta sayımız 349’a çıkacak”


Halihazırda, iç hatlarda taşıyıcılar tarafından haftalık ortalama karşılıklı olarak 7 bin sefer, dış hatlarda ise ortalama 20 bin sefer gerçekleştirildiğini kaydeden Uraloğlu, “Bu noktada Bakanlık olarak hava yolu işletmelerinin dış noktalarda sefer artırmalarına nasıl yardımcı oluyorsak iç hatlarda da her zaman gerekli destekleri sağlamaya devam ediyoruz. Örneğin uzun süredir yaptığımız görüşmeler sonucunda Şili’nin başkenti Santiago’ya 18 Aralık 2024 tarihi itibarıyla THY ile İstanbul-Sao Paolo (Brezilya)-Santiago hattında haftalık 4 frekans olarak seferlere başlıyoruz. Böylelikle, THY Şili’ye ilk kez sefer gerçekleştirmiş olacak. Öte yandan, THY 4 Aralık 2024 tarihi itibarıyla da İstanbul-Kuala Lumpur-Sydney hattında seferlere başlayacak. Bu yıl başlanan Melbourne seferlerinin ardından Sydney’de Avustralya kıtasında açacağımız ikinci yeni nokta olacak. Böylece bu senenin sonunda dış hatlardaki uçuş nokta sayımız 349’a çıkacak” dedi.



“2025 yaz sezonu için öncelikli ihtiyaç bulunan hatlarda sefer sayıları artırılacak”


Bakan Uraloğlu, iç hatlarda, karayolu veya tren ile en az 5 saat ve üstü seyahat süresi olan şehirler arasında sabah akşam her gün en az bir uçuşun olması ve bir önceki sezonda sezon doluluk ortalaması yüzde 95 üzeri olan hatlara ilave bir uçuşun konması yönünde planlamalar yapıldığını ifade ederek, “Şimdi, 2025 yaz sezonu için öncelikli ihtiyaç bulunan hatlarda işletmeler en kısa sürede fizibilite çalışmalarına başlayacak ve sefer sayıları artırılacak. Biz de Bakanlık olarak havayolu işletmelerimizin yaptığımız bu planlama doğrultusunda sefer sayılarını arttırıp arttırmadıklarının takipçisi olacağız” ifadelerini kullandı.



Ekim sonunda 12 yeni iç hat seferi başlayacak


2024 yılı yaz döneminde iç hat seferlerinde taşıyıcıların Türkiye geneli ortalama doluluğunun yüzde 90 seviyelerinde olduğunu belirten Uraloğlu, “Bu seviye kış döneminde ise hareketliliğin azalmasına bağlı olarak yüzde 85 seviyelerinde seyrediyor. Ama az öncede belirttiğim üzere vatandaşlarımızdan gelen talepler doğrultusunda işletmelerimize seferlerin ihtiyaç duyulan noktalarda arttırılması hususunda gerekli bildirimlerde bulunduk. Toplantımızda yaptığımız değerlendirme sonucunda daha önce başlattığımız çalışmalar neticesinde önümüzdeki kış döneminde Ekim sonu itibarıyla Sunexpress Havayolları tarafından 12 yeni iç hat seferlerinin başlayacağı müjdesini buradan paylaşmak istiyorum” dedi.



Rize-Artvin Havalimanı - Antalya seferleri başlıyor


Yeni seferler ile ilgili bilgi veren Bakan Uraloğlu, “Rize-Artvin Havalimanı-Antalya, Antalya-Bursa, Antalya-Erzurum, Antalya-Şanlıurfa, İzmir-Elazığ, İzmir-Nevşehir, İzmir-Sivas, İzmir-Şanlıurfa, Çukurova-Bursa, Çukurova-Samsun, Çukurova-Trabzon ve Çukurova-Van seferlerini başlatıyoruz. Bu seferlerle özellikle yeni açtığımız Çukurova Uluslararası Havalimanı’nın iç hat uçuş ağını da genişletmiş olacağız. Şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Aynı zamanda vatandaşlarımızdan özellikle yaz dönemi boyunca çokça talep gelen İzmir ve Antalya’yı, Anadolu’da; Bursa, Erzurum, Sivas, Nevşehir, Elazığ, Şanlıurfa şehirlerimize bağlamış ve bazı hatların da sefer sayılarını arttırmış olacağız” ifadelerini kullandı.



“Vatandaşlarımıza daha erişilebilir ve ulaşılabilir bir hava taşımacılığı sunacağız”


Toplantıda acil olarak talep edilen uçuş seferlerinin durumlarını da görüştüklerini belirten Uraloğlu, “Özellikle İstanbul ve Ankara merkezli günde tek seferin olduğu ya da haftanın her günü seferlerin olmadığı illerimizdeki iç hat seferlerimizi hat bazlı değerlendirdik. Bundan sonraki süreçte de iç hatlarımızda buna benzer seferlerin hızla artacağına inanıyorum. Havayolu firmalarımız en kısa sürede fizibilite çalışmalarını tamamlayarak iç hat seferlerini hangi noktalarda ve kaç sefer artıracaklarını Bakanlığımıza iletecekler. Bu çalışmanın ardından gerekirse bir kez daha işletmelerle bir araya gelerek yol haritamızı daha net bir şekilde ortaya koyacağız. Böylece vatandaşlarımıza daha erişilebilir ve ulaşılabilir bir hava taşımacılığı sunacağız” dedi.



Tavan fiyat uygulamasına sıkı bir şekilde riayet edilmeli


Toplantının önemli gündem maddelerinden birinin de havayolu taşımacılığında uygulanan tavan ücret uygulaması olduğunu söyleyen Uraloğlu, “Bildiğiniz üzere 2012 yılından bu yana vatandaşlarımızın mağdur olmaması ve her kesimin hava yolunu kullanabilmesi amacıyla tavan fiyat uyguluyoruz. Ağustos ayından bu yana; bir uçuştaki biletlerin yüzde 80’i için 2 bin 500 lira, bu biletlerin satılması sonucunda kalan yüzde 20’lik kısım için ise 4 bin lira olarak tavan fiyat uygulamaktayız. Toplantımızda işletmelerimize tavan fiyat uygulamasına sıkı bir şekilde riayet etmeleri hususunu bir kez daha hatırlattık. Vatandaşlarımız müsterih olsunlar bu uygulamanın denetimini de sıkı bir şekilde yapıyoruz” ifadelerini kullandı.



Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlun’dan 12 yeni iç hat müjdesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ 15 ilde 25 milyon yavru sazan suya bırakıldı Elazığ’da Tarım ve Orman Müdürlüğü bünyesinde Keban ilçesinde balık hasadı ve balıklandırma etkinliği düzenlendi. Elazığ dahil 15 ilde 25 milyon yavru sazan sulara bırakıldı. Elazığ Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından Keban ilçesinde balık hasadı ve balıklandırma etkinliği düzenlendi. Elazığ başta olmak üzere 15 ilde toplamda 25 milyon yavru sazan su ile buluşturuldu. Etkinliğe Vali Numan Hatipoğlu, Keban Kaymakamı Furkan Atalık, Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Nuri Yılmaz, Tarım ve Orman İl Müdürü Saadettin Taşkesen, kurum müdürleri ve vatandaşlar katıldı. Su ürünlerinin önemli olduğunu belirten Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu, “Fırat bizim gözbebeğimiz. Elazığ’da birleşerek Fırat adını alan bu muazzam su kaynağı ülkemize sayısız barajlar, enerji alanında hem de bölge anlamında bekletilebilir bir potansiyele sahip. Dolayısıyla bu anlamda çok önemlidir. Barajlarda ortaya çıkan su kaynakları, diğer taraftan üç tarafı denizlerle çevrili diyoruz. Balık üretiminde yetersiz olan ülkemizi daha iyi noktalara getirmek için Tarım ve Orman Bakanlığımızın çok ciddi faaliyetleri var. Hızla gelişen bir sektör, ilimiz anlamında da büyük bir önem taşıyor. İlimizde yaklaşık 5 bin kişinin istihdam edildiği ve aynı zamanda ihracat potansiyeli olan çok büyük bir özelliğe sahip. Sadece büyük barajlarımızı değil küçük baraj ve havzaların da korunması büyük önem taşıyor. Bu çerçevede bizim su ürünleri merkezimizde yapılan çalışmalarla çok muazzam bir şekilde balıklandırma çalışmaları yapılıyor. 2021, 2022 ve 2023 yıllarında yaklaşık 47 ile buradan 53 buçuk milyona yakın yavru sazan balığı gönderilmiş. 2024 yılında ise 15 ilimize yaklaşık 25 milyon civarında sazan balığı gönderilecek. Tek devlet iki millet düsturu ile bir arada olduğumuz Azerbaycan’ın Nahçıvan bölgesine buradan sazan balığının yavrularını göndereceğiz. Bu hem barajlarda ve göllerde ekosistemi koruma anlamında önem taşıyor. Aynı zamanda ekonomisine destek sağlamış oluyor. İç sularda balık üretiminin daha iyi noktalara ulaşması hayati önem taşıyor. Burada yapacağımız balıklandırma faaliyetinin hem ilimize hem de buradan göndereceğimiz barajların ve göllerin ahalisine hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” dedi. Öte yandan Elazığ’da üretilen 150 bin yavru sazan, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne gönderilecek.
İstanbul Esenyurt’ta edebiyat ve sanat rüzgârı, usta yazarlar dil kardeşliğinde buluştu Esenyurt Kardeş Kültürler Festivali 5. gününde düzenlenen “Edebiyattan Sanata Kardeşliğin İz Düşümü” konulu söyleşide konuşan Başkan Özer; "Esenyurt’ta bugüne kadar insana değil betona yatırım yapılmış. O nedenle adeta bir model işliyoruz. Mottolarımızdan bir tanesi de Esenyurt’u kültürün ve sanatın başkenti haline getirmek. Çünkü sanatın ve kültürün iyileştirici ve şifa veren bir yönü olduğuna inanıyorum" ifadelerini kullandı. Esenyurt Belediyesi ve İl Dernekler Birliği’nin ortaklaşa düzenlediği Kardeş Kültürler Festivali tüm coşkusuyla devam ediyor. Çeşitli etkinliklerin yer aldığı festivalin 5. gününe ’Edebiyattan Sanata Kardeşliğin İz Düşümü’ başlıklı söyleşi damgasını vurdu. Eski Belediye binasında düzenlenen programda Yazar Şeyhmus Diken ve Şair Haydar Ergülen, Esenyurtluları kültürel zenginliklere uzanan bir yolculuğa çıkardı. İlginin yoğun olduğu programa Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in yanı sıra CHP Esenyurt İlçe Başkanı Hüseyin Ergin, İl Dernekler Birliği Başkanı Orhan Onur, Belediye Başkan yardımcıları, STK’lar ve dernek başkanları katıldı. Edebiyat ve sanat üzerinden kardeşlik temasının da işlendiği söyleşide kültürel kimliklerin önemine vurgu yapıldı. Şair Haydar Ergülen’in henüz yayınlanmamış kitabından Cumartesi Anneleri’ne itafen seslendirdiği şiir ise programa katılanlardan büyük alkış aldı. "Esenyurt’un Kültür ortamını solumasından mutluyum" Konuşmasına yazarak üretmenin önemine değinerek başlayan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer; "Sevgili Şeyhmus Diken, Diyarbakır aşığı biri olarak kentini Türkiye’ye ve dünyaya tanıttı. Bana göre yazmak ölümün elinden bir şeyler kurtarmaktır. Çünkü her şey biter, geriye insanın hikayesi kalır. İranlı şair Füruğ’un çok sevdiğim bir dizesi var. Diyor ki; ’Kuş ölür, sen uçuşu hatırla.’ Şeyhmus bu nedenle böyle bir iz bırakarak yürümeye devam ediyor. Sevgili Haydar Ergülen’in ise şiirlerini ve yazılarını uzun zamandan beri okuyorum. O da ülkemizin yetiştirmiş olduğu ender şairlerden bir tanesi. Roman biraz fazlası olan bir eser. Öykü ise daha damıtılmış, fazlası atılmış bir metin. Ancak şiir özün özüdür bana göre. Yani Ahmed Arif’in deyimiyle ‘şair, namus işçisidir’. Bizim adımıza içimizi okuyor, duygularımızı dile getiriyor. O nedenle şairler bana göre dünyanın en önemli ustalarıdır. Şimdi burada iki büyük yazarımız ve şairimiz bulunuyor. Ben onların Esenyurt’un bu kültür ortamını solumasından dolayı çok mutluyum" ifadelerini kullandı. "Kültür ve sanat iyileştrir" Sözlerini kültür ve sanatın iyileştirici gücüne değinerek sürdüren Prof. Dr. Ahmet Özer, şunları söyledi: "Biz Esenyurt’ta bir model işliyoruz; bir kanaviçe örer gibi. Bunun için mottolarımız var. Bu mottolardan bir tanesi de Esenyurt’u kültürün ve sanatın başkenti haline getirmek. Bu hedefimizin nedenlerinden bir tanesi tamamen insan odaklıdır. Çünkü sanatın ve kültürün iyileştirici ve şifa verici bir yönü vardır. Sadece ilaçlar, doktorlar şifa vermez. İnsan ruhuna dokunan ve onu iyileştiren en önemli şey yazılarda, çizilerde vardır. Esenyurt kötü yönetildiği için bu şehrin ruhu zehirlenmiş ve çalınmış. Bugüne kadar sadece betona yatırım yapılmış. Yer bizim gök Allah’ın demişler ve binlerce konut yapmışlar. Oysa beton yenmez. Aslolan insandır, insanı merkeze koyabilmektir. O nedenle sanatın böyle bir iyileştirici rolü vardır." "Dünyanın en büyük silahı kültürdür" Esenyurt’un en büyük sorunlarından birinin kentlileşememek olduğunu belirten Prof. Dr. Ahmet Özer; "Sanatın ikinci önemli vazifesi de bizim açımızdan çok gerekli. İnsanlarımız çeşitli nedenlerle buraya göç etmişler. Buranın kentsel dinamikleri olmadığı için gelenler ne köylü olmaktan çıkmışlar, ne de kentli olmuşlar. Yani arada kalmışlar. Bunlar aynı zamanda şehircilik açısından çarpık kentleşmeye, insani açıdan ise kentlileşmemeye yol açan bir durumdur. İşte kültür sanat bu insanların dönüşmesini, kentlileşmesini sağlayan bir işleve sahiptir. Yerel yönetimler olarak bu dönüşmeyi sağlamak ise bizim vazifemiz. Bugün dünyanın en büyük silahı atom bombası değil, kültürdür” ifadelerini kullandı. "Soyut kardeşlik söylemini kırmalıyız" Konuşmasında farklı inanç ve kültürler üzerinden kardeşlik olgusuna ve toplumsal barışın önemine değinen Yazar Şeymus Diken, “Bugün topluma dayatılan resmi ideolojiler üzerine bir okuma yapmanın gerektiğine inanıyorum. Eğer biz bunu yapmazsak, bahsettiğimiz kardeşlik kavramı, kardeşliğimiz soyut kalır. Bu soyut kardeşliği kırabilmek, somuta dönüştürmek için gerçek manada siyasetin, sivil toplum örgütlerinin ve entelektüel camianın böyle toplantılarda bir araya gelmesine ihtiyaç var. İşte bugün Esenyurt’ta Vanlı Ahmet Özer’in Belediye Başkanı olup kardeşliğin tezahürü için mücadelesinin o vesileyle anlamlılığına kıymet biçmek istiyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Samsun Bebeklerin gelişimi için en iyi besin kaynağı: ‘Anne sütü’ Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Buket Taneri, bebeklerin gelişimi için en iyi besin kaynağının anne sütü olduğuna dikkat çekti. Dünya Sağlık Örgütü tarafından da kabul gören anne sütünün faydaları, bebeklerin gelişimi için büyük önem arz ediyor. Medicana Sağlık Grubu Doktorlarından Uzm. Dr. Buket Taneri, anne sütünün bebeklerin hem fiziksel hem de zihinsel gelişiminde önemli rol oynadığını belirterek önemli açıklamalarda bulundu. “Bebeğinizin gelişimi için en iyi besin kaynağı anne sütüdür” Anne sütünün bebekler için önemine değinen Medicana International Samsun Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Buket Taneri, “Anne sütü dünyaya gelen bebeğiniz için en iyi başlangıç, verebileceğiniz en güzel hediyedir. Anne sütü, bebeğiniz için mükemmel besindir. İçindeki antikorlar sayesinde bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı korur. Bebeğinizin sindirim sistemini düzenler ve alerji riskini azaltır. Bebeğinizin gelişimi için en iyi besin kaynağıdır. Beyin gelişimi, kemik sağlığı ve genel büyüme için gerekli tüm besinleri içerir. Emzirme anneye de birçok fayda sağlamaktadır. Doğum sonrası rahmin daha hızlı toparlanmasına yardımcı olur, meme kanseri ve tip 2 diyabet riskini azaltır. Anne ve bebeğin özel bir bağ kurmasını sağlar. Ten teması ve yakınlıkla bebeğinizle aranızdaki bağı güçlendirir” dedi. “Emzirme anne ile bebek arasındaki harika bir yolculuktur” Emzirmenin önemi hakkında da açıklamalarda bulunan Uzm. Dr. Buket Taneri, “Dünya Sağlık Örgütü, bebeğinizin ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmesini daha sonra ek gıdalara başlanıp emzirmenin 2 yaşına kadar devam etmesini önerir. İlk 6 aylık süreçte anne sütü içerik olarak bebeğinizin bütün ihtiyacı olan her şeyi karşılamak için yeterlidir. Sütünüzün dönem dönem yetersiz olduğunu düşündüğünüz durumlarda endişelenmeyin, çoğu annenin yeterli sütü vardır. Bebek emme sıklığını artırdıkça süt üretimi de artar. Bir çocuk doktoruna danışarak bu konuda destek alabilirsiniz. Çalışan anneler için anne sütü ve emzirmeyi destekleyici birçok haklar mevcuttur. Unutmayın, emzirme sizle bebeğinizin arasındaki harika bir yolculuktur; bu yolculukta bazen sütün azalması ya da emmede zorluklar gibi durumlarla karşılaşabilirsiniz ancak bebeğiniz için aldığınız bu kararın ne kadar değerli olduğunu unutmayın” diye konuştu.